ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul


29 Nisan 2024, Pazartesi 07:55   

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

En İyiler  Son Eklenenler       
sohbet forum basliklari  CC-Forum> Mühim Mevzular > Bilim - Teknoloji - Sağlık - Yaşam
forum sohbet oyun basliklari
   *:-))))__cc Sağlık Köşemize Hoş Geldiniz.....
 <<12345 6>>
Mesaj Ekle, sohbet ve oyun icin cagir
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

NeVarNeYokDeler

NeVarNeYokDeler resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  15.Ara.2006 Cum 00:25:22sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
Sağol Birader Bizim Bi Ajan Arkadaşın Sorunu Vardı Bunları Okusun
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

prenses344

prenses344 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  15.Ara.2006 Cum 19:29:59sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d


BAHAR YORGUNLUĞU


Uzmanlar, hareket etmeyi, bol güneşlenmeyi, yürüyüş yapmayı ve b ve c vitamini almayı öneriyor.


Göğüs ve kalp hastalıkları uzmanları, psikiyatrisiler ve diyetisyenler, bahar aylarında ısınan havaların özellikle romatizma, astım, kalp, mide ülserleri ve hipertansiyon gibi rahatsızlıkları bulunanları etkileyebileceğini belirterek, önlem alınmasını istiyor.


Uzmanlar, bahar aylarında insan metabolizmasında oluşan değişikliklerin beraberinde yorgunluğu da getirdiğine işaret ederek, bahar yorgunluğunun bir hastalık olarak tanımlanmadığını ama önlem alınmazsa kronikleşebileceğini kaydediyor.


Uzmanlara göre, havaların yavaş yavaş ısınmasıyla birçok kişide halsizlik, yorgunluk, eklem ağrıları, uyku isteği gibi ortak şikayetler görülüyor. Bu yakınmaların çoğu bahar yorgunluğuna bağlanıyor. Bu yorgunluğa bağlı olarak kalp ve romatizma hastalarında yakınmaların arttığı da belirtiliyor.


Havadaki elektrik artıyor


Uzmanlar, bahar mevsiminde havadaki elektrik yükünün arttığını, bu yükün iyonlar aracılığıyla taşındığını belirterek, pozitif ve negatif değerde iki tür iyondan pozitif olanlar arttıkça vücuda zindelik geldiğini, negatif yüklü iyonların artmasının ise yorgunluk, halsizlik ve gerginliklere neden olduğunu ifade ediyor.


Uzmanlara göre, havadaki elektrik yükü şehirlerde daha fazla görülüyor ve taşıtların havayı kirletmesi, sanayi atıkları, trafik elektrik yükünü artırıyor.


Elektrik yükünün yoğunluğu, bahar mevsiminde sinir gerginliğini ve stresi tırmandırıyor. Bu durum, damarlardaki büzülmeyi artırıyor. Damarlardaki büzülme midede olursa ülsere bile neden olabiliyor.


Diyetisyenler ise bahar mevsiminde sebze ve meyvelerin yanı sıra bol sulu gıdalar yenmesini öneriyor. Çünkü meteorolojik değişiklikler yüzünden vücuttaki su oranında bozukluklar görülebiliyor.


Önlemler


Baharda vücudun daha çok vitamin ve minerale ihtiyacı olduğunu belirten uzmanlar, şu uyarılarda bulunuyor:


-Vücut özellikle de B ve C vitaminleri ile potasyuma ihtiyaç duyar. B ve C vitaminleri sebze ve meyvelerde, potasyum da domates, patates ve kayısıda bol miktarda bulunur. Bu nedenle meyve, sebze, patates, kayısı tüketimini artırın.


-Günde 3 litre su için. Yemek yemeden ve yatmadan önce azar azar içerek vücudunuza ihtiyacı olan suyu sağlayın.


-Uyku ritmine dikkat edin. Rahat bir uyku için yatağa girmeden önce günlük bütün stres nedenlerinizi aklınızdan uzaklaştırın. Hoşunuza giden konuları düşünün veya hoşlandığınız bir film seyredin.


-Hareket edin, bol bol güneşlenin, yürüyüş yapın.


-Alkol kullanıyorsanız, mümkün olduğunca azaltın. Çünkü yorgunluktan kurtulmak için alkole sarılmak çözümü zor problemleri ortaya çıkarabilir

 

cc lilerin sağlığı bizim için önemlidir.....

 

kiz.gif


     

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

CcTiMcC

CcTiMcC resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  16.Ara.2006 Cmt 00:15:01sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

belsoğukluğu
Tıp dilinde gonore denilen bir çeşit zührevi hastalıktır. Cinsi münasebetle bulaşır. İdrar yollarında acıma, yanma, şişlik ve akıntı ile belirir. Akıntı cerahatlıdır. Bu cerehat ellere bulaşacak ve eller de gözlere sürülecek olursa, körlüğe neden olabilir. Kadınlarda da, beyazımtırak cerahatlı akıntı, sık sık idrara gitme, idrar yaparken ağrı ve yanma ile kendini gösterir. Üreme organlarında akıntı görüldüğünde, mutlaka tedavi edilmesi gerekir. Aksi halde kendisinde bel soğukluğu görülen, bu hastalığı cinsel ilişkide bulunduğu herkese bulaştırır.

idrar tutukluğu
Mesane (idrar torbası) dolu olduğu halde idrar yapılamaz. Karnın alt bölgesi gerginleşmiştir. Bastırılınca ağrı hissedilir. Tıp dilinde akut retansiyon adı verilen bu durumun nedenleri çeşitlidir. Örneğin, böbreklerde taş, prostat büyümesi, idrar yollarının doğuştan kusurlu olması, fazla miktarda alkol içmek, mesane felci, belsoğukluğu, sinir hastalıkları veya üşütmek idrar tutukluğuna neden olabilir. İlk tedbir olarak hastanın karnına içinde sıcak su olan bir şişe konur. Sıcak su ile banyo yapılırken, idrar çıkarmaya çalışılır.

idrar yollarında yanma
İdrar yollarında veya idrar yaparken yanma çeşitli nedenlerden kaynaklanır. belsoğukluğu, ülser, mesane iltihabı, prostat iltihabı, mesane uru, yumurtalık iltihabı, apandisit düşünülebilir. Bu nedenle tedaviye geçmeden önce, hastalığı doğuran nedeni tespit etmek gerekir. Tedavi, hastalığı doğuran nedene göre yapılır.

idraryolları iltihabı
İdrar torbası iltihabı; idrar yolları taşı, belsoğukluğu veya eklem hastalıklarının neden olduğu bir hastalıktır. Çok içki içenlerde görülür. İdrar yollarında acıma hissedilir. Tedaviye yardımcı olmak için bol miktarda su içilir, sıcak banyolar yapılır.

kısırlık
Erkek veya kadının döl vermemesi haline, halk arasında kısırlık, tıp dilinde ise sterilite denir. Nedenlerini, erkek ve kadında ayrı ayrı incelemek gerekir. - Erkeklerde KısırlıkNormal cinsel ilişkide bulunmayan veya menisi olmayan erkeklere kısır denir. Psikolojik etkenler, iktidarsızlık, erkek uzvunda görülen şekil bozukluğu, gereği gibi tedavi edilmemiş belsoğukluğu, yumurtaların yerlerine inmemiş olması, kabakulak hastalığı sırasında husyelerin iltihaplanmış olması kısırlığı doğuran en başta gelen nedenlerdendir. - Kadınlarda Kısırlık Cinsi münasebetlerin, hamile kalma ihtimalinin çok az olduğu zamanlarda yapılması, fallop borularının tıkalı olması, döl yatağında görülen hastalıklar, hormon salgılarının yetersiz olması, rahim veya dış üretim organlarında görülen şekil bozuklukları, şeker hastalığı veya tiroid bozuklukları, beden yorgunluğu, sinir bozukluğu en başta gelen nedenlerdendir. Çocuk sahibi olmayan eşlerin, tepeden tırnağa kadar muayene olup, gerçek nedenleri, tespit ettirmeleri gerekir.

rahim iltihabı
Rahimim iç yüzünün iltihaplanmasına tıp dilinde endometri denir. Nedeni, belsoğukluğu, doğumdan ve çocuk düşürdükten sonra rahimde parça kalması veya rahim düşüklüğüdür. Hastanın karın bölgesi hassastır, vajinadan cerahatli ve sümüğe benzer akıntı gelir. Aybaşı kanamaları fazla olur. Bacaklarda ve leğen kemiği bölgesinde ağrı vardır. Bu ağrılar dinlenmekle geçer. Doktora başvurmak gerekir.


Önemli Not. bu hastalık hakkında kancık köpek fantazisi dolanır halk arasında ağızdan ağıza fakat bi türlü bi bağlantı kuramadım..
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

wooy

wooy resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  16.Ara.2006 Cmt 00:52:49sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

Tim Kardeşim Emeğine Sağlık Paylaşımın İçin Teşşekürler. Umarım Yeni Nesiller Bizden Daha Bilgili Ve Bilinçli Toplum Oluşturmayı Başarabilirler.

 Bu Arada Dip Ve Önemli Not ; Köpek Kuduz Olmasın Aman Haaa...

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

prenses344

prenses344 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  16.Ara.2006 Cmt 16:10:52sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d


BEYNINIZI ZINDE TUTUN


Yaşımız ilerledikçe meydana gelen hafıza kayıpları, sistemin dolmaya başlaması tarzında izah ediliyordu. Bugün aynı zamanda hafıza kapasitemizin ancak bir bölümünü kullandığımızı, eğitimle bu kapasiteyi arttırabileceğimizi, kayıpları yine eğitimle ve tekrar ile azaltabileceğimizi ve yavaşlatabileceğimizi biliyoruz. Buna rağmen yaşlanmayla sinir sistemimiz, önceki yıllara nazaran biraz daha yavaş ve biraz daha dalgalı çalışmaya başlıyor.

Ancak isimleri hatırlayamama, beyninizin zengin, sağlıklı bir iletişim ağına sahip olduğunun da bir göstergesi olabilir. Çünkü bu bağlantılar birbirleriyle yarışmaya girmekte ve bazıları baskılanabilmektedir.

Her halükarda yaş ilerledikçe beynimizin fiziksel olarak yıprandığı da bir gerçek. Ayrıca yaşlandıkça beynimiz daha yavaş çalışıyor, sinir hücreleri (nöronlar) zayıflıyor ve ölüyor. Bilim adamları, hayata ihtiyacımızdan daha fazla nöronla başladığımızı, beynimizde hücrelerin, birbirlerini takviye edebilecek şekilde sıralar oluşturduğunu ve savaşta askerlerini kaybeden fakat çarpışma için yeni gruplar oluşturabilen bir ordu gibi davrandığını söylüyorlar. Bu durum ise “beyin rezervi” olarak adlandırılıyor.

Uzmanlar, beyinde saklı tutulan mevcut hafızamızın yaşlandıkça önemli miktarlarda kaybolmadığını, bunun yerine yeni bilgileri depolayan beyin yapılarının yaş ilerledikçe zayıfladığını bildiriyorlar. Örneğin bilgilerin saklanması için asetil kolin adlı maddeyi üreten bazal ön beyin normal yaşlanma süreci içinde hücrelerinin yarısını kaybedebilmektedir.

YAŞLANDIKÇA NELER KAZANIRIZ?

Yaşlanma hepten kötüye gidiş anlamına gelmiyor. Nice yaşlı kişiler gençleri alt edebilecek yeteneklere sahipler. Yaşlı beyinler daha geniş bir kelime haznesine, yazılı metinleri daha iyi anlama ve olayları daha geniş açıdan yorumlayabilme özelliğine sahipler.

Johns Hopkins Üniversitesi Tıp Fakültesi Geriatri Nörolojisi Doçenti Claudia H.Kawas, “80 yaşındaki bir gruba belirli bir günde bir numaraya telefon açmalarını söyleyin. Bunlar bu işi gençlere göre çok daha iyi becereceklerdir. Çünkü yapılacak işlerin listesini tutmak gibi daha etkin stratejiler geliştirmişlerdir kendilerine göre” diyor. Kawas yaşlanmayı “uyum kaybı” olarak tanımlıyor ve ilave ediyor: “Görevlerinizi başarabilecek yeni yaklaşımlara uyum sağlayabildiğiniz ölçüde, başarılı bir yaşlısınız.”

Beynimizin 1 cm3’de, bir trilyon bağlantılı, 100 milyar nöron bulunmakta ve bu nöronlar arasında her bir saniyede 10 milyon x milyar kere uyarı gerçekleşmektedir. Tüm bunlar 1300 gramdan daha hafif, sınırsız kompleks bir kimyasal fabrikayı oluşturmaktadır. Bu fabrika içerisinde hücreler arası bağlantılar ve etkileşimler ve bu etkileşimi sağlayan kimyasal maddeler hafıza sistemimizin temelini teşkil etmektedir.

NORMAL VE ALZHEİMER’ Lİ BEYİN:

Yapılan bir çalışmada her üç kişiden ikisi yaşlanmayla birlikte meydana gelen doğal hafyza kaybının farkına varamamaktadır. Ve yine bir çoğumuz seyrettiğimiz filmdeki oyuncuların isimlerini hatırlayamama veya bazen arabayı parkettiğimiz yeri unutma gibi belirtilerle başlayan ve sinsice ilerleyerek entellektüel yeteneklerin kaybı şeklinde karşımıza çıkan Alzheimer hastalığının farkına varmayız.

Uzmanlar bu iki durum arasındaki ince çizgiyi şu şekilde belirtiyorlar: Anahtarları bıraktığınız yeri unutmanız önemli değil. Fakat onları bulduğunuzda oraya koyduğunuzu hatırlamıyorsanız bir problem var demektir. Veya annenizin pişirdiği pastayı size ikram etmeyi unutması önemli değil. Fakat pasta yaptığını unutması durumunda alarm zili çalıyor demektir.

Sinir hastalıkları uzmanları herhangi bir yaşta sağlıklı bir beyin için şu önerilerde bulunuyorlar:

Daha az yiyin. Beynimiz, tüm vücut dokuları gibi kalori yakıyor. Hücrelerimiz daha az kalori yakarak DNA veya mitokondrimizi (hücre içinde enerji üreten küçük mutfaklar) hasara uğratan serbest oksijen radikalleri olarak adlandırılan zararlı maddeleri daha az üretecektir.

Zararlı maddelerden uzak durun. Aşırı alkol ve ilaç bağımlılığı beyin hücreleri için zararlı olmaktadır.

Kendinizi geliştirin. Yeni yetenekler kazanmak ve hafızanızı canlı tutmak için zihinsel egzersizler yapmak (bulmaca çözme, şiir gibi belirli metinleri hatırlama, vb.) beyin hücreleri arasındaki bağlantıları artırmaktadır.

Kendinize daha fazla güvenin. Kendinizi başarılı olacak şekilde planlayın. Kendi hayatınızı kontrol altında tuttuğunuza inanıyorsanız beyin kimyanız da düzelecektir.

Antioksidanlı maddeler alın. E ve C vitaminleri, toksik serbest radikalleri parçalayarak sinir hücrelerinin hasarını önleyebilmektedir.

cc lilerin sağlığı bizim için önemlidir.....

 

kiz.gif


     

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

prenses344

prenses344 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  18.Ara.2006 Pzt 22:17:26sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d


BILGISAYAR EKRANI VE SAGLIK


Bilgisayar video gösterim terminallerinden (VDT, Monitör) kaynaklanan iyonlayıcı ışınlar, statik elektrik yükleri, morötesi, kızılötesi ışınlar, akustik gürültü ve ultrasesler, çok düşük frekanslı (VLF. ELF) elektromagnetik alanlar, mikro dalgalar vb. fiziksel faktörlerin ekran başında çalışanların sağlığını olumsuz yönde etkilediği, bilgisayar kullananlarda, kanser, sara (epilepsi), deri hastalıkları, gözlerde katarakt (perde), düşükle sonuçlanan gebelik ya da sakat çocuk doğumları gibi olayların görüldüğü, bir bölüm bulvar gazeteleri ile bazı mesleksel ya da popüler bilim-teknik dergileri tarafından zaman zaman gündeme getirilmektedir. Bunun sonucu olarak monitör ekranı başında görev yapanlar, sürekli bulunanlar da haklı olarak tedirginlik duymaktadırlar. Bu yazımızda, bilgisayar ekranı başındakilerin ne tür sağlık riskleri ile karşı karşıya olabileceği, medyada konu edilen, kulaktan kulağa yayılan tehlikeli etkilenmelerle ilgili söylemlerin gerçeklik durumları irdelenecek ve bilgisayar ekranı başındaki çalışmalarda ergonomik açıdan daha sağlıklı, daha az yorucu çalışma koşullarının yaratılması yöntemlerine değinilecektir.


RİSK FAKTÖRLERİ

Monitör ekranı ile, hard disk, merkezi işlemci ve diğer kartların bulunduğu donatım sistemlerindeki (hardware) elektrik-elektronik devreler ve devre elemanlarından kaynaklandığı iddia edilen fiziksel hijyen faktörleri genellikle;

- Ekrandan (resim tüpü) yayılan X (Röntgen) ışınları,

- Morötesi (ultraviolet), Kızılaltı (infrared) ışınlar,

- VLF, ULF, ve ELF (çok düşük ve pek çok düşük frekanslı) elektrik ve magnetik alanlar,

- Statik elektrik yükleri,

- Akustik gürültü (ultrason, infrason),

- Elektronik devre elemanlarından havaya yayılan(!) kimyasallar (polichlorinated biphenils),

- Ekran pırıldaması

- Gözü etkileyen ışık yansımaları v.b.

olarak tanımlanmaktadırlar.


İYONLAYICI RADYASYON ( X Röntgen Işınları)

Bu fiziksel ve kimyasal(!) hijyen faktörlerine, özellikle ekrandan yayılan X ışınlarına yakından maruz kalan bilgisayar operatörlerinde, bu ışınlar ya da elektromagnetik alanların neden olduğu kanserler, düşükle sonuçlanan gebelikler, ölü ya da sakat doğan bebeklerin dünyaya gelmesi gibi olaylardan söz edilmektedir. Kuşkusuz, kaza, dikkatsizlik, gerekli koruyucu önlemler alınmadan yapılan mesleksel radyografi türünden röntgen çalışmaları sırasında ya da tedavi amacı ile uygulanan belirli güç düzeylerinin üzerinde iyonlayıcı ışınların (röntgen, gamma, hızlandırılmış partiküller) etkisinde kalanlarda bu ve benzeri durumlar ortaya çıkmaktadır. Oysa bilgisayar monitörlerindeki resim tüplerinin, evlerimizde yaygın bir biçimde kullandığımız, karşısında saatlerce oturduğumuz televizyon alıcılarının resim tüplerinden gerek yapı gerekse işlev yönünden hiç bir farkı bulunmamaktadır. Fark sadece televizyonda vericilerden yayılan işaretlerin görüntülenmesi, monitör ekranında ise bilgisayar donanımında oluşturulan sayısal (digital) kodlanmış bilgilerin görselleştirilmesidir. Televizyon ya da bilgisayarda kodlanmış bilgilerle yüklü elektromagnetik impulsler, katod ışınlı tüpün, iç yüzeyi fluoresan maddelerle kaplanmış ekranına gönderilen elektron demetlerini yönlendirmektedir. Ekranı belirli hız ve frekanslarda tarayarak çarpan elektronların oluşturduğu fluoresans ve kısa fosforesans olayları sonucunda ışıklı noktalar meydana gelmekte ve bunlar bir anlamda tümleşerek görüntüleri yaratmaktadır. Resim tüpünde, fluoresansla oluşan görünür ışığın yanısıra yüksek elektrik gerilimi altında hızlandırılan elektronların, monitör ekranının iç yüzeyini ince bir tabaka olarak kaplamış oldan fluoresan maddeye çarparak durdurulması sonucunda X (Röntgen-Bremsstrahlung) Işınları da oluşmaktadır. Ancak, elektron hızlandırma işleminde kullanılan yüksek elektrik geriliminin, X ışınları elde edilmesinde kullanılmakta olan gerilimlere oranla 15-18 kV (1) gibi oldukça düşük bir düzeyde olması nedeni ile monitörde, giriciliği son derece düşük, yumuşak ve minimum 0.7 A° (Angström birimi) dalga boyunda olan X ışınları ortaya çıkmaktadır. Bu ışınlar, monitör ekran camının yeterince kalın olması ve camın iç yüzeyinin kaplı olduğu maddeyi oluşturan bileşenlerin yeterince yüksek atom numarasına sahip elementler içermemesi nedeni ile ekran camında pratikçe tümü ile absorplanırlar. Bu koşullarda, ekran başında çalışmakta olanlarda, kısa ya da uzun vadede radyasyondan ileri gelebilecek sağlık sorunları (2) yaratabilecek iyonlayıcı ışıma bulunmamaktadır.


MORÖTESİ (Ultraviolet) IŞINLAR

Ekranda görüntü oluşturan ışıklı noktalar, görünür ışık spektrumunun yanısıra morötesi dalga boylarını da içermektedir, ancak bu ışınlar da büyük ölçüde ekran camında absorblanmaktadır. Maksimum aydınlık düzeyinde çalıştırılan bir ekranın önünde, normal aydınlatmada kullanılan fluoresan ampullerin yaydığı mor ötesi ışınlardan daha zayıf, ancak özel detektörlerle sezilebilecek düzeylerde morötesi ışıma bulunabilir. Dolayısı ile ne insan derisi ne de gözler (3) için herhangi bir etkilenme söz konusu olamaz.


KIZILALTI (Infrared) IŞINLAR

Sıcaklığı mutlak sıfır derecesinin (-273°C) üzerinde olan her cisim, mutlak (Kelvin) derecesi biriminden sıcaklığının 4. Kuvveti (T4) ile orantılı olarak, kızılaltı ndan görünür ve morötesi ışınlara kadar geniş bir spektrumda ışıklar yayar. İnsan vücudu, kalorifer radyatörü, soba ve ütü gibi ısınan her şey kızılaltı ışık kaynağıdır. Bilgisayar monitörü ve donanımları da elektrik enerjisi ile çalışan bölüm ve birimlere sahip olduğundan bir ölçüde ısı üretmekte, sistem ısınmakta ve düşük frekanslı (uzun dalga boylu) zayıf kızılaltı ışınlar yaymaktadır. Bu ışınların da insanda herhangi bir sağlık (4) sorunu oluşturabilmesi olanaksızdır.


ELEKTROMAGNETİK RADYASYON

Elektromagnetik spektrumun, radyo, TV, radar vb. Uygulamalara ait frekanslarının en uzun dalga boylarını içeren bölümünde yer alan ELF (Extremely Low Frequency) dalgaları, 30-300 Hertz alanını kapsamaktadır. Örneğin, Türkiyede kullanılmakta olan elektrik enerjisi, 50 Hz. Frekansı ile ELF bandında bulunmaktadır. Bir iletkenden geçen elektrik akımı o iletkenin çevresinde elektrik ve magnetik alanlar oluşturur, vektörel konumları birbirileri ile 90° açı yapan bu alanların bileşkesine elektromagnetik alan adı verilir. Günlük yaşamda kullandığımız, birlikte yaşadığımız tüm elektrikli araçların, ve içinde bulunduğumuz mekanların tavan, duvar ve etrafta bulunan, içinden akım geçen elektrik iletkenlerinin çevresinde 50 Hz lik (6000 Km. dalga boyunda) ELF alanı oluşmaktadır. Doğal olarak bilgisayar monitörü, donanımı ve periferal sistemlerindeki (printer, skanner vb.), güç devreleri (220V./5V.), yüksek gerilim trafosu ve diğer birimleri, 50 Hz ve bunun yakın alt ve üst harmoniklerini içeren bir ELF eelektromagnetik alanı oluşturacaktır. ELF bandındaki elektromagnetik alanların, insan sağlığına etkileri konusu ilk kez 1960 lı yıllarda Sovyetler Birliğinde enerji nakil hatları, trafo ve şalt merkezlerinde çalışan işçilerin şikayetleri ile gündeme gelmiştir. O günden zamanımıza kadar bir çok araştırmacı ve kuruluşun yapmakta olduğu saha ve laboratuvar (in vitro, in vivo) çalışmaları, hayvan deneyleri ve epidemiyolojik araştırmalarda, ELF bandındaki elektromagnetik alanların, insan ve hayvanlar üzerindeki sağlık bozucu etkileri kanıtlanamamıştır.


STATİK ELEKTRİK YÜKLERİ

Bilgisayar ekran camı dış yüzeyinde, tüpe uygulanan yüksek gerilim nedeniyle statik elektrik yükü birikebilir, bu yük, camın cinsine, temizliğine ya da ortam havasının nem oranına bağlı olarak az veya çok değerlerde olabilir. Statik elektrik yüklerinin, insan derisi üzerinde toplanması sonucunda, operatörlerde -özellikle hanımlarda- akne (sivilce), seboreik dermatit gibi deri hastalıklarının oluştuğu savları ileri sürülmektedir. Bu savı da destekleyecek tıbbi, dermatolojik, epidemiyolojik hiç bir veri bulunmamaktadır. Her bilgisayar operatöründe olabilecek deri hastalıkları ya da genel deyimle döküntüler, çoğunlukla kişiye özgü nedenlerden örneğin çok yağlı bir deriye sahip olmaktan, kalıtsal, hormonal ya da sindirim problemlerine kadar pek çok nedene bağlanabildiği gibi çoğu kez herhangi bir neden de bulunamaz.


MİKRODALGALAR

Mikrodalgalar, radar, fizyoterapi, uydu haberleşmesi, ısıtma gibi evsel ve endüstriyel alanlarda kullanılan "Giga Hertz" (GHz, 109 Hz ) düzeylerinde frekans ve santimetre ölçülerinde dalga boyuna sahip elektromagnetik radyasyonlardır. Bu dalgalar belirli enerji düzeylerinin üzerine çıktıklarında içinden geçtikleri canlı dokular gibi su oranı yüksek ortamlarda hızlı bir ısınmaya, dolayısıyla ciddi tahribata neden olabilirler. Mikrodalgaların bu özelliğinden endüstride ve evlerdeki mikrodalga fırınlarında yararlanılmaktadır. İnsan gözü ve özellikle göz merceği sudan çok zegin bir doku yapısında olduğundan, yeterince güçlü ve yönlendirilmiş mikrodalgalarla ( yaklaşık 2-5 GHz) kronik etkilenme sonucu opaklaşma, yani katarakt (perde) ortaya çıkabilir. Bilgisayar ile çalışanlarda bu tür bir tehlikeden söz etmek mümkün değildir. Bilgisayar elektronik sistemlerinde oluşan yüksek frekanslı osilasyonları oluşturan elektrik akım şiddetleri, mili ( 10-3 Amp.), hatta mikro amper (10-6 Amp.) düzeylerinde olduğundan ve GHz ölçeğindeki frekanslar sadece merkezi işlemcide, tamamen kapalı bir alanda bulunması nedenleri ile, operatör çevresinde hiç bir zaman canlı dokuların ısınmasına neden olabilecek düzeyde mikrodalgalar bulunmamaktadır.


AKUSTİK GÜRÜLTÜLER

Akustik gürültü, bir başka deyimle insanı rahatsız eden, istenmeyen daha da kötüsü zamanla işitme kayıplarına neden olabilen mekanik titreşimler yani seslerdir. Gürültü, ilerleyen uygarlıkla koşut olarak, kentlerde yaşayan, endüstriyel işyerlerinde çalışanlar, diskotekleri dolduran gençler için en önemli çevre sorunlarından biridir. Onyıllar öncesinde, bant, delikli kart ve büyük printer ler ile çalışan, günümüzdekilere oranla çok hantal olan bilgisayarlar, gün boyunca çalışmaları süresince, operatörlerin işitme duyularına gerçekten zarar verebilecek düzeylerde, 85-90 dB (desibel) ses basıncında ve 1000 Hz üzerindeki frekanslardan zengin akustik gürültüler oluşturmakta idi. Günümüzde kullanılmakta olan kişisel ve network bilgisayarlarda ise sadece printerler bir oranda akustik gürültü üretmektedirler. İğne vuruşlu yazıcıların tek ya da grup halinde meydana getirdikleri akustik gürültü düzeyleri genellikle rahatsızlık verici olmakla birlikte çalışma oratmında bulunanlarda işitme kaybına neden olabilecek, zaman ağırlıklı (TWA, sürekli 8 saat/gün ve en çok 85 dB(A)) düzeylere erişememektedir. Tüm mekanik titreşimlerin oluşturdukları ses spektrumunda, insan kulağı tarafından algılanabilen (20-20000 Hz aralığı) seslerin yanında insanlarca işitilemeyen infra (< 20 Hz) ve ultra (> 20 KHz) sesler de bulunmaktadır. Ancak bilgisayarlarda, bu seslerin akustik basınçları, işitilebilen seslerde olduğu gibi, işitme duyusu için risk oluşturabilecek düzeylerin çok altında kalmaktadır.


EKRAN TİTREŞİMLERİ

Belirli frekanslarda, örneğin saniyede 50 kez yanıp sönme sonucu oluşan ekran pırıldamasının, sara (epilepsi) hastalığına neden olduğu savının bir yanılgı, bir benzetme sonucunda ortaya çıkmış olması mümkündür. Zira, hangi frekansta olursa olsun ekran pırıldamasının bu hastalığa neden olması söz konusu olamaz, ancak doğuştan ya da bir nedenle sonradan olma epileptik bazı kişilerde ekran pırıldaması/titreşimi sara krizini başlatabilmektedir. Aynı şekilde Menier sendromu bulunanlarda da baş dönmeleri ortaya çıkabilmektedir.


KİMYASAL FAKTÖRLER

İnsanların içinde bulundukları, çalıştıkları ortam atmosferi ve çevrelerinin, gaz, buhar, duman ya da sıvı halindeki kimyasallarla kirlenmesi sonucunda ortaya çıkabilecek zehirlenmeler ve/veya sağlık bozukluklarının nedenleri olarak tanımlanmaktadır. Bilgisayarların üretiminde bazı parçaların, örneğin elektrolitik ya da kağıt kondansatörler ya da yüksek gerilim transformatörlerinde kullanılan yalıtım kimyasallarının (polichlorinated biphenils gibi) çalışma ortamına yayılarak çalışanları etkilemekte olduğu söylenmektedir. Işletme sırasında bu tür kaçakların olması durumunda büyük bir olasılıkla bilgisayar da arızalanarak çalışmayacaktır. Endüstriyel hijyen ve meslek hastalıkları ile ilgili dünya literatüründe bilgisayarlardan kaynaklanan kimyasal bulaşma kökenli meslek hastalığı olaylarına hiç rastlanılmamaktadır. Oysa, çalışılan ortamda sigara içiliyor, hacim yeterince havalandırılmıyorsa operatörler ve orada bulunan herkes akciğer kanseri ya da kalp hastalıklarına aday kişiler olacaktır.


GÖZ VE DİĞER ORGANİK PROBLEMLER

Ekran başında çalışanlarda önde gelen yakınma nedeni göz yorulmaları, baş ağrısı ve kimilerine göre göz bozulmalarıdır. Bu şikayet nedenlerinin başında, kişinin farkında olmadığı, gözleri ile ilgili kırma bozuklukları (miyopi, hipermetropi ve astigmatizm) gelmektedir. Bu nedenle, kişinin sürekli bakmakta olduğu ekrandaki şekilleri net görebilmek için uyum yapmaya çalışan göz kasları, doğal olarak zorlanmakta ve kısa sürede yorulmaktadır. Gözlerinde kırma, akomodasyon kusuru olmayan ya da uygun gözlük kullananlarda görülen yorulma, sulanma, kanlanma ve kuruma gibi durumlar ekrana sürekli bakmakta olan kişinin göz kırpma reflekslerinin azalması nedeni ile gözlerin gözyaşı ile ıslanmasının yeterli olmamasından kaynaklanmaktadır. Monitör ekranından, aydınlık pencereler, masa ve tavan lamba ışıkları yansımalarının gözün ışığa uyum yeteneğini azaltmakta, ekranın operatöre gereğinden uzak, yakın ya da göz düzeyinden çok yüksek veya alçak olması da göz küresini yatay ve düşey eksenlerde gereksiz yorucu hareketler yapmaya zorlamaktadır. Gözlerde, gözlük takmayı gerektirecek kırma kusurlarının (miyopi, hipermetropi, astigmatizm) oluşmasına, kimilerinin sandığı gibi gözlerin zorlanması ve aşırı yorulmasının neden olduğu, tümü ile gerçek dışı bir sanıdır. Gözlerden sonra, bilgisayar sisteminin yerleştirme biçiminin, operatör iskemlesinin yüksekliğinin, ayarlanamayan sırt dayama yeri ve ayak dayanağı olmayan tezgah (masa) düzeninin, ergonomi standardlarına, kişinin yapı ve boyutlarına uygun olmaması, sırt, bel, boyun ve bacak ağrılarına neden olmaktadır. Bunun ötesinde özellikle 10 parmak klavye kullanan kişilerde, gerekli önlemler alınmaması durumunda "Karpal tüneli" sendromu denilen, şiddetli el ve bilek ağrıları ile kendini gösteren bir meslek hastalığı ortaya çıkabilmektedir.


İNSANCIL VE SAĞLIKLI BİLGİSAYAR ÇALIŞMA ORTAMI

Yukarıda sözü edilen, göz problemleri, sırt, bel, boyun, baş, el ve bilek ağrıları gibi, bilgisayar operatörlerinin sanal olmayan gerçek sağlık problemlerinin hemen tümü ergonomik olamayan işyeri tasarımı ve uygun olmayan insan-makine ilişkilerinden kaynaklanmaktadır. Bu tür yakınma ve problemlerin ortadan kaldırılabilmesi için aşağıda özet olarak açıklanmış olan temel ergonomi kurallarına uygun bir çalışma ortamı düzenlenmesi ve doğru çalışma yöntemlerinin uygulanması gerekmektedir.


Göz Problemleri

- Çalışma alanında, bilgisayar monitörünün yerleştirileceği nokta, pencerelerden ve aydınlatma gereçlerinden gelen ışıkların ekrandan yansıyamayacağı bir yer ve konumda olmalıdır.

- Tavan ya da duvarlara aydınlatma armatürleri konulmamalı, oda, tavandan yansıyan diffüz ve çok parlak olmayan bir ışıkla aydınlatılmalıdır.

- Pencerelere konulacak dikey/yatay jaluzi türündeki perdelerle gün ışığı kontrol edilmelidir.

- Ekranın, operatörün gözlerinden uzaklığı ortalama 45 cm., ekranın üst kenarı gözler hizasında ya da biraz altında olmalıdır.

- Çalışma masaları yansıtma yapmayacak biçmde mat ve koyu renkli olmalıdır.

- Ekran geriye doğru 15° eğimli olmalıdır.

- Gözlerde ne kadar az olursa olsun, herhangi bir kırma kusuru varsa çalışmalar sırasında hekimin önereceği gözlük kullanılmakıdır.

- Ekran başında, bifokal (yakın-uzak çift dioptrili) gözlük kulanulmamalıdır.

- Çalışma sırasında, arada bir bilinçli olarak göz kapakları kapatılıp açılarak göz kuruması önlenebilir.

- Kanlanmayı gidermek için uygulanan göz damlalarının aşırı kullanımı uzun vadede gözler için zararlı olabilir, bu konuda uzman hekime başvurulmalıdır.

- Ekran aşırı kontrast, çok parlak ya da karanlık olmamalıdır.

- Her bir saatlik çalışma sonunda gözler, 10 dakika kadar uzaklara, ekrandan başka yerlere bakılarak ve kısa süreler kapatılarak dinlendirilmelidir.


Postür, Duruş Biçimi

- Operatör iskemlesi, yüksekliği değiştirilebilen, sırt dayama yeri öne-arkaya ve yukarı-aşağı ayarlanabilir türden olmalıdır. İskemlenin yüksekliği, operatörün bilekleri ile klavye arasında 15° lik bir açı oluşturabilecek düzeyde ve kolların dirsekle ayrılan alt ve üst bölümleri arasındaki açı 90° olacak biçimde ayarlanmalıdır.

- Çalışma sırasında öne doğru eğilmemeli, operatör, bel ve sırtına göre ayarlanmış iskemle arkalığına sürekli dayanır durumda dik oturmalıdır.

- Ayaklar, iskemlenin önüne konulmuş, yaklaşık 20° eğimli ve diz açısının 90° olmasına yetecek yükseklik ve uzaklıktaki bir blok üzerine konulmalıdır.

- Karpal tüneli sendromundan korunmak için klavyenin ön tarafına, operatörün bileklerini dayayabileceği, bu amaç için yapılmış yarı yumuşak destek konulmalı ya da yine bu amaçla üretilmiş olan bilek koruyucuları kullanılmalıdır.


NOTLAR

(1) 1960 lı yıllarda üretilen ilk renkli televizyon tüplerinde oldukça yüksek hızlandırma gerilimi uygulanması sonucunda ekran önünde x ışınları saptanmış ve bu tüpler üretimden kaldırılmıştır.

(2) Bilgisayar ekranı karşısında çalışan kadınlarda görülen problemli gebelikler için istatistiksel değerlendirmeler yapılırken kontrol grubu olarak genel toplumsal epidemiyoljık verilerin kullanılması yanılmalara neden olmaktadır. Aynı karşılaştırma, kontrol grubu olarak, ofiste, masa başında sürekli oturur durumda mekanik ya da elektrikli yazı makinesi kullanan gebeler referans alınarak yapılacak olursa daha anlamlı sonuçlar elde edilebilecektir, Yapısal ya da sonradan kazanılmış organik nedenlerle problemli gebeliklere yatkın kadınlarda uygun tasarımlanmamış ergonomik olmayan iskemle, masa ve kullandıkları araçların yerleştirme koşullarından ve kişinin alışkanlıklarından kaynaklanan oturma ya da postür bozuklukları gibi nedenler sözü edilen olaylarda en önemli faktörler olarak görülmektedir.

(3) Güneş ışınlarının dik olarak geldiği saatlerde korumasız olarak uzun süreler güneşte kalan ya da solaryumlarda abartılmış ölçülerde ultraviolet kürü yapanlarda deri kanserleri (melanoma) oluşma riski, özellikle ozon deliğinin etkisi ile olağanüstü bir artış göstermektedir. Bazı çevreler, bu koşulların bilgisayar ekranlarından da kaynaklandığı savı ile bu işte çalışanlara güneş yağı benzeri titan ve demir oksitleri içeren koruyucu krem kullanılmasını önermektedirler.

(4) Döküm, metallürji ve cam endüstrilerindeki gibi, kızılkor, akkor halindeki kızgın metal ve erimiş cam ile çalışanların gözlerinde, bu kızgın cisimlerden yayılan infrared ışınların etkisi ile mesleksel kataraktlar oluşmaktadır. Aynı tehlikelerin bilgisayar operatörleri için de geçerli olduğu söylemlerinin hangi nedenlerle ortaya atıldığı anlaşılamamaktadır.

 

cc lilerin sağlığı bizim için önemlidir.....

 

kiz.gif


     

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

kunterq

kunterq resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  18.Ara.2006 Pzt 22:23:47sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
Bu önerileri umarım ABD de yaşayanlarda okuyodur
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

prenses344

prenses344 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  24.Ara.2006 Pzr 11:21:26sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d


DAHA ZEKI OLMAK ICIN SAKIZ CIGNEYIN ?!!!

Sakız çiğnemek pek de yararlı bir uğraş olarak görülmez. Hatta kimilerine göre ciddiyeti bozar. Ancak İngiltere de yapılan bir araştırma sakız çiğnemenin yararlarını ortaya çıkarttı. İlginç deney ve sonuçları.

İngiltere de yapılan bir araştırmada, sakız çiğnemenin zekayı geliştirebileceği sonucu alındı.

Northumbria Üniversitesi ve Bilme-Kavrama Araştırma Birimi nin ortak araştırmasına göre, sakız çiğnemenin düşünme ve anımsama gibi idrakla ilgili işlevlerde olumlu etkileri belirlendi.

Üniversitenin Sinirbilimi bölümünden araştırmacı Andrew Scholey, araştırma sonuçlarını çok açık olarak değerlendirirken, sakız çiğnemenin hafızayı olumlu etkilediğini belirtti. Scholey, Sakız çiğneyen kişilerin hafıza testlerinde daha başarılı olduklarını ve daha çok kelime hatırladıklarını gördük dedi.

Sakızın naneli ya da mentollü olmasının bir fark yaratmadığını belirten Scholey, en önemli unsurun sürekli sakız çiğnemek olduğunu ifade etti. Andrew Scholey, araştırmaya katılan 75 kişinin, sakız çiğnemeyenler , gerçekten sakız çiğneyenler ve yalandan sakız çiğneyenler şeklinde gruplara ayrıldığını belirtti.

Araştırma sırasında deneklere resim, kelime ve telefon numarası hatırlatmaya yönelik sorular sorulduğunu kaydeden Scholey, Testlerden sonra gerçekten sakız çiğneyenlerin, sakız çiğnemeyenlere göre kalp atışları dakikada 3 kez, yalancı çiğneyenlere göre ise 1.5 kez hızlı attı. Kalp atışındaki artışın, idrakı artıracak derecede beyne oksijen ve glikoz dağıtımını yükseltmiş olabileceğini düşünüyoruz dedi.

Sakız çiğnemenin, ağzın sulanmasına bağlı olarak insülinin yükselmesine neden olduğu olasılığı üzerinde de durulduğunu belirten Scholey, Beyinde, öğrenme ve hatırlama için önemli olan insülin alıcı sinirlerin bulunduğu biliniyor dedi.

cc lilerin sağlığı bizim için önemlidir.....

     
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

DarkShine

DarkShine resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  25.Ara.2006 Pzt 04:16:52sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

Önemli! Hepimizin basina gelebilecek aci bir olay:

>>> >>>Vatandasin biri, hafta sonu arkadasinin evine gidiyor. Basi çok
agridigindan arkadasi ona bir Apranax veriyor. Vatandas yutmadan önce ilaci agzinda çigniyor, bir kaç dakika sonra suurunu kaybediyor.Çevresindekileri tanimamaya basliyor. Apar topar hastaneye kaldiriyorlar ve orada anlasiliyor ki; sebep beyin kanamasi.
Nedeni ise, doktorlarin açiklamalarina göre; agri kesicilerin, Apranax ve türevlerinin çignenmesi, agizda bekletilmesi. Apranax, Aprol, Aprowell,Naprosyn,Napradol, Kapnax, Apraljin, Aleve, Synax, Oprax (kisaca etken maddesi Naproksen sodyum olanlar) çignenince; etken madde beyne çok hizli nüfuz ediyor ve ölümcül sonuçlara yol olabiliyormus.

> >>>Aman dikkat! >>> >>>BENiM iÇiN ÖNEMLiSİNİZ, >>> >>>SiZiN iÇiN ÖNEMLi OLANLARA DA SiZ BU KONUYU ÖZETLEYİN


__________________

 

Alıntı..

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

prensess344

prensess344 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  9.May.2008 Cum 12:32:51sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
·DarkShine· :

Önemli! Hepimizin basina gelebilecek aci bir olay:

>>> >>>Vatandasin biri, hafta sonu arkadasinin evine gidiyor. Basi çok
agridigindan arkadasi ona bir Apranax veriyor. Vatandas yutmadan önce ilaci agzinda çigniyor, bir kaç dakika sonra suurunu kaybediyor.Çevresindekileri tanimamaya basliyor. Apar topar hastaneye kaldiriyorlar ve orada anlasiliyor ki; sebep beyin kanamasi.
Nedeni ise, doktorlarin açiklamalarina göre; agri kesicilerin, Apranax ve türevlerinin çignenmesi, agizda bekletilmesi. Apranax, Aprol, Aprowell,Naprosyn,Napradol, Kapnax, Apraljin, Aleve, Synax, Oprax (kisaca etken maddesi Naproksen sodyum olanlar) çignenince; etken madde beyne çok hizli nüfuz ediyor ve ölümcül sonuçlara yol olabiliyormus.

> >>>Aman dikkat! >>> >>>BENiM iÇiN ÖNEMLiSİNİZ, >>> >>>SiZiN iÇiN ÖNEMLi OLANLARA DA SiZ BU KONUYU ÖZETLEYİN


__________________

 

Alıntı..

Allah muhafaza yaaa...Allah korusun.....

Peki siz kablosuz modemin yaydığı manyetik dalgaların hamile ve 2 yaş altındaki bebekler için çok zararlı olduğunu biliyormusunuz?

kiz.gif


     

CC sohbet icin buraya
 <<12345 6>>
Mesaj Ekle, arkadaş oyun sohbet icin cagir