ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum
Kurallarını mutlaka okuyunuz...
|
ccbLuEwAyscc
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 2.Nis.2007 Pzt 19:40:17 |
| fiogf49gjkf0d fiogf49gjkf0d İki damla yaş,iki ayrı can İki deli gönül,iki parça can Bugün efkar günü,gün ayrılık! Sewdanın bahçesinde güllerim yanık
Sana doğru tüm denizler Sana doğru yıldızlar Ayda sen,güneşte sen Her yerde herşeyde sen
Dayan...dayan gönlüm Dayan...dayan gönlüm | |
ccbLuEwAyscc
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 2.Nis.2007 Pzt 19:41:19 |
| fiogf49gjkf0d fiogf49gjkf0d
Aşk İki Kişiliktir
|
Değişir yönü rüzgarın Solar ansızın yapraklar; Şaşırır yolunu denizde gemi Boşuna bir liman arar; Gülüşü bir yabancının Çalmıştır senden sevdiğini; İçinde biriken zehir Sadece kendini öldürecektir; Ölümdür yaşanan tek başına, Aşk, iki kişiliktir. Bir anı bile kalmamıştır Geceler boyu sevişmelerden Binlerce yıl uzaktadır Binlerce kez dokunduğun ten; Yazabileceğin şiirler Çoktan yazılıp bitmiştir; Ölümdür yaşanan tek başına. Aşk, iki kişiliktir Avutmaz olur artık Seni bildiğin şarkılar; Boşanır keder zincirlerinden Sular tersin tersin akar; Bir hançer gibi çeksen de sevgini Onu ancak öldürmeye yarar: Uçarı kuşu sevdanın Alıp başını gitmiştir; Ölümdür yaşanan tek başına. Aşk, iki kişiliktir. Yitik bir ezgisin sadece Tüketilmiş ve düşmüş gözden; Düşlerinde bir çocuk hıçkırır Gece camlara sürtünürken; Çünkü hiç bir kelebek Tek başına yaşamaz sevdasını, Severken hiç bir böcek Hiç bir kuş yalnız değildir; Ölümdür yaşanan tek başına, Aşk, iki kişiliktir. | Ataol Behramoğlu | |
ccbLuEwAyscc
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 2.Nis.2007 Pzt 19:42:44 |
| fiogf49gjkf0d fiogf49gjkf0d Aşkta Yarın Yoktur Sevgili
Aşk Bu Dünyanın Ölçüleriyle Açıklanamaz Sevgili O İlkel Bir Acıdır, Yaban Bir Ağrıdır. Gelir ve İçimizdeki O Çok Eski Bir Şeye Dokunur. Sonra Bir Perde Açılır ve Yolculuk Başlar Bu Yolculukta Artık Para, Tarifeler Beklentiler, Randevular, Taksitler, İş, Anneler ve Korkular Yoktur Aşkın Kendi Gerçekliği Vardır Sevgili. İnsan Başka Bir Işığa Teslim Olur, Daha Derinden Anlamaya Başlar, Bilgeleşir Hiç Bilmediği Sezgileriyle Buluşur Yükü Çok Ağırdır, Kendiyle Buluşmuştur Hem Dışındadır Dünyanın, Hem de Tam Ortasında. Hindistan da Ganj Nehri nin Yakılan Yoksun Adamın Hissettikleri de Onunladır, Yitirdikleri de... New York ta, Bir Sokakta, Kartondan Kulübesinde Yaşayan Kadının Çıplak Yalnızlığı da Her Şey Onunladır, Ona Emanettir Sanki, Ama O, Çıldırtıcı Bir Yalnızlık İçindedir Yine de... Aşkın Kültürlü Olmakla, Bilgili Olmakla da İlgisi Yoktur Sevgili, Kanımıza Karışan İlkel Acı, O Yaban Ağrıyla Hiçbir Kitabın Yazamadığı Hakikatlere Daha Yakınızdır, İnan... Kim Demiştir Hatırlamıyorum, Aşk Varlığın Değil, Yokluğun Acısıdır Diye. Belki de Bu Yüzden İlk Gençliğimde, O Yoğun Aşık Olduğum Yıllarda, Gözüme Uyku Girmez, Dudağımda Bir Islıkla Bütün Gece Şehri, O Karanlık, O Hüzünlü Sokakları Dolaşır, İnsanları Uykularından Uyandırmak İsterdim. Uyanıp, İçimde Derin Bir Sızıyla Uyanan O Derin Sancının Acısına Ortak Olsunlar Diye... Aşk Çok Eski Bir Şeydir Sevgili Onun İçinden O Çileli Çocukluğumuz Geçer Sevdiğimiz İnsanların Çocuklukları da... Oradan Üvey Anneler, Eksik Babalar, Parasız Yatılılar Geçer Ve Sonra Aşk Bütün Bunları Alır, Daha da Eskilere Gider, Hep O İlkel Acıya, O Yaban Ağrıya... İnsan Bazen Nedensiz Yere Umutsuzluğa Kapılır Kimselere Veremez Sevgisini, Kimselere Derdini Anlatamaz, Evlere Kapanır... Bazen Denizler Kıyılar Çeker İnsanı. İnsan Bu Kapılmayı Anlayamaz, Oysa Çok Eski Bir Yerde Yaşanmasından Korkulup Vazgeçilmez Aşkların Sızısıdır Bu. Bu Sızı, Bu Yenilgi Mevsimlerle Yıllarla Devrilir Başka İnsanlara... Bir İnsanın Yaptığı Bir Hatanın Tüm İnsanlara Yayılması Gibi... İşte Şimdi Biz de Sevgili, Ya Olmadık Zamanlarda Umutsuzluğa Kapılıp, Soluğu Evlerde Alacağız, Ya da Denizler, Kıyılar Çekecek Bizi. Nasıl Biz Başkalarının Korkularını Taşıyorsak, Başkaları da Bizim Korkularımızı Taşıyacak, Yenilgimizi, Umutsuzluğumuzu... Birazdan Sabah Olacak... Para, Tarifeler, Beklentiler, Randevular, Taksitler, İş, Anneler ve Korkular Başlayacak... Bunlar Varsa Bizim İçin Geçerliyse Aşk Yoktur ve Hiç Olmamıştır Sevgili. Birbirimizi Kandırmayalım... Hadi Güne Hazırlan, Yaşadıklarımızı Unutmaya Çalış Aşk Bize Güvenip Verdiği Büyüsünü, Sırlarını, Cesaretini, Bilgeliğini ve O İlkel, O Yaban Ağrısını Geri Alacak Bunlar Olurken İçimiz Bir an Üşüyecek, Sonra Geçecek... Hadi, Oyalanma Birazdan Yarın Olacak... AŞKTA YARIN YOKTUR SEVGİLİ
Cezmi Ersöz | |
ccbLuEwAyscc
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 2.Nis.2007 Pzt 19:43:49 |
| fiogf49gjkf0d fiogf49gjkf0d Ben Seni Sevdim mi?
Ben seni sevdim mi? Sevdim, kime ne Tuttum, ta içime oturttum seni Aldım, okşadım saçlarını, öptüm İçtim yudum yudum güzelliğini
Ben seni sevdim mi? Sevdim elbette Bendeydi özlemlerin en korkuncu Çıldırırdım sen ne kadar uzaksan, Aşk değil, hiç doymayan bir şeydi bu
Ben seni sevdim mi? Sevdim doğrusu Sevdikçe tamamlandım, bütünlendim Biri vardı ağlayan gecelerce Biri vardı sana tutkun; o bendim
Ben seni sevdim mi? Sevdim en büyük En solmayan güller açtı içimde Ömrümü değerli kılan bir şeydin Sen benim boz bulanık gençliğimde
Ben seni sevdim mi? Sevdim, öyle ya Bir çizgiye vardım seninle beraber Ve bir gün orada yitirdim seni Ben seni sevdim mi? Sevdim, Ya sen beni?
Ümit Yaşar Oğuzcan | |
ccbLuEwAyscc
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 2.Nis.2007 Pzt 19:46:46 |
| fiogf49gjkf0d Aşkmış.. İnsanı elden ayaktan düşüren hayat şakasıymış adı.. Bu ne cüret demek var içimde.. Ahh içim.. hafızan ne kadar da derinmiş..
Gecelerin dili hala çözülmedi, acıların da mevsimi sonbahar.. Sigaramı bile yakamıyorum, seninle herşeyim kaybolmuş, çakmağım dahil.. Sen de beni içinde kaybettin, niyeyse.. 70 lik rakıya meze misali.. Sabah ayıldığında unuttun muhtemelen, yada unuttuğun gün ayıldın kimbilir.. Temize çekilecek kelimelerin bile yok hala. Senle başlayan cümlelerde ben susmaya direnirken yorgun düştüm üstelik.
Ateşe verdiğin bu yüreği daha ne kadar sabırla okşuyacağım bilmiyorum. Sabır ilahi taktire boyun eğişmidir sence? Vuslat öldümü desem, avans mı vermiyor desem, ne desem.. Ahh içim.. İçin ne kadar büyükmüş senin..
Bir dün de böyle bitmişti bir önceki gün, yakamamıştım sigaramı, ağlayamamıştım da.. Keşkelere haber salıp seni anmıştım, sonra mazide kalan beni..
Eskidendi herşey.. çok eskiden.. | |
artemisssss
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 3.Nis.2007 Sal 03:39:49 |
| fiogf49gjkf0d Her şey yapılabilir Bir beyaz kağıtla Uçak örneğin uçurtma mesela Altına konulabilir Bir ayağı ötekilerden kısa olduğu için Sallanan bir masanın Veya şiir yazılabilir Süresi ötekilerden kısa Bir ömür üzerine.
Bir beyaz kağıda Her şey yazılabilir Senin dışında Güzelliğine benzetme bulmak zor Sen iyisi mi sana benzemeye çalışan Her şeyden Bir gülden bir ilk bir sonbahardan sor Belki tabiattadır çaresi Senin bir çiçeğe bu kadar benzemenin Ve benim Bilinci nasırlı bir bahçıvan çaresizliğim Anlarım bitkiden filan Ama anlatamam Toprağın güneşle konuşmasını Sana çok benzeyen bir çiçek yoluyla
Sen bana ışık ver yeter Bende filiz çok Köklerim içimde gizlidir Gelen giden açan soran bere budak yok Bir şiir istersin "İçinde benzetmeler olan" Kusura bakma sevgilim Heybemde sana benzeyecek kadar Güzel bir şey yok
Uzun bir yoldan gelen Tedariksiz katıksız bir yolcuyum Yaralı yarasız sevdalardan geçtim Koynumda bir beyaz kağıt boşluk Her şeyi anlattım Olan olmayan acıtan sancıtan Bilsem ki sana varmak içindi Bütün mola sancıları Bütün stabilize arkadaşlıklar Daha hızlı koşardım Severadım gelirdim Gözlerinin mercan maviliğine
Sana bakmak Suya bakmaktır Sana bakmak Bir mucizeyi anlamaktır
Sana sola bakmadan yürüdüğüm yollar tanıktır Aşk sorgusunda şahanem Yalnız kelepçeler sanıktır Ne yazsam olmuyor Çünkü bilenler hatırlar Hem yapılmış hem yapma çiçek satanlar Bahçıvanlar değil tüccarlardır Sen öyle göz Sen öyle toprak ve güneş ortaklığı Sen teninde cennet kayganlığı iken Sana şiir yazmak ahmaklıktır
Bir tek söz kalır Dişlerimin arasından Ben sana gülüm derim Gülün ömrü uzamaya başlar
Verdiğim bütün sözler Sende kalsın isterim Ben sana gülüm derim Gül sana benzediği için ölümsüz Yazdığım bütün şiirler Sana başlayan bir kitap için önsöz
Sana bakmak Bir beyaz kağıda bakmaktır Her şey olmaya hazır Sana bakmak Suya bakmaktır Gördüğün suretten utanmak Sana bakmak Bütün rastlantıları reddedip Bir mucizeyi anlamaktır Sana bakmak Allah a inanmaktır
Yılmaz Erdoğan
Hala dinlemeyenler var ise link aşağıda
https://www.youtube.com/watch?v=HJmZseXTS7c&mode=related&search=
Uzun bir yoldan gelen Tedariksiz katıksız bir yolcuyum Yaralı yarasız sevdalardan geçtim Koynumda bir beyaz kağıt boşluk Her şeyi anlattım Olan olmayan acıtan sancıtan Bilsem ki sana varmak içindi Bütün mola sancıları Bütün stabilize arkadaşlıklar Daha hızlı koşardım Severadım gelirdim
Çok ama çok sevdiğim bu şiirin benim için en güzel bölümü...
Sevmeye , sevilmeye layık olmak ne güzel...
| |
artemisssss
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 3.Nis.2007 Sal 22:15:30 |
| fiogf49gjkf0d Ankara ya Öyle yakışırdı ki kar.. Asfaltlar ışıldar, Buz tutardı resmi yalanlar... Kimse keman çalmaz belki ama Çok keman çalınsın balolarında Diye yapılmış Gri Sisli Binalar...
Alnının ortasında Ciddi bir devlet asabiyeti.
Çok kötü günlermiş gibi en genç zamanlar, Bu zulüm bu sevda bitmezmiş sevmek Bir halkı sevmekse aşk o zaman sevmekmiş! (Biz bir şeyi delicesine severiz Ama tanrım neyi?)
Kahve önü çatlak mozaik Bel kemiğine tehdit Kürsüler üstünde Çok sigara içen Öğrenciler
Bir daha asla yaşayamayacağı Aşkları teğet geçerken Hep onu sevmeyenleri severek Hep onu sevenin gözlerinden Kalabalıklara kaçarak Karışarak toplumcu gerçekçi yalnızlıklara, Yüksek rakımlarda çatlamış dudaklarını Bir izmirli güzele dayatmak varken (Hep kardeş olacak değiliz ya , Yaşasın halkların sevgililiği!)
Soyut bir sevdaya Beşik kertilmiş olan Dağda çoban, Şehirde şark çıbanı sayılan, Fırat ın büyük elleri Ararat ın kız yelleri Cilo nun derin nefesleri Hülasa kente hukuk mukuk okun Mümkünse o arada da memleketi kurtarmaya gelmiş
Anadolu çocukları, Ankara ya Öyle yakışırdı ki kar Asfaltlar ışıldar, Buz tutardı resmi yalanlar
Belki balkona Kar seyretmeye çıkar diye Sevdiğimiz kızlar Çok dibimiz donmuştur Ve çoğu zaman Bu kar mevzuu Kızlara yeterince ilginç gelmemiştir
Hiçbir şey Kapalı bir dükkan kadar Hüzünlü gelmez insana Ankara da, Yoksa bugün bir hayat Yaşanmayacak mı duygusu çöker bütün bozkıra.
Kimse keman çalmaz belki Belki bu fiim hiçbir zaman O kadar fiyakalı olmayacak ama Hiçbir lahmacunda O okul yolundaki üçüncü sınıf lokantadakinin Tadını vermeyecek bir daha Çok daha iyilerini yedim sonra Bizzat Urfa da hatta Ama hiçbirinde O kadar aç oturmadım sofraya Ankara ya
Öyle yakışırdı ki kar Çok yabancı bir soluk duyulur bazı Bilinmez bir dilin ıslığından Anla ki sıkıldı bizim konsolosluktaki konuklar Öyle deme Ankara yı sevmeyene bir zulümdür Bu kadar insanın neden Ankara yı sevdiğini anlamadan
Ankara da yaşamak Yollarına hep sevdiğimiz insanların Adlarını vermediler ama Biz her duvara Bilvesile onların adını yazarak yaşadık Kül ve betondan mürekkep Yaşadıkça yaşanılası gelen O tuhaf bozkır kokusunda.
Ankara ya Öyle yakışırdı ki kar. Asfaltlar ışıldar... Bir günden bir sürü gün yapan Mesai saatlerinde hiçbir şey yapan
Hiçbir şey alıp hiçbir şey sunan Rakıyı bol sulu içen Dokunmasın için deği! Çabuk bitmesin dîye devletimin tekel rakısı, Hep kağıtlara bakarak,
Hep kağıtlardan bakarak Hem Neşet Ertaş ı hem Bülent Ersoy u Aynı anda sevmeyi başararak, Karısının bayat ekmeklerden yaptığı tatlıyı Çok beğenmeyerek ama Yine de bu tasarrufunu takdir ederek Boynu hep kıdemli bir atkının içinde saklıyken Hep bir şeylere birilerine küsmüş gibi Yürüyen...
Memurlar....... Ankara ya Öyle yakışırdı ki kar.. Asfaltlar ışıldar, Buz tutardı resmi yalanlar...
Biz, Şimdi kapalı birr kuruyemişçi
Dükkanının -ki bütün plan kar altında Tuzsuz ay çekirdeği çitieyip Yanı sıra bafra içmektir-
Kötü ışıklandırılmış vitrininden Umutsuzca içeri bakan,
Kimliği gereğinden fazla sorgulanmış, Merhabadan çok çıkar ulan kimliğini denmiş,
-yani sistem kendi verdiği kimliği Zırt pırt geri istemektedir- Doğduğu yer yüzünden Doğuştan kavgacı zannedilen ama Pek çoğu kavgadan nefret eden
Kavgacı Esmer Cesur
Korkak Çoğu Kürt Çoğu Türk Çocuklardık... Ankara ya Öyle yakışırdı ki kar.... Ha sonra
Belki Ahmed Arif in aklına Hiçbir şairin aklına gelmeyecek -çünkü hiçkimse bir daha ankara yı
O nun kadar sevemeyecek -bir şiir islenir:
Kar altındadır varoşlar Hasretim , nazlıdır ankara.....
Ustam yine sen bilirsin ama Hangi aralıkta bir şair ölmüşse İşte o,en netameli aydır bence.
Ankara ya Öyle yakışırdı ki kar... Asfaltlar ışıldar... Yalanlar...
Şimdi ve sonra Ne zaman Ankara ya kar yağsa Elim gönlüm, Çocukluğum buz tutar.
Yılmaz Erdoğan
| |
artemisssss
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 3.Nis.2007 Sal 22:19:08 |
| fiogf49gjkf0d
Hepsi Bu
Değişen ben değilim Dönüşen savaş Yaşlanmakla ıslanmak aynı şey:
Bir yağmurun gölgesinde ihtiyarlanmak
Şimdi ölüm bile yetmiyor Acılarımızı tartmaya Dostlar Alıngan bir sahili pinekliyorlar Bir merhabayı bıçaklar gibi artık Selamlaşmalar
Değişen ben değilim Dönüşen savaş
Artık zaman bile yetmiyor Yaşadığımızı sanmaya
Yine de ışıklar bu kenti Güzelmiş gibi gösteriyor Geceleri...
Geceler... Yani Ahmet Haşim in kafiyeleri...
Seni aklıma düşüren Yerçekimi değil Yalancı yıldızlar Öyle uzaksın ki Üflesem soğuyacaksın Sarılsam okyanus
Bir aşka yetecek kadar Ve anımsatacak kadar Sebepsiz bir ölümü, Acılarımız Ve kafiyelerimiz var...
İşte hepsi bu kadar...
Yılmaz Erdoğan |
< =text/> vbrep_register("65842")
|
| | |
artemisssss
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 3.Nis.2007 Sal 22:27:12 |
| fiogf49gjkf0d Bu yol nereye gider Bir kuğunun boynuna dokunurken... Yol bir yere gitmez İçerde Düz saçlara uğrar Ayak üstü bir akşamüstü Her plansız ürperişin sonu Hüsran Ve hüsran Çok sanat müziği bir kelimedir
Yol bîr yere gitmez O bir durma biçimidir Yol yoluyla gidebilir yare Yoldan çıkabilir apansız Ve ömür bitebilir yoldan önce Ama yol bir yere gitmez O bir durma biçimidir
Yaşamak Hızlı bir ölme biçimidir Düşünce ışıktan yavaşsa Erken gidilmeiidir Gerdan sözcüğüne Bir kuyumcuda da rastlayabilirsin Bir kasapta da Kalbin sızlamaz Bir kuzu yüreğini vitrinde görünce
O bir beslenme biçimidir Ama korkarsın Kurdun sevdiği havadan Ayakkabı yaparsın yılandan
Yol bir yere gitmez O bir durma biçimidir Her garantiyi istersin hayattan Oysa ölümle yaşam arası Uzun malum ince bir yol Bir yere gitmez O bir ölme biçimidir
İyi yolculuklar denmez bir gidene Yapılamaz çünkü Çok yolculuk bir seferde Yoku denmez her gidene Herkes o yolun taraftarı olmayabilir Hiçbir sürgün Gittiği yolu sevmez mesela
Yol bir yere gitmez O bir susma biçimidir Soğuk bir taşıtın uğultusunda
Yılmaz Erdoğan
https://www.youtube.com/watch?v=qm_G2s1_4pM | |
ccbLuEwAyscc
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 4.Nis.2007 Çar 00:24:19 |
| fiogf49gjkf0d ·artemisssss· TeşekürLer arkadaşım Yüreğine Sağlık... Bu güseL şiirLerini Sayfamda PayLaşstığın için... | |
| |