ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum
Kurallarını mutlaka okuyunuz...
|
qriLkis
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 29.Tem.2006 Cmt 22:39:16 |
| Çok güzel şiirler Jisell abla devamını bekliyorum | |
sabahyildizi
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 23.Eyl.2006 Cmt 17:28:52 |
| fiogf49gjkf0d bu da benden ben yazdım
anne tüm herşeyimi versem dururmu savaş
bilyelerimi,oyuncaklarımı
bak tabancamı da sapanımı atıyorum anne
tüm oyunlarda ebede olurum
yeterki o amcalar o teyzeler ölmesin
o ablalar o kardeşler ağlamasın
söz veriyorum herzaman sütümü içeceğim
satarımda oyuncaklarımı parada kazanırım
yeterki o abiler o amcalar vurmasınlar birbirini
neden "olmaz diyorsun"?
o zaman büyümek istemiyorum ben
o zaman asker olamayacağım ben
öldürmekse askerlik
deme öyle anne ağlama,ben daha ölmedim ki bak kollarındayım
abimmi? onu düşünme anne o kimseyi öldürmez kıyamaz
ama ona kıyarlar belki,belki...belki...banada kıyarlar
yalan söylediğim için anne sana
dün geldin ya odama,"neden ağlıyorsun" diye
ağlamıyorum dedim,belki ondan anne vururlar beni
ağlıyordum abim için
anne beni merak etme,buraya kadar yaşamışsam yeter
önemli olan son versinlar buna
bitmek bilmeyen bu yaşam
savaşına anne...
yasemin yıldız(ben yani) | |
QIBurockIQ
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 31.Ara.2006 Pzr 17:21:23 |
| fiogf49gjkf0d Benimle ewlenirmisin jisel | |
wsirine
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 4.Mar.2009 Çar 01:33:25 |
| fiogf49gjkf0d Ah Ulan Rıza Anlaşıldı, bu herif artık gelmeyecek, Ufaktan yol alayım. Anam evde yalnız, şimdi merakından ölecek! Gittim, vurdum kafayı yattım. Rüyamda gördüm, gülümseyerek geldiğini. Ne bilirdim, yolda kamyon çarpıp, Hastaneye kavuşmadan can verdiğini!
Vay be Rıza, Sonunda sen de düşüp gittin azrailin peşine. Dün boşuna günahını almışım, Ne olur, kızma bu kardeşine.
Öğlen kahvede söylediler, “- Rıza öldü!” dediler, Ne kolay söylediler. Sanki dev bir taş ocağını, Kökünden dinamitleyip, üstüme devirdiler.
Güle Güle Hayaloğlu,aramızdan çok erken ayrıldın.Mekanın Cennet olsun Nur içinde yat...
| |
Jisell
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 4.Mar.2009 Çar 01:58:58 |
| fiogf49gjkf0d
Jisell :
Üşenmeyin okuyun..
Ah ulan Rıza
Neden halâ gelmedi, yoksa Saati mi şaşırdı bu hıyar? Gerçi hiç saati olmadı ama En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok, Madara olduk meyhaneye! Ah eşşek kafam benim, Nasıl da güvendim bu hergeleye!
Gelse, balığa çıkacaktık, Ne çekersek kızartıp birayla yutacaktık. Kafamız tam olunca, şarkılar döktürüp Enteresan hayâllere dalacaktık.
Bu sandalı geçen hafta denk getirip Çalıntıdan düşürdük. Arkadaşlar ısrar etti, Biz de, iyi olur, bize uyar diye düşündük.
Saat sekizde gelecekti, Bana birkaç milyon borç verecekti. Yoksa o nemrut karısı kaçtı da Onun peşinden mi gitti?
Eğer öyleyse yandık, Gudubet gene yaptı yapacağını! Geçen sene de merdivenden itip Kırmıştı Rıza nın bacağını.
Abi, kadında boy şu kadar; Kalça fırıldak, göz patlak, kafa çatlak! Korkuyorum, bir gün ya kendini asacak, Ya horlarken Rıza yı boğacak!
Bak, şimdi acıdım, aşkolsun adama, Ben olsam, vallahi baş edemem! .. Hele beş tane velet var ki boy-boy, Allah tan düşmanıma dilemem!
Aslında iyi çocuktur Rıza, efendi huyludur, Herkesin suyuna gider. Yoksa, kalıba vursan hani, Tek başına on tane adam eder!
Bir keresinde, hiç unutmam Üç-beş zibidi haraca dadandı; Rıza, sandalyeyi kaptığı gibi Herifleri hastaneye kadar kovaladı!
Aynı mahallede büyüdük, aynı kızları sevdik, Aynı kafadaydık. Orta ikiden bıraktık, matematik ağır geliyordu, Biz, başka havadaydık.
Aynı gömleği giyer, aynı sigaraya takılır, Aynı takımı tutardık. Fener in her maçına iddialaşıp Millete az mı yemek ısmarladık! ..
Bir tek askerde ayrıldık, Bana Bornova düştü, ona Gelibolu. Döner dönmez evlendirdiler, En büyük salaklığı da bu oldu! ..
Bense hiç düşünmedim, zaten param yoktu. Hep tek tabanca gezdim. Benim beğendiğimi anam istemedi, Onun gösterdiğini ben sevmedim.
Neyse, bunlar derin mevzu... Anlaşıldı, bu herif artık gelmeyecek. Ufaktan yol alayım Anam evde yalnız, şimdi merağından ölecek! ..
Gittim, vurup kafayı yattım; Rüyamda gördüm, gülümseyerek geldiğini. Ne bilirdim, yolda kamyon çarpıp Hastaneye kavuşmadan can verdiğini! ..
Vay be Rıza! .. Sonunda sen de düşüp gittin Azrail in peşine! Dün, boşuna günahını almışım, Ne olur, kızma bu kardeşine!
Öğlen kahvede söylediler, Rıza öldü, dediler Ne kolay söylediler! Sanki dev bir taş ocağını Kökünden dinamitleyip üstüme devirdiler!
Ah dostum... o kocaman gövdene O beyaz kefeni nasıl kıyıp giydirdiler? O zalim tabutun tahtalarını Senin üstüne nasıl böyle çivilediler?
Yani sen şimdi gittin, yani yoksun, Yani bir daha olmayacak mısın? Yani bir daha borç vermeyecek, Bir daha bira ısmarlamayacak mısın?
Peki, beni kim kızdıracak, Kim zar tutacak, kim ağzını şapırdatacak? Peki, beni bu köhne dünyada Senin anladığın kadar kim anlayacak?
Ulan Rıza... ne hayâllerimiz vardı oysa, Ne acayip şeyler yapacaktık... Totoyu bulunca dükkân açacak, Adını Dostlar Meyhanesi koyacaktık.
Talih yüzümüze gülecekti be! .. Karıyı boşayıp sıfır mersedes alacaktık. Hafta sonu iki yavru kapıp Boğaz yolunda o biçim fiyaka atacaktık!
Ah ulan Rıza... bu mahallenin, Nesini beğenmedin de öte yere taşındın? Ara sıra gıcıklaşırdın ama inan ki, Benim en kıral arkadaşımdın! ..
Ah ulan Rıza... ben şimdi, Bu koca deryada tek başıma ne halt ederim? Senden ayrılacağımı sanma, Bir kaç güne kalmaz, ben de gelirim! ..
Yusuf Hayaloğlu
|
|
|
Bu başlığı açalı tam Üç sene olmuş.Çok sevdiğim ve şiirlerini severek dinlediğim bir şairdi .. :(
Çok erken yaşta bizlere veda etti..
Allah rahmet eylesin..Mekanı cennet olsun | |
autumn1
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 4.Mar.2009 Çar 04:33:20 |
| fiogf49gjkf0d fiogf49gjkf0d Bugün düşünemeyeceğin kadar Başım belada Köşe başları tutulmuş Üstelik yağmur yağmada İler-tutar yanı yok Fişlenmişim adım-eşkalim bilinmekte Üstelik göğsümde yani tam şuramda Kirli sakalıyla Bir eşkıya gezinmekte
Başım belada Adamın biri vurulmuş sokakta Cebinde adresim bulunmuş Başım belada Tabancamı unutmuşum helada Nerden baksan tutarsızlık Nerden baksan ahmakça
Sevdim seni inanamayacağın kadar Sevdim seni esmer kız Kirpiklerimde çırpınan Şu tuzlu gözyaşımda İhanetin adın yok Neylersin ki çember daralmakta Şimdilik hoşçakal yaban çiçeğim Yasal mermisiyle Bir komiser yaklaşmakta
Başım belada Üzerime kan sıçramış doğarken Uykularım yarıda kalmış Başım belada Senelerce kuralsız yaşamışım Nere gitsem çaresi yok Nere gitsem yanmışım | |
Harwest
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 4.Mar.2009 Çar 10:36:40 |
| fiogf49gjkf0d | |
Jisell
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 4.Mar.2009 Çar 13:41:42 |
| fiogf49gjkf0d https://www.youtube.com/watch?v=pUCzQCiT1Jg | |
makbet
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 4.Mar.2009 Çar 18:43:35 |
| fiogf49gjkf0d Bakırköy Acıbadem Hastanesi nde solunum yetmezliği nedeniyle sekiz gündür tedavii gören Yusuf Hayaloğlu hayatını kaybetti.Akciğerinde oluşan ödem nedeniyle 24 saatini yoğun bakımda geçirmişti.
Allah yakınlarına sabır versin mekanını cennet etsin | |
makbet
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 4.Mar.2009 Çar 18:54:07 |
| fiogf49gjkf0d YAĞMUR İÇEN KIZ
Baldırı çıplak bir akşamüstüydü
Kime selam verdiysem yüzüme küstüydü.
Yalnızlığa susmuştum, yağmura üşümüştüm..
Belli belirsiz ve hiçbir makamsız,
Hiçbir kelimesiz ve hiçbir anlamsız,
Kırılgan bir şarkıydı, tılsımına düşmüştüm..
Ve ben sanki ömrümde yaşamadığım
Ve yaşamadan yaşlandığım bütün aşkları
Bu ilk defa karşılaştığım, bu ilk defa yabancı,
Ve bu son defa tutunduğum kızla bölüşmüştüm..
Yağmur içen kız.. gece kuşu
Atmacaya benzer duruşu..
Bir omuzu el-ense çekerken azraile
Bir omuzu sokak lambasından da biçare..
Kimliğini sorarsan;
Barbar sokakların en barbar kızı,
Ve hortumlu karakolların en arsızı..
O destursuz yağmur, taş gibi iniyordu,
O fütursuz cadde, pür-telaş deviniyordu.
Başını çevirip bakıyordu ara sıra
Hiçbir şey sormadan gidiyordum ardı sıra..
Bir karyola, bir sobadan ibaret 102 nolu odada
Buluştu gözlerimiz, sırları dökülmüş tozlu aynada..
Cebimdeki şişeyi yudumlarken sessizce
Saçlarını okşadım yavaşça ve teklifsizce..
Azıcık huylanmıştı, söylemedi ama şaşırmıştı.
Sanırım ki o, hep değişen tiplere
Ve fakat hiç değişmeyen triplere alışmıştı..
Yağmur içen kız.. vahşi kısrak
Göğsü falçata krizi, öfkesi tavlı bıçak..
Soluğunda ıslak çimenlerin buğusu
Soluduğunda kundaklanmış ormanların yalazı.
Güzelliğini sorarsan;
Dişleri kar kuşundan da beyaz
Dudakları vampirden de kırmızı..
Alışkın bir otel odasıydı, kenarda soba yanıyordu,
Tutkunun tasma koparan köpekleri
Arsız bir çarşaf gibi üstümüze abanıyordu..
Küçücük ama çok küçücük bir ağzı vardı,
Küçücük ama çok küçücük bir öpüşte bile
Bir vişne ısırığı gibi kanıyordu..
Çaparinin çengelinde çırpınan çipuranın
Yakaran gözlerindeki o tarifsiz kederle,
Bu küçücük ömründe, belki de ilk defa
Birisinin gözlerine bakmaktan utanıyordu..
Yağmur içen kız.. kaldırım meleği
Hüznün yirmidört saatlik beyhude kelebeği..
Her akşam sunarak kendini hoyrat ağızlara
Ve her sabah yunarak bedenini yağmurla
Ve boğarak o narin göğsünde hıçkırıklarını
Bir çalpara gibi yeniledi kopan yanlarını..
Yağmur içen kız.. çılgın kedi
Komalara girdi, jiletler yedi, ölmedi..
Hiç sormadım adını, kendisi de söylemedi.
Ben şişeyi boşalttım, o ağzını sürmedi.
Gitme vakti gelince uzatıp küçücük elini
Hoşça kal, dedi, almadan o malum bedelini..
Boş bir şişeden daha aptalca ne olabilirdi hediye?
Uzun uzun bakakaldı, bu adam deli mi ne, diye..
İyi ama bu şişe boş be arkadaş, dedi, bu şişe boş!
Her şey boş güzelim, dedim, her şey boş!
Sen de yağmur koyarsın belki bu şişenin içine,
Ve güneşin ışırsa bir gün, bir yerlerde, bir ihtimal,
Düşlerini yudumlarsın artık yağmurun yerine...
Yağmur içen kız.. gönül hırsızı
Hiç kimseler bilmeyecek sırrımızı..
Sen tutunmaya çalışırken gecenin eteklerine
Yine acıtacak güzelliğini, o çirkin maça papazı..
Ve yine kıyacaksın belki, o incecik bileklerine..
Yağmur içen kız.. sahipsiz bebek
Elbette bir gün herkes bir şekilde gidecek.
Ama bu yağmur var ya, bu yağmur, inan ki
Nereye gidersen git, hep ardından gelecek..
Ne zaman tokatlasa yağmurlar penceremi,
NE zaman sersem ve buruşuk bir pardösü gibi
Dökülsem kaldırımlarına bu duman karası kentin;
Hep o kıza rastlarım, aynı kuytu köşede.
Gözyaşlarını biriktirir usanmadan
Düşleriyle aynı şişede..
Hatırını sorarım, sessizce kaldırır yüzünü,
Tablolardan çalınmış gizemli bir gülücüktür.
Yağmur içer yudum-yudum, kanasıya.
Mezesi, eski bir geceden, vişne yarığı kırmızı
Ve hala kanayan o vişne ısırığı öpücüktür..
Yağmur içen kız.. mağrur yürek
Bu yağmurlar yalan ama ölüm gerçek..
Sen yine avucunda sakla, çaldırma cevherini.
Ve sakın gösterme kimseye, o yağmur incilerini
Hep şarkını söyle; hiçbir kelimesiz ve makamsız,
Hep orda bekle; bir akşam belki apansız,
Gelir de alırım şişemi senden geriye:
O biriken yaşlarını içmek için damla-damla
Ve geciken bedelini ödemek için kendi hayatımla...
Yusuf HAYALOĞLU
| |
| |