ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum
Kurallarını mutlaka okuyunuz...
|
NombreDor
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 30.Tem.2010 Cum 03:37:58 |
|
Kim ısıtır, kim sever beni daha? Sıcak eller uzatın bana! Yürek mangalları uzatın bana! Vurulup düşürülmüş çırpına çırpına, can çekişenler gibi, ayakları ovuşturulan, sarsılmışım, ahh! Bilinmeyen ateşlerle yana yana, sen peşimdesin, ey Düşünce!
Adlandırılamaz! Açıklanamaz! İğrenç! Sen, ey bulutların ardındaki avcı! Yerle bir olmuşum senin şimşeklerinle, sen alaycı göz, dikmişin gözünü bana karanlıklardan! Yatıyorum öyle, kıvrılarak, çırpınarak, işkencesiyle bütün sonsuz ezaların, vurdun beni sen ey zalim avcı, sen ey tanınmaz - Tanrı... Vur, daha derine vur! Bir kez daha, haydi vur! Kopar, parçala bu yüreği! Niye bu işkence körelmiş oklarla? Neye göz koydun böyle, usanmadın mı bu insan işkencesinden, acı vermekten haz duyan Tanrı şimşeği gözlerle? Öldürmek değil istediğin, yalnızca eziyet, eziyet etmek mi? Bana - niye eziyet ediyorsun, sen, ey acı vermekten haz duyan tanınmaz Tanrı?
Ha ha! Usul usul sokuluyorsun böylesi gece yarısında?... Ne istiyorsun? Konuş! Üstüme geliyorsun, sıkıştırıyorsun beni, Ha! Çok yaklaştın yanıma! Soluğumu duyuyorsun, yüreğimi dinliyorsun, kıskanç seni! - neden kıskanıyorsun beni? Git! Defol! O merdiven de niye? İçeri mi girmek istiyorsun, yüreğime tırmanmak, en mahrem düşüncelerime tırmanmak?! Utanmaz! Tanınmaz! Hırsız! Ne çalmak istiyorsun? Ne gözetlemek istiyorsun? Ne işkencesi etmek istiyorsun? Sen ey işkenceci! sen - Cellat - Tanrı! Yoksa köpek gibi, taklalar mı ataydım karşında? teslim mi olaydım, kendimden geçerek sevginle - sırnaşarak?!
Boşuna! Sürdür batırmanı! Zalim diken! köpek değilim - avınım yalnızca senin, zalim avcı! en gururlu esirinim, en ey bulutların ardındaki haydut... Konuş artık! Ey şimşeklerin ardına gizlenen! Tanınmaz! konuş! Ne istiyorsun, ey Eşkiya... benden?!
Nasıl? Fidye mi? Ne istiyorsun fidye diye? Çok iste - böylesi yaraşır gururuma! ve az konuş - böylesi yaraşır öteki gururuma!
Ha haa! Beni - istiyorsun ha? beni? herşeyimle beni?... Ha haaa! Ve işkence ediyorsun bana, delisin ya işte, gururumu kırıyorsun işkencenle? Sevgi ver bana - kim ısıtır ki beni daha? kim sever ki beni daha? sıcak eller uzat bana, yürek mangalları uzat bana, bana, yalnızların en yalnızına, buzunu ver ahh! yedi kat donmuş buz, düşmanları bile düşmanları özlemeyi öğreten, ver, evet, teslim et, ey zalim düşman bana - kendini!
Kaçıyor! Bu kez o kaçıyor, tek yoldaşım, en büyük düşmanım, tanınmazım benim, Cellat-Tanrım benim!...
Hayır! gel geri! bütün işkencelerinle birlikte geri gel! Bütün gözyaşlarım sana akıyor, yüreğimin son alevi seni aydınlatıyor. Gel, geri gel, tanınmaz Tanrım! Acım benim!
son mutluluğum benim!...
(Nietzsche)
| |
llTuaNall
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 12.Eki.2010 Sal 01:51:11 |
| Üstü Kalsın!...
Karıştır teninin toprağını Yaşam sende şekil alsın Bir bak yeter diyordun Güz yağmurları getirdim sana _________heyelanım üstünden aksın
Bir çocuğun gözlerinde merak Ellerinde üşümüşlük Karton yatak Buzdan yorgan Karanlığa gülümseyen ay Yıldızıyla sevişen gök __________ve maviyi unutan yaram ! açık kalsın Dudaklarında asılı yarım bir keşke.. Dilinde acıklı şarkılar Kaleminde ışıldayan bakir satırlar Kurşuna dizdiğin onca söz.. __________sende kalsın..
Olanca heybetiyle Geçip gitsin sokağından bir elveda Trenlerin son seferleri gibi Boş bir bakış savur yelkovana ____________son kez tıklasın.. Gözkapaklarına çökmüş hazan Eğsin dallarını başıboş gitmelere Bahaneden bir sigara.. Bir çakmak.. Titrek parmaklarına dokunsun ____________çek içine ! acın demlensin..
Mutlak zamanı kaftan diye giyip üzerime Küf yeşili bir mezbelenin tam ortasından Serenadıyla dövüşüp hayatın.. Allı morlu uçurtma yalnızlığında Takvasına baş eğip gökkuşağının.. _____________içimi yontarak az da.. Canımın yongasında et Zaafımın korkusunda bekaretim kanasın.. _____________çığlığımın dişi kırık yanı _______________________sen de kalsın
Ben yaşadım seni ! üstü kalsın. | |
llTuaNall
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 12.Eki.2010 Sal 01:58:40 |
|
Bazen |
|
|
çocuklukta kalmış, |
|
|
kaygısız günlerin hafifliği gelip oturuyordu içime. |
|
|
Günlük hayatın, geçmişin, |
|
|
gelecekle ilgili bütün düşüncelerin dışına çıkıyordum o zaman |
|
|
Her şeyi bir kalemde silip atan |
|
|
her şeye yeniden başlanabilinir sandıran bir duyguydu bu.. |
|
|
Hayat bir oyundu, |
|
|
istediğimiz gibi oynayabileceğimiz bir oyun... |
|
|
|
| |
llTuaNall
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 12.Eki.2010 Sal 02:04:27 |
| Seni kaybediyorum. Ellerimden ellerin kayıp gidiyor. Engel olamıyorum. Sanki parmaklarım felçli. Şöyle sıkıca tutup avuçlarımın içine,hapsedemiyorum avuçlanı. Ellerin ellerimden kayıp gidiyor. Sıcaklığın da gidiyor avuçlarımdan. Avuçlarım birden buz kesiliyor. Öylece bakakalıyorum ardından.
Seni kaybediyorum. Gözümün önünden yok oluyorsun. Sanki buz tutmuş göz pınarlarım. Ağlayamıyorum bile ardından. Göz bebeğimden,içime akıyorsun Öylece bakakalıyorum ardından.
Seni kaybediyorum. Elimin altından kayıp gidiyorsun. Sanki karabasanlar oturmuş boğazıma. Gitme diyemiyorum. Sen de susuyorsun. Sessini bile mahrum ediyorsun kulaklarımdan. Anladım,bir iz bile bırakmak istemiyorsun. Ben de öylece bakakalıyorum ardından. | |
llTuaNall
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 12.Eki.2010 Sal 02:08:20 |
| Yoruldum. Bir adım atacak halim yok ya da adım atacak bir hayatım. Çekilmez olacak mıydı bu hayat ya da çekilecek bir yönü yok muydu? Zor mu gelecekti nefes almak bu şehirde ya da nefes almamı sağlayacak bir insan yok muydu? Hep mi kötü olacaktı? Kötü olmasa bile hiçbir iyilik cezasız kalmazdı. Yaşama sebebim yok ölme nedenim çok. Bir fırtına çıksa alsa götürse uzaklara, geri getirmese... Yoruldum yüreğim, yoruldum hayat... Artık bitme zamanı gelmedi mi? Kaybedecek neyim kaldı nefesimden başka? Hadi son darbeni vur da öyle gideyim | |
llTuaNall
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 12.Eki.2010 Sal 02:11:18 |
| Bu sefer gitmeler yakmadı canımı, Halbuki ben daha dün öğrenmiştim ayrılıkları...
Utanıyordum Başka hayatlarda unuttuğum yüreğimi birileri görecek duyacak diye...
Oysaki, Onlar hissetmemeliydi sana eksikliğimi, Ve bilmemeliydiler senin varlığını... Çünkü onlar için sen yoktun hayatımda, sen olmamalıydın ve oLamazdın...
İşte bu en çıkmaz anlarımda; Dünyayı seninle benim renklerime boyamak var aklımda Tam böyle bir hayal, Açıyorum gözlerimi, sana ördüğüm duvarların ardındında ağlayan ben , bir diyer yarısındada gitmeyi bir türlü beceremeyen sen...
Sustukça boğuluyorum... Kaçmak çözüm değildi bana.. ama bu sefer dur durak bilmeksizin gitmeler var aklımda..
Artık unutmalı o deniz gözleri , hayata dönmeli... Her satır başında göz yaşlarıma esir olmamalıyım... Canımı yakmalarına izin vermemli, unutmayı bilmeli, gitmeleri yakıştırabilmeliyim..
İçimde öldürdüğüm ilk insan her cinayetime ilham oldu... Belki bu yüzden, seninle birlikte yüreğimde affetmeyecek beni.. Gururuma boyun eğerek koyduğum bir zindanda, artık yaşamadığını fark ettiğimde.. Feryatlarımı duymadı, aldırmadı sev deyişlerime...
Artık, Sensiz bir kaç nefes alışlarım var aklımda Sensiz biRkaç adım, Ve senin canın artık benim ırmaklarımdan akmaz bilirsin
Şimdi sende bunlarla beraber öğrenmelisin, Yüreğimin bir köşesinde kalmış aşklarını... | |
xNeva
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 12.Eki.2010 Sal 16:16:55 |
| Aşk bitti Elimden sanki minik bir balık kayıp gitti Aşk bitti İçimden sanki bir şeyler kopup gitti Aşk hiç biter mi Hiç bir şey olmamış gibi Boşlukta kaybolup gider mi Aşk hiç biter mi
Kalır adımızla Bir sokak duvarında Bir ağaç kabuğunda Bir takvim kenarında Kalır bir çiçekte Bir defter arasında Bir tırnak yarasında Bir dolmuş sırasında Kalır bir odada Bir yastık oyasında Bir mum ışığında Bir yer yatağında Aşk hiç biter mi
| |
eeeeelllllfffff
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 8.Kas.2010 Pzt 11:17:31 |
|
·llTuaNall· :
Seni kaybediyorum. Ellerimden ellerin kayıp gidiyor. Engel olamıyorum. Sanki parmaklarım felçli. Şöyle sıkıca tutup avuçlarımın içine,hapsedemiyorum avuçlanı. Ellerin ellerimden kayıp gidiyor. Sıcaklığın da gidiyor avuçlarımdan. Avuçlarım birden buz kesiliyor. Öylece bakakalıyorum ardından.
Seni kaybediyorum. Gözümün önünden yok oluyorsun. Sanki buz tutmuş göz pınarlarım. Ağlayamıyorum bile ardından. Göz bebeğimden,içime akıyorsun Öylece bakakalıyorum ardından.
Seni kaybediyorum. Elimin altından kayıp gidiyorsun. Sanki karabasanlar oturmuş boğazıma. Gitme diyemiyorum. Sen de susuyorsun. Sessini bile mahrum ediyorsun kulaklarımdan. Anladım,bir iz bile bırakmak istemiyorsun. Ben de öylece bakakalıyorum ardından. |
|
|
Sitem Etmedim
Bırakıpta gittin diye, Sana sitem etmedimki Ateşlere attın diye, Sana sitem etmedimki
Ellerim boş kaldı diye Ümitlerim soldu diye Hergünüm dert doldu diye Sana sitem etmedimki
Gerçek aşkta sitem olmaz Seven kalpler böyle yapmaz Hiç bir zaman unutulmaz Sana sitem etmedimki
Git mesut ol hayatında Beni getirme aklına Mutluluklar benden sana Sana sitem etmedimki
El sözüne kanıp durma Hayatına darbe vurma Benden zarar gelmez sana Sana sitem etmedimki
Geçmişini unut gitsin Geleceğin parlak senin Rabbim sana huzur versin Sana sitem etmedimki... | |
eeeeelllllfffff
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 8.Kas.2010 Pzt 11:19:40 |
|
·llTuaNall· :
Yoruldum. Bir adım atacak halim yok ya da adım atacak bir hayatım. Çekilmez olacak mıydı bu hayat ya da çekilecek bir yönü yok muydu? Zor mu gelecekti nefes almak bu şehirde ya da nefes almamı sağlayacak bir insan yok muydu? Hep mi kötü olacaktı? Kötü olmasa bile hiçbir iyilik cezasız kalmazdı. Yaşama sebebim yok ölme nedenim çok. Bir fırtına çıksa alsa götürse uzaklara, geri getirmese... Yoruldum yüreğim, yoruldum hayat... Artık bitme zamanı gelmedi mi? Kaybedecek neyim kaldı nefesimden başka? Hadi son darbeni vur da öyle gideyim |
|
|
Feryad-ı İsyanım
Mem nelere gark olmadı Zin’in ateşi için Ferhat dağlar delmedi mi Şirin`in düşü için Kusur ise her saniye her yerde seni anmak Mecnun az mı yemin etti Leyla’nın başı için
Sesi yorgun gözlerinden uykusuzluk seçilir Görkeminin zerresinden Ağrı Dağı küçülür Gecelerin kollarında leblerinin bal suyu Aydan dökülürcesine kana kana içilir
Uykularından kopardım hoş geldin mihmanımsın Artık geri dönüşü yok ahımsın eyvahımsın Elâlem ne derse desin hiç umurumda değil Akıbetine razıyım sevabım günahımsın
Sana yine sana yandım Nesimî`de dün gece Gözlerinle yüzüleyim bend olayım Hallac`a Öyle hüküm buyurmuşlar tanrılar divanında Ha ben sana yollanmışım ha Muhammed mi`raca
Cümle cihan güzelleri yüzlerine ben örsün Gözlerin balyozu oldu içerimdeki örsün Ruhumdaki fırtınalar Merih`i usandırdı Nuh`a haber eyleyin de gelsin de tufan görsün
Yokluğuna dayanamam ahım arşı boyladı Gölgeni Nil`de görmüşler piramitler söyledi Hele bir bak şu sevdaya kimler yanmış ben gibi Dediği üzre Yunus`un "gör beni aşk neyledi"
Son duraklarda beklerdim sonun olsaydı senin Neler verilmez ki yerim yanın olsaydı senin Çıkar kınından ne olur kirpiklerinle bile Çal sineme gözlerini aşkına şah Hüseyn`in
Harikalardan biriymiş diyorlar Çin seddine Seni görmeden hükmetmek kimin düşmüş haddine Ulu divana baş vurdum dönsün diye Bağdat’tan Ol sebepten ahvalimi arz ettim Bedreddin`e
Gamzelerini görseler bülbüller de lâl olur Aşklar ülkesi sarsılır korkunç ihtilâl olur Beklenmedik bir zamanda ölür isem sebebi Beni eritip bitiren sevda-i iclâl olur
Kahreden ateş bilinem yananı sen olsaydın Nal olurdum aşk atına bineni sen olsaydın Deseler ki şu kadehte ağu var içen ölür Bir solukta bitirirdim sunanı sen olsaydın
Belki de hatırlanırım ararsın şimdi nerde İzim deryada damladır köyüm Hatçepınar`da Bizim köyün kıyısında Dilav suyuna uğra Hangi çobanın kavalı ağlıyorsa ben orda
Tanrılar yaratan Zerdüşt serdarıdır aslımın Mazdek Hürrem nişanıdır inancımın neslimin Dersimli Seyyid Rıza’ya ağır selamları var Himmeti var gayreti var Horasanlı Müslim`in
Seni tanrılara sunam keremetin görünsün Nazar eden köryılandan beter olsun sürünsün Dağlar naz yapmaya aday insafını bağışla Bağışla ki gözlerinde eşkıyalar barınsın
Söyler misin anlar mısın ah çekerin suçu ne Bulutlardan damlar gibi düştüm girdap içine Ay bulandı güneş kustu yıldızlar beklemede Artık yolla gözlerini yolla Çin-u Maçin`e
Titanik`ten son sesleri alizeler getirdi Son seslerin son demini balinalar bitirdi Her yerde terör estiren sabıkalı gözlerin Bermuda’yı kamçılayıp Atlantis’i batırdı
Toprak sudan bülbül gülden dost dosttan bulur deva Dârâ`dan çok önce seni ağırlamış Ninova Benim ömrüm yanan roma senin gözlerin Neron Örste demir dövmededir şimdi Demirci Kawa
Melekler ipekyolu`nda aryaları gözledi Yeri göğe ayı güne seni bana sözledi Ilık bir güz akşamıydı yine senin yüzünden Koçero Harran’a doğru atını mahmuzladı
Kirpiklerin yeni değmiş kaşların firik başak Ay ışığı az geliyor hadi gözlerini yak Fesatların hasetlerin eli kına görmesin Terk-i canan eylemeden Şahmeran`a danışak
Keşke gelmez olaydı böyle bir hâl başıma Temaşaya meraklılar toplandı el başıma Herkesin dilinde şarkı elinde yarin eli Artık yine sensiz artık yalnızım kul başıma
En yorulmaz yolcusuyum müptelası bu yolun Ben zamanla boğuşayım sen seyreyle sen salın Kor alevler buz kesilir gördüklerinde beni Bir sensizlik yakar bir de hasreti İstanbul’un
Sen ey gönüller sahibi ey yüzleri gök zemin Ey deryalar şahanesi sen ey gözleri kimin Düzgün Baba hatırına Munzurlar`a mihman ol Mihman ol da güneşlensin yaylaları Dersim`in
Gözlerinin dokunduğu her mekân memleketim Bakıver de uzamasın gurbetim esaretim Ahmed Arif hasretinden prangalar eskitmiş Beni böyle eskitense prangalı hasretim
Umutların menzilinden uzaklara atılmış İki cihan mucizesi ilâhlara katılmış En amansız gecelerde aynalar yine suskun Perçemi yüzünü gizler sanırsın ay tutulmuş
İmanım varsa kaşların, kirpiklerinse dinim Muhammed Kâbe`ye döner, benimse sensin yönüm Musa meşhur asasıyla, çarmıhı ile İsa Bütün hepsi senin olsun, senin gözlerin benim
Senin yüzdüğün sularda ayrılık ölümü yur En son yolcun ben olayım bekle biraz gitme dur Beni İstanbul’a götür ya da İstanbul getir Dokununca Nazım’ın ellerini yakan vapur
Gördüklerin sensizliğin dayanılmaz göçüdür Sıla gurbet gurbet sıla birbirinin içidir Ne aradın ne de sordun ben nerede neylerim Kara Fatma Kara Yılan senden şikayetçidir
Bilirsin ki sevenlerin ayrılığı kâbustur Tahir`i Zühre’ye bahşet zemmedenleri sustur Sen istesen Sina Çölü bin çeşit çiçek açar Suya sudan köprü kurmak yalnız sana mahsustur
Bazen kırmızı karanfil zakkum mereti bazen Sevmeyenleri şad edip sevenlerini üzen Ağlayanın güleninden misli misli fazladır "İşte gidiyorum çeşm-i siyahım" diyen ozan
Bahçıvanlar kır bayırda boz kevene gül aşlar Ol sebepten didelerden eksilmez kanlı yaşlar Sana yanar sana susar sana acıkır sana Ehl-i Haklar, Kakailer ve mağrur Kızılbaşlar
Meri keklik Binboğa`dan Çukurova’yı süzer Yörüklere konuk olur yaylalarını gezer Al`Osman`a diklenenler Göv Osman`a kul oldu Avşar ellerinin hali Dadaloğlu`nu üzer
Sana sevdalıdır diye Pir Sultan asılırken Kadılar bayram ettiler Hızır’a susulurken Bilcümle taş kesildiler sözde Itır sevenler Kirli sarı bir bıçakla Nergisler kesilirken
Senin rengin tüm renklerin şahı padişahıdır Senin ahın tüm ahların kahredici ahıdır Yıllar gün misali geçti asırlar ay misali Herkes kendi âleminde bu neyin eyvahıdır
Yüreğim atom yüklenir sesini duyduğum an Dört kitap çaresiz kalır el-aman aman aman Başka biri yapar mıydı Eyyub`a sabır verdim Ay kendini kuşatıp da gece sustuğu zaman
Arzu`yu Kamber`e yolla bayram seyran etsinler On emiri on bir eyleyip Tur`da semah tutsunlar Lûtfeyle de Eshab-ı Kehf açsın kapılarını Yediler`e yoldaş olup yedi asır yatsınlar
Güzelliklerin mimari cennetlerin ustası Misk-ü amberli cemlerin vazgeçilmez bestesi Dört kapı kırk makam mağdur mecbur olsa da sana En çok Zerdüşt yanar bir de Zerdüşt`ün avestası
Tay Dağı`ndan Kafdağı`na bakışların gerilmiş Nazlarını çekemiyor arap atlar yorulmuş Yol bilenler hâl bilenler sırrın sual etmişler Nesimî Hallac-ı Mansur Şah Hatayi darılmış
Gel de dal tomura dursun daha uzansın elim Eski dostu yarenleri gel de çağırsın dilim Bir "he" desen ben Sırat`ı tez geçerim kıratla Köroğlu tek vekilimdir Kiziroğlu kefilim
Ay ışığı bilâdestur rüyalarıma dalar Kuşkularımı bağlamış uykularımı yolar Daha kuşlar uçamazken nergisler açamazken Bir sen vardın gülümseyen bir sen bir de inkalar
Gözlerinden uzak olmak inan beni bitirir Gider de gelmez bilirim yıllarımı götürür Bir sonbahar yaprağı ol dalı ver kuşun çekme Kızılırmak incitmeden seni bana getirir
Ağuları yıllandırıp içirdin yudum yudum Ahvalimi anlar diye Baba Üryan’a dedim Karıncayı gözlerinin karasından vuran ben Çok saldırdım ruhumdaki seni öldüremedim
Yerim yurdum meçhul oldu neredeyim şaşmışım Kafdağını turnaların kanadında aşmışım Kanlılar kandan vazgeçer üçler beşler aşkına Sen de bir gün Maraş’tan geç ocağına düşmüşüm
Bana gözlerini gönder sakın ha olmaz deme Kime yanam dertlerimi yalnızlığımı kime Bir başıma kâbuslarla boğuşurken ansızın Hayallerin şeref verdi dün akşam viraneme
Hicran son arifesinde yolculuk var makbere Siyabend`i öldürdüler Xece ölmek üzere Ab-ı hayat çeşmesidir leblerin esirgeme Ne o tanrıya minnet et ne de dal tevekküre
Bulutlar yağmur yorgunu ufuklar ateş yüklü Bir damla ateşte derdim senisizliklerim saklı Yedi kıtaya dağılıp elleri boş döndüler Huma kuşu intizarda turnalar ağlamaklı
Sana sunulmaya hazır gökkuşağı destimde Emrine amade olmak hayran olmak kastımda Gözden ırak alemlerde yitik insanlar gibi Ha ülkeler zaptedilmiş ha gözlerin üstümde
Hal bilmeze yoldaş olmak yola zulüm değil mi Cevreyleyip gönül kırmak dile zulüm değil mi Ömründe bir defa bile gül koklamamışların Bahçıvana saldırması güle zulüm değil mi
Mevsimlerin prensidir güzleri Akdeniz`in Aşikârdır huzurunda gizleri Akdeniz`in Damıtılıp Lût Gölü`ne bağışlansa suları Leblerinde denizleşir buzları Akdeniz`in
Şarkılarını dokudum senle geçen her anın Sebebi katili olma yorgun yaralı canın Sen de anlamazsan beni sen de gider gelmezsen Şikayet ederim seni Şah`ına Pir Sultan’ın
Sürmeleri yel götürür gözlerine güneş çek Yağmur yanak rengin yağsın bulutlara kına ek Lübnan yeniden kurulur yine şenlenir Beyrut Ama senin gözlerinin savaşı bitmeyecek
Yeter çektiklerim yeter benden beter olası Yusuf`u kahretmedi mi Züleyha`nın çilesi Yüzün suyu hürmetine binboğalar and içer Ol diyarda vekilimdir Diyarbakır Kalesi
Karda kan damlası rengi yüreklerde ölmezin Ne hükmü var ne kıymeti gidip geri gelmezin Dost Fuzulî mest Fuzulî mayaları anlatmış Sızıları Zap Suyu`nda Siverekli Yılmaz’ın
Bana renklerini uzat uzat ellerimi tut Tut ki gönüller şenlensin tut ki yeşersin umut Kervanlar yollara düştü Şam`dan Darüsselam`dan Doğuver de incinmesin mahcup olmasın Nemrut
Sırrın dirheminde tutsak arzuların ağlaşır Bıçkın kaçak hislerinde gece-gündüz bağlaşır Bir elinde Van Gölü var bir elinde Urmiye Damlasını sürgün etsen nurhaklarda çağlaşır
Duyar mısın İnce Memet Toroslardan seslenir İki canlı Hatçesiyle doruklara yaslanır En onulmaz en insafsız en çaresiz ağrılar Gözlerinin feri değse iflah olur uslanır
Senin olmadığın yerde benim yokluğum başlar Hayallerim yola düştü arandı dağlar taşlar Hayyam çorak yüreğime bir kaç damla dem serpti Periler Cudi Dağı`nda izine rastlamışlar
Sen pervasız çığlıklar at ben kahrolam ben üzgün Sen kırklarda demlenedur ben beklemekten bezgin Deryaların kucağında cem tutar semazenler Düşlerim dağlar başında düşlerim dolu dizgin
Seni Dicle beni Fırat resmetmiş güneş ya rab Güneşin vekili aya yıldızlar olmuş turab Bizleri merak edenler aydan izin alsınlar Bir başkadır yıldızlardan görülse Şattü`l-arab
Yağmur yüklü bulutlardan ruhunu koklayışım Çağları tedirgin etmiş ömrünü saklayışım Eyyub`un sabrı tükendi tükenmiyor nedense Ne senin gelmeyişlerin ne benim bekleyişim
Gözlerinin damlasıyla çölde gül yetiştirdim Sam yelleri yenik düştü sesinle çatıştırdım Gölgenin düştüğü yerden bir avuç sönmüş külü Serptim derin uykularda Kerem`i tutuşturdum
Dilek ağacına gittim sesini bağlamışsın Islaktı dallar yapraklar hıçkırıp ağlamışsın Karac`oğlan hayıflanır Hayyam duysa gücenir Bulanık göl sularını şaraba yeğlemişsin
Düştüm dipsiz kuyuların en zifiri yerine Sarkıt gözlerini durma muhtaç oldum nârına Semiramis haber salmış zümrüd`ü-anka ile Davetliymişiz Babil`in asma bahçelerine
Sesi mavi rengi esmer bu diyarda sazların Geceleri parlamaktır töresi yıldızların Dağlar uykulara daldı okyanuslar uykuda Beni sabahlara boğan senin deli gözlerin
Teninin saçtığı nurdan güneş bile utanır Söyle seni benden başka daha iyi kim tanır Sevdalıların tarihi ıstıraba büründü Seni arzular kıskanır seni Aslı kıskanır
Yanarım ah çeker gibi çekerim nazlarını Canını canıma değdir tutuştur közlerini Bir bilsen bir bilebilsen hallerim pemperişan Merhem ol yarelerime gizleme yüzlerini
Düşlerimle savaşarak gün be gün yordum seni Hayallerimle kuşatıp ruhuma kordum seni Dediler ki aradığın şaraba yoldaş oldu Yanıbaşımda bekleyen Hayyam`a sordum seni
Daha mecalim kalmadı bitti bu son çağrı gel Gel ki yokluğun tükensin tükensin bu ağrı gel Köroğlu`dan kıratını istesen sana verir Seni Nemrut`a beklerim her sabaha doğru gel
Aşıkların sırdaşıdır Dicle gizemli akar Siti muradına erdi Botan seyrana çıkar Kör olası kinli beko keyfinden dört köşedir Mem Zin`i Zin Mem`i yakar tacdin evini yakar
Serbest geceleri giyin korkularını sıyır Yudumla ki mest olasın şarabı sudan ayır Çöl su ister lâl dil ister gözlerini isterem Vermeyenin iki yüzü ben garibanı doyur
Haramiler cirit atar kaynağında bu nehrin Dudaklarını savur ki hükmü kırılsın zehrin Bir bakışın bir taburdur gönder ordularını Sana mecburiyeti var yedi tepeli şehrin
Kudretinden sual olmaz can verir can alırsın Ya ömrü saadetim ya da Azrailim olursun Mecnun`un yerine sordum dediler Allah bilir Ben nerede ne olurum onu da sen bilirsin
Bir yanımda yarasalar işitir ağıtları Halepçeli bir çocuğa taşıtır ağıtları Küllerim Ağrı`da çığdır tüterim çığlık çığlık Sivas`ta tutuşan ateş kuşatır ağıtları
Gözlerinin beşiğinde rüyalarım sallanır Zehri kana zerk etseler damarında ballanır Gılgamış küçük asyanın sensiz fotoğrafıdır Yaşar Kemal`in dilinde Anadolu dillenir
Ben dostumu hak bilirim hakkı bilir dost beni Tanrıların sofrasına çağırır bir dest beni Nesimî`nin derisinden sızan şarabı tattım Damlasına dilim sürdüm bir hoş etti mest beni
Hallac olup taşlandılar hak ruhunu tadanlar Zal`ın elinden savruldular riyakârlar nadanlar Aşkı şehvete boğduran ummi nebi misali Zul`m ile serdar oldular nefse biat edenler
Hakkı sırda sır olanın sor kendisi necidir Aklı mahrum ruhu kanlı her kelâmı acıdır Baba Üryan yana yana der ki aman uzak dur Gönül gözü görmeyenin Allah`ı kıyıcıdır
Saçlarından dökülüyor yıldız yıldız sırmalar Düştüğü yeri yakar da sırlarımı tırmalar Kör karanlık bir gecede cürm-ü meşhut dediler Gözlerinde saklanıyor beni ele vermeler
Gözlerinde gözlerinde en çılgın uçurumlar Atmacalar yuvalanmış bıldırcınları kovalar Kâbil Hâbil`e yapmadı senin yaptıklarını Duy feryad-ı isyanımı duy artık havar havar
Beni sensizliğe sürme uzaklara bakamam Girdaplarda boğulurum boğulurum çıkamam Nice sefil ihanetin ceremesini çektim Öldürseler gözlerimi gözlerinden çekemem
Yaslı doruklardan güler sağlarımıza kaçak Bir tılsımlı anahtardır bağlarımızda kaçak Tiksinirim siliklikten mıntıkama uğrama Bize kaçaklık yakışır dağlarımıza kaçak
Gel de bülbüller kıskansın gel de güller serpilsin Gel de ahrimanlar yansın gel de allar serpilsin Istıraplar diyarını baykuşlara hibe et Gel de Emekçiyi güldür gel de diller serpilsin.
| |
llTuaNall
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 19.Kas.2010 Cum 22:05:19 |
| Mevsimlere Böldüm Adını Mevsimler Geçti Ama Ilık Bir Yaz Yağmuruydu Gözlerin Hala Evimin Her Köşesinde Sonra Kışlar Geldi, Senden Kalma Eski Bir Şarkıyı her dinlediğimde üşüyen kalbini hissetim, Adına niyet olmadığın kanlı şehrimde, Şimdi dostlar güneş bir daha gelmez diyor, Şimdi dostlar bir daha sevmez diyor, Gel yeniden saralım yaralı sevgimizi Dostlara inat bir sevda gecesinde. | |
| |