ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
sohbet, okey, tavla, chat
5 Mayıs 2024, Pazar 14:09   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  Nefertiti585> Forum Mesajları
    Nefertiti585'e ait Toplam 5266 Forum Mesajı var
<<1...100...200...300...400...485486487488489490491492493494495 496497498499500501502503504505...527>>


Nefertiti585

Nefertiti585 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Haber >Güncel haberler >Türk Felsefesi>
  8.Tem.2006 Cmt 12:50:22
Felsefenin sözlük anlamı bilgelik sevgisi dir. Ancak Latinceden bire bir yapılmış çevirinin bizim için fazla bir anlamı yoktur.

Filozofların tanımlamaları ise bundan daha karışıktır. Nedense çok basit olan bir tanımı vardır, ancak felsefenin yapısı basitliği reddetme eğiliminde olduğu için pek kullanılmaz:

-Yaşamın anlamı üzerine düşünmek...

Biz yaşamın anlamı üzerine fazla düşünmemek için felsefeyi yakın zamanlarda kitaplardan çıkardık. Daha önce felsefe ile bağlantılı bir bilim olan mantığı da hem okullardan, hem de her türlü işimizden çıkarmıştık zaten.

Ancak bu durum felsefeyi ve mantığı hiç kullanmıyoruz anlamına gelmiyor.


Üç önemli felsefemiz var ki, hayatımızın mantığını ortaya koyuyor:
- Bir şey olmaz felsefesi...
- Ekmek parası safsatası...

Ve bunlara bağlı olarak
- İdare et abi.. şeklindeki laf salatası...


-Bir şey olmaz ;
felsefemizin varoluş nedeni her şeyi pratik yoldan çözme eğilimimizdir.
Genellikle oto tamircilerinin dünya görüşü sanılmakla birlikte, hemen hemen tüm mekanik ve elektronik aygıtların onarımında, hatta politika yaparken ve ülkeyi yönetirken bile kullanılır.Örneğin onarım sırasında uygun vida bulunmamışsa, oraya bir tel sokulur ve aracın tamirini bekleyen kişiye


- Bir şey olmaz..
garantisi verilir.Bu güvencede oto tamircilerinin o kişiye bir şey olduğunda haberin kendilerine ulaşma zorluğu da büyük bir rol oynar.Önemli bir şey olduğunda vatandaş öteki dünyadadır ve tamirciye hesap sorma imkânı pek yoktur.Önemsiz bir şey olduğunda ise zaten hesap sormaya gerek kalmaz. Çünkü gerçekten bir şey olmamış sayılır...

- Ekmek parası felsefesi, düzeltilemeyecek ölçüde bozulmuş durumların mantığını ortaya koyma amacıyla kullanılır.Örneğin yöneticiler bir türlü işsizliğe çare bulamazlar. İşsizlik parası ödeyemezler. İnsanları genç yaşta emekli edip, ellerine geçinebilecekleri ölçüde emekli maaşı veremezler. Bunun üzerine herkes seyyar satıcılığa başlar.Hiçbir belediye zabıtası da bu ölçüde seyyar satıcı bolluğu ile başa çıkamaz. İşte bu durumda

-İdare et felsefesi..
çözümlenemeyen ve çözümlenemeyecek olan durumun bir tür emniyet supabı olur.
Küçüklü, büyüklü birçok suçu içerir.Diyelim, suç işleyen kişi suçu önleme ile ilgili makamlar tarafından suçüstü yakalandı.Suçlu önce ekmek parası felsefesini ortaya atar.Makam bu gerekçeyi kabul etmezse


- İdare et abi.. faslına geçer.Suçu önlemek için kurulmuş makamın bu durumda ne yapacağı bellidir:

- Bir şey olmaz.. diye düşünerek idare eder.

Böylece karakollar, mahkemeler, cezaevleri boşu boşuna işgal edilmez. Vatandaş ve ailesi perişan edilmez.
Felsefe faslını bitirmeden biraz da felsefe yapalım.

Descartes, Düşünüyorum, öyleyse varım derken bir gün Türkler arasında düşünmemenin de bir varlık sebebi olacağını hesaba katmamıştır
.
 
 
 
 
 
Alıntıdır..


Nefertiti585

Nefertiti585 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >Dokunma Acıtırım..>
  8.Tem.2006 Cmt 12:32:56
Yağma be yağmur. İçim üşüyor. Islatma toprakları. Attığım her adım daha da ağırlaşıyor. Kokun sinmesin çiçeklere. Çoktan unuttum içime derin bir nefes çekmeyi. Çoktan unuttum ardından görünen gökkuşağının renklerini. Serinletmeye çalışma boşuna içimi. İstesen de beceremezsin yorulma boşuna.
Yağma yağmur. Çek git yoluna
Esme be rüzgar. Uğulduyor kulaklarım. Takatim yok itme beni. Titriyor bacaklarım. Bilmem hangi melodidir fısıldadığın. Duymuyorum. Uzun zaman oldu işitmiyorum hiçbir sesi. Çek elini eteğini dalların üzerinden. Eğme boynunu. Koparma yapraklarını. Bırak her biten ot her yeşeren yaprak yerinde güzel. Çalma! Yerinden yurdundan etme hiç birini. Kimseler yok işte sokaklarda. Issız her yer senin şansına
Esme rüzgar. Çek git yoluna.
Geçme be zaman. Sabrım bitiyor. Dur olduğun yerde. Her şey uzaklaşıyor. Unutturma bana çektiklerimi. Unutturma özlemiyle divane ettiklerini. Alışmaya çalışmadım hiç. Vazgeçmeye çalışmadım. Henüz çok taze yaram. Bırak kanasın. Bir gün dönmez biliyorum. Bekletme boşuna.
Geçme zaman. Çek git yoluna.
Akma be gözyaşım. Yüreğim yanıyor. Değmez bir vefasız için heder olmana. Eğer gözyaşım fayda etseydi ona gider miydi ardına bile bakmadan uzaklara. Kıyamadığı kopamadığı onsuz yapamadığıydım hani? Yazık. Ne boş sevmişim meğer. Ne boş yanmışım. Sanma bu benim ilk aldanışım.

Bakma gözlerime
Çoktan perde indi üstlerine
Bakarsam dayanamam ağlarım
Sarılma ne olur
Böyle bir şefkat fazla bana
Hep isterim sonra, alışırım
Sevme be güzelim beni.
Gönül sayfamı çoktan kapadım
Dokunma sakın bana.
Yüreğim yaralı.
Seninde canını acıtırım....



aLıntı...


Nefertiti585

Nefertiti585 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Güzel Sözler >Hayata Dair..>
  8.Tem.2006 Cmt 12:29:45
Abraham Lincoln bu mektubu oğlunun öğretmenine yazmış.

Zaman alacak biliyorum, fakat eğer öğretebilirsen ona,
Kazanılan bir liranın, bulunan beş liradan daha değerli olduğunu öğret.
Kaybetmeyi öğrenmesini öğret ona ve hem de kazanmaktan neşe duymayı...
Kıskançlıktan uzaklara yönelt onu.
Eğer yapabilirsen, sessiz kahkahaların gizemini öğret ona.
Bırak erken öğrensin, zorbaların görünüşte galip olduklarını...
Eğer yapabilirsen, ona kitapların sırlarını öğret
Fakat ona sessiz zamanlar da tanı...
Gökyüzündeki kuşların, güneşin altındaki arıların,
ve yemyeşil yamaçtaki çiçeklerin ebedi gizemini düşünebileceği...
Hata yapmanın, hile yapmaktan çok daha onurlu olduğunu öğret ona.
Ona kendi fikirlerine inanmasını öğret.
Herkes ona yanlış olduğunu söylediğinde dahi...
Tüm insanları dinlemesini öğret ona,
Fakat tüm söylediklerini gerçeğin eleğinden geçirmesini,
ve sadece iyi olanları almasını da öğret...
Eğer yapabilirsen, üzüldüğün de bile nasıl gülümseyeceğini öğret ona... Gözyaşlarında hiçbir utanç olmadığını öğret...
Ona kuvvetini ve beynini en yüksek fiyatı verene satmasını,
Fakat hiçbir zaman kalbi ve ruhuna fiyat etiketi koymamasını öğret.
Uğultulu bir insan kalabalığına kulaklarını tıkamasını öğret ona.
Ve eğer kendisinin haklı olduğuna inanıyorsa, dimdik dikilip savaşmasını öğret...


Nefertiti585

Nefertiti585 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Haber >Güncel haberler >İnternetten Şehir Efsaneleri>
  8.Tem.2006 Cmt 11:48:29


Ana-oğul İzmir Carrefour da alışveriş yapıyorlarmış.
Anne vitrinlere bakarken, birileri çocuğuna eterli mendil koklatmış. Kucaklarında baygın çocukla "Acil hasta var, açılın" diyerek kalabalığı yarmışlar, güvenliği aşmışlar. Bir hafta sonra çocuğun iç organları alınmış, cesedini alışveriş merkezinin çöplüğüne bırakmışlar.

* * *

Yine İzmir de bir kadın Gaziemir Kipa ya gelmiş. Açık parfüm satılan bir reyonu gezerken 40 yaşlarında bir adam yanına yaklaşmış, "Eşime parfüm alacağım, bana yardımcı olur musunuz" diyerek elindeki şişeyi koklatmış. Kadın bayılmış. Adam "Eşim bayıldı" diye bağırarak kadını kucakta dışarı çıkarmış.
Kadından hâlâ haber yokmuş.

* * *

Barda tanıştığı bir çocuğun evine giden genç kız, sabah (her nasılsa ölmeden) buz dolu bir küvette uyanmış. Eliyle vücudunu yoklayınca dikişi fark etmiş. Yanda bulduğu notta, "Böbreğin bende" yazıyormuş.
Yine İzmir de 6 yaşında bir çocuk cesedi 25 gün önce bir çöpte torbaya sarılı olarak bulunmuş. Tabii onun da "içi boşaltılmış".
Geçen salı, Yamanlar da 4 çocuk teneffüsteyken kaybolmuş ortadan...
Organ mafyası siyah arabalarla geziyormuş. Ege de kayıp çocuk ilanları elden ele dağıtılıyormuş.

* * *

İnternette son günlerde virüs hızıyla dağılan haberler bunlar...
Genelde mesajı alıp dağıtanlar "Basın uyuyor mu?" diye uyarılar da ekliyorlar. Söylenti, sanal âlemde yayıldıkça dehşet verici bir hal alıyor.
İyi de doğru mu bunlar?
Bir teneffüste 4 çocuk kaybolur da duyulmaz mı?
Aileleri ortalığı yıkmaz mı? Emniyet, basın ayaklanmaz mı?
Dün mesajlarda adı geçen İzmir Carrefour un ve Gaziemir Kipa nın yetkilileriyle görüştüm. Onlara da telefon yağıyormuş. Kesinlikle böyle olaylardan haberdar değiller.
Doğan Haber Ajansı nın İzmir bürosu, Aliağa Kaymakamı yla, Tire Emniyet Müdürü yle, Uşak Emniyet Müdür vekiliyle görüştü. "Söylentiler tümüyle asılsız" cevabını aldı.
İzmir Emniyeti "Bize ulaşan ihbar yok. Sakin olun" açıklaması yaptı.

* * *

9 Eylül Üniversitesi Organ Nakli koordinatörü Çitim Dontlu ile konuştum. O da hayretler içindeydi. Haberler yayılınca Ege deki organ nakil koordinatörlerinin hepsini aramış. Hiçbirinde böyle bir kayıt yokmuş.
"Anlatılanlar tamamen hayal ürünü" dedi Dontlu...
Bir defa organ nakli için beynin durmuş, kalbin atıyor olması lazım. Bu da ancak yoğun bakım ünitesinde bir süre için sağlanabilen bir ortam... Dahası, organın çıkarılması için transplant hekimleri gerekiyor. Üstelik kalbin 4 saat, karaciğerin 12 saat, böbreğin en geç 48 saat içinde nakledilmesi şart. Bu süre içinde de organ, özel bir solüsyonda saklanmak zorunda.
"Bu tür haberler bizim organ bağış kampanyalarına da büyük zarar veriyor" dedi Dontlu...

* * *

Habere daha hızlı ve kolay ulaşmamız için bir cennet vaat eden internet ne yazık ki aynı zamanda tevatürün, sansasyonun, palavranın hızla yayılmasına ve toplumda panik yaratılmasına da aracı oluyor. Mesaj kutumuza ulaşan her haberi sorgulamadan dağıtarak biz de bu paniğe katkıda bulunuyoruz ve iş çığırından çıkıyor.
Öyle ki düş gücü yüksek birinin yazacağı bir öyküyle iki gün içinde ortalığı birbirine katması mümkün hale geliyor.

Elbette uyanık olalım, ama lütfen bu kadar kolay dolduruşa gelmeyelim.
                                                                                          
                                                              
 
                                                                 Can Dündar


Nefertiti585

Nefertiti585 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >1 harf değiştirme oyunu>
  8.Tem.2006 Cmt 11:34:12
Metin


Nefertiti585

Nefertiti585 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Şeyler >ARAPÇA NİCKNİZİ MERAK EDİYOR MUSUNUZ?:)))>
  7.Tem.2006 Cum 18:22:11

Ijliyah al-Hakh`i

 



Nefertiti585

Nefertiti585 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Şeyler >Tv den Unutulmuyanlar..>
  7.Tem.2006 Cum 17:06:38
Bec eline sağlık evet evet unutmayalım unutturmayalım


Nefertiti585

Nefertiti585 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >Elektron Mikroskobu İle Çekilen Görüntüler..>
  7.Tem.2006 Cum 15:07:42
Eline sağlık Ceys


Nefertiti585

Nefertiti585 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >Eski Chatcity Editörleri >0RFE>
  7.Tem.2006 Cum 14:51:50
Orfe  iyidir güzeldir ve biz onu sevdik


Nefertiti585

Nefertiti585 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Haber >Güncel haberler >Metal Üzerinde Canlı Deri Dokusu Geliştirdiler>
  7.Tem.2006 Cum 14:40:13

Bilim adamları, Terminatör ve benzeri bilimkurgu filmlerde olduğu gibi, metal üzerinde canlı deri dokusu büyütmeyi gerçekleştirdiler. Yeni teknoloji, ilerde, herhangi bir nedenle kemikleri zarar görmüş insanlara takılan protezlerin daha güçlü ve doğal olmasını sağlayacak.

İNGİLİZ bilim adamları, geyik boynuzunun deri içinden çıkmasından ilham alarak devrim niteliğinde bir buluş gerçekleştirdiler. Bilim adamlarının metal üzerinde canlı deri dokusu geliştirmeleri sayesinde, ilerde, kemiğe bağlanacak yapay kollar daha güçlü ve faydalı olacak. Aynı teknolojinin gelecekte "biyonik insan"ın temelini oluşturabileceğine de dikkat çekildi.

Yeni teknolojinin ilk denemeleri, 7 Temmuz 2005’te Londra’daki bombalı terör saldırılarında kollarını kaybeden iki hasta üzerinde yapılıyor.

Yeni teknoloji sayesinde derinin içinden geçen titanyum çubuklar kullanılarak doğrudan doğruya insan iskeletine protez kollar, bacaklar ve parmaklar takabilmek mümkün olacak. Büyüyen deri dokusu, metal bağlantı etrafında kaynayacağı için, enfeksiyon problemi de ortadan kalkacak.

Londra College Üniversitesi Biyomedikal Mühendislik Bölümü araştırmacılarının bir tıbbi cihaz firması ve Stanmore Enstitüsü ile işbirliği içinde yürüttüğü çalışmalar sonucunda, deri dokusunun metale kaynamasını sağlayan teknolojiye "ITAP" adı verildi. Protez kolu kemiğe bağlarken, metalle kaynaşan deri bağlantı, hastalara daha iyi bir hissetme duygusu veriyor. Denemelere katılan parmaklarını kaybetmiş bir hasta 10 yıldır ilk kez kalem kullanabildi.

<<1...100...200...300...400...485486487488489490491492493494495 496497498499500501502503504505...527>>