ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap
Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul
16 Haziran 2024, Pazar 13:18
ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum
Kurallarını mutlaka okuyunuz...
Bazı gecelerin sabahı yoktur Yalnızca bir karanlık olarak kalırlarBazı ayrılıkların dönüşü olmaz Giden gider Borçlarıyla yaşar kalanlar Geleceği yoktur bazı kalplerin aşk uğramaz onlara bir daha Tek bir "hatırayla" yaşlanırlar Bazı pişmanlıklar uzun sürer Zamana yayılırlar. Kendinden kaçanlara Saklanacak yer kalmaz dünyada Gün gelir kendileriyle tanışırlar Asıl yalnızlık o zaman başlar Hayata geç kalmıştır kendine geç kalan Şairin dediği gibi Bir daha yaşamak zorunda kalır Geçmişi anlayamayanlar Bazı geceler Bazı insanlar Bazı yerlerde Sahiden karşılaşırlar Bazı insanlar bazı aşklar bazı şarkılar Bu yüzden unutulmazlar Bazı hayatlar hayal tutmazlar Bu yüzden Bazı bazı bazı Çabuk yaşayıp Ansızın kaybolmalar Bazı bazı bazı...
Hep gidişin kaldı bana Kendimle baş başa. Bir ben bir de içimde sana aşık ben! Hep uzaklarda gözlerim Seninle bir kır evinde. Bazen pencerende perdenin tam önünde.
Hep okuduğun kitaplar olmak istedim. Ellerini tutup gözlerine doymadan bakabilmek için. Hiç bir kitabın sevemedim son sayfasını Beni hiç anlama istedim anlama ki defalarca oku istedim.
Hep seni anlamak istedim canını en sıkan şey olmak. Seni en çok güldüren neydi? İşte ben hep o olmak istedim. Ağlamalarının sebebi olmak istedim. Kıskandım hep seni! Seni benden iyi anlayan yazarlardan.
Hep dünya uykudayken buluştuk yanlızlığımızla Ölüler sessiz ömürler ıssız zaman durmuş. Söyleyemediğin kelimeler olmak istedim Kime olduğu önemli olmayan sadece hissettiğin ama söyleyemediğin.
Hep bir ekin tarlasında başak oldum ben Topraktan su istedim güneşten ışık. Seni anlamadan büyüyüp hep yanlızlığımı istedim. Şimdi sen bir rüzgar oldun ve bıraktım kendimi sana.
Hep gidişin kaldı bana Kendimle baş başa. Bir ben bir de içimde sana aşık ben! Hep uzaklarda gözlerim Seninle bir kır evinde. Bazen pencerende perdenin tam önünde.
Söktüm kısırlığı aşikar yüreğimi yerinden.. Baş göz ettim gözlerimi köklerinden.. Siyah`a hüküm giydirdim çocukluğumu... Düştüm sonbahara.. Yâr oldum yaralarıma... Yaren oldum senin gibi acıya.. İçim bölük pörçük.. Saatler hep gecenin üçünü gösteriyor.. Seninle yıldızları gökyüzüne astığımız saatler var ya... İşte zamanlarda rehin düşüyor sol yanım geceye.. Uzun zamandır kaçırmıyorum gece yarısı trenlerini.. Hep vaktndei geliyor Posta treni.. Hep vaktinde gidiyor Mavi tren.. Ama içimdeki kız çocuğu hep tehirli.. Hep tehirli.. Ve de hep biletsiz.. Ağlamaklı sol yanı.. İçinde bir boşluk.. Gözlerinde bir yokluk.. Son kez bir gece yarısı treni ile geleceğim sana. Yüzümde tehirli kalmış bir tren yolculuğu. İçimdeki yoklukla ineceğim şehrine.. Bozkır adımlarıma deniz isyan bileyecek olsa da Çocukluğumun tahta arabalarını denizlerinde batırıp Gözlerinden kağıt gemiler yapmayı öğreneceğim.. Sonra da deniz kabuklarının içine gözlerinin kahvesini çizeceğim. Biliyorum geldiğim sen uyuyor olacaksın.. Güneşi uyandıracağım gözlerimle.. Sonra da perdelerine sesimi bırakıp düşlerinden öpeceğim seni.. Son kez öpeceğim gözlerinden seni.. Acıya nasır olmuş yüreğine yaslayıp başımı Bir şiiri fısıldayacağım kulağına. Biliyorum gözyaşlarınla eşlik edeceksin bana.. Sus diyeceksin.. Sus.. Susmayacağım.. Sen dudaklarımı ellerinle kapatmaya çalıştıkça Ben avaz avaz bağıracağım. Üstüm başım hazan.. En sevdiğin rengi örttüm üzerime.. Siyaha boyadım tüm yolları.. Bir ağıt yankılanıyor yeşil boyadı evimizden.. Mahşeri bir kalabalık.. Sanki bir arife sabahı.. Yok yok...Bir bayram sabahı.. Hani bir arife sabahında ölmeliydi ya bu adam.. Bayram sevinçlerine yetişmeliydi gözlerim.. İşte tam burada giymeliyim üzerime siyahı.. Şimdi en sevdiğin mevsimdeyiz sevgili. Yüreğim mahşeri bir sonbahar yeri. Gözlerim yaprak yaprak hüzün. Çocukluğumun tüm trenleri tehirli. Ve sen acıya yarenlik ettikçe bir mezar kazılıyor Yusuf`un kuyularında. Ve ben üzerinde siyah bir elbiseyi giydiğini görünce Ölmeyi özlüyorum gözlerinde öylece. Unutma sevgili sen ölmeden ben ölmeyeceğim. Ölmeyeceğim sevgili.. Ölmeyeceğim.. Biliyorum bir suskunluk orucuna niyetlenmişsin.. Boz da orucunu Adının yedi harfiyle uzat yüreğini bana.. Yoksa en sevdiğin mevsimde Bir sonbahar sabahında öleceğim.. Tam da ölmeyi özlemişken gözlerinin Elif ilinde Öldürme beni.. Sevdanla hayatlandır beni.. Köklerime umut Yüreğime mutluluklar ver.. " Sen varken suskunluk yakışmaz bana. Yine giyindim yirmi dokuz harfi.. Harf harf seni yazdım yüreğime.. "
Aci cekmenin sonu yokmus anladim. Yaran bir yerlerde surekli kaniyor. Yarali olan nerelerim varsa hepsi bagiriyor aciyla "yardim et" diye. Hicbir sey yapamiyorum. Elim kolum bagli. Tipki ayriligimiza engel olamadigim zamanki gibi. Hicbir sey soylemeden gidilmezdi ya aslinda. Sen gittin!
Beklide buydu dogru olan. Bir seyler soyleyip de gitsen ne degisecekti. Son ve anlamsiz birkac cumle. Olmadi yapamadim yada seni hak etmiyorum gibi acima tuz basacak sacma sapan birkac cumle iste.
Iyi oldu iyi.
Iyi ki hicbir sey demeden gittin. Boylece daha degerli hissettim kendimi. Kiyamadi dedim. Cesareti kirilsin istemedi dedim. Gozlerime baka baka gidemezdi belki vazgecer kalirdi kalinca da yapamazdi dedim. Belki daha buyuk anlasmazliklar kirginliklar yasardik belki de nefret ederdik bir gun birbirimizden dusman olurduk iyi oldu boylesi dedim.
Hakliydi dedim. Sevginin dorukta oldugu bir anda cekip gitti askimiz hic bitmeyecek dedim. Avuttum kendimi. Donmen icin umut biriktirdim gonlumde. Bir gun hicbir sey soylemeden doneceksin diye her gun biraz daha umit ettim.
Yasayamadigimiz binlerce hayalin ozlemiyle donecektin bir gun bana…
Dokunamadin hic bana askla. Ve dokunamadim sana ayni tutkuyla. SimsIki sarildigimda sana karsilik veremedin bir kez olsun. Sen sarildigindaysa ben geride durdum hep. Karsilikli ve icten sarilmalara ozlem doluyuz. Bunun icin doneceksin bir gun…
Her opmek istediginde beni cevabi sacma olan sorularla bunalttim seni. Ve ben her opmek istedigimde seni cesaret bulamadim. Her seyi bir kenara birakip doyasiya opemedik birbirimizi. Bunun icin doneceksin bir gun…
Ozleyip her telefon actigimda sana kisa ve soguktu konusmalarin. Sen her ozleyip aradiginda ise mutlaka altinda bir sey aradim. Birbirimizden ote koy yoktu anlayamadik. Ozlemi dindirecek bir konusma bile yapamadik. Bunun icin doneceksin bir gun…
Beraber aglayamadik. Kosamadik el ele sahillerde. Izleyemedik gunesin dogusunu batisini. Yagmurda islanamadik. Beraber uyuyamadik uyanamadik.
Oyle cok sey yapamadik oyle eksIk kaldik ki ozlem doluyuz.
Yasamak gibi olmekte seninle olmali. Sensiz yasamaya mahkum etsen de beni sensiz olmeyecegim. Hic olmazsa seninle olmek icin bekliyorum seni. Iste bunun icin doneceksin bir gun geri…
Gözlerinin tuzu yakmaya başlar önce yüzünü yüzün yanar sanırsın oysa yanan yüreğindir ızdırabını çektiğin nedir yaşadığın mı yaşayıpta hayatından atamadığınmı gene yalnızlığa oynuyorsun zarlarını... bu kumarı kaybetmek için oynuyorsun içim acıyor sanki binlerçe bıcak yarası var vucudumda binlerce acı gücümün yetmediği bir acı ne çığlık atacak nede ağlayacak gücüm var .... susmak ... bütün acıların çığlık çığlığa haykırırken susmak ... ellerin soğukmu ...... sesin duyulmaz olur hayatmı hırsız .. kadermi hırsız .. senden çaldığı sadece bir sevgimi gelmişin mi geçmişin mi geleceğin mi .. rüyalarındaki sıcaklıkmı senden çalınan seni bu soğukluktan kurtaracak kibrirtlerin yokmu yokmu her kibrite sakladığın hayallerin soğukluğa teslim ediyorsun herşeyini yaraların uyuşuyor acılar hisedilmiyor dönüp kendine baksan kan revansın şuursuz bir acısızlık hisedebilmek ... senden çaldığı budur hayatın hisedebilmek... keşke sen gibi unutabilsem herşeyi...
Ayrılık gözyaşı olmuş sana açan güller içinde İçinde sen olmayan hayallerden vazgeçmiştim oysa. Kırılmış birkaç dal bırakıp gittin şimdi sen bana Ve ayrılığın hiç çekilemeyen çilesi birde.
Ağlamak istedim oysa doya doya içimi boşaltana kadar Silmeni istemedim yaşlarımı; dokunma dokunamazsın zaten. Duy istedim ki haykırışlarım içime dert olmuş her nefeste Ve yalnızlığın asla bırakmadığı yakamı yırtıp attım bu gece.
Sahipsiz gözyaşları biriktirdim gözlerim içinde Başka başka umutlar besledim gökyüzünde ellerimle. Git istedim hiç bilmediğim uzaklara benden çok uzaklara. Ve nefes bile almak istemedim senin soluduğun bu şehirde.
Yalanların beslediği gözlerinde gördüm kendimi İrkildim kendime geldim sensizlikte. Başka aşklarda aradım sende bulamadığım huzuru Ve başka bedenler bastım kanattığın yaralar üstüne.
Ağlamak istedim kana kana kan dökülene dek gözlerimden Susmanı istemedim aslında gitmeni hiç istemedim Gör halimi ne halde bu yürek ne halde bak ellerim Ve şimdi anlıyorum ayrılığın gözyaşları yokmuş...
Öğle bir aşk a tutulursunuz ki Ne sevebilir Nede gidebilirsiniz. En acı anılarınızın En tatlı gülüşlerinizin sebebidir. Bütün her şey onun gözlerinde gizlidir Bir zamanlar içinizi yakan o gülüş Şimdi yüreğinize bir ok gibi saplanır O şimdi yalnızlığınızın ortağıdır. Göz yaşlarınız onun içindir. Oysa Şimdi gülse şu kapıdan girse Elinizi tutsa.gözlerinize sevgi ile baksa O an için canınızı verirsiniz..
Ya da eskisi gibi olsa Eskiden böyle miydi size Bir öpüşü ile yasaklarınızı kırar Açılırdı gönünüzün kapısı Şimdi ise Yasaklar barikat kurmuş her şeyinize Ona ulaşmak imkansız Onu sevmekse riyasız Yarınsız ve karşılıksız. Bir zamanlar kalbinizden Ne özlemler vardı.. Umutlarınız denizler kadar sonsuzdu… Sevdiğinin elindeki bir gonca gül Ona önce gözleri sonra dudakları değdiğinde. bile seni delirtebilirdi. Ah be kıskanç kardelen Sevginiz sıcak Aşkınız sonsuz olsa da Ne sevebilir Nede gidebilirsiniz.. Kavuşmak imkansızdır bilirsiniz Ama yine de gidemezsiniz. Siz satırlarda yok olurken O bu satırlarda hayat bulur. Ne sizi sevebilir Ne de git diyebilir İşte………. Öğle bir aşka tutulursunuz. Riyasız.. Yarınsız… Karşılıksız….
Üstündeki yazıları silinmiş Eski bir kartpostal gibi Duruyorum rafların arasında... İçinden çıkardığım toprağın Kokusu kalmış yüreğinde Ne yapsam arınmıyorsun... Ellerimde İntiharımdan kalan barut kokusu Ellerini tutup Soğukluğunu bulaştırıyorum ölümün... Umursamıyorsun... Bahara inat İçimden sonbahar notaları yükselmekte... Dilinden anladığım bir o kalmış. Acıtıyorsun acıyorsun Aldırmıyorsun…
Ellerimi açmadan Soluksuz ettiğim dualarımın Kabul olmayanısın...