ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
sohbet, okey, tavla, chat
15 Mayıs 2024, Çarşamba 02:34   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  leylaaam> Forum Mesajları
    leylaaam'e ait Toplam 92 Forum Mesajı var
<<123456789 10>>


leylaaam

leylaaam resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >ÖLmeyen Sevgi>
  10.Ara.2010 Cum 01:51:14

Görmediğimden değil,

Yanımda olsan yine özlerdim

Ve bil ki! bu kadar sevmem senden değil,
Gitsen benden,
Ben gidişini bile severim.
Aramızda hep aynı fark,
Sen gitmeyi bilirsin...!
Ben sevmeyi...!
Kimseye soramıyorum seni.
Kirlenme diye hiç öpmedim ya!
Belki başkasını seversin diye,
Hiç söylemedim sana sevdiğimi.
Bilmiyorsun, boğazımda düğümsün.
Yutkunsam gideceksin,
Yutkunmasam, ölürüm.
En mutlu anlarımda bir dert içimde,
Gülsem kahkaham sırıtır tebessümlerin içinde,
Anlatsam derdimi anlatamam ki...!
Herkesin güldüğünü bilmek kolay ama,
Kimsenin ıslanmadı ki gözleri benim kadar.
Akşamın matem rengine büründüğü sattelerde,
Gökyüzündeki kandiller tek tek yanmaya başladığında,
İçimde sessiz bir çığlık,
Özlemeyi özledim, özlemeye değer ne kaldıysa...
Boşluğunu dolduramaz demiştim giderken,
Gelme...!
Sana bol gelecek artık bu aşk.
Düşün ki esmeye hakkı olmayan bir bahar meltemiydi bizimki.
Yüreğimize sadece eli değdi,
Değdi ve geçti...
Sen benim kalbimi parçalardında,
Yinede ben toplardım yerlerden kalbimin kırıklarını.
Sırf ayaklarına batmasın diye...!
Bir sönüşe sığmadım sönmedim.
Bir gidişe sığmadım gitmedim.
Öyle korkunçtu ki sesi sessizliğin,
Bir haykırışa sığmadım.
Sustum...!
Gelmeni bekledim, gönlümün boş koridorlarında
Gelmedin...!
Sen gitmeyi bilirsin...!
Ben sevmeyi...!
Umutlarımın boynu bükük şimdi.
Gelme...
Alıştım yokluğuna.
Gittin...
Ben ardından sadece baktım.
Oysa söyleyecek o kadar şeyim vardı ki!
Gidersen iyiye dair ne varsa içimde,
Yitireceğim hepsini.
Gidersen sönecek içimdeki ateş,
Ve bir daha hiç kimse yakamayacak.
Gidersen karanlığa mahkum edeceksin günlerimi,
O karanlıkta yolumu kaybedeceğim.
Diyecektim sana,
Konuşamadım.
Yüreğim ıslaktır benim, kuytularda ağlamaktan.
Ve hafif uçuktur rengi,
Kurusun diye kaç kez, güneşe asılmaktan her kıtada.
Gün penceremde gecenin siyahını eritirken,
Ben uyumamış gözlerimle sensizliğimi biriktiriyorum.
Kaç sitem,
Kaç boşvermişlik indiriyorum yüreğime.
Öyle çok konuşacaktım ki...!
Anla o kadar sustum işte...
Geldiğin gün ancak o zaman anlayacaksın,
Beklendiğini,
Ve ancak o zaman anlayacaksın geciktiğini...!
Uzağında kaldım herşeyin,
Senin sevginin uzağında.
Direnemedim sensizliğe,
Kahırla isyanla geçti her günüm.
Alıkoydu herşeyimi sensizlik nöbetleri.
Bakma öyle birşey olmamış gibi,
Sen gittin Ben bittim...!
Sen gitmeyi bilirsin...!
Ben sevmeyi...!







leylaaam

leylaaam resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >ÖLmeyen Sevgi>
  10.Ara.2010 Cum 01:47:05


karşılığı çıkmadı dönüşünü garanti gösterdiğin vaatlerinin
hepsinin mührü silindi
soluk

solgun
yüreğin dayanırsa ve bıkmadıysan oku
yine bir ayrılık şiiri bu.!
/vazgeçtim artık inanmaktan/



nankör bir yoldu sevdan
yürüdükçe ulaşılmayan
çıkmaz bir sokaktan sana değil de
hiç durmadan ayrılığa çıkan
kan ter içinde kaldım
/.vazgeçtim artık koşmaktan/




her yeni başlangıç bir hayalkırıklığıydı sanki
ödüm patlıyor üzülmekten
sevmek hüzün
sevmek dert
öyleyse beni sevmiyorum ben
sevsem severmiydim seni
Leyla cesareti benim ki
/.vazgeçtim artık sevmekten/



hep ayrılırken özlerdim seni
senli dakikalar kalırdı seninle
benim yanımda götürdüğüm bir parça hüzündü
ve şafak sayardım birdaha göreceğim güne
teskere alamadım bu aşkta
şehit düştüm
/vazgeçtim artık ayrılıkla savaşmaktan/



senleyken yaşadığım her anı unutulmaz kılmak için
kendime her dönüşümde bir şiir daha adardım aşkımıza
aldandım
bir kumbara dolusu şimdi unutmaya çalıştıklarım
öyle çok unutmalıyım ki seni
adını gözünü sözünü
sen kimdin ya da ben?
/vazgeçtim artık unutmaktan/



özür dilerim neyi unutacaktım ben?
kurduğum hayallerin dışına düştüm
elime battı hayalkırıklıklarım
akan kanlar avuçlarımdan sildi el çizgilerini
kanlı bitti şiir.!
/.vazgeçtim sana tutunmaktan/


leylaaam

leylaaam resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >ÖLmeyen Sevgi>
  10.Ara.2010 Cum 01:43:17




Sevmek dedim
Yoluna ölmek dedi
Yol dedim
Alıp başını gitmek dedi



Gitmek dedim
Bir Ahh çekip dostlardan ayrılmak dedi
Dost dedim
Durdu bana baktı, dost diye mırıldandı
Yüreğime nasıl koysam bilemediğim dedi



Yürek dedim
Dünyaları içine sığdıramadığım dedi
Dünya dedim
Hayatın bir yüzü dedi



Yüz dedim
Ardında ne gizli bilemediğim dedi
Giz dedim
Hep çözmeye çalıştığım dedi
Çalışmak dedim
Bitmeyecek öykü dedi
Öykü dedim
Binlercesini içimde gizliyorum dedi
Gizlemek dedim
İşte, her şeyin bitimi dedi



Sevda dedim
Ellerimde bir çiçekle
Peşinden koştuğum dedi
Koşmak dedim
Hayat, bir maraton dedi
Hayat dedim
Öyle kısa ki dedi
Niçin kısa? diye sordum
Yaşanacak çok şey var, zaman yok dedi



Yaşanması gereken ne var? diye sordum
Aşk dedi
Kaç kere? diye sordum
Bin kere dedi, milyon kere Aşk
Neden bir kere değil? diye sordum
Bütün aşkların toplamı, en yüce ve tek aşk dedi
Önce ona varsan olmaz mı? diye sordum
Keşke olsa dedi, ama önce yoğrulmak gerek
Acı çekmek mi? diye sordum
Evet, aşk acısında yok olmak dedi
Yok olunca! dedim
İşte gerçek aşkta o zaman yaşamaya başlarsın dedi



Gerçek aşk dedim
Büyük o dedi
Durdum Durdum Ve sustum
Neden sustun? diye sordu
Yüreğim titredi sanki dedim
Neden? diye sordu
Bilmiyorum dedim büyük o
Evet dedi büyük O
Nerede diye sordum
Her yerde dedi
Nasıl diye sordum
Yüreğini aç dedi



Yüreğimi açmak dedim
Bir tebessümle bak her şeye dedi
Tebessüm dedim
Her kapının anahtarı dedi
Kapı dedim
Girmeden bilemezsin dedi
Ya korku dedim
Bilinmeyenden korkar insan dedi
Ben kimim? diye sordum
Sevgiyle beslenensin dedi
Durdum durdum dine sustum
Kimsin diye sordum
SEN`im dedi



leylaaam

leylaaam resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >Seni Unutamadim>
  9.Ara.2010 Per 15:52:04

UMUT ÇİÇEĞİ

 

Bir adam vardı.
Yitirilmiş umutlar üstüne kurulmuştu dünyası. Oysa o ne yıldızları istemişti ne de güneşi. Sadece kendi küçük hayatına anlam istemişti. Bir nedeni olmalıydı bu yıkılışların bilmiyordu. Bulamıyordu....

Şimdi hayattan ne umudu kalmıştı ne de beklentisi. Son umudunu da bir sonbahar sabahı rüzgarlarla savrulan bir yaprakla birlikte apansız kaybetmişti. Üzgündü, üşüyordu ama ağlamıyordu. Nedensizdi.. Aklına birden Sevim hanım geldi.dudaklarına tatlı bir tebessüm gözlerine ise acı ve mutluluk...

 Aaahh! O da onu bırakmamış mıydı. Hem de insafsızca, haber bile vermeden. Dile kolay otuz evet tam otuz sene birlikte paylaşmışlardı hayatı. Bir yastıkta bir yürekte bir şarkıda... Oysa şimdi o ölümü kendine dost edinmişti. "O da üşüyor mu"diye içinden geçirdi adam. "Beni özlüyor mu?"

Adam yavaşça, sanki birşeyleri incitmekten korkarcasına bir banka ilişti. Boş gözlerle etrafı inceledi kendince. Herşey çok monoton, sıkıcıydı. Biraz sonra birden, gözüne daha önce hiç görmediği bir çiçek gözüktü. Onu yerden aldı.....Nekadarda güzeldi. Dünyanın bütün acılarına güzelliğiyle meydan okuyordu adeta."Ben de varım bu dünyada hey! bana bakın" diyordu sanki. Daha da yakından bakınca bu çiçeğin herzaman yol kenarında rastladığı bir çiçek olduğunu gördü. Nasıl olmuştu da, daha önceden bu güzelliğin farkına varmamıştı. Çiçek ona gülümsedi "yeni tanışıyoruz galiba"dedi. Adam irkildi. Çiçek konuşuyordu. Kulaklarına inanamadı adam. "Yaklaş bana"dedi, çiçek. Adam durdu. Gözlerinden nedenini anlayamadığı bir yaş düştü. Bir de yüreğine büyümek üzere bir sevgi tohumu.

 Başını kaldırdı, güneş doğmak üzereydi. Güneşle birlikte içinde birşeyler kıpırdadığını hisetti. Derin bir nefes aldı, doğruldu. Artık  dünyaya meydan okuyabilirdi. Ona bu gücü bu küçük çiçek vermişti. Çiçeğinin adını "umut çiçeği " koymuştu. Çiçek bu ismi beğenmişti. Adama "sana öğretecek çok şeyim var.elimi sıkı tut" dedi. Adam biliyordu yaşama dair bilmediği, yitirdiği her şeyi öğretecekti ona çiçeği. "yalnız" dedi çiçek "ben sana hayat verirken öleceğim, fazla zamanım yok". Ama şunu unutma senin yaşama sevincin, yaşama dair umutların devam ettikçe, ben de senin kalbinde yaşamımı devam ettireceğim. İşte sana ilk dersim. 

"Hiçbir olumsuzluk  uğruna umutlarını yıkmayacaksın". 

"Bunu çevrendekileri düşünerek değil kendin için yapacaksın.bana söz ver" dedi . adam "söz sana umut çiçeğim söz.Hiçbir güçlük beni yıldıramayacak. Yaşam nekadar zorlayıcı olursa ben de o kadar inatçı olacağım. Ayak direyeceğim kötülüklere. İnsanlara destek olacağım. Onlara nasıl yaşamaları gerektiğini anlatacağım. Bunları nasıl yapacağım biliyor musun sevgili çiçeğim? Onlara içlerindeki çiçeği bulmalarını söyleyerek. Tıpkı benim seni bulduğum gibi..Yaşam kısa biliyorum ve ben bu yaşamı en iyi şekilde değerlendireceğim."

Adam gözlerini gökyüzüne çevirdi.Içi gibi karanlık olan gökyüzü yerini pırıl pırıl umut dolu aydınlığa bırakmıştı....



leylaaam

leylaaam resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >Seni Unutamadim>
  9.Ara.2010 Per 15:33:56


·HamdiSopayiGetir· resimleri


Mesaj Gönder
arkadaşları
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

    9.Ara.2010 Per 12:02:08
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
·leylaaam· :

KELEBEK KANADINDA AŞK

Zamanlar
Güneş ekilip, yıldız biçilen zamanlardı.
Hatırlıyorum…

Ya önce sen vardın yürek olarak içimde
Ya da aşk vardı önce
Gelip içimde kestiğin
Hatırlamıyorum…

Ben imkansıza dudak bükerdim
Sense halime gülerdin…
Olsun! O günlerde ben
Biraz mutlu biraz umutlu
Biraz içliydim
Doğrusu en çok da
Kelebeklerin kanadına işlediğin
Aşkından dertliydim…

Ama o zamanlar
Güneş ekilip yıldız biçilen
Zamanlardı
Aşk dediğin belki de
Geceye veda etmeyen bir ay’dı…

Türküler saklardın derinlerinde
Sazından kaçak…
Bilmezdin.
Ben görürdüm duyardım da
Sen bir kez olsun söylemezdin
Korkularını zaten
Kimselere vermezdin…
Ve böylece
Sen yağmura
Yağmur benim gözlerime hasret
Yaşardık…

Heyhat!
Hep ama hep
O imkansıza takıldın da sen
Ve belki de bu yüzden
Aşk gelip bizi sarsınca yüreklerimizden:
Ben ağlardım gözlerim gülerdi…
Sen gülerdin gözlerin susardı…

Şimdi ben
O zamanların renklerini unuttum.
Belki mavi, belki sarı, belki aktı…
Hatırladığım tek şey
Güneşle yıldız arkadaştı…

Bilenler bilirdi
Çok sevmiştik biz
Çok!
Ben gönlümden
Sen dilinden…

Ben unutsam da şimdi
Sen hatırlarsın.
Sesinde ufacık bir hüzün olsa
Ya da acıtan bir özlem gözlerinde
Bembeyaz gecelerinde gelirdim sana bu şehrin…
Gelirdim… Gönlümden…
Ve sen
“Hoş geldin” derdin
Dilinden….
Kocaman bir çocuktum o zamanlar
Belli!
Dil nedir, gönül ne?
Anlamını bildiğim
Şüpheli!

Şimdi söyle bana!
Kaldıysa geriye ne kaldı?
Tek tarafı hesaplı bir sevda
Niyeti bozuk bir dava
Bir de
Sadece dağlara caka satan bir sema…

Ama ben bunların hepsini sevdim.
Şaşacak bir şey yok!
Dedim ya… Ben
Güneş ekilip yıldız biçilen zamanlardan geldim…

Sonraları
Belki de hiç gülmedim
Ve sen
Kelebeklerin ömrünün üç gün olduğunu
Hiç bilmedin!

 

LEYLA BENDE SENİ UNUTAMADIM.....

kimsinizki beni untmadınız hamdi bey
  Mesaj Ekle



leylaaam

leylaaam resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >Seni Unutamadim>
  9.Ara.2010 Per 00:03:18

KELEBEK KANADINDA AŞK

Zamanlar
Güneş ekilip, yıldız biçilen zamanlardı.
Hatırlıyorum…

Ya önce sen vardın yürek olarak içimde
Ya da aşk vardı önce
Gelip içimde kestiğin
Hatırlamıyorum…

Ben imkansıza dudak bükerdim
Sense halime gülerdin…
Olsun! O günlerde ben
Biraz mutlu biraz umutlu
Biraz içliydim
Doğrusu en çok da
Kelebeklerin kanadına işlediğin
Aşkından dertliydim…

Ama o zamanlar
Güneş ekilip yıldız biçilen
Zamanlardı
Aşk dediğin belki de
Geceye veda etmeyen bir ay’dı…

Türküler saklardın derinlerinde
Sazından kaçak…
Bilmezdin.
Ben görürdüm duyardım da
Sen bir kez olsun söylemezdin
Korkularını zaten
Kimselere vermezdin…
Ve böylece
Sen yağmura
Yağmur benim gözlerime hasret
Yaşardık…

Heyhat!
Hep ama hep
O imkansıza takıldın da sen
Ve belki de bu yüzden
Aşk gelip bizi sarsınca yüreklerimizden:
Ben ağlardım gözlerim gülerdi…
Sen gülerdin gözlerin susardı…

Şimdi ben
O zamanların renklerini unuttum.
Belki mavi, belki sarı, belki aktı…
Hatırladığım tek şey
Güneşle yıldız arkadaştı…

Bilenler bilirdi
Çok sevmiştik biz
Çok!
Ben gönlümden
Sen dilinden…

Ben unutsam da şimdi
Sen hatırlarsın.
Sesinde ufacık bir hüzün olsa
Ya da acıtan bir özlem gözlerinde
Bembeyaz gecelerinde gelirdim sana bu şehrin…
Gelirdim… Gönlümden…
Ve sen
“Hoş geldin” derdin
Dilinden….
Kocaman bir çocuktum o zamanlar
Belli!
Dil nedir, gönül ne?
Anlamını bildiğim
Şüpheli!

Şimdi söyle bana!
Kaldıysa geriye ne kaldı?
Tek tarafı hesaplı bir sevda
Niyeti bozuk bir dava
Bir de
Sadece dağlara caka satan bir sema…

Ama ben bunların hepsini sevdim.
Şaşacak bir şey yok!
Dedim ya… Ben
Güneş ekilip yıldız biçilen zamanlardan geldim…

Sonraları
Belki de hiç gülmedim
Ve sen
Kelebeklerin ömrünün üç gün olduğunu
Hiç bilmedin!


leylaaam

leylaaam resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >Seni Unutamadim>
  8.Ara.2010 Çar 23:50:38
Leyla İle Mecnun
Mecnun Leyla’sını ararken çölde,
Hep onu görürmüş çiçekte, gülde.

O kadar çok severmiş ki Leyla’yı,
Ona benzetirmiş güneşi, ayı.

Arar iken Leyla’sını her zaman,
Koymazmış adını dilinden bir an.

Leyla Leyla diye feryad ederken,
Acırmış haline Mecnun’u gören.

Leyla’ya demişler git de yanına,
Fazla bağırmasın git söyle ona.

Gece gündüz inletiyor dağları,
Gök yüzüne çıktı bak ahuzarı.

Leyla bu sözlere dayanamamış,
Koşarak Mecnun’un yanına varmış.

Mecnun hala bağırıyor durmadan,
Haberi yok yanındaki Leyla’dan.

Leyla demiş geldim artık sussana,
Yanı başındayım bana baksana.

Mecnun ürkek ürkek Leyla’ya bakmış,
Fakat bir türlü de tanıyamamış.

Demişki Leyla’ya söyle kimsin sen?
Karşıma geçip de bakarsın neden?

Tanımadım seni, git bu başımdan,
Avare bırakma beni işimden.

Leyla hayret ile Mecnun’a bakmış,
İşittiği sözler içini yakmış.

İşte ben Leyla’yım demiş Mecnun’a,
Çağırmışsın beni bak geldim sana.

Şimdi de sen kimsin diyorsun neden?
Unuttun mu beni söylesene sen?

Mecnun garip garip bakmış Leyla’ya,
Leyla’ysa kapılmış biraz korkuya.

Demek Leyla sensin şimdi öyle mi?
Tanımadım seni günah bende mi?

Eğer sen Leyla’ysan söyle bileyim,
O zaman bu içimdeki Leyla kim?


                              LEYLaaam


leylaaam

leylaaam resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >ÖLmeyen Sevgi>
  8.Ara.2010 Çar 02:43:01

 
<>
 Seni Anlatmamı İsteselerdi  
<>


Benden, seni anlatmamı isteselerdi, bir yürek anlatırdım içinde koskacaman bir dünya, dünyada kocaman bir fener ve sevgi yolu aydınlatan.


Deselerdi yaz onu; yazardım en güzel şiirleri dilsiz istekleri dipsiz kuyu sarınçlarında yuvarlanan aşkları. Yazardım parmaklarım morarıncaya kadar yazardım, yüreğim yorulup duruluncaya kadar.


Deselerdi çiz onu; çizerdim dünyayı, dünya her tarafı yedi veren gülleri yedi renk açan en mevsimsiz çiçeklerin açtığı nakışlı oyalı özenli bir dünya ve korkardım kendi çizdiğim dünyaya dokunmaya, korkardım çiçeklerin yaprakların solmasından.


Deselerdi kim O ?
O derdim O işte yüreğinde deryaları taşıyıpta tek bir dünyalıya konuşamayan, o sınırsız sevgi deryasında yelken açıp giderken sevgisini utangaç kişiliğine gömen biri idi.


Ve O derdim ;
Beni sabahlara kadar kendisini düşünmek zorunda bırakan insafsız biri O konuşsa yüreğindeki allı tebessümlerde kaybolurdum, konuşsa yanmadan yıkılmadan söndürürdü beni derdim. Sigaram kadar tiryakisi olduğum içkim kadar başımı döndüren, görmediğim kadar özlediğim, özlediğim kadar dokunamadığım, dokunamadığım kadar ürkek...


Ve O derdim ;
Yaşayıpta yitirdiğim değil yaşamayıpta bilmek istediğim, konuşmasını beklediğim kızıl dudaklarına hasretlendiğim hasreti ile eridiğim, yanımda iken bile özlediğim gittiği yolu kıskandığım aydınlık günlerimi aradığım.


O derdim...
 





leylaaam

leylaaam resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >ÖLmeyen Sevgi>
  8.Ara.2010 Çar 00:54:55
 
 Aşkın Büyüklüğü 


Bir zamanlar, bütün duyguların üzerinde yaşadığı bir ada varmış: Mutluluk, Üzüntü, Bilgi ve tüm diğerleri, Aşk dahil. Bir gün, adanın batmakta olduğu, duygulara haber verilmiş. Bunun üzerine hepsi adayı terk etmek için sandallarını hazırlamışlar.


Aşk, adada en sona kalan duygu olmuş çünkü mümkün olan en son ana kadar beklemek istemiş.Ada neredeyse battığı zaman, Aşk yardım istemeye karar vermiş. Zenginlik, çok büyük bir teknenin içinde, geçmekteymiş.Aşk, "Zenginlik, beni de yanına alır mısın?" diye sormuş.


Zenginlik, "Hayır, alamam. Teknemde çok fazla altın ve gümüş var, senin için yer yok." demiş. Aşk, çok güzel bir yelkenlinin içindeki Kibir`den yardım istemiş. "Kibir, lütfen bana yardım et!", Kibir "Sana yardım edemem, Aşk. Sırılsıklamsın ve yelkenlimi mahvedebilirsin." diye cevap vermiş. Üzüntü yakınlardaymış ve Aşk yardım istemiş: "Üzüntü, seninle geleyim." Üzüntü "Of, Aşk, o kadar üzgünüm ki, yalnız kalmaya ihtiyacım var."


Mutluluk da Aşk`ın yanından geçmiş; ama o kadar mutluymuş ki Aşk`ın çağrısını duymamış. Aşk, birden bir ses duymuş. "Gel Aşk! Seni yanıma alacağım..." Bu Aşk`tan daha yaşlıca birisiymiş. Aşk o kadar şanslı ve mutlu hissetmiş ki, onu yanına alanın kim olduğunu öğrenmeyi akıl edememiş.


Yeni bir kara parçasına vardıklarında, Aşk`a yardım eden yoluna devam etmiş. Ona ne kadar borçlu olduğunu fark eden Aşk, Bilgi`ye sormuş: "Bana yardım eden kimdi?" Bilgi "O, Zaman`dı" diye cevap vermiş. "Zaman mı? Neden bana yardım etti ki?" diye sormuş Aşk.


Bilgi gülümsemiş: "Çünkü sadece Zaman Aşk`ın ne kadar büyük olduğunu anlayabilir"
 





leylaaam

leylaaam resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >ÖLmeyen Sevgi>
  7.Ara.2010 Sal 02:25:37
 
<>
 Tuz ve Su   <>


Hintli bir yaşlı usta, çırağının herşeyden sürekli şikayet etmesinden bıkmıştı. Bir gün çırağını tuz almaya gönderdi. Yaşamındaki herşeyden mutsuz olan çırak döndüğünde, yaşlı usta ona, bir avuç tuzu, bir bardak suya atıp içmesini söyledi.


Çırak, yaşlı adamın söylediğini yaptı ama içer içmez ağzındakileri tükürmeye başladı.


"Tadı nasıl?" diye soran yaşlı adama öfkeyle "Acı" diye yanıt verdi.


Usta kıkırdayarak çırağını kolundan tuttu ve dışarı çıkardı. Sessizce az ilerideki gölün kıyısına götürdü ve çırağına bu kez de bir avuç tuzu göle atıp, gölden su içmesini söyledi.


Söyleneni yapan çırak, ağzının kenarlarından akan suyu koluyla silerken aynı soruyu sordu:


"Tadı nasıl?"
"Ferahlatıcı" diye yanıt verdi genç çırak.
"Tuzun tadını aldın mı?" diye soran yaşlı adamı, "Hayır" diye yanıtladı çırağı. 


Bunun üzerine yaşlı adam, suyun yanına diz çökmüş olan çırağının yanına oturdu ve şöyle dedi:


"Yaşamdaki acılar tuz gibidir, ne azdır, ne de çok. Acının miktarı hep aynıdır. Ancak bu acının acılığı, neyin içine konulduğuna bağlıdır. Acın olduğunda yapman gereken tek şey, acı veren şeyle ilgili duygularını genişletmektir. Onun için sen de artık bardak olmayı bırak, göl olmaya çalış."
 



<<123456789 10>>