6 Mayıs 2024, Pazartesi 11:57 |
ChatCity Forum
Her hükümet sisteminin avantajlı yönleri olduğu gibi dezavantajlı yönleri de vardır. Yine her hükümet sisteminin başarılı şekilde uygulandığı ve o hükümet sistemleri için örnek gösterilen ülkeler vardır. Bunun yanı sıra hükümet sisteminde herhangi bir değişiklik yapılmadığı halde, iktidarda bulunan siyasi ideolojinin farklılık göstermesinden dolayı sistemin uygulamasındaki başarının da değişkenlik gösterdiği rahatlıkla söylenebilir. Nitekim bu konuda en bariz örnek Türkiye’dir. Başkanlık hükümeti sisteminden olumlu sonuç alan tek ülkenin Amerika Birleşik Devletleri olduğu, bu ülke dışında bu sistemin demokratik bir netice vermediği söylenmektedir. Elbette ki bu aşamada ilk önce Amerika’da neden olumlu sonuç verdiğini anlamamız gerekiyor. İlk olarak, siyasi parti yapısının disiplinsiz olması ve Amerika’daki iki parti arasında ideolojik farklılık olmaması tıkanıklıkların aşılması noktasında önemli role sahiptir. Ayrıca lobilerin ülke içindeki gücü de denge-fren mekanizmasının işlemesine yardımcı olmaktadır. Ancak en önemli nokta şudur: ABD’de demokrasi geleneği çok güçlüdür. Amerikan halkı anayasaya çok saygı duymaktadır bu nedenle en ufak müdahale de çok şiddetli tepkiler göstermektedir. Peki Türkiye’de durum nedir? Türkiye’de ABD’nin aksine siyasi partiler disiplinli parti yapısına sahiptir. Ayrıca demokrasi ve uzlaşma kültürü de ABD’de olduğu gibi gelişmemiştir. İktidardaki partinin yasama organında azınlıkta kalması durumunda iktidarın çok zor durumda kalacağı aşikardır. İncelediğimizde Türkiye’nin sorununun istikrar olduğu ortadadır. 82 Anayasası’nın 17 kez değiştirilmesin rağmen sorunu çözemediği gün gibi ortadadır. Yeni sivil bir anayasa ile birlikte hükümet sistemiyle ilgili ideolojik olmayan analizler yapılmalı. Özellikle ‘cumhurbaşkanını halkın seçmesi’ ile birlikte ileride başbakan ile cumhurbaşkanı arasında sürtüşmeler yaşanacağı düşünülebilir. Parlamenter sistem, başkanlık sistemi bunların hepsi demokratik sistemlerdir ancak bu noktada önemli olan hangi sistem ile daha da ilerleyebileceğimizdir. Yaklaşık 100 yıldır parlamenter sistemi kullanıyoruz sonuç ortada… Vesayetçi zihniyeti sonlandıran, egemenliğin tamamen millete ait olduğu ve güçler ayrılığın kesin olarak dengelendiği Başkanlık sistemi Türkiye için bir çıkış yolu olabilir. Son olarak; Başkanlık hükümeti sisteminin diktatörlüğe yol açacağı ve akabinde darbe olacağı ileri sürülmektedir. Gerçekçi olalım lütfen! Sanki 89 yıllık tarihimizde hiç darbe olmadı da Başkanlık sisteminin darbe getirmesinden korkuyoruz. Bu noktada antidemokratik uygulamaların sebebini hükümet sisteminde değil, hem siyasetçi hem de bürokrat kesimin demokrasi kültüründeki zafiyette aramak doğru olacaktır. Bu makalede ülkemizin gündemini uzun zamandır meşgul eden yönetim biçimlerinden biri olanBaşkanlık Sisteminin teorik tanımının yanı sıra Türkiye üzerinde uygulanabilirliği üzerinde durulacaktır. Öncelikle nedir bu Başkanlık sistemi, avantajları, dezavantajları ve en sağlıklı uygulandığı ülke olan Amerika Birleşik Devletlerinde sistem nasıl çalışmaktadır onu incelemeliyiz. Başkanlık sistemi, yasama ve yürütme kuvvetlerinin birbirinden “sert” bir şekilde ayrıldığı bir hükümet sistemidir. Bu sistemde, yürütme organı tek bir kişiden oluşur. Bu kişi de başkandır. Başkan belli bir süre için doğrudan doğruya halk tarafından seçilir ve süresi dolmadan da görevden alınamaz. Dünyada 76 açık rejimden 33’ü başkanlık sistemiyle yönetilmektedir. Yukarıdaki kısa bilgiden sonra halk tarafından bir başkan seçilmekte ve check and balance dediğimiz mekanizma ile bütün anayasal kurumlar birbirinden sert bir şekilde ayrı görev yapmaktadır. Başkanlık sisteminin temel özelliklerine baktığımız zaman; Başkan halk tarafından doğrudan ve dolaylı olarak belirli bir süre için seçilir. Bu süre hiçbir şekilde parlamento tarafından kısaltılamaz ve feshedilemez. Kuvvetler ayrılığı kesin biçimde uygulanır. Devlet organlarının eş güdümü içinde aksamadan çalışması için fren ve denge sistemiyle organların yetki ve güç suistimali engellenir. Hükümet üyeleri başkan tarafından seçilir ve azledilir. Başkan hükümet üyelerinin düşüncelerine uymak zorunda değildir. Hükümet üyeleri, yasama organı içinden başkan tarafından seçilebilir. Ancak seçildikten sonra yasama organı üyeliklerini sürdüremezler. Devlet Başkanı Hükümet Başkanı ayrımı yoktur. Yürütme, yasamanın güvenine dayanmaz. Sabit başkanlık süresi vardır. Seçimler, planlanmış tarihlerde yapılır. Güvensizlik oyu ile hükümet düşürülüp, erken seçim düzenlenemez. Başkan görevi ile ilgili işlerden dolayı sorumlu değildir. Bazı ülkelerde devlet başkanının kanunları ihlal ettiğinde “impeachment” denilen meclis soruşturmasıyla erken seçime gitme istinası vardır. Yürütme organında görev alan kişi aynı zamanda yasamada görev alamaz. Başkan, yasama organının çalışmasına katılamaz, feshedemez. Başkanlık sisteminde Başkanın yetkilerinin çok olması bir o kadar da farklı alanlarla sınırlandırılması gelişmiş ve anayasal sistemin oturmuş olduğu, demokrasinin aşama gösterdiği ülkelerde görülmektedir. Bu ilkeleri Türkiye üzerine uygularsak karşımıza neler çıkabilir? Türkiye Cumhuriyetinin yönetimin biçiminin Parlamenter sistem olduğunu herkes bilmektedir. Ancak ne değişti de parlamenter sistemden başkanlık sistemine doğru bir yönelmeden söz edilmeye başlandı. Başkanlık sisteminin ABD’de uygulandığı biçimde, sağlıklı bir yol ile gerçekleşeceğini söylemek ne yazık ki mümkün değildir. Latin Amerika ülkelerine baktığımız zaman oralarda Başkanlık Sistemi diktatörlüğe dönüşmüştür. Bu realiteyi göz önünde bulundurarak ve Türkiye’nin kendi sosyo- kültürel, coğrafik yapısına bakarak yönetim biçimini seçmede karar verilmelidir. Karşılaştırmalı yönetim biçimleri yaparak bir ülkede iyi olan bir sistemin her ülkeye aynı oranda etki edeceğini söylemek imkânsızdır. Onun için Başkanlık Sisteminin Türkiye’ye uyarlanabilmesi için öncelikle yapılması gereken reformlar bulunmaktadır. Amerika Birleşik Devletlerinde sistem nasıl işlemektedir? Sorusunun cevabını herkes az çok bilmektedir ancak burada kısaca belirtmekte yarar görüyorum. Eğer, bir olguyu karşılaştırmak istiyorsak model aldığımız sistemin hangi ülkelerde sağlıklı bir şekilde yürüdüğünü ve Türkiye’deki mevcut durum ile karşılaştırılarak karar verilmesi sağlanmalıdır. Amerika Birleşik Devletlerinde sistem aşağıdaki gibi çalışır: Mevcut Türkiye’nin siyasi sistemini incelediğimiz zaman ve yukarıdaki ek bilgileri okuduğumuzda gerekilen tartışmaları ve yorumları okuyucuya bırakıyorum. Türkiye’nin şu anki konjonktürel durumunda Başkanlık Sisteminin hayal olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü Türkiye’de parlamentoda iki partili sistem yoktur. Türkiye’de istikrar ve etkin bir yönetim olduğunu düşünmekle beraber sistemin her an kilitlenmeye ve tıkınmaya müsait olduğu gerçeğini kabul ediyoruz. En önemli husus ise; demokratik pekiştirme dediğimiz demokrasinin gelişip korunması ve yaygınlaşması ne yazık ki Türkiye açısından olumlu sonuçlar vermemektedir. Yaklaşık 60 yıllık demokrasi hayatında birçok darbe, muhtıra ile karşılaşan Türkiye’nin mevcut siyasi yapısında çok önemli eksiklikler görünmektedir. Diğer bir husus ise; her ülkenin kendi şartlarının olgunlaşmasıdır. ABD’deki sisteme baktığımız zaman federal meclislerin bulunduğunu ve federatif bir yapı içerisinde hareket ettiklerini görüyoruz. Dış işlerinde merkeze bağımlı, iç işlerinde ise bağımsız görev yapmaktadır. Türkiye’nin son zamanlardaki yaşanan tartışmalar ışığında durumunu düşünecek olursak Eyalet Tartışmaları, Demokratik Özerklik Tasarıları gibi unsurlar Başkanlık Sistemi ile ilişkilendirilebilir mi? Makalemizin son bölümünde ise mevcut sistemin sorunlarını dile getirdikten sonra çözüm önerilerini sıralayarak yazımıza son noktayı vermeyi düşünüyoruz. Türkiye’de ne mevcut sistem ne de başkanlık sistemi tek başına hükümetlere istikrar ve etkinlik kazandırabilir. Çünkü Türkiye’de parlamentoda çoğunluk yoktur. Türkiye’de çok parti sistemi vardır. Türkiye’de nispi temsil seçim sistemi uygulanmaktadır. Türkiye’de gerek mevcut sisteminin gerek başkanlık sisteminin başarılı bir şekilde işleyebilmesi için parlamentoda sağlam bir çoğunluk gerekir. Türkiye’de tek turlu çoğunluk sistemi olmadığı için iki partili sistem uygulanamaz. Türkiye’de Başkanlık Sistemine taraftar olan ve bunu savunan görüşler olduğu gibi şiddetle karşı çıkan taraflarda bulunmaktadır. Peki, yukarıda detaylarıyla gördüğümüz Başkanlık Sistemi sizce ülkemiz açısından ne ifade etmektedir? Bazılarının dediği gibi Türkiye bölünebilir mi(!) veya hatırlanacağı üzerine Başbakanımızın 23 Nisan’da koltuğunu devrettiği küçük çocuğa söylediği gibi “Sen Başkansın; ister asarsın ister kesersin” sözleri hala zihinlerimizde bulunmaktadır. Sonuç olarak; Başkanlık sisteminin bir ülkede güçlü yanları ortaya çıkarken, bir başka ülkede zayıf yanları ortaya çıkabilir. Diğer yandan, bu güçlü ve zayıf yanlar, her ülkenin kendi siyasal ve sosyal koşullarına bağlıdır. Yani başkanlık sistemi, bir ülkede başarılı olurken, bir başka ülkede başarısız olabilir. Selçuk Üniversitesi Uluslararası İlişkiler 29.Ara.2012 Cmt 10:57:17 | Hokkabaz hepsini okumak isterdim ama çok uzun bir yazı :)) | 29.Ara.2012 Cmt 15:07:14 | Hokkabaz paylaşımın için teşekkür ederim. İlgi duyduğum bir konuydu. Bir solukta okudum, güzel bir derleme olmuş. Eğer bilgilerim beni yanıltmıyorsa başkanlık sisteminde iki meclis var: seçilmişler ve atanmışlar. Bizdeki gibi seçim barajının altındaki oylar diğer oy potansiyeli yüksek partiye devrediyor. Dolayısıyla uydu partiler (temsil gücü zayıf partiler) zaten başkanlık sisteminin dışında kalıyor. Dolayısıyla, eşit temsilin olmadığı bir anlayışta çokta demokrasiden bahsetmek mümkün değil. Çoğunluğun yanı sıra azınlığınında temsil hakkı olduğu yerde demokrasi olur. Amerikalıların anayasası çok eski olduğu bilinmekle birlikte halen anayasalarında "bir beyazın oyu iki zencinin oyuna değer" görüldüğü yazılıdır ve değişmemiştir. (Özgürlükler ülkesi????) Tekrar başkanlık sistemine dönersek, erklerin keskin bir biçimde ayrıştığını yazmışlar (?) Başkanlık sisteminde başkanın bir veto hakkı söz konusudur. Bir yasa çıkarılacaksa eğer bu first floor dedikleri kademede günlerce tartışılır sonra second floor da biçimlendirilir. Daha sonra iki kola ayrılan temsili meclise ve seçilmişlerin meclisine gönderilir. Temsili meclis eğer uygun görmezse, bir önceki basamaya second floor a yasa teklifini geri gönderir. Şans eseri iki mecliste oylamaları yasanın çıkması yönünde olursa, başkana sunulur. 108 yasa teklifi bu şekilde görüşülmüş ve sadece 5 tanesi geçiyorsa yasama süreci için çok sıkıntılı bir durumdur. Nedeni` ne gelince? Türkiye AB aday ülke bir çok fasıldan ve programdan bahsedilir. Uyumluluk süreci içerisinde bakanlıkların isimleri değişir yeni kanun ve tasarılar geliştirilir ki uyumun gerekleri yerine getirilsin. Başkanlık sistemiyle bu mümkün değil. Uyum yasallarının düzenlemesi için yasa yapıcıların etkin çalışabilmesi kısıtlı olur ki mümkün değil verim sağlanabilsin. Zaten var olan sistemde, kanun hükmünde kararnamelerle hızlandırılmış biçimde çıkan o kadar yasa var ki buna rağmen çok yavaşız. Bir diğer bir ayrıntı da AB aday olan bir ülke egemenlik hakkının bir kısmını bu birliğe devreder. Ticari anlaşmalar, insan hakları boyutunda bir çok bağlayıcı hükümler yer alır ki anayasada da uluslararası anlatmaların üstünlüğü kabul edilir. Başkanlık sistemi bunu kaldırmaz. Mutlak yetki başkandadır. Sonuca doğru gelirsek, İngiltere yıllardır aynı partiyle yönetiliyor, keza japonya da öyle :) Kimse oligarşik muhafazakar faşist yapı diye bangır bangır bağırmıyor. Herkes işine bakıyor. Çalışıyor :) Neyi paylaşamıyoruz anlamıyorum ki. Başkanlık başkanlık dedik. Bu tartışma medyada daha çok su kaldırır. Bişi olacağından değil ya :D İyi okumalar. 29.Ara.2012 Cmt 16:17:06 | Baskanlik sistemini iyi okumak icin, Türkiye`de ki mevcut sistemi sorgulamak gerekir.Mevcut sistem kendi halinde diktatörlüge dogru giderken baskanlik sisteminin zararlarini hesaplayamiyorum bile.Ülke`nin cikarlarini korumak ile görevli herhangi bir yurttas, bir vatandas bile vatandaslik sisteminin sonuclarini pek ala iyi görebilir.Baskanlik sisteminin getirilmesinden fazlasiyla memnun olacak kisiler var, bunlar kendi hesaplarina göre bir seyleri planlayip, simdiden yazip cizmeye baslamislardir.Diger bir konu, Amerika ve diger Güney Amerika ülkelerinde sürdürülmek te olan baskanlik sisteminin anlatilmasi, onlarin örnek gösterilmesi ve Türkiye`de uygulanmaya calisilmasi.Bu kadar kör, bu kadar sığ bir aciklama olabilir mi? Baskanlik sistemini iyi anlamak icin, diger ülkelerin baskanlik sistemine gecislerini, ne sekilde gectiklerini sorgulamak gerekiyor. | Bu arada; kalpler ODTÜ`de. Bin selam orada ki yurtsever cephe`ye! 29.Ara.2012 Cmt 20:14:25 | 782 TL Doğalgaz Faturası Olur mu ? |