Ve bu ; Sarhoş dualarım, Çocuksu mutluluğuna...
AMİN!
II
Kış şimdi Karlar inmiştir Uludağ’a Sen İstanbul’da bir sahilde Çayını yudumlayıp Gözlerinle şekil veriyorsun kayalara...
Yonttuğun hüzündür.. Yapma bunu Mavi-mavi bakarsan Bir şey kalmaz yarınlara....
AMİN diyorum Bir hiçlik birikmesin senden sonraya...
III
Diyelim ki.. Yaklaşmışsın bir pencereye Kasım olsun aylardan? Saçların bana inat hala sarı! Nereye baktığını hiç sormadım Bildiğim Siyah giysinin üstünde Kolsuz bir yelek Üstelik kırmızı...
Arkandan usulca yaklaşıp Sarılmak dilemişim? Kabul olmayacak dualar bunlar Olsun.. Yine de AMİN!
IV
Koynumda uyurken sen Ya da Oturmuşsak bir köşeye Yerin belli ilk günden İlla ki solumda.... Ama Ne zamanki El-ele yürüyoruz aşkın başkentinde Bütün şehirler yıkılmış Ve keşfedilmemiş bir hayat duruyor sağımda...
AMİN yinede... Bu sarhoş dualarım sırf o güne...
V
Gülüşünün Gözlerime astığı o gece Kararmadı henüz.. Yaz bitmedi sevgili Kalemime değmedi güz..
Ben Şair falan değilim Bilirsin! Fakat Karaladığım sayfalarda `biri` salınır Simsiyah.. Dizlerime alışmış başı Sanki Çok öncelerden tanıyor olmalı? (bunu fısıldamıştı bir ara kulağıma) Yankısı uyaklara düşmese de Kalem kırdırır bazı akşamlarda...
AMİN ... Sana dair bir gün, Kaybetme korkusundan uzaklarda bir yerlerde YAZMAYA!
VI
Neyi eklersen ekle bu güzel yalana Sen gelmedikçe hepsi ölgün! Ama unutma Bazen kendiliğinden yırtılır takvim yaprakları Ve biz İstiklal’ de buluşuruz bir gün...
AMİN!
|