ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

TÜBİTAK’ın Bilim ve Teknik Dergisi’nin Evrim Teorisi’nin sahibi Charles Darwin’in 200’üncü doğum yıldönümü ve 2009 yılı UNESCO tarafından tüm dünyada Darwin yılı ilan edilişi nedeniyle hazırladığı Mart sayısına sansür uyguladığı ortaya çıktı.

Kanal D Ana Haber Bülteni’nde yer alan habere göre 42 yıldır okuyucuyla buluşan Bilim ve Teknik Dergisi’nin Mart sayısı kapağı ve içeriği basım aşamasında değiştirildi. Bir haftalık gecikmeyle yayımlanan derginin Evrim Teorisi’nin babası Darwin için özel olarak hazırlanan sayısı TÜBİTAK üst yönetimi tarafından veto edildi. Derginin yayın kurulu

Yapılan ilk kapak	Değişen kapak

Hürriyet, 10.03.2009

Bilime bile sansür koyan, sonra da "muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkmak"tan bahseden bir zihniyet var karşımızda. Onlar adına ben utanıyorum.

TÜBİTAK utancı

İnsanların ülkeleriyle övündükleri zamanlar da oluyor, utançtan yerin
dibine geçtikleri zamanlar da. Örneğin, geçen yıl bu günlerde, barış mesajı vermek için çıktığı yolculuk sırasında Gebze dolaylarında tecavüze uğrayıp öldürülen
İtalyan ‘gelin’ Pippa Bacca’nın başına gelenlerden duyduğum utancı dile getiren bir yazı yazmıştım.
Ne yazık ki, şimdi de TÜBİTAK’ın bir yayınında Darwin’i hoyratça sansürlemesinin utancıyla yüzümün yandığını hissediyorum.
Bu gibi durumlarda içimden gelen ses “İnşallah yabancılar bana bu konuda bir soru sormazlar da açıklamaya çalışmak zorunda kalmam” diye mırıldanır.
Ama soracaklardır. Bu olay Türkiye’nin hangi noktada bulunduğunu göstermek için her yerde yüzümüze çarpılacaktır.
Ve aradan yıllar geçtikten sonra “Bakın o dönemde Türkiye’de bilim hangi ellerdeymiş” diye ibretlik bir kanıt olarak anımsanacaktır.
Biliyorsunuz, bu yıl evrim kuramının kurucusu Charles Darwin’in 200., en önemli eseri ‘Türlerin Kökeni’nin yayımlanışının ise 150. yıldönümü.
Bu önemli yıldönümleri nedeniyle 2009 UNESCO tarafından Darwin yılı ilan edildi. Dünyanın pek çok ülkesinde toplantılar, seminerler yapılıyor, dünyanın en önemli gizlerinden bazılarını açıklamış olan büyük bilim adamı saygı ile anılıyor.
Bu bağlamda, TÜBİTAK gibi ‘bilimsel’ (tırnak içine alıyorum, çünkü artık emin değilim) bir kuruluşun yayın organında Darwin’i kapak yapması son derece normal hatta kaçınılmaz bir şey. Günümüzde, aşırı bağnaz bir kaç grubu saymasanız, herkes Darwin’i çağımız biliminin ve özellikle büyük sıçramalar yapmakta olan biyolojinin babalarından biri sayıyor.
Evrim ‘kuramı’ diyoruz ama, o ‘kuram’ artık bilimsel bir olgu olarak kabul ediliyor. Tıpkı yerçekimi gibi -ki onun da zamanında meleklerin kanat çırpışlarıyla açıklamaya çalışanlar olmuştu!
Durum böyleyken, üstelik kendisine bilimsel unvanlar verilmiş insanlardan oluşmuş bir kurulun böyle bir sansür uygulaması nasıl açıklanabilir?
Darwin’in sansürü, cehaletin bilimi ezme girişimidir. Türkiye’yi komik duruma düşürmekten başka işe yaramaz.
Ola ki bunu yapanlar evrim kuramının kendilerine öğretilen dinsel yaratılış öyküsüne uymadığı için, inançları gereği yapmışlardır. Öyleyse de, ne kadar hazin!
Darwin’in kendisi Tanrı inancı ile (teizm) evrim arasında bir çelişki görmediğini kaç kez yazmıştı. Çağımızın en önem dinsel düşünürlerden birçoğu evrimin dinsel inanca pekâlâ uyabileceğini savundular.
Darwin’e başlangıçta şiddetle karşı çıkan İngiliz Kilisesi geçen yıl eylül ayında özür diledi ve şöyle dedi:
“Seni yanlış anladığımız, sana karşı gösterdiğimiz ilk tepkilerde hatalı olduğumuz ve bu nedenle başkalarının seni yanlış anlamasına sebep olduğumuz için özür dileriz.”
Vatikan bile geçen hafta bu konuda bir konferans düzenledi. Papa 2. Paul yıllar önce “Evrim bir hipotezden çok daha fazlasıdır.” (Yani, doğrudur) demişti zaten.
Ve bizim ‘bilim’ insanlarımızın yaptığına bakın!
Kimse bana Türkiye ileri gidiyor mavalı okumasın. En önemli bilim kurulu Vatikan’ın gerisine düşmüş bir ülkenin gittiği yön bellidir: Geriye!

Haluk Şahin, 11.03.2009

Darwin 1800 lü yıllarda düşüncelerini ve kitaplarını kabul ettirmişken 2000 li yıllarda sansüre maruz kalması gerçekten çok düşündürücü..

Öncellikle bilim ve teknik dergisini 10 yaşımdan beri alan bir okur olarak türkiyenin siyasi  gelişimini artık bu dergiden takip edebiliyor olmakdan  oldukça rahatsız oldumu dile getirmek istiyorum.

Her ne kadar sorunun bilim adamı vizyonu eksikliğinden kaynaklandığı dile getirliyor olsada aslında işin içinde yatan ana sebep kadrolaşmadır.

Dergiyi tam olarak tanımayanlar yada bir kaç sayısına tanık olanlar aslında tübitak ın  bu ve benzeri konularda ne kadar açık fikirli yazılar ortaya koyduğunu tam olarak bilmeyebilirler.

O yüzden darwin ve evrim teorisi hakkında sayısız yazıları dergide uzun zamandan beri takip ettiğim için böyle bir konuda tübitakda sansür uygulanıyor olduğunu görmek ülke için sadece tek bir şeyi ifade etmektedir.

İrtica ve kadrolaşma.

Bundan 8 ay önce bu ampül iktidarının yaptıkları beyaz icraatları dile getirildiğimizde aman canım ne var bunda diyen dar görüşlü userları burada tanıma fırsatı edindim.

Tehlikenin ne derece büyük ve sinsice ilerlediğini anlamıyan bizim yurdum saf gençliğine örnek olarak hümeyniden önceki iran rejiminin nasıl değiştiği konusunda brifing vermeme rağmen kalkıp hadi canım türkiye bir iran olamaz taksimin caddelerinde blue jenas mağzaları var manyakmısınız siz diyen userlara tanık oldum ve bundan utandım.

Ama ben bu olanların bizim yurdum insanının cahilliği yüzünden yumurta dayanınca düşüncesi nedeniyle hareket ettiğini bildiğim için kendimi bu cahillerle savaşa değil onları bilgilendirmeye adadım.

Bizler cahillik yüzünden rüşveti,gammazlığı,kadrolaşmayı,yozlaşmayı artık toplumun "aman olur canım kim almıyoki"  karnım doysun yeter diye düşünen bir milletin torunlarından gelmiyoruz.Ama malesef kurtuluş savaşında altını çizerek söylüyorum 35 bin kaçan askerin torunları tarafından yönetilen türkiyede bu insanlar gibi normal milletlerin yüzüne tükürecekleri davranışları hoş gören bir kitle yaratılmaya çalışıyorsa ve buna bu yetişen gençlikde sesini çıkarmıyorsa bende bu gençliğin yüzüne tükürmek istiyorum.

Saygılarımla....

  sızıntı dergisi ile gelişen bir toplumun ürünlerinden fazlasını beklemek hayal olur zaten....

           darwin i dogru düzgün tanımıyorlar bile..darwin meshur gezisine cıkmadan önce kiliseye ve dinine tam manası ile inan pazar günleri tıpış tıpış kiliseye giden bir adamken cıktıgı yolculuk dönüşünde evrim ile ilgili yeni fikirleri oluşmuş olarak dönsede bunu alacagı tepkiden cekinerek yaklaşık 20 yıl ertelemiş ama sonunda dayanamayıp evrim teorisini acıklamıştır lakin hala maymundan gelioruz diyen sızıntı dergisi yıllık aboneleride mevcut aramızda...

        bilim ve teknik alanında ülkemizin en güzide kurumlarından olan tübitak sonunda badem bıyıklıların işgaline ugramaktan kurtulamadı..konu ile ilgili bir bakan bile -darwin bilime pek bişey katmış olmasada fikirleri bize ters ol bile sansür bizi bozar-( ki bu yıl darwin yılı ilan edildi ) babında karnından konusup takiyenin kralını yaptı..şimdi devlet bakanı bile bu şekilde konusabilioken tübitak ın badem bıyıklısının yada sıkma başının farklı davranmasını beklemek sızıntı dergisinin herseyin bilimsel acıklaması var diye başlık atmasının beklemek ile aynıdır..

         tübitak ın bu sansüründen sonra sızıntı dergisine abone olmayı ciddi ciddi düşünüyorum..en azından bilgi saf kıvamda ve sansürsüz..yersen..

Derslerinde Evrim Teorisi´ni anlatan öğretmenleri, öğrencilerin dini duygularına zarar verebilecek yönde telkinde bulundukları gerekçesiyle sürgüne yollayan,  Avrupa Konseyi ülkelerinin bilimsel disipline uygun olmadığı için okullarda okutulmaması yönünde karar aldıkları Yaratılış Teorisi´ni ders kitaplarına Evrim Teorisi yerine koyan, kitaplarına resmini koyduğu bildiğin olta iğnesi ile yemi böcek fosili diye yutturmaya çalışan Harun Yahya´ya bilim adamı muamelesi gösteren, dünyaca ünlü evrimci profesör Richard Dawkins´in sitesine erişimi bile engelleyen bir ülkeyiz biz.

Bize yakışan oturup sindire sindire aylık "ilim-kültür" dergisi Sızıntı okumak, güne patatesli yumurta, iki bardak çay ve Zaman Gazetesi ile başlamak, başlığı dışında evrim kelimesi bile geçmeyen bir yazı yazan, ama ne hikmetse (Allah´ın hikmetidir belki) Evrim Teorisi´ni çürüttüğünü zanneden büyük düşünür, zamanın efendisi Fethullah Gülen Hocaefendi Hazretlerinin yazılarından feyz almaktır. Harun Yahya´nın pırıltılı kitapları arasında kaybolup "evrim teorisinin çöktüğüne, ateistlerin büyük panikte olduğuna" şahit olmaktır. Bizim ufkumuzu açacak kaynaklar bunlardır.

May the force be with you.*

*: Star Wars şövalyeleri (jedi) nin hayır duası

Darwin in teorisi bizim ülkemizde olduğu gibi,diğer müslüman-hristiyan ülkelerdede tartışılıyor..Tartışılmayada devam edecek.Çünkü bu bir ideoloji haline gelmiş ve içine siyaset karışmıştır.Einstein in teorileri bu kadar tartışılmadı :)) Hoş tartışılsa idi anlaşılabilinir miydi oda tartışılır..

Darwin´in teorisi tartışılıyor, doğru. Ancak tartışmanın konusu bilim çevrelerinde evrimin olup olmadığı değil, evrimin nasıl olduğudur. Bu konuda da bilim insanları Darwin´den bu yana çok yol katetmişlerdir. Darwin´in evrim teorisi ilk haliyle kalmamış, kendisi dahil olmak üzere, yeni verilerle birçok kişi tarafından geliştirilmiş ve halen sürekli geliştirilmektedir. Kaldı ki evrim teorisini ilk ortaya atan Darwin değildir, Lamarck´ın Tanrı´nın varlığını da kabul eden teorisi de oldukça meşhurdur. Ancak görüşlerinin pek çoğu bilimsel bulgular sonucu geçerliliğini yitirmiş ve yerini Darwin´in teorisine bırakmıştır.

Şimdi ben Darwin i ve teorisini tam anlamıyla bilmiyorum.Çok iyi bir gerçek var ki insanlar maymundan türemiştir,insanların atası maymundur dememiştir.Böyle dese idi bugün Darwin in maymun kadar aklı olup olmadığını tartışıyor olabilirdik :)

"İnsanların atası maymundur" demiş olsaydı da farkeden çok fazla şey olmayacaktı. Sonuçta insanın atası denilen primatlar goril, orangutan ve şempanzelerin de atasıdır. Maymunları veya primatları atalarımız olarak kabul etmek arasında pek fazla fark olmasa gerek. Bu durumda "maymun kadar akıl" benzetmesini görmezden geliyorum :)

Öncelikle burada ohoo lu cümleler kuran bir dizi kişi yada kişilerin öncelikle teori nedir ve ne değildiri iyice bir gözden geçirmesi kanaatindeyim.

O nedenle bir konu hakkında fikir yürütmeden önce çok klişe olsada "Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmayın" hatırlatmasını yapmak zorunda kalıyoruz.

Teori ;

1.Gerçekleştirmeyi istediğimiz şeylerin bilgisidir.

2.Bilimsel olarak doğruğu kanıtlanmamış yada kanıtlanamamış olan.

Demekki  teori ztn bilimsel olarak kanıtlanamamış olan kanunlaşmamış olanın bilgisidir.

Bilimsel yasa ise, bilimsel kanıtlarla yeterince doğrulanmış ve hiç kimsenin doğruluğuna karşı koyamayacağı kuramlara denir. örneğin yerçekimi, kimsenin aksini öneremeyeceği bir yasa olarak karşımızda durmaktadır. ama bu, hiçbir yasanın sonsuza dek yıkılmayacağı anlamına gelmez. örneğin newton’un tüm maddeler için genelleyerek koyduğu mekaniğin temel yasaları, yüzyıllar sonra atom altı parçacıklar için quantum fiziğiyle yıkılmıştır.

Şimdi size sormak istiyorum YARADILIŞ TEORİSİ demek için bu konu hakkında ne tür bir bilimsel bilgi birikimi gerekir? Yoksa biz bunun adına YARADILIŞÇILIK mı dememiz gerekiyor?.

Yani adem ile havvaya uzatlıan elmanın içindeki vitamin ve mineral değerlerinin bilimsel analizimi söz konusu.Ne teorisi kardeşim?

Hipotezin tanımı gereği "kanıtlanmadan geçici veya kalıcı olarak benimsenen önerme" olarak algılanması gerekirken, Evrim Teorisinin  gerçekliğine gözlerini kapayan, çıkarları için kullanmak isteyen ya da gerçekleri görmek için gerekli bilgi donanımından yoksun olan kişilerin benimsediği kavrama ben ancak YARADILIŞ TEORİSİ olarak nitelendirebilirim.Çünkü ancak bu şekilde bu kavram  sosyolojik açıdan bilimsel nitelik taşır.

Ben EVRİM TEORİSİNİN bir takım savsataları değil ,meyve sinekleri üzerinde yapılan sayısız araştırmalar,kutup ayılarının  denizde yüzmekden pençeleri arasında oluşan kapanmalar,ve DNA nın ortam için kendini izole edcek şekilde mutasyon geçirip gerekli yaşamsal şartları oluşturucak kadar komplike yaklaşımları incelediğini çok iyi biliyorum.

İnsan maymundan geliyormuş hadi canım :)

Niye gücünüze gidiyor ?

Burda homo eructusu,homo sapiensin tonlarca kemikleri ve yapmış oldukları sayısız alet kullanma deneyimini 10 larca yıldır ortaya koyan bilimsel çalışmalara rağmen dünyaya  hediye paketi olarak gelindiğini idda eden zihniyetler bu yaptığı maymunluklardan sonra nasıl olupda maymundan geldiğini idda edenlerin sözlerine kulak asmıyor?

EVRIM TEORISI sadece insanın maymundan geldiğini idda eden yüzeysel bir kavram değildir çünkü bu bir teoridir.

YARADILIS TEORISI ise dinsel düzlemde ortaya konmuş fikirlerin gene bir takım dinsel çevrelerin baskıları sonucu bilimsel bir meteryalmiş gibi kamaoyuna sunan devrimci dincilerin bir yan ürünüdür.Bunu uygarlık mertebesinde hıristiyanlık olsun  ,müslümanlık olsun pek çok dinsel çevre gerçekleştirmesine rağmen türküyede bu işin propagandasını en güzel FG ve tayfası yapmaktadır.

Konu hakkında daha ayrıntılı bilgi edinip EVRIM TEORISININ insan maymundan geldi demediğini iyice öğrenmek için gene traji komik olsada size TUBITAK ın yayaınlarında mevcut olan KOR  SAATCI adlı kitabı dikkatlice okumanızı tavsiye derim.

Yukarıda bir takım userlar DNA mutasyonu için sadece 4.5 milyar yıl yeterlimidir diye bir yazı yazmış :)

Evrenin 15 küsür milyar yılda oluştuğu bilimsel  olarak otaya konuyorsa 4,5 milyar yıl bu zaman için oldukça uzun bir süredir.

Ama şimdiden "nerden  biliyorsun bunu evren 6 günde yaratılmadımı diye salakça sorulacak sorular için vericek cevabım olmadığından

BKNZ:Mikro Dalga Fon Işıması

Aşşağıda cahilliğin daniskası olan bir takım cümle öbeklerini neden böyle olduğunu açıklıyacağım

150 yıldır ispat edilememiş ve ispat edilemeyecek bir teorinin bilim-teknik dergisinde işi yoktur.(bana göre)

Einstein falan filan demişsin Genel görelelik Ve Özel görelelik Teorilerinin geçerliliğide yaklaşık 80 senedir Kuantum mekaniğiyle çakışmakta. Şimdi sen 70 sene sonra gene bu kuramlar birleştirilemesse(BÜYÜK BİRLEŞME) Bilim teknik dergisinde yeri yokdur diyecek kadar cahilce bir düşünce stili olabilir mi?

İlk başta söylediğim gibi evrim artık ideoloji haline gelmiş ve içine siyaset karışmıştır

İdeolojinin bana tanımını yaparmısın demeden önce Dinsel sistemlere ters düştüğünden dolayı senelerdir uğraşılan Evrim TEORISI Dinin siyasallaşmasının yanına bile yaklaşamadını söyliyeyim.

Lakin sen hiç Evrim teorsini savunan akıllıca bir ideolojik görüş gördünmü?

Ama ben dini savunan ve  onu siyasalalaştıran çok siyaset adamı görmeme rağmen evrim teorisiyle kürsüde bağıran bir bilim adamı hç görmedim o yüzden  haksızlık ediyorsun.

Milyar yıllar değil kattrilyon yıllar geçse yine de insan ve maymun arasındaki bu kadar farklılaşma için yeterli bir zaman dilimi değil.

Dediğim gibi bu bilgileri edinmen için KÖR SAATÇİ kitabını tavsiye ediyorum maymunla bozma kafayı.

Eminimki bilim ilerledikçe neyin ne olduğu er geç ortaya çıkacaktır o yüzden dinsel sistemlerin hala bu işlere burnunu sokması konusunda en ufak bir kaygı duymuyorum.

Ancak asıl kaygı duyduğum nokta öldükden sonra öbür tarafda süt banyosu yapıp cenentin pınarlarından  üzüm suyu içebilmek için vermiş olsuğunuz bu çabanın, yüzde 1 ini şu dünyada bişeyleri doğru yapıp  milletinize ve vatanınıza herşeyden önce sizden sonra geleceklere ,ayırsanız emin olun Harcıdınız çabanın 10 katı size yaşam kalitesi ve huzur olarak geri dönerdi.

Huzuru öldükden sonra arıyanlar için ibret olsun.

Saygılarımla...