ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
11 Mayıs 2024, Cumartesi 23:30   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  IIIIIIMajesteIIIIII> Forum Mesajları
    IIIIIIMajesteIIIIII'e ait Toplam 58 Forum Mesajı var
<<123 456>>


IIIIIIMajesteIIIIII

IIIIIIMajesteIIIIII resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >Eski Yıldız Ajanlar >Bir İş Yapıyorsanız Adam Gibi Yapın !!>
  24.Nis.2006 Pzt 18:12:46

Bana Yıldız Verilse 12 saat Online Olurum Candy...Ayrıca Bunları Yazıyoruz Diye Birşey Kafaya Takmak Mı Lazım Ben Gördügümü Yazarım Arkadaş Buna Ne Sen Nede Başkası Engel Olamaz.Ha Dersin İşime Gelmiyor O zaman Yorumda Yapmazsın Sayfayı Kapatır Geçersin..



IIIIIIMajesteIIIIII

IIIIIIMajesteIIIIII resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >Eski Yıldız Ajanlar >Bir İş Yapıyorsanız Adam Gibi Yapın !!>
  24.Nis.2006 Pzt 17:28:03
Beyem2004 Nikli Özel Ajan Bundan Sonra Hiç Kimseyi Uyarmadan Büyük Yazdı diye 1 Dakika Çakıp Çakıp Geçme Her Kullanıcı Eski Degil Bu Sitede..Yönetim 19 Tane Özel Ajan Atamışsın 15 i Offline Tebrik Ederim Yönetim.


IIIIIIMajesteIIIIII

IIIIIIMajesteIIIIII resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Fıkralar >Düşündürücü Bir Fıkra !!>
  24.Nis.2006 Pzt 14:12:29
evin televizyonu bozulmuş.tamirci gelmiş. tv yi açmış, bakmış ki
tv nin içi ekmek kırıntılarıyla dolu.
anne anlamış ki, bu ekmek kırıntılarını kendi çocuğu tv nin içine atmış
anne çocuğuna kızmış, niye attın diye.

oysa çocuk , afrika da ki ekmeğe muhtaç çocukları tv de görünce,
afrika da ki çocuklar yesin diye atmış. Crying or Very sad Crying or Very sad


IIIIIIMajesteIIIIII

IIIIIIMajesteIIIIII resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Haber >Güncel haberler >İnsanlığın Kanayan Yarası !>
  24.Nis.2006 Pzt 13:23:42

TEK SORULUK ANKET

Dünya çapinda bir anket yapilmis. Sadece bir soru

sorulmus:

Lütfen dünyanin geri kalan kismindaki yiyecek eksikligine bir çözüm

ile
ilgili kisisel görüsünüzü dürüstçe belirtiniz."


Anket büyük bir basarisizlikla sonuclanmis. Çünkü;

Afrika da insanlar "yiyecek" kelimesinin ne anlama geldigini

bilmiyorlar.
Bati Avrupa da insanlar "eksiklik" kelimesinin ne anlama geldi?ini

bilmiyorlar Dogu Avrupa daki insanlar "kisisel görüs"ün ne anlama

geldigini

bilmiyorlar.

Orta Dogu da insanlar "çözüm"ün ne anlama geldigini bilmiyorlar.
Güney Amerika daki insanlar "lütfen" kelimesinin ne anlama geldigini
bilmiyorlar.

Israil deki insanlar "dürüstlük" kelimesinin ne anlama geldigini
bilmiyorlar.

Ve Amerikada ki insanlar "dünyanin geri kalan kismi"nin ne anlama

geldigini

bilmiyorlar.
                     

Nereye Gidiyoruz Sorulması Gereken Soru Bu..



IIIIIIMajesteIIIIII

IIIIIIMajesteIIIIII resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Kadın Dediğin Böyle Olacak !>
  24.Nis.2006 Pzt 13:19:03
Kadın dediğin güzel olacak arkadaş...
Şöyle savurdu mu eteğini, ruhun rüzgarına kayacak.
Bacakların, ayakların, bilekten bağlı ayakkabıya tutunan parmakların, seyrine doyamayacaksın....
Bakımlı olacak kadın dediğin...
Saçları ipek, topukları pembe, boynu ince, salındı mı kuğu gibi zarif olacak...
Ve zarifliğinin ortasında bir hanımefendi barındıracak...
Güzel olacak ama kaşı, gözü, bacağı, iki meme ucundan önce sözü doğru ruhu aydınlık olacak güzelliği komple olacak
Korkmayacaksın gecenin bir vakti sol cenapta yüzünü gördüğünde
Yeni bir kabus gibi yasamayacaksın gerçeği de
Guzel olacak ama aklını evde tutacak kadar da akıllı
Senı elının tersıyle degıl avcunun ıcıyle kavrayacak
Bıleceksın kı emın ellerdeyım baskası tutmaz benı boyle
Rahat olacksın yanında cok konusmayacak beynını dıdıklemeyecek kucuk kurtcuklarla
Sıradan ve kabullenır yasmın ne demek oldugunu sındırmıs olacak ıcınde
Asla satafat duskunu olmayacak
Dogum gunlerınde bır sıcacık opucugun yerını
Tek tas bı de bears ın alamayacagını algılayacak kadar doygun olacak
Hatırlaman yetecek ozel gunlerı pahalı bır hedıye ıle savusturmadan
Sadelıgın ıcınde farkedılır olabılmeyı gosterıslı bır kıyafetle bır tutmayacak
Durusu oturusu yuruyusu abartılı degıl basıt hıc degıl sadelıkten olusacak
Kendını sus bebegı gıbı ortaya atıp fıngırdesmeyecek baskalarıyla
Ekonomıden polıtıkadan mıllı maclardan ve kulturel olaylardan haberı olacak
Bızı kım yonetır nasıl yonetır demokrası monarsı olıgarsı nedır bılecek
Saf hatun numarasıyla cahıllıgını guzellıgı ıle ortmeye yeltenmeyecek
Gezıp eylenmesını bıldıgı kadar Pazar parasını kozmetıge yatırmaması gerektıgını
Domatesın ekmegın soganın kıymanın kac para oldugunu bılecek
Cak cak telefonla konusup nıye boyle fatura geldı hayret trıbıne gırmeyecek
Esını dostunu kollayacak ama ıcı vıcık vıcık dedıkodu yumagı ıcınde kaybolmayacak
Marka duskunu moda duskunu olmayacak kesınlıkle
Takıp edecek ancak yakısanı sececek
Sokuk paca boyu femuar dıkmeyı bılecek her seferınde terzı aramacak
Elınden her ıs gelecek
Marıfetlerını sadece senı elde ederken degıl senı elde tutarkende gosterecek
Ve tum bunlar ıcınden gelecek ıcınden
Gostermelık olamayacak
Adamın sınırını bozmayacak tepesını attırmayacak cınlerı basına tolamayacak
Kor olası dılını gerektıgınde yutacak
Carsı Pazar gormesını sana don kılot almasını gomlek ayakkabı numaranı bılecek
Ve zevkı senı gıydırecek kadar yerınde olacak kendısını gıdırmeyı bıldıgı gıbı
Orada burada dedıkodu yapmayacak laf tasımayacak ayıkla pırıncın tasını durumlarına sokamayacak
Ortalık yerde kahkahalarıyla sebepsız yere cınlamayacak
Dekoltenın dozunu kacırmayacak ama sıkı sıkıyada kendını ambalajlayacak
Acık sacık olan elbısesı degıl sana olan ılgısı olacak ve bunu gosterebılecek medenıyetı
Onu bır kedıyı sever gıbı seveceksın yanıbasında ve huzurla
Oyle cagırdım gelmedın gec kaldın aramadın sormadın kımleydın hesap ver yapmayacak
Sana yuregı ıle guvenecek ınanclarıyla sokulacak
Bılmem kımın sozune aldırmayacak
Asla arkadaslarının arkasından konusmayacak hele kufur hıc etmeyecek
Sınırını zorlamayacak salya sumuk aglamayacak kıytırık nedenlerden hır gur cıkartmayak...


IIIIIIMajesteIIIIII

IIIIIIMajesteIIIIII resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >Bir Çocugun Atamıza Mektubu ?>
  23.Nis.2006 Pzr 19:08:16
 Atatürk ve çocuk... Tanrının insanlığa en güzel iki armağanı sevginin ve barışın en hoş simgeleri... Kusursuzluğun  en ideali belgeleri tıpkı ressamın beyninde birbirine en çok yakışan iki renk gibi ayrı düşünmek mümkün mü?
     Atatürk ve çocuk... Atatürk ve ben... Onu ilk gördüğüm günü anımsıyorum. Annemin elini sıkı sıkı tuttuğum, tebeşir kokulu sınıfımı  adım attığım ilk gün... Resmini görmüştüm; ama önce gözlerini. Öylesine güzel öylesine derin şimdi öyle iyi anlıyorum ki bunu ne demek istediğini ...23 Nisanda öyle güzel duyuyorum ki sesini... Bir resmin konuşabileceğine inanıyor musun?
 Siz gelin de onu her 23 Nisanda atışları en az Atam’ın sesi kadar sertleşen güzelleşen kalbime sorun.
     Sabah sınıfıma girip sırama oturunca onun yüzüne  bakmayı seviyorum. Umutsuzluklarımın eriyip bittiklerini hissediyorum. Kendime daha bir inanıyorum. O’na her baktığımda bana güvendiğini biliyorum. Damarlarımda taşıdığı kanın hakkını vermeliyim. Çünkü hep duyuyorum! “Sizler yeni Türkiye’nin genç evlatları, yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz” diyor. Beni sevdiğini biliyorum en önemlisi... Sevginin en tatlısı onda doya doya hissediyorum. Çalışmayı seviyorum sayesinde onun kurduğu Cumhuriyet’i ilerletmenin benim görevim olduğunu biliyorum çünkü. Diyorum ki; kendi kendime, iyiliklerim keşkelerimden çok daha fazla olmalı. Bu satırları yazan ellerim bir gün not defterime öğrencilerin notlarını yazan bir öğretmenin elleri olabildiğine inanıyorum. Sevgiyi ve barışı insanı tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendine kuvvet bulacaktır.” Diyor.
     Tarihe baktıkça azmin ve çalışmanın her şeyin anahtarı olabildiğini görüyorum. Öyleyse diyorum bende... Benden onun gibi olabilmeliyim, umutluyum.
     O’nu kaybetmekten korkuyorum. Yaptıkları, benim için annem için babam için, ilim için ülkem için yaptıkları onu öylesine yaşatıyor ki; o ve ilkeleri her geçen gün daha da büyüyor sevgisiyle içimizde.
      O’nun o mavi gözlerinde, benim yüzümden, damarlarında Türk kanı taşıyor hiçbir çocuk yüzünden hayal kırıklığı oluşmayacak. Çok çalışacağım Ata’mın bana emanet ettiğin bu dünyalar güzeli vatana kanımın son damlasına kadar bekçilik edeceğime söz veriyorum. Sevgiye ve barışa, umuda,amaç edinmeye sana baktıkça daha çok inanacağım Atam... İnan Atam Türk çocuğunun senin izinde ve elinde beraber bir vatanın güzel bir dünyanın devamını sağlayacak kadar gücü vardır.
 Atatürk ve ben... Sevginin en doyumsuzu en insanların en güzelisin... Ve başka söz vererek yok, denizler kadar mavi gözlerini ve onlarla bize anlatılanları Atam ellerinden öperiz.
 
           Gülbin AKKAYA
İkiçeşmelik İlköğretim Okulu
                        Kuşadası/7-A


IIIIIIMajesteIIIIII

IIIIIIMajesteIIIIII resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Haber >Güncel haberler >Türkiyenin en zor geçirilmiş 22 Nisanı>
  23.Nis.2006 Pzr 19:00:14

Bir Sitede Buldugum  Ve Gözlerim Dolarak Okudugum Aşağıda ki Yazıyı Sizlerle Paylaşmak İstedim..

İstanbul Hükümetinin Harbiye Nazırı Ziya Paşa her zamanki yumuşaklığı ile, "Beyler.." dedi, ".. İngilizlere kafa tutamayız. Adamların hiç şakası yok. Daha geçen gün, bir bahane icat ederek İzmit i tekrar işgal ediverdiler."

Sarı Atlas döşeli büyük oda, nezaretin ileri gelen subayları ile doluydu. Hürriyet ve İtilaf Partisi yanlısı olan birkaç gerici subay dışında hepsi, Anadolu ya geçmeye çoktan hazır, Ankara nın İstanbul da kalmalarını gerekli gördüğü namuslu askerlerdi. Kapı açıldı, kapının boşluğu içinde yaver göründü:

- "Emrettiğiniz yüzbaşı geldi efendim."
- "İçeri al." Nazır subaylara bilgi verdi:
- "Az önce sözünü ettiğim talihsiz olayın faili." Yüzbaşı bekletmeden içeri girdi, kaygılı bakışlarla kendisini izleyen subayların arasında hızla ilerleyerek nazırın masası önünde durdu, selam verdi:

- "Yüzbaşı Faruk, İstanbul. Beni emretmişsiniz." Uzun boylu, kumral, yakışıklı, biraz bıçkın havalı bir subaydı. Nazır önündeki yazıya bakarak yumuşak sesle, "Oğlum.." dedi, ".. dün akşam Beyoğlu nda, İngiliz İnzibat Subayı Teğmen Miller i, emre rağmen selamlamamışsın. Doğru mu?"

- "Evet efendim, doğru." Nazır, dürüst subaya babacanca yol gösterdi: - "Herhalde görmediğin için selamlamadın, değil mi çocuğum?" - "Hayır efendim, gördüm." Nazırın canı sıkıldı:
- "Niye selamlamadın öyleyse? Selamlamanız için emir verilmişti." - "Rütbesi benden küçük olduğu için selamlamadım Paşam. Askerlik töresince, önce onun beni selamlaması gerekmez miydi?"

Ziya Paşa derin bir kederle ellerini açtı: - "Askerlik töresi mi kaldı a yavrum? Adamlar galibiyet haklarını kullanıyorlar. İngiliz Komutanlığı bu sabah olayı protesto etti. Mesele çıkarılacak zaman değil. Hemen şu müzevir teğmeni bul da özür dile. Olayı kapatalım."

Başıyla çıkması için izin verdi. Ama yüzbaşı yerinden kıpırdamadı:

- "Paşam, bir de beni dinlemenizi rica ediyorum." Nazır bıkkınlıkla, "söyle bakalım" dedi. "Balkan savaşında teğmendim. Çanakkale de üsteğmen, Suriye cephesinde yüzbaşı oldum. Ben bu rütbeleri tek başıma savaşarak almadım. Her rütbemde binlerce şehidin ve gazinin hakkı var. Onların hakkını korumak namus borcumdur. Beni affedin, özür dileyemem."

Harbiye Nazırı bozuldu:
- "Anlamadın galiba. Harbiye Nazırı olarak emrediyorum." Yüzbaşı sükûnetle, "Anladım efendim" dedi, apoletlerini bir hamlede söküp nazırın masasına bıraktı:

- "Artık emrinizi dinlemek zorunda değilim!" Selam vermeden dönüp kapıya yürüdü. Oturan subayların, İstanbul u tutan birkaçı dışında, hepsi saygıyla ayağa fırladı. Hepsinin rütbesi yüzbaşıdan daha büyüktü.

Gözleri dolarak, yüzbaşıya selam durdular...

Bu Cumhuriyetin nasıl kurulduğunu hiç unutmayalım...
 
Vatan Sizlere Minnetar.Mekanınız Cennet Olsun..
 
Ne Olursa Olsun TÜRKİYE CUMHURİYET i İlelebet Payidar Kalacaktır.      
                                                             Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK


IIIIIIMajesteIIIIII

IIIIIIMajesteIIIIII resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Haber >Güncel haberler >Türkiyenin en zor geçirilmiş 22 Nisanı>
  23.Nis.2006 Pzr 18:58:12

Noa Abi Harika Bir Paylaşım Paylaştığın İçin Teşekkürler..

 



IIIIIIMajesteIIIIII

IIIIIIMajesteIIIIII resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >ChatCity nedir ne değildir? >Bu Yazı Bazı Kesimlerin Canını Yakacak !!>
  22.Nis.2006 Cmt 23:06:44

1.Kaç Yıldız Cc de Oldugum Seni Tabii İlgilendirmez..Ben Bazı Şeyleri Söylemek İçin Yazdım O yazıyı kendimi Övmek İçin Degil.

2.Diyorsun Ki Zaten Cc nin kanayan Yarası Be Kardeşim O zaman Yazsana Sen Yazmazsan Seni Kim Duyacak..

3.Dikkatli Okursan Niklerimi Açıkladım..

Ama Eleştirin İçin Sagol İyi de Olsa Kötüde Olsa Eleştirin Saygı Duyarım..



IIIIIIMajesteIIIIII

IIIIIIMajesteIIIIII resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Önemli Bilgiler >Bu Cumhuriyet Nasıl Kuruldu !!>
  22.Nis.2006 Cmt 16:28:08

Bir Sitede Buldugum  Ve Gözlerim Dolarak Okudugum Aşağıda ki Yazıyı Sizlerle Paylaşmak İstedim..

İstanbul Hükümetinin Harbiye Nazırı Ziya Paşa her zamanki yumuşaklığı ile, "Beyler.." dedi, ".. İngilizlere kafa tutamayız. Adamların hiç şakası yok. Daha geçen gün, bir bahane icat ederek İzmit i tekrar işgal ediverdiler."

Sarı Atlas döşeli büyük oda, nezaretin ileri gelen subayları ile doluydu. Hürriyet ve İtilaf Partisi yanlısı olan birkaç gerici subay dışında hepsi, Anadolu ya geçmeye çoktan hazır, Ankara nın İstanbul da kalmalarını gerekli gördüğü namuslu askerlerdi. Kapı açıldı, kapının boşluğu içinde yaver göründü:

- "Emrettiğiniz yüzbaşı geldi efendim."
- "İçeri al." Nazır subaylara bilgi verdi:
- "Az önce sözünü ettiğim talihsiz olayın faili." Yüzbaşı bekletmeden içeri girdi, kaygılı bakışlarla kendisini izleyen subayların arasında hızla ilerleyerek nazırın masası önünde durdu, selam verdi:

- "Yüzbaşı Faruk, İstanbul. Beni emretmişsiniz." Uzun boylu, kumral, yakışıklı, biraz bıçkın havalı bir subaydı. Nazır önündeki yazıya bakarak yumuşak sesle, "Oğlum.." dedi, ".. dün akşam Beyoğlu nda, İngiliz İnzibat Subayı Teğmen Miller i, emre rağmen selamlamamışsın. Doğru mu?"

- "Evet efendim, doğru." Nazır, dürüst subaya babacanca yol gösterdi: - "Herhalde görmediğin için selamlamadın, değil mi çocuğum?" - "Hayır efendim, gördüm." Nazırın canı sıkıldı:
- "Niye selamlamadın öyleyse? Selamlamanız için emir verilmişti." - "Rütbesi benden küçük olduğu için selamlamadım Paşam. Askerlik töresince, önce onun beni selamlaması gerekmez miydi?"

Ziya Paşa derin bir kederle ellerini açtı: - "Askerlik töresi mi kaldı a yavrum? Adamlar galibiyet haklarını kullanıyorlar. İngiliz Komutanlığı bu sabah olayı protesto etti. Mesele çıkarılacak zaman değil. Hemen şu müzevir teğmeni bul da özür dile. Olayı kapatalım."

Başıyla çıkması için izin verdi. Ama yüzbaşı yerinden kıpırdamadı:

- "Paşam, bir de beni dinlemenizi rica ediyorum." Nazır bıkkınlıkla, "söyle bakalım" dedi. "Balkan savaşında teğmendim. Çanakkale de üsteğmen, Suriye cephesinde yüzbaşı oldum. Ben bu rütbeleri tek başıma savaşarak almadım. Her rütbemde binlerce şehidin ve gazinin hakkı var. Onların hakkını korumak namus borcumdur. Beni affedin, özür dileyemem."

Harbiye Nazırı bozuldu:
- "Anlamadın galiba. Harbiye Nazırı olarak emrediyorum." Yüzbaşı sükûnetle, "Anladım efendim" dedi, apoletlerini bir hamlede söküp nazırın masasına bıraktı:

- "Artık emrinizi dinlemek zorunda değilim!" Selam vermeden dönüp kapıya yürüdü. Oturan subayların, İstanbul u tutan birkaçı dışında, hepsi saygıyla ayağa fırladı. Hepsinin rütbesi yüzbaşıdan daha büyüktü.

Gözleri dolarak, yüzbaşıya selam durdular...

Bu Cumhuriyetin nasıl kurulduğunu hiç unutmayalım...
 
Vatan Sizlere Minnetar.Mekanınız Cennet Olsun..
 
Ne Olursa Olsun TÜRKİYE CUMHURİYET i İlelebet Payidar Kalacaktır.       
                                                                    Gazi Mustafa Kemal Atatürk
<<123 456>>