ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
sohbet, okey, tavla, chat
20 Mayıs 2024, Pazartesi 14:38   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  paint34> Forum Mesajları
    paint34'e ait Toplam 1439 Forum Mesajı var
<<1...9899100101102103104105106107108 109110111112113114115116117118...144>>


paint34

paint34 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Öylesine Muhabbet...>
  24.Oca.2007 Çar 01:59:03
fiogf49gjkf0d

Hadi Cevap Ver Bakalım

Asağıdakiler mahkemelerde avukatlar tarafından sorulmuş gerçek sorulardan derlenmiştir.

"Uykusunda ölen bir insan, ertesi günün sabahına kadar bunun farkına varamaz, değil mi doktor?"

"En genç olan oğlunuz, hani şu 20 yaşında olan, kaç yaşındaydı?"

"Resminiz çekilirken orada mıydınız?"

"Yalnız mıydınız, yoksa kendi başınıza mıydınız?"

"Savaşta öldürülen kardeşiniz miydi yoksa siz miydiniz?"

"Sizi öldürdü mü?"

"Çarpışma esnasında araçlar arasında ne kadar mesafe vardı?"

"Oradan ayrılana kadar orada mı kaldınız?"

"Kaç kere intihar etmeyi başardınız?"

Soru: "8 agustosta mı hamile kaldınız?"
Cevap: "Evet."
Soru: "peki o anda siz ne yapıyordunuz?"

Soru: "Üç çocuğunuz var, değil mi?"
Cevap: "Evet."
Soru: "Kaçı erkek?"
Cevap: "Erkek yok."
Soru: "Hiç kızınız var mı?"

Soru: "Merdivenler alt bodruma iniyor dediniz, değil mi?"
Cevap: "Evet."
Soru: "Peki bu merdivenler yukarı da çıkıyor muydu?"

Soru: "Bay ___, geçen yaz kusursuz bir balayına çıktınız, değil mi?"
Cevap: "Evet, Avrupa ya..."
Soru: "Eşiniz de sizinle geldi mi?"

Soru: "İlk evliliğiniz niçin sona ermişti?"
Cevap: "Ölüm sebebiyle."
Soru: "Kim ölmüştü?"

Soru: "Şüpheliyi tarif edebilir misiniz?"
Cevap: "Orta boyluydu, sakalı vardı."
Soru: "Erkek miydi yoksa kadın mı?"

Soru: "Bugüne kadar kaç ölü üzerinde otopsi yaptınız, doktor?"
Cevap: "Bugüne kadarki bütün otopsilerimi ölüler üzerinde yaptım."

Soru: "Bütün cevaplarınız sözlü olmak zorunda, anlaştık mı? Şimdi, hangi okula gidiyorsunuz?"
Cevap: "Sözlü."

Soru: "Otopsiye başladığınız zamanı hatırlıyor musunuz?"
Cevap: "Aksam 8:30 civarynda basladık."
Soru: "Bay___ o esnada ölü müydü?"
Cevap: "Hayır, sandalyeye oturmuş neden otopsi yaptığımı merak ediyordu."

Soru: "İdrar örneği verme imkanınız var mı?"
Cevap: "Kendimi bildim bileli yapabilirim."

Soru: "Otopsiye başlamadan önce Bay ___ in nabzına baktınız mı doktor?"
Cevap: "Hayır."
Soru: "Kalbini dinlediniz mi?"
Cevap: "Hayır."
Soru: "Nefes alıp almadığını kontrol ettiniz mi?"
Cevap: "Hayır."
Soru: "O halde siz otopsiye başlarken Bay ___ hala yaşıyor olabilir, değil mi?"
Cevap: "Hayır."
Soru: "Nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz, doktor?"
Cevap: "Çünkü adamın beyni masamın üstünde bir kavanozun içindeydi."
Soru: "Yine de hasta hala yaşıyor olamaz mıydı?"
Cevap: "Evet, hatta şu anda bir mahkeme salonunda avukatlık yapıyor olabilir."


paint34

paint34 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >Yüreğimin Götürdüğü Yerdeyim....>
  24.Oca.2007 Çar 01:34:28
fiogf49gjkf0d


Yapılacak ilk devrim, insanin kendi içinde yapacağıdır, evet ilk ve en önemli devrim budur. İnsan kendi hakkında bir düşünceye sahip değilken, bir düşünce uğruna savaşmak, yapılabilecek en tehlikeli şeylerden biridir.
Yolunu yitirdiğini, şaşırdığını hissettiğin zaman ağaçları düşün, onların büyüme biçimini anımsa. Unutma ki yaprağı gür ama kökü zayıf bir ağaç ilk güçlü rüzgarda devrilir.
Oysa kökü güçlü ve az yapraklı ağaçta can suyu bin güçlükle dolaşır. Kökler ve yapraklar aynı ölçüde gelişmelidir,
olayların içinde ve üzerinde olmalısın, ancak böyle gölge ve sığınak sunabilir, ancak doğru mevsimde çiçekler ve meyvelerle donanabilirsin.

...

Tüm umutlarımızı yitirdiğimiz bir anda, uzanan bir yardım eli, çakan bir şimşek kadar etkili olabiliyor yaşamımızda.
Yada hayatımızın ray değiştirdiğini hissettiğimiz bir anda, tek başımıza mücadele etmek zorunda kalabiliyoruz yaşamla...
Kararsız kalırız, ne yapacağımızı bilemeyiz.
Yanlızlığın soğukluğunu, çaresizliği hissederiz.
İnsanın yaşamında karşılaştığı ender durumlardan biridir bu.
Böylesi umutsuzluk içindeyken yapabileceğimiz tek şey, Tamaro nun söylediği gibi beklemek..Yüreğimizin bizimle konuşmasını beklemek..
Daha sonra da, yüreğimizin söylediği yere gitmek..

Susanna TAMARO
Yüreğinin Götürdüğü Yere Git adlı kitaptan alıntıdır.



paint34

paint34 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >Yüreğimin Götürdüğü Yerdeyim....>
  24.Oca.2007 Çar 01:13:41

 

Yatar gül harmanı gibi
Canımın dermanı gibi
Har yanında çiçek açmış
Binboğa ormanı gibi

Nesine yar nesine
Ölürüm ben sesine
Bir daha vursa idi
Nefesim nefesine

Canım sese mi geldin
Kadem basa mı geldin
Sağ olsam gelmez idin
Öldüm yasa mı geldin

Nesine...

Saçın yüzüne perde
Yüreğim düştü derde
Ayak üstü duramam
Seni gördüğüm yerde

Nesine...

Z.LİVANELİ

parçayı dinlemek için tıklayınız



paint34

paint34 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Müzik, Vido Klip, Playlist, Konser >Sevdiğimiz şarkı sözlerini yazalım... :)>
  18.Oca.2007 Per 19:49:33

 

Hiçbir şey söyleme,duymam,anlamam
Hayat bir mucize,düşer zaman zaman
Yardım et ruhum,yardım et bana
Sesini ben duydum,çok var hiç duymayan

Kimler yalansız ki onlar ağlasın
Kimler günahsız ki onlar saklasın
Yalandan kim ölmüş,zamandan kim korkmuş
Dünya yalan söylüyor

Özür bekler gibi kızgın sokaklar
Teksas tan gelen küstah tokatlar
Zalimin durduğu yerdeyim şimdi
Bu bir karnaval,nerdeyim şimdi?

Kimler yalansız ki onlar ağlasın
Kimler günahsız ki onlar saklasın
Yalandan kim ölmüş,zamandan kim korkmuş
Elinde güller varmış,üstün başın kan olmuş

Hiçbir şey söyleme,duymam anlamam
Hayat bir bombadır düşer,zaman zaman
Tarihin durduğu yerdeyiz şimdi
Bu bir karnaval,nerdeyiz şimdi?

Kimler yalansız ki onlar ağlasın
Kimler günahsız ki onlar saklasın
Yalandan kim ölmüş,zamandan kim korkmuş
Elinde güller varmış,üstün başın kan olmuş
Dünya yalan söylüyor
...

Mor ve Ötesi



paint34

paint34 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >xxxVENUS ÇE PAYLAŞIMLARxxx>
  18.Oca.2007 Per 19:12:54


NEFRET DOLU KİŞİLER (her tarafımızda !!!)

Suçluluk duygusu, kızgınlık ve korkunun karışımı olan çok yoğun ve güçlü bir duygudur. kendinin ve başkasını yok etme arzusunun yarattığı güçlü olma duygusudur. nefret dolu kişi bu güçlü olma duygusuna kolaylıkla bağımlılık kazanır. nefretin gücü bedendeki adrenalini harekete geçirir. adrenalin salgısı, kan dolaşımıyla kaslara ulaştıkça kişi nefretin karşı kokonulmaz gücünü duyar.
nefretin kızgınlıktan farkı, sürekli olmasıdır. nefret;
-uzun sürer. yaşamın sonuna kadar sürebilir
-kişi aslında kendinden nefret etmektedir
. dışarda bu nefreti yansıtacak birini bulmuştur.
-asla unutmaz ve affetmez
-değişmekten korkar
-yaşamında olumlu düşünceler iyice azalır

-kendi kendini bitirir
-sürekli kendine yapılmış haksızlıkları düşünür. kendini kurban olarak görür.
-intikam yolları arar

Nefret dolu insan korku dolu insandır.



paint34

paint34 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Felsefe, Din, İçsel meseleler >ALEVİLİK>
  12.Oca.2007 Cum 22:42:30

 

Çeke çeke ben bu dertten ölürüm
Seversen Ali yi değme yarama
Ali nin yoluna seerim veririm
Seversen Ali yi değme yarama

Ali nin yarası yar yarasıdır
Buna merhem olmaz dil yarasıdır
Ali yi sevmeyen Hakk ın nesidir
Seversen Ali yi değme yarama

Bu yurt senin değil, konar göçersin
Ali nin dolusun bir gün içersin
Körpe kuzulardan nasıl geçersin
Seversen Ali yi değme yarama

Ilgıt ılgıt oldu akıyor kanım
Kem geldi didara taliim benim
Benim derdim bana yeter hey canım
Seversen Ali yi değme yarama

Pir Sultan Abdal ım defter yazar
Hilebaz yar ile olur mu pazar
Pir merhem çalmazsa yaralar azar
Seversen Ali yi değme yarama

 



paint34

paint34 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >ATAM BÜYÜKSÜN!!! (İLGİLENENLERE)>
  5.Oca.2007 Cum 17:17:58
fiogf49gjkf0d


Atatürk ün büyük bir titizlikle kurduğu ve bizlere emanet ettiği en büyük eseri Türkiye Cumhuriyeti nin sonsuza kadar yaşaması, Onun ilke ve inklaplarına sahip çıkma ile olur. Çünkü bu ilke ve inkilaplar Türkiye nin gelişmesinin yegane çizgisidir. Türk insanına düsen görev önce Atatürk ilke ve inkılaplarını öğrenmek ve onların etrafında kenetlenmek, sonra da tek varlığımız Türkiye Cumhuriyeti ni sonsuza kadar yaşatmaktır. Atatürk ilke ve inkılapları Türk insaninin ülküsü ve idealleridir.


Atatürk ü öğrenmek bir bakıma Onun ilke ve inkılaplarını bilmekle baslar. Bu ilkeler:

1- Cumhuriyetçilik: Türk Milleti nin hür seçimlere dayanan en uygun yönetim sekli Cumhuriyet tir seklinde özetlenebilir.

2- Milliyetçilik: Türk Milleti nin 2000 yıllık tarihine yakışır bir şekilde millet olma ve yasama ilkesidir. Türk bayrağı altında yaşanan tasada ve kıvançta ayni duyguları paylasan herkesi Türk sayan ilkedir. Böylece milletimizi birleştiren ve kaynaştıran bir ilke konumundadır.

3- Halkçılık: Türk Milleti nin yasayan kitlesine halk denir. Çeşitli meslek ve etkinlikleri olan halkımızın el ve gönül birliğiyle çalışıp yurdumuzun kalkınmasını sağlaması demektir. Bütün fertlerimizin birbirine saygılı ve fedakarlık duyguları içinde olmalarını önerir.

4- Laiklik: Devlet düzeninin ve hukuk kurallarının dine değil akla ve bilime dayandırılmasıdır. Böylece din ve devlet isleri iki ayrı kurum olarak birbirine zarar vermeden görevlerini sürdüreceklerdir.

5- Devletçilik: Devletin, halkın rahatı için sosyal ve ekonomik alanlarda üretim ve teşebbüste bulunmasıdır. Özel sektörün yapamadığı zorunlu hizmetleri devlet yapar ve vatandaşa hizmet oturur. Böylece endüstri ve sanayileşmede özel sektörün yanında devlet de bir sektör olarak görev yapar.

6-İnkılapçılık: Türk Milleti ve Devleti nin durmadan ilerleyen ülkeler yarışmasına katılmasıdır. Türk toplumu endüstri, bilim, teknoloji, tip ve sanayi gibi her alanda, her turlu gelişmeye yabancı kalmayacak kendini cağın gereklerine göre yenileyecektir.

Atatürk ilkelerinin amacı Türk insaninin atılgan, yaratıcı, barışçı, birleştirici yapmaktır. Büyük Atatürk hayatta iken kendi de bu ilkeleri uygulamış ve bugünkü Türkiye yi çağdaş yapan inkılapları sağlamıştır. Kısa bir ömre sığan bu inkılapları Avrupa ancak 200-300 yılda yapabilmiştir. Atatürk, cağımızın gelmiş geçmiş dahi devlet adamlarından biridir. Onun büyüklüğü çok yönlü bir kişiliğe sahip olmasından kaynaklanır. İyi bir kumandan, dahi bir lider, güçlü bir devlet adamı, iyi bir hatip, milletinin bas öğretmeni, koylusunun bas çiftçisi ve esir milletlerin kılavuzudur. Türk inkılaplarının kısa surede başarıya ulaşmasının sırrı buradadır.

Atatürk inkılapları ile çağdaş bir devlet niteliğine kavuştuk. Dünyada saygınlığımız arttı. Yabancı uyruklulara tanınan kapitülasyon ayrıcalıkları kaldırıldı. Tarımın modernleşmesinde devlet öncü oldu. Bankalar, fabrikalar kuruldu. Sonunda ülkemiz bayındır oldu. Ulusumuz zenginleşti.

  1. Siyasal Alanda Yapılan Değişiklikler:
    Mustafa Kemal Paşa nın önderliğinde 1919 yılında başlayan Ulusal Kurtuluş Savaşımız 1922 de tamamlandı. Osmanlı Devleti yöneticileri bu savaşın önderleri hakkında ölüm fermanları imzalamaktan çekinmediler. Kurtuluş Savaşı bittiği zaman bir yanda Büyük Millet Meclisi Hükümeti, öte yanda Osmanlı Saltanatı vardı. Büyük Millet Meclisi nin 1 Kasım 1922 günü kabul ettiği bir yasa ile tarihimizde saltanat dönemi kapandı. Yeni bir dönem başladı. Osmanlı Saltanatının kaldırılmasından sonra 1921 Anayasası nda değişiklikler yapıldı. 29 Ekim 1923 günü Türkiye Devleti nin hükümet şeklinin Cumhuriyet olduğu kabul edildi.
    Cumhuriyetin ilanı ile tarihimizde Cumhuriyet Dönemi başladı.
     

  2. Hukuk Alanında Yapılan Değişiklikler:
    Cumhuriyet öncesinde yargı işleri din adamları tarafından görülürdü. Kadı adı verilen yargıçlar din kurallarına göre karar verirdi. Hukuk alanında yapılan değişiklikle eski mahkemeler kapatıldı. Eski yasalar yürürlükten kaldırıldı. Uygar ulusların yasaları örnek alınarak boşanma, miras, ceza hukuku yeniden düzenlendi. Hukuk devrimi ile kadın - erkek arasında eşitlik sağlandı. Miras konusunda kadın ve erkek eşit pay almaya başladı. Kadınlar da erkekler gibi seçme ve seçilme hakkına kavuştu.
     

  3. Eğitim Alanında Yapılan Değişiklik:
    Osmanlı Devletinde eğitim sistemi dinseldi. Mahalle okulunu bitirenler isterlerse öğrenimlerini Medreselerde sürdürürlerdi. Medreselerde genel olarak dini bilgiler öğretilirdi. Bu öğrenim kurumlarında tekniğe, bilime önem verilmezdi. Medreselerin yanı sıra İmparatorluğun devlet işleri için kurulmuş Enderun adlı Saray Okulu vardı. Çok sonraları Tanzimat Döneminde Ortaokul dengi Rüştiye, Lise dengi İdadi ve Sultani okulları açıldı. Daha sonra Tıp, Harp Okulu, Mülkiye Okulları kuruldu.
    Cumhuriyet döneminde dine bağlı eğitim sistemine son verildi. Eğitim kurumlarında bilimsel yöntem ve ilkelere dayalı eğitim çalışmaları başladı. Tüm okullar bu ilkelere göre yeniden örgütlendi.
    Atatürk eğitime, öğretime çok önem verdi. Bilgisizliği kısa yoldan çözmek, okuma yazmayı kolaylaştırmak amacı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi 1 Kasım 1928 tarihinde Türk Alfabe Yasası nı kabul etti. Bu alfabe ile okuma yazma öğrenilmesi için Ulus Okulları açıldı. Bütün yurtta okuma yazma öğrenme çalışmaları başladı. Atatürk, Ulus Okullarında Başöğretmen olarak dersler verdi.
    Harf değişikliğini, dilde özleşme izledi. Arapça ve Farsça sözcüklerden oluşan Osmanlıca yerine Türkçe konuşulup yazılmaya başlandı. Atatürk Türk Dili nin benliğine kavuşma çalışmalarını yürütmek amacı ile 12 Temmuz 1932 tarihinde Türk Dili Tetkik Cemiyeti ni kurdu. Dilimiz yabancı sözcüklerden arındı.
     

  4. Ekonomik Alanda Yapılan Değişiklikler:
    Lozan Barış Antlaşması ile yabancı uyruklulara tanınan kapitülasyon ayrıcalıkları kaldırıldı. Ülkemiz kendi zenginlik kaynaklarına sahip çıktı. Her alanda devlet öncülük etmeye başladı. Bankalar, fabrikalar kuruldu. Modern tarım çalışmalarına başlandı. Yollar, özellikle demiryolları yapımında büyük çaba gösterildi. Böylece yurdun en uzak yerlerine ulaşma olanağı hazırlandı. Ekonomik bağımsızlığımız kazanıldı. Ekonomik alanda sağlanan bu başarılar sonucu yurdumuz bayındırlaştı. Ulusumuz zenginleşti. Halk için ağır bir yük olan aşar vergisi kaldırıldı. Çağdaş vergilendirme yöntemleri uygulanmaya başlandı.
     

  5. Sosyal Alanda Yapılan Değişiklikler:
    Atatürk, ulusumuzun uygar uluslar düzeyine ulaşması için, sosyal alanda da köklü değişiklikler yaptı. Yeni okullar açtı. Hastaneler, dispanserler kurulmasını sağladı. Güzel sanatların gelişmesi için gerekli girişimlerde bulundu. Konservatuar kuruldu. Stadyumlar, spor alanları, kapalı spor salonları yapıldı. Uygar bir toplum için gerek duyulan tüm sosyal kurumlar Atatürk döneminde açıldı.
     

  6. Ölçü Birimlerinde Yapılan Değişiklikler:
    Atatürk dünya ile ilişkilerimizi düzenli yürütmek için ölçü birimlerinde değişiklikler yaptı.
    Uzunluk ölçüsü birimi olarak arşın, endaze; ağırlık ölçüsü birimi olarak okka, dirhem gibi ölçüleri kaldırarak bugün kullanmakta olduğumuz ölçü birimlerini kabul etti.
    Yurdumuzda daha önce takvim Hicri takvime göre düzenlenmişti. Buna göre dünyanın kullandığı takvimle aramızda 580 yıl kadar bir farklılık vardı. 1 Ocak 1926 tarihinden sonra bizde de Miladi takvim kullanılmaya başlandı.
    Eskiden ülkemizde ezani saat kullanılıyordu. Bu saat uygar ülkelerin kullandığı saate uymuyordu. Takvimde olduğu gibi saatler arasındaki bu uymazlık büyük karışıklıklara neden oluyordu. Bunları önlemek için takvimle birlikte bugünkü kullandığımız saat kabul edildi.
    Hafta tatili Cuma dan Pazar gününe alındı.



paint34

paint34 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >*ünlülerin çocukluk resimleri*>
  5.Oca.2007 Cum 17:07:35

Pamela ANDERSON un burdaki resminin çocukluk resmi olduğundan şüphe ediyorum. Ya da kendisi 10 yaşında doğdu....
CHER buysa eğer sanırsam hiç çocuk olmamış...
VAN DAMME buysa eğer bence çocukken hastanede karışmış derim ...
RAİKKONEN ne olcağını sinyalini o zamandan vermiş görünüyor...
L. Di CAPRİO nun yorumu tamamen size ait...

Ben çocukken MADONNA yla evlenceğimi düşünürdüm bu resmi iyiki görmemişim..



paint34

paint34 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Haber >Güncel haberler >Çocuk Pornosu ve İstismarına Hayır....>
  4.Oca.2007 Per 03:35:54

 

İzlemek için tıklayınız



paint34

paint34 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Felsefe, Din, İçsel meseleler >ALEVİLİK>
  4.Oca.2007 Per 03:11:06

 

İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır.
Düşünce karanlığına ışık tutanlara ne mutlu.
Eline, beline, diline sahip ol.
Murada ermek sabır iledir.
Araştırma açık bir sınavdır.
Nebiler, Veliler insanlığa tanrının bir hediyesidir.
Düşmanınızın dahi insan olduğunu unutmayınız.
Hiç bir milleti ve insanı ayıplamayınız.
Nefsine ağır geleni kimseye tatbik etme.
İnsanın cemali sözünün güzelliğidir.
Marifet ehlinin ilk makamı edeptir.
Arifler hem arıdır, hem arıtıcı.
Her ne ararsan kendinde ara.
Bir olalım, iri olalım, diri olalım

 

<<1...9899100101102103104105106107108 109110111112113114115116117118...144>>