GELİNCİK

  Uzaklarda bir köyde, çocuğu doğmadan kocası ölmüş,tek başına yaşayan hamile bir kadın,kendisine arkadaş olması açısından dağda yaralı olarak bulduğu bir gelinciği evde beslemeye başlar.Gelincik kadının yanından bir an bile ayrılmaz.Her ne kadar evcil bir hayvan olmasa da, oldukça uysallaşır.Bir kaç ay sonra kadının çocuğu doğar.Tek başına tüm zorluklara göğüs germek,ve yavrusuna bakmak zorundadır.Günler geçer ve kadın bir gün birkaç dakikalığına da olsa evden ayrılmak,ve yavrusunu evde bırakmak zorunda kalır.Gelincikle bebek evde yalnız kalmışlardır.Aradan biraz zaman geçer ve anne eve gelir.Gelinciği ve onun kanlı ağzını görür.Anne çıldırmışcasına gelinciğe saldırır. Ve orada öldürür hayvanı.Tam o sırada içerden bebeğinin sesini duyar.Anne odaya yönelir,ve odada beşiği,beşiğin içindeki bebeğini ve bebeğin yanında duran parçalanmış bir yılan görür....

   HoKKaBaZ ın Notu:"insanlardaki önyargıyı parçalamak,benim atomu parçalamamdan çok daha zor". Albert Einstein

İletişimin kanser noktası ÖNYARGI. Anlamanın, empatinin, sevmenin, saygının kangreni ÖNYARGI.

Güzel bir örnek olay. Hokkabaz paylaşım için çok çok teşekkürler.

Bunun benzerini bir kitapta okumuştum.

Sonucu çoğunlukla yanlış olan eylemlere sebebiyet veren düşünce:Önyargı...Ne isabetli söylemiş Einsteine:"insanlardaki önyargıyı parçalamak,benim atomu parçalamamdan daha zordur"diye...

Paylaşım için teşekkürler Hokkabaz.

İşte yargısız infazın bir numaralı örneği.anlayıp dinlemeden o an gördüğü duyduğu duruma göre karşıya  yapılan bir saldırının neticesi

Halbuki gelincik. Yılandan çocuğu kurtarmak için yılanı öldürerek bunun sonunda kendisininde canından olması.İçler acısı bir şey normal insan yaşamının da bir numaralı  çoğunlukta yapılan hatalar bunlar..

Teşekkürler tufanım emeğine sağlık paylaşım için teşekkürler