ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum
Kurallarını mutlaka okuyunuz...
|
sevdaaammmmm
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 26.Eki.2010 Sal 15:36:37 |
| Aşk
| |
sevdaaammmmm
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 26.Eki.2010 Sal 15:40:56 |
|
| |
sevdaaammmmm
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 26.Eki.2010 Sal 15:47:29 |
| aDını ßiLméDén SéwDim ..SéwDim i$té :( k
Adını Bilmeden Sevdim
Ben, seni; adını bilmeden sevdim. Ve, “var”lığınla gülüşünü... Ben seni, yaşını bilmeden, gözünü-kaşını bilmeden sevdim. Ve, “yar”lığa süzülüşünü.
Ben seni, sesini duymadan sevdim... Ve duymadan nefesini. Ben seni adını bilmeden sevdim... Ama; sevdim!..
Üşüyüşünü sevdim... Üşüyüşünü sevdim onüçüncü ayın ilk günü; “Gel, ısıt” deyişini!.. Bekleyişini sevdim beşinci mevsimin gün bitimlerinde, bilerek gelmeyeceğimi... Akşam alacalarının gönlüne yürüyüşünü sevdim... Ve, kıpırtısız, karanlığa gömülüşünü sevdim. Bir de; “Gel, ışıt” deyişini!..
Ben seni, adını bilmeden sevdim. İhtiyacım... Cevabım... İsimler koydum sana; bahar yelim, çiçek tarlam... Gökkuşağım, ışığım... Kuşkanadım, pembe rüyam, çiy tanem... Seni, adını bilmeden sevince öğrendim; seni sevmek için gerekmiyordu ismini bilmem... ...Sevdim işte!
Ben, seni; yaşını bilmeden sevdim... Yani bilmeden sevdim deden yaşında mıyım, torununla akran mı! Ben seni, gözünü-kaşını bilmeden sevdim. Ben seni, sesini duymadan sevdim.
Ve hatta öğrenmeye korkarken, bilmeye kıyamazken seni... ...seni sevdim. Seni sevdim.
İçime salıncaklar kurdum gönlümün ipleriyle... Oturdun, sallayamadım; dokunurum diye korkumdan! Dolaştın boynuma bir sarmaşık gibi; okşayamadım. ...Koklayamadım! Dalgalarını taramamış olan parmaklarım yabancı saçlarına... Ve hâlâ bilmiyorum, gözlerin ne renk?.. Hangi yıldızlar mahpus içinde?
Ve ben sana hâlâ seni sevdiğimi söyleyemedim!.. Ama ben seni; adını bilmeden, yaşını bilmeden... Yüzünü bilmeden, sesini bilmeden... ...seni bilmeden sevdim. Seni, “bilmeden” sevdim! Senin olmadığın ve benim olmadığım bir sokaktaki köşebaşında çarpıştı duygularımız! Döküldü içindekiler ve döküldü içimdekiler... Sen yoktun orda ve ben de yoktum; Ama sevda vardı!
Ve, ben; seni adını bilmeden sevdim | |
sevdaaammmmm
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 26.Eki.2010 Sal 16:11:12 |
|
Bekledim gelmedin
Sanırım sen de gelmeyeceksin ya zaten…
Hiç gelmedin! Ama hep beklendin, en özel kuytularda ağırlanmak için…
Ben yine de bir ümit bekledim. Gelirsen, sesini duymazsam, geri gidersen diye kapılarımı hep açık tuttum. Gelmedin ya da ben görmedim geldiğini…
Beynim, düşüneceği milyarlarca şeyi düşünmüş; kalbim, atacağı milyarlarca atışı yapmış gibi sanki… Kendilerine tanınan zamandan çok önce…
Çok yoruldum seni beklemekten, gelmeyeceğini bile bile beklemekten.
Gülüşündü beni hayata bağlayan. Yıllar boyu hayalimde beni yaşatan. Sensizlikle oluşmuş bir hastalık vardı içimde. Bu amansız hastalıktan daha kötüydü. Beni içten içe kemiren benim yıkılmama sebep olan bir hastalıktı. Tıbbın mucizeleri belki beni iyileştirebilirdi, ya sensizliğin ilacı ve mucizesi neydi ki?… Sen miydin?… Ya da benim seni içten içe sevmem miydi? Acaba…
Artık geldiğinde ben olmayacağım…
Seni senden, seni sevebilme ihtimali olan herkesten daha fazla sevmiştim. Bu muydu seni benden alıp götüren. Beni de dipsiz kuyuların içine atan. Bu kadar çok sevilmek korkutur mu insanları, kaçarlar mı senin gibi… Her şeyi yarım bırakıp gitmek bu muydu marifet, kaçmak mıydı, sana yakışan bumuydu?
Artık geldiğinde ben olmayacağım…
Neleri unutmadı ki bu yürek, seni de unutacağım. Yerini başka bir yürek alacak elbet. Hep böyle yarım kalmayacak, bir gün tamamlanacak. Unutup seni de mezara göndereceğim.
Artık geldiğinde ben olmayacağım…
| |
sevdaaammmmm
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 29.Eki.2010 Cum 15:55:20 |
| BENDEN UZAKTA
Git içimden git Gitmezsen dinmeyecek Son sözüm bu olarak kalsın Ağlamayacağım ölmeyeceğim hatta umursamayacağım Seni unutacağım demiyorum Unuttum bile Git içimden git Nasıl geldiysen öylece Git içimden git Birdenbire
Ellerini de al O da sol tarafımda bir yerlerde olacak Dinlediğim şarkıları da senin için Uyuyamadığım geceleri de Seninle gördüklerimi Hepsini al Götür benden götürebildiğince Bilmiyorum sorma bütün cevaplar zor
Git içimden dışımdan her yerimden Ağlamayacağım ölmeyeceğim hatta umursamayacağım Git içimden git artık
Bir yalan daha söyleyemeyeceğim… | |
sevdaaammmmm
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 29.Eki.2010 Cum 15:59:38 |
|
Yüregimin tozunu aldım.dün gece.........GECE
Geç anladım zamanın da yorulacağını ve o güzelim saatlerin de bir gün duracağını.Günaydın; dendiğinde karanlıklarla savaşılmayacağını,;iyi uykular; dendiğinde güneşin aranmayacağını.
Kimbilir belki yanlış bir yerden başlamıştı hayat, ama doğmakla anlaşılmaz ki hayatın değeri. O müthiş kavuşmasını görmeseydim bedenin toprakla, belki daha da anlamayacaktım hayatın önemini.
Yüreğimin tozunu aldım dün gece. Geç anladım kıtaların da hareket edebileceğini. Sanki yürek koca bir atlas da, sınırları var.. Silinmez bölünmez sanki... ama dün gece... Anladım artık o kadar da zor değil kıtaların hareketi. İnsan zannediyor ki böyle gelmiş gidecek böyle. değil... Anlamıyor bir afilli yumruk yüzüne değmedikçe. Belki bir göktaşı, belki deprem, belki bir çift göz nebileyim. Bir milat yani...ben sana döksem kelimeleri, toplasam roman yazsam adına, mil çekiliyse gözlerine görebilir misin? Gidince geri dönersin ama, döndüğünde aynı yerde misin? Ben kelimelerimi sana açık ettim bunca zaman, hepsine değip geçen rüzgar gibiydin. Dün gece tozunu aldım eskimiş günlerin. Bunca zaman sızlamadı da yüreğin, şimdi mi farkına vardın sevdiğinin.
Kader bir başka kaderle karışınca ancak kadermiş. Yoksa sen dur orada öyle çini vazoda, dünyanın 9.harikası gibi...kaderim kaderine değmedikten sonra ne fayda?
Ama geç...geç anladım yüreğimin bir yangın söndürücüye ihtiyacı olduğunu. Ve o yangın söndürücünün kendi gözyaşlarım olduğunu. Meğer kimse söndüremezmiş içimin yangınını benden başka, meğer kimse ısıtamazmış yüreğimi, ben istemeden. Şimdi koy bir yanına geçmişi, öbür yanına gelecek günleri.. Hangisinin acısıdır kıtaları sallayan? .. Hangisidir takdire şayan?
Yüreğimin tozunu aldım dün gece. Tarihleri karaladım, pusulamı kırdım, kitapları topladım, mektupları yırttım, gemileri yaktım, çığlık çığlığa uzandı hayat kollarıma. Yolculuk bitti ve kıtalarda kader buluşmaları..Ve seller aşındırıyor artık yüreğimin duvarlarını. Ağlamak yok, hadi artık sus. Deli çizgiler atmışsın bunca zaman boynuma. Ben nice uysal çizginin içinde yeterince oyalanmışım. Döndürülmüyor zaman en başa... Yüreğimden çekilen kelimelere bir bak... neler söylüyor sana... Sen benim güvercin kırılganlığımı unuttun da, söylesene biraz geç kalmadın mı bana?
Gitme demişim yüreğime, gitmemiş.. Onca sözcük tıkılıp kalmış, esirgenmiş. Sonra dökülmüş bir denizin ortasına, değememiş kulaklarına. Hadi canım, beterin beteri var, üzülmeyelim... Bir yangın varsa eğer ve sarmışsa tüm bedenini, biri çıkar susturur ağlayan kelimelerini. Bundan böyle düzgün çiz yüreğinin mühim çizgisini. Öyle düzgün çiz ki, tütmesin o yangın yeri. Malum bir kabulleniş gerekir filmin bittiği yeri.
Bir zamanlar gözlerimi kör, kulaklarımı sağır eden, hatsız hudutsuz, sevgili. Bir zamanlar kıtaları hareket ettiren, coğrafyayı değiştiren, hain savaşçı, kaçınılmaz barışçı. Ben seni hiç bir zaman deyip fırlatmadım ki. Yavaş yavaş eriyip gitti masumiyetin bakirliği.
En güzel yerinde durdurdum şimdi, seyrediyorum eski filmi. Baştan yazılabilir mi aynı senaryo, tekrar çekilebilir mi aynı film, oyuncular hala aynı oyuncu mu? ... Gitme demiştim yüreğime, gitmemiş bak... Giden başka şeylermiş.... Tozunu aldım dün gece, orada sana ait hiçbirşey kalmamış...!
|
|
| |
EzelBayraktar2010
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 29.Eki.2010 Cum 21:10:45 |
|
İşte gittin...
gelişinle ısıtmadan göğsümdeki yerini
rüzgarlı bir bulutun aklına düşer gibi işte gittin
kural mıydı bu gidişler ? soluğumun ağlaması bundan mıydı?
öyleyse eğer bunu da sen öğretttin
eflatun bi akşam üstüdür artık
bütün saatler çığlıklara ayarlı
bundan böle toprak sarı sıcak kanlı,sağnak yağmurlarla demlese de olur demlemese de
işte gittin.....
ve ben işte böle gitmelerden çok hesapsız gelmelere içerlerinirim oldum olası
ve ben az öncesinin sevincini damıtırken mutluluğa
beni böle kahreden ahların ferhadına tutuşurum,yanarım ölürüm inan
işte gittin
belki de bilmeyeceksin sana sarılan fotoğrafa bakıp iç çektiğimi
şimdi gülmek bana o kadar uzak ki
bütün sevinçler yaralandı içimde aldığım bütün tadlar zehir sanki
ve artık bu şehir benim salkım saçak
beni bıçkın bıçak,beni yeni baştan yaratacak istanbul değil !
değil merakına düştüğüm sorular aynı
yer gök ışık su aynı değil
çünkü hiçbir acı kanatmadı yüreğimi bu hasret kadar
İŞTE GİTTİN
ŞİMDİ NE ŞARKILAR DÖNDÜRÜR GİDENİ NE DE ŞİİRLER SENDEN HABERLİ
yalnızım.....
bir başıma yalnızlıklar paylaşırım
rakım yok ekmeğim,sigaram sen yoksun
şu an hiçbirşeyim sanki
bu kaçıncı?
demek yine hüzünle bitecek vuslatlar
nihavent olan makamlarda incinecek sanki
işte gittin
işte gittin...
| |
ccbLuEwAyscc
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 31.Oca.2011 Pzt 17:46:03 |
| HADİ GİT...
Git iş işten geçmeden, çok geç olmadan vakit, Günahıma girmeden, katilim olmadan git! Git de şen şakrak geçen günlerine gün ekle, Beni kahkahaların sustuğu yerde bekle. Git ki siyah gözlerin arkada kalmasınlar, Git ki gamlı yüzümün hüznüyle d...olmasınlar. Mademki benli hayat sana kafes kadar dar, Uzaklaş ellerimden uçabildiğin kadar. Hadi git, benden sana dilediğince izin, Öyle bir uzaklaş ki karda kalmasın izin. Kahrımın nedenini söylesem irkilirler; Çünkü herkes beni Kays, seni Leyla bilirler. Sanırlar ki sen beni biricik yar saymıştın; Oysaki hep yedekte, hep elde var saymıştın. Hadi git, ne bir adres, ne bir hatıra bırak, Zannetme ki, pişmanlık, mutluluk kadar ırak! Sanma ki fasl-ı bahar geldiğim gibi gitmez, Sanma ki hüsranını görmeye ömrüm yetmez. Her darbene tahammül edecektir bedenim, Gururum mani olur perişanıma benim. Yari Ferhat olanın ellerle ülfeti ne? Şirin ol katlanayım dağ gibi külfetine. Henüz layık değilken tomurcuk kadar aşka, Sana gül bahçesini kim açar benden başka! Hercai arılara meyhanedir çiçekler, Kim bilir şerefinden kaç kadeh içecekler! Mademki aşk tablosunun takdirinden acizsin, Git de çağdaş ressamlar modern resimler çizsin. Ne vedaya gerek var, ne de mektuba hacet, Git de Allah aşkına bir selama muhtaç et! Güllere de aşk olsun gene sen kokacaksan! Fallara da aşk olsun gene sen çıkacaksan! Kopsun nerden inceyse artık bu bağ, bu düğüm! Her gece daha berbat, daha vahim gördüğüm. Korkulu düşlerimi yorumdan kaçırıyorum; Sırf sana üzülüyor, sırf sana acıyorum! Git iş işten geçmeden, çok geç olmadan vakit, Günahıma girmeden, katilim olmadan git! ... | |
ccbLuEwAyscc
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 31.Oca.2011 Pzt 20:38:05 |
| sınırsızlığın bir başka adıdır aşk. hiç bir ölçü birimi ölçemez aşkın yoğunluğunu. bir telefon sesini yıllarca bekleyen aşık için zamanın önemi varmıdır? ya da onu sadece 5 dakika görebilmek için binlerce kilometreyi heyecanla giden biri için uzaklığın ne önemi olabilir? karşılıksız seven birinin yüreğinin ağırlığı kaç tondur bilen varmı? kural tanımaz aşk,yazılmış ve yazılacak hiçbir yasa aşka engel olamaz. bir isyandır aşk. hangi tank,hangi top,hangi nükleer başlıklı füze durdurabilir bu isyanı? hangi ordu karşı koyabilir? aşk güçtür.bütün bu silahları aşkın gücü durdurabilir ancak. hiç görmediğiniz birine aşık olabilirsiniz.hatta adını bile bilmediğiniz birine tutkuyla bağlanabilirsiniz. matemetikle açıklayabilirmisiniz bunu? ya da fizikle,kimyayla? veya başka bir pozitif bilim dalıyla? hesap yapamazsınız aşk üzerine. yapmaya kalkarsanız hep yanlış sonuca ulaşırsınız. çünkü aşkın tek ve mutlak bir doğrusu yoktur. aşkta iki kere ikinin kaç ettiğini ancak siz belirlersiniz. durup dururken ağlarsınız.yada hiç olmadık bi yerde kahkaha atabilirsiniz. tıbba göre siz ya delisiniz ya da delirmek üzeresiniz. ama aşk için olağandır bunlar. özlem dayanılmaz olduğunda,terkedildiğinizde.bir söze alındığınızda,unutulduğunuzda gözlerinizden süzülen yaşların taşıdığı anlamı hangi doktor anlayabilir? daha önce sevgilinizle gittiğiniz bir lokantada,onun yemeği üzerine dökmesini hatırlayıp kalabalığın ortasında gülmenizi engelleyecek bi varmı? birbirinize dokunurken,öperken,içinizden vücudunuza yansıyan o sıcaklığı ölçebilecek bir termometre icat edilmedi daha edilmeyecek de... aşıksanız,ne yaşadığınız ülkenin adı önemlidir ne de hangi ulustan olduğunuzun. politik görüşünüz,ideolojiniz,aşka galip gelemez asla.sağcı olabilirsiniz,solcuda.yada her neyse....sizi buluşturacak tek ortak noktatadır aşk.. ve siz bu aşkı yaşarken aslında sağ,sol,ön,arka gibi kavramların küçücük birer ayrıntı haline geldiğini hayretle izlersiniz. ya ölüm... insan hayatının sınırı olan bu soğuk gerçek bile aşka sınır olamaz.çünkü bir aşık ancak göze alabilir sevdası için ölümü.ancak aşık sevgilisi öldükten yıllar sonra bileaynı aşkı içinde taşıyabilir.. sevgilinizin gözüne dikkatlice bakın.sınırların nasıl yıkıldığını göreceksiniz.. şimdi tutun onu ellerini ve bilinki hiç bişey değerli değil onun gözleri kadar. güzel bir aşk yaşamanız temennisiyle.. | |
ccbLuEwAyscc
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 31.Oca.2011 Pzt 20:47:08 |
| Biliyor musun ay yüzlüm , o gece hiç uyumadım. Mevsimlerden bahardı, tabiatım yeşillenmişti. Çünkü çünkü sen gelecektin, nasıl uyuyabilirdim ki.Yüreğim öylesine serindiki içim içime sığmadı, kirpiklerim kapanmadı bir türlü, heyecanla yeni doğan güneşi selamlamayı bekledim. Yılların ardından ilk defa buluşacaktık seninle. Buğulu gözlerini tüm çıplaklığıyla ilk kez görecektim, dudaklarında yine tebessüm olacakmıydı resimlerindeki gibi. Yine titreyen sesin savuracakmıydı yüreğimi diyardan diyarlara. Uyuyamadım işte bir türlü. Sabahın ilk ışıklarıydı , o sabah ne kadar uzun sürmüştü , bulabildiğim en güzel kıyafetleri giyerek senin için yola koyuldum......
Gelişin öylesine büyük bir huzurduki , geceler boyu hayalini kurduğum düşlerimden bile daha güzeldi. Uzaktan gözlerini gördüm önce , beni üzeri yosun tutmuş yanlızlar rıhtımından kurtaran gözlerin , nasıl aydınlıktı öyle. Rengarenk giyisilerin içinde omuzlarına süzülen saçların ve o dudaklarındaki içimi rahatlatan gülüşün ne güzeldi...
Çok iyi anımsıyorum mevsimlerden bahardı , yağmur yürekli kentim sen geleceksin diye güneş açmıştı. titreyen dalları yeşermişti ağaçlarımın, kelebekler bile sevincime ortak olmuştu. oysa senden önce hüzün yağardı düşlerime. hayran bakışlar tanıştı önce , ardından utangaç davranışlar.Önce seni seyre durdum uzun uzun , içime akıtıyordum doyumsuz güzelliğini. Senin ise yanakların kızarıyordu , karşındaki hayran gözlerin ardında.Nereye gideceğimizi konuşamadanyürümeye başlamıştık tutku sahilinde. Mutluluk rüzgarları sürüklüyordu bizi, belli ki sende mutluydun. Hem duygularımız, hem gözlerimiz hemde dudaklarımız konuşuyordu.
Bazen oturduk , bazen yürüdük , zaman hızla ilerliyordu. Zamanın durmasını arzuluyorduk çünkü çok mutluyduk. Ama sabah başlayan güneş batmak üzereydi , akşam oluyordu ve sen gitmeliydin. Ayrılığın hüznü yansımıştı gözlerimize o gün bir hayal gibiydi, mırıldanarak bana yine geleceğini söylemiştin. Giderken sen tutku sahilimden, dalgalanan saçlarının arasından buğulu bakan gözlerin beni bir rüyadan uyandırdı. Sen kayboluncaya dek ardından baktım,gözlerimi alamadım bir türlü seni benden uzaklaştıran arnavut kaldırımı sokaklardan. Gelişin bir rüyaydı, gidişinse bir isyan.....
| |
| |