ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
sohbet, okey, tavla, chat
12 Mayıs 2024, Pazar 06:59   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  loirena> Forum Başlıkları
    loirenatarafından açılmış Toplam 304 Forum Başlığı var
<<1...1516171819202122232425 262728293031>>


loirena

loirena resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >Hitlerin bilinmeyen fotoğrafları...
  30.Tem.2009 Per 03:05:08

Adolf Hitler in kişisel fotoğrafçısı olan ve 9 yıl boyunca görev yapan Hugo Jaeger in koleksiyonu bugüne kadar gün yüzüne çıkmamış Hitler fotoğraflarını barındırıyor.
 
 
Jaeger in binlerce fotoğrafın slaytı bir deri çanta içinde asetatların arasında gizlediği sonradan ortaya çıkmıştı
 
 
Çanta Hitler in Münih teki evi çevresinde arama yapan 6 Amerikan askeri tarafından bulunmuştu. Ancak askerler fotoğrafları pek önemsememiş, daha çok buldukları konyak şişesiyle ilgilenmişlerdi.
 
 
 
Hitler in Berlin de 1939 da yapılan otomobil fuarını ziyareti, Hitler in kişisel yardımcısı ve emir subayı Julius Schaub, Tirpitz savaş gemisinin göreve başlama töreni, Hitler in bir genç kızla sohbeti gibi çok sayıda fotoğraf yer alıyor.
 
Bir başka fotoğrafta ise Hitler, İngiliz Başbakanı Neville Chamberlain ile birlikte yürürken görünüyor.
 
 
Bir diğerinde ise Hitler, 1923 yılında gerçekleşen Bira Salonu Ayaklanması nın 15 inci yılında Alman hükümetini devrime girişimini anlatırken görülüyor.
 
 
Hitler in Berlin de 1939 da yapılan otomobil fuarını ziyareti, Hitler in kişisel yardımcısı ve emir subayı Julius Schaub, Tirpitz savaş gemisinin göreve başlama töreni, Hitler in bir genç kızla sohbeti gibi çok sayıda fotoğraf yer alıyor.
 
 
Jaeger in albümü Hitler fotoğraflarıyla da sınırlı değil. Nazi liderinin özel yaşamı, kullandığı eşya ve yaşadığı yerlere dair fotoğraflar da saklanan deri çantanın içinden çıkan fotoğraflar arasında yer alıyor.
 
 
 
(Kaynak: cnnturk.com)




loirena

loirena resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Haber >Güncel haberler >Kürt açılımının ucu gözüktü....
  30.Tem.2009 Per 03:31:21

Hükümet Kürt açılımının içeriğini açıklamadı. Üslup ve yönteme ilişkin verilen mesajlar içeriğe ışık tuttu.
 

Hükümetten Kürt açılımının içeriğine dair açıklama gelmedi ama üslup ve yönteme ilişkin açıklamalar geldi.Atalay alınan önlemler "devlet politikası" olarak kısa-orta-uzun vadede hayata geçirileceğinin altını çizdi.

"Milletimize ağır bedeller ödeten sorunu hep birlikte çözelim diyoruz" diyen Atalay, tüm kesimlerin mutabakatını arayacaklarının altını çizdi.Herkesi süreci sabote etmemesi konusunda uyaran Atalay, konuşmasında demokrasi, demokratikleşme ve insan hak ve hürriyetlerine vurgu yaptı.


ÜSLUP VE YÖNTEM

Bu sorunun artık çözülmesi gerekiyor. Biz bunun için kararlı, azimli ve cesur adımlar attık, atmaya da devam edeceğiz. Bugün başlatmış olduğumuz çalışmaların üslup ve yöntemi konusunda bilgilendirmek istiyorum.

İÇERİK HAKKINDA BİLGİ VERMEYECEĞİM

Çok hassasiyetleri olan bir konunun çalışmalarını yürütüyoruz. Bugün size işin özüyle ilgili bir şey söyleyecek değilim. Ama süreç ve zamanlamayla ilgili bilgiler vereceğim. Çünkü gördük ki çok değişik söylentiler oluyor.

ÇALIŞMALAR SONUÇLANMADI

Belirtmek isterim ki, başlatılan çalışmalar henüz bir sonuca ulaşmamış ve bakanlığımızca yürütülen bu çalışmanın içeriğine ilişkin hiçbir açıklama yapılmamıştır.

ÖZE İLİŞKİN AÇIKLAMALAR İÇİN ÇOK ERKER

Zaten öze ilişkin açıklamalar yapmak için daha çok erken. Bazen görüyoruz basınımızda bir söylenti şeklinde geliyor, bunun bizimle ilgisi yok. Ancak bu haber üzerine siyasetçiler çıkıyorlar, yorumlar yapıyorlar.

TİTİZ VE ÇOK HASSAS KONUŞUYORUZ

Hepimizin yakından takip ettiği gibi biz bu konuda çok titiz, çok hassas konuşuyoruz. Böyle olunması gereken bir çalışma bu. Onun için benim dileğim herkes tabi yorumlar yapabilir, beklentileri değerlendirebilir ama buradan açıklama yapılmadıkça, söylentiye dair haberler yapılmaması.

GEÇMİŞE SAPLANIRSAK

Terör sorununun sonlandırılmasına ve toplumsal mutabakatın başlatılması için Cumhurbaşkanımız dan Başbakanımıza, yazarlarımızdan vatandaşlara kadar bütün çevrelerce olumlu söylemler gerçekleştirilmektedir. Geçmişe saplanıp kaldığımızda geleceği kaybederiz. Sürecin en önemli özelliği, geçmişten ders alıp geleceği birlikte kurmaktır.

DEMOKRATİKLEŞME ÖNÜNDEKİ ENGELLER

Bizim hükümet olarak siyasi meseleleri çözüm yolumuz bilinmektedir. Biz hükümet programında, demokratikleşme, insan hak ve özgürlüklerin önündeki engelleri kaldırararak, politikaların hayata geçirilmesi açısında önemli taahhütleri ortaya koyduk ve uygulamaya koyduk.

BUGÜN FARKLI BİR İVME

Yürüttüğümüz süreç aslında bizim hükümet olarak, başından beri kendi programlarımızın icraatımızın bir devamı. Partimizin programında bakarsanız görürsünüz. Açıklamalarımızda icraatımızda bunu görürsünüz. Bugün farklı bir ivme kazanılmıştır ve bunu biz iyi değerlendirmek istiyoruz. Belki daha olumlu bir safha olarak buna bakılabilir.

DEVLETİN EŞİT VATANDAŞI

Bilindiği gibi sürekli programlarımızda, demokratikleşme ve insan hak ve özgürlüklerin engelleri kaldırarak, insanı esas olan hedeflerimiz konusunda önemli taahhütlerde bulunduk. Vatandaşlarımızın demokratik haklarının genişletilmesiyle, her vatandaşımızın kendisini devletin eşit vatandaşı olarak sağlanarak çözüleceğine inanıyoruz. Çözüm sürecinin yönü demokratikleşmedir.

TOPLUMUN TÜM KESİMLERİ

Demokratikleşme adımlarını toplumun tüm kesimleriyle birlikte atmak istiyoruz. Bu konu tüm toplumun meselesidir. Herkesin bu süreçte yapıcı olması, çözüme katkı sağlayıcı bir tutum içinde olması gerekir ve biz bunu bekliyoruz.

ÇÖZELİM DİYORUZ

Bunu bir devlet politikası olarak yürütme çalışması ve kararlılığı içindeyiz. Gelin bu sürece katılın. Milletimize çok ağır bedeller ödeten, geleceğimize hipotek koyan bu sorunu çözelim diyoruz.

Şimdi insanımızın hak ettiğine inandığımız, başlattığımız çalışmaların çerçevesini ve yöntemini açmak istiyorum. Bu süreci yürütürken nelere öncelik veriyoruz, hangi üslup ve yönteme ağırlık veriyoruz?

ERDOĞAN IN DİYARBAKIR KONUŞMASI

Sayın Başbakanımızın 2005 yılında Diyarbakır konuşmasında başlattığı açılımda kararlı adımlar atmak niyetindeyiz.
İlgili kamu kurum ve kuruluşlarından katkı sağlamaları istenmiştir.

İLGİLİ KURUMLARIN GÖRÜŞLERİ

İlgili bakanlıklarımızı ve bütün kamu kurumlarının görüşleri istenmiştir. Kendileriyle toplantılar yaptık, katkılar istedik. Bunlar geliyor. Biz bunların hepsini değerlendiriyoruz. Ayrıca tabi bu konuda yazılan kitap değerlendirme yapılan konuşmalar her tür değerlendirmeyi de göz önüne alıyoruz.

MUHALEFETLE GÖRÜŞÜLECEK

Bu çalışmayı yürüten mümkün olan en yüksek katılımı hedefledik. Bütün siyasi partilerin katkı ve destekleri istenecektir. Kendileriyle görüşülecektir. Muhalefetin konuyla ilgili olumlu açıklamalarını mutabakat açısından çok önemsiyoruz. Zaten kendileriyle de görüşeceğiz, paylaşacağız.

STK VE MESLEK ÖRGÜTLERİ

Başta sivil toplum kuruluşları, meslek örgütleri, yazarlarımızdan görüşlerini alma yönünde çalışmalarımız olacak. Bu çalışmayı, herkesi kucaklayacak bir zihniyet içinde yürütüyoruz.

TÜRKİYE MODELİ

Hiçbir ülkenin benimsediği yöntemi ülkemizde uygulama niyetimiz yok zaten mümkün de değil. Biz kendimize özgü, ülkemize uygun, kendi modelimizi uygulamaya çalışıyoruz. Türkiye’ye ve kendimize güveniyoruz. Lütfen güvenelim.
Bu çalışmaların sonucunda çözüm konusunda dünyaya model olacak bir Türkiye modeli de biz oluştururuz.

Hepimizin büyük bir özveri dikkat ve kararlılık içerisinde hareket etmelidir. Beklentilerle ilgili gereksiz ve erken ifadelerden kaçınmak durumundayız. Bu süreci sabote edecek davranışlardan uzak duracağına inanıyoruz.

ÇALIŞMALAR HERHANGİ BİR TARİHE ENDEKSLİ DEĞİL

Yaşadığımız süreç böyle bir süreçtir. Bizim çalışmalarımız herhangi bir tarihe bağlı değildir. çalışmalar ve süreç kendi şartları içinde devam etmektedir.

Aceleye getirmeden ancak kararlı bir şekilde süreci yönetmek istiyoruz. Ayrıca bizim çözüm sürecine ilişkin çalışmalarımız yeni başlamış değil. İktidara geldiğimiz andan itibaren demokratikleşme adımlarımız, ülkemizin problemlerini çözmek olmuştur.

MEDYANIN DESTEĞİ

Önümüzdeki dönemde de medya temsilcileri ve yazarlarla görüşeceğiz. Herkesin yazdığı, değerlendirdiği hususları biz takip ediyoruz. Bugüne kadar bu konuda yazılmış kitaplar makaleler araştırmalar hepsi arşivimizde, değerlendiriyoruz.

Basında katkı veren olumlu atmosfere bakarak, ülkemizde çok zengin çoğulcu bir basın yapısı var. Üretken zengin basınımız ve entelektüel birikimimiz var.

Bu süreçte medyamızın her türlü yapıcı desteğini bekliyoruz. Lütfen diyorum, bu konuda ülkemizin insanımızın geleceğine hizmet için hepiniz katkı verin. Yani bu süreci hepimiz böyle görelim.

ERKEN AÇIKLAMA YAPILMAYACAK

Titiz yürütülmesi gereken bir süreçtir. Sizin açıklama beklentileriniz oluyor. Zaman zaman bu açıklamalar yapılacak. Ama erken açıklama yapmayacağız. Seçilecek her kavram önemlidir. Gereksiz siyasi malzeme olarak kullanılmasını arzu etmiyoruz. Biz samimi, ülkemizin geleceği için olanca dikkati göstereceğiz ve herkesten bu dikkati bekliyoruz.

< =text/>changeTarget(document.getElementById("news_content"))



loirena

loirena resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >Burda yaşamak istermiydiniz??
  30.Tem.2009 Per 03:41:29

 

Burası dünyanın en kalabalık kentlerinden Hong Kong... Yer sorunu olan kentte binaların katlarını saymak mümkün değil. Hayat dikine burada... Ufuk çizgisini görmek ya da gökyüzünü seyretmek bile lüks...
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 


loirena

loirena resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >1.4 milyar doların yaptığı..
  30.Tem.2009 Per 03:59:33

Azeri işadamı tarafından yaptırılan otel, 1.4 milyar dolara mal oldu. The Times gazetesi, "1.4 milyar dolar, (şaka değil gerçek)" ifadesini kullandı.
 
 
Altın ve kristaller kullanılan otel için Mısır dan da kum getirildi...
 
Otelin Avrupa nın en lüks oteli olacağını yazan Times, pek çok bölümde altın kaplama kullanıldığını yazdı. Alınan bilgilere göre otelde 10 bin m2 altın var.
 
Otelin restoranlarda kullanılan tabaklar bile Hermes ten alındı. Sadece tabak takımlarına 1.35 milyon dolar harcandı.
 
 
Otel önündeki plaja Mısırdan 9 bin ton altın rengi kum getirildi.
 
Oteldeki suit daire fiyatları 13 bin sterline kadar çıkıyor. Bir gece normal odada konaklamanın bedeli de 23 bin TL...
 
 
Ötelin şarap mahzeninde şişesi 2 bin 120 sterlin olan Château Lafite Rothschild in 1996 şarapları bulunuyor.
 
 
Mardan Palace ın resmi açılışı da görkemli oldu. Açılışa dünyaca ünlü yıldızlar katıldı.
 
 
EN PAHALI OTEL:
- 10 bin m2 altın
- 500 bin kristal
- 23 bin m2 İtalyan mermeri
- 1.35 milyon $ a Hermes tabakları
- Akvaryumda 2 bin 400 balık yaşıyor

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 


loirena

loirena resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >Bu fotoğraflar konuşuyor:(
  30.Tem.2009 Per 04:34:48

 

 

 



loirena

loirena resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Mühim Mevzular >Felsefe, Din, İçsel meseleler >Allah ın buyruklarına uymayan Kavimlerin Helakı....
  31.Tem.2009 Cum 21:36:19

LUT KAVMİ VE ALTI ÜSTÜNE

 GETİRİLEN ŞEHİR

Lut kavmi de uyarıları yalanladı. Biz de onların üzerine taş yağdıran bir kasırga gönderdik. Yalnız Lut ailesini (bu azabtan ayrı tuttuk;) onları seher vakti kurtardık; Tarafımızdan bir nimet olarak. İşte Biz, şükredenleri böyle ödüllendiririz. Oysa andolsun zorlu yakalamamıza karşı onları uyarmıştı. Fakat onlar bu uyarıları kuşkuyla karşılayıp-yalanlamakta direttiler. (Kamer Suresi, 33-36)

Lut peygamber, İbrahim peygamberle aynı dönemde yaşamıştır. Hz. Lut, Hz. İbrahim e komşu kavimlerden birine elçi olarak gönderilmişti. Bu kavim, Kuran da belirtildiğine göre, o güne kadar dünya üzerinde görülmemiş bir sapıklığı, eşcinselliği uyguluyordu. Hz. Lut, onlara bu sapıklıktan vazgeçmelerini söylediğinde ve onlara Allah ın ilahi tebliğini getirdiğinde onu yalanladılar, peygamberliğini inkar ettiler ve sapıklıklarına devam ettiler. Bunun sonucunda da kavim, korkunç bir felaketle helak edildi.

Hz. Lut un yaşadığı bu şehrin, Eski Ahit te geçen ismi Sodom dur. Kızıldeniz’in kuzeyinde kurulmuş olan bu kavmin aynı Kuran da yazılanlara uygun bir şekilde helak edildiği anlaşılmıştır. Yapılan arkeolojik çalışmalardan anlaşıldığına göre şehir, İsrail-Ürdün sınırı boyunca uzanan Tuz Gölü nün (Ölü Deniz) yakınlarında bulunmaktadır.

Bu helak olayının kalıntılarını incelemeden önce, Lut Kavmi’nin neden bu cezaya çarptırıldığına bakalım. Kuran da, Hz. Lut un kavmine yaptığı uyarı ve onların cevabı şöyle anlatılır:

Lut (kavmi) de, gönderilen (elçi)leri yalanladı. Hani onlara kardeşleri Lut: "Sakınmaz mısınız?" demişti. "Gerçek şu ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Allah tan korkup-sakının ve bana itaat edin. Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum; ücretim yalnızca alemlerin Rabbine aittir. Siz insanlardan (cinsel arzuyla) erkeklere mi gidiyorsunuz? Rabbinizin sizler için yaratmış bulunduğu eşlerinizi bırakıyorsunuz. Hayır, siz sınırı çiğneyen bir kavimsiniz." Dediler ki: "Ey Lut, eğer (bu söylediklerine) bir son vermeyecek olursan, gerçekten (burdan) sürülüp çıkarılanlardan olacaksın." Dedi ki: "Gerçekten ben, sizin bu yaptığınıza öfke ile karşı olanlardanım." (Şuara Suresi, 160-168)

Kendilerini doğru yola davetine karşılık kavminin Hz. Lut a karşı cevabı onu tehdit etmek olmuştu. Lut Kavmi, kendilerine doğru yolu göstermesinden dolayı Hz. Lut a karşı öfke duyuyor, onu ve onunla birlikte iman edenleri sürgün etmek istiyorlardı. Başka ayetlerde olay şöyle anlatılır:

Hani Lut da kavmine şöyle demişti: "Sizden önce alemlerden hiç kimsenin yapmadığı hayasız-çirkinliği mi yapıyorsunuz? Gerçekten siz kadınları bırakıp şehvetle erkeklere yaklaşıyorsunuz. Doğrusu siz, ölçüyü aşan (azgın) bir kavimsiniz." Kavminin cevabı: "Yurdunuzdan sürüp çıkarın bunları, çünkü bunlar çokça temizlenen insanlarmış!" demekten başka olmadı. (Araf Suresi, 80-82)

Hz. Lut, kavmini apaçık bir doğruya çağırıyor ve anlaşılır bir şekilde uyarıyordu. Ancak kavim hiçbir uyarıyı dinlemiyor ve Hz. Lut u inkar etmeye ve onun haber vermekte olduğu azabı yalanlamaya devam ediyordu:

Lut da; hani kavmine demişti: "Siz gerçekten, sizden önce alemlerden hiç kimsenin yapmadığı çirkin bir utanmazlığı yapıyorsunuz. Siz, (yine de) erkeklere yaklaşacak, yol kesecek ve bir araya gelişlerinizde çirkinlikler yapacak mısınız?" Bunun üzerine kavminin cevabı yalnızca: "Eğer doğru söylüyor isen, bize Allah ın azabını getir" demek oldu. (Ankebut Suresi, 28-29)

Kavminden bu cevabı alan Hz. Lut, Allah tan yardım istedi:

Dedi ki: "Rabbim, fesat çıkaran (bu) kavme karşı bana yardım et." (Ankebut Suresi, 30)

Rabbim, beni ve ailemi bunların yaptıklarından kurtar. (Şuara Suresi, 169)

Hz. Lut un isteği üzerine Allah, erkek kılığına girmiş iki melek gönderdi. Bu melekler, Hz. Lut a gelmeden önce Hz. İbrahim e gitmişlerdi. Hz. İbrahim e yaşlı karısının bir çocuk doğuracağı müjdesini veren elçiler asıl gönderiliş sebeplerini de açıkladılar: Azgın Lut Kavmi, helak edilecekti.

(İbrahim) dedi ki: "Şu halde sizin asıl isteğiniz nedir, ey elçiler?" "Doğrusu biz, suçlu-günahkar bir kavme gönderildik" dediler. "Üzerlerine çamurdan (iyice sertleşip kaskatı kesilmiş) taşlar yağdırmak için. (Ki bu taşların her biri,) Rabbinin katında ölçüyü taşıranlar için (herkese ayrı ayrı) işaretlenmiştir." (Zariyat Suresi, 31-34)

Ancak Lut ailesi hariçtir; biz onların tümünü muhakkak kurtaracağız. Ama karısını (kurtaracaklarımız) dışında tuttuk, o, geride kalanlardandır. (Hicr Suresi, 59-60)

Elçilikle görevlendirilmiş melekler Hz. İbrahim in yanından çıktıktan sonra Hz. Lut a geldiler. Elçileri tanımayan Hz. Lut önce endişeye kapıldı, ancak onlarla konuştuktan sonra yatıştı:

Elçilerimiz Lut a geldiği zaman, onlardan dolayı kaygılandı, göğsünü bir sıkıntı bastı ve: "Bu, zorlu bir gün" dedi. (Hud Suresi, 77)

(Lut) Dedi ki: "Sizler gerçekten tanınmamış bir topluluksunuz." "Hayır" dediler. "Biz sana, onların hakkında kuşkuya kapıldıkları şeyle geldik. Sana gerçeği getirdik, biz şüphesiz doğru söyleyenleriz. Hemen aileni gecenin bir bölümünde yola çıkar, sen de onların ardından git ve sizden hiç kimse arkasına bakmasın; emrolunduğunuz yere gidin." Ve onlara şu emri verdik: "Sabaha çıkarlarken onların arkası mutlaka kesilecektir." (Hicr Suresi, 62-66)

Bu sırada kavim, Hz. Lut un konuklarının geldiğini haber almıştı. Bu konuklara da sapıkça bir eğilimle yaklaşmaktan çekinmediler. Evin etrafını çevirdiler. Konuklarına mahçup olmaktan endişelenen Hz. Lut, kavme şöyle seslendi:

(Lut onlara) "Bunlar benim konuğumdur, beni utandırıp-dillere düşürmeyin" dedi. "Allah tan korkup-sakının ve beni küçük düşürmeyin. (Hicr Suresi, 68-69)

Kavminin cevabı ise, Hz. Lut a çıkışmak oldu: "Dediler ki: Biz seni herkes(in işin)e karışmaktan alıkoymamış mıydık?" (Hicr Suresi, 70)

Elindeki tüm imkanları kullanan Hz. Lut, misafirlerine ve kendisine bir kötülük yapılacağı endişesiyle şöyle dedi: "Size yetecek gücüm olsaydı veya sağlam bir yere sığınabilseydim." (Hud Suresi, 80)

"Misafirleri" ise, Hz. Lut a Allah ın elçileri olduklarını hatırlatarak şöyle dediler:

(Elçiler) Dediler ki: "Ey Lut, biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana kesin olarak ulaşamazlar. Gecenin bir parçasında ailenle birlikte yürü (yola çık). Sakın, hiçbiriniz dönüp arkasına bakmasın; fakat senin karın başka. Çünkü onlara isabet edecek olan, ona da isabet edecektir. Onlara va dolunan (azab) sabah vaktidir. Sabah da yakın değil mi?" (Hud Suresi, 81)

Şehir halkının azgınlığının son noktaya varmasıyla beraber Allah, meleklerin yardımıyla Hz. Lut u kurtardı. Sabah vakti de, kavmin üzerine Hz. Lut un uyardığı azap gönderildi:

Andolsun onlar, onun konuklarından da murad almak için baskı yaptılar. Biz de onların gözlerini silip kör ettik. "İşte azabımı ve uyarmamı tadın." Andolsun onları bir sabah vakti erkenden, üzerlerinde kararını kılmış bir azab yakalayıp-bastırıverdi. (Kamer Suresi, 37-38)

Ayetlerde, kavmin helakı şöyle tarif ediliyor:

Derken, tan yerinin ağarma vaktine girdiklerinde onları (o korkunç ve dayanılmaz) çığlık yakalayıverdi. Anında (yurtlarının) üstünü altına çevirdik ve üzerlerine balçıktan pişirilmiş taş yağdırdık. Elbette bunda derin bir kavrayışa sahip olanlar için gerçekten ayetler vardır. O (şehir de) gerçekten bir yol üstünde (hâlâ) durmaktadır.

(Hicr Suresi, 73-76)

Böylece emrimiz geldiği zaman, üstünü altına çevirdik ve üzerlerine balçıktan pişirilmiş, istif edilmiş taşlar yağdırdık; Rabbinin katında belli bir biçime sokulmuş, damgalanmış olarak. Bunlar zalimlerden uzak değildir. (Hud Suresi, 82-83)

Sonra geride kalanları yerle bir ettik. Ve üzerlerine bir yağmur yağdırdık; uyarılıp-korkutulanların yağmuru ne kötü. Gerçekten, bunda bir ayet vardır, ama onların çoğu iman etmiş değildirler. Ve şüphesiz, senin Rabbin, güçlü ve üstün olandır esirgeyendir. (Şuara Suresi, 172-173)

Kavim helak olurken içlerinden Hz. Lut ve sayıları ancak "bir ev halkı" kadar olan iman edenler kurtarıldı. Hz. Lut un karısı iman etmemişti ve o da helak edildi:

Bunun üzerine biz, karısı dışında onu ve ailesini kurtardık; o (karısı) ise (helake uğrayanlar arasında) geride kalanlardandı. Ve onların üzerine bir (azab) sağanağı yağdırdık. Suçlu-günahkarların uğradıkları sona bir bak işte. (Araf Suresi, 83-84)

Böylece Hz. Lut karısı dışındaki ailesiyle ve kendisine inananlarla beraber kurtarıldı. Sapık kavim ise, yerle bir oldu.

 

Lut Gölü NDEKİ "APAÇIK Ayetler"

Hud Suresi nin 82. ayeti "böylece emrimiz geldiği zaman, üstünü altına çevirdik ve üzerlerine balçıktan pişirilmiş, istif edilmiş taşlar yağdırdık" ifadesiyle, Lut Kavmi nin başına gelen felaketin şeklini açıkça bildirir.

Ayetin başında geçen "üstünü altına çevirmek" fiilinin şiddetli bir deprem ile bölgenin yerle bir olduğunu anlatıyor olması mümkündür. Nitekim, helak olayının yaşanmış olduğu bölge olan Lut Gölü, böyle bir depremin oluştuğuna dair "apaçık deliller" taşımaktadır.

Alman arkeolog Werner Keller konu hakkında şöyle diyor:

Bu bölgede bir gün kendini göstermiş olan çok büyük bir çökmede patlamalar, yıldırımlar, yangınlar ve doğal gazlarla birlikte korkunç bir deprem olmuş ve Siddim Vadisi ile birlikte Lut Kavmi nin şehirleri yerin derinliklerine gömülmüşlerdi.13

Zaten Lut Gölü, ya da diğer adıyla Ölü Deniz, aktif bir sismik bölgenin, yani bir deprem kuşağının tam üstünde yer almaktadır:

Ölü Deniz in tabanı Rift Vadisi denilen tektonik kökenli bir çöküntü içinde yer alır. Bu vadi kuzeyde Taberiye Gölü nden, güneyde Arabah Vadisi nin ortasına kadar 300 km. lik bir uzantıda yer alır.14

Ayetin devamında "üzerlerine balçıktan pişirilmiş, istif edilmiş taşlar yağdırdık" cümlesiyle ifade edilen olayın ise, Lut Gölü kıyısında meydana gelen volkanik bir patlama ve bunun sonucunda püsküren "pişirilmiş kıvamdaki" kaya ve taşlar olması mümkündür. (Şuara Suresi nin 173. ayetinde aynı olay "...ve üzerlerine bir yağmur yağdırdık; uyarılıp-korkutulanların yağmuru ne kadar da kötü" şeklinde bildirilmiştir.)

Werner Keller bu konuda da şöyle diyor:

Bu deprem sırasında, yerkabuğunun çatlayıp çöküşü, kabuğun altında uyuyan volkanlara serbest yol vermiştir. Şeria nın yukarı vadisinde bugün de sönmüş kraterlere rastlanmakta olup buralarda kireç katmanları üzerinde geniş lav kütleleri ve bazalt katmanları yer almıştır.

İşte bu lav ve bazalt katmanları, zamanında burada volkanik bir patlamanın ve depremin olduğunu gösteren en büyük kanıtlardır. Kuran da, "üzerlerine balçıktan pişirilmiş, istif edilmiş taşlar yağdırdık" ifadesiyle tarif edilen olay da büyük olasılıkla bu volkanik patlamadır. Aynı ayette "...emrimiz geldiği zaman üstünü altına çevirdik" şeklinde ifade edilen olay da Rift Vadisi nde tektonik kökenli olan ve volkanların yeryüzüne büyük bir şiddetle çıkmasına sebep veren deprem ile onun getirdiği yarılma ve çöküntüler olmalıdır.

Lut Gölü nün taşıdığı "apaçık ayetler" gerçekten de son derece dikkat çekicidir. Kuran’da anlatılan kıssalar ve bildirilen olaylar, genelde, Ortadoğu, Arap Yarımadası ve Mısır etrafında yoğunlaşır. İşte bu toprakların hemen ortasında Lut Gölü vardır. Lut Gölü, etrafında geçen olaylar kadar jeolojik olarak da dikkat çekicidir. Göl, Akdeniz in yüzeyinden yaklaşık 400 metre daha alçaktadır. Gölün en derin yeri de 400 metre olduğundan, göl tabanı Akdeniz in yüzeyinden 800 metre alçaktadır. Bu, dünyanın en alçak noktasıdır: Dünyanın deniz yüzeyinden aşağı olan başka bölgelerinde alçaklık en fazla 100 metre kadardır. Lut Gölü nün başka bir özelliği de suyundaki tuz yoğunluğunun çok yüksek olması, tuz miktarının %30 u bulmasıdır. Bundan dolayı gölde balık ya da yosun gibi herhangi bir canlı yaşayamaz. Batı dillerinde Lut Gölü ne "Dead Sea" (Ölü Deniz) denilmesinin sebebi de budur.

Kuran da anlatılan Lut Kavmi ile ilgili olay, tahminlere göre yaklaşık MÖ 1800 yıllarında olmuştur. Alman araştırmacı, Werner Keller, arkeolojik ve jeolojik incelemelere dayanarak yaptığı açıklamalarda Lut Kavmi’nin yaşadığı Sodom ve Gomorra şehirlerinin yerlerinin Siddim Vadisi denilen ve Lut Gölü nün en alt ucunda bulunan bölgede olduğunu ve zamanında buralarda büyük ve geniş yerleşim alanlarının bulunduğunu belirtiyor.

Lut Gölü nün en dikkat çekici yapısal özelliği ise, Kuran da anlatılan helak olayının nasıl yaşandığını gösteren bir kanıttır:

 

Lut Gölü nün doğusunda bir yarımada oluşturan ve dile benzeyen bir kısım, gölün içine uzanır. Bu kısma Araplar "El Lisan" yani "dil" adını vermişlerdir. Burada suyun tabanında, adeta gölü ikiye ayıran fakat görülmeyen keskin bir dirsek uzanmaktadır. Bu yarımadanın sağında taban 400 metre derin olduğu halde, sol tarafı şaşılacak kadar sığdır. Son yıllarda yapılan ölçümlerden burasının derinliğinin ancak 15-20 metre kadar olduğu anlaşılmıştır. Daha sonradan oluştuğu tesbit edilen bu sığ bölge, önceki yazıda belirttiğimiz deprem ve bu deprem sonucu oluşan kütlevi bir çöküntünün eseridir. Eskiden Sodom ve Gomorra nın bulunduğu, yani Lut Kavmi nin yaşadığı yer işte burasıdır:

Zamanında buradan karşı kıyıya yürüyerek geçmek mümkündü. Eskiden Siddim Vadisi nde bulunan Sodom ve Gomorra şehirlerini, şimdi Ölü Deniz in alt bölümünün düzgün yüzeyi örtüyor. MÖ 2. bin yılın başlarında korkunç bir doğal felaket sonucu tabanın çökmesi, kuzeyden gelen tuzlu suyun bu yeni oluşan boşluğa akmasına ve buranın dolmasına sebep oldu.16

Lut Kavmi nin izleri, gözle de görülebilir... Kayıkla Lut Gölü nün bu alt ucunda gezildiğinde, güneş ışınları da suya uygun bir açıyla yansıyorsa, insan şaşılacak bir görünümle karşılaşır. Kıyıdan biraz ötede suyun içinde ağaçların belirdiği görülür. Bunlar da gölün son derece yoğun olan tuzlarının konserve ettiği ağaçlardır. Derinlerde yeşil renkte görülen ağaç gövdeleriyle ağaç artıkları çok eskidir. Bir zamanlar bu ağaçların yapraklarının yeşillendiği ve çiçek açtığı yer yani Siddim Vadisi, bölgenin en güzel yerlerinden biriydi.

Lut Kavmi’nin uğradığı felaketin teknik yönü, jeologların araştırmalarından anlaşılıyor. Buna göre, Lut Kavmini yok eden deprem, oldukça uzun bir yerkabuğu çatlağı (fay hattı)nın sonucunda oluşmuştur: Şeria Nehri nin yatağını oluşturan 190 kilometrelik mesafe boyunca Şeria Nehri toplam 180 metrelik bir düşüş yapar. Bu durum ve Lut Gölü nün deniz seviyesinden 400 metre alçak olması, burada bir zamanlar büyük bir jeolojik olayın meydana geldiğini gösteren önemli delillerdendir.

Şeria Nehri ile Lut Gölü nün bu ilginç yapısı da, yerkürenin bu bölgesinden geçen bir yarık ya da çatlağın ancak bir parçasından ibarettir. Bu çatlağın durumu ve uzunluğu son zamanlarda saptanmış bulunmaktadır.

Bu çatlak, Toroslar ın eteklerinden başlayıp güneye doğru Lut Gölü nün güney kıyılarından ve Arap çölü üzerinden Akabe Körfezi ne uzayıp oradan da Kızıl Denizi geçerek Afrika da son bulmaktadır. Bu uzun çöküntünün uzayıp gittiği yerlerde kuvvetli yanardağ hareketlerinin olduğu anlaşılmaktadır. Öyle ki, İsrail deki Galilee Dağları nda, Ürdün ün yüksek yayla kısımlarında, Akabe Körfezi ve diğer yakın yerlerde siyah bazalt ve lavlar bulunmaktadır.

Tüm bu kalıntılar ve coğrafi özellikler, Lut Gölü nde büyük bir jeolojik olayın yaşandığını göstermektedir. Werner Keller bu jeolojik olayı şöyle anlatıyor.

Bu bölgede bir gün kendini göstermiş olan çok büyük bir çökmede patlamalar, yıldırımlar, yangınlar ve doğal gazlarla birlikte korkunç bir deprem olmuş ve Siddim Vadisi ile birlikte Lut Kavmi nin şehirleri de yerin derinliklerine gömülmüşlerdir. Bu deprem sırasında, yer kabuğunun çatlayıp çöküşü, kabuğun altında uyuyan volkanları harekete geçirmiştir. Şeria nın yukarı vadisinde bugün de sönmüş kraterlere rastlanmakta olup buralarda kireç katmanları üzerinde geniş lav kitleleri ve bazalt katmanları yer almıştır.

National Geographic ise Aralık 1957 sayısında konu hakkında şöyle diyordu:

Sodom tepesi, ölü denize doğru yükselir. Hiç kimse şimdiye dek yok olan şehirler Sodom ve Gomorra yı bulamadı, fakat bilim adamlarına göre bu şehirler kayalıkların karşısındaki Siddim Vadisi nde duruyorlar. Büyük ihtimalle Ölü Deniz in taşkın suları ve depremin altında kaldılar.

Pompei de AYNI Sona UĞRAMIŞTI

Kuran da, Allah ın kanunlarında hiçbir değişiklik olmadığı şöyle haber verilir:

...Onlara uyarıcı-korkutucu geldiğinde, nefretlerinden başkasını arttırmadı. (Hem de) Yeryüzünde büyüklük taslayarak ve kötülüğü tasarlayıp düzenleyerek. Oysa hileli düzen, kendi sahibinden başkasını sarıp-kuşatmaz. Artık onlar öncekilerin sünnetinden başkasını mı gözlemektedirler? Sen, Allah ın sünnetinde kesinlikle bir değişiklik bulamazsın ve sen, Allah ın sünnetinde kesinlikle bir dönüşüm de bulamazsın. (Fatır Suresi, 42-43)

Evet, "Allah ın sünnetinde (kurallarında) hiçbir değişiklik" yoktur. Allah’ın kurallarına aykırı giden, O na başkaldıran herkes, aynı ilahi kanunla karşılık görür. Roma İmparatorluğu nun dejenerasyonunun sembolü olan Pompei de, aynı Lut kavmi gibi, cinsel sapkınlıklara batmıştı. Sonu da Lut Kavmi yle benzer oldu.

Pompei nin helakı, Vezüv Yanardağı nın patlamasıyla gerçekleşmişti.

Vezüv Yanardağı, İtalya nın, özellikle de Napoli kentinin sembolüdür. Yaklaşık, 2000 yıldan beri suskun olan Vezüv "İbret Dağı" şeklinde adlandırılır. Vezüv ün bu şekilde tanımlanması boşuna değildir. Ünlü Sodom ve Gomorra kentlerinin başına gelen felaketle, Pompei faciası birbirine çok benzemektedir.

Vezüv ün batı yamacında Napoli, doğu yamacında ise Pompei kenti yer alır. Yaklaşık 2000 yıl önce yaşanan bir lav ve kül felaketi, bu kentin insanlarını ani bir biçimde yakalamıştı. Felaket öylesine ani olmuştu ki, her şey 2000 yıl öncesinde olduğu gibi kaldı. Sanki zaman dondurulmuştu.

Pompei nin böyle bir felaketle yeryüzünden silinmesinde elbette ders çıkarılabilecek bir yön vardı. Tarihi kayıtlar, şehrin yok olmadan önce tam bir sefahat ve sapkınlık merkezi olduğunu gösteriyor. Şehrin en belirgin özelliği, fuhuşun çok yaygın olmasıydı.


Üstte, felaket öncesinde Pompei kentindeki refah ve zenginliği gösteren bir fresk. Alttaki resimde Pompei de yapılan kazılarda çıkarılan taslaşmış cesetler.

Ancak Vezüv ün lavları bir anda tüm kenti haritadan sildi. Olayın en ilginç yanı ise, kentin günlük yaşantısı içinde, Vezüv ün korkunç patlamasına rağmen, kimsenin kaçmamış ve adeta büyülenerek felaketin farkına bile varamamış olmalarıydı. Yemek yiyen bir aile, o andaki gibi aynen taşlaşmıştı. Cinsel birleşme halinde, sayısız taşlaşmış çift bulunmuştu. Daha da önemlisi, bu çiftler arasında, aynı cinsten olanlar, küçük erkek ve kız çocuklar da vardı. Pompei kalıntılarından çıkarılan taşlaşmış insan cesetlerinin, bazılarının yüzleri hiç bozulmadan kalmıştı. Genel yüz ifadesi şaşkınlıktı.

İşte facianın en akıl almaz yönü buradadır. Nasıl olmuş da binlerce insan hiçbir şey görmeden ve duymadan, adeta ölümün gelip kendilerini yakalamasını beklemişlerdir?


Pompei kalıntıları arasından çıkarılan bir başka taşlaşmış beden

Olayın bu yönü, Pompei nin yokoluşunun Kuran da anlatılan helak olaylarına benzediğini gösteriyor. Çünkü Kuran da, helak olayları anlatılırken "birden yok olma" üzerinde durulur. Örneğin Yasin Suresi nde anlatılan "şehir halkı", tek bir anda topluca ölmüşlerdir. Surenin 29. ayetinde bu durum şöyle anlatılır:

(Onlara) Yalnızca bir tek çığlık (yetti); anında sönüverdiler. (Yasin Suresi, 29)

Kamer Suresi nin 31. ayetinde Semud kavminin helakı anlatılırken de yine "anında yok olma" olayına dikkat çekilir:

Çünkü Biz onların üzerine bir tek çığlık gönderdik. Böylece onlar, ağıldaki çalı-çırpı olan kuru ot gibi oluverdiler. (Kamer Suresi, 31)

Pompei halkının ölümü de ayetlerde anlatıldığı şekilde, "anında yok olma" tarzında gerçekleşmiştir.

Tüm bunlara rağmen, Pompei nin eski yerinde bugün olaylar pek fazla değişmiş değil. Napoli nin sefahat mahalleleri, Pompei den hiç aşağı kalmıyor. Kapri Adası, eşcinsellerin ve çıplakların kamp yaptıkları bir üs durumunda. Kapri Adası turizm reklamlarında "Eşcinseller Cenneti" olarak tanımlanıyor. Sonuçta, yine bölge halkının aynı tür bir yaşamı seçtikleri görülüyor. Yalnızca Kapri de ve İtalya da değil, dünyanın hemen hemen her tarafında bu tür bir ahlaki dejenerasyon yaşanmakta ve insanlar geçmiş kavimlerin başlarına gelen felaketlerden ders almamakta ısrar etmektedirler.

Pompei kalıntılarından çıkarılan taşlaşmış insan cesetlerinden birkaç örnek.

 

Tüm bunlara rağmen, Pompei nin eski yerinde bugün olaylar pek fazla değişmiş değil. Napoli nin sefahat mahalleleri, Pompei den hiç aşağı kalmıyor. Kapri Adası, eşcinsellerin ve çıplakların kamp yaptıkları bir üs durumunda. Kapri Adası turizm reklamlarında "Eşcinseller Cenneti" olarak tanımlanıyor. Sonuçta, yine bölge halkının aynı tür bir yaşamı seçtikleri görülüyor. Yalnızca Kapri de ve İtalya da değil, dünyanın hemen hemen her tarafında bu tür bir ahlaki dejenerasyon yaşanmakta ve insanlar geçmiş kavimlerin başlarına gelen felaketlerden ders almamakta ısrar etmektedirler.



loirena

loirena resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Önemli Bilgiler >Dünyada ki felaketlere uzaydan bakış..
  31.Tem.2009 Cum 22:03:37

Sahara Çölü’nden gelen tozlar, hava kirliliği ile birleşip İngiltere’nin Batı kıyıları boyunca uzanıyor. Adalarda görülen kırmızı noktalarda ise devam eden yangınları gösteriyor.

5 Mayıs 2008’de çekilen bu fotoğrafın sol taraıfında görülen ince uzun dumanlar Şili’deki Chaiten Volkanı’ndan yükseliyor

7 Haziran 2004; Amazon ve Negro Nehirleri’nin neden olduğu sel.
 
Uluslararası Uzay Ajansı’ndan çekilen bu fotoğrafta saatte 250 kilometre hızla ilerleyen Dean Kasırgası görülüyor.
 
Ekim 2007; Güney Caliornia’yı etkisi altına alan orman yangını
 
Kuril Adası’ndaki Sarycev Volkanı
 
26 Ağustos 2007’de Aqua uydusunun çektiği bu fotoğrafta, Yunanistan’ı etkisi altına alan orman yangınının büyüklüğü gözler önüne seriliyor
 
 
NASA’nın Aqua uydusu tarafından çekilen bu fotoğrafta, Irak ve İran’ı etkisi altına alan kum fırtınası görünüyor
 
 
23 Şubat 2009; Güney Avusturlya’daki orman yangınları
 
 
Uzay uçuşlarının başlangıç yeri; Cape Canaveral
 
Japonya’nın MTSAT uydusu tarafından çekilen bu fotoğrafta, Ay’ın gölgesi Çin ve Tayvan üzerine düşmüş.
 
15 Nisan 2008; Güney Asya’yı vuran Nergis Kasırgası öncesinde Burma
 
Bu güne kadar çekilmiş, en detaylı ve en doğru renklerle çekilmiş ‘Mavi gezegen’ fotoğrafı. Bu görüntü, uydulardan çekilen detaylı görüntülerin brileştirilmesi ile elde edildi.
 
Fransız Polinezyası’ndaki Tikehau Mercanadası, NASA’nın Observing-1 uydusu tarafından böyle görüntülendi.
 
5 mayıs 2008’de çekilen bu fotoğrafta da Nergis Kasırgası’nın yarattığı tahribat görünüyor. Kırmızı kare içinde yer alan Yangon kenti sularla çevrilmiş durumda.
 
Dubai kıyılarında insanoğlu tarafından yaratılan ‘Palmiye’ ve ‘Dünya’ adaları...
 
Endonezya’nın Sumbawa Adası‘nda yer alan Tambora Volkanı
 
Meksika Körfezi üzerindeki Ike Kasırgası Texas’a ilerliyor. Fotoğraf 10 Eylül’de Uluslararası Uzay İstasyonu’ndan çekildi.
 
ASTER Uydusu’ndan Himalayalar böyle görüntülendi. Fotoğrafın orta bölümünde Everest seçilebiliyor.
 
Papua Yeni Gine’deki Manam Volkanı’ndan dumanlar yükseliyor.
Pek çok uydu görüntüsünün birleştirilmesi ile oluşturulan bu fotoğraf gece saatlerinde Dünya’yı gösteriyor. Işıklı alanlar, yoğun şehirleşmeyi gösteriyor.
 
Milenyum Adası’nın, Uluslararası Uzay Ajansı mürettebatı tarafından çekilen fotoğrafı.
 
Dünya’nın en büyük mercan sistemi olan Avusturlya’nın Büyük Bariyer Resifi...


loirena

loirena resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Önemli Bilgiler >NASA dan KIYAMET açıklaması..!
  31.Tem.2009 Cum 22:17:29

NASA DAN KIYAMET YANITI

Her 3 bin 600 yılda bir güneşin yörüngesine girerek dünyanın yakınından geçen Marduk, (Nibiru) isimli gezegenin dünyaya çarpacağı söylentileri ayyuka çıkınca NASA, halkın endişelerini ortadan kaldırmak için bir açıklama yaptı. NASA, Marduk’un 21 Aralık 2012’de dünyaya çarparak Maya takviminin son gününde dünyanın sonunu getireceği iddialarına internet sitesinden soru-cevapla yanıt verdi:

NEREDEN ÇIKTI BU SÖYLENTİ?

2012’te kıyametin olacağı nereden çıktı?

Marduk söylentisinin kökeni Sümerlere dayanıyor. Bu gezegenden gelen uzaylıların dünyayı ziyaret ettiğine inanılıyordu.

DOĞRU OLAMAZ MI?

Sümerler astronomide çok gelişmişlerdi. Öngörüleri doğru olamaz mı?
Sümerler Uranüs, Neptün ve Pluton’u keşfetti. Ama dünyanın güneşin etrafında döndüğünü anlayamadılar.

PEKİ YA GEZEGEN X NE?

Marduk 1983’te “Gezegen X” olarak keşfedilmedi mi?

1983’te IRAS uydusu anlaşılamayan bir şey görüntüledi. Bunun bir galaksi olduğu anlaşıldı. Ama basın bunu yeni bir gezegen olarak ilan etti.

BİZ İHTİMAL DEDİK, BASIN KESİN DİYE VERDİ

Ama güneş fırtınalarının Amerika’yı 1 ay felç edeceği söyleniyor? Kaynakları da NASA. Bu nasıl oluyor?

Araştırma en kötü senaryoya göre hazırlandı. Ancak basın bunu olacak gibi verdi.

NEDEN 2012?

Maya takvimi neden 2012’de bitiyor

Maya uygarlığı çok zekiydi. Karmaşık bir takvim geliştirdi. Dünyanın bu zamana kadar varlığını sürdüreceği öngörülmediği için 2012’de sonlandırdı

GEZEGENLER AYNI HİZAYA GELİNCE NE OLACAK?

2012’te tüm gezegenler aynı hizaya gelecek. Dünya da Samanyolu’nun tam ortasında yer alacak. Bu dünyanın çekim kuvvetinin tersine döndürür mü?

Dünya Samanyolu’nun merkezinden 30 bin ışık yılı uzakta. Gezegenlerin aynı düzleme gelmesi de özel bir çekim alanı yaratmaz.

YA GÜNEŞ FIRTINASI?

2012’deki güneş fırtınaları dünyanın manyetik alanını değiştirecek mi?

Güneş fırtınaları her 11 yılda olur. Şimdiye dek dünyada bir canlıya zararı dokunmadı.


loirena

loirena resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Önemli Bilgiler >Yüz yılın Güneş Tutulması..
  31.Tem.2009 Cum 22:20:55

Yüzyılın en uzun süren güneş tutulmasını milyonlarca kişi ilgiyle izledi. Güney Asya dan izlenebilen tutulmanın hiçbir evresi, Türkiye den görülemedi.
 
Türkiye saati ile 03.53 te başlayan güneş tutulması tam 6 dakika 39 saniye sürdü. Hindistan ın batısındaki Gucarat eyaletinde güneşin doğuşundan kısa bir süre sonra başlayan tutulma, 15 bin kilometre uzunluğunda, 200 kilometre eninde bir koridor halinde; Hindistan, Nepal, Bhutan, Bangladeş, Myanmar, Çin ve Japon Ryukyu adalarına yayıldı
 
 
Tutulmayı yaklaşık iki milyar kişi izledi. Güneş tutulmasının en iyi izlendiği yer olan Şanghay Heykeltıraş Parkı na binlerce kişi akın etti.
 
 
 
 

GÜNEŞ TUTULMASI NEDİR?

Güneş Tutulması, Ay ın Güneş le Dünya arasında girmesi ve bazı özel koşulların sağlanması sonucu oluşur.  Tutulmanın olabilmesi için Ay "Yeni Ay" fazında ya da Dünya etrafındaki yörüngesinde düğümler yakınında bulunmalıdır.

NİÇİN GÜNEŞ TUTULMASI DAHA SIK OLMUYOR?

Ay bilindiği üzere bir yıl içinde Dünya nın etrafında 12 kez dolanır. Eğer Ay ın yörünge düzlemi Dünya nın yörünge düzlemi ile çakışık olsaydı, bir yılda 12 kez Güneş tutulması olabilecekti. Fakat durum böyle değildir. Ay ın yörünge düzlemi, Dünya nın yörünge düzlemi ile yaklaşık 5º9 lık bir açı yapar. Bu da Ay ın Dünya etrafındaki her dolanımında Güneş in önünde geçerken bir Güneş tutulması oluşmasını engeller. Bütün şartlar göz önüne alındığında, bir yılda en az iki kez, en çok beş Güneş tutulması meydana gelebilir.

GÜNEŞ TUTULMASI İLE İLGİLİ EFSANELER NELERDİR?

Güneş tutulması çeşitli kültürlerde farklı biçimlerde açıklanmaya çalışılmıştır. Çin de ejderhanın güneşi yemesi olarak düşünülmüş, Mısır da kötü kalpli yılanın güneş tanrısı Ra ile kavgası olarak açıklanmıştır. Vietnam da bir kurbağanın marifeti olduğuna inanılan bu duruma, Güney Amerika da kara bir jaguarın, İskandinavya da ise bir kurdun neden olduğu düşünülmüştür. Kızılderililerde Ay ile Güneşin savaşı olarak tanımlanan güneş tutulmasında Mezopotamyalılar meşaleler yakarak güneşi tekrar parlatmaya çalışmışlardır.



loirena

loirena resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Önemli Bilgiler >Zamanın durduğu kara delik..
  31.Tem.2009 Cum 22:36:16

ABD nin 70 yıllık köklü bilim kurumu Jet Propulsion Laboratory duyurdu. En büyük kara delik bulundu. Bu kara delik öyle büyük ki güneşin tam 6 milyar 400 milyon katı...

Bu devasa kara delik dünyadan 50 milyon ışık yılı uzakta. Kara deliğin astronomi katalog numarası "M87" oldu.
 
 
M87 kara deliği 50 milyon ışık yılı uzakta... 1 ışık yılının uzunluğu, 9,9 trilyon km. M87 nin uzaklığına "yakınlardan örnek" şöyle verilebilir: Samanyolu Gökadası, uzun çapında 110, kısa çapında 60 bin ışık yılı genişliğinde. Samanyolu na en yakın galaksi olan Andromeda nın çapının Samanyolu nun iki mislinden fazla 250 bin ışık yılı genişliğinde olduğu tahmin ediliyor.
 
 
KARA DELİK NEDİR?: Kara Delik uzayda çok fazla maddenin bir noktaya toplanması ile meydana gelen bir nesnedir. Çok fazla maddeye sahip olmasından dolayı kütle çekimi o kadar güçlüdür ki, ne ışık ne madde ne de her hangi diğer bir informasyon onun bulunduğu alandan uzaklaşamaz. Bu yüzden görünmez ve sadece kara bir delik olarak belirir. Bu inanılmaz kütle çekimi ile gezegenleri, yıldızları, büyük güneşleri, ışığı ve hatta zamanı bile bükerek, kendine çekip yutar.
 
 
ZAMANIN DURDUĞU YER: Kara deliklerin üç boyutlu olmadığı, sıfır hacimli olduğu kabul ediliyor. Karadeliklerin içinde zamanın yavaş aktığı ya da akmadığı tahmin ediliyor.
 
Bir karadeliğin çekim alanına kapılmış maddenin karadelikçe yutulmadan önce müthiş sıcaklık derecesine ulaştığı ve bu yüzden önemli miktarda X ışını yaydığı saptandı. Böylece bir karadeliğin varlığı, kendisi ışık yaymasa da çevresinde bu tür icraat yarattığı için saptanabiliyor.
 
Güneşimizden çok daha büyük dev kütleli yıldızlar, kurama göre "öldüklerinde" çekim gücü sonsuz karadeliğe dönüşebiliyor.
 
 
EN ESRARENGİZİ: Gökcisimlerinin en esrarengizlerinden pulsar (atarca), "kalp gibi atan" anlamına geliyor ve kara deliklerle bağlantılı.
 
Pulsar, içinde bulunduğu nebulaların (bulutsu gökcismi) çekirdeği ve kalbi hükmünde olduğu kadar, kalp atışları gibi düzenli aralıklarla radyasyon yayıyor. Bunlar kurama göre nötron yıldızları ve süpernova patlamasıyla pulsar veya karadeliğe dönüşebiliyor.
 
20 km çapında pulsar o kadar yoğun ki, bir çay kaşığı kadar maddenin Dünya daki ağırlığı 100 milyon ton olarak hesaplanıyor.
 
Samanyolu nda 100 milyon adet olabilecek Güneş çapında orta boy yıldız, yakıtları tükendikten sonra beyaz cücelere dönüşüyor. Sadece büyük kütleli yıldızlar (yani Güneşimizden en az 8 kat daha fazla kütleye sahip yıldızlar) süpernova patlaması sonucu kendi üstüne çökerek nötron yıldızı veya karadelik oluşturabiliyor
<<1...1516171819202122232425 262728293031>>