ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
sohbet, okey, tavla, chat
5 Mayıs 2024, Pazar 22:59   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  CsKAHVEMOLASIx> Forum Mesajları
    CsKAHVEMOLASIx'e ait Toplam 96 Forum Mesajı var
<<1234 5678910>>


CsKAHVEMOLASIx

CsKAHVEMOLASIx resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >Yaşam için 13 Satır>
  16.Haz.2007 Cmt 20:25:42
fiogf49gjkf0d
Gabriel Garcia Marquez den ;

1. Seni sen oldugun icin degil, seninle birlikte oldugumda ben oldugum için seviyorum.

2. Hiç kimse gözyaslarini hak etmez, onlara layik olan kisi ise seni aglatmaz.

3. Sen istediginde sana asik olmamasi, sana asik olmadigi anlamina gelmez.

4. Gerçek arkadas, elini tutan, kalbine dokunandir.

5. Birisine yabancilasmanin en kötü biçimi yaninda oturuyor olup ona hiç bir zaman ulasamayacagini bilmektir.

6. Hiç bir zaman gülümsemekten vazgeçme, üzgün oldugunda bile! Gülümsemene kimin, ne zaman asik olacagini bilemezsin.

7. Tüm dünya için sadece bir kisi olabilirsin fakat bazilari için sen bir dünyasin.

8. Zamani onu seninle birlikte geçirmeye hazir olmayan biriyle geçirme.

9. Belki de Tanri uygun kisiyi tanimandan önce yanlis kisilerle tanismani, onu tanidiginda minnettar olman için istedi.

10. "Bitti" diye üzülme, "yasandi" diye sevin.

11. Her zaman seni üzecek birileri olacaktir, yapman gereken insanlara güvenmeye devam etmek, kime iki defa güvenecegine daha fazla dikkat etmektir.

12. Birini daha iyi tanimadan ve bu kisinin senin kim oldugunu bilmesinden önce kendini daha iyi bir kisiye dönüstür ve kim oldugunu bilerek kendine güven.

13. Kendini çok zorlama, en güzel seyler onlari en az beklediginde olur.

"YASANAN HERSEYIN BIR SEBEBI VARDIR"



CsKAHVEMOLASIx

CsKAHVEMOLASIx resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Kitapkurtları >Inanç, Görmediklerimize Inanmaktir!>
  16.Haz.2007 Cmt 19:49:08
fiogf49gjkf0d
Kim söylemis bu güzel sözü bilmiyorum, geçenlerde gazetede bir köse yazari tarafindan günün sözü olarak yazilmisti...

 Aklima takildi, yogunlastim bu sözün üstüne, inandigim seyler hep göremediklerim miydi, ve en sonunda inandiklarimi görebiliyor muydum diye...

 Inançla hayal arasinda nasil siki bir baglanti vardir diye...

 Hayatta bir seylere inanmak, yasama bagli olma istegini arttirir, bunu bir çok kez yasadim, gördüm...

 Fakat su bir gerçektir ki, bir seylere inanmakla bitmiyor olay...

 Çaba gerekiyor, emek gerekiyor, olumlu düsünce gerekiyor ve hayalleri inanca, inanci gerçege çevirmek gerekiyor...

 Bunlar olmazsa, kalbimizdeki inanç, göremediklerimize inandigimiz ve bu inandiklarimizi en sonunda göremedigimiz için dünyamizi karartiyor, bizi bambaska bir insana çeviriyor...

 John Fowles, “Fransiz Tegmenin Kadini” adli o mistik romaninda, Charles adli zengin bir soylunun Sarah adinda bir hizmetçiye bir anda asik olup, onun ortadan kaybolmasindan sonra içindeki o nerden geldigi belli olmayan büyük bir inançla yillarca izini sürmeye baslar bu esrarengiz kadinin....

 Nerde oldugunu bilmeden, sehir sehir dolasarak, günlerce, aylarca sürer bu arayis...

 Ne olursa olsun Charles’in içindeki inanç bitmez, tek dayanagi odur çünkü...

 Göremedigi bir seye inanmistir ve ne yazik ki,

 Baska güvenebilecegi bir sey kalmamistir...

 Ne olursa olsun sevdigi kadini bulacaktir, onu göremese bile ona inanmaktadir, onun yaninda olmasa bile onu sonsuz bir askla sevmektedir....

 Peki siz olsaniz ne yapardiniz?

 Kisa bir süre içinde gördügünüz bir insana çilginlar gibi asik oldugunuzun biraz geçte olsa farkina varsaydiniz ve ona kosarak gittiginizde yerinde bulamasaydiniz, üstelik nereye gittigine, kimin yaninda olduguna dair en ufak bir detay bile ögrenemeseydiniz, ama ne olursa olsun içinizde bir inanç olsaydi?

 Ben bu kitabi okurken Charles istedigi kadar inançli ve inatçi olsun, ne olursa olsun Sarah’i asla bulamayacak ve bu kaybolusun etkisi bir kabus gibi çökecek onun yasamina diye düsünüyordum...
Ama öyle olmadi...

 Yüregindeki inanç, Charles’i sevdigi insani bulmak için zorladi, gidebilecegi her yere gitti, bakabilecegi her yere bakti, girip çikmadigi yer kalmadi...

 Gazetelere ilan verdi, özel dedektifler tuttu, yolda gördügü herkese onu sordu....

 En sonunda günün birinde Londra’da Sarah’i bulmalari için tuttugu özel dedektiflerden onun bulunduguna dair bir telgraf aldi, kosa kosa gitti ona, içindeki inancin bir gün gerçeklesmis olmasinin verdigi sevinç ve hüzünle....

 Onun yanina geldiginde gördü ki, karsisinda artik sevdigi insan yoktu...

 Evet, görmedigi bir seye inanmisti yillarca ve bunun ödülü olarak en sonunda onu görebilmisti...

 Ama aci bir hüsranla bitti bu inancin sonu, Sarah onu çilginlar gibi sevdigini bildigi halde Charles’a “ugrasacak yeni ve daha güzel seyler” buldugunu, hatta yasaminda baskasinin oldugunu söyleyerek bu inanci, bu yarinlara umut veren sevgiyi bir anda yok etti...

 Charles, onca zaman göremedigi bir seye yürekten inanmis ve bunun ödülü olarakta onu en sonunda görebilmisti, ama tüm bu umut, çaba ve inanç onun hayatini mahvetmekten baska bir ise yaramadi...

 Bu trajedinin sonu su cümlelerle anlatiliyordu:

 “Hayat, gizemli kurallar ve gizemli seçimler nehri, issiz bir kiyi boyunca akiyordu; diger issiz kiyi boyundaysa Charles simdi yürümeye baslamisti, kendi cesedinin tasindigi bir cenaze arabasinin ardindan yürüyen bir adam gibi. Mutlak bir intihara dogru mu yürümektedir? Sanmam; çünkü, sonunda kendinde bir inanç zerrecigi bulmustur, üzerinde bir seyler insa edebilecegi gerçek bir benzersizlik...hayatin bir simge olmadigini, tek bir bilmece ve onu bilememekten ibaret olmadigini, tek bir yüzü olmadigini ve zarlar bir kere kötü gelmisse hemen birakilamayacagini anlamaya baslamisti....”

 Evet, Charles’in inanci gerçeklesmisti ama bosa çikmisti...

 Inanmanin ona verdigi ödül aci bir deneyimden baska bir sey olmamis, belki onu daha güçlü ve olgun yapmis belki de insanlara ve sevgi kavrami üstüne güvensiz ve olumsuz bir bakis açisi kazandirmisti...

 Hayatta her sey gelebilir insanin basina, kesin olan tek bir sey vardir ki, tüm inançlariniza, umutlariniza, beklentilerinize, hüsran ve hayal kirikliklariniza ragmen dünya dönmeye devam ediyor ve inanciniz bir kez olsun bosa çiktiktan sonra her seyden vazgeçmek yapilabilecek en basit sey oluyor...

 Siz ne yapardiniz bilmiyorum, ama eger benim sevdigim insan ansizin ortadan kaybolsaydi ve içimde hala bir seyler oldugunu hissetseydim, ne olursa olsun onu bulurdum, en azindan içimde kalanlari söylerdim ve kendi iç huzuruma kavusurdum....

 Tüm bunlari yapabilmek ve yürekten hissedebilmek için göremedigim bir seye inanmak pahasina, sirf o sevginin varligi, o sevgilinin yoklugu içimi acitmasin, beni saplantili bir varliga çevirmesin diye, durmaksizin arardim onu....

 Buldugumda karsima nasil ve ne tavirla çikacagini bilmeden, kalbimdeki inançla, her seyi göze alarak...

 Çünkü sonunda ne olursa olsun, inancimin ödülünü alacagimi bilirdim ve karsi taraf ne yaparsa yapsin, inancimin verdigi ödül, içimde kalanlarin disariya vurulmasi ve karsimdaki insanin ne olursa olsun onu sevdigimi bilmesi bana yeterdi...

 Belki size az seyle yetinmek gibi görünebilir tüm bunlar, ama ne kadar inanirsaniz inanin, sonunda elde edeceginiz ödül sizin istediginiz gibi olmayabilir...

 Bir gün taparcasina sevdiginiz insanin karsisina çikip onu ne kadar sevdiginizi, onun için her seyi göze alabileceginizi söylediginizde size hiç ummadiginiz bir sekilde karsilik verebilir...

 Belki içinizdeki inanç hüsran dolu bir hayal kirikligina, belki de esi benzeri bulunmayan bir mutluluga sebep olabilir, ama tam olarak ne olacagini kimse bilmez...

 Charles sevdigi insani bulacagina inanmasaydi belki de içinde kalan sözlerle, hislerle ve yok olan sevgilisinin hayaliyle günden güne kötüye gidecek, belki de intihar edecekti...

 Inandi ve buldu, ödülünü aldi...

 Belki istedigi ödül bu degildi ama hiç degilse içinde kalan tek bir sey olmadi, yapabilecegi, söyleyebilecegi her seyi söyledi...

 Sonra yasamaya devam etti...

 Böyle platonik bir askin acisindan sonra bile bir “inanç zerrecigi” buldu içinde...

 Çünkü bir kere inanipta hüsrana ugramak, bir daha hiçbir seye inanmamaniz anlamina gelmez, aksine sizi daha çok inanmaya ve kendinize güvenmeye tesvik eder...

 Tabi bu görüs, bakis açisina göre degisir...

 Hayat, öyle mistik, tuhaf, beklenmedik ve farkli kavramlar barindirir ki içinde, yasayan varliklar olarak bir seylere inanmak, bir seyleri umut etmek ve bir seyler yapabilecegimize inanmaktan baska bir seçenegimiz yoktur...

 Her sey istedigimiz gibi olmayabilir, çünkü çogu sey bizim kontrolümüzde degildir...

 En azindan inançlarimizi biz kontrol edebilir, ne olursa olsun sonunda göremediklerimize inanmanin ödülünü kazanmanin mutlulugunu yasayabiliriz...

 En azindan sevgi ve saygimizi biz kontrol edebilir, ne olursa olsun en sonunda ulasilmaz sandiklarimizi sevmenin ve belki de sevilmenin ayricaligini yasayabiliriz...

 “Inanç, göremediklerinize inanmaktir; bu inancin ödülü ise inandiklarimizi görmektir...”

 Bu ödülün ne olacagini bilmeden, tatli bir sürprizle mi yoksa sizi yikmaya yetecek bir hüsranla mi karsilasacaginizi bilmeden, inanciniza güvenerek yola çiktiginizda, bence kaybedecek fazla bir seyiniz yoktur, en sonunda kazanacaginiz ödül olumlu veya olumsuz da olsa, sizi daha farkli ve güçlü bir insan yapmaya yetecektir...

 Kaynak: “Fransiz Tegmenin Kadini” John Fowles



CsKAHVEMOLASIx

CsKAHVEMOLASIx resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >TV, Medya, Podcast, TikTok-Youtube videolar >Rakip-Kadın Dili ile Kadın>
  16.Haz.2007 Cmt 19:40:38
fiogf49gjkf0d
fiogf49gjkf0d
Bütün kadinlar birbirlerini rakip olarak görürler. Birbirlerini kiskanmalari için ayni meslekten olmalariyla da menfaatlerinin çatismasi falan sart degildir. Ortalikta kendilerinden baska kadinlarin da dolasiyor olmasi, kiskanmalari için yeterli bir sebeptir. Yolu kadinlarin görev yaptigi bir yere, örnegin bir banka subesine düsen bir kadin, gördügü muameleden bunu sip diye anlayabilir.

 Bütün kadinlarin mutlaka kosulacak sartlari vardir. seninle evlenirim ama... , dedigini yaparim ama... Nedense bütün ask siirleri, en duygulu sarki sözleri hep erkekler tarafindan yazilmistir. Çok duygulu olduklari söylenen kadinlarin bu sirada ne yaptiklari merak konusudur. Bence kadinlar o sirada diger kadinlari incelemekle mesguldürler. ne giymis, ne takmis, benden güzel mi? Vs Erkekler (eger ruh hastasi degillerse) eslerini çok yakin arkadaslarindan, akrabalarindan, yani olur olmaz herkesten kiskanmazlar. Oysa kadinlar, hiç ayrim yapmaksizin, ömür boyunca, istisnasiz her disiden kiskanirlar kocalarini. Kendisinden 30 yas büyük bir kadinla, sirf parasi için evlenen pek az erkek vardir. Buna karsilik etraf, babasi, hatta dedesi yasinda, ama mutlaka zengin erkeklere asik olan (!) kadinlarla doludur. Hiçbir kadin çalistigi yerde üstünün kadin olmasini istemez. Vallahi bunu ben söylemiyorum, anketler öyle diyor. Erkekler kadinlardan ilgi, sefkat, sevgi disinda pek bir sey beklemezler. Kadinlara bunlar asla yetmez, ilave olarak iki bilezik, bir yüzük gerekir çogu zaman. Gelin-kaynana çekismesinin fikralara geçtigi ilkemizde hiç damat-kayinpeder çekismesine tanik oldunuz mu? Elti gemisi yürümez diye bir söz vardir da neden bacanaklar için söylenmis benzer bir laf yoktur? Evli kadinla iliskiye giren çok az erkek vardir. Buna karsilik evli erkekle hiç düsünmeden iliskiye giren kadin sayisi benim bildigim, gördügüm, duydugum kadariyla bir hayli kabariktir. Erkekler bir araya geldiklerinde isten, politikadan, futboldan bahsederler genellikle. Kadinlar bir araya geldiginde ise vay o anda orada olmayan diger kadinlarin haline!

 Eslerinden, yorgunum , Basim agriyor bahanesiyle mümkün oldugunca kaçan kadinlar, ortaya ikinci bir kadin çiktigi zaman aniden kocalarini çok sevdiklerini (!) fark ederler. Kocasi tarafindan aldatilan kadinlar genellikle bosanmak yerine, bir çocuk daha yapmayi tercih ederler. Tersi durumda ise erkekler kadinlar kadar akilli olmadiklari için bunu gurur meselesi yapar ve kadini hemen bosamaya kalkarlar.

 Kadinlar evde aksama kadar istedikleri gibi yasarlar. Ne karisanlari ne de görüsenleri vardir. Erkeklerin aksamdan aksama geldikleri evlerinde pek de özgür olduklari söylenemez. Kendilerine durmadan oraya oturmamasi, sigarasinin külüne dikkat etmesi, ayakkabisini çikarmasi hatirlatilir. Kadinlar aksama kadar kocalarinin bilgisi disinda istedikleri arkadaslarini misafir ederler. Oysa hiçbir erkek karisindan izin almadan eve bir erkek arkadasini getiremez. Hatta izin alarak bile. Kadinlar her istediklerinde eslerinden izin almadan annelerini ziyaret edebilirler. Erkekler ne haberli, ne habersiz, yanlarinda esleri olmadan asla annelerine ugrayamazlar. Kadinlar bütün iliskilerinde hesap kitap içindedirler.

 Asla seffaf degildirler. Hoslanirlar, hoslanmaz gibi davranirlar, isterler, istemez gibi yaparlar. Esleriyle sorunlarini çözmede bedenlerini silah olarak kullananlar bile vardir. Vücutlarini göstermeye bayilirlar. Açik, dar, seffaf, kisa giyerler. Sonra da neden bakiyorsunuz? diye sinirlenirler. Aslinda amaçlari baktirmaktir, ama bunu asla kabul etmezler. Özgürlükten, rahatliktan, medeniyetten falan söz ederler. Nereden biliyorsun, derseniz ben de kadinim oradan biliyorum.

 NOT: istisnalar kaideyi bozmaz. (Bence de bunu okuyan bütün kadinlar kendini istisna olarak kabul edecektir.)

Pakize Suda nın köşe yazısı.



CsKAHVEMOLASIx

CsKAHVEMOLASIx resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Kahve mi Fincan mı?>
  16.Haz.2007 Cmt 19:36:42
fiogf49gjkf0d
Is yasaminda onemli yerlere gelmis bir grup eski mezun arkadas grubu universitedeki hocalarindan birini ziyarete gitmis. Cesitli konular konusulduktan sonra sohbet, isin yarattigi strese ve hayatin zorluklarina gelmis. Universite hocasi ziyaretcilerine kahve ikram etmek uzere mutfaga gitmis ve degisik boy, renk ve kalitede bir cok fincanin bulundugu bir tepsiyle geri donmus.

 Kimi porselen, kimi seramik, kimi cam, kimi plastik olan fincanlari ve kahve termosunu masaya koyup kahvelerini oradan almalarini soylemis.

 Tum eski ogrenciler kahvelerini alip koltuklarina dondugunde hocalari onlara sunu soylemis:

 "Farkina vardiniz mi bilmem, zarif gorunumlu, guzel, pahali fincanlarin hepsi alindi, masada yalnizca ucuz ve basit gorunumlu fincanlar kaldi.

 Elbette ki kendiniz icin en guzelini istemek ve onu almak cok normal ama iste bu demin bahsettiginiz problemlerinizin ve stresin nedeni. Hepinizin istedigi fincan degil, kahve iken, bilincli olarak herbiriniz birbirinizin aldigi fincanlari gozleyerek daha iyi olan fincanlari almaya ugrastiniz.

 Yasam kahveyse, is, para ve mevki fincandir. Bunlar yalnizca Yasam i tutmaya yarayan araclardir, ama Yasam in kalitesi bunlara gore degismez.Bazen yalnizca fincana odaklanarak, icindeki kahvenin zevkini cikarmayi unutabiliyoruz."

alıntıdır..



CsKAHVEMOLASIx

CsKAHVEMOLASIx resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >Kopulası Şeyler >Alttaki Kullanıcan NE OLMAZ ? :)>
  16.Haz.2007 Cmt 17:04:57
fiogf49gjkf0d

Evet benden Futbolcu olmaz anlamam yani :Pp

Alltaki sende iflah olmazsın..



CsKAHVEMOLASIx

CsKAHVEMOLASIx resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >Kopulası Şeyler >BİR ÜSTTEKİ HAKKINDA NELER DÜŞÜNÜYORSUNUZ:))>
  16.Haz.2007 Cmt 02:01:28
fiogf49gjkf0d
Harvest i forum yazılarından tanıyorum,düşünceleri,paylaşımlarını beğeniyorum.İyi biri sanırım..Güzel bakmasını bilen güzel düşünür...Allah Herkesin Gönlüne güzellikler nasip etsin


CsKAHVEMOLASIx

CsKAHVEMOLASIx resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >Sen Bu Şiiri Okurken.....>
  16.Haz.2007 Cmt 01:17:10
fiogf49gjkf0d

Saati Yok Eremi Yok

Aşktan yana söz duyunca,
Ben hep seni düşünürüm.
Uçsuz hayaller boyunca,
Ben hep seni düşünürüm.

Yıldızlar kayar yüceden;
Renkler sıyrılır geceden;
Yüreğim sızlar inceden;
Ben hep seni düşünürüm.

Aklın ucu değer hiçe;
Yol ararım içten içe.
Kâinat uyur sessizce,
Ben hep seni düşünürüm.

Korkunun bittiği yerde,
Haz duyarım perde perde.
Bir mezar görsem bir yerde,
Ben hep seni düşünürüm.

Zaman hep sonsuza akar
Meyve dökülür, dal kalkar.
Çiçeklere bakar bakar,
Ben hep seni düşünürüm.

Rüzgâr eser ilden il e
Sağlıkta bitmez bu çile.
Var dan öte, Yok ta bile
Ben hep seni düşünürüm
.
 

Abdurrahim Karakoç



CsKAHVEMOLASIx

CsKAHVEMOLASIx resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >Merak Edilenler >SİZ HANGİSİSİNİZ ?>
  8.Şub.2007 Per 22:09:29
fiogf49gjkf0d
fiogf49gjkf0d
  Kahve Çekirdeği mi? O zaman bir kahveye ne dersiniz!


CsKAHVEMOLASIx

CsKAHVEMOLASIx resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Videolar, Klipler, Resimler, Karikatürler >PIANIST in Gözüyle...>
  7.Oca.2007 Pzr 15:48:25
fiogf49gjkf0d
  PİANİST, Paylaşımlarınız için teşekkürler,hem resimler hem de yorumlar mükemmel.


CsKAHVEMOLASIx

CsKAHVEMOLASIx resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Spor >Fenerbahçe >İŞtee FeNerBaHÇe aşkı FenErbahçe büyüklüğüü!!!>
  7.Oca.2007 Pzr 15:27:32
 Yahu adamların başka işleri yok FENerbahce ile ilgili yazıyorlar,Bu Fener çok büyük ya,En iyi Reklam rakiplerinin yaptığı reklam olsa gerektir.
<<1234 5678910>>