ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
6 Mayıs 2024, Pazartesi 18:35   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  bellerophontess> Forum Mesajları
    bellerophontess'e ait Toplam 351 Forum Mesajı var
<<12345678 9101112131415161718...36>>


bellerophontess

bellerophontess resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >Altıyüzden geriye sayıyoruz>
  27.May.2008 Sal 10:21:28
fiogf49gjkf0d

·notsp·


İnsanların olağan sıkıntıları görmezden gelerek, kültürel ve tarihsel bilgilerden sıkılırcasına kopulası veya koptum sende kop gibi bölümlerde olması tabiki kimsenin hoşuna gitmiyordur eminim. Kopan kişilerinde hoşuna gitmiyordur fakat şu var; insan ırkı her bir bireyde değişkenlik gösteren belli düşünce kapasitelerine sahip. Herkes belli fikirler konusunda fikir yürütür veya yürütemez. Bu sadece Türk ırkının değil evrensel boyutta insanların görecesizliğidir.

Ben şu bölümdeki başlıkların çoğunu inceledim. Açılan başlıkları yada başlıklara verilen cevaplara baktım. O kadar görece konusunda zayıf ve hayata bitkin bakan ve idrak edemediği noktalarda konuyu dalgaya alan insanlar varki gördüğümde üzüldüm. Fakat bir taraftan da sevinmek lazım. Çünkü her ne kadar dar boğazdada olsa milletimiz gülmeyi, eğlenmeyi ve umursamamazlığını gösterebiliyor. Ne kadar aydın bir millet olsakta bir o kadar da karanlık milleti de kendi içimizde barındırıyor ve asalaklık yapmaları için imkan sağlıyoruz. Bunda suçlu asalak olmayı iş edinmiş insanlar mı yoksa asalak insana "sen ağasın paşamsın canımsın" diyen ve bu işi fiilen ifa ettiren bizde mi?

588

Şu kadar cümle yazdım emin olun bu yazıyı görenlerin bazıları bu yazıyı okumayacak ve sadece şu aradaki 588 i görerek bu gereksiz geriye sayma oyununa iştirak edecektir. Çünkü biz detaycı değiliz.

Yüzeysel, pragmatik ve cahil oduğunu bilip bilmemezlikten gelen asalak yapıda olanlardan da anca o beklenir. Haksızmıyım?

 

  Bence epey bir haklısın toplum olarak bu konularda hep ikiyüzlüyüz ne yazıkki mesela yapılan anketlerde televizyonda en çok görmek istediğimiz programlara belgeselleri mutlak yazarız ama belgesel izlemeyiz yada kitap okuruz deriz ama kitapların turkiyedeki satış rakamı belli ve satan kitaplarda hep içi boş tvde ki diziler kıvamında. Dolayısıyla bu konu baslığı altında 600 den geriye saymakda insanların buraya ilgisini çekmez. sadece bu konu başlığını merak edip bakanlar için bu ne sululuk dedirtebilir. Ben diğer kısımlara göre bari bu baslıgın belli bir standartı olmasından yanayim ve bu sayfalara baktığımda açıkcası boyle bir baslık görmeyide istemiyorum.

·OzmmQ· nun  yaptığı her ne kadar iyi niyetli bir davranış olsada insanların bu konuları okuması için bu başlığın sulandırılması ve insanların hosuna gidecek veya ilgisini çekicek diye palitika-tarih dışı konu başlıklarının açılmamasını daha uygun görüyorum. Çözüm önerisi olarakda;  madem sosyal bir araştırma olarak görmek gerekiyorsa bu konuda yapılan arastırma ve makaleleri bularak 80 kusagının politikaya ilgisizliğini ve nelerden hoşalanıp hoşlanmadığını ve bunun bu düzeye gelmesindeki etmenleri gösteren seyleri koymamız gerektiği dusuncesindeyim. En azından bir yararı olur bunun

 



bellerophontess

bellerophontess resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Sanat ve Felsefe >YARİM İSTANBUL GEL ÖPEYİM GERDANINDAN...>
  24.May.2008 Cmt 10:34:47
fiogf49gjkf0d

istanbulla ilgili benimde en çok sevdiğim parçalardan biridir bu

Söz: Aysel Gürel Müzik: Sezen Aksu

"İstanbul Hatırası"

Bir eski resim duvarda
Belki Beti belki Pola
Markiz de oturmuş sakin
Seyrediyor zamanı gözlerinde tozlarla

Günlerden güz mevsim sepya
Bir tüy kalemle çizilmiş bekler
Bir hayat daha olmalı der gibi
Kahverengi tonlarda uykularda

Ah bu ne sevgi bu ne ıstırap
Bu şarkıyla gönlüm ne harap
Al al olmuş gül yanaklarınız
Bu mahçup nazlı bu eda bu hal
Bir mısra gibi ağzınız
Dillenmemiş dinlenmemiş bakire aşklarda

İstanbul hatırası,
Bir yerinde altın yaldızlı tarih ve yazı



bellerophontess

bellerophontess resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Sanat ve Felsefe >YARİM İSTANBUL GEL ÖPEYİM GERDANINDAN...>
  24.May.2008 Cmt 10:31:17
fiogf49gjkf0d

çok güzel bir paylaşım olmuş hürrem. İstanbul un büyüsünü ve hepimizi bu kadar derinden etkileyen bir kenti anlatmaya çalısan sairler, edebiyatcılar ve sinemacılar bizi hep can evimizden vurmustur. kimi zaman bir şiirle kimi zaman bir film karesiyle veya bir şarkıyla kendimizi bu şehrin sokaklarına bırakıp, bu kentin içinde kaybolmak ve dondugumuz her sokak kösesinde denizi, boğazı, tarihi ve minareleriyle heybetli bir istanbulla karşılaşmak sanırım bizim en büyük şansımızdır. Tabi ki anliyana

paylaşım için tesekkurler



bellerophontess

bellerophontess resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Videolar, Klipler, Resimler, Karikatürler >BAYIR GÜLÜ (DERLEME)>
  24.May.2008 Cmt 01:19:15
fiogf49gjkf0d
Feyhan GUVER in leman dergisinde cizdigi karikaturlerdir. ayrıca cizimlerden olusan toplama kitabıda mevcuttur. parantez yayınlarıydı galiba


bellerophontess

bellerophontess resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >Köşe Yazısı: Kene>
  23.May.2008 Cum 15:25:17
fiogf49gjkf0d
fiogf49gjkf0d

özellikle prenses hanımın okuması dileğiyle belki faydası olur arkadaslar

NTVMSNBC’nin sorularını yanıtlayan Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Murat Fırat, “Kene, hem küresel ısınma hem de hayvanların göçü nedeniyle bundan sonra sürekli karşılaşabileceğimiz bir şey. Azalmıyor, artıyor” diyerek, tıpkı “Depremle yaşamayı öğrenmeliyiz” uyarısı gibi, “Keneyle yaşamayı öğrenmeliyiz” dedi ve önemli uyarılarda bulundu. Fırat’ın NTVMSNBC’nin sorularına verdiği yanıtlar şöyle:
Kene vakaları neden önlenemiyor?
Bu 1-2 yıllık bir süreç değil. Doğada yaşayan bir varlık olduğunu bilerek dikkat edilmesi gerekiyor. Bundan sonra sürekli karşılaşabileceğimiz bir şey. Azalmıyor, artıyor. Tehlikeler daha çok artacak, belki bu virüsü taşıyan keneler de zaman içinde daha çok büyük şehirlere gelecek. Şu anda bu tehlike az olmakla birlikte zaman içinde artabilir. Hem küresel ısınma, hem de hayvanların göçü nedeniyle. Tokat’tan havalanan kuş başka bir şehire geçerken, kene de onunla geçecek. Özellikle kurban dönemlerinde büyükbaş ve küçükbaş hayvan hareketleriyle keneler de yer değiştiriyor. Zaman içinde daha çok kene ısırığı yaşayabileceğiz. Bunun için bilinçli olmak ve önlemler almak gerekiyor. Kenelerin de VIP’i olabilir. Kenelerin ağırlıkla yaşadığı alanlar diye baktığımız zaman, daha çok çalılık, otluk alanlar, orman ve su kıyıları olduğunu görüyoruz. Buralarda yaşıyor ve üreyebilmek için kana ihtiyaç duyuyor. Özellikle dişi keneler, yumurtalarını geliştirebilmek için konağa ihtiyaç duyarlar. Bu konak bir hayvan veya insan olabilir. Bunlardan birine yerleştiğinde yaklaşık 7 gün kan emiyor. Eğer konak bu sırada hareket ederse, keneyi de değişik bölgelere taşıyabiliyor.

YAZIN KENE KIŞIN KUŞ GRİBİ
Sadece Türkiye’de mi görülüyor?
Hayır. Hem komşu ülkelerimiz, hem Rusya’da var. Türki Cumhuriyetler’de, Irak, İran civarında var. Afrika’nın ortasından başlayan bir dalga diye düşünelim. Batı Afrika’da fazla yok, ama Orta ve Doğu Afrika’da, Ortadoğu ülkelerinde var. Bu yol biraz kuşların göç yoluna uyuyor. Aslında bu hastalığın yayılımında da özellikle de kanatlı hayvanların göçen kanatlı hayvanların etkisinin fazla olduğu düşünülüyor. Kuş gribinde de kuş göçü önem taşıdığı için aslında bu örtüşen bir süreç. Yazın kene, kışın da kuş gribi dalgası aşağı yukarı aynı çevreyi etkiliyor.
Türkiye’de hangi şehirlerde yaygın?
Kelkit Vadisi dediğimiz Tokat, Çorum, Sivas civarında yoğun olarak görülüyor. Ama sadece bu civarda yok. Kenenin değişik türleri var. Her kene türünde Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığını taşıyan virüs yok. Daha çok “hyalomma” denilen virüsü taşıyor. Bu cins kene de daha çok bu civarda yer alıyor. Kuşların konup göçtüğü alan olarak daha çok o civarda bulunuyor. Son dönemde artışı ve yayılışının temel nedenlerinden biri aslında küresel ısınmayla örtüşüyor.

İSTANBUL’DA KIRIM KONGO VİRÜSÜNE RASTLANMADI
Sivas’tan veya Tokat’tan keneyi alıp İstanbul’a gelen insanlar oluyor. Hastalık tanısı İstanbul’da konuyor. Ancak geriye dönük inceleme yapıldığında 3-5 gün önce kırsal bir alanda bulunduğunu görüyoruz. Bu nedenle Esenboğa’da veya İstanbul’un herhangi bir yerinde keneyle rastlaşmamız mümkün olabiliyor. İstanbul bölgesinde de özellikle kırsal alanda kene var. Ancak bu kenelerde henüz Kırım Kongo virüsünü taşıyan tipe rastlanmadı. Marmara bölgesinde henüz bu tip kenelere rastlanmış değil. En son Bilecik civarında saptandı. Onun daha batısında rastlanmış bu tip bir kene yok.
Keneler mi arttı, bilinç mi?
Bir kene bir seferde yaklaşık 7 bin yumurta yumurtluyor. Havaların ısınmasıyla birlikte yumurtlama da artıyor. Dolayısıyla kene topluluğunda yoğun bir artış ortaya çıkıyor. Bu birinci nokta. Bunun ötesinde, özellikle kırsal bölgelerde yaşayan insanlar bilir; öteden beri insanlarda ve hayvanlarda kene yapışması olur ve insanlar bunu çıkartır. Ama duyarlılığın artması, ölümlerin keneye bağlanması, basına yansıması ve bilinçlendirme çalışmalarıyla hastanelere başvurular da arttı. Kenelerin artmasıyla, toplumsal duyarlılık da arttı. Bunu tek bir nedene bağlama mümkün değil. Böyle çok bileşenli nedenleri var.
Hastalığın belirtileri neler?
Hastalığın bulguları genellikle 2-8 gün arasında ortaya çıkabiliyor. Bulgular genellikle ateş, terleme, cilt veya organ kanamaları şeklinde ortaya çıkabiliyor. Kenenin taşıdığı virüsü aldığımız zaman bu virüsün bronşit gibi, grip gibi bir tedavisi yok. Kişi virüsü aldıktan sonra, bağışıklık sürecine bağlı olarak, herkeste hastalık bulguları ortaya çıkmayabiliyor. Hastalık bulguları ortaya çıktığında tehlikeli olan, ölüme götüren de kanamalar. Cilt ya da iç kanama olabiliyor.

GÜÇSÜZ OLANLAR RİSK GRUBUNDA
Tedavisi yok mu?
Yapılan esas olarak “destek tedavisi” dediğimiz, hastada ortaya çıkan bulguları iyileştirmeye yönelik oluyor. Kanama oluyorsa trombosit dediğimiz bir madde veya serum veriliyor, sıvı kaybı yerine konuluyor. Buradaki temel yaklaşım kişinin bünyesinin yeterince güç kazanması ve yeniden kendi kendini iyileştirebilir hale gelmesi. Yoksa herhangi bir ilaç verilerek bu hastalık tedavi edilemiyor. Bu nedenle bağışıklık sistemini desteklemeye yönelik veya hastada o andaki bulguları ortadan kaldırmaya yönelik süreç, bazen normal hastane koşullarında, bazen yoğun bakımda işliyor. Kene vücutta varsa hemen tedaviye alınmıyor. Ancak hastalık bulguları ortaya çıktıktan sonra tedavi altına alınabiliyor. O zaman da kişinin bağışıklık sistemi uyandırılarak, desteklenerek hastalığı yenmeye sağlanması çalışılıyor. Çünkü erken aşamada yapılabilecek birşey yok. Henüz kanama olmamışken kanamaya yönelik bir takviye yapmak mantıklı değil. Dünyada tespit edilebilmiş bir ilacı henüz yok. Kuş gribinde de, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi’nde de böyle. Bazı kanser tiplerinde, AIDS’te olduğu gibi. Bu tip hastalıklarla ilgili araştırmalar sürüyor ama henüz tespit edilebilmiş bir aşı veya tedavi edici ilaç yok.
Risk grubunda kimler var?
Bağışıklık sistemi daha güçsüz olanlar, yaşlı, çocuk ya da kalp, şeker gibi kronik rahatsızlığı bulunanlarda öldürücülük oranı biraz daha yüksek.

DOĞANIN DENGESİNE MÜDAHALE SORUN YARATIR
Ölüm riski ne kadar yüksek?
Hastalık bulguları ortaya çıktıktan sonra öldürücü olma oranı yüzde 5’ler civarında.
Hangi önlemler alınabilir?
Temel önlem esas olarak keneyle karşılaşmamak, kenenin bulunduğu alanlara çok fazla girmemek. Veya kenenin yaşayacağı alanları daraltmak. “Doğayı ilaçlayalım, keneleri yok edelim” gibi bir anlayış, başka canlıları da yok edileceği için çok doğru değil. Doğanın dengesine müdahale her zaman için başka sorunlar ortaya çıkartabiliyor.
OTLARI SIK SIK BİÇMEK - Keneler yüksek otlu alanlarda daha çok yaşıyor. Mümkün olduğu kadar, sıklıkla otların biçilmesi önerilen yöntemler arasında. Keneleri kaçırıcı olması için belediyelerin piknik alanlarını özellikle İstanbul’da erken saatlerde ilaçladıklarını görüyoruz. Yanı sıra okul çevresindeki alanlarda otların sık sık biçilmesi ve belli dönemlerde ilaçlamaları önerilir.
EVCİL HAYVANLARI İLAÇLAMAK - Özellikle evcil hayvanların bu tip alanlarda dolaşmasını olabildiğince engellemek ve o alanlara çıkartırken kene kovucu ilaçlarla hayvanları ilaçlamak gerekiyor. Bunları hem hayvanlara, hem o piknik alanına giderken çocuklara ve kendimize de uygulayabiliriz. Alerjik çocuklara özellikle dikkat etmek gerekir.
VÜCUDU KONTROL ETMEK- Yeşil bir alana gidildikten sonra dönüşte mutlaka vücudun özellikle çocukların vücudunun gözden geçirilmesi gerekir. Kene vücutta ne kadar az kalırsa ve o virüs varsa onunla entegre olma ihtimali o kadar azaltılmış olur.
CIMBIZLA YA DA İPLE ÇIKARMALI - Keneyi kusturmamak, çok tedirgin etmeden çıkartmak gerekiyor. Önce gözle muayene, kene görülürse bunu ya keskin olmayan bir cımbız ve penseyle çıkarmak veya iple çıkarmak veya bir sağlık kuruluşuna başvurmak önem taşıyor.
PAÇALARI ÇORABA SOKMAK- İlkel bir yöntem gibi görülüyor ama piknik alanlarına gidildiğinde mümkün olduğu kadar uzun giymek, paçaların çorap içine sokulması (Bakan bunu söylediğinde espiriyle karşılanmıştı ama) hakikaten etkili önlemler. Anadolu’da insanlar tarlada bu şekilde çalışıyor ve mantığı da bu. Daha çok yerden, otlardan bulaştığını, ağaçlardan çok fazla gelmediğini bildiğimiz için yerden yukarı doğru çıkmasını, vücudumuza çıkmasını zorlaştıracak önlemleri almak gerekiyor.
BU ÖNLEM YETMEZ - Piknik alanına giderken insanları uyarmak gerekir. Ben o kadar rahatlıkla piknik yapamıyorum, tedirgin oluyorum. Alınan herhangi bir önlemle tamamen ortadan kaldırılamayacağı için, belediye bana “Burası ilaçlanmış” dese bile çok gönül rahatlığıyla gidip orada oturmayı beceremem doğrusu.
KENE UZMANI HASTANELER VAR
Her hastane kene vakalarına bakabiliyor mu?
Hastanın durumuna göre hastayı desteklemek gerekiyor. Bu konuda daha uzmanlaşmış hastaneler, enfeksiyon hastalıkları konusunda donanımı iyi olan hastaneler, eğitim hastaneleri var. İstanbul için Şişli Etfal ve özellikle Haseki Hastanesi bu konuda uzmanlaşmış durumda. Haydarpaşa Numune Hastanesi en yoğun başvurulan, bu konuda bilgi birikimi oldukça iyi olan hastanelerden biri. Özel hastaneler bu süreci çok iyi takip etmiyor olabilirler, bu yüzden gelen hastayı devlet hastanelerine yönlendirebilirler.

 



bellerophontess

bellerophontess resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >Köşe Yazısı: Kene>
  23.May.2008 Cum 15:22:05
fiogf49gjkf0d
·prensess344· :

Bu kırım kongo kenesi yıllardır burada yokken buraya nasıl geldi....Bu konuda turist diye aldığımız insanların payı ne kadar....Özellikle ülkeye karşı bir komplomu bu olay.....

Evet gelen turistler ozellikle sultanahmet tarafında bu keneleri ortalığa salıyorlar aman dikkat edin prenses hanım siz hiç bir yabancıya selam bile vermeyin bence 



bellerophontess

bellerophontess resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Haber >Güncel haberler >Gençler Kimi Örnek Alıyor?>
  17.May.2008 Cmt 15:24:59
fiogf49gjkf0d
bazı tarafarıyla surpriz sonuclar cıkmıs. Avrupa birligine karsı ama yurt dısında yasamak istiyorlar enterasan


bellerophontess

bellerophontess resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >Tarihi Fotoğraflar>
  17.May.2008 Cmt 15:07:03
fiogf49gjkf0d

 dijital makinalar ve fotoshop devrine nerelerden gelmisiz ogrenmis olduk tesekkurler bilgiler icin



bellerophontess

bellerophontess resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Bavulları Hep Toplu Durmalı İnsanın>
  17.May.2008 Cmt 14:48:46
fiogf49gjkf0d

belkide hic bavulu olmamalı esyada bir aidiyet baglılık yaratmazmı. sadece gitmeli yola ve yolculuga bile yabancı olmalı insan.yalnızlıgın ve yolun tadı o zaman cıkar



bellerophontess

bellerophontess resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Müzik, Vido Klip, Playlist, Konser >Karadeniz Rock ın Değeri KAZIM KOYUNCU Seni Asla Unutmayacağız...>
  17.May.2008 Cmt 01:09:58
fiogf49gjkf0d

bence sen unut manolya iki resim koymakla olmuyor bu isler. Bir kere baslıgı duzelt cumle komple bozuk. neyi anlatmak istedigin belli degil. Kazım hakkında bir iki bilgi ver mesela en son 3CD den olusan Umit Kıvanc ın hazırladıgı "sarkılarla gectim aranızdan" adlı belgeseli cıktı de. en sevdigim parcası sudur de. Birde baslıgı muzik kısmına ac sanat ve felsefe kısmında ne isi var onuda anlamadım

Kazıma haksızlık bu dupeduz

<<12345678 9101112131415161718...36>>