ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum
Kurallarını mutlaka okuyunuz...
|
nAoNnGaEmLe
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 17.Kas.2006 Cum 00:34:38 |
| fiogf49gjkf0d
·prenses344· :
RTÜK çocukların nabzını tutacak |
|
|
RTÜK, çocukların televizyon programlarıyla ilgili duygu ve düşüncelerini dile getirebilecekleri bir web sayfası hazırladı. Bugün yayına giren sayfa... |
09/11/2006
|
|
RTÜK, çocukların televizyon programlarıyla ilgili duygu ve düşüncelerini dile getirebilecekleri bir web sayfası hazırladı. Bugün yayına giren sayfa çocukların eğlenceli dünyasına da hitap ediyor.
RTÜK, çocukların televizyon programlarıyla ilgili duygu ve düşüncelerini dile getirebilecekleri bir web sayfası hazırladı. RTÜK’ten yapılan açıklamada, günde ortalama üç saat televizyon izleyen çocukların eleştirel izleyiciler olarak yetişmeleri ve programları seçerek izlemeleri için Akıllı İşaretler ve Medya Okuryazarlığı Projelerini hayata geçirildiği anımsatıldı. Açıklamada, çocukların televizyon programlarıyla ilgili duygu ve düşüncelerini dile getirebilecekleri bir web sayfası hazırlandığı ifade edildi. www.rtukcocuk.org.tr adresinde bugün yayına giren web sayfasında çocukların hoşlanacağı oyunlar, fıkralar, bilmecelerin, ödevlerini hazırlarken yararlanabilecekleri bilgilerin yanı sıra, çocukların televizyon programlarıyla ilgili duygu ve düşüncelerini, beğeni, öneri ve eleştirilerini yazabilecekleri “Arkadaşım Televizyon” ve “TV Okuru” bölümleri bulunuyor.
RTÜK ÇOCUK WEB SAYFASINDA NELER VAR?
Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun desteği ile Misak-ı Milli İlköğretim Okulu, İhsan Doğramacı Vakfı Özel Bilkent İlköğretim Okulu ve Emlak Bankası Bilkent İlköğretim Okulunun işbirliği sonucu, ilköğretim okulu öğrencileri tarafından hazırlanan sayfa hareketli nesnelerle dolu bir oda şeklinde düzenlenmiş. Odadaki her nesneden sayfanın değişik bölümlerine ve çocukların RTÜK’e televizyon yayınlarıyla ilgili dilek ve beklentilerini yazabilecekleri bir posta kutusunun bulunduğu sürpriz bir bahçeye bağlantı yapılabiliyor. Bütün bölümleri interaktif olarak hazırlanan sayfa, ziyaretçilere kolayca katılma ve mesaj gönderme imkanı sunuyor.
ANA BÖLÜMLER: TV OKURU VE ARKADAŞIM TELEVİZYON
“TV Okuru” ve “Arkadaşım Televizyon” sitenin temel bölümlerini oluşturuyor. Bu bölümlerde öğrencilerin televizyon programlarıyla ilgili duygu ve düşünceleri, görüş, öneri ve beklentileri yer alıyor. Ziyaretçiler de kendi görüşlerini bu bölümlere ekleyebiliyorlar. Sayfada ayrıca çocukların program seçebilmeleri için televizyon kanallarının günlük yayın akışlarıyla ilgili bilgiler bulunuyor.
MEDYA OKURYAZARLIĞI DERSİ ÇALIŞMALARINA DA YER VERİLECEK
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu ile Milli Eğitim Bakanlığının işbirliği sonucunda hayata geçirilen Medya Okuryazarlığı Projesi kapsamında 2006-2007 öğretim yılında beş pilot ildeki ilköğretim okullarında okutulmaya başlanan Medya Okuryazarlığı Dersiyle ilgili öğrenciler tarafından hazırlanan projelere ve çalışmalara da çocuk web sayfasında yer verilecek.
DİĞER BÖLÜMLER
Sayfanın diğer bölümleri şunlar: Yardımlaşma, Belirli Günler ve Haftalar, Özgün Öyküler, Akıllı İşaretler, Çocuk Hakları, Resim Galerisi, Vitamin, e-kart, TV İzlerken, Atatürk Köşesi, RTÜK nedir?, Spor, Genel Kültür, Kitap Tanıtımı, Oyun, Faydalı Linkler, Çevre, Dostumuz Hayvanlar, Posta Kutusu, Bir Zamanlar Televizyon, Aile Postası.
|
|
|
|
rtürk tutsun şu nabzıda bizde rahatlıyalım yaa,,en çok sinir olduğum konu budur,,tw de bişey izlerken sansur konulması yada sahne kesilmesi...
ya kardeşim adam 22 de baslayan bi film gosteriyor we full sansu orneğin kill bill,,bikerem 22 de çoçuğun ayakta ne işi war,,gora gosterilyo sahneler kesilyo uste +18 koy hiç bişey kesme,,+18 goren aileler heralde çoçklarına izletmes,,we saten 18 yasını geçmiş bi insan herşeyin farkındadır,bunun için filmde sansur koyma we sahne kesmeye ne gerek war....
bide artık 22 den sonraki yaynlardaki filmlerde we dizilerde kufur olsa gusel we daha gerçekçi olur... uste +18 konuldumu... | |
nAoNnGaEmLe
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 17.Kas.2006 Cum 00:48:47 |
| fiogf49gjkf0d
·prenses344· :
Burnunu karıştırmak zararlı....
değil mi yoksa?
Toplumda hoş karşılanmadığı için engellenen "hap yapma", bilim adamları tarafından yararlı bir olay olarak açıklandı. Hatta, burundan çıkarılan sümüklerin israf edilmemesi ve yenmesi gerekiyor! Avusturya daki Innsbruck Üniversitesi akciğer hastalıkları uzmanı Dr. F. Bischinger, toplumda ayıplanan burun karıştırma sırasında bu organdan çıkarılanların vücuttaki mikroplara karşı koyan etkili bir ilaç olduğunu söyledi. Sümük, burnumuzdan girmeye çalışan mikropları tutar ve hapseder. Yuttuğumuz zaman ise miğdemizdeki mikropları tutar ve bize zarar vermesini önler.
Çocukları engellemeyin Özellikle çocukların burunlarını karıştırmalarına engel olunmaması gerektiğini söyleyen Bischinger, "Burun karıştırmak otomatik bir reflekstir. Tıbben de çok yararlıdır. Hatta içinden çıkanlar da vücuttaki mikroplara karşı koyan etkili bir ilaçtır, yenmesinde sanıldığı gibi zarar değil yarar vardır" diye konuştu.
Mendilden daha etkili Burnun parmakla karıştırılmasının "mekanik bir temizlik" olduğunu belirten Doktor Bischinger, parmakla yapılan temizliğin mendille yapılandan daha etkili olduğunu söyledi.
Kaynak: GençBilim
|
|
|
Hatta, burundan çıkarılan sümüklerin israf edilmemesi ve yenmesi gerekiyor!
mukemmel bi bilgi yaaa demek ki kuçklugumde yedklerim boşa gitmemiş zuhaaa | |
Harwest
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 17.Kas.2006 Cum 08:06:23 |
| fiogf49gjkf0d Hatta, burundan çıkarılan sümüklerin israf edilmemesi ve yenmesi gerekiyor!
mukemmel bi bilgi yaaa demek ki kuçklugumde yedklerim boşa gitmemiş zuhaaa
puahahahaaaaaaaaaaa nAoN
Neyse bende aynısını diyem bari .Gerçekten mükemmel bir bilgi.Çek şu elini burnundan diyenler okumalı bunu:))) boşa gitmediğine hatta yararlı ilaç gibi olduğuna sevindim
Çoğunun şimdi iğğğğğğ yaptığını görür gibiyim bu habere geçecen o iğğğğğ ayaklarını, hap yapmayan bi allahın kulu varmı ki | |
alesta83
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 17.Kas.2006 Cum 11:15:07 |
| fiogf49gjkf0d AB Konseyi, Istanbul un 2010 yilinda
"Avrupa Kultur Baskenti" olmasini onayladi.
2010 Avrupa Kultur Baskenti Projesi kapsaminda AB disi sehirler sinifinda Ukrayna nin baskenti Kiev ile yarisan Istanbul, gecen Nisan ayinda Bruksel de yapilan juri toplantisinda, Avrupa Parlamentosu, AB Komisyonu ve AB Konseyinin ikiser, Bolgeler Komitesinin bir temsilcisinden olusan 7 kisilik Secici Kurul tarafindan secilmisti.
Projenin gerceklesmesi icin AB Konseyi onayi gerekiyordu.
| |
alesta83
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 17.Kas.2006 Cum 11:17:14 |
| fiogf49gjkf0d Seksi pop sarkicisi Britney Spears, hamilelik doneminin
ardindan bir ayda tam 12 kilo verdi.
Iste Britney usulu zayiflama
Britney Spears bir ay oncesine kadar fazla kilolariyla bogusan bir yildizdi. Simdiyse karsimiza yepyeni bir Britney olarak cikti. Bir aydir sIki bir diyet yapan Britney, 12 kilo verdi. Sanatci, ilac kullanmadan ve spor danismani tutmadan fazla kilolarindan kurtuldugunu soyluyor. Zayiflamada motivasyonun cok onemli oldugunu belirten sanatci, bu konuda en buyuk destegi kocasi Kevin Federline’dan gordugunu belirtiyor.
Eski aliskanliklarini bir bir birakti
* Britney gune erken basliyor ve bir saat kosuyor sonra hafif agirliklarla calisiyor. Gece yatmadan ayni calismayi 45 dakika yapiyor. Bu sekilde vucudunu deforme etmeden zayifliyor.
* En buyuk motivasyonunun muzik oldugunu soyleyen unlu yildiz, Gwen Stefani, Christina Aguilera’yi dinleyerek calisiyormus.
* SIK ama az miktarda yemek yiyor. Gunde 6 ogun yiyen Britney yedigi yemeklerin vucudundaki seker ve yag oranlarini dengeledigini soyluyor.
* Eski kotu beslenme aliskanliklarini birakan yildiz, artik cok sevdigi patates kizartmasi yerine yogurdu tercih ediyor.
* Kahve icme aliskanligi oldugu icin bundan once ictigi frappucino yerine yagsiz sutlu kahve iciyor.
* Yedigi abur cuburlari bir kenara birakan Britney ogun aralarinda meyve yemeyi tercih ediyor.
| |
alesta83
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 17.Kas.2006 Cum 11:18:15 |
| fiogf49gjkf0d Tayland Panda Projesi Muduru Prasertsak Buntrakoonpoontawee, bambularla beslenen pandalarin, bambularin kagit yapiminda kullanilabilecek kismini diskiyla attiklarini anlatti.
Prasertsak, hayvanat bahcesindeki iki pandanin gunde 23 kilo kagit hamuru diskiladiklarini belirtti:
Kagit yapmak icin her cesit kagit hamurunun kullanilabilecegini biliyoruz.
Biz de, dut agacindan kagit yapmaya iliskin 2 bin yillik teknigi, panda diskisindaki bambu kagit hamuruna uyguladik.
Panda diskisindan elde edilen kagittan, uzerinde panda resimleri olan hediyelik esya yapildigini belirten Prasertsak, hediyelikler ve kurutulmus panda diskisi satislarindan yilda 8 bin 200 dolar kazandiklarini soyledi.
Chuang Chuang ve Lin Hui adli pandalarin diskisindan elde edilen paranin, panda projesinin finansmaninda kullanildigi da aciklandi.
20-30 yil yasayan ve sadece bambu filizi yiyen dev panda turu, genelde uyuklayarak yasayan yavruyu 1.5 yasindayken sutten kesiyor.
Kendileri kolay kolay ciftlesmedigi icin yapay dolleme yonteminin sIk basvuruldugu pandanin Cincesi Cung Mao yani Ayi Kedi .
Cin de 2002 de yapilan bir sayimda vahsi dogada yasayan pandalarin sayisinin sadece bin 596 oldugu belirlenmisti.
| |
alesta83
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 17.Kas.2006 Cum 12:14:11 |
| fiogf49gjkf0d Buyuk bir heyecanla bekledigi Uluslararasi Istanbul Cocuk Filmleri Festivali basladi. En guzel cocuk filmleri
14 - 30 Kasim 2006 tarihleri arasinda dorduncu kez gerceklestiriliyor olan festival, 30’un uzerindeki ulkeden 100’un uzerindeki filmi, cocuklarla bulusturuyor. Bu yil da, iki hafta boyunca dunyanin dort bir yanindan gelen birbirinden renkli cocuk filmlerine evsahipligi yapacak olan Cinecity Sinemalari, cocuklari sinemanin buyulu dunyasinda eglenceli ve macera dolu yolculuklara cikaracak.
Cocuklarin yani sira buyuklerin de ilgiyle izledigi Uluslararasi Istanbul Cocuk Filmleri Festivali, bugun (14 Kasim 2006 Sali ) Cemal Resit Rey Konser Salonu’nda duzenlenen Acilis Galasi ve Odul Toreni ile basladi.
Galada, festival kapsaminda 6-15 yas arasi cocuklara yonelik gerceklestirilen “Kucuk Sinemacilardan Buyuk Filmler Yarismasi”nda dereceye girenlere de odulleri verildi.
6-8 yas grubunda, “Kirik Saatler” adli filmiyle Adnan Mehmet Sayar’a, 9-10 yas grubunda “?” adli filmiyle Ayse Su Gurmen’e, 11-12 yas grubunda “Ruya” adli filmiyle Veli Berker’e ve 13-15 yas grubunda “Sarlo” adli filmiyle Gokce Kocaarslan’a birincilik odulu sunuldu.
Yas gruplarinda ikincilik odulleri; Sevval Ipek Ozcelik, Selenay Varvar, Cem Agacikoglu ve Sertac Koyuncu’ya, ucunculuk odulleri ise Hulya Ozbakir, Onur Alp Gucer, Ipek Auf ve Yagiz Genc’e verildi.
Odulleri sahiplerine, Festival Genel Koordinatoru Sule Duvan ve Istanbul Il Kultur ve Turizm Muduru Ahmet Emre Bilgi verdi.
| |
alesta83
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 17.Kas.2006 Cum 15:56:50 |
| fiogf49gjkf0d
LÖSEV UYARIYOR
SEVGİLİ ANNELER VE ANNE ADAYLARI; SAYGIDEĞER 65 YAŞ ÜZERİNDEKİ GENÇLER VE DEĞERLİ ÇOCUKLAR |
|
Lütfen 10 Kasım 2006 ile 1 Nisan 2007 tarihleri arasında salatalık, domates, patlıcan, biber, şeftali, karpuz, erik, muz gibi yaz SEBZE ve MEYVELERİ yemeyiniz. Çünkü bu tarihler arasında satın alacağınız bu gıdaların hiçbiri doğal ortamlarda, tarlalarda, güneş ışığında ve doğal gübrelerle yetiştirilmiyorlar ya nasıl yetiştiriliyorlar;
|
Naylon örtü ve benzeri kaplamaların altındaki seralarda |
|
Sıcak ortam sağlamak için yakılan kaloriferlerle |
|
Büyümesi için aşırı miktarda kullanılan hormonlarla |
|
Böceklerden korunmak için aşırı miktarda kullanılan tarım ilaçlarıyla |
yetiştiriliyorlar. Çabuk bozulmasın, raftaki ömrü uzun olsun diye de erkenden toplanıp sandıklanıyor ve size sunuluyor. Vitamin ve mineralleri de eksiliyor. |
Tüm bu doğal olmayan koşullarda yetişen sebze ve meyveler kanser riskini %70 artırmaktadır. İşin en acı tarafı hamile bir anne doğal olmayan, sera ürünü bu meyve ve sebzeleri mevsiminde yemediği zaman aldığı bu hormonlar ve tarım ilaçları doğrudan anne karnındaki bebeğine de geçmektedir. Yine emziren annelerden, anne sütü ile bu tarım ilaçlarının bebeğine geçtiği bir çok bilimsel araştırmalarda gösterilmiştir.
Hem kansorejen hem de pahalı olan bu meyve ve sebzeler yerine kışın yetişen ve vitamin, minerallerden zengin olan ıspanak, pırasa, karnıbahar, yerelması, elma, portakal, mandalina gibi kış sebze ve meyveleri tercih ediniz. Bu şekilde hem sağlıklı olursunuz hem de kanserden korunursunuz.
Biz ciddi, güvenilir bir sivil toplum örgütü olarak sizleri kanserden korumak istiyoruz. Tek amacımız budur. | | |
nAoNnGaEmLe
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 17.Kas.2006 Cum 17:46:24 |
| fiogf49gjkf0d Renk cümbüşünde kaybolun biraz...
| |
prenses344
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 17.Kas.2006 Cum 19:31:22 |
| fiogf49gjkf0d Karıncalar hakkında
* Bir karınca yuvasına günde 2.400 böcek taşır. * Dört satır okuduğunuzda dünyada 40 insan ve 700 milyon karınca doğmakta, 30 insan ve 500 milyon karınca ölmektedir.
* Karınca boyu 0.01 ile 3 cm arasında değişen, ağırlığı 1 ile 150 miligram arasında, sperm hücrelerinin sayısına göre dilediği kadar yumurtlayan, herşeyi yiyen ve nüfusu milyarların çok ötesine varan bir böcek türüdür.
* Karıncalar dünyamızın 150 milyon yıl önce doğan ilk bilinçli hakimleri ve ilk toplum kuranlarıdırlar.
* Karıncanın aerodinamizmi mükemmeldir. Her eklem mekanik bir harikadır, Deri ve kabuk kısımları sanki bir bilgisayarın yardımıyla yerleştirilmiştir. Üçgen kafası havayı deler, uzun ve bükülebilen bacakları toprakta yürürken bedenin rahat bir şekilde yaylanmasını sağlar sanki spor bir otomobil gibidir. Pençeleriyle tavanda yürüyebilir, gözleriyle 180 derecelik bir çevreyi görür. Antenleriyle bizim göremediğimiz binlerce bilgiyi ve uç kısımlarını çekiç gibi kullanır. Karnı keseler ve boşluklarla doludur, oralarda gerekli maddeleri stok eder. Çeneleriyle keser, sıkıştırır ve yakalar. Bedenindeki muazzam boru sistemi kokusal haberlerin depolanmasını sağlar.
* Arjantin karıncaları ilk kez 1866´da Buenos Aires´de görüldüler. 1891´de ABD´de, 1908´de Güney Afrika´da, 1910´da Şili´de, 1917´de Avustralya´da ve 1920´de Fransa´da ortaya çıktılar ve Fransa´nın güneyinde ortaya çıkar çıkmaz yöredeki tüm yerli karıncalara karşı savaş açarak onları yendiler. 1960´da İspanya´da, 1967´de Roma´da görüldüler, 1990 sonlarında ise kuzey Avrupa´ya doğru yayıldıkları belirlendi.
* Karıncalar insanlardan daha kalabalıktırlar. Daha çok siteleri vardır ve çevreye daha uygun yuvalarda yaşarlar. Hiçbir insanın yaşayamayacağı kuru, buzul, sıcak veya nemli bölgelerde yaşarlar. Bizden yüz milyon önce de vardılar ve atom bombasına bile dayanıklı oldukları hatırlanırsa bizden yüz milyon yıl sonra da varolacaklar. Onların tarihinde bizler sadece üç milyon yıllık bir raslantıdan ibaretiz. Bir gün dünyadışı canlılar dünyamıza inerlerse şaşırmayacaklar ve kuşkusuz karıncalarla konuşmaya başlayacaklardır çünkü onlar dünyanın gerçek sahipleridirler.
* Karıncaların bulunmadığı 1 km2´lik bir toprak parçası yoktur
| |
| |