ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
sohbet, okey, tavla, chat
6 Mayıs 2024, Pazartesi 23:50   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  JoKe> Forum Mesajları
    JoKe'e ait Toplam 365 Forum Mesajı var
<<123456 78910111213141516...37>>


JoKe

JoKe resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >Bir Gülümseme Bulun !>
  24.Oca.2012 Sal 18:21:55

Her zamanki gibi bir çarşambaydı. Karım ve ben bir bakım evinde bir kalp krizini daha başarıyla atlattığımızı konuşuyorduk. Bakım evinin sakinlerinden biri olan Miriam bizimle birkaç dakika konuşmak istediğini söyledi.

“Mutlu olmak için üç şeye ihtiyacım olduğunu düşünmüşümdür hep” dedi. “Seveceğim birine, yapacağım bir şeye ve bekleyeceğim bir şeye. Burada seveceğim insanlar var ve etkinlikler de beni aynen istediğim gibi meşgul ediyorlar. Ama beklediğim bir şey yok. Bu konuda bana fikir verebilir misiniz?”

“Buraya gelmeden önce neyi bekliyordun?” diye sorduk.

Miriam “Başkalarıyla birlikte bir şeylere gülmeyi çok severdim” yanıtını verdi.

“Nelere gülerdiniz?” gülümseyerek, “Görebildiğim, duyabildiğim, hissedebildiğim, tadını veya kokusunu alabildiğim her şeye” dedi.

O anda projemize başlama kararı verdik. Espriler aramaya başladık ve tüm duyularımızı bu amaçla kullandık.

Bir posterle işe başladık. Posterde şöyle yazıyordu: Hayat ciddiye alınmayacak kadar önemlidir. Üzerinde: Yaşamdan zevk almaya bakın, çünkü bu bir kostümlü prova değil yazan bir düğme bulduk. Sonra bir çay poşetinin üzerine şu mesajı koyduk: siz bu çay poşetine benziyorsunuz... sadece sıcak suyun içinde ne kadar güçlü olduğunuzu anlarsınız.

Aramaya devam ettikçe, esprilerle dolu karikatürler, ses ve görüntü kasetleri bulduk. İnsanlar bize araba tamponuna yapıştırılan çıkartmalar, resimler, kitaplar, oyunlar, dizi karikatürler getirdiler. İçine kitaplar, kasetler, tebrik kartları ve her yaştan çocuklar için oyuncaklar koyduğumuz espri sepetleri hazırladık. İçi doldurulmuş hayvanlar en sevilen oyuncaklardı, onları toplar izliyordu. Ve elbette köpükten balon yapma oyuncakları olmadan sepetler dolmuş sayılmıyordu.

Bu projeye başlamamızı sağlayan Miriam için de bir gülmece sepeti hazırladık. Kendisi için günün en önemli zamanının sepetindekileri bakımevinin diğer sakinleriyle, ziyaretçilerle, gördüğü herkesle paylaştığı zaman olduğunu söylüyordu. Birisi onun bir gülümseme aradığını ve bulunca da bunu başkalarıyla paylaştığını söyledi. Böylece projemizin adını koyduk: “Bir Gülümseme Bulun ve Onu Başkalarıyla Paylaşın.”

Proje o kadar başarılı oldu ki diğer tesislerin de kulağına gitti ve özel istekler almaya başladık.

Bir bakımevi bizden alışveriş arabası gibi bir gülmece arabası yapmamızı istedi. Gönüllüler bu arabayı koridorlarda gezdiriyor ve pek çok kişiyle gülümsemelerini ve kahkahalarını paylaşıyordu. Bir başka bakımevi ise gülünç video kasetler için bir de video kamerası bulunan bir gülmece odası tasarlamamızı istedi. Kısa süre sonra aileler spor kazaları, gizli kamera şakaları ve bunun gibi hoşlarına giden video kasetler bağışlamaya başlamışlardı.

Yaşlıca bir kadına yardım etmek için bir jest olarak başladığımız şey ömür boyu devam edecek bir projeye dönüştü.

Miriam şimdi en son ödülünü almak için aramızdan ayrıldı, ama onu en son gördüğümüzde bakım evindeki odasının kapısında şöyle bir yazı asılıydı. Kendine Gülebilen Kadın Mutlu Demektir. Onu Her zaman Eğlendirebilirsiniz.

John Murphy



JoKe

JoKe resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >Dünyanın ilk aşk şiiri>
  24.Oca.2012 Sal 18:13:52

Dünyanın ilk aşk şiiri, yıllardır İstanbul Arkeoloji Müzesi`nde sergileniyor.

4 bin yıllık çivi yazısı tablet 14 Şubat Sevgililer Günü`nün yaklaşmasıyla, ayrı bir bölüme kondu. Şiir bugün için bile, erotik dizelerden oluşuyor.


Sümerce çivi yazılı tablet, 1889 yılında, Bağdat`ın 150 kilometre uzağındaki Sümer kenti Nippur`da bulundu.


Tablet 55 yıl önce ABD`li Sümerolog Samuel Noah Kramer tarafından okundu. Aynı dönemde tableti Türkçe`ye ise bugün 94 yaşında olan Türkiye`nin ilk Sümeroloğu Muazzez İlmiye Çığ çevirdi.


Sümer inancına göre, toprağın bereketini ve toprağın verimli olmasını sağlamak amacıyla, Kral`ın yılda bir kez Bereket ve Aşk Tanrıçası Enlil yerine bir rahibe ile evlenmesi kutsal bir görevdi.


Bu şiir büyük bir olasılıkla Kral Şusin için seçilmiş bir gelin tarafından yeni yıl bayramını kutlama töreninde söylenmek üzere kaleme alınmıştı ve ziyafetlerde şölenlerde müzik, şarkı ve dans eşliğinde söyleniyordu...

Damadım, kalbimin sevgilisi
Güzelliğin büyüktür baldan tatlı
Aslan, kalbimin kıymetlisi
Güzelliğin büyüktür baldan tatlı
Benim değerli okşayışlarım baldan tatlıdır
Yatak odasında bal doludur
Güzelliğinle zevklenelim
Aslan seni okşayayım
Benim değerli okşayışlarım baldan tatlıdır
Damadım benden zevk aldın
Annem söyle sana güzel şeyler verecektir
Babam, sana hediyeler verecektir.
Sen beni sevdiğin için
Lütfet bana okşayışlarını
Benim Tanrım, benim koruyucum
Tanrı Ellil`in kalbini memnun eden Şusin`im
Lütfet bana okşayışlarını.



JoKe

JoKe resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Dünyanın En Kötü İşleri>
  24.Oca.2012 Sal 18:02:10

Dünyanın en kötü işleri

İşinizle ilgili çok fazla şikayet mi ediyorsunuz? Öyleyse birkaç saniyenizi bu adama ayırın. Adı Ramesh Sahu olan bu işçi, Doğu Hindistan`ın Kalküta kentinde çalışıyor.

Görevi ise hiçbir koruma kıyafeti hatta eldiven bile giymeden tüm şehrin tıkanan kanalizasyonunu temizlemek...

İşinizden hala memnun değil misiniz? O zaman devam edin, en az bu iş kadar kötü ve rahatsız edici olan başka işler de var...İşte onlar;

Dünyanın en kötü işleri

Ayak hastalıkları uzmanı

Dünyanın en kötü işleri

Pompacı

Dünyanın en kötü işleri

Olay Yeri İnceleme

Dünyanın en kötü işleri

Ölü Mumyalayıcı

Dünyanın en kötü işleri
 

Mobil telefon kulesinin bakım görevlisi

Dünyanın en kötü işleri

Bomba imha uzmanı

Dünyanın en kötü işleri

Dünyanın en kötü işleri

Dünyanın en kötü işleri

Dünyanın en kötü işleri

Dünyanın en kötü işleri

Dünyanın en kötü işleri

Tezek Satıcısı

 



JoKe

JoKe resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >ChatCity nedir ne değildir? >Yepyeni ccPromosyon !>
  24.Oca.2012 Sal 00:33:56

" Sevgili Chatcity üyeleri; Öncelikle belirtmek iseriz ki biz; Chatcity olarak yaklaşık 8 yıldan fazladır internette yaptığımız ürün ve hizmet satışlarımızda, benzerlerimize göre neredeyse hiç fiyat artırmamış tek site olmaktan memnuniyet duyuyoruz.

Yaklaşık 9 yıllık hayatımızda nette sayamayacağımız kadar fazla gelişmeye rağmen ilk günden bu yana ısrarla bizimle olan üyelerimizin varlığı ve mutluluğu, vefasının yanı sıra, geçerken uğrayan ve sonrasında burada kalmaktan mutlu olan tüm üyelerimiz için ürünlerimizde herhangi bir fiyat artırımı yapmadığımız gibi, aşağıda detaylarını paylaştığımız promosyon tekliflerimizi sunarak teşekkür etmek istiyoruz…

Teşekkürler
Infumum
"



VIP Üyelik için sunulan teklifler:

  • 3 aylık VIP alana 1 aylık P tipi Özel Oda bedava…
  • 10 aylık VIP alana 2 aylık VIP bedava... Yıllık VIP üyelik 10 ay fiyatina…

 

Özel Odalar için sunulan teklifler:

  • Herhangi bir ozel odayi 9 aylik alana 3 ay ozel oda bedava: yani yillik ozel oda 9 ay fiyatina
  • Herhangi bir ozel odayi 12 aylik alan kisiye nickini noktasiza cevirme
  • Herhangi bir Özel Odayı yıllık aldığınızda, nickiniz noktalıysa, dilerseniz nicklerinizdeki noktaların kaldırılmasını talep edebilirsiniz…

 

Özel Karakter (Tip) için sunulan teklifler:

  • Herhangi bir tipi 9 aylik alana 3 ekstra ay bedava: yani yillik tip 9 ay fiyatina

 

VIP+TIP alımlarında sunulacak teklif:

  • 3 aylik vip ve tip alana, 1 aylik P tipi ozel oda ve ayni tip 4. ay icin (1 ay ekstra) bedava

 

ccClub`lar için sunulacak teklifler:

  • ccClub`u 6 ay pesin acana 1 ay ekstra hediye
  • ccClub`u 12 ay pesin acana 3 ay ekstra hediye





    Yukaridaki tum promosyonlar alış veriş yapılan kullanıcı kimlikleri için geçerlidir. Herhangi bir hediye, veya herhangi bir ürünün indirimlerinden doğacak hediye hakkı kısmen veya tamamen başka bir ürüne veya kullanıcı kimliğine(nicke) aktarılamaz… Bu promosyonlardan bir tanesi baska bir promosyon ile birlestirilemez. Bu promosyonlar, aksi belirtilmedikçe veya ilandan kaldırılmadıkça bu şekilde uygulanacaktır… 


JoKe

JoKe resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Dijital Yaşam >Dijital Yaşam >Facebook insanı mutsuz ediyor>
  23.Oca.2012 Pzt 15:02:29

Yapılan yeni bir araştırmaya göre, Facebook’ta sık zaman geçiren kişiler, diğer arkadaşlarının kendilerinden çok daha iyi bir hayata sahip olduğunu düşünerek mutsuz oluyor.

Amerika’nın Utah Valley Üniversitesi, Facebook’un insanları neden mutsuz ettiğine dair yeni bir araştırma gerçekleştirdi. Sosyologlar tarafından yürütülen araştırmada, sosyal ağda geçirilen zamanla birlikte insanların asıl hayatındaki konumu arasındaki ilişki dikkate alındı.

Yaklaşık 425 öğrencinin katıldığı araştırmada, öğrencilere Facebook’ta kaç arkadaşları olduğu ve sosyal ağda ne kadar zaman geçirdiği soruldu. Bunların yanı sıra ilişki durumu, yaş, cinsiyet, ırk ve dini inancı da dikkate alınan öğrencilere hayatı adil bulup bulmadıkları gibi sorular da yöneltildi.

NE KADAR ÇOK VAKİT GEÇİRİYORSANIZ O KADAR MUTSUZSUNUZ
Bilgi Çağı`nın haberine göre, Facebook’ta ne kadar çok zaman geçirirseniz mutsuz olma olasılığınız o kadar yüksek. Zira, Facebook’ta sık zaman geçiren kişiler diğer arkadaşlarının kendilerinden çok daha iyi bir hayata sahip olduğunu düşünerek mutsuz oluyor. Uzun süre Facebook’ta kalan kişiler, hayatın adil olmadığını ve diğerlerinin kendilerinden çok daha mutlu olduğuna inanıyor. Üstelik bu kişiler, kendilerinden çok daha mutlu olduğuna inandıkları bu kişileri tanımasalar bile bu kanıya kapılabiliyor.

Yine araştırmanın dikkat çekici sonuçlarından biri de Facebook’ta sosyalleşmektense gerçek arkadaşlarıyla yüzyüze sosyalleşen kişilerin daha mutlu ve hayata daha olumlu baktığı gerçeği. Bu kişiler Facebook’taki kişilere göre daha sosyal olurken, sosyal ağda sürekli olarak paylaşılan mutlu fotoğrafların da kişilerin mutsuz hissetmesinde etkisi olduğu belirtiliyor. 

 



JoKe

JoKe resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Tuvalette 902 Gün Yaşayan Kadın>
  23.Oca.2012 Pzt 14:59:19
Singapur`da yaşayan Mee Yan Leong isimli kadın, 25 Mart 2009 tarihinde oturduğu tuvaletten tam 902 gün boyunca kalkmadı.
Tam 2 buçuk yıl boyunca tuvaletin üzerinde oturduğu ortaya çıkan kadının öne sürdüğü neden şaşırttı.

Daily Mail’deki bir habere göre, Yemek yeme gibi ihtiyaçlarını burada karşılayan 58 yaşındaki kadın, garip davranışının nedenini ise, “bir gücün beni ele geçirdiğini hissettim” şeklinde açıklayarak, bu ‘gücün’ tam olarak ne olduğunu anlayamadığını ifade etti.

Mee Yan Leong’un eşi Kian Ann Ong ise eşinin tuvalette oturduğu süre boyunca çıplak olduğunu, yalnızca 18 kere duş aldığını ve bu zamanların kadının tuvaletten kalktığı nadir anlar olduğunu söyledi. Ong, eşinin tuvaleti terk ettiği halde ‘insanların kendisine taş ve tazyikli suyla saldıracağı’ korkusu taşıdığını belirtti.

Mee Yan Leong, 2 buçuk sene boyunca 27 yaşındaki oğluyla bile konuşmadı.

Eşi hakkında endişelenmeye başlayan Ong, en sonunda acil servisi arayarak yetkilileri çağırdı. Kadını zorla tuvaletten kaldıran acil servis ekibi, onu bir havluya sararak hastaneye götürmeyi başardı. Leong burada tedaviye alındı.


JoKe

JoKe resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >Atatürk`ün Bilinmeyenleri...>
  22.Oca.2012 Pzr 19:27:37

Dolmabahçe Sarayı ve Atatürk kitabı Atatürk`ün pek bilinmeyen İstanbul hayatını anlatıyor.

Kitapta Atatürk`ün maiyetindekilerdekilere davranışı ile ilgili ilginç bilgiler var. Bunlardan biri olan Dolmabahçe Sarayı ve Atatürk kitabı Dolmabahçe Sarayı`nın Cumhurbaşkanlığı makamı olarak kullanıldığı dönemleri anlatıyor.

Kitapta Atatürk`ün `çucuk` diye hitap ettiği maiyetindekilerden azarlayacağı ya da imtihan edeceği kişiyi sofrada karşısına oturttuğunu öğreniyoruz.

Yeni Şafak gazetesinin haberine göre; kültür ve medeniyetimizin en önemli eserleri olan saraylarımız, muhteşemlikleri ile göz kamaştırırlar. Çinileri, el emeği göz nuru işlemeleri, kristal avizeleri, her biri birbirinden değerli halıları? Ancak saraylara sadece bu gözle bakamayız. İçinde nice tarihi olaylar yaşanmış, nice hatıralar birikmiştir. Bu yüzden sarayları gezmeden önce onları daha iyi tanımak, yaşanmışlıkları öğrenmek gezimizi daha faydalı ve daha zevkli hale getirecektir. Bunun için en ideal kaynaklardan biri Haluk Şehsuvaroğlu`nun Tarihi Odalar kitabı. Haluk Şehsuvaroğlu`nun 1954 yılında yazmış olduğu Tarihi Odalar kitabı Milli Saraylar tarafından yeniden basıldı. Kitap sarayların değişik oda ve salonlarının ne maksatla kullanıldığını ve bu mekanlarda hangi tarihi olayların gerçekleştiğini anlatıyor.

KURDUĞU DONANMA İHANET ETTİ

Sultan Aziz kitabı çok hususi bilgiler içeriyor. Sultan Aziz tahta geçtiğinde halkın kendisinden büyük beklentisi vardı. Babası Mahmud gibi yeniden bu ülkeyi bayındır kılacağı, geleneksel padişahlar gibi yiğitliği, cesurluğuyla Osmanlı`yı mağrur edeceği bekleniyordu. Bu nedenle tahta çıktığında büyük bir şaşaa ile karşılandı. Padişahlık döneminde Avrupa`yla çok içli dışlı olan Aziz, ilk defa yurt dışına çıkan padişah oldu. Aziz`in en önemli yenileşme çalışmalarından biri donanmaya çok önem vermesiydi. Avrupa`nın en büyük donanmalarından birini oluşturdu. Kendisine karşı isyan söz konusu olduğunda çok sinirlenmiş ve "Devletin şevketini, hukukunun muhafazası temin eylemek azmiyle misli görülmemiş bir zırhlı donanma yaptırdım. Berri kuvvetlerin takviyesi maksadıyla ordulara nev-i icad top ve tüfek mühimmat aldırdım. Amal-i mülukanem asayişin idamesi iken bazı ulemanın tehevvuhata cüretleri takbihe ve muazeheye layık ise de bu kere affa nail oldular. Lakin tekrar böyle bir hale cesaretlerinde düşman için hazırladığım silahları onlar üzerinde kullanırım" diye tehdit etmişti. Ancak ne hazin ki kendisinin Hal`inde kendi kurduğu donanmanın namluları ve üst rafataki topçu kışlasının namluları Dolmabahçe Sarayı`na dönmüş, direnmesi halinde ateş edilmekten çekinilmeyeceği söylenmişti.

ATATÜRK NEDEN TEKRAR SARAYA GELDİ?

Cumhurbaşkanlığı Makamı olarak Dolmabahçe Sarayı ve Atatürk kitabı ise Atatürk`ün pek bilinmeyen İstanbul hayatını anlatıyor. 1927`ye kadar İstanbul`a hiç gelmeyen Atatürk, geldiğinde de Dolmabahçe Sarayı`nda kaldı. Dolmabahçe geleneksel monarşinin temsil edildiği mekan. Kitapta Atatürk`ün sarayı cumhurbaşkanlığı makamı olarak tercih etmesinin sebebinin iktidarı temsil etmesi vesilesiyle olduğunun tahmin edildiği söyleniyor. Ancak Mustafa Kemal burayı kullanmaya başladığında kendi yakınları ve Cumhuriyet taraftarlarından "Madem saraylarda kalacaktık Osmanlı`yı neden devirdik" gibi eleştirilere maruz kalmış.

Kitapta sarayın nasıl kullanıldığı, hastalık döneminin bütün ayrıntıları, raporlar da dahil olmak üzere yeralıyor. Saray arşivlerindeki Atatürk`ün Dolmabahçe`deki işleri ve hayatıyla doğrudan alakalı belgelerden sarayı kullanış biçimi, Dolmabahçe sarayına her gelişi öncesi girişilen hazırlıkları ve harcamaları, aylık yeme içme listeleri tespit edilebiliyor. Atatürk, Dolmabahçe Sarayı`nı padişahların kullandığı şekliyle kullanmış. Harem bölümündeki Hususi Daire`de kalmış, devletin temsilinde ve yönetiminde kullanılan Mabeyn bölümünü ise çalışmaları, ilmi araştırmalar ve kongrelerde kullanmış. Riyaset-i Cumhur makamı seçilen Dolmabahçe Sarayı`nda Harf İnkılabı, Türk dili ve Türk Tarihi ile ilgili çalışmalar yapılmış.

KIZINCA HEBENNEKA DERDİ

Atatürk`ün yeme alışkanlığı da farklıymış. "Gece sofraları nedeniyle geç kalkan Atatürk uyanır uyanmaz odasındaki divanın üzerine geçer, orada bağdaş kurarak kahve sigara içerdi. Sonra tıraşını, masajını yaptırır, banyodan sonra çalışma odasına geçerdi. Hem kahvaltı hem öğle yemeği olarak bir dilim ekmek ve bir kase ayran ya da yoğurt yerdi. İkindi vaktinde de bir bardak ayran içerdi."

Atatürk`ün bazı kelimeleri kendine has bir üslupla söylediğini de kitaptan öğreniyoruz. "Atatürk`ün kendilerine mahsus telaffuz ettiği bazı kelimeler vardı. `Tabanca`ya `tapanca`, `kırbaç`a `kırpaç`, `henüz`e `henus`, `yoğurt`a `yuğurt`, `sarhoşa`a `sarfoş` ve `muhakkak`a `muhakkaka` hebenneka Çucuk derdi. Bilhassa muhakkaka kelimesini çok seven Atatürk, yeni dil teorisinde `muhakkak` sözcüğünün `muhakkaka` ile değiştirilmesini çok arzu ediyordu. Atatürk etrafındakilere ve maiyetinde bulunanlara genellikle `Çucuk` diye hitap ederdi. En ağır kelimesi ise ebleh anlamında kullandığı `hebenneka` idi."

Sofraya davetsiz kimse oturamazdı

Kitapta Atatürk`le ilgili hususi bilgiler de ilginç. "Atatürk genellikle geceleri yatmaz ve sabahları çok geç kalkardı. Halkın arasına karışmayı çok sever, pastanelere lokantalara girer çıkar, trene tramvaya binerdi. Atatürk`ün akşam sofrasına hiç kimse izinsiz ve davetsiz oturamazdı. 10 kişiden aşağı düşmeyen bir davetli topluluğu her zaman hazır bulunurdu. Nuri Conker, Kılıç Ali ve Salih Bozok`un mutlaka sofrada olmasını isterdi. Her akşam başka konuklar davet edilirdi. Bunlardan izin alamadan sofrada bulunmayanlara çok kızar, geç vakit bile olsa, nerede ne vaziyette olurlarsa olsunlar onları buldurur ve mutlaka sofraya gelmelerini sağlardı. Sofrada yakın arkadaşlarını karşısına, Başbakan varsa sağında oturturdu. İmtihan etmek istediği kişileri bazen karşısına, iltifat etmek istediği kişileri yanına oturturdu. Diğer misafirler ise istedikleri yere otururlardı. Sofranın dağılma zamanı ise belli değildi."

Kamu yayıncılığı ödülü

Sarayları daha yakından tanımamızı sağlayacak başka kitaplar da var tabii. Milli Saraylar çok önemli 4 yeni kitap daha yayınladı. Bunlardan 2`si yine Haluk Şehsuvaroğlu`nun 1950`li yıllarda yayınlanmış olan kitaplarının yeniden basımı. Biri "Sultan Aziz- Hayatı, Hal`i, Ölümü", diğeri ise "İstanbul Sarayları". Diğer iki kitaptan biri olan Şule Gürbüz`ün Saat Kitabı, saraylardaki her biri birer sanat eseri olan mekanik saatleri anlatıyor. Ünal Karıncalı`nın hazırladığı "Cumhurbaşkanı Makamı Olarak Dolmabahçe Sarayı ve Atatürk" kitabı ise Atatürk`ün Dolmabahçe Sarayı`nı Cumhurbaşkanlığı makamı olarak kullandığı dönem içinde tutulan belgelerden yola çıkılarak hazırlanmış. Milli Saraylar`ın 2011 yılında bastığı 16 eser ile Türkiye Yazarlar Birliği Kamu Yayıncılığı ödülünü aldığını da belirtmemiz gerek. Genelde 19. Yüzyıl`a ait sarayların bağlı olduğu Milli Saraylar bu nedenle çalışmalarını daha çok 19. Yüzyıl üzerinde yoğunlaştırmış.



JoKe

JoKe resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Film, Sinema, Dizi, Belgesel, Program >3 yeni film vizyonda>
  21.Oca.2012 Cmt 14:47:45
Türk sinemaseverler, bu hafta animasyon, korku ve komedi sahnelerinin bulunduğu 3 yeni filmle buluşacak.

İÇİMDEKİ ŞEYTAN

William Brent Bell`in yönettiği ve Fernanda Andrade, Simon Quarterman, Evan Helmuth ile Suzan Crowley`nin oynadığı “İçimdeki Şeytan (The Devil Inside)” filmi, korku sahneleriyle dikkati çekmeye çalışacak.

Vatikan’ın gösterime girmesini onaylamadığı filmde, 1989 yılında acil yardım hattı, Maria`dan 3 kişiyi vahşice öldürdüğünü belirten bir çağrı alır. Yirmi yıl sonra Maria`nın kızı Isabella, o gece olanların peşine düşer. Annesinin akıl hastası mı olduğunu, yoksa kötü ruhlar tarafından mı ele geçirildiğini öğrenmek için annesinin de müşahede altında tutulduğu, akıl hastalarının yattığı hastahaneye gider.

FİLMİN FRAGMANI / WEB TV


DÜŞLER BAHÇESİ

Cameron Crowe`un yönettiği ve Matt Damon, Scarlett Johansson, Elle Fanning ile Thomas Haden Church`nin oynadığı “Düşler Bahçesi (We Bought a Zoo)” filmi, komedi sahneleriyle sinemaseverlerin beğenisine sunulacak.

Filmde, Benjamin eşini kaybetmiş ve iki çocuğuna bakmaya çalışan bir babadır. Çocuklarıyla yeni bir bir eve taşınmaya karar verir, ancak ev aslında bir hayvanat bahçesidir. Hem bu hayvanat bahçesini yoktan var edip hem de ailesini mutlu etmeye çalışan Benjamin, ev sayesinde, güzel lunapark uzmanı Kelly ile tanışır. Hepsini, duygulu ve eğlenceli bir macera beklemektedir.

FİLMİN FRAGMANI / WEB TV


NEŞELİ AYAKLAR 2


George Miller`ın yönettiği ve Erdoğan Sarp (Eric), Ali Gül (Lovelace), Emrah Özertem (Mumble) ve Ali Düşenkalkar`ın (Sven) seslendirdiği “Neşeli Ayaklar 2 (Happy Feet Two)” filmi, animasyon sahneleriyle izleyicilerin karşısına çıkacak.

Filmin konusu şöyle: “Step dans ustası olan Mumble`ın küçük oğlu Eric`in koreografi fobisi vardır. Bu yüzden dansa isteksiz olan Eric, evinden kaçar ve penguen Sven ile karşılaşır. Mumble`ın oğlunun yeni rol modeliyle yarışta pek de şansı yoktur. Mumble, her şeyi tekrar yoluna koymak için penguen birliklerini ve çeşitli yaratıkları bir araya getirince, Eric babasının gücünü anlar.”

FİLMİN FRAGMANI / WEB TV

*Hürriyet


JoKe

JoKe resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >ChatCity nedir ne değildir? >CHATCITY 2011 OSCAR ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU !>
  21.Oca.2012 Cmt 04:19:58

Oylamaya katılan tüm kullanıcılara teşekkürlerimizi iletiyoruz.

İşte Oscar kategorileri ve sahipleri :

 

EN PAYLAŞIMCI ÜYE :

Juanita

&

manolya41

 

EN POPÜLER ÜYE :

ccgokhan

 

EN NAZİK ÜYE :

esinpiri

 

EN BİLGİLİ ÜYE :

nnobility

&

Juanita

 

EN KOMİK ÜYE :

·atarkan·

 

EN GEYİK ÜYE :

·atarkan·

 

EN SAZAN ÜYE :

mcuk

 

EN SİNİR ÜYE:

mcuk

 

EN ROMANTİK ÜYE :

TYRONAREX

&

beyza66

 

EN GEVEZE ÜYE :

·atarkan·

 

EN GÜZEL KULLANICI ADI :

·PostisliRapunzel·

&

Duffy_Duck

 

EN İYİ ŞEF :

infumum

 

EN İYİ AJAN :

esinpiri

 

EN İYİ EDİTÖR :

·JoKe·

 

EN KARİZMA ŞAHSİYET :

·sercecen·

 

EN EĞLENCELİ FORUM BAŞLIĞI :

"Chatcity Sakinleriyle Nostalji"

 

EN POPÜLER BAŞLIK :

"Dinlediğiniz Parçadan Bir Parçacık Bölüm :*"

 

EN GEREKLİ BAŞLIK :

"Subliminal Tehditi"

 

EN EĞLENCELİ ETKİNLİK :

Clublardaki Radyo Yayınları

 

 

Oscar alan arkadaşlarımızı tebrik ediyoruz.Birdahaki oscar ödüllerinde yine bir arada olmak dileğiyle...



JoKe

JoKe resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Karlar Düşer...>
  17.Oca.2012 Sal 12:48:23

Tam kuşluk uykusundaydım ki köpeğimin balkon kapısıyla olan ilginç arbedesine uyandım.Uyuşuk uyuşuk cama doğru ilerlerken onu farkettim.Miyop gözlerimi ovuşturup dikkatlica baktığımda karın yağdığına artık inanmıştım.İstanbul uzun süre sonra bembeyaz bir gelinlik giymiş gibiydi ve çok güzeldi.(vuu!)Bi gariplik söz konusuydu.Kimilerine göre "nimet" kimilerine göre "tatil" gibi isimlerle anlamlı kılınan bu saf güzellik benim için nedense bişey ifade edemiyordu.Biraz bekledim,bu güzelliğe sıfatlar yüklemek için,bekledim,olmadı.O an anladımki Ediz Hun`un Edi Zun olmadığını anladığım zaman değil,şu an büyümüştüm.Çünkü kara sevinemiyordum.Kabullendiremedim kendime.Sevinemediğimi kabullenmek istemedim.Sevinememiştim,büyüdümmü ? Büyümek istemedim o an.Büyümek sorumluluk almaktı.Büyümek sevinçlerin,istek ve arzuların,düşüncelerin kar kadar saf ve beyaz olmayacağıydı.Büyümek,ertesi gün iş olduğunu düşünüp "Bu havada işemi gidilir lan!" diyerek küfretmekti..Ben büyümek istemedim..Çocuk sevinçlerimden vazgeçmek,o saflığı kaybetmek beni üzdü..3 sene öncesine geri dönmek istedim,kara doya doya sevinebilmek için...Seneler sonra hiçbirşeyin bu kadar temiz olmayacağının bilincinde olarak,sevincin tavanına vurmak için,dönmek istedim..Pişmanım..Ertelediğim herşey için pişmanım..Belkide 3 sene sonra cama çıkıp yüzüne bile bakmayacağım..Eğer hala hissedebildiğim birşeyler olsaydı,belkide bu kadar çaresiz ve içimdeki çocuğu bu kadar öksüz hissetmezdim..

Düşen her bir kar tanesinde bunları düşündüm..Sadece 10 saniye içinde film şeridi gibi geçirmeyi başardım gözümün önünden..Sonramı ? Geri dönüp uyudum,arkama bile bakmadan...

<<123456 78910111213141516...37>>