ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum
Kurallarını mutlaka okuyunuz...
|
ccbLuEwAyscc
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 11.Eyl.2010 Cmt 18:18:20 |
| Hani bir hayal ya bu… inadına beklenen sevgili...Sen olsaydın hala hayatımda mesela ben gecenin sessizliğini içimi acıtan şarkı sözlerilarla bozarken bir mesaj gelseydi telefonuma. Gülümseyerek mesajı okusaydım.
- Uyudun mu bebeğim? - Uyumadım sen niye ayaktasın bu saatte? - Su içmeye kalktım. - Uyu balım erken kalkacaksın. - Seni seviyorum sende uyu artık. İyi geceler. - Tamam yatıyorum. Bende seni seviyorum iyi geceler. - Ve huzurla dalsaydım uykuya.
Rüyama hiç gelmezdin. Zaten istemezdim gelmeni. Kızma balım ! İstemediğimden değil korktuğumdan aslında.
“Rüyada sevgili görmek ayrılığa delalettir.” Cümlesinin içime saldığı korkudan dolayı istemezdim seni rüyamda görmeyi.
…
Ve sabah olur. Gözümü açar açmaz telefonu alırım elime. “1 mesaj alındı” uyarısının beni en mutlu ettiği zamanlardır onlar. - Günaydınım - Günaydın balım
Ya da hayal bu ya… Şöyle de olabilir mesela;
…
Ve sabah olur. Çok uyumuşumdur artık öğlen olmuştur. Telefon çalar.
“Kölem ol gel desen gelmem mi yar ? Uğrumda öl desen ölmem mi yar ? …”
Melodisi eşliğinde açarım telefonu.
- Efendim - Günaydınm - Günaydın balım - Hadi kalk artık çok uyudun - Tamam kalktım. …
Devam eder tabi ki konuşma. Ve “SENİ SEVİYORUM”’ la kapanır telefonlar. Huzurla uyanırım.
…
Okula gitmek için hazırlanır seni ararım.
- Çıkacağım evden şimdi okula gideceğim - Hava çok soğuk bebeğim sıkı giyin. Atkını al bereni tak hatta iki tane çorap giy. - Saçmalama ! - Lütfen çok soğuk. Üşür hasta olursun. Söz ver bana şimdi dediğim gibi giyineceksin. - Peki tamam. Söz balım.
Ve “SENİ SEVİYORUM”’la kapanır telefonlar.
…
Okula giderim. Derse girmeden önce yine seni ararım.
- Derse giriyorum şimdi - Tamam ne zaman bitecek ders? - Bilmem sekizde biter sanırım. - Tamam. Çıkınca mesaj at merak ederim. - Tamam balım. - İyi dersler bebeğim. - Teşekkürler.
Ve “SENİ SEVİYORUM”’ la kapanır telefonlar.
…
Ders biraz uzar. Mesaj gelir ardı ardına.
- Hadi bitmedi mi ders çıkmadın mı daha?
…
Ders biter…
- Çıktım şimdi eve gidiyorum. - Eve gidince haber ver bana. …
Eve gelirim yine konuşuruz.
Ve “SENİ SEVİYORUM”’la kapanır telefonlar.
…
Uyumadan önce 1 mesaj alınır telefonlarımıza. Artık o an içimizden ne geldiyse yazılmıştır. Çalıntı değildir sözler gerçektir bizimdir. Yüreğim (iz) dir..! Sonunda “SENİ SEVİYORUM” yazar.
…
Hayal ya ! Değildi Hayal değildin. Gerçektin benimdin. Hayatımın en güzel günleriydi o günler. Biteceğini hiç düşünmemiştim. Bittin ! Gittin !
En güzel günlerimi en acı hatıralara çevirdin giderken. Hiç olmadığım kadar mutluyken hiç üzülmediğim kadar üzüldüm. Gitmezsin benimsin sanarken bir anda sensiz kaldım. En gerçek hayalimi yıktın. Uzatmaya gerek yok. Giderken beni de bitirdin. Ama öldürmedin. Keşke öldürseydin.
Şimdi hayal ya acaba yine gelir misin?
…
Sensiz yokum ben nefessizim bir hiçim ! Hiç mi özlemedin? Hiç merak etmiyor musun artık?
…
Bebeğin uyuyamıyor sensiz. Günüm aydınlanmıyor sensiz. “AŞKIM GÜNAYDIN” demeni bekliyorum. Bebeğin üşüyor çok üşüyor. Sıkı giyinmiyor mesela sen gittiğinden beri. Kimse merak etmiyor dersin ne zaman biteceğini ve ne zaman eve gideceğimi. Bir başımayım… !
…
Hayaldin gerçek oldun. Belki de bir rüyaydın. Sevilen sendin ya hani sevgiliydin ya… Rüyaydın ve bittin işte. Ben uyanır uyanmaz ayrılık geldi. Korktuğu başına gelirmiş insanın. Bittin bütün güzelliğinle… Yine hayal oldun. Aslında şimdi acı bir hatıra oldun. Özlenen sevilen Ve hala inadına beklenen sevgili … | |
sevdaaammmmm
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 21.Eyl.2010 Sal 01:21:41 |
| Ben bu gece seni düşünüyorum
Ziyan ömürlere nazar olsun gözlerim, zarar gecelere mezar olmuş düşlerim ve boş umutların çıkınında biter dersaadet yollarım. Yüreğimi çok çürüttüm, seni çok yordum bilirim. Oysa ben en çok kendimi sordum. Kendimi hırpaladım voltası bitmez zulümlerimde. Kendimi işkenceye tuttum doğuramadığım sabahlarımda. Beni bir geceler saklar bilmezsin. Bir geceler saklar da, onlar bile istediğim gibi anlayamaz beni. Huzursuzluğum da, huysuzluğum da bundan.
Ben bu gece seni düşünüyorum
İçimde alevlenen bir umudu daha boğmaktan geliyorum. Dokunma! Sönmedi ateşim. Dokunma, mahvedemedim daha. Tersyüz edemedim sana koşan adımlarımı. Engel olamadığım bacaklarımı kıramadım daha. Dokunma! Sana yeşeren ümitlerimi boğmaktan geliyorum. Beceremedim daha. Mahvedemedim her şeyi. Kıyamadım o saf kalbine. Ay tenli yüreğinin ışıltısı pusu kurdu hıncıma. Gözlerim kamaşık, yüreğim tutuşuk, bedenim uyuşuk muhtacım sana.
Ben bu gece seni düşünüyorum
Yokluğunun ertesi günler boyu gelişini bekledim. Her kendime geldiğimde seni beklerken yakaladım kendimi. Mengenede sıktım kalbimi, ateşlere attım gönlümü, gaz odalarında uyuttum ciğerlerimi. Dokunma! Yokluğunun ertesi savaşmakla geçti. Seni yaşatan düşlerimi zincire vurdum. Kırbaçladım günler geceler. Aç susuz sensizliğe mahkumdu ruhu, sensizliği sevdirmeye çalıştım yokluğunun ertesi... Dokunma! Sana biriken nefeslerimi boğmaktan geliyorum. Beceremedim daha. Tüketemedim sana büyüyen umutlarımı. Vazgeçiremedim senden! Hiçbir aldanışa kandıramadım daha.
Ben bu gece seni düşünüyorum
Yokluğunun ertesi başladım unutmaya. Unutmaya başladıkça yenildim sana. Umutlarımı sökerken düştü gardım. Hayallerinden vazgeçerken teklemeye başladı kalp atışlarım. Biraz sen verdim kalbime yaşamak için. Sonra kaldığım yerden devam ettim içimi oymaya. Canımı çok yaktım, kendimi çok hırpaladım. Çığlıklarım yankılandı seni oyduğum köşelerimde. İstanbul ağladı. Ben ağladım. Sen ağladın.
Ben bu gece seni düşünüyorum
Daha biraz önce kalbini kırdım. Kamyonların, otobüslerin altına attım. Her kırığına ayrı ayrı işkence ettim. Aynada paramparça buldum kendimi. Toplamaya çalıştım kendimi. Yüreğimi yüreğinde, ellerimi ellerinde, gözlerimi gözlerinde buldum. Asit kuyularına attım senle dolmuş parçalarımı senden koparabilmek için. Ve aslında ben en çok kendimi kırdım. Kendimi yordum bu sarhoş gecede. Sen çekip giderken, ben yokluğunun ertesi kadehimde seni içiyorum. Ciğerlerime seni çekiyorum, düşlerimde seni yaşatıyorum. Sen bugün doğuyorsun yıllar önce, ama ben hala seni kırıyorum. Kendimi yok ediyorum. Ve sen bilmiyorsun: Ben bu gece seni düşünüyorum. Kendimden bile saklıyorum: Ben hala seni bekliyorum. | |
sevdaaammmmm
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 21.Eyl.2010 Sal 01:26:02 |
| SANA BAKMAK
Herşey yapılabilir Bir beyaz kağıtla Uçak örneğin, uçurtma mesela. Altına konulabilir Bir ayağı ötekinden kısa olduğu için Sallanan bir masanın. Veya şiir yazılabilir Süresi ötekilerden kısa Bir ömür üzerine..
Bir beyaz kağıda Herşey yazılabilir, Senin dışında.. Güzelliğine benzetme bulmak zor, Sen iyisimi sana benzemeye çalışan Herşeyden: Bir gülden bir ilk bir sonbahardan sor. Belki tabiattadır çaresi Senin bir çiçeğe bu kadar benzemenin.. Ve benim Bilinci nasırlı bir bahçıvan çaresizliğim.. Anlarım bitkiden filan Ama anlatamam Toprağın güneşle konuşmasını Sana çok benzeyen bir çiçek yoluyla
Sen bana ışık ver yeter Bende filiz çok.. Köklerim içimde gizlidir Gelen giden, açan soran, bere budak yok Bir şiir istersin “içinde benzetmeler” olan Kusura bakma sevgilim Heybemde sana benzeyecek kadar Güzel birşey yok
Uzun bir yoldan gelen Tedariksiz, katıksız bir yolcuyum Yaralı yarasız sevdalardan geçtim Koynumda bir beyaz kağıt boşluğu Herşeyi anlattım.. Olan olmayan, acıtan sancıtan.. Bilsem ki sana varmak içindi Bütün mola sancıları Bütün stabilize arkadaşlıklar Daha hızlı koşardım Severadım gelirdim Gözlerinin mercan maviliğine..
Sana bakmak Suya bakmaktır.. Sana bakmak Bir mucizeyi anlamaktır..
Sağa sola bakmadan yürüdüğüm yollar tanıktır Aşk sorgusunda şahanem Yalnız kelepçeler sanıktır Ne yazsam olmuyor Çünkü bilenler hatırlar.. Hem yapılmış hem yapma çiçek satanlar Bahçıvan değil tüccarlardır Sen öyle göz, Sen öyle toprak ve güneş ortaklığı Sen teninde cennet kayganlığı iken, Sana şiir yazmak ahmaklıktır..
Bir tek söz kalır Dişlerimin arasından Ben sana gülüm derim Gülün ömrü uzamaya başlar
Verdiğim bütün sözler Sende kalsın isterim Ben sana gülüm derim Gül sana benzediği için ölümsüz.. Yazdığım bütün şiirler Sana başlayan bir kitap için önsöz
Sana bakmak Bir beyaz kağıda bakmaktır. Her şey olmaya hazır sana bakmak suya bakmaktır.. gördüğün suretten utanmak.. sana bakmak bütün rastlantıları reddedip bir mucizeyi anlamaktır.. sana bakmak Allah’a inanmaktır. | |
sevdaaammmmm
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 21.Eyl.2010 Sal 01:27:02 |
| BÖYLE SEVDİM İŞTE Ben seni kocaman bir yürekle sevdim. Gözlerim değil, yüreğimdi seni gören. Sen damarlarımdaki kana karışıp, geldin oturdun yüreğime. Bir başka yerde olamazdın zaten. Sen, benim en değerli yerimde, yüreğimde olmalıydın, orada kalmalıydın. Çok aşka ev sahipliği yapan bu yürek, ilk kez bu kadar kolay kabullendi seni. Herhangi bir konuk değildin artık. Bu yüzden ne ağırlama faslı vardı, ne de uğurlama. O yüreğin gerçek sahibiydin.
Şimdi sonbahar, kışa giriyoruz ya... Ben dört mevsim baharı yaşadım seninle. Çiçek çiçek açtın yüreğimde. Gökkuşağı zayıf kaldı, senin renklerin karşısında. Taze bir yaprak gibi yeşildin. Açelya idin pembeliğinle. Üzerine çiğ taneleri düşmüş sarı güldün. Kırmızıydın bir ateş gibi. Ve maviydin... En çok bu renkle anmayı sevdim seni. Denize tutkundum, denizi sensiz, seni de denizsiz düşünemedim.
Seni severken dünyayı da sevdim ben, insanları da... Kendime bile dar gelirken, içinde herkese yer olan bir hayatın sahibiydim artık. En kızgın, en tahammülsüz olduğum anlarda bile, seni düşünmek yetti bana. İçimdeki sevinç yüzüme yansıdı, güldüm. Beni öylesine güldüren senin sevgindi ve ben kaygısız, içten gülüşün ne demek olduğunu, nasıl güzel bir şey olduğunu anladım seninle...
Her şeye rağmen sevdim seni. Güçlüydüm ve aşamayacağım hiçbir zorluk yoktu. Koca bir kente, koca bir ülkeye kafa tutabilirdim. Sen elimden tuttuğunda, patlamaya hazır bir volkan gibi hissederdim kendimi. Menzil sendin ve ben o menzile ulaşmak için önüme çıkan her şeyi yok edebilirdim. Sana ulaşmamı engelleyecek her şeyi eritirdim, kül ederdim. Sana ulaştığımdaysa sakin bir göle dönüşürdüm. Ve o göle bir tek sen girebilirdin.
Sevdim ve hayrandım da... Her halin çekti beni. Duruşunu, uyumanı, gülmeni, kızmanı, şaşkınlığını, saflığını, kurnazlığını, çocukluğunu, olgunluğunu sevdim. Sesini de sevdim suskunluğunu da. Küçük oyunlarını, kaprislerini, sitemlerini, korkularını sevdim. Seni ve o doyumsuz sevdanı, uçarı sevdanı anlatacak kelime bulamadım çoğu zaman. Sığmadın cümlelere ve hiçbir cümle seni yeterince tarif edecek kadar derin olmadı.
Seni severken yorulmadım. Çünkü sen yaşam kaynağıydın. Her gün yenilendim. Seninle çoğaldım, büyüdüm. Eksik kalan neyim varsa tamamladın. Ölmeyecektim çünkü sen ölmezliğin ta kendisiydin.
Sevdim işte ötesi yok | |
sevdaaammmmm
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 21.Eyl.2010 Sal 01:43:04 |
| Bilme...
Seni mutlu edeceğim derken bana Bu kadar içimin acıyacağını tahmin ediyordum.. Umarım mutlu etmek kadar sende mutlu olmuşsundur. Izdırabı seçtim derken,bana hangi seçeneği bıraktığını biliyorsundur.
Ne olur gitme demedim bu yaşıma kadar Birinin arkasından yalvarmadım hiç ‘’gitme’’ diye. Gözyaşı da dökmedim, ağlamadım da biri için. Bırakma beni derken,gitmek için çok aceleci olduğunu biliyorsundur..
Şu anda ne halde olduğumu sen bilme. Seni soranlara türlü yalan uydurduğumu da bilme Hep güldüğümü hatırla, Ağladığımı bilme.!
Seninle mutlu olduğum anlarda hatırla beni Sana hep; ‘’seni çok seviyorum’’ dediğim anları hatırla, Seni her görüşümde sevimcimden havalara uçtuğum anları bil, Ama seni hala çok ama çok sevdiğimi bilme.!
Beni unut,hiçbir acı sonsuz değildir demiştin giderken. Sevme, değmez benim için demiştin. Bir başkasını sever unutursun beni dediğini bil, Seni hala unutamadığımı bilme.!
Oysa her şey ne güzeldi seninle. Yaşamak bile başkaydı sen varsın hayatta diye. Sen gittiğin günden beri nefes aldığımı bil, Sensiz aldığım her nefesimin acıdığını bilme.!
İşte yokum şimdi hayatında. Mutlusundur umarım bensiz yaşantında. Giderken sen,benim yaşadığımı bil; Sensiz her gün öldüğümü bilme.! Bilme gülüm. Bilme….
| |
ccbLuEwAyscc
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 28.Eyl.2010 Sal 20:45:22 |
| Git iş işten geçmeden, çok geç olmadan vakit, Günahıma girmeden, katilim olmadan git!
Git de şen şakrak geçen günlerine gün ekle, Beni kahkahaların sustuğu yerde bekle.
Git ki siyah gözlerin arkada kalmasınlar, Git ki gamlı yüzümün hüznüyle dolmasınlar.
Mademki benli hayat sana kafes kadar dar, Uzaklaş ellerimden uçabildiğin kadar.
Hadi git, benden sana dilediğince izin, Öyle bir uzaklaş ki karda kalmasın izin.
Kahrımın nedenini söylesem irkilirler; Çünkü herkes beni Kays, seni Leyla bilirler.
Sanırlar ki sen beni biricik yar saymıştın; Oysaki hep yedekte, hep elde var saymıştın.
Hadi git, ne bir adres, ne bir hatıra bırak, Zannetme ki, pişmanlık, mutluluk kadar ırak!
Sanma ki fasl-ı bahar geldiğim gibi gitmez, Sanma ki hüsranını görmeye ömrüm yetmez.
Her darbene tahammül edecektir bedenim, Gururum mani olur perişanıma benim.
Yari Ferhat olanın ellerle ülfeti ne? Şirin ol katlanayım dağ gibi külfetine.
Henüz layık değilken tomurcuk kadar aşka, Sana gül bahçesini kim açar benden başka!
Hercai arılara meyhanedir çiçekler, Kim bilir şerefinden kaç kadeh içecekler!
Mademki aşk tablosunun takdirinden acizsin, Git de çağdaş ressamlar modern resimler çizsin.
Ne vedaya gerek var, ne de mektuba hacet, Git de Allah aşkına bir selama muhtaç et!
Güllere de aşk olsun gene sen kokacaksan! Fallara da aşk olsun gene sen çıkacaksan!
Kopsun nerden inceyse artık bu bağ, bu düğüm! Her gece daha berbat, daha vahim gördüğüm.
Korkulu düşlerimi yorumdan kaçırıyorum; Sırf sana üzülüyor, sırf sana acıyorum!
Git iş işten geçmeden, çok geç olmadan vakit, Günahıma girmeden, katilim olmadan git! ... | |
ccbLuEwAyscc
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 28.Eyl.2010 Sal 21:47:07 |
| Merhaba Nalan - Yusuf Hayaloğlu
Merhaba nalân... bu sen misin Yoksa sen mi sandım; Biri çimdiklesin beni Şöyle ışığa gel de göreyim Beni dümdüz eden O yalandan da yalan gözlerini
Merhaba nalân Amortiden mi çıktın güzelim Bak yine şapşal ettin bizi Oysa ne güzel unutmuştuk Ve ne güzel sona ermişti O gerzek pembe dizi
Hani, son bölümde sen yamuk yapıp Fabrikatör nubar bey`in Tarabya köşküne gitmiştin Hani, arkadaşım halit akçatepe`nin yanında Beni acayip refüze etmiştin Ve işte o an gözümde Eskicinin bile almadığı Bir eski eşya gibi, bitmiştin
Merhaba nâlan Pişmanlıklar denizinin biletsiz yolcusu Merhaba, artist olma hayallerinin İkinci sınıf karakter oyuncusu
Vay anasını sayın seyirciler Vay anasını be... vay anasını Bak, şimdi ağlarım ha Tez kapatsın biri Gözlerimin bozuk vanasını
Oysa, o zehir kusan fabrika yolunda Beraber ıslanmıştık biz, nice yağmurda Ve o gün, nubar bey`in çarpıp kaçtığı Bir hayvancağızdı inleyen Yol kenarı çamurunda
Ve hep kendine ayırdığın O bencil yüreğin Bir de o gariban köpeğe sızlamıştı Ve ben, ilk defa seni böyle bilmiştim Ve damarlarım ilk defa böyle cızlamıştı
Merhaba nâlan... merhaba Yoksul mahallemizin en havalı kızı Merhaba, yanlış ağlara takılmış Muhteşem deniz yıldızı
Ben sana bakınca, dolardım bulut gibi Dolardım da bir türlü yağamazdım Sen bana bakınca Bir ağlamak düğümlenir boğazımda Gurur yapar, ağlamazdım
Ne düşkündüm sana be Hani hayvanlar yavrusunu yalarmış Aynen öyle Ne tutkuydu bizimkisi be Hani ferhat dağları nasıl delermiş Aynen öyle Ve o nasıl gidişti be Hani bir tren gelir de üzerinden geçermiş Aynen öyle
Of nâlan of Sen benim neler çektiğimi bilsen Bunu bilmekten ölürdün Şu kadarını söyleyeyim: Hani taş olsan Yani taş olsan; Ortadan ikiye bölünürdün
Gitme nâlan, dur Tekrar gitme ne olur Aldırış etme saçma sapan sözlerime Yoo... hayır, ağlamıyorum Galiba cıgaranın dumanı kaçtı gözlerime
Belki de sen haklıydın Bu mahallede ne bahtın açılır Ne de boyun uzardı Üstelik annen ölmüştü Ve sokağınız Acını kaldıramayacak kadar dardı
Terso gidiyordu herşey Milllet işi-gücü bırakmış Aklını bize takıyordu Altımızda çul yoktu Üstümüzde dam akıyordu Arap kızı camdan bakıyordu
Sen gittikten sonra ben Hiç sorma El attığım her işi, çok geçmedi batırdım Çünkü seni unutmanın tek yoluydu; Bütün kazancımı şaraba yatırdım
Ama gelinliğin duruyor Baba yadigarı cumbalı evi de satmadım Yalanım varsa kalkmayayım şuradan: Ben seni bir tek gün Bir tek gün bile unutmadım
Merhaba nâlan Merhaba üzgün melek Merhaba kadersizim, talihsizim Merhaba titreyen elim, sancıyan belim Ağrıyan dizim, vazgeçilmezim
Ama necdet tosun öldü nâlan Artık yemekleri sen Salatayı da ben yapacağım Sami hazinses kadar olmasa da Bahçeyi sevdiğin çiçeklerle donatacağım
Kemal sunal da öldü nâlan İyi kalpli amcaları birer-birer uğurladık Ve dünya kirlendi Filmler bozuldu O masum sevdalar yaşanmıyor artık
Sen varsın, ben varım Bir de, acımasız bir dünya var dışarıda Esas film şimdi başlıyor Ve bütün koltuklar bomboş bu sinemada
Merhaba nâlan, merhaba Sen ortada sıçan, ben şaşkın körebe Ulan seviyorum seni be Ulan, nereden inceldiyse Oradan kopsun be
Rahmetli Yusuf hayaloğlunun sesinden dinlemek isteyenler aşşağıdaki linkten dinleyebilirler...
| |
ccbLuEwAyscc
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 28.Eyl.2010 Sal 22:03:51 |
| Epey olmuş, not etmişim bir yana... Yıllar önceden kalma bir konuşma. Ne kaldıysa aklımda yazmışım. Kaynak Diyor ki notlarım: Aslında bir "yalan" avutacaktı onu. Gerçek umurunda değildi. Kalbinin beklediği tek şey biraz avutulmaktı işte. Sevdiği, onu sevmiyorsa bile seviyorum desin istiyordu. Adam belli ki hiçbir zaman istediği gibi sevmeyecekti onu. Ansızın çalmayacaktı kapısı mesela. Bir sabah çalıştığı masaya bir buket çiçek bırakılmayacaktı. "Bu şarkıyı anımsıyor musun?" diye sormayacaktı telefonun diğer ucundan. Birlikte bir yemek pişirilmeyecekti asla ve domatesler doğranırken haberlere birlikte kederlenilmeyecekti. Şefkatle okşanmayacaktı ateşlenmiş alınlar. Aşk için ertelenmeyecekti hiçbir iş...
Ve... Terk edilmeyecekti hiçbir "alışkanlık"... Sıradışı olmayacaktı bu ilişki. Bütün bunları biliyordu ama birisi ona tersini söylesin istiyordu. Biri ona "özel" olduğunu, her şeyin düzeleceğini, bütün bunların geçici olduğunu söylesin istiyordu.
Sevilmemekten eskimiş kalbi bir yalanla tadilata girsin istiyordu. Razıydı, yeter ki biri kandırsaydı onu. İyi bir şey söylesin birileri, desin ki mesela "Aslında seviyor seni. Ama gösteremiyor sevgisini. Belli edemiyor işte. Öğrenmemiş nasıl sevilir bir insan? Hepsi böyle biliyorsun. Ama ben anladım, çok seviyor seni. Sen görmedin dün, arkan dönüktü ama öyle güzel baktı ki sana... Suskunluğu içine kapanıklığından, sevgisizliğinden değil inan bana."
Böyle desin istiyor birileri.
Kandırıyorum onu.
Duymak istediklerini söylüyorum.
Bir parça teselli bulsa da, o aslında sevdiğinin yalanlarını istiyor...
Eski notlarımı okurken bunu bir yana ayırıyorum. Düşünüyorum da, gittikçe büyüyor kandırılma isteğimiz galiba...
Gerçek olduğundan daha ağır geliyor çünkü artık. Daha dayanılmaz, daha kaldırılmaz oldu... İç karartan, umutsuzluğa alıştıran, bezdiren, hani olmasa daha iyi olur bir hale geldi. İşte bu yüzden artik kimin umurundaki gerçek?
Kimin umurunda yani dayanılmaz sesli bir adamın bir ses yarışmasında ön sıralara çıkması? Kimin umurunda, ciğeri var mı yok mu bilinmez insanların köşe başlarında yol tutması? Kimin umurunda gözümüze baka baka var olanı yok diye gösterenler? Kimin umurunda her akşam yok olanı varmış gibi anlatanlar?
Geçtiğimiz günlerde Pakize Suda "Genç kızlar kandırılmak istiyor" diye yazdı. Nicedir aklımdaydı aşk ve yalan yazmak. Tam da üstüne geldi Pako`nun yazısı.
Üstelik sadece genç kızlar değil kandırılmak isteyenler...
Sıraya girdik hepimiz... "Dertli gönlümüze bir yalan daha söyleyiniz, ömrümüz mutlulukla nihayet bulsun" diye beklemekteyiz.
Bal gibi fakındayız oysa. Yazının başında anlatılan sevdalı gibi... Olmayacak bir iş ama birisi "olur" desin diye bekliyoruz... Bir yalanla avunacak kalbimiz... Hepsi bu!
İclal Aydın | |
ccbLuEwAyscc
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 28.Eyl.2010 Sal 22:17:16 |
| Bir zamanlar birbirlerine aşık iki genç vardı. Kızın adı Tispe ,delikanlının ki ise Piremus idi. Bunlar yanyana evlerde otururlardı. Birlikte büyüdüler ve çocukluklarından beri birbirlerine karşı ask beslerlerdi. Fakat aileleri görüşmelerini istemezler, birbirlerine uygun olmadıklarını düşünürlerdi.
Oysa onlar birbirlerini ölesiye seviyorlardı. İki evin arasında gizli bir çatlak vardı aileleri bunu bilmezler onlarda geceleri burda bulusur o aradan birbirlerine seslerini duyurur aşklarını dile getirirlerdi. Bir gece ormandaki ağacın altında buluşmaya karar verdiler. Tispe ağaca Piremus dan önce varmıştı. Gittiğinde avını yeni yemiş ağzından kanlar akan kocaman bir aslanla karşı karşıya geldi. Korkarak bi mağaraya doğru koşmaya başladı.
Farkında olmadan yolda boynundaki eşarbını düşürmüştü. O sırada Piremus geldi gördükleri karşısında donup kalmıştı. Kocaman aslan ağzında kanlarla birlikte biricik sevgilisi Tispe nin esarpını parçalıyordu. O an aklına gelen ilk ve tek şey aslanın Tispe yi öldürerek yediğiydi. Tispe siz yaşayamazdı. Aklından geçen sadece aşkı uğruna canına kıymaktı. Belinden hançerini çıkardı ve göğsüne sapladı. Kanlar içinde cansız bedeni yere düştü. Tispe ise korkusunu bir kenara atıp bir an önce aşkını görmek için mağaradan çıkmaya karar vermişti. Ağacın altına geldiğinde o korkunç sahneyle yüzleşti.
Piremus un cansız vucudu yerdeydi ve elinde Tispe nin düsürdüğü eşarpını tutuyordu. İlk önce genç kız olanlar karşısında ağlamaktan hiçbir şeyi anlayamamıştı. Ama esarpı ve uzaklaşan aslanı görünce anladı. Bir an ve mağarada düşündüğü o korkunç şey başına gelmisti. Ve onun öldüğünü düşünen Piremus askı uğruna canına kıymıştı. Tispe bir an bile düşünnmeden hançeri aldı ve göğsüne götürdü. Onların aşkı ölesiye bir aşktı ölüm bile onları ayıramazdı. Eğer Piremus aşkı uğruna ölümü göze aldıysa o da hiç çekinmeden canına kıyabilirdi ve hançeri sapladı.
Birden vücudu Piremusun bendeninin üstüne yığıldı. O anda tanrılar bu yüce aşkı ölümsüzlestirmek istediler ve bu ciftin üstünde duran agacı bunların askına adadılar. Piremusun kanını bu ağacın meyvelerine, Tispenin gözyaslarını ise ağacın yapraklarına verdiler. O günden beri kara dut ağacının meyvesinin çıkmayan lekesini, (Piremusun kan lekesini), dut ağacının yaprakları, (Tispenin gözyasları) temizler.. Bilirmisiniz dut agacının meyvesinin lekesi çıkmaz ama elinize ağacın yaprağını alır ovuşturursanız lekenin gittiğini göreceksiniz… | |
sevdaaammmmm
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 30.Eyl.2010 Per 02:57:43 |
| Ayrıldık Şimdi, Yaralıyız.. Yalnızım, ..yeniden ..sensiz ..sessiz, nefes alamıyorum.. ..ağlıyorum, şimdi... ..ve son kelimelerim Seni Seviyorum.. ..Seni Seviyorum Seni Seviyorum.. | |
| |