ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum
Kurallarını mutlaka okuyunuz...
|
artemisssss
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 4.Nis.2007 Çar 01:28:08 |
| fiogf49gjkf0d Eyvallah sen sağol.Yılmaz Erdoğan ın şiiri ile başlayan bir başlık açtığın için.
| |
artemisssss
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 4.Nis.2007 Çar 01:36:54 |
| fiogf49gjkf0d SEVEBİLME İHTİMALİ
Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam... Ben seninle bir gün Veyselkarani de haşlama yeme ihtimalini sevdim. İlkokulun silgi kokan, tebeşir lekeli yıllarında Ankara da karbonmonoksit sonbaharlar yaşanırdı o zaman özlemeye başladım herkesi... Ve bu hasret öyle uzun sürdü ki, adam gibi hasretleri özlemeye başladım sonra.. Bizim Kemalettin Tuğcu larımız vardı... Bir de camların buğusuna yazı yazma imkanı... Yumurta kokan arkadaşlarla paylaşılan kahverengi sıralarda, solculuk oynamaya başladık.. Ben doktor oluyordum sen hemşire, geri kalanlar kontrgerilla... Kırmızı boyalarla umut ikliminde harfler yazılıyordu pütürlü duvarlara ve Türk Dil Kurumu na inat bir Türkçeyle... Ağbilerimizden öğrendik, S harfinden orak çekiç figürleri türetmeyi.. Ankara ya usul usul karbonmonoksit yağıyordu. Ve kapalı mekanlarda sevişmeyi öneriyordu haber bültenleri. Oysa Ankara da hiç sevişmedim ben. Disiplin kurulunda tartışılan aşkım olmadı benim.. Sınıfça gidilen pikniklerde kıçımıza batan platonik dikenleri saymazsak.. Ankara ya usul usul kurşun yağıyordu.. Ve belli bir saatten sonra sokağa çıkmamayı öneriyordu haber bültenleri. Oysa hiç kurşun yaram olmadı benim Ve hiç bir mahkeme tutanağında geçmedi adım Çatışmaların ortasında sevimli bir çocuk yüzüydüm sadece Sana şiirler biriktiriyordum fen bilgisi defterimde, ama sen yoktun Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum, suni teneffüs saatlerinde Okul servisi seni hep zamansız, amansızca bir lojman griliğine götürüyordu Ben, senin benimle Tunalı Hilmi Caddesi ne gelebilme ihtimalini seviyordum.
Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum.
Yaz sıcağı toprağa çekiyor da tenimin çatlamaya hazır gevrekliğini Sonra otobüs oluyordum, kırık yarık yolların çare bilmez sürgünü Ne yana baksam dağ ve deniz sanıyordum Muş ovasının yalancı maviliğini Otobüs oluyordum bir süre Yanımızdan geçen kara trenlerle yarışıyordum, yanağım otobüs camının garantisinde Otobüs oluyordum Bir ülkeden bir iç ülkeye Çocukluğuma yaklaştıkça büyüyordum. Zap suyunun sesini başına koyuyordum şarkılarımın listesinin Korkuyordum Sonra iniyordum otobüsten Çarşıdan bizim eve giden, ömrümün en uzun, ömrümün en kısa, ömrümün en çocuk, ömrümün en ihtiyar yolunu koşuyordum. Çünkü sonunda annem oluyordum, babam kokuyordum sonunda.. Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam Ben seninle bir gün Van daki bir kahvaltı salonunda Ben seninle sadece bilmek zorunda kalanların bildiği bir yol üstü lokantasında Ben seninle, Ağrı dağına mistik ve demli bir çay kıvamında bakan Doğubeyazıt ın herhangi bir toprak damında Ben seninle herhangi bir insan elinin terli coğrafyasında olma ihtimalini sevdim
Ben senin, beni sevebilme ihtimalini sevdim!
Yılmaz Erdoğan | |
artemisssss
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 4.Nis.2007 Çar 01:44:18 |
| fiogf49gjkf0d BAŞKALAŞAN AŞK
Adını anmak güzeldi, dost ağızlarda sana dair cümlelerin ıslatılması... Adını anmak... Yüksek sesle, kimsesiz gecelerin düşsel avuntularına sırt çevirip senden söz açmak... Biraz gülünç, biraz sitemkar... güzeldi... Adının Türkçedeki yankısı özeldi...
Seninle yoğurt yemek, kendi Kanlıcanlı, Sülalesi Kandilli yoğurtçunun mekanında... Denize amors durup, yüzüne cepheden bakmak güneşli bir mavilikte.... güzeldi..
İpe sapa konuşlanmaz bahanelerle elini tutmak, yüzünde Yüzyıllık bir hasreti gidermek güzeldi...
Güzeldi li geçmiş zamanları düşünüyorum şimdi... Cümlelerimiz öznesiz...Umursayan yok, Kanlıca daki yoğurdu...
ve eşikteki öpücük, tarih bilinci olmayan bir aşkın mührüdür artık...
Yılmaz Erdoğan | |
artemisssss
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 4.Nis.2007 Çar 01:55:15 |
| fiogf49gjkf0d Köprü
Sevgili, yetmiyor sevgili sözü tek başına.Karşılamıyor içimi dolduran duyguyu. Oysa ben sevgili derken neler düşünüyorum bilsen. Sonsuz,bir güneş, bir yudum rakı, çiçeğe durmuş ince bir bahar dalı, oğlumun sıcak yanağı, anamın acılı gözleri, babamın tütün kokan eli, evimizde ki kuş, yarının güzel günleri, anlatılması güç binlerce duygu ve SEN... işte sen beni hayata baglayan en güzel köprüsün; köprülerin en güzelisin. sevgilim...güzelim... insanı yaşatan içimizdeki hayat böceğidir. o ölürse hayatımızında tadı biter. o sakın ölmesin, yaşat onu.
selimiye cezaevi
3.8.1972 - Yılmaz Güney | |
artemisssss
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 4.Nis.2007 Çar 01:55:51 |
| fiogf49gjkf0d Mutlu Olma Şansı
Hayat bize mutlu olma şansı vermedi sevgili, biz kendimizden başka herkesin üzüntüsünü üzüntümüz acısını acımız yaptık çünkü. Dünyanın öbür ucunda hiç tanımadığımız bir insanın göz yaşı bile içimizi parçaladı. Kedilere ağladık, kuşların yasını tuttuk... Yüreğimizin zayıflığı kimi zaman hayat karşısında bizi zayıf yaptı. Aslında ne güzel şeydir insanın insana yanması sevgili... Ne güzeldir bilmediğin birinin derdine üzülebilmek ve çare aramak. Ben bütün hayatımda hep üzüldüm, hep yandım. Yaşamak ne güzeldir be sevgili... Sevinerek, severek, sevilerek, düşünerek... Ve o vaz geçilmez sancılarını duyarak hayatın...
Yılmaz Güney | |
artemisssss
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 4.Nis.2007 Çar 01:56:22 |
| fiogf49gjkf0d Canım, Sevdiğim, Yüreğim...
Bu duvarlar yetmiyor bizi ayırmaya bilesin... Bu parmaklıklar, bu demir kapılar, bu hava, inan... Bazen bir yumrukta yıkacak kadar güçlü, Bazen bir serçe kadar güçsüzsem, bir nedeni vardır... Hangi zorluğu yenmemiş insanoğlu. Hele taşıyorsa içinde bu insanca sevgiyi. Güzel günler zorlu duraklardan geçer sevdiğim. Damla damla birikiyor insan. Damla damla sevgili... Bir gün akıp gideceğiz hayata... Duvarlar yıkılacak, açılacak bütün kapılar bilesin. Benim yüreğim sensin şimdi, seni vurur durur... Ve yine damla damla çoğalıyorsun içimde.
Yılmaz Güney | |
artemisssss
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 4.Nis.2007 Çar 01:58:23 |
| fiogf49gjkf0d Canım ciğerim sevgili,
Bugün senin doğum günün... ayrı değiliz bilesin... her zamankinden çok, her zamankinden içten yüreğimdesin... sürekli yaşatarak, besleyerek, büyüterek seni... içimi yalayıp geçen hüzün geride mutlu düşler bırakıyor... çünkü tutacağız bir gün hayatın ucundan, yükleneceğiz ne varsa, ne kadar solmuş gül varsa canlandıracağız onu....
Sevgili, yavrum.... hiçbir darbe yıkamadı içimizdeki hayat ağacını... ezemedi... ezemez de... Bugün... yirmiikinci yaşına bastığın gün bilesin ki, önümüzde hiçbir engel duramayacaktır... akıp geçeceğiz, yıkıp gideceğiz çünkü...
Kar var dışarıda, güneş var, insanlar var... İçimizde canlılığını koruyan hayat böceği kıpırdıyor... buzlar çözülüyor, toprak uyanıyor...
Evet... Hayat ve onun bütün unsurları başkaldırıyor... Yeni bir güne, yeni bir güneşe... Sevgiyi yeni baştan kurarak.
Canım sevgili... yirmiiki yaşlım... güzelim... sevgiyle kucaklarım hepinizi... bin defa, yüzbin defa, onmilyon defa merhaba...
Merhaba sevgili!
Evet... hayat durdurulamaz yerine akıyor ve biz bu akıntının içinde bizi bekleyen yarınlara, sardunyalara, hanımeli çiçeklerine, kiraz ağaçlarına varacağız...
Mutlu ol sevgili... Sevin... hayat senindir... bir ırmaktır çünkü o... sonsuza akan bir ırmak...
Öperim... Heyecanımı, hüznümü, acımı anla sevgili... Oğlumu sar ve ona anasının yirmiiki yaşına bastığını anlat. Oğlumuz da yirmiiki yaşında olacak birgün... sen de kırkiki yaşında olacaksın... Ya ben... ben ne olacağım acaba!
Yılmaz Güney
Nerde şimdilerde böyle seven cesur yürekler.Ve nerde erkeğini böylesine bekleyen kadınlar......................................... | |
artemisssss
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 4.Nis.2007 Çar 02:07:25 |
| fiogf49gjkf0d Ben Senden Önce Ölmek İsterim
Ben senden önce ölmek isterim. Gidenin arkasından gelen gideni bulacak mı zannediyorsun? Ben zannetmiyorum bunu. Iyisi mi,beni yaktırırsın,odanda ocağın üstüne korsun içinde bir kavanozun. Kavanoz camdan olsun, şeffaf, beyaz camdan olsun ki içinde beni gorebilesin Fedakarliğimi anlıyorsun vazgeçtim toprak olmaktan, vazgeçtim çiçek olmaktan Senin yanında kalabilmek için. Ve toz oluyorum yaşıyorum yanında senin. Sonra, sen de ölünce kavanozuma gelirsin. Ve orada beraber yaşarız külümün içinde külün ta ki bir savruk gelin Yahut vefasız bir torun bizi ordan atana kadar... Ama biz o zamana kadar o kadar karışacağız ki birbirimize, Atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz yan yana düşecek. Toprağa beraber dalacagız. Ve bir gün yabani bir çiçek bu toprak parçasndan nemlenip filizlenirse Sapında muhakkak iki çiçek açacak : Biri sen biri de ben. Ben daha ölümü düşünmüyorum. Ben daha bir çocuk doğuracağım Hayat taşıyor içimden. Kaynıyor kanım. Yaşayacağım, ama ,çok, pek çok, ama sen de beraber. Ama ölüm de korkutmuyor beni. Yalnız pek sevimsiz buluyorum bizim cenaze şeklini. Ben ölünceye kadar da bu düzelir herhalde. Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bugünlerde? Içimden bir şey : Belki diyor.
18.02.1945
Nazım Hikmet Ran | |
ccbLuEwAyscc
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 4.Nis.2007 Çar 19:32:29 |
| fiogf49gjkf0d
Zalim Bu şiir sanadır iyi dinle... Dinle ki, Bana dair ne varsa Ve ne varsa yalan yanlış yaşadığımız Herşey ama herşey yüzleşecek bu mısralarda...
Bugün haber aldım senden Defalarca çarpıp nefretin kapılarını Sokaklara vurdum kendimi. Serseri kaldırımlar ayağıma dolaştı, Yalanlarla soğuttum yüreğimi Kahrettim, kan kustum ama hep sustum
Bilir misin kaç kereler seni düşünüp de, Gizli gizli ağladım, Sen ki celladı olmuştun hayallerimin Umutlarımın katili... Ve genç bir ömrün acımasız azraili Her gece çalıp rüyalarımın kapısını Beni dirhem dirhem öldürdün
Dünyayı dar edecektim sana Önümde diz çöküp yalvaracaktın Bensizliğin acısı oturduğunda içine Yokluğum ilmek olup dolandığında boynuna İpini çekecektim, olmadı yapamadım.
Bilir misin kaç kereler seni düşünüp de, sana içtim Şerefine değil, şerefsizliğine... Ben seni mi sevmiştim? Sabahlara kadar ağlayıp kuruttuğumda göz yaşlarımı Kimse sormadı halimi, kimse acımadı. Şarkılarla dertleştim birbaşıma... Unuttum deyip kutladığımda sensizliği Silmek için gözyaşlarımı aynaya her baktığımda Gözlerimde seni buldum. Başucuma resmini koydum, Nasıl da acımasızdı bakışların Nasıl da zalim, Ben seni mi sevmiştim?
Kırık dökük bir bahar mı kalacaktı senden geriye Ve ihanetin hiç dinmeyen sancısı... Seni benden çalacaklar mıydı? Bir kuş gibi uçup gidecek miydin yüreğimden, Bir daha dönmeyecek miydin? Hangi kahpe kurşunla bitti bu mavi sevda? Ağlamak neyi değiştirir ki Herşey bitti artık herşey bitti Sen hayallerimin celladı, Umutlarımın katili ve zavallı bir ömrün acımasız azraili, Beynimdeki tek kurşunla vurdum kendimi, Gelip alabilirsin emanetini... |
|
Şebnem Kısaparmak | | |
ccbLuEwAyscc
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 4.Nis.2007 Çar 19:33:44 |
| fiogf49gjkf0d
Beklenen Ne hasta bekler sabahı, Ne taze ölüyü mezar. Ne de şeytan, bir günahı, Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni, Yokluğunda buldum seni; Bırak vehmimde gölgeni, Gelme, artık neye yarar?
(1937) |
|
Necip Fazıl Kısakürek | | |
| |