ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
5 Mayıs 2024, Pazar 15:31   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  CsKAHVEMOLASIx> Forum Mesajları
    CsKAHVEMOLASIx'e ait Toplam 96 Forum Mesajı var
<<12 345678910>>


CsKAHVEMOLASIx

CsKAHVEMOLASIx resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Eşyalarımız..>
  17.Haz.2007 Pzr 03:11:07
fiogf49gjkf0d
Onlar mutlulugumuzun,acilarimizin,suçlarimizin
sirlarimizin, yasadigimiz herseyin sessiz taniklaridir...

 Dogdugumuz gün ilk çigligimiza sahitlik eden tahta duvar,ilk adimimiza, gülüsümüze, ilk ergen düsümüze, ayrilik gözyasimiza; eger hala orada isek muhtemelen son nefesimize de sahit olacaktir...

 Üstelik bu onun tercihi degildir.Bu zoraki bir sahitliktir...Esyanin tabiati budur...Bizi kosulsuz olarak sadece nesneler anlar.Bir defter asla itiraz etmez, suçlamaz, elestirmez, ihanet etmez ve asla çekip gitmez.

 Oyuncak bebeklerimizi, o çinar altini, mutluyken giydigimiz mavi hirkayi, bayram sekerlerini özleriz.Hep yanimizda olsunlar,hep orada olalim isteriz..

 Onlar unutmaz. Okul siralarinda sikici bir dersin izleri, koca bir çinarda faili meçhul askin bas harfleri, komsu bahçeye girmek için asmakta zorlandiginiz bahçe duvari, sizi hemen hatirlayacaktir. Gurbete giderken terk ettiginiz baba yadigari ahsap ev, pisman dönüslerinizde hiç yüzünüze vurmadan kapilarini açicaktir...

 Onlara ruh veren bizim bakisimizdir. Hiç kimsenin önem vermedigi renkli çakil taslarini dünyanin en degerli elmaslariymis gibi özenle toplayabilir, hayal dünyasi kit oyun arkadaslarinizi da buna kolaylikla inandirabilirsiniz...Ve büyüdükçe onlarin nasil tekrar siradan taslar oluverdigine sasirabilirsiniz...

 Sandiklar esyalarin en özeli,en güzelidir. O basit bir kutu degil ; sahibinin iç dünyasina açilan bir kapidir... Gelinlik bir kizin yeni hayatinin süsleriyle birlikte, yüregindeki uçurumlari da gittigi yere tasir. Sandiklar aslinda anahtarla degil; özlemle ya da gözyasiyla açilir. Eger dügün, bir senlik bir kavusma degilse; eger bir zoraki gidisse, o sandiga bir daha asla umut konmayacaktir...

 O, geçmisimizin en degerli esyasi;merakli bir el yada yürekteki sizi, kapagini bir kez daha açana dek, evimizin en anlamsiz kösesinde yatak-yorgan alti kalacaktir. O artik bir duygu tabutudur; mutsuz hayatin bir kiyisina gömülmüstür.

 Insanlar esyalar gibi;insanlar sandik gibidir. Içlerinde ne tasidigini ancak kapagini açtiginizda göreblirsiniz.Islemeleri,süsleri yada hangi agaçtan yapildiklari önemli degildir.Önemli olan sakladiklari anlamdir.

 Özlemlerle,acilarla umutlarla sirlarla dolu yüreklerimiz; içinde barindirdigi seylere deger verecek, anlayacak,onu alip hayatinin en güzel kösesine koyacak eli sabirla beklemektedir.

 Elbet birgün bir el,o kapagi açacak;naftalinli yalnizligimizi gün isigina çikaracaktir...

 Insanlar eski ahsap evler gibidir;tek bir kivilcimla kül olabilir...

 Insanlar kitaplar gibidir;asla kahramani olamayacaginiz bir hayati size sözleriyle sunabilir. Bir digerinin hayatina sessizce taniklik edebilir.

 Günlüklerimiz, yazdiklarimizin hiç birinden sorumlu da degildir... Bu sebepledir ki; yalnizliklarimiz çogaldikça onlara bagimliligimiz artar.Onlarin dogrudan göremedigi iç dünyamizi; geçmis yilin ajandalarina dökeriz.Bu bir yeryüzü tutanagidir...

 Eger konusabilselerdi, esyalarimiz bize söyle derdi;

 -Üzülme; senin yasadiklarina biz sahidiz...
yemin ederiz ki, sen vardin..

 herseyi,anlatamadiklarini ;gidemedigin ülkeleri biz biliyoruz...

 Bizler senin en iyi sirdaslariniz...

 Evet, insanlar bize benzer...

 Ama insanlar esyalara benzemez de...

 Insanlar çekip gidebilir...

 Eger evinizin bir kösesinde kilitli bir sandik varsa; cesaretiniz toplayip kapagini açmaktan korkmayin. Hayatinizina sinmis bir insanin ruh haritasini orada bulabilirsiniz. Bu sizi dünyanin en degerli hazinesinin oldugu yere; bir insan yüreginin derinliklerine götürebilir...



CsKAHVEMOLASIx

CsKAHVEMOLASIx resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Erkekler Birer Melektir :$>
  17.Haz.2007 Pzr 02:34:17
fiogf49gjkf0d
Restles;paylaşım için teşekkürler(Erkekler Neden Yalan Söyler?)


CsKAHVEMOLASIx

CsKAHVEMOLASIx resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Eger ve Keskelerimiz..>
  17.Haz.2007 Pzr 02:30:42
fiogf49gjkf0d


Eger, herkes sogukkanliligini kaybedip seni suçladigi zaman, sen sogukkanliligini koruyabilirsen;

Eger, herkes senden süphelendigi halde onlarin bu süphesini müsamaha ile karsilayabilirsen;

Eger, bekleyebilir ve beklemekten yorulmazsan; yahut iftiraya ugrar da, iftira ile mukabelede bulunmazsan; ve ayni zamanda ne cok uysal ne de çok akillica bir tavirla konusmazsan;

Eger, düsünebildigin halde düsüncelerin kölesi olmazsan;

Eger, felaket ve saadetle yüzlesebilir ve bu iki sahtekari ayni surette karsilayabilirsen;

Eger, hayatini vakfettigin seylerin yikilisini seyredebilir ve egilip kirik aletlerle onu tekrar kurabilirsen;

Eger, is isten geçtikten sonra kalbini, sinirlerini ve vücudunu tekrar tam faaliyetle seferber edebilip gayene ulasmaya çalisabilirsen; ve sana "dayan!" diyen iradenden baska hiçbir seyin kalmadigi zaman disini sikmasini bilirsen;

Eger, halk tabakasiyla konustugun halde faziletlerini koruyabilirsen; yahut krallarla dolastigin halde gururlanip benliginden kaybetmezsen;

Eger, ne sevdigin dostlarinin, ne de düsmanlarinin sözleri seni incitmezse;

Eger, herkesi sayabilir fakat kimseye fazla baglanmamayi bilirsen;

Eger, her dakikanin altmis saniyesini doldurabilirsen;

O zaman artik adam oldugunu düsünebilirsin

------------------------

Keske; Göz göze geldigim an tutsaydim onu kolundan,
Keske; Keske hayati daha çok zorlasaydim,
Keske; Daha çok baksaydim aglarken gözyasimin doyulmaz tadina,
Keske; Anneme daha çok sarilsaydim,
Keske; Vazgeçmeseydin benden , ben bütün özlemlerimle sana sokulmusken,
Keske; Ayagim takilmadan yürüyebilseydim bu hayatta,
Keske; Beni düsünmedigine dayanabilecek kadar büyümüs olsaydim,
Keske; Yalniz uyumak, dikenli bir yatakta çiplak yatmak kadar aci gelmeseydi bana,
Keske; Git dediginde arkama bakmadan gidebilecek kadar vazgeçmis olsaydim senden,
Keske; Yagmurda üsütüp hasta olana dek dolasabilseydim, ayaklarim tutmayana kadar beklemeseydim,
Keske; Yanindan geçtigim minik çocugun ellerini isitabilseydim,
Keske; Hayat bu kadar aglarini örmemis olsaydi hepimiz için,
Keske; Babamin uykusunda tatli rüya olsaydim, evini birakan çirkin çocuk degil,
Keske; Birakip gidecek kadar cesur olsaydim herseyi,
Keske; Keske ayrildigini sandigim yollar, içimdeki ülkenin en güzel yamacinda birlesse,
Keske; Keske vazgeçtiklerim tatli yaramaz çocuklar gibi bekleyip , yakalasalar beni yolun kenarinda,
Keske; Keske birini verecegi bütün acilara katlanacak kadar sevseydim,
Keske; Yüzümdeki her kirisikligin yasanan bir tecrübe gibi bir anlami olsaydi simdi, sadece kirisiklik degil,
Keske; "Birak gel" diyebilecek kadar cesur olsaydin,
Keske; Özledigimiz biri olsa her zaman, yanindayken bile özledigimiz,
Keske; Daha çok kapi açilsa , içine girip her kokuyu alabilecegim odalar bitmese,
Keske; Zaman yakalamaya çalistigim küçük bir bisiklet olmasaydi; ben bisikletimle yetisseydim her yere, yetmedi adimlarim yetismeye,
Keske; Denize biraktigim küçük bir kan pihtisi olmasaydi yavrum, ellerine dokunabilseydim simdi keske...
Keske; Yanmis bir sehirde yapayalniz birakmasaydim gecelerimi,
Keske; Daha çok yildizlara bakabilseydim yildizlar bu kadar solup, kaybolmamisken,
Keske; Okulun arkasinda ben de içip içip sarhos olsaydim yanimdakilerden korkmadan,
Keske; Evin daminda gecenin bir yarisi çay demleyip yildizlara bakarken daha çok agiz dolusu gülebilseydik,
Keske; Içimdeki hüzün denizi kocaman görkemli, gürültüyle akan bir selale olsa,
Keske; Annem bizi birakip giderken yaninda olabilseydim,
Keske; Kaçirdiklarim bir sabah yanimda oluverse,
Keske; Keske daha çok sindire sindire, agzimiza burnumuza bulastira bulastira yasayabilseydik bu hayati,
Keske; Hayallerimin pesinden gitseydim,
Keske; Kimse ‘Keske’ demeden yasasa,
Keske; Keskelerimizi tek tek tüketecek kadar vaktimiz olsa…
Keske; keskelerimiz bu kadar çok olmasaydi,



CsKAHVEMOLASIx

CsKAHVEMOLASIx resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >Anladım-Can Yücel>
  17.Haz.2007 Pzr 02:17:32
fiogf49gjkf0d

Bunca zaman bana anlatmaya çalistigini, kendimi buldugumda anladim.
Herkesin mutlu olmak için baska bir yolu varmis,
Kendi yolumu çizdigimde anladim.

Bir tek yasanarak ögrenilirmis hayat, okuyarak, dinleyerek degil,
Bildiklerini bana neden anlatmadigini anladim.

Yüreginde ask olmadan geçen her gün kayipmis,
Ask pesinden neden yalinayak kostugunu anladim.

Sevmek ile sevilmenin yolu önce kendini sevmekten geçermis,
Neden kendine asik oldugunu anladim.

Aci doruga ulastiginda gözyasi gelmezmis gözlerden,
Neden hiç aglamadigini anladim.

Aglayani güldürebilmek, aglayanla aglamaktan daha degerliymis,
Gözyasimi kahkahaya çevirdiginde anladim.

Ve sevilenle aglayamiyor, kaçiyorsan ondan, çaresizliktenmis,
Senin acin için odamda tek basima hiçkiriklarla agladigimda anladim.

Bir insani herhangi biri kirabilir, ama bir tek çok sevdigi acitabilirmis,
Çok acittiginda anladim.

Fakat, hak edermis sevilen onun için dökülen her bir damla gözyasina,
Gözyaslariyla birlikte sevinçler terk ettigin de anladim.

Ìyi niyet tokmakmis sevilenin basina bazen,
Basimda sislikler olusunca anladim.

Yalan söylememek degil, gerçegi gizlememekmis marifet,
Yüregini elime koydugunda anladim.

Tek basina ayakta durabilecek kadar güçlüysen, yaninda tutanlar varmis,
Neden hiç yalniz kalmadigini anladim.

Ve Sana ihtiyacim var, gel diyebilmekmis güçlü olmak,
Sana git dedigimde anladim.

Biri sana git dediginde, kalmak istiyorum diyebilmekmis sevmek,
Git dediklerinde gittigimde anladim.

Dostun seni bir kez terk edermis, bin kez degil,
Aslinda hep yanimda oldugunu anladim.

Ve bir kez terk etti mi seni, affetmek çok zormus,
Ben de affedemedigin seyin ne oldugunu anladim.

Sana sevgim simarik bir çocukmus her düstügünde ziril ziril aglayan,
Büyüyüp bana simsiki sarildiginda anladim.

Özür dilemek degil, affet beni diye haykirmak istemekmis, pisman olmak,
Gerçekten pisman oldugumda anladim.

Affedemem, çok geç demek kaltak bir gururdan baska bir sey degilmis,
hala sevgi varsa içinde eger,
Tutsak kalbimin kapilarini kirip, içine baktigimda anladim.

Ve gurur, kaybedenlerin,acizlerin maskesiymis,
sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmis, yüregimde sevgi buldugumda anladim.

Ölürcesine isteyen, beklemez, sadece umut edermis bir gün affedilmeyi,
Beni affetmeni ölürcesine istedigimde anladim.

Sevgi emekmis
Emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür birakacak kadar sevmekmis.

Daha bir çok sey anladim. Ama en önemlisi
Daha yolun çooook basinda oldugumu anladim.

 Can YÜCEL



CsKAHVEMOLASIx

CsKAHVEMOLASIx resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >Bir Kadin, Bir Erkek ve Vicdanimiz - Ahmet Altan>
  17.Haz.2007 Pzr 02:08:46
fiogf49gjkf0d

Bir Kadin, Bir Erkek ve Vicdanimiz - Ahmet Altan

Pahasina korumasi gerektigine inanan kusaktanim.

 Bizim kusak, cinayetten yargilanirken geceyi birlikte geçirdigi kadinin
adini vermemek için cinayet saatinde nerede oldugunu açiklamayan ve idama razi olan erkeklerin hikâyelerini anlatan kitaplarla, filmlerle büyüdü.

 Kadinin mahremiyeti bizim için kutsaldir.

 O mahremiyete ihanet eden bir erkekten daha asagilik biri olamaz bizim
kusagin gözünde.

 Bu ölçünün, bir toplumu saglam tutan degerlerden biri olduguna da inanirim.

 Bir toplumda her sey olabilir, savaslar, ayaklanmalar, kiyimlar yasanabilir, bunlar atlatilir, tarih yaralari sarar, hayat kendi dengesini yeniden bulur ama erkekleri kadin mahremiyetine ihanet etmeye baslayan bir toplum bence ciddi bir çürüme isareti veriyor demektir. Kolay kolay iyilesmez.

 Son yillarda birlikte olduklari kadinlarin resimlerini ya da filmlerini
çekip bunlari yayan erkekler çogalmaya basladi.

 "Bir iki asagilik adam" deyip geçebilirsiniz.

 Ama bence öyle kolayindan üstünden atlanip geçilecek bir olay degil bu.

 Temel soru sudur:

 Bu adamlar, böylesine rezilce bir is yaparken nasil oluyor da toplumun tepkisinden çekinmiyorlar?

 Aforoz edilmekten, ayiplanmaktan, isimlerini lekelemekten, ailelerini utandirmaktan korkmuyorlar?

 Toplumun pek de sert bir tepki göstermeyecegine güveniyorlar herhalde.

 Bunda da haklilar.

 Daha önce sevistikleri kadinlarin resimlerini, filmlerini yayinlayanlar ne oldu?

 "Bu adamlar ahlaksizdir" damgasi toplumun vicdaninda bu insanlarin alnina vuruldu mu?

 Sadece o adamlarin degil, o adamlara selam verenlerin bile bu
ahlaksizligi paylastigi inanci kabul gördü mü?

 Yoksa toplum, mahremiyeti ihanete ugramis kadinlarin resimlerini
görebilmek için mi hareketlendi?

 Mahremiyet hainini ortak hayatimizin disina mi attik?

 Yoksa suçuna ortak mi olduk?

 Böyle insanlari reddedecek bir reflekse sahip olmayan toplumlarin
vicdanlarinda bir zayiflik, ahlaklarinda bir
çürümüslük baslamis demektir.

 Ve, bence bir toplum için en tehlikeli sey böyle bir çürümedir.

 Bir toplumu toplum yapan onun bayragi, siniri, topragi degildir bence,
onu toplum yapan ortak ve tartisilmaz vicdani
ölçüleridir.

 Bu ölçüler hukuk ve devlet tarafindan korunmaz, bu ölçüleri koruyanlar
o toplumun edebiyati, yazisi, hikâyesi, efsanesi, masalidir.

 Yazili olmayan yasalaridir.

 Ne oldu bizim efsanelerimize, hikâyelerimize, masallarimiza, yazili olmayan yasalarimiza?

 Neden kadinlarin mahremiyetine ihanet edenler bu kadar rahat davranabiliyorlar?

 Niye igrenti dolu bakislarla karsilasacaklarindan çekinmiyorlar?

 Bir degil, iki degil, üç degil...

 Bu tuhaf erkeklerin sayisi artiyor.

 Tam neresinden oldugunu bilmiyorum ama toplum bir yerinden çürüyor.

 Çocuklarimiza yanlis masallar anlatiyoruz belki.

 Belki ortak ölçülerimizi, vicdani degerlerimiziyeterince iyi ögretmiyoruz.

 Belki de gizli bir çürüme, yaralarla kendini gösteren bir tür kanser gibi kendini bu adamlarin varligiyla gösteriyor.

 Bir kadinin mahremiyetine ihanet eden her seye ihanet edecegine
inanirim ben.

 Böyle adamlari arasinda barindiran toplumlarin da çürüdügünü düsünürüm.

 Bu adamlarin varligi beni korkutuyor.

 Ortak vicdanimizi ve ölçülerimizi kayip mi ettik diye endiseleniyorum.

 Vicdanini ve ölçülerini kaybeden bir toplum her seyini kaybeder çünkü.

 Ahmet Altan



CsKAHVEMOLASIx

CsKAHVEMOLASIx resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >Beyaz Kaplanın Sualtındaki Sevimli Anları>
  17.Haz.2007 Pzr 01:41:21
fiogf49gjkf0d
Sen; onun sevimliliğine aldandın mı cidden?Güzel bakan güzel görürmüş..


CsKAHVEMOLASIx

CsKAHVEMOLASIx resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Zamanı Kullanma>
  17.Haz.2007 Pzr 01:36:41
fiogf49gjkf0d
Zamanin iyi ve uretken olarak kullanimi konusunda zaman zaman kurslar
duzenleniyor. Iste bu kurslardan birinde zaman kullanma uzmani ogretmen,
cogu hizli mesleklerde calisan ogrencilerine:

* "Hadi, kucuk bir sinav yapalim" demis. Ve masanin uzerine kocaman bir
kavanoz koymus. Sonra bir torbadan irice kaya parcalari cikarmis,
dikkatle ust uste koyarak kavanozun icine yerlestirmis.
Kavanozda tas parcasi icin yer kalmayinca sormus:

* "Kavanoz doldu mu?"

Siniftaki herkes,
* "Evet, doldu" yanitini vermis.

* "Demek doldu ha" demis hoca.
Hemen egilip bir kova kucuk cakil tasi cikartmis, kavanozun tepesine
dokmus, kavanozu eline alip sallamis, kucuk parcalar buyuk taslarin
sagina soluna yerlesmisler...

Yeniden sormus ogrencilerine:
* "Kavanoz doldu mu?"

Isin sanildigi kadar basit olmadigini sezmis olan ogrenciler,
* "Hayir,tam da dolmus sayilmaz" demisler.

* "Aferin" demis zaman kullanim hocasi. Masanin altindan bu kez de bir
kova dolusu kum cikartmis. Kumu kaya parcalari ve kucuk taslarin
arasindaki bolgeler tumuyle doluncaya kadar dokmus. Ve sormus yeniden:

* "Kavanoz doldu mu?"
* "Hayir dolmadi!" diye bagirmis ogrenciler. Yine
* "Aferin" demis hoca.

Bir surahi su cikarip kavanozun icine dokmeye baslamis.
Sormus:
* "Bu gorduklerinizden nasil bir ders cikardiniz?"

Atilgan bir ogrenci hemen firlamis:
* "Su dersi cikarttik. Gunluk is programiniz ne kadar dolu olursa
olsun,her zaman yeni isler icin zaman bulabilirsiniz."

* "Hayir" demis ogretmen. "Cikartilmasi gereken asil ders su; Eger buyuk
tas parcalarini bastan kavanoza koymazsaniz daha sonra asla koyamazsiniz."
Ve tabii, herkesin kendi kendisine sormasi gereken soruyu sormus:

* "Hayatinizdaki buyuk tas parcalari hangileri? Onlari ilk is olarak
kavanoza koyuyor musunuz? Yoksa kavanozu kumlarla ve suyla doldurup
buyuk parcalari disarda mi birakiyorsunuz?"

Ya siz? Kaya parcalarina oncelik veriyor musunuz?



CsKAHVEMOLASIx

CsKAHVEMOLASIx resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Hangisi Olmak Isterdin?>
  17.Haz.2007 Pzr 01:28:55
fiogf49gjkf0d
FRANSIZ OLMANIN FAYDALARI

Geceyarisi TRT2 de yayinlanan filmleri seyrederken altyazilari okumaniz gerekmez.
Kendi nükleer silahlarinizi baska ülkelerde denersiniz.

Salyangoz ve kurbaga yiyebilirsiniz.
Kadinlar konusmaniza bayilir
Çirkin olsaniz da sinema yildizi olabilirsiniz.

AMERIKALI OLMANIN FAYDALARI

Seçmeseniz de bir kadin baskan ülkeyi yönetir.

Yeteri kadar paraniz varsa istediginiz her seyi yapabilirsiniz.

Dünyanin en garip kiyafetlerini giyseniz bile kimse kafasini çevirip size bakmaz.

Tanimadiginiz herkese "merhaba" diyebilirsiniz.

Dünyanin en gelismis milletine mensup oldugunuzu düsünürsünüz.

INGILIZ OLMANIN FAYDALARI

Sicak bira
Wimbledon
Geçmiste yasayarak hala imparatorluk oldugunuzu düsünebilirsiniz.
Haftada bir kere banyo yaparsiniz.
Madde dörde göre iç çamasiri degistirirsiniz.


ITALYAN OLMANIN FAYDALARI

Kürk giydiginiz için utanmazsiniz.
Makarna sikintisi çekmezsiniz.
Ise istediginiz saatte gidersiniz
Isten istediginiz saatte gelirsiniz.
Ülke Sicilya’dan yönetilir.


ISPANYOL OLMANIN FAYDALARI

Amerikayi kiliçtan geçirmekle övünürsünüz.

Sahilleriniz Almanlar ve Ingilizler tarafindan isgal edilmistir.

Gerisini zaten Araplar isgal etmislerdir.
Sokakta bogalar kosar.

Kadinlari etkilemek için dar pantolon giymek zorundasiniz.

HINTLI OLMANIN FAYDALARI

Harika bir Ingilizce
Sabahtan aksama meditasyon.
Evde dolasan maymunlar.
Bilgisayar uzmani komsu
Kamasutra

ALMAN OLMANIN FAYDALARI

Her isinizi Türklere yaptirirsiniz.

Türklere "merak etmeyin sizi Avrupa’ya alacagiz "dersiniz.

Sıkılınca Türklerin evlerini yakarsiniz.
Tarihinizden bahsetmezsiniz.

Çok sıkısınca "SUÇLUYUM" dersiniz.

KANADALI OLMANIN FAYDALARI:

Yilin 12 ayi bahçede buz hokeyi oynamak.
Basbakan gençliginde esrar çektigini söyleyince oyu artar.

Fransizca konusanlar Ingilizce de konusur.
Amerika fazla uzak degildir.

Kendinizi uyuyan dev olarak nitelendirirsiniz.

AVUSTURALYALI OLMANIN FAYDALARI

Büyük dedenizin dünyanin hiç bir ülkesinin kabul etmedigi eli kanli bir cani oldugunu bilirsiniz.

Soguk bira içersiniz.
Plajda soguk bira içersiniz.
Evde soguk bira içersiniz.
Timsahlari seyrederken soguk bira içersiniz.

TÜRK OLMANIN FAYDALARI

Içten ve distan bütün saldirilara, enflasyona trafik canavarina, komsularina, Avrupa ya ve bütün dünyaya ragmen asirlardir ayakta kalarak dogal seleksiyonun yarattigi en güçlü millete ait olmanin tadini çikartirsiniz.

Bütün dünyanin kaos olarak tanimladigi durumlarda kendinizi evinizde hisseder, huzur içinde yasarsiniz.

Dünyanin en güzel plajlarinda, dünyanin en güzel manzaralarina karsi denize girer, bununla da kalmaz denizde, kuyuda sogutulmus karpuz yersiniz. Hatta aksama raki, yaninda meze istersiniz.

Radyo dinlerken duydugunuz bir parçayla kaderinize küser aglamakli olur, ondan sonraki parçayi duyar kalkar fikir fikir oynarsiniz.

Her sabah vatani kurtarmak üzere yeni bir senaryo ile uyanir, bugünün isini yarina birakarak yatarsiniz.



CsKAHVEMOLASIx

CsKAHVEMOLASIx resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >CENAZE..Tarihimizden bir sayfa>
  17.Haz.2007 Pzr 00:23:37
fiogf49gjkf0d
Veziriazam Siyavus Pasa sorar:

 - Hayrola efendim, caninizi sikan bir sey mi var?

 - Aksam garip bir rüya gördüm.

 - Hayirdir insallah...

 - Hayir mi ser mi ögrenecegiz.

 - Nasil yani?

 - Hazirlan, disari çikiyoruz.

 Ve iki molla kiliginda çikarlar yola. Anlasilan o ki, Padisah hâlâ gördügü rüyanin tesirindedir ve gidecegi yeri iyi bilir. Seri, kararli adimlarla Beyazit a çikar, döner Vefa ya, Zeyrek ten asagilara sallanir.

 Unkapani civarinda soluklanir. Etrafina daha bir dikkatle bakinir. Iste tam o sirada yerde yatan bir ceset gözlerine batar, sorarlar:

 - Kimdir bu?

 - Aman hocam hiç bulasma, derler.

 - Ayyasin sarhosun biri iste!

 - Nerden biliyorsunuz?

 - Müsaade et de bilelim yani. Kirk yillik komsumuz...

 Bir baskasi tafsilâta girer:

 - Biliyor musunuz, der. Aslinda iyi sanatkârdir. Azaplarçarsisi nda çalisir. Nalinin hasini yapar... Ancak kazandiklarini içkiye, fuhusa harcar. Hem sise sise sarap tasir evine, hem de nerde namli mimli kadin varsa takar pesine..

 Hele yaslinin biri çok öfkelidir:

 - Isterseniz komsulara sorun, der. Sorun bakalim onu bir cemaatte gören olmus mu?..

 Hasili, mahalleli döner ardini gider. Bizim tebdili kiyafet mollalar kalirlar mi ortada! Tam Vezir de toparlaniyordur ki, Padisah keser yolunu:

 - Nereye?

 - Bilmem, bu adamdan uzak durmayi yeglersiniz sanirim.

 - Millet bu, çeker gider. Kimseye bir sey diyemem... Ama biz gidemeyiz, söyle veya böyle tebamizdir. Defini tamamlamak gerek.

 - Iyi ya, saraydan bir kaç hoca yollar, kurtuluruz vebalden.

 - Olmaz, rüyadaki hikmeti çözemedik daha.

 - Peki ne yapmami emir buyurursunuz?

 - Mollaliga devam... Naasi kaldirmaliyiz en azindan.

 - Aman efendim, nasil kaldiririz?

 - Basbayagi kaldiririz iste.

 - Yapmayin, etmeyin sultanim, bunun yikanmasi, paklanmasi var. Tekfini, telkini...

 - Merak etme ben beceririm. Ama önce bir gasilhane bulmaliyiz.

 - Surada bir mahalle mescidi var ama...

 - Olmaz, vefat eden sen olsaydin nereden kalkmak isterdin?

 - Ne bileyim, Ayasofya dan, Süleymaniye den, en azindan Fatih Camii nden...

 - Ayasofya ile Süleymaniye\ de devlet erkani çoktur. Taninmak istemem. Ama Fatih Camii ni iyi dedin. Hadi yüklenelim...

 Ve gelirler camiye. Vezir saga sola kosturur, kefen tabut bulur. Padisah bakir kazanlari vurur ocaga... Usulü erkâninca bir güzel yikarlar ki, naas; ayan beyan güzellesir sanki. Bir nurdur, aydinlanir alninda. Yüzü sâkilere benzemez. Hem manâli bir tebessüm okunur dudaklarinda. Padisahin kani isinmistir bu adama, Vezir in de keza... Meçhul nalinciyi kefenler, tabutlar, musalla tasina yatirirlar.
Ama namaz vaktine bir hayli vardir daha... Bir ara Vezir sikintili sikintili yaklasir.

 - Sultanim, der. Yanlis yapiyoruz galiba...

 - Nasil yani?

 - Heyecana kapildik, sorup sorusturmadan buraya getirdik cenazeyi. Kim bilir belki hanimi vardir, belki yetimleri?

 - Dogru, öyle ya, neyse... Sen basini bekle, ben mahalleyi dolanip geleyim.

 Vezir, cüzüne, tesbihine döner. Padisah garip maceranin basladigi noktaya kosar. Nitekim sorar sorusturur. Nalincinin evini bulur. Kapiyi yasli bir kadin açar. Hadiseyi metanetle dinler. Sanki bu vefati
bekler gibidir.

 - Hakkini helal et evladim, der. Belli ki çok yorulmussun.

 Kadin esige çöker, ellerini yumruk yapar, sakaklarina dayar... Aglar mi? Hayir. Ama gözleri kisilir, hatiralara dalar belki. Neden sonra silkinip çikar hayal dünyasindan...

 - Biliyor musun oglum? Diye dertli dertli söylenir... Bizim efendi bir âlemdi, vesselâm. Aksamlara kadar nalin yapar... Ama birinin elinde sarap sisesi görmesin; elindekini avucundakini verir satin alirdi.
Sonra getirip dökerdi helâya!

 - Niye?

 - Gençler içmesin diye...

 - Hayret...

 - Sonra, malum kadinlarin ücretlerini öder eve getirirdi. Ben sizin zamaninizi satin aldim mi? Aldim, derdi. Öyleyse simdi dinlemeniz gerek... O çeker
gider, ben menkîbeler anlatirdim onlara...

 - Bak sen! Millet ne saniyor halbuki...

 - Milletin ne sandigi umurunda degildi. Hos, o hep uzak mescidlere giderdi. Öyle bir imamin arkasinda durmali ki, derdi. Tekbir alirken Kabe yi görmeli...

 - Öyle imam kaç tane kaldi simdi?

 - Iste bu yüzden Nisanci ya, Sofular a uzanirdi ya... Hatta bir gün; "Bakasin efendi, dedim. Sen böyle böyle
yapiyorsun ama komsular kötü belleyecek. Inan cenazen kalacak ortada..."

 - Dogru, öyle ya?

 - Kimseye zahmetim olmasin deyip, mezarini kendi kazdi bahçeye. Ama ben üsteledim. Is mezarla bitiyor mu, dedim. Seni kim yikasin, kim kaldirsin?

 - Peki o ne dedi?

 - Önce uzun uzun güldü, sonra; "Allah büyüktür hatun, dedi. Hem Padisah in isi ne?"



CsKAHVEMOLASIx

CsKAHVEMOLASIx resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Haber >Güncel haberler >BABALAR GÜNÜ VE BİR MEKTUP-Okuyunuz Lütfen.>
  16.Haz.2007 Cmt 23:59:57
fiogf49gjkf0d
fiogf49gjkf0d

TUNCELİ İL JANDARMA KOMUTANLIĞI’NA

“Tunceli İli Nazımiye İlçesi’nde teröristlerle girmiş olduğu çatışmada şehit olan oğlum jandarma komando ….. ın geriye kalan askerliğini babası olarak tamamlamak istiyorum. Gereğini arz ederim.”

Dilekçe Kars’tan gönderilmiş. Tunceli İl Jandarma Komutanlığı da buna cevap yazmış:

“Göndermiş olduğunuz dilekçeniz tarafımızdan alınmış olup, bu asil davranışınız bize güç vermiş, son derece duygulandırmış ve gücümüze güç katmıştır.

Bizler, değerli şehidimizin komutanları ve silah arkadaşları olarak, aziz vatanın bölünmez bütünlüğüne kasteden hainlerin dersini vermek, hadlerini bildirmek ve şehitlerimizin ruhlarını şad etmek için, bu aziz vatan topraklarından olan Tunceli’deyiz.

Hiç şüpheniz ve kuşkunuz olmasın ki; komutanları ve silah arkadaşları, şehitlerinin kanını yerde koymayacak, hainlere gereken dersi verecek ve kanlarının son damlasına kadar, bu vatanın birlik, beraberlik ve esenliği için hayatlarını ortaya koyacaktır.

Siz ve kıymetli aileniz, memleketinizde rahat ve huzurlu olun. Şehitlerimizin bıraktığı yerden, kendi komutanları ve silah arkadaşları olarak, kutsal vatan görevine devam ediyoruz. Bu takdire şayan düşüncelerinizden dolayı şükranlarımızı sunar, size görev verildiğinde yanımızda olacağınızı içtenlikle bilerek saygılar sunarız.

O.E.
J.K.Albay
Tunceli İl J.Kom.”

O babalar ki; yıllarca emek verip büyüttükleri çocuklarının istikbalini ve ümitlerini 195 dakikaya bağladılar…
O babalar ki; çocuklarına karne hediyesi almak bir yana “üç kuruş” harçlık dahi veremediler…
O babalar ki; kendi babalarının ezilmişliğinin, sefaletinin en yakın tanığı olarak “baba” oldular…
Ve O babalar ki; hele hele O babalar ki; çocuklarının ölümünü gördüler… Dişlerini sıkıp gözyaşlarını çaresizce içlerine akıttılar… Yukarıdaki gibi mektuplar yazdılar…

alıntı..


Tüm Babaların babalar gününü kutluyorum,ellerinden öpüyorum..

<<12 345678910>>