ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
sohbet, okey, tavla, chat
12 Mayıs 2024, Pazar 09:28   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  KarakterinKaderindir> Forum Mesajları
    KarakterinKaderindir'e ait Toplam 220 Forum Mesajı var
<<1234567 891011121314151617...22>>


KarakterinKaderindir

KarakterinKaderindir resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >SON SÖZLER.......>
  13.Nis.2008 Pzr 12:40:02
fiogf49gjkf0d
fiogf49gjkf0d

Bu sana yazdığım son satırlar...

Bu dinlediğim son şarkı bizim üstümüze söylenmiş. Kilit vurdum kalbime,
umutlarıma. Ne bundan böyle sevdaya dair bir şeyler beklenebilir yüreğimden ne
de nefret edebilirim birinden. Ben hamal değilim ki; hep kahrını taşıyım ömrün;
Alın atık üzerimden hayata dair ne varsa. Alın sevdaya dair acıları, paylaşın
aranızda...

Sen sanıyorsun ki, kolay geliyor gidişin bana.. Arkanı döndüğün ilk andan
gözlerim gülecek mi yeniden sanıyorsun? Söylesene! Sen ne sanıyorsun aşkı,
sevgiyi, söylesene! Kolay olan, kaçmaksa, yalansa, vazgeçişse; ben zor olanı
seçiyorum ve Seni Hala Seviyorum.

Sen öyle san, farzet ki her şey çok kolay... Gittiğini sandığın sen, giderken
bende kalanlarını, yani seni, yani aşkı, yani bizi alamayacaksın benden.... Geri
vermeyeceğim onları, benim onlar, bana ait.

Biliyor musun, acı olan asla gidişin değil.. Belki bir gün sevmeyi öğrendiğin de
yanında ben olmayacağım.. Bir sabah gözlerini yeni doğan güne açtığında başkası
olacak yatağında.. Benim içinse sadece "sen" var olacak baktığım her yerde... Ve
işte ilk defa o gün sebepsiz ağlayacağım, o gün yaan yağmur gizlemeyecek
gözyaşlarımı. Kim bilir belki de aynadaki hayalin ilk kez asacak suratını bana
ve o sabah sensiz ve üşümüş uyanacağım!

Her şeyin bir bedeli var biliyorum ve bende bu bedeli ödüyorum. Ödediğim bedel
sensizlik, yalnızlık, aşksızlık Oysa yüreğim her şeye rağmen mutlu olmanı
diliyor....



KarakterinKaderindir

KarakterinKaderindir resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Sanat ve Felsefe >Başkalarının Hayatında Fark Yaratmak...>
  7.Nis.2008 Pzt 16:06:18
fiogf49gjkf0d
İnsanların hayatındaki en çetin düşmanlarıdan birinin önyargı olduğunu ispatlayan bir hikaye....Ellerinize sağlık iyiki burada bu hikayeyi paylaştınız iyiki bende bu hikayeyi okudum....


KarakterinKaderindir

KarakterinKaderindir resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >AH, KEŞKE....LER İÇİN BİR ÖZÜR DENEMESİ>
  5.Nis.2008 Cmt 19:32:22
fiogf49gjkf0d

 

Dediklerine göre ay’ın hep tek yüzünü görürmüşüz. Arka yüzü bir türlü dünyaya çevrilmezmiş. Kaderi de ay gibi görüyor olmalıyız. Olanıyla biliyoruz kaderi. Olduğu kadarıyla görüyoruz. “Olmasaydı...”lar ay’ın arka yüzü gibi gözümüzden uzağa düşüyor. “Ya o kurşun bir santim sağdan geçseydi....” diye başladığımızda düşünmeye, hayalimizin eli ayağı zifiri karanlıkta birbirine dolaşıyor. “Olan olmuştur bir kere...”

Kurşunun kalbine değdiği sevdiğimiz, bir kaç santimlik farkla, bir kaç saniyelik tevafukla bu dünyadan göçmüştür. Olan olmuştur ve nasibimize düşen de olmuş olandır. Hayatta bir kereliğine olan neyse odur; sonra dosya kapanır. Hayat, kurşunun “ah keşke...” dediğimiz yerin bir santim solundan akar. Kan da oradan akar, zaman da oradan akar. Zamanı geriye doğru alıp, kurşunu bir santim sağdan ve bir santim soldan koşturacak iki seçenekli bir hayatı yaşamamıza izin yok. Kanı da zamanı da geri akıtamayız. Bir sağa bir de sola doğru çatallanan iki tane kader yok; yazgının dal uçlarından bize düşenleri biliyoruz sadece. Olan olunca oluyor. Binlerce “keşke...”nin emzirdiği, milyonlarca yakıcı “ah!”ın özlediği “öbür türlü olsaydı”lar olmadan kalıyor, kuruntumuzun elinde boynu bükük, solgun bir çiçek gibi duruyor. O solgun o yetim çiçeği yeniden tebessüme getirmek için neler neler yapmazdık değil mi? Gece gündüz toprağına varıp sulardık, yapraklarını neredeyse kirpiklerimizle okşardık. Yeter ki “böyle olan” değil de, “şöyle olsaydı...” diye özlediğimiz “öbür” kader tomurcuğu açıversin: “Kurşun atar damarın bir santimcik, sadece bir santimcik sağından geçseydi ya...Ya geç ateş edilseydi ya da bir kaç saniye önceden hareket etseydi kaza kurşunuyla vurulan. Çocuklarının renklerini beğenmediği bayramlıklarını değiştirmek için yeniden caddeye çıkan kadın, az önce geçseydi bombanın patladığı yerden ya da çocukları bayramlıklarını beğenmiş olsaydı. Kırmızı ışık 15 saniye geç sönseydi de, arabanın çarptığı çocuk çoktan kaldırıma çıkmış olsaydı. Kamyonun altına giren otomobildeki aile, üç dakika sonra çıksaydı mola yerinden ya... Annesi elinden daha sıkı tutsaydı Dilara’nın yahut komşusuna bıraksaydı. Şehit olan delikanlı bir sonraki celp döneminde askere gitseydi ya....” O kadar çok ki “olsaydı...”larımız. O kadar çok “keşke çiçeği” var ki avuçlarımızda. O kadar yakıcı “ah!...”larımız var ki yüreğimizde. Bir de şöyle düşünelim: Şimdilerde “keşke...”lerimizin ucunda özenle beslediğimiz ve süslediğimiz o “öbür türlü olsaydı”lar “bu türlü” olsaydı, onların “öbür türlü” değil de, “bu türlü” olduğunun ayırdında olacak mıydık? “Böyle” olmasaydı kader, “öyle olsaydı...”ların güzelliğini görebilecek miydik? Kaderin biricik çizgisi içinde olup bitenler sayesinde farkediyoruz öbür türlü olabilecekleri... Olan olmuş olmasa, “olsaydı”lara özlemimiz de olmayacaktı. Söz gelimi, ardından ağladığımız, “şimdi burada olsa nelerimi vermezdim...” diye hayıflandığımız sevdiğimizin kaderi onu “şimdi burada” eylemiş olsaydı, onun şimdi burada olmasına vereceklerimiz bu kadar çok olur muydu? Böyle olmasaydı da öyle olsaydı, öyle olmasının böyle olmasının alternatifi olduğunu görebilir miydik? Hepimizin yüreğini yakan gül yüzlü Dilara rögar kapağından düşmemiş olsaydı, bizi bunca acıyla tanıştırmamış olsaydı, “aaa, şu kız değil mi rögar kapağından düşecekken düşmeyen kız” diye parmakla gösterebilecek miydik onu? Damatlığını almak için gittiği çarşıda bomba bir kaç dakika geç ya da bir kaç metre ötede patlasaydı, şimdi aramızda yaşayacak ve bugünlerde düğünü olacak delikanlıyı bunca önemseyebilir miydik?. İki yıl önce, Mekke’de, çocuklarına hediye almak için gittikleri dükkanın çökmesiyle bu dünyaya veda eden hemşire hanımlar, bir kaç dakika erken çıkmış olsaydı dükkandan, ne onları ne de çocuklarının mahzun yüzlerini hayâl bile edemeyecektik şimdilerde... Böyle yaşıyoruz kaderi. Böyle biliyoruz. Böyle çekiyoruz acısını ve sancısını. “Öyle olsaydı..”ları da, böyle olduğu için söyleyebiliyoruz, özleyebiliyoruz.Öyleyse, şimdi sen sen ol, böyle olan kaderini sevmeyi öğren. Kurşunun göğsüne hiç uğramadığı sevdiğini bir daha kucakla. Bombanın hiç uğramadığı sokaklarda güle oynaya yürüyerek eve dönen çocuklarını daha çok sev. Bir kaç saniye sonra ya da önce geçseydi, sevdiklerinle birlikte altında kalabileceğin kamyonun şimdi karşı şeritte seyrediyor olmasına şükret.

Her bir çocuğu çukura düşmekten son anda kurtarılmış bir çocuk sevinciyle seyret. Şimdi, şu anda, “ah keşke böyle olsaydı” diye ağlayacakların şimdi senin için “böyle oluyor” da farkında değilsin.Ah, keşke, farkında olsaydın..

Senai Demirci



KarakterinKaderindir

KarakterinKaderindir resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Haber >Güncel haberler >İnsanın kanını donduran sırlar>
  5.Nis.2008 Cmt 19:18:07
fiogf49gjkf0d

Ergenekon operasyonu kapsamında tutuklanan Türk Ortodoks Patrikhanesi sözcüsü Sevgi Erenerol, en uzun ve detaylı şekilde sorgulanan zanlılarındandı. İlk kez Tuncay Güney in evinde ele geçirilen Ergenekon Analiz Yeni Yapılanma Yönetim ve Geliştirme Projesi 29 Ekim 1999 İstanbul başlıklı metin hakkında en detaylı sorular ona soruldu.

İşte gizli Ergenekon belgelerin içeriği:

KİMLERDEN OLUŞUYOR?

Gizlilik önkoşul: Ülkenin ekonomik ve sosyal kararlılığını sağlar. Bunun başarılabilmesi için ise; gizlilik önkoşuldur. Enformasyon gizliliğinin çok kritik olduğunun bilincine varılabilmesi çok büyük önem taşır.

Seçkinlerden oluşur: "... Ergenekon, Türk Silahlı Kuvvetleri nin değerli personeli dışında entelektüel ve her meslekten seçkinlerinde içinde yer alacağı sivil personelden yararlanmakla karşılaştığı ve bundan sonra karşılaşacağı en önemli sorunların üstesinden gelmekte güçlük çekmeyecektir. "

Yurtdışı eğitim yasak: Ergenekon bünyesinde yurtdışında eğitim görmüş personel bulundurulmaması zorunludur.

SUİKASTÇİ BİR ÖRGÜT

Terörle ilişki: Terör grupları mutlaka kontrol altında tutulmalı, gerektiğinde naylon terör grupları oluşturularak terör dünyasına yön verilmeli ve güçlü istihbarat örgütlerinin kurguladığı oyun içerisinde mutlaka yer alınmalıdır.

Örgütlerle işbirliği: Benzer idealler doğrultusunda faaliyet gösteren ulusal ve uluslararası legal ve illegal örgütlerle işbirliğine yönelmek zorunluluktur.

Tek yol suikast: Dünyada var olabilmiş tüm sistemler, ülke çıkarları ve mevcut rejim ilkelerine aykırı ideolojilere sahip siyasileri engellemiştir. Bunun ise; iki yolu vardır: 1- Suikast 2- Dez-enformasyondur... Kişisel çıkarlar adına siyasete yönelmiş ve hedefe ulaşabilmek adına
her şeyi mubah sayabilen siyasilerin engellenebilmesi için; geriye kalan tek yol suikasttır.

JİTEM DENEYİMİ ÖNEMLİ

Üniversiteli kadrolar: Türkiye Cumhuriyeti nin temel varlık nedeni Kemalizm e özümseyerek inanmış, Atatürk ilke ve prensiplerine sahip çıkmanın önemini kavrayabilmiş, personel kazanımı ise; çok daha büyük bir sorun olarak karşımıza çıkar. Ancak, ordu birliklerinde yer alan askerler ile üniversitenin birinci ve ikinci sınıflarında öğrenim gören gençler, yararlanılabilecek pozitif bir kaynaktır.

JİTEM deneyimi: Ergenekon benzer bir örneği kendi içinde JİTEM gerçeği ile yaşayarak yeterli deneyim elde etmiştir. Ergenekon içinde sivil personelden yararlanılması düşüncesinin doğuracağı önyargılı endişeler karşısında sağlıklı bir analiz yapılacak olduğunda: JİTEM deneyimi ve bugün Ergenekon içinde mevcut sorunlar dikkate alındığında endişeler kendiliğinden ortadan kalkacaktır.

KİMSEYE GÜVENİLMEYECEK

Güven yok: Ergenekon merkez yönetiminde yer alacak eleman sayısı olabildiğince az olmalıdır. Yine örgüte kazandırılacak elemanlara hiçbir zaman sonsuz bir güven duyulmaması, istihbarat sanatının bir gereğidir. İllegal çevrelerden seçilecek elemanlar, etnik ve siyasal ideoloji açısından, örgüt ideolojisi ve amaçlarına en yakın uygunluk gösterenlerden tercih edilmelidir.

Profesyoneller: Genç, yetenekli, eğitimli ve donanımlı personel arasından seçilecek üç kişi Ergenekon içinde (üniteler arası) ve örgüt dışında örgütü temsilen hareket edebilmeli ve teması sağlamalıdır. Bu kişiler örgüt içinde görev almamalı, örgüt dışında legal bir işte istihdam edilmelidir. Profesyonellerden yararlanılması pozitif bir yoldur.

STK LARI ELE GEÇİRME PLANI

Sivil örgütlenme: Ergenekon un kendi kuracağı sivil toplum örgütlerine ihtiyacı vardır. Sivil toplum örgütleri aracılığı ile dünya kamuoyu kolayca etki altına alınarak yönlendirilebilir. Ergenekon, Türkiye de faaliyet gösteren tüm sivil toplum örgütlerini kontrol altına almalıdır.

Çekirdek kadrolar: Ergenekon, örgütün başkanına doğrudan bağlı olan dört daire komutanlığı ile iki sivil başkanlıktan oluşmalıdır. Toplam altı ünitenin komutan ve başkanlarının bir asistanı ile bir de bölüm uzmanından oluşan iki yardımcısı olmalıdır. Ünitelerin iki komutan ve başkanlarının yanında görev alacak bölüm uzmanı, illegal faaliyetlerin yurtiçi ve yurtdışı hukuk platformunda legal gibi gösterilebilmesi düzenlemelerinden sorumlu olacaklardır... Bu ünitelerin komutan ve başkanları, birbirlerinin görev ve sorumluluk alanlarını bilmemeleri esası, Ergenekon a istihbarat örgütleri içinde ayrıcalıklı bir özellik ve güvenlik kazandıracaktır. Bu altı ünitede görev alacak ajanlar, kendi bölümlerinin komutan ve başkan asistanları dışında diğer üniteler ve personel ile hiçbir şekilde irtibat kuramamalıdır.

KENDİ ADAMINI ANINDA ÖLDÜRÜYOR

Silahlı birimler: Üniteler arasında enformasyon değerlendirmesinde ayrıcalık tanınabilecek tek bölüm Operasyon Dairesi Komutanlığı dır... Bu dairenin varlığından Ergenekon Örgütü Başkanı Komutanı ndan başka hiç kimsenin bilgisi olmaması kesin bir gerçekliliktir.

İç infaz meşru: Operasyon alanı içinde bulunmak, operasyon esnasında temizleme ve ortadan kaldırma gibi işlemlerde doğabilecek sorunları çözümlemektir.
İkinci bir görevleri, karşı istihbarat örgütlerine geçen, yakalanan veya operasyon amacına aykırı hareket eden herhangi bir ajanı öldürmektir.

Merhametsiz ajanlar: ... Kontrol Dairesinde görevlendirilecek ajanlar, mutlaka TSK bünyesinden ve özel operasyon ünitelerinden çok dürüst, güvenilir kişilerden seçilmelidir. Bu ajanlar merhametsiz olmalı ve bağımsız görev yapabilmelidir. Emirleri doğrudan Ergenekon Komutanı ndan almalıdırlar, üst düzey yöneticiler ve örgüt personeli ile ajanları tarafından bilinmemelidirler....Kullanılacak her ajan eğitimden geçirilmelidir.

TSK da faaliyet: TSK bünyesinde faaliyet göstermekte olan Ergenekon un yeni bir yapılanmaya yönelme zorunluluğu ve gereksinimi vardır.

BANKAYA "HACKER" SOKUP PARA AKTARMA PLANI

Ergenekon belgesinin önemli bir kısmını finansal kaynaklar için yapılacak illegal seçenekler oluşturuyor. Örgüt banka kurmayı bile düşünecek kadar cüretkâr. Finansal faaliyetlerin bazıları şöyle:

Banka kurmak: Ergenekon, doğrudan kendi örgütüne bağlı holdingler ve bankaları süratle kurup ideolojiye uygun ekonomi-politik denge sağlayabilmelidir.

İlaç sanayi: Çok yüksek kar sağlayan legal ticari faaliyet alanları arasında ilaç ve kimya sanayii en baş sıralarda yer elen sektörlerdir. Aynı şekilde hava kargo taşımacılığı çok önemli bir yer işgal eder. Bu alandaki ticari faaliyetler, para aklanması için de çok uygun alanlardır.

Bankalardan para aktarma: Finansal kaynaklar yaratılabilmesi için, orta ve büyük ölçekli A.Ş: yapılanmasındaki şirketlerden yararlanılması, onların içine sızılması, elde edilecek banka işlemleri hesap ve şifre kodları ile yine uluslararası bankalar ile yurtdışındaki çeşitli ülke bankalarına sızdırılmış ajanlar aracılığı ile hesaplardan para aktarımı yapılmalıdır. Bu operasyonlar 2/3 gün içinde tamamlanmalıdır. Böylece hesaplarla kimin oynadığı anlaşılamaz. Bu işlemleri başarıyla ve çok basitçe çözümlemek mümkündür ve bu işlemler için Hacker tanımlamasıyla anılan pek çok bilgisayar hırsızı vardır. Bunlardan yararlanılmalıdır

MEDYAYI ELE GEÇİRME ARZUSU

Şirketler: Ergenekon un kuracağı legal ticari şirketler, deşifre olmadıkları sürece yaşatılmalı, geliştirilerek, güçlenmesi sağlanmalıdır."

Arazi mafyası: Ergenekon, hazine arazilerinden bu anlamda değil ama, spekülatif kazanç anlamında yararlanarak kaynak yaratmalıdır... Ergenekon, hazine arazileri üzerinde yeni organize sanayi alanları ile yeni toplu konut alanlarının oluşturulmasından spekülatif kaynaklar yaratmalıdır.

Medya oluşturma: ...Ergenekon, medya kuruluşlarını kontrol etme yönündeki faaliyetlerini kendi medya kuruluşlarını oluşturmak zorunludur.

Özetle: Ergenekon un üretim tesislerine, ticari holdinglere ve bankalara ihtiyacı vardır. Hem de doğrudan ve mutlak sahibi olarak. Medya, uluslararası ticaret, Bankacılık alanlarında deneyimli, Kemalist ideolojiye uygun sivil personele ihtiyaç vardır.


KarakterinKaderindir

KarakterinKaderindir resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >Sensiz Yanım,Hersey Yarım...>
  3.Nis.2008 Per 23:45:24
fiogf49gjkf0d

Gün geldi ben sana yaklaşmaya çalıştıkça sen tozlu raflardaki günahlarını bana bırakıp gittin.
Her gidişinde üstüme bütün karları yağdırdın. Biz seninle iki yakası kavuşamayacak bir dağ olduk sevgili. Sen gizlenmiş süslü bahçelerde dolaşırken ben dikenlerin içinde seni arıyordum. Günahlarınla acılarınla seni arıyordum.

Yüreğimin köşesine kazıdığım nakış nakış ruhuma işlediğim sevdanı aradım sevgili. Sense puslu gecenin o ayazında gitmeyi terci ettin beni yalnız bırakarak bu hayatın üstüne düşen acılarınla günahlarınla beni bıraktın. Şimdi yoksun sevgili sen gittin gidişine şiirler şarkılar yazdım yüreğime seni kazıdım.

Gittin sen sevgili gidişinle hayatımın bir cehenneme dönüşeceğini düşünmedin mi. Vuslatsız gecelerimde titreyen bedenimi kim saracak şimdi. İlmik ilmik işlemiştim seni yüreğimin en kuytu köşesine. şimdi yoksun yokluğun bana verdiğin en büyük ceza sevgili.

Gittin sen sevgili ben seninleyken hayat daha güzeldi güneş daha güzel ısıtıyordu bedenimin titreyen yerini. Şimdi yoksun ve olmayacaksın da sevgili ağladığımı görürsen eğer sakın üzülme ay düşmüş bedenime yarım kalmış sevdayla düz yolarda yürüyüp durdum her geçtiğim yerde adını anmamak için bütün yaşadıklarımızın önüne bir perde çektim sevgili.

Yoksun şimdi her biten sevdanın bir cezası vardı ben cezamı tozlu raflarda bana bıraktığın günahlarınla. Çekiyorum kalbimin en hasas yerinde verdiğin sancılarla yüreğimi sızlatan artıcı şoklarla çekiyorum sevgili.

Gittin gelirsin diye ben hala aynı yerde aynı sokakta seni bekliyorum gelmeyeceğini bile bile seni bekliyorum sevgili. Sen volta atarken mahallenin bir ucundan bir ucuna gülüşlerinle yanındaki çirkin insanlarla eğlenirken ben köşe başında üstümde ince bir elbiseyle dönmeni bekledim bu sisli ve yağmurlu havada.

Bir gün senide unuturlar
Bu vefasız yolarda
Adına sevda dediğimiz yolarda

Unutma ki güzel sevgili 
Bir gün seninde gözyaşlarına bakmazlar,
Ayaklarının altında ezer geçerler
Farkına bile varamasın

Bir gün sende temiz bir aşka yelken açarsın
Delice seversin
Ve terk edilirsin aniden
Bir oyana bir buyana savrulursun
Tıpkı rotasını kaybetmiş bir gemi gibi
Yelkenleri açılmayan bir gemi gibi
Dibe batarsın

Unutma ki güzel sevgili 

Bana yaptıkların kar kalmaz
Bir bedeli vardır ödersin bunu
Ya bugün ya yarın yada sırat köprüsünde mahşer yolunda ödersin cezasını

Gerçekler hep acı verme dimi bize
Acılar kabusumuz olmadı mı gecelerce
Şimdi soruyorum sana
Adına sevda dediğim bu cehennemde
Ben neden seviyorum seni hala?



KarakterinKaderindir

KarakterinKaderindir resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >Sensiz Yanım,Hersey Yarım...>
  2.Nis.2008 Çar 17:06:50
fiogf49gjkf0d

Birgün daha geçti sensiz.
Ben yine aynı bilgisayar başında, radyomun sesini az açmış zamanımı ve işimi bitirmeye çalışıyorum. Bazan mesafelere isyan edesim geliyor çünkü en ihtiyacım olduğu an sana, yalnızlığım yanımda oluyor.
Yalnızlığım sarıyor senin yerine beni,
Yalnızlığım paylaşıyor tüm dertlerimi,
Yalnızlığıma haykırıyorum deli gibi sevdiğimi...

ahh yanımda olsan,
Elimi kalbime koyduğum her an seni yanımda bulacakmış gibi oluyorum.
Sessizce adını fısıldıyorum Gözlerimi kapayarak. Sıcaklığın sarıyor dört bir yanımı.
Buz gibi odam birden sıcacık bir mekana dönüşüyor.
Özlüyorum birtanem. Sensizlik çok zor, üşüyorum...

Yazıyorum şuan hissettiklerimi, yazmaya çalışmak kar etmiyor çünkü inan hissettiklerimi yazmaya kelimeler yetmiyor. Meğer ne kifayetsizmiş sözcükler aşkın yanında, Gözlerine bir kere bakmam bir romanı yazmama yeter.
Hiç bir şey yerini tutmuyor senin.
soğuk klavyemin tıngırtıları beynimi kemiriyor adeta, Yoksun sevdiğim yoksun işte...

"Koydum denizin derinliğine seni

Yoktu deniz, sende yoktun aslında
Sakladım sonsuzluğunu
Sakladım yokluğunu
Buldum girdabın içinde kendimi
Yoktu umut, sende yoktun aslında"

Bir gece daha geçti en insafsızından, ayrılmak ne zormuş be

can içim..

Yetmiyor yazmak hasretimi gidermeye
Yetmiyor hiçbirşey senin özlemini gidermeye.
Anladım ben sensizken yarım kalmış bir roman gibi anlamsızım.



KarakterinKaderindir

KarakterinKaderindir resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >Eski Chatcity Editörleri >O!>
  31.Mar.2008 Pzt 23:04:54
fiogf49gjkf0d

Yaşını sorduk; henüz çok gencim, kısmetse okulum bitince evleneceğim dedi...

 

Ne uyumlu söz- beden birlikteliği bayıldım bayıldımmmm........



KarakterinKaderindir

KarakterinKaderindir resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >:::::::::Geriye Kalanlar ve Ben:::::::::::>
  31.Mar.2008 Pzt 17:32:00
fiogf49gjkf0d

 

             ismini yerleştirince cümleye, kelimeler harflere harfler mürekkebe itiraz ediyor.. başı bozuk bir yılan gibi süzülüyor konu.. herkesi birbirinden ediyor.. bir beyinin toparlayamayacagı kadar dagılıyor düşüncelerim.. lezzet vermeyi bırakıyor müzik.. ve hatta şırıngayla acı veriyor kanıma.. kaskatı kesiliyor soludugum oksijen molekülleriyle cigerlerimde buluşan keder..
kendimi tarif edemiyorum sana.. kaldırımların iyice çiğneyipte; hayatın en işlek yerlerine tükürdüğü, mücadelenin yaşamla anlamlanmasada bir gün ölümle anlam kazanacagına inanmış kendini bişey sanan mahkum bir ruhum işte.. amma ve lakin müsbet ilimler elde olana bakıyor mücadeleye degil..
ve eger elde olanları konuşuyorsak; yıktıklarım yanında yaptıklarım hiçle eşdeger..

            artık tüm vijdanlardan azap kanalize ediliyor azabıma.. herkesin vijdanı yanlız bende azap çekiyor.. aslında seni üzmekten korktugumu sölerken; meşrulaştırıyordum en büyük korkumun üzülmek oldugunu..
           ve aynı oyunu yeni makyajlarla oynatır hayat.. hep aynı rolü oynar kara.. çünkü o rolü en kral kara oynardı.. onunla bütünleşebilirdi keder.. yas yanlız ona yakışırdı aynalarda..
     
            bir bacagı kırık sandalye vardı sahnede.. nedendir hep karaya rica edilirdi oraya oturmak.. düşmekte bize yakışmaz, hani ; düşürmek size yakışsada..ben savaştım sense anlattın.. onun için sen ben olamazsın bende biz.. ve dagıldık.. bizlerden geriye senler ve benler kaldı.. boguşup hayatla; yıpratıldılar zamanla.. sevgi denen tohumlar ektiler yüregime.. çimlenmek nedir bilmediler nedense.. zararlı otların bahçeleri bastıgı gibi basar acılar yüregimi.. sevgiden geriye verilmiş sözler kaldı.. verilmiş sözlerden geriye hayalkırıklıkları..

           bizden geriyeyse ben kaldım sen öldün.. cesedinden geriye bir acı çıglık kaldı.. vazgeçipte sekizinci köyden çıkıp geliyorum bu köye.. ve senin burada olmadıgını umut ediyorum.. kırıştırdıgın gömlegimi ütülüyorum sessizce.. adam içine çıkacam ya hani; adamım diye ; adamlar "bu nasıl adam" demesin diye.. kıravatı takıyorum boynuma , senin bagladıgını.. beni bogacagını bile bile..  ayakkabılarımı silermisin sabahları beni işe yollarken; benim olmayan ayaktaki ayakkabıları.. ve hiç temizlenmicek olan çamurları silermisin yüzümden aglayarak.. sürme akarmı masum gözlerinden..

           bende isterdim aslında senin gözlerine bakarken ; en sevdiğin çiçegi takmayı saçlarına..ve bende seni severdim belkide.. neden severdim bilmiyorum ama sinirlenince yüzüne göç eden komik korkuyu severdim.. belkide o korkuyu sonlandırmak için dudaklarıma uydurttugum tebessümü severdim.. sende severdin.. neden severdin bilmiyorum ama sinirlendiğimde anlımda oluşan çukurları severdin.. belkide seni sevdiğimi söleyemeyişimi severdin..

          bazende sarılıp aglarsın.. işte o zaman kalbimi taşlaştırrım.. umursamaz bi adam gibi olurum..ama sadece gibi olurum.. ötesi olamazdım.. aslında konuşulacak çok korku vardı içimizde biyerlerde.. ama korkmak yakışmıyodu ikimizede.. elim titremeden atıyorum bu zarı.. artık kaybetmek yok bu zarda..  mutluluga oynayabilecek kumarbazlar arıyor sevda..

                                                                                                                                                                          Alıntı

 




Yanlızlık çok zor,

Bu kalp ne çekiyor bi sor,

bu sevgisiz yürek beni artık çok yoruyor...

bu yürek bugün beni yarı yolda bırakıyor



KarakterinKaderindir

KarakterinKaderindir resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >ChatCity Dedikoduları >Başarılı Editörümüz HürremSultaan ın doğumgünü kutlu olsun>
  31.Mar.2008 Pzt 17:26:13
fiogf49gjkf0d
Her mum hayatının ışığıdır, pastandaki mumlar çoğaldıkça yaşamın daha çok aydınlanacaktır. Yeni ışığın KUTLU OLSUN.


KarakterinKaderindir

KarakterinKaderindir resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Şeyler >Kredi Kartı Terimlerinin Anlamları>
  29.Mar.2008 Cmt 17:51:35
fiogf49gjkf0d
Muhteşem bir lisanla ifade edilmiş gerekli bir bilgiydi...Teşekkürler =)
<<1234567 891011121314151617...22>>