ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum
Kurallarını mutlaka okuyunuz...
|
IIIPearLIII
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 15.Oca.2007 Pzt 14:54:31 Yüreğimin Götürdüğü Yerdeyim.... |
| fiogf49gjkf0d Evettttt... Yüreğimin götürdüğü yerdeyim...Sizler de yüreğinizdekileri benimle paylaşırsanız güzel bir forum olur değil mi?PAYLAŞIMLARINIZI BEKLİYORUM...
YÜREĞİNİ SEVGİYE AYARLA
Sevgi asıl söylemeden de anlaşılabilendir. İnsanın derinlerinden gelen bir sestir. Sevgi erdemdir, kutsal bir değerdir. Eğer gerçekten seviyorsa biri ve bu eylemde haklı buluyorsa kendini, sevmenin elbet bir bedeli, çilesi de olacaktır. Seven insan haklı olarak sevgisini bir madalya gibi göğsünde taşımanın gururunu da yaşayacaktır.
Sevgi benim için önleyemiyeceğim ve her gün biraz daha büyüyen bir tutkudur. Bana göre doğanın gerçek, kökü hiç bir zaman sökülüp atılamıyacak tek yasasıdır. Bütün yaratıcılıklarda aşk vardır. Her şeye rağmen nasıl ki, insan umutsuz yaşayamıyorsa ve yüreğinde bir umut taşıma zorunluluğu duyuyorsa. Bence insan sevgisiz de yaşayamaz, sevgiyi de yüreğinde taşımak zorundadır.
Sevgidir insanı insan kılan, ululuyan, insanı insanlığı da mutlu, onurlu, erdemli kılan. İnsan sevmeden yaşayabilir mi? Doğayı, toprağı, suyu, havayı en önemlisi de insanı sevmeden nasıl yaşar... İnsanla beraber sevgi de var olmadı mı yeryüzünde? Bu anlamda sevgi ve sevginin kökeni en az insanınki kadar eski değil midir?.
İnsanoğlunun sahip olduğu sevgi duygusu bütün zenginliklerin üstündedir. İnsanın, insan olduğunun doğal bir tezahürüdür. Sevginin olmadığı yerde iyi ve güzel olan hiç bir şey yaşayamaz... Onun içindir ki, zamanın içinde ne geçmişi silik bir ayna gibi durmalıyız, ne de duygularımızı yüzeyselliğin gergefine kurban etmeliyiz. Bu nedenledir ki, sevgiyi yüzeysel ucuz değerler kavramıyla sınırlayamayız. Sevgi duygusu bütün zamanların derinliğini içinde barındıran, insanın iç değerlerinin derinliğiyle ilintilidir.
Diğer anlamda bilgi ya da alışkanlıklar, sonradan edinilmiş tarihsel bir arka plana sahip olabilirler. Ne kadar da yeni olurlarsa olsunlar, bizden önce yaşamış olanlar üzerinden geçerek bize ulaşan bir yanı vardır elbette.
Bütün bilgiler alışkanlıklar davranışlar kollektiftir. Herkese ait bir yanı vardır. Bilgi, duygu ancak harcadığımız zaman sahip olabileceğimiz şeydir. Bu sadece onu söylemekle değil, onu aynı zamanda eylemsel olarak da gerçekleştirebildiğimiz zaman anlam kazanır. Kendimize sakladığımız bilginin, duygunun kime ne faydası olabilir. Bir insan sevgisini, saygısını davranışlarıyla da karşı tarafa yansıtırsa ancak bu o zaman gerçeklilik kazanır. İşte bu zihince düşündüğünü pratikte yapma eylemidir.
Tabi ki, her düşündüğümüzü söylemek ve söylediğimizi yapmak çok kolay da değil. Ama bizim sevgi dediğimiz budur. Eğer insanın evrensel ve insani boyutu olan sevgi, saygı yaşamla insan davranışında bir yeri yoksa bir aldatmacadır. Sadece dilde kalır, eylemde gerçekleşemez. Bu demektir ki, biz birey ya da toplum olarak eğer sevginin düşüncesini, sözü ve eylemini bir arada gerçekleştiremezsek, toplum ya da birey olarak sevgi, saygı, hoşgörüde fazla ileri gitme şansımız yoktur.
Sevginin gücü olmadan hayat yolunda yolumuzu bulabilir miyiz? Aklımızı başımızdan alsa da sevgi aynı zamanda yol gösterir ve de korur bizi. Sevgi, sevdiğimiz kimselerden uzak kaldığımızda büyülü bir çığ gibi önümüzdeki yolu dümdüz eder; kuralları, engelleri, uzakları, ayrılıkları dümdüz edip çıkmazlara, çilelere, korkulara, kuşkulara sabırla ve inatla dayanmamızı sağlar.
O sevgi ki, gücü olmadan dizimizde derman, halimizde aman kalmaz.. O sevginin gücü olmadan sıkıntı denizlerinde rüzgarsız kalmış tekneler gibi oluruz denizlerin ortasında...
| |
IISeRhAdII
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 15.Oca.2007 Pzt 15:09:56 |
| fiogf49gjkf0d
Sevemedim kimseyi
senin kadar
hissetmedim yüregimde kimseyi
seni hissettigim kadar
kimse girmedi düsünceme
senin kadar
düsünmedim kimseyi
seni düsündügüm kadar
kimseye vermedim yüregimi
sana yüregimi verdigim kadar
uymadi kimsenin ruhu ruhuma
senin ruhunun ruhuma uydugu kadar
inanmadim kimseye
sana inandigimkadar
güvenmedim kimsenin sevgisine
senin sevgine güvendigim kadar
alamadim daha önce kimseyi
seni icime aldigim kadar
üzülmedim kimseye
sana üzüldügüm kadar
aglamadim kimse icin
senin icin agladigimkadar
ve benim bir tanecik sevgilim
hic kimse acitmadi canimi
senin acittgin kadar
korkuyorum simdi yoklugundan
korkuyorum yoklugunda ölmekten
korkuyorum sen yokken gitmekten
ve en cok sevdigim
korkuyorum benden önce ölmenden
beni bu dünyada temelli terketmenden..
NaRiN | |
SugaRGirLn
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 15.Oca.2007 Pzt 15:26:39 |
|
Her Türlü Yaşanır Sensiz Yaşanmaz ...
Kalbimin Artıkları sevgimi hissederek.. gül artık çektiklerimi düşünerek .... sev artık gönlünü bana severek..... ver artık benimsin anlaman gerek... sen artık sözlerime ve bana.......... inan artık sabrım senin için baksana. gör artık kalbim çarpıyor aşkınla.... duy artık benimle kal,gel bana...... sev artık sen sen,hep sen başka yok!anla artık başka sevgilere karnım tok!inan artık değerin tahmininden çok!güven artık ANI YAŞA SEV,BAŞKA YOL YOK!BİL ARTIK
| |
idol35
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 15.Oca.2007 Pzt 15:44:44 |
| NE GÜLÜ SEVMEMEZLİK YAPTIM DİKENLİ DİYE
NEDE SEVDİĞİMİ ALDATTIM UZAK DİYE
AMA NE GÜL SEVİLDİĞİNİ BİLİP DİKENİNİ BENDEN SAKINDI
NEDE SEVDİĞİM BİLDİ KADİR KIYMET
ŞİMDİ GÜLDE SOLDU KALBİMDEKİ SEVGİLİMDE
AYNI MEZARDALAR ŞİMDİ ELVADAAAAAAAAAAAAAAA | |
Efesra20
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 15.Oca.2007 Pzt 17:59:13 |
| GERÇEKTEN DOĞRUYA, DENİZ KABUKLARININ YOLCULUĞU...
Uzun uzun yıllar evveldi.... Uzak sahillerin, nemi yaprağı üzerinde, yemyeşil ormanlarında güzeller güzeli bir kız yaşarmış....... Adı yokmuş.. Bir isme de, ihtiyacı yokmuş zaten. Duyamaz ve konuşamazmış, O...... Tüm gün topladığı deniz kabuklarıyla uğraşırmış sadece..... Her sabah uyandığında, “acaba bugün, hangi deniz kabukları bulma şansına sahibim” diye merak duyarmış..... Kime sorsanız, tüm deniz kabuklarının birbirine benzediği o uzun sahillerde, o aylardır yıllardır hep mutlu ve her günü ayrı bir umut ve güzellik içinde, heyecanla yaşamaktaymış..... Çünkü O zamanın, sevenler için sonsuz olduğuna inanırmış...... Çünkü O, zamanın, sevinenler için kısa üzülenler için çok uzun, korkanlar için çok hızlı , bekleyenler içinse çok yavaş olduğunu, bilirmiş...... O, sonsuzu seçen, seven , ama çok seven bir yüreğe sahipmiş...... Topladığı ve dokunduğu her deniz kabuğu ile, yüreğine bir parça daha sevgi biriktirmekteymiş...... O, deniz kabuklarında, kulaklarıyla duyamadığı, bilinmez nice sesleri dinlemekteymiş aslında...... Yüreğinin kumsalları ve suları, ona hiç gitmediği, hiç görmediği kıyıların, nice hikayelerini anlatır durularmış...... Dünya, onun yüreğinde atarmış... Dünya, onun yüreğinde ses verirmiş evrene...... O, dünyayı yüreğinden işitir, bilir ve yaşarmış......
Bazen işittiklerimiz, yeter sanırız...bildiklerimiz gerçek sanırız....... Ve bunlar mutlu etmez bizi..... Çünkü mutluluk; duyamadıklarımızda, gidemediklerimizde, fark edemediklerimizdedir.... Oysa, görebildiklerimizden, daha fazlasıdır gerçekler........ Günlük döngüler içinde, Sevdiklerimizle ve kendimizle paylaşabileceğimiz şeylerden uzak kalarak yaşıyoruz hayatlarımızı maalesef..... Hayat bu olmamalı.. Işler hiç bir zaman durulmayacaktır ki, hep yoğun, hep çok olacaktır...... Ama sular bile durulur. Durulur ve durulanır o zaman su; sedeflenir, sakinliğin, dinginliğin tatlı huzuru , derinliği aks olur kumsallarda..... Bu hayattır işte.. Hayat oradadır... Dinlerken, beklerken, izlerken, durulanırken.. Hayat orada yaşanır gerçel anlamda.. Oysa bizler mekanik ve elektronik bir dünyaya hapis vaziyette şuursuz yaşıyoruz, “hayat, bu” diye..... Yaşamımızı, hayata ve kendimize endeksleyebilmeliyiz... Ggerçekle, doğru arasındaki farkı görebilmeliyiz...... Hepimiz .... Gerçekten mutlu olmak, sadece yüreğin işidir... Yüreklerimize fırsat vermeliyiz..... Her yeni güne başlarken, hangi deniz kabuğuna dokunarak, bilinmedik hangi yaşama katılacağımız şansına gülümseyerek, umutla uyanmalıyız...... Var olmanın güzelliği bu olsa gerek... Acaba, bugüne kadar, yüreğinizde kaç deniz kabuğu biriktirmişsinizdir ? Sen..., bugün hangi deniz kabuğunu dinledin, ve bugün kaç deniz kabuğu topladın? Insanın yüreği, belki de, deniz kabuklarından örülü olmalı. Her yürek, bir kumsal olmalı belki de...... Kumsal gibi sonsuz olmalı..... Kum tanelerinin kristallerinde, nice deniz çiçekleri, sedefleri açtırmalı her gün için.. Ve, her mevsimde ebruli olmalı o kumsal, her koşulda kumsalda olmalı varlığımız. Mesela, yazı, kumsal mevsimi biliriz sadece. Fakat, kışın da, oradayızdır.. Insanlar nedense, kumsalları, sadece yazın fark ederler...... Ne talihsizlik.! Tıpkı, yüreklerimizi de, aynı talihsizliklerle fark edemediğimiz gibi Belki de, maviyi görmek değildir önemli olan.. Belki, bakışlarımız gökyüzüne yöneldiğinde, Önce, uçurtmayı görebilmeli gözlerimiz.. Önce uçurtmayı görebilirsek, mavileri de yakalarız zaten...... Uçurtma, mavidedir nihayetinde.... Eğer her gün, yeni bir var olma çiçeği açıyorsa gözlerimizde ve Yüreğimizin ebruli kumsallarından, yepyeni deniz kabukları, sedefler toplayabiliyorsak, Yokluk yok demektir, değil mi?
VE, her sabah ya da akşam üstleri, Sulanmalı mutlak o var oluş çiçeklerimiz....... Güne ya da akşama başlarken Yürek su ister......Çiy ister... Şebnem ister...... Insanın en yalnız olduğu zaman dilimlerdir, sabahın eri ve akşamüstleri....... Insanın en çok kendi olduğu, kendinde ve kendiyle olduğu vakitlerdir onlar. Doğrularımızdan, gerçeğe yönelik yolculuğun başladığı vakitlerdir. Sonsuza uzanan, uzanması gereken yürekler yollarını çiçeklendirme ve deniz kabuklarını sevgilendirme vakitleridir. Doğrularınıza sahip çıkın. Kendinizi yakalayın. Sonsuzluğu, kendinizden esirgemeyin. Bakın, dinleyin, dokunun, deniz kabuklarının size söyleyecekleri var.. Yüreğinizin, ebruli kumsalından ayrılmayın (Alıntıdır..) | |
coooper
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 15.Oca.2007 Pzt 20:00:38 |
| fiogf49gjkf0d Seni Neden Mi Sevdim
Seni yeşil gözlerinden sevdim Yüklenmiş zayıf bir anımda değil Seni ilk buluşmamızda sevdim.
Tanrıçalara sunar gibi sundum aşkı Sevdalarımı savurdum Aldım kollarıma Sunaklara koyar gibi koydum.
Seni neden mi sevdim Aşka teslim oluşlarından Yaşanmamışlarımdan sevdim Öylesine ki Sevgiye doydum.
Seni neden mi sevdim Dağlar şahit Yıldızlar Bir de ay Bir sevda yaktık.
Öylesine güzel Öylesine sarhoş Ateşli taşlarda yattık.
Bazen bindik gök kuşaklarına
Kuşbakışı baktık aşka Bazan uzakları yakın edip Aşkı tarifsiz vuslatlarla tattık.
Seni neden mi sevdim.
Bir döşek serdin yüreğimde Hayal ötesi tarifsiz din Sabahsız gecelerde Üstünde yattım.
Kattım gözyaşına sevgimi Uğruna kaç gece sattım Sen benim her şeyimdin Sen Sen benim kocaman aşkım.
Seni neden mi sevdim. Sevdim ulan işte
Sen benim" nedenim" din Sen Sen Benim öyle bir şeyimdin. | |
pennzoil
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 15.Oca.2007 Pzt 20:14:30 |
| aşk nedir bilirmisin?
aşk nedir bilirmisin sevgili
nerden bileceksinki sen
kayıp etmişsin kalbini zamanla
aşk ta zaman gibidir
kayıp eder insanı kendi içinde
tekrarı yoktur artık
gelmez bir daha
akıp gider su gibi
sevgiyi bilirmisin sevgili
anlık degildir aşk gibi
yok olmaz hayat gibi
akıp gitmez su gibi
işledimi insanın kanına
çıkmaz mürekkep gibi
mümkünmü?
yok ayrılmaz
et ile tırnak gibi
hiç bir şey ayırtamaz ölüm gibi
| |
coooper
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 15.Oca.2007 Pzt 21:06:47 |
| fiogf49gjkf0d | |
coooper
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 15.Oca.2007 Pzt 21:26:22 |
| fiogf49gjkf0d | |
IIIPearLIII
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 15.Oca.2007 Pzt 21:48:48 |
|
IISeRhAdII , ·SugaRGirLn·, idol35, Efesra20, coooper, pennzoil paylaşımlarınız için teşekkürler.... Devamını bekliyorum... Yüreğinizin götürdüğü yerde olduğunuzu unutmayın arkadaşlar....
Ömrüm Beni Yok Saysın
Yaşam bir ıstaka Gelir vurur ömrünün coşkusuna Hani tutulur dilin Konuşamazsın
Tırmandıkça yücelir Dağlar sen mağlupsun sen ıssız Ve kalbinde kuşların gömütlüğü Tutunamazsın
Birini sevmişsindir geçen yıllarda Açık bir yara gibidir hala Hala ne çok özlersin onu Ağlayamazsın
Eloğlu sevdalardan dem tutar Aşk büyütür yıldızlardan Yasak senin düşlerin Dokunamazsın
Yapayalnız bir ünlemsin Dünyayı ıslatan şu yağmurlarda Sesinde çığlıklar boğulur ama Bağıramazsın
Ve vakt erişir, toprak gülümser sana Upuzun bir ömrün ortasında Ne hayata ne ölüme Yakışamazsın .
Yazdırmalısın gömüt taşına: Ey hayat, sen şavkı sularda bir dolunaysın Aslında hiç olmadım ben bu oyunda
Ömrüm beni yok saysın… Yılmaz ODABAŞI | |
| |