ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul


sohbet, okey, tavla, chat
12 Mayıs 2024, Pazar 04:26   

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

En İyiler  Son Eklenenler       
sohbet forum basliklari  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler > Aşk ve Sevgi üstüne
forum sohbet oyun basliklari
   *****AŞKI KUTLARKEN!!!!!******
 <<1 23>>
Mesaj Ekle, sohbet ve oyun icin cagir
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

xminervax

xminervax resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  14.Şub.2007 Çar 18:20:00      *****AŞKI KUTLARKEN!!!!!******sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
BEN DEGİL POSTA GAZETESİ YAZARLARINDA OĞUZHAN AKAY DİYOR:)))
 
  Aşk nedir? sorusuna cevap aramadan önce,kadın ve erkeğin yaradılışında neler kullanılmış,ona bir bakalım bugün.Hint mitolojisine göre,Tanrı,-yaprağın hafifliğini,ceylanın bakışını,güneş ışığının kıvancını,sisin gözyaşını aldı.Rüzgarın kararsızlığını,tavşanın ürkekliğini buna ekledi.Onların üzerine kıymetli taşların sertliğini,balın tadını,kaplanın yırtıcılığını,kışın soğuğunu,saksağanın gevezeliğini,kumrunun sevgisini kattı-.Bütün bunları karıştırdı ve kadını yarattı.Yarattığı kadını erkeğe armağan etti.Sonra Tanrı,kaplumbağanın yavaşlığını,boğanın bakışını,fırtına bulutlarının  kasvetini,tilkinin kurnazlığını,tayfunun dehşetini aldı.Sülüğün yapışkanlığını,kedinin nankörlüğünü,hindinin kabarışını,gergedanın derisinin sertliğini onlara ekledi.Bunların üzerine ayının kabalığını,bukalemunun şıpsevdiliğini,sivrisineğin vızıltısını kattı ve erkeği yarattı.Yarattığı erkeği,adam etsin die kadına verdi-.Uzun bir zaman erkekle kadın birlikte ava çıktılar.Sonra kadın hamile kaldı.Ava çıkamaz oldu.Henüz mülkiyet duygusu gelişmediğinden,kimse kimseye ait değildi.Herkes,her gün kendine yeni bir eş buluyordu.(O döneme geri mi dönüyoruz ne?)Avdan dönen erkeklerden en çok avlananı,en güçlü olanı kapmak için kadınlar arasında yarış başladı.Kadının biri,o gün,başına bir kemiği toka yaptı.Tokayı icat etti.Bunu gören tok ayı pardon erkek,yani en iyi avlanan,tokalı kadını seçti.(ilk  reklam)Tokalı kadın,erkeği eve götürdü.Adam mağarada nerede olsa yatıyordu.Kadın ona mağaranın ucundaki kuytu yeri işaret etti.Üstünde bir pösteki vardı.Adam şaşırdı.Bu kadın bir başkaydı ve yamandı.Böylece adam,yatak odasını da öğrenmiş oldu.Ertesi gün diğer kadınlar da başlarına toka taktılar ama tokayı ilk takan kadın,bu kez ateşin isinden gözüne sürme çekti.Kadın,böyle böyle dili zenginleştirdi,kendini güzelleştirdi,erkeğin üstüne başına çeki düzen verdi.Erkek konuşmasını,giyinmesini öğrendi.Kadının hayal gücü,erkeği etkiledi.Her kadının birbirini geçen buluşları,ilişkileri zenginleştirdi.Erkeğin bir süre sonra aklı karıştı,gönlü genişledi.Kime aşık olacağını,bağlanacağını şaşırdı.Kadınlar hala aynı şekilde gelişmelerini sürdürüyor.Erkek ise takıldı kaldı.Bu nedenle aşk nedir? sorusunun bir  tek yanıtı yok.Ne kadar kadın varsa yeryüzünde,o kadar çok aşk tanımı var vekadınların her erkeği dize getirecek oyunları,cilveleri,süsleri,zekaları....Sevgililer Günü nün erkeklerle ilgisi yok bunca laftan sonra.Kadınların önünde saygıyla eğiliyorum!Sizde eğlin hemcinslerim ve onları kutlayın.
 
noktasına virgülüne kadar oldugu gibi yazdım.ne bi ekleme ne de bi çıkarma yoktur
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

wwarkheww

wwarkheww resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  16.Şub.2007 Cum 13:21:25sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

Türkiye de aşk yasak mıdır

‘Türkiye’de aşk yasak mıdır, yasaklı mıdır?’ Bir Batılı çıksa bu soruyu sorsa bizlere, ne cevap verirdiniz? Hani yabancı bir gazeteci gelse, bir gün de siyaset sormasa, ekonomi sormasa, hatta her zamanki gibi Türkiye-AB meselelerini sormasa, onun yerine şu basit ve temel soruyu sorsa: Sizin memleketinizde aşka nasıl bakar toplum?

Âşık olan insanlara nasıl yaklaşır toplumun geri kalanı? Sahi Türkiye’de aşk tutuklu mudur? İfade özgürlüğünü bir kenara bırakalım şimdilik, acaba âşık olma özgürlüğünden söz edilebilir mi Türkiye’de? Bu soruları sorsa bir yabancı gazeteci, ne cevap verirdiniz ona?

Elbette… Aşka önem veren, saygı duyan bir kültür bizimkisi. Bizim memleketimizde asırların ürünü nice aşk şarkısı, aşk türküsü, aşk hikayesi vardır. Bunları anlatırız çocuklarımıza. Televizyon dizilerine baksanız, onlarca dizi var ortalıkta, hepsinin de konusu aşk. Toplumun geri kalanı bu dizileri izler, dizilerdeki âşıklar için dua eder. Sonra mesela nice tepenin, yerin adı Âşıklar Tepesi, Âşıklar Adası, Âşıklar Sokağı’dır. Biz âşıklar kavuşup evlenince kutlarız, seviniriz. Öylesine pozitif bakarız bu meseleye. Hatta bizdeki tasavvuf geleneğinde “âşık” denir, hakikati arayana. Ve “maşuk”tur peşinden gittiğimiz, öylesine kıymetlidir aşk bizim kültürümüzde.

Batılı gazeteci bizi uzun uzun dinlese. Dese ki “İnanıyorum söylediklerinize, inanıyorum aşka önem verdiğinize. Yalnız anlayamadığım bir husus var. Ne kadar çok kan dökülüyor memleketinizde, ne kadar çok kişinin ocağı sönüyor sırf âşık oldular diye. Yani bakıyorum, suçları ne bu insanların? Suçları âşık olmak. Neden toplum cezalandırıyor âşık olan çiftleri? Ben işte bunu anlayamıyorum”. Böyle dese o yabancı gazeteci ne cevap verirdiniz?

Gazetelerde boy boy haberler. Âşık olduğu adama kaçan kızını vuran öfkeli, baskıcı babalar, “artık sana âşık değilim” dediği için karısını öldüren kocalar, eski karısının bir başkasına âşık olmasını hazmedemeyen eski kocalar, çocuklarına hayatı zindan eden analar babalar… Her tarafta bir şiddet ve tahammülsüzlük. Nedir bizleri bu kadar baskıcı ve katı kılan? Nedir, eskiden olduğu gibi âşık olan insanların önünde saygıyla eğilmemize mani olan?

Bir zamanlar bu memleket en güzel aşk hikayelerini, destanlarını, şarkılarını üretecek kadar severdi aşkı. Benim kuşağım ve bizden önceki kuşaklar; Kerem ile Aslı, Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin hikayeleri dinleye dinleye büyüdük. O kadar sevdik ki bu hikayeleri toplumca, çocuklarımıza bu isimleri verdik. Bu aşk hikayeleri yüzünden nicelerimizin ismi Şirin ya da Leyla veya Aslı bu memlekette. Benim ismimin Elif olmasının sebebi Karacaoğlan’a ve Karacaoğlan’ın Elif’e aşkına ilgisidir annemin. Bir zamanlar bu memleket böylesine severdi aşk hikayelerini.

Biz eskiden korur kollardık âşıkları. Biz eskiden saygı duyardık aşka, yardım ederdik âşıklara. Neden değiştik? Tahammülsüzleştik? “Bir canı incittiysen bu kıldığın namaz değil” diyen tasavvuf kültürünün çıktığı topraklar değil mi burası? Nasıl olur da bir canı, canları bu kadar kolay inciten insanlara dönüşüverdik? Aslolan insandır. Aslolan aşktır. Ve aşk; kutsanacak, kutlanacak, korunacak, kollanacak kadar kıymetlidir.

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

paint34

paint34 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  25.Şub.2007 Pzr 15:16:54sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

 

AŞK için ölmeli AŞK o zaman AŞK

 

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

Harwest

Harwest resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  25.Şub.2007 Pzr 21:42:28sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

Sevgili!.. Kapına geldik; aşkı öğret bize; ve aşkını ver yüreklerimize
Aşk iğnesiyle dikilince bir dikiş, kıyamete kadar sökülmez imiş. Aşk ile insan elbet güneşe benzer; ve aşksız gönül misâl i taşa benzer. Hayatı aşka bölünce hayat çoğalır; bütün hayatları toplasan geriye aşk kalır. Gelip kemiğe dayanınca dünya, hayata atılan kemend olur; göz kapaklarından vurulunca kasırgalar, annelerce deprem, babalarca bend olur. Aşksız bahar dallarını kuru bir ayaz boğar, aşksız rahmini yargılayan bebekler nâgehan doğar. Mahrem düşüncelerle perdelenen odalarda ya ezel ya ebet olur; aşk kayıp giderse dünyadan ebet kıyamet olur; sevgisizlik gelir,dünya cehennem olur.
 xminervax· teşekkürler paylaşımın için

Mutluyum işte..

Bugün mutluyum :))

Herşeye ama herşeye

Olan biten onca olumsuzluğa rağmen..

Nereye,ne zamana kadar sürer bilmem ama..

Bugün içimde

Anlamlı-anlamsız

Tarifli-tarifsiz

Bir mutluluk varrrrr..

Hepinize bulaşması dileğiyle..

 

 

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

xminervax

xminervax resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  25.Şub.2007 Pzr 23:30:58sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
asıl sen saol harwestpaint34 sana da çok tşk
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

bilemedimm

bilemedimm resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  25.Şub.2007 Pzr 23:48:42sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
Sana uzak kentlerin birinde, zamanın bir yerinde; seni ve senli günleri anımsattı akşam güneşi; onca zamanın üstüne eskimeyen bir düşüncesin şimdi. İnsan her gün anımsar mı aynı gözleri…
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

bilemedimm

bilemedimm resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  25.Şub.2007 Pzr 23:53:19sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

Bugün okuduğum bir yazıyı sizinle paylaşmak istiyorum Ahmet ALTAN ın bugünkü yazısı;

Görmemek...

’Büyük bir sevginin göstergesi olan binlerce küçük ayrıntıyı ıskaladım.’ Ne çarpıcı bir cümle. Geniş bir ovadan gözleri rüzgarla dolarak dörtnala geçtikten sonra bir tepenin üzerinde durup geriye bakan süvarinin, mavi akarsular, zümrüdi çimenlikler, dalları olgun meyvelerle ağırlaşmış yemiş ağaçları, her esintide rengi değişen çiçek tarhları, bereketinden kızıllaşmış topraklar, cıvıldaşan kuş sürüleri, koyu yeşil ormanlar gördüğünde şaşırması gibi şaşırıyor bazen insan kendi geçmişine baktığında.

"Biraz önce aralarından geçerken ben bunları nasıl görmedim" diye soruyor kendine.

"Nasıl görmedim?"

Sürekli aradığımız bir şeyi, sevgiyi, onca işareti ortadayken nasıl görmeyiz?

Bizi körleştiren nedir?

Hızla koşarken hangi rüzgar gözlerimize dolar da aradığımız şeyin tam da ortasında olduğumuzu görmemizi engeller?

İnsan ruhunun ve zaaflarının büyük yazarı Lawrence Durrell’ın kahramanı gibi biz de genellikle "binlerce küçük ayrıntıyı" ıskalarız.

Ve, günlerimizi, belki de yıllarımızı sevilmediğimizi sanarak geçiririz.

Belki de hepimiz, sevginin kendini, dağlardan yuvarlanan bir çığ gibi, patlayan bir volkan gibi, fırtınalarla coşup limanları yıkan deli bir deniz gibi bir seferde ve büyük bir işaretle göstermesini bekliyoruz.

Bütün hayatımızı içinde geçirmek isteyeceğimiz güzel bir ovanın, binlerce küçük işaretten, meyve ağaçlarından, çiçek tarhlarından, ormanlardan, ırmaklardan, kuş sürülerinden, otlaklardan oluşacağını düşünemeyiz.

Her biri bizim için "küçük bir işarettir" ve ovanın tümünü görmemizi engeller.

Sonra bir gün döner ve geriye bakarız bir tepeden.

Her şey açıkça gözükür bize.

Pişmanlık ve şaşkınlıkla başımızı eğeriz.

Söylenmiş bir cümle, küçük bir gülümseme, bir gözyaşı, şefkatle omzumuza dokunan bir el, kuvvetli bir sarılış, kederli bir bakış, utangaç bir öfke, zihnimizin değişik yerlerine saklanmış "binlerce küçük işaret" birden ani bir dalgalanmayla bir araya gelir ve biz "büyük bir sevgiyi" ıskaladığımızı anlarız.

"Bellek sonradan onları alıp mızraklara dönüştürüyor. İnsan uykusunda çığlık atıyor, küfrediyor. Yani, mesela - beni öpmek için - gözlüklerini güneş yanığı burnunun üzerinden bir zeytin kavanozunun kapağını kaldırır gibi kaldırması."

"Iskaladığımız" o küçük işaretler, belleğimize değişik biçimlerde kaydolan, ölü anılar arasında canlılığını hiç kaybetmeden kımıldanan, geçmişi bir altın buharı gibi soluyup onlardan keskin parıltılı pişmanlıklar yaratan bütün o unutulduğunu sandığımız davranışlar, bazen uykunun sakin sessizliğinde ayaklanıp bilincimize mızraklar gibi saplanır.

Özlemle uyandırır bizi.

"Bizi öpmek için güneş gözlüklerini güneş yanığı burnunun üzerinden kaldıran" birinin o minicik hareketini hatırlar, o hareketteki belki başka hiç kimsenin hissedemeyeceği sevgiyi hissederiz.

Belki de öpüldüğümüz anda hissetmediğimiz sevgiyi.

O sırada aklımız başka yerdedir, küçük işaretler değil, büyük altüst oluşlar aramaktayızdır, o küçük işaretin kıymetini bilmeyiz.

Sonra bir gece kaybedilmiş birinin acısıyla uyanırız.

Manasızca kaybettiğimizi anlayarak.

Çığlıklarla.

Aradığımız sevgiyi bulmuşuzdur ama bulduğumuz artık geçmişte kalmış, anıların arasına saklanmıştır, sevginin sahibi uzaklara gitmiştir.

Durrell’ın "Afrodit’in Başkaldırısı" isimli kitabındaki kahramanı gibi o korkunç soruyu sorarız:

"İnsan geçmişteki birini sevmeye başlayamaz yoksa başlayabilir mi?"

Geçmişteki birini sevebilir mi insan?

Eğer o "geçmiş" hálá belleğimizin kireçlenmiş, canlılığını kaybetmiş anıları arasında soluk alıp veriyorsa, hálá kımıldıyorsa, hálá zihnimize mızraklar gibi saplanıyorsa ve o işaretleri yeniden keşfetmek hálá canımızı acıtıyorsa, "geçmişteki" biri henüz "geçmiş" olmamış demektir.

Anılardaki işaretleri toplar, bir araya getirir, onları tek tek yerlerine yerleştirir ve karşımıza çıkan resmi yeniden sevmeye başlarız.

Ve, sorarız kendimize, "neden o zaman bu gerçeği görmedim?"

Cevap, Durrell’ın cümlelerindedir:

"O kadar bilgiden serseme dönmüş olduğum için onu olduğu gibi, yani doğal haliyle göremezdim."

Sevdiğimiz biri hakkında topladığımız bilgiler.

Çoğu zehirli olan bilgiler.

Onun hayatıyla, mazisiyle, yaptıklarıyla ilgili bilgiler, kendimizi eksik ve sevilmeye layık olmayan biri gibi görmeye yatkın zihnimizin yarattığı kuşkularla birleştiğinde, koyu sülfür dumanları gibi gözlerimizi yakar, bizi körleştirir.

Bereketli bir ovadan etrafımızı görmeden dörtnala geçeriz.

Aradığımız yeri bulduğumuzu anlayamadan...

Ardımızda bıraktığımız ovaya yeniden dönmek isteriz.

"Geçmişi" alıp ondan yeni bir gelecek inşa etmek.

"Elim onunkini arayıp buldu; yarı uyukluyorduk, alınan her nefesle çok uzaklarda kalmış olan bir geçmişi yeniden kuran arkeologlar gibiydik."

Kendi geçmişimizi kazmak.

Değerli işaretleri arayıp bulmak.

"Geçmişi yeniden kurmak."

Hatırlanması gerekenleri hatırlayarak, unutulması gerekenleri unutarak, her anı yerli yerine yerleştirerek kendimize bir hayatı yeniden inşa etmek.

Bu mümkün mü?

Yıllarımızı mahveden görmediğimiz binlerce işaret...

Görmememiz gerekirken inatla görüp biriktirdiğimiz, kuşkularla kanserleşmiş yanlış bilgiler.

Yeniden kurmaya çalıştığımız bir hayatta hangisi daha öne çıkacak, hangisi eski hayatın taşlarından kurulacak yeni yapıya rengini verecek?

Durrell’ın romanındaki kahramanlarından birinin son anında elinde tuttuğu kitaptaki Flaubert’in şu cümleleri bize ne düşündürecek:

"Gençliğimin en güzel anılarına bir yazgı gibi bağlısınız. Birbirimizi tanıyalı yirmi yılı geçtiğinin farkında mısınız? Bütün bunlar beni yaşlıların hissettiği o baş döndürücü uçurumlara itti. Şimdiki zamanın çok hızlı geçtiği söylenir. Bense bizi mahveden şeyin geçmiş zaman olduğunu düşünüyorum..."

Bizi mahveden geçmiş mi?

Hangi geçmiş?

Küçük işaretleri görmediğimiz geçmiş mi?

Peki, o işaretleri gördüğümüzde, fark ettiğimizde, hatıralarımız bambaşka bir ışıkla, bambaşka şekillerle yeniden uyandığında, geçmiş diye içimizde taşıdığımız acının kendi körlüğümüzden yaratıldığını anladığımızda, o geçmiş bize nasıl görünecek?

Unutulmuş görkemli bir şehri keşfeden arkeologlar gibi o şehri yeniden yapmaya mı koyulacağız yoksa bir uğursuzlukla karşılaşmış gibi üstünü kapatıp oradan kaçmaya mı başlayacağız?

Sadece gelecek değil bazen geçmiş de değişir.

Siz bir tepede atınızı durdurup, yukardan baktığınızda içinden geçtiğiniz ova size başka türlü gözükür.

Dönmek isteyebilirsiniz.

Hiç sevdiğiniz ve sizi sevmediğini sandığınız insanın şöyle düşünebileceği aklınıza geliyor mu:

"’En büyük şanssızlığı’ dedi Julian sonradan, ’Sana aşık olmasıydı, tümüyle uygunsuzdu, hem zaten senin de umurunda değildi’. Artık bu suçlamalara cevap veremiyorum. Korkunç bir dehşet ve bitkinliğe kapılıyorum. Ben hiçbir şeyin suçlusu değilim aslında tek suçum da bu..."

Küçük işaretleri biz göremediysek, suçlu kim?

Ya onun umurundaysak ve biz bunu anlamadıysak.

Ya atımızı fazla hızlı sürmüş, çevremize dikkat etmemiş, aradığımız ovanın tam ortasında olduğumuzu kavrayamamışsak.

Yanlış bilgiler gözlerimize sert rüzgarlar gibi dolmuşsa...

Bu ihtimal bizi ürpertiyor.

Hepimiz arıyoruz.

Gözlerimiz büyük patlamaları görebilmek için körleşmiş bir dikkatle bakıyor.

Bir infilaka benzemeyen hiçbir şey ilgimizi çekmiyor.

Küçük işaretlere aldırmıyoruz.

Binlerce küçük işarete...

"Büyük bir sevginin işareti olan binlerce küçük ayrıntıyı" fark etmeden geçiyoruz.

Halbuki "büyük bir sevgiyi" o ayrıntılar yapıyor.

Binlercesi var belki de hayatımızda.

Ve, belki de biz yanlış yere bakıyoruz...

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

Harwest

Harwest resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  26.Şub.2007 Pzt 00:17:33sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

bilemedimm

Çok güzel bir paylaşımdı  emeğine yüreğine sağlık.Çok teşekkürler

Ayrıca minerva yada, bu güzel başlığı için tekrar teşekkürler

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

bilemedimm

bilemedimm resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  26.Şub.2007 Pzt 00:23:50sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
Bende teşekkür ederim komşum sana ve xminervax a
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

xminervax

xminervax resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  26.Şub.2007 Pzt 11:45:37sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
bilmedimm çok güzel bi paylaşım.ahmet altanın kalemi çok kuvvetli ztn.
CC sohbet icin buraya
 <<1 23>>
Mesaj Ekle, arkadaş oyun sohbet icin cagir