ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
15 Mayıs 2024, Çarşamba 05:11   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  GoLetsGO> Forum Mesajları
    GoLetsGO'e ait Toplam 389 Forum Mesajı var
<<123456 78910111213141516...39>>


GoLetsGO

GoLetsGO resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >Kopulası Şeyler >NOKTAYI BUL??????>
  11.Nis.2006 Sal 21:14:43

DESİRENİN

bu cc adamı ... yapıyo



GoLetsGO

GoLetsGO resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Şeyler >çıkar ağzından baklayı :P :)))>
  11.Nis.2006 Sal 12:31:36
"Cıkar ağzından baklayi" deyimin hikayesini biliyormusunuz?


* Vaktiyle çok küfürbaz bir adam yaşarmış. Zamanla kendine
yakıştırılan küfürbazlık şöhretine tahammül edemez olmuş. Soluğu bir
tekkede almış ve durumu tekkenin şeyhine anlatıp sırf bu huyundan
vazgeçmek için dervişliğe soyunmaya geldiğini söylemiş. Şeyh efendi bakmış,
adamın niyeti halis, geri çevirmek olmaz, matbahtan bir avuç bakla tanesi
getirtmiş. Bunlara okuyup üfledikten sonra yeni dervişe dönüp tembih
etmiş:

*-Şimdi bu bakla tanelerini al. Birini dilinin altına, diğerlerini
cebine koy. Konuşmak istediğin vakit bakla diline takılacak, sende küfür
etmeme isteğini hatırlayıp o an da söyleyeceğin küfürden geçeceksin. Bakla
ağzında ıslanıp da erimeye başlayacak olursa cebinden yeni bir baklayı dilinin
altına yerleştirirsin. *

*Adamcık şeyhinin dediği gibi tekkede kalıp kendini kontrol etmeye
başlar.
Bu arada şeyh efendi de bir yere gidince onu yanından ayırmamaktadır.
Yağmurlu bir günde şeyh ile derviş bir sokaktan geçerlerken bir evin
penceresi hızla açılır ve gençten bir kız çocuğu başını uzatarak, *

*- Şeyh efendi, biraz durur musun? Deyip pencereyi kapatır. Şeyh efendi
söyleneni yapar, illa yağmur sicim gibi yağmaktadır. Sığınacak bir
saçak altı da yoktur. Üstelik niçin durdurulduğunu henüz bilmemektedir ve kız
da pencereden kaybolmuştur. Bir ara evin kapısına varıp kızın ne
istediğini sormak geçer içinden ve tam kapıya yöneleceği sırada kız tekrar
pencerede görünür ve, *

*- Şeyh efendi, der, birkaç dakika daha bekleseniz...*

*Şeyh içinden "lahavle" çekse de denileni yapmamak tarikat adabına
mugayir olduğundan biraz daha beklemeyi göze alır. O sıra da küfürbaz derviş
kendi kendine söylenmeye başlamıştır. Yağmurun şiddeti gittikçe artmakta,
bizimkiler de iliklerine kadar ıslanmaktadırlar. Nihayet pencere üçüncü
kez açılır ve kız seslenir: *

*- Gidebilirsiniz artık!.. *

*Şeyh efendi merak eder ve sorar:*

*- İyi de evladım bir şey yok ise bizi niçin beklettin? *

*- Efendim, der kız, elbette bir şey var, sizi sebepsiz
bekletmiş değiliz. Tavuklarımızı kuluçkaya yatırıyorduk. Yumurtaları tavuğun
altına koyarken bir kavuklunun tepesine bakılırsa piliçler de tepeli olur,
horoz çıkarmış. Annem sizi geçerken gördü de yumurtaları kuluçkaya koydu. *

*Münasebetsizliğin bu derecesi üzerine şeyh efendi, *
*- Ulan derviş, der, çıkar ağzından baklayı!.*


GoLetsGO

GoLetsGO resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Şeyler >ZUHAHAHAHAHA KOOOPTUUUMMMM(okuyun yaww)>
  11.Nis.2006 Sal 12:29:04
Gece yarısı tuvalete kalkan bir adam lavaboya giderken evin içinde
birini

görmüş ve bu kişiye yumruk atmış

Meğerse gördüğü aynadaki yansımasıymış.Yumruğu aynaya gelince
kesilen
eli

kanamaya başlamış.Gürültüye eşi uyanmış ve Eşinin elini görünce
koşmuş

alkollü Pamuk yapıp eşinin yarasına basmış.

Adamın açık,kanayan yaralası alkolle daha da acımış ve adam
sinirlenerek

tuvalete atmış pamuğu.Sonra sıkıştığı için tuvalete oturmuş bu arada
da bir

sigara yakmış.kibritini de tuvalete atınca poposu alkollü pamukla

tutuşmuş.Can havliyle fırlayınca kafasını banyodaki dolaba çarpmış
kafası

da kanamaya başlamış.adamı yüzü koyun yatıran eşi 112 sağlık
servisini

aramış.Gelen 112 ekibi karşılarında eli kesik, poposu yanık, kafası
kanayan

bir adamı görünce şaşkın bir şekilde adamı apartman dairesinden
indirirken

merdivenlerde olayın oluşunu sormuşlar.Olayları anlatan hastayı
dinleyince

gülme krizine girip sedyeyi ve adamı düşürmüşler.yeni bir 112
getirmişler

ki böylece adamı hastahaneye götürmüşler .Adamı ziyaret eden
yakınlarına

eşi hastahanede sakın nasıl olduğunu sormayın diye sıkı sıkı tembih

ediyormuş...


GoLetsGO

GoLetsGO resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Videolar, Klipler, Resimler, Karikatürler >FİZİK VE KARİKATÜR>
  11.Nis.2006 Sal 12:26:44
FİZİK VE KARİKATÜR


(IMG:https://www.fizikdosyasi.com/esa.gif)

(IMG:https://www.fizikdosyasi.com/karikatur/k1.gif)

(IMG:https://www.fizikdosyasi.com/karikatur/k2.gif)

(IMG:https://www.fizikdosyasi.com/karikatur/k3.gif)

(IMG:https://www.fizikdosyasi.com/karikatur/k12.gif)

(IMG:https://www.fizikdosyasi.com/karikatur/k11.gif)

(IMG:https://www.fizikdosyasi.com/karikatur/k8.gif)

(IMG:https://www.fizikdosyasi.com/karikatur/k4.gif)

(IMG:https://www.fizikdosyasi.com/karikatur/k9.gif)



GoLetsGO

GoLetsGO resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Haber >Güncel haberler >20. YÜZYILIN KÖLELERİ>
  11.Nis.2006 Sal 12:23:43
(IMG:https://www.nationalgeographic.com.tr/ngm/0309/images/konu1_mercek2_b.jpg)

Lekeli Hazine

İnce bir işçiliğin ürünü el yapımı halılar, tüm dünyada beğeni toplar. Bununla birlikte, her geçen gün, Kuzey Hindistan daki bu tezgâhta olduğu gibi pek çok dokuma tezgâhında, elyafı sanata dönüştürmek gibi ağır bir işi başka seçenekleri olmadan ya da ücret almadan küçük çocukların üstlendiğini öğrenen tüketicilerin gözünde güzelliklerine gölge düşüyor. Önde gelen bir kölelik araştırmacısı ve ABD merkezli "Free the Slaves" (Kölelere Özgürlük) örgütünün başkanı Kevin Bales, "Şu anda döşemenizin üzerinde elde dokunmuş ithal bir halı varsa," diyor, "büyük olasılıkla köle olarak çalıştırılan bir çocuk tarafından dokunmuştur."

(IMG:https://www.nationalgeographic.com.tr/ngm/0309/images/konu1_mercek3_b.jpg)


Kârlı Yara


Mumbai deki Chatrapati Shivaji tren istasyonunda Krişna adlı çocuk (ön planda), bu iki kadının da dahil olduğu bir şebeke tarafından kontrol edilen pek çok çocuk dilenciden biri. Krişna, yaralı sırtı yoldan geçenlerde acıma duygusu uyandırdığı için sağlam dilencilere kıyasla daha çok para topluyor; ve kadınlar her bir rupiyi elinden alıyor. İstasyonda yatıp kalkıyor, içme ve yıkanma suyunu vagonların altında toplanan su birikintilerinden sağlıyor ve efendilerinin önüne attığı yemek artıklarıyla karnını doyuruyor.

(IMG:https://www.nationalgeographic.com.tr/ngm/0309/images/konu1_mercek4_b.jpg)

Bir Kafeste Geçen Hayat

Sureka ömrünün çoğunu, Mumbai deki (Hindistan) bu yaklaşık iki metre karelik genelev hücresinde geçirmiş. Burası uyuduğu, yemeğini pişirdiği ve birkaç parça kişisel eşyasını tuttuğu yer; ona AIDS virüsü bulaştıran müşterisine de burada hizmet vermiş.

(IMG:https://www.nationalgeographic.com.tr/ngm/0309/images/konu1_mercek5_b.jpg)


Paylaşılan Zafer

Francisco Martinez (soldaki) ve Alejandro Benitez in olağanüstü bir bağ ile birbirine bağlı: İkisi de modern köle sahiplerinden zulüm görmüş, ikisi de kendilerini başka tarım işçilerinin Florida nın tarla ve bahçelerindeki kölelikten kurtulmasına yardım etmeye adamış. Benitez, bölgeyi terk etmek isteyen bazıları köle olan tarım işçilerini taşıdıkları için patronuyla birlikte silahlı köle sahiplerinin saldırısına uğradığında bir yolcu minibüsünde çalışıyordu. Geçen yıl köle tüccarları Juan, Ramiro ve Jose Luis Ramos un toplam 34 yıl hüküm giyerek hapse atılmasıyla sonuçlanan davanın açılmasında federal dedektiflere yardımcı oldu. Martinez, yakınlardaki zorla çalıştırıldıkları bir işletmeden kaçtıktan sonra Immokalee İşçi Koalisyonu na (yukarıda koalisyon merkezi görülüyor) katıldı. Şimdi öteki tarım işçilerini hakları konusunda bilgilendiriyor ve köle olarak çalışmaya zorlanmış mağdurların yeniden özgür bir yaşam kurmalarına yardımcı oluyor. "Kurtarılacak hiçbir kölenin kalmayacağı günleri umutla bekliyoruz" diyor Martinez, "ama köleler olduğu sürece bu yaptığımız işten gurur duyuyoruz."

Bugün dünyada, 400 yıl boyunca Atlas Okyanusu üzerinden yapılan köle ticareti sırasında Afrika dan kaçırılmış olanlardan daha fazla köle var. Modern insan ticareti, yasadışı uyuşturucu kaçakçılığıyla küresel ölçekte rekabet ettiği gibi yaşamları karartma konusunda da onunla başa baş gidiyor.



Başlıkta bir söz oyunu yok. Bu makalenin konusu köleler; cüzi bir ücret karşılığı çok çalışıp köle gibi yaşayanlar değil. 200 yıl öncesinin insanları da değil.
Konu dünyanın her tarafında alınıp satılan, esir edilen, şiddet gören, sırtından para kazanılan 27 milyon insan.
Yani, dini zenginlerden alıp fakirlere veren Robin Hood’un barındığı ormandan alan Sherwood Şatosu kuzeybatı Bosna’da Priyedor’un hemen dışındaki ana yolun kıyısında bir hayalet gibi yükseliyor. Burası eski demiryolcu, sonradan ise Bosna’da köle kaçakçısı olarak nam salmış Milorad Milakoviç’in idarehanesi. Kale kapısı görünümlü girişi adaleli, dövmeli delikanlılar bekliyor. Bir taraftaysa Milakoviç’in üç Sibirya kaplanı, kafesli bölmelerinde av peşindeymiş gibi dolanıyor.
Kasvetli bir bahar sabahı oraya tek başıma vardım (çünkü yerel rehber ya da tercümanların hiçbiri bana eşlik etmeye cesaret edememişti) ve 54 yaşındaki irikıyım evsahibimi, camekânlı yüzme havuzunun başında öğle yemeği için kurdurttuğu sofrada beni beklerken buldum.
Sherwood’un efendisi yaptığı işten hiç utanmıyor. Bir keresinde, Priyedor’daki genelevleri için satın aldığı kadınlarla ilgili sicilini ayrıntılarıyla kamuoyuna açıklayan gözüpek bir insan hakları eylemcisine şöyle sormuş: “Kadın satmak suç mu? Futbolcular da alınıp satılmıyor mu?”
Bosnalı bir Sırp olan Milakoviç, eylemci kadını sözünü sakınmadan konuştuğu için ölümle tehdit etmişse de bana yaklaşımı daha yumuşaktı. Deniz ürünleri salatası ve biftekten oluşan hafif havuz başı yemeğimizi yerken, eski Doğu Bloku’ndaki anavatanlarının harap olmuş ekonomisinden kaçıp akın akın gelen genç kadınlar hakkında tartıştık. Milakoviç, Bosna’da fuhuşu yasallaştırmaya yönelik projesini hayata geçirmek için yanıp tutuştuğunu söyledi: “Amaç insanların alınıp satılmasını durdurmak; çünkü o kızlar da birer ana–baba evladı.”
Bu evlatlardan biri de aralıksız sigara içen Victoria adlı miyop bir sarışın. Daha 20’sinde uluslararası köle ticaretinin tecrübelilerinden. Yaşamının üç yılını esaret altında geçirmişti. Yani hapsedilerek ya da özgürlüğü kısıtlanarak çalışmaya zorlanan veya şiddet yoluyla denetim altında tutulan ya da bir biçimde meta muamelesi gören dünya üzerindeki tahminen 27 milyon erkek, kadın ve çocuktan biriydi.
Victoria’nın serüveni 17 yaşında, eski Sovyet cumhuriyeti Moldova’nın ekonomik açıdan çökmüş başkenti Kişinev’de okulunu bitirir bitirmez başlamıştı. “Ne iş vardı ne de para” diye açıklıyor sadece. Bu yüzden bir arkadaşı –“en azından ben arkadaşım olduğunu düşünüyordum” diyor– Türkiye’deki bir fabrikada iş bulmasına yardım edebileceğini söylemiş, o da bu fırsatın üzerine atlayarak arkadaşının Romanya üzerinden arabayla kendisini götürme teklifini kabul etmişti. “Ama batıya, Sırbistan sınırına doğru gittiğimizi fark ettiğimde bu işin içinde bir bit yeniği olduğunu anladım.”
Artık çok geçti. Sınıra vardıklarında bir grup Sırp’a teslim edilmiş, adamlar onu 18 yaşında gösteren yeni bir pasaport düzenlemişti. Onu yaya olarak Sırbistan’a götürmüş ve direnirse canından olacağını söyleyerek tecavüz etmişlerdi. Sonra da korumalar eşliğinde, yıllar süren ve soykırımla örülü bir iç savaşın ardından uluslararası yardım sağanağıyla yeni baştan kurulmakta olan Bosna–Hersek’e gönderilmişti.
Victoria artık sadece alınıp satılan bir metaydı ve iki yıl boyunca farklı genelev sahipleri tarafından ortalama 1500 dolara 10 kez satılmıştı. Sonunda, dört aylık hamileyken kürtaj korkusuyla kaçmıştı. Onu Mostar’da, bir grup Bosnalı kadının himayesinde saklanırken buldum...........

Yazı: Andrew Cockburn Fotoğraflar: Jodi Cobb


GoLetsGO

GoLetsGO resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Önemli Bilgiler >YARDIMCI OLUNUZ LÜTFEN.......>
  11.Nis.2006 Sal 12:20:37
Birleşmiş Milletlerin (UN) Başlattığı Güzel Bir Uygulama Var!

Birleşmiş Milletlerin Açlık Sitesine Girin SİTEYE GİRMEK İSTİYORUM

Orada Göreceğiniz Sarı Düğmeye TIKLAYIN.Dünyanın Herhangibir Yerinde Aç Bir insan Yiyecek Alıyor Size Hiçbir Maliyeti Yok, Yiyeceğin Parası Reklam Logolarını Görmeniz ile Reklam Yapan Sponsorlar Tarafından Ödeniyor,, Tüm Yapacağınız Bu Siteye Girmek ve Yiyecek Bağışla ( GIVE FREE FOOD ) Düğmesine TIKLAMAK. Bir Saniye Sürüyor, Günde Sadece Bir Kere Bağışda Bulunabiliyorsunuz..


İzleyin Lütfen Madalyonun Öbür Yüzünü Görün


GoLetsGO

GoLetsGO resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Önemli Bilgiler >ANKET!!!>
  11.Nis.2006 Sal 12:18:09

SİZCE ÜLKEMİZ İÇİN EN BÜYÜK TEHLİKE NEDİR...
A- Bölücü Terör
B- İrticai faaliyetler
C- Yabancılara toprak satılması
D- Numaracı Cumhuriyetçiler
E- Tümü


GoLetsGO

GoLetsGO resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Önemli Bilgiler >TÜRKİYEDE PETROL VARMI ??>
  11.Nis.2006 Sal 12:12:01
COK ONEMLI OKUYUN VE OKUTUN

GAZETECI VEDAT YENERER IN YAZISI.....
Petrol yoksa cikartma ruhsati neden vermiyorsunuz ?!..

Degerli okurlar, gecenlerde Turkiye-Suriye sinirinda uydu verilerine
gore
petrol denizi oldugu iddiasini yazmistim. Yazi sonrasinda Silopi de
madencilik yapan Besir Yilmaz aradi. Yazacaklarimi lutfen iyi okuyun!...
Besir Yilmaz telefonda .. "Vedat bey, gelin Silopi de Cudi eteklerine
sizi
gotureyim de petrolu kendi gozunuzle gorun!.."diyerek feryat ediyordu.
"Nasil yani!.." diye sordugumda anlatmaya basladi.. "Biz aileden
madenciyiz.Irak sinirinda yaklasik 300 km ya da bir baska deyisle
yaklasik
150 milyon ton asfaltit madeni buldum.. Bu madeni bir sure resmi olarak
islettikten sonra devlet 1978 yilinda kamulastiriyoruz" diyerek el
koydu.
Rezervin de 50 milyon ton oldugu iddia edildi. Madem asfaltit rezervi
az,
neden el koyuyorsunuz. Dunyanin neresine giderseniz gidin asfaltit
maddesi
bulunan her yerin altinda petrol vardir.Silopi nin alti da petrol
denizidir.Yaz aylarinda etraftaki ocaklardan resmen petrol akar ve Hezil

Cayina karisir. Gelin gorun! Sadece petrol degil, burada cok zengin
uranyum ve nikel madeni de var" Nereden biliyorsunuz? "Turkiye deki
analizlere guvenmedigim icin madenin her tarafindan ornekler alarak
Almanya ya bizzat goturdum ve analiz yaptirdim. Raporlari gonderdim size

(Sonuclar elimde Yatagan ve Tuncbilek e gore iki misli rakamlar var)
dunyanin en onemli uranyum madenlerinden birisi buradadir ve aktif
haldedir.. Besir Yilmaz in anlatacak o kadar cok seyi var ki makineli
tufek
gibi art arda siraliyor. Ben de zaman zaman araya girip soru
soruyorum-Petrol oldugunu nereden biliyorsunuz? "Bu bolgede Ingilizler
1967-87de petrol aramislar.Acilan kuyulardan gokyuzune dogru 100 metre
kadar petrol fiskirmis.Ardindan kapatmislar ve betonlamislar.

Benim madenimin yaninda da bu kuyudan var ve vanasini gelin birlikte
acalim
eger beton ve civa basip tikamadilarsa bakalim ne kadar petrol
fiskiracak.
Donemin buyukleri arasinda halen yasayan gorgu taniklari var ve petrolun
100
metre kadar fiskirdigini gorenler var. "Besir Yilmaz konustukca pur
dikkat dinlemeye devam ediyorum.." Vedat bey, asfaltit maddesi olan her
yerde petrol vardir. Eger petrol yoksa bana neden petrol cikartma
ruhsati
vermiyorlar? Musul ve Kerkuk un rakimi 80-100 metre civarindadir.Cudi
Dagi ndaki petrolumuz resmen Irak a dogru akiyor ve basta Ingilizler ve
ABD bunu biliyor.." Besir Yilmaz bugunlerde Silopi ye bile zor gider
hale
gelmis. Devlet kamulastirilacak diye el koydugu madeni simdi Turgay
Ciner
in sahibi oldugu Park Holding e devretmis. Durum boyle olunca, Yilmaz
da
dava ustune dava acmis ve yurutmeyi durdurma karari aldirmis. Eger
tekrar el konulursa AIHM ye basvuracakmis. Kisacasi madeninin pesini
birakmiyor ama artik bolgedeki asiret agalari da onun pesini birakmaz
hale
getirilmis.. Butun dava tutanaklari elimde okudukca dehsete
kapiliyorum.
Simdi siki durun... Besir Yilmaz Basbakan Tayyip Erdogan a bu durum
uzerine basvurmus ve dilekce vermis, dilekcede aynen soyle yaziyor..
"Burokrasi ve ceteler milletin hak ve hukukunu aramaktan bezdirmistir.
Televizyonda ve basindaki konusmalarinizda "hortumcu cetelerin ve
burokrasinin ustune gidilecektir" diyorsunuz. Millet buna cok
seviniyor..
25 yildir gasp edilen madenimiz cete ve burokratlarin, anayasa, kanunlar
ve insan haklari hice sayilarak ihale yolu ile peskes cekiliyor. Allah a

ve sizin yuksek adaletinize siginiyorum." Besir Yilmaz devlet tarafindan
el konulan mallarini ve bunun karsiliginda devletin verdigi parayi
yaziya
eklemis..

1- 35 km yol yaptim.
2- 500 bin ton hazir cikarilmis komurumm var.
3- 3,5 milyon metrekup hafriyat yapilmis.
4- Mazot tanklari.
5- Dinamit ambari.
6- Kantar ve kantar binasi.

Resmi olarak bana ait olan ve vergisini odedigi madenimde bugune kadar
yaptigim isler vehalen bulunan demirbas ve cikarilmis maden icinde
5.800.800 TL. (Buna resmen gasp ve devlet teroru denir!) Besir Yilmaz
Basbakan Erdogan a yazdigi dilekcede devam ediyor. "Bu para halen
bankada
duruyor. Buna ragmen Turkiye Komur Isletmeleri ihaleyi adamlarina ve
hortumculara peskes cekiyor" Besir Yilmaz in bu basvurusuna Basbakan
Erdogan bugune kadar cevap vermemis. Besir Yilmaz dan al ve ABD
baglantili sirketlere ver. Uranyum konusu da bir baska skandal.
Guneydogu
resmen petrol denizi uzerinde ve Turkiye ABD Firmalarinin pesinde "bize
petrol bul" diye yalvariyor... Iddialar devam ediyor:. 6 muhendisin
kafalari kesildi. TPIK diye Turkiye Petrolleri nin kurdugu bir kurum
yurt
disina petrol arama islerine giriyor ve bugune kadar milyar dolar zarar
ediyor. Besir Yilmaz diyor ki: "Kimin hain kimin isbirlikci oldugunu
anlamak cok kolay! Eger bolgede petrol yok ise neden bana petrol
cikartma
ruhsati verilmiyor. Ruhsat verin 800 metreden petrol cikartmazsam ben bu
ulkeyi terk ederim. MTA yillar once sondaj yapti 480 metrede su bulundu
ve
ardindan delici aletin ucu kirildigi icin sondaja son verildi.Herkes
bilir
sudan sonra petrol gelir. Biz yerli teknoloji ile 1200 metreye kadar
sondaj yapabiliriz kimseye ihtiyacimiz yok. Izni versinler siz gorun
petrol nasil fiskiracak.." Bu gorusmemizden bir gun sonra Besir Yilmaz
tekrar aradi ve Soma da gorevli bir muhendis ile gorusmemi isteyerek
telefon numarasini verdi. Adini burada yazmak istemiyor.Muhendis ile
gorusmemde daha da carpici gercekler cikti ortaya.

Alti ay kadar once Cudi daglari eteklerinde bulanan 6 insan iskeletinin
ne
oldugunu bilip bilmedigimi sordu. Ben de "bilmiyorum" dedim. Muhendis
ekledi "Bu iskeletler 18 yil once Cudi Dagi nda kaybolan 6 Turk petrol
muhendisinin iskeletleri. Kafalari kesilerek oldurulmusler.." Dondum
kaldim.
Ne diyeyim. Kendisi de muhendis oldugu icin yalan soylemiyordur diye
dusundum..Ardindan devam etti.. "Vedat bey Turkiye maden bakimindan
dunyanin en zengin ulkesi. Siz Odemis yakinlarindaki Bozdagı nin
dunyanin
en buyuk altin rezervi olan daglarindan biri oldugunu biliyor musunuz?
Ama bu madenleri kimse cikaramaz. Hatta bu konunun uzerine giden
gazeteciler olduruldu. Ugur Mumcu ve Cetin Emec in oldurulmeden kisa bir
sure once bu madenler uzerine gittigini biliyorsunuz her halde..."
Ilgiyle dinledim. O kadar carpici seyler anlatti ki, yazmaya sayfalar
yetmez.Iddialarin hepsinin belgeli oldugunu soyleyen bu muhendis,gazete
ve
televizyon kanallarinda hicbir gazetecinin bu yonde bir haber
yapamadigini ve milletin resmen uyutuldugunu orneklerle anlatti. Besir
Yilmaz a son sozum " Bana anlattiklarinizi Genelkurmay a anlatiniz mi?"
oldu. Aldigim cevap da aynen soyle.. " Vedat bey her seyi belgeleriyle
birlikte bir kac kez askeri buyuklerimize anlattim ama bugune kadar bir
arpa boyu ilerleme kaydedemedik!".. Ne diyeyim, bu milleti korumaya
yemin
etmis olanlar utansin!.. Son sozum: "AB ve ABD , PKK yi bosu bosuna
ozellikle bu bolgede guclendirip milletin basina bela etmedi. Bolgeye
gelecek baris ortami Turkiye yi ekonomik olarak ucuracak gelismelere
gebedir!.." İlgili olacagini dusundugunuz herkese yollayin... ÇOK ÖNEMLİ BANA GÖRE....


GoLetsGO

GoLetsGO resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >ChatCity Dedikoduları >EFSANE GERİ DÖNDÜ..N_O_A>
  11.Nis.2006 Sal 12:07:14

muhahahaha   noa  ilk  kez 50 yıl cezayı senden almıştım zamanında

HOJ GELDİN



GoLetsGO

GoLetsGO resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Şeyler >OYUNA FAZLA KAPILIRSANIZ OLUCAAA BUDUR>
  11.Nis.2006 Sal 11:04:25

muhahaha   gevur senin ufaklığın bu

<<123456 78910111213141516...39>>