fiogf49gjkf0d Merhabalar…
Konu nereden nerelere gelmiş böyle…:)
İçinde bulunduğum yoğunluk sebebiyle biraz gecikmeyle başlıyorum (muhatap olduğum soru ve konular dahilinde) bilgi ve yorumlarımı paylaşmaya…
OzmmQ· :
İngilizcenin 7 yaşından küçük çocuklara öğretilmesi de siyasi amaçlı bir oyundur.Ne yazık ki İngilizcenin dünya dili olarak görülmesinden dolayı,Türkiye şartlarında çocuğun ileride daha iyi imkanlarda bir meslek bulabilmesi için 2. bir dile yani ingilizceye ihtiyacı vardır. Bu ülkenin bireyleri daha çocukken ingilizceye ve başka ülkelerin kültürlerine özendirilmek isteniyor.Çünkü dediğin gibi;5-7 yaş arası çocuğun en verimli çağıdır.Çocukluktan bu ülkenin bireyleri uyuşturulmak isteniyor. |
|
Bu konu çok farklı Özüm…Derinliği de çok fazla…Nitekim,zamanında yabanı dil ile eğitim yapan Türk okulları yokken,Atatürk ün Türk Eğitim Derneği ni kurarak açtırdığı yeni şehir lisesinde bile daha sonra yabancı dille eğitime geçilmiştir…(Anayasaya,Milli Eğitim Kanununa aykırı olduğu halde,Atatrük ün Türkçe dil ile eğitim için verdiği mücadele bilindiği halde…)Mevzu derin…
OzmmQ· :
Arapçaya gelince;burada amaç arap dilini öğrenmek mi yoksa Kuranı Kerimi anlamak mı?Amaç eğer anlamaksa 7 yaşındaki çocuk bunu en uygun anadilinden başka hangi dilde öğrenebilir,anlayabilir,yorumlayabilir?7 yaşında ki çocuk kendi dilinin abecesini bile bilmezken nasıl başka bir dilde dinini öğrenebilir?Allah her şeyi bilir diyoruz ben Allahıma Türkçe dua etsem ya da Kuranı Türkçe okusam beni anlamayacak mı?Bir soru daha Hz. Muhammede niçin anadilinde ayetler,sureler gönderildi? |
|
Genel olarak bu yaşlarda çocuklara Kuran tam olarak öğretilmez…Okuma yazma bilen bilinci yerinde her çocuğa anlayabileceği şekilde dinimiz anlatılır,çocuklar için özel olarak (pedagoglar ışığında)hazılanlanmış uygun çocuk kitapları-dergileri bu işi rahatlıkla görebiliyor…(Ki zaten ailenin mensup olduğu dinin temellerini bu verimli dönemler de (7-8) atması önemlidir)“Ama bu demek değildir ki:daha okuma yazma bilmeyen çocuklara cüz öğretilmesi uygundur.”Hayır…Bir çocuk okuma yazma bildiği 7-8 yaş aralığında Kuranın asıl okunuşunu öğrenebilmesinin temellerini oluşturması adına cüze başlayabilir…Yoksa çocuk ileriki yaşlarda Kuranın asıl okunuşu olan arapça yüzünden okunmasını öğrenmek istediğinde çok zorlanabilir…
(Hiçbir mazeret öğretilebilmesinin sakıncalı olabileceği sonucunu vermez…)
Kuran,sadece manasıyla değil okunuşu,lafzıyla da Kurandır..Her iki yönüyle de ilahidir…Onu anlamak için tercümesi (meali) yapılır...Hiçbir zaman Kuran tercümesi Kuran değildir ve Kuran yerine de okunmaz…Bu sebeple hem tercümesini hem kendisini okuyarak her iki sorumluluğunu yerine getirmeye çalışan insanın verimli ve uygun bir dönemde çocuğuna Kuranın anlamının yanında asıl okunuşunu da öğrenebilmesine yardımcı olması adına temellerini cüzün ilk sayfasından başlayarak atabilir…Buradan çıkan sonucu yazmama gerek var mı bilmiyorum,yine de yazayım:Amaç elbette Arapça öğretmek değildir…Amaç Kuranın asıl okunuşunu öğrenmektir…(Bugün Avrupa halkının çoğu Latince bilmediği halde Katolik dünyası ibadet ve duasını Latince yapar…Çünkü mukaddes kitapları Latincedir…)
Bununla beraber elbette anlamını da öğretirse daha güzel olur…Kuran da neler anlatıldığını bilmesi de anlaması adına önemlidir
Öğretilirse o çocuk için bir artıdır...(Kuranın yüzünden okunmasının temeli cüz öğreten aileler Kuranın bazı ayetlerinin anlamlarını da öğretirler çoğunlukla…”Fatiha ,İhlas,Kevser surelerinin manaları gibi”)
Çocuk anlamını bilmediği bir okuma biçimini değişik bir lafzı okurken onu öğrenmeye kilitlendiği için öğrendiği okuma biçimlerinde herhangi bir anlam çıkarması beklenmez…Anladığı bir okuma içimi olduğundan öğrenmek istediklerine bir engel teşkil etmez…(Zaten anlamı da beraberinde öğretilir)
Soruna gelince:Alakasızca sorup konuyu oldukça saptırmışsın..(Tıpkı bu başlıktaki olumsuzlukların bahane gösterilerek bazı şeylerin saptırıldığı gibi…)
Dua evrenseldir…Allah (C.C.) dilleri var edense neden duamızı arapça yapalım…Kuranın kendi sözünden okunmasını savunmak farklı bir şey,dediğin gibi bir sonuç çıkarmak farklı bir şey…Hz.Muhammet (A.s) ın diğer gönderilmiş elçilerden farkı son peygamber olmasıdır…Ve kitabınında bozulmamış tek ilahi kaynak olarak günümüze gelmiş olmasıdır…Son ilahi kaynağın gerçek lafzının öğrenilmesi demek her şeyi Arapçaya endekslemek demek değildir…(Latince olsa idi Latince okunacaktı,İngilizce,Fransızca yada Çince ilahi lafızlı olsa idi Çince okunacaktı…)
·OzmmQ· :
Kuranı Kerimde çocuklara emredilen herhangi bir ayet yoktur.Çocuklardan bahsedilen yerlerde yetişkinlerin çocuklara karşı sorumlu olduklarını,sevilip korunması gerektiğini,iyi yetiştirilmesi gerektiğini emretmiştir.Tabi ki çocuğa dini öğretilmeli,kendine geldiği zaman dini sorumluluklarını bilmeli.Benim bahsettiğim nokta;Kuranda çocuklara karşı yüklenmiş herhangi bir sorumluluk olmadığıdır. |
|
|
Bir noktayı burada da gözden kaçırmışsın Özüm…Kuran ve peygamber (a.s) birbirinden ayrı düşünülemez…Neden ayetleri sorarken peygamberi devre dışı bıraktın bilmiyorum;ama şunu söylemekte yarar var sanıyorum:
Kuran çocuklara hrhangi bir sorumluluk yüklemez zaten…Ayrıca peygamberin hadisleri ve sünneti de çocukların dini öğrenmesi konusunda bizlere yol göstericidir…Bir önceki yazımda hadislere yer vermiştim…Söylemek istediğim:bir çocuk okuma yazma öğrenmiş kadar kendinde ise dini öğrenmeye başlayabilmesinde herhangi bir sakınca olmadığıdır…
·OzmmQ· :
Eğer 7 yaşında ki çocuğa biri;bak bunları tartışma,neden diye sorma,eleştirme,kesinlikle yok sayma ama bil derse(Kuranın eleştirilmeye açık olduğunu düşünmüyorum) bu çocuk henüz 7 yaşında olaylar arasında ki neden-sonuç ilişkisini kavrayamaz,eleştiremez ve bir ömür sömürülür.Bireyler toplumu oluşturur.Biz çocukların 7 yaşında şüpheciliğini ve kendine özgü yorumlar yapmasını,eleştirmesini engellersek ne ulusumuz ne ülkemiz kalkınabilir,hatta imkansızlaşır daha
önce de dediğim gibi.Eleştirememek ve yorumlayamamak bence beyin felci geçirmekle eş değerdir. |
|
|
Küçük çocuklara Kuran (lafızının yada manasının)ın öğretildiğinde beyinlerin uyuştuğunu iddia etmek hayal görmekle eş değerdedir bunu belirteyim öncelikle…Şu ana kadar İslam tarihinde bir incelemek gerek kaçının çocuk yaşta Kuran-ı Kerim öğrenmekle beyni uyuşmuştur…Ertuğrul Gazi nin mi?Fatih in mi?
Öyleyse cümlenden şunu anlamalıyız:”7 yaşından sonra okuma yazma öğrenmiş,bunun yanında öğrenme yeteneği olduğu için okulundaki derslerine devam eden öğrenciler Kuran ın kendisini ve anlamını öğrenince neden sonuç ilişkisi kuramayabilir...Çünkü ilahi bir kitap,eleştiriye açık değil.Lütfen çocuklarımızı bu yaşta Kurandan uzak tutalım,çocuğumuz sorgulamaktan,üretmekten yoksun (!) bireyler olmasına engel olalım,haydi hepbirlikte elele verelim,dikat edelim”mi demek lazım…Cevabını istersen yazımı okuduktan sonra ver…Ama ben bu forum mesajımdan sonra gerekmedikçe yazmayı düşünmüyorum…
Beyin felci benzetmesi ilahi bir kitap olan Kuran ı Kerim için,ona iman etmiş ,onu öğrenip okumuş,kafa yormuş ve gelecekte inanacak ve kafa yoracak tüm insanlara yapılmış en büyük hakarettir…
Kuran eleştirilebilecek bir vasfa sahip değildir,evet..Bunun sebebi Allah lafzı olmasıdır…Buna rağmen bilimle hiçbir zaman çatışmaz,aksine bilime ışık tutar…
Unutmadan:7 yaşına gelmiş ve Kuranı öğrenmiş bir çocuk bu saydığın vasıflardan hiçbirini taşımaz…Sömürülür ifadesi de oldukça ilginçtir bu arada…Kuran kasteddiğin hangi sapkın tarikat hangi hocalar olursa olsun bu dediklerinden bağımsızdır…Kuran ve içeriği de sorumlu değildir...Kuran çocukların küçük yaşta beyinlerini uyuşturabilen bir fonksiyona sahipse,aynı şeyi yetişkinler içinde söylemen gerekir…Kişileri,yanlış politika ve eylemleri Kuran hakkında böyle bir sonuca götürmez,biz götürsekte bu gerçeği yansıtmayacaktır…
Aslında aynı dili konuşuyoruz:Tek fark,yorumların Kuran öğreten herkesekarşı bir tutum içinde olduğunu gösteriyor…Bense bunun sadece din istismarcıları tarafından yapılabilecek bir şey olduğunu söylüyorum…Sen ise genelliyorsun…Farkında isen bir iki çürük elmayı hedef gösterip sağlam kalan elmalarla beraber bütün elmaları çöpe atmayı yeğliyorsun...Neyse…
Konuyu fazla uzatmak istemiyor,nokta koyuyorum.
prangaxxx :
hz ibrahim`den ornek vermissin melissa, oysa her hoca hz ibrahim degil! olsaydi zaten hz ibrahim gonderilmezdi veya gorevlendirilmezdi Ve daha ileri gidiyorum, peygamber gonderilerek toplum, ahlakli olmaya cagrilmazdi.
dinler neden yok olmadi cevapliyorum ; |
|
Forumda oluşan teknik arıza ile uğraşırken o cümleyi silmiştim…Çünkü sorunun sorulma şekli bana ait olsa da patenti bana ait değildi…(Alıntı cümlelerle fikir alış verişi yapmaktansa foruma yazmamayı tercih ederim çünkü…Bulduğum kaynaklardan örnek versem bile yorumum,cümlelerim bana ait olmalı…Düşüncelerim bana ait olduğu gibi…Bütün forum yazılarımda da bana ait olmuştur…)Şuan adını hatırlamadığım geçmişte okuduğum bir kitapta bir bilim adamının sormuş olduğu bir soru idi bu…Cevabı kolayca verilebilecek bir soru…
“Pozitivist materyalist düşüncenin her şeyi bilmesine rağmen din neden yok olmadı?”demiştim…Ve de şunu yazmıştım hatırladığım kadarıyla…İnsanın varlığa,oluşa,dünyaya ve kendisine anlamlar yüklemesi gerek,kainatın ve kendisinin varoluşuyla ilgili sorgulamalarına cevap bulması gerek…Bu sorulara din kadar kesin cevap verebilen başka bir olgu olmadığını,dinin bu sorulara vermiş olduğu cevapların hala önemini korumakta olduğunu yazmıştım…(Gerçekten de hala güncelliğini koruyor…ve hayat var olduğu sürece önemini koruyacak…)Daha sonradan silmiş olmama rağmen gözünden kaçırmamış sen de hemen hemen benzer cevaplar vermişsin...
Allahın elçi olarak gönderdikleri peygamberlerden habersiz olan topuluklarda senin örneklerinde vermiş olduğun gibi bir inanç ihtiyacı hissetmiş,ateşten korkmuş sonra onun gücüne hayran ateşe tapınmaya başlamıştır..Suyun hışmından korkmuş;ama duruluğunu takdir edip tapınmaya başlamıştır..Hz.İbrahim (a.s) da mutlak bir varlığın olduğuna inanmış ve onu (Allah ı) aramaya koyulurken önce güneşe,güneşin battığını görünce yıldıza,yıldızın söndüğünü görünce başka şeylerin ilah olabileceğini düşünerek aramaya koyulmuştur…Ama hep dış dünyada güçlü görebildiği şeylere anlamlar yüklemeye çalışmıştır…Dediğin gibi herkes Hz.İbrahim değil…(ki zaten o bir peygamber…)
Hz.İbrahimden örnek verme sebebim peygamber kimliğini vurgulamak değil,bir insan olarak düşünme gücünü faaliyete geçirip her şeyi sorgulayabildiği,geleneksel bir inanç sistemi içerisinde olan çevrelerini düşünmeye davet edebilmesini örnek vererek İslam dininin temelinin körü körüne bağlılık olmadığını anlatmaya çalışmaktı…
Dileğini gerçekleştirerek bir alıntı yapıyorum…:)
prangaxxx :
simdi bakalim ne kadar yol almis insan:
bence hic..
ve hatta iddia ediyorum daha berbat bir batakliga saplanmis durumda cunku gonderilmis peygamberlerine ragmen halen KACIS yolu ariyor; hadisleri carpitarak veya kendi nefsine veya hocaefendilerinin cikarlarina uygun hale getirerek. ve en kotusu bunu yeni nesillere bulastirarak. |
|
Bu cümlene katılmamak elde değil…Hayat var olduğu sürece insanların bir kısmı senin tabirinle hep bataklıkta olacak…Herkes doğru yolda olsa hayatın bir amacı olur muydu?
Uydurma hadislere gelince,ne yazık ki vardır…Bize düşen kaynağından emin olduğumuz hadisleri dikkate almak…Ve şu nokta da hem fikiriz ki(sanıyorum) hiçbir zaman kadrolaşmanın tamamen doğru bir yol olduğunu düşünmüyorum…Nasıl Atatürk (çülük) kimsenin tek elinde değilse,din de hiç kimsenin ve hiçbir gurubun (Süleymancıların olsun,nurcuların olsun fark etmez) tek elinde değildir,olmayacakta…
prangaxxx :
Yemekten once dua etmek ne kadar guzel bir ogretiyse kendi varolusundan birhaber bir garibin sadece arapca yaziyi okuyabilmeyi ogretmek ugruna (tercume yapamaz bunlar) kucuk cocuklarin psikolojisini bozmasi o kadar safca bir iyimserliktir.
onun icin baska ulkelerdeki din egitimini one surmen pek mantikli bir karsilastirma degil. Cunku dinler ayni degil hatta kitaplar ayni degil ve hatta harfler ayni degil... |
|
Kendi varoluşundan bihaber garip! in merak duyguları oluyor,her şeyi sorguluyor dibine kadar,çünkü anlamak istiyor ya hissettiği her şeyi (kesinlikle katıldığım bir cümle,yanlış anlaşılmasın) iş kendi dinini sormaya,öğrenmeye,anlamaya gelince bir anda kendi varoluşundan bihaber garip e dönüşebiliyor.:)
7-8 yaşında okuma yazma bilen bir çocuğa Kuranın öz lafzının da beraberinde öğretilmesinin beyin uyuşturucu özelliği olduğu öne sürülerek ailelerinin bu eğitimi çocuklarına vermesinin düşünme güçlerine,soru sorma ve öğrenme arzularına set oluşturduğu tezi nasıl bir mantıksızlıksa bu mantıksız teze verilen (verdiğim) cevapta gelişmiş ülkelerin (!) hristiyan çocuklarının dini eğitimi hakkında verilen örneğin tarafınca saçma bulunması da o derece doğaldır…
Hristiyan çocuklara verilen dini eğitim sadece bu düşüncenin mantıksızlğını anlatmak için verilmiş bir örnekti…Onların dini adına yapmış oldukları uygulamaları biz Türkiye de uygulasak “irtica hortladı,durum vahim,cumhuriyet elden gidiyor” gibi alakasızca söylemler tavan yapardı…(Kuranın hem Türkçe hem Arapça lafzının öğrenilmesinde bile büyük sakıncalar görülebilirken!)
Kuran kursuna giden çocukların hocalarını hayata bakışı,biraz katı duruşundan dolayı eleştirbilirsin;ama o hocayı Kuranın anlamını ve cüzü öğrettiği için suçlayamazsın…
(“Bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum…”Hz.Ömer)
Bazı dindar görünümlü (çoğunlukla çarşaflı) aileleri suçlayabilirsin,küçük yaşta daha kendi dilinde okuma yazmayı bilmeden Kuran kursuna yolladıkları için…Kendileri dini eğitim adına bir şey vermedikleri için…Eti senin kemiği benim mantığıyla yolladıkları için…Dini kendi çıkarlarına hizmet için devreye soktukları için…
Ama her aileyi bu çemberin içinde tutamazsın...Kendi dininden haberdar etmek her ailenin önceki yazımda da belirttiğim gibi görevidir…Aile bu eğitimi önce kendi vermelidir…(Yoksa 5 yaşına gelmiş,daha okuma yazma bilmeden,başlarında bir örtü,yada erkek çocuklarında takke hurrraa Kuran kursuna cüz öğrenmeye gibi bir düşünceyi savunmuyorum…Ama ailenin çocuğuna dini öğrenmesi adına birebir ilgilenerek temellerini atmasında da bir sakınca görmüyorum,sakınca görüyor olsaydım da sakınca olmadığı gerçeğini değiştiremezdim...)
Son olarak:
prangaxxx :
islami kabullenen her ulke resmi dilini arapca yapsin mi?
hayir gerek yok diyeceksiniz duyuyorum.
Ama herkes arapca okumayi ogrensin degil mi???
buna hayir demiyorsunuz cunku kendinizi kotu hissedersiniz yoksa.
peki sizce her kuran okumayi ogrenen ne okudugunu anlar mi?
kesinlikle %99,9 hayir ANLAMAZ...
Ben cok iyi ingilizce biliyorum ama sunuda biliyorum ne bir ingiliz benim sokagimda 10 yil yasama sonucunda turkce olarak kendini tam ifade edebilir ne de ben bir ingilize yasadigim sadece bir ani tam olarak anlatabilirim. Sadece ve sadece benzer kelimeler secer anlatiriz oysa;
ANLAM UCAR GIDER... kalansa sadece benzer bir ifadedir |
|
|
İlk paragraftaki cümleyi neye istinaden söyledin,bilmiyorum;ama Kuran ın Arapça ilahi uslubuyla indi ise ve insanlar asıl okunuşunu da bilmek,öğrenmek istiyorlarsa neden kendi resmi dilini de bu dile çevirmesi anlamına gelsin…Kuran cehaletin zirvesinde olan arap toplumuna inmiş olsa bile bu Arap dilini ve milliyetçiliğini kabul anlamına gelmediğini biliyorsak,İslam dininin evrenselleğinin de bilincinde isek böyle bir sorunun geçersiz olabileceğinin de farkındayızdır demektir…
(Peygamberimizin (s.a.v) Kuranı tebliği bütün insanlaradır…Bu sebeple Kuranı tebliğ için onun dillere çevrilmesi,gerekli bilgilerin verilmesi halinde uygun görülmüştür…Hanefilere göre:Tercüme Kuranın asla yerini tutmayacağından bunun meal olarak Arapçası ile birlikte yazılmasını şart koşmuştur.Kimi İslam alimlerine göre tercümenin caiz olduğu ve asla ihtilaf olmadığı,yine de tercümenin aslının yerini tutmayacağıdır...(Kaynak:Feyzul Kuran))
Konuya sosyolojik ve psikolojik açıdan baktığının farkındayım…Başka alimlerin kendilerini bu yolda geliştirmiş ilahiyat prof.larının ve daha nice nice kimselerin yorumlarının seni ilgilendirmediğini söyleyeceğini tahmin ediyorum…Benim yaptığım genel bilgileri ,bana ait düşünce ve yorumları paylaşmak sadece…
Buarada başlığa iştirak eden bazı arkadaşların birbirine karşı hoş olmayan uslupları dikkatimi çekti…Biri diğeri için özel bir başlık açıyor…biri öbürüne lakap takıyor…Biri diğerine cahil,öteki başkasına şeytan diyor…Sonra birkaç kişi daha birbirine laf dokunduruyor…Konular havada kalmış insanlar birbirlerini tartışıyor…
Böyle bir ortamda tartışmaya girmek,ne derece sağlıklı olabilir,düşüdürücü…
Genel mesaj:
Yorumlarım ders verme amaçlı değil;konuya ilişkin fikir ve bilgi paylaşımına katılım amacıyladır…Sonuçta birilerinin birilerine ders vermeye ne hakkı olabilir,ne de haddi…
Keyifli forumlar…
|