ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
sohbet, okey, tavla, chat
1 Haziran 2024, Cumartesi 04:28   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  Nefertiti585> Forum Mesajları
    Nefertiti585'e ait Toplam 5266 Forum Mesajı var
<<1...6768697071727374757677 78798081828384858687...100...200...300...400...500...527>>


Nefertiti585

Nefertiti585 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >100 Yıl Önce Ve Bugün>
  24.Mar.2008 Pzt 20:52:56
fiogf49gjkf0d

 

100 yıl önce Kanlıca

Beykoz un önemli ilçelerinden olan Kanlıca Anadoluhisarı ve Çubukçu arasında yer alır.





Bugün Kanlıca

Kanlıca ayrıca Mihrabad Korusu yla da meşhurdur. Anadolu Yakasının en yeşillik yerlerinden biridir. Kanlıca nın yalıları da ünlüdür.






100 yıl önce Kapalıçarşı

Tarihi yarımadaya yayılmış asırlık bir çınara benzer Kapalıçarşı. Yangınlar ve depremlerle defalarca harap olmuş ancak her defasında dirilmesini bilmiştir.



Bugün Kapalıçarşı

Bugün devasa alış veriş merkezleriyle rekabet etmeye çalışan çarşı, bir çekim merkezi olmayı sürdürüyor.



100 yıl önce Küçüksu Kasrı

Küçüksu Kasrı veya Göksu Kasrı, İstanbul un Küçüksu semtinde, Göksu Deresi ile Küçüksu Deresi arasında, Boğaziçi nde Üsküdar-Beykoz sahilyolu üzerinde yer alan yapıdır.



Bugün Küçüksu Kasrı

Sultan Abdülmecit tarafından Nigoğos Balyan a yaptırılmış, inşaatı 1856 yılında tamamlanmıştır. Eski adı "Göksu Kasrı" olan bu yapı, padişahların, Boğaziçi kıyılarındaki biniş kasırlarından biridir.



100 yıl önce Mısır çarşısı

Mısır Çarşısı, Eminönü nde Yeni Camii nin yanındadır. İstanbul un en eski kapalı çarşılarından olan Mısır Çarşısı, 1660 yılında Turhan Sultan tarafından yaptırılmıştır.



Bugün Mısır çarşısı

Mimarlığını Kazım Ağa nın yaptığı çarşı son olarak 1940-1943 yılları arasında İstanbul Belediyesi tarafından restore edilmiştir.



100 yıl önce Ortaköy camii

Cami, Sultan Abdülmecit tarafından Mimar Nigoğos Balyan’a 1853 yılında yaptırılmıştır. Oldukça zarif bir yapı olan cami Barok üslubundadır. Boğaziçi’nde eşsiz bir konuma yerleştirilmiştir.



Bugün Ortaköy camii

Bütün selatin camilerinde olduğu gibi harim ve hünkar bölümü olmak üzere iki kısımdan oluşur. Geniş ve yüksek pencereler Boğaz’ın değişken ışıklarını caminin içine taşıyacak biçimde düzenlenmiştir.



100 yıl önce Rumeli Hisarı

Rumeli Hisarı Fatih Sultan Mehmet tarafından İstanbul un fethinden önce boğazın kuzeyinden gelebilecek saldırıları engellemek için Anadolu yakasındaki Anadolu Hisarı nın tam karşısına inşa ettirilmiştir.



Bugün Rumeli Hisarı

Hisarın inşaasına 15 Nisan 1452 de başlanmıştır.Rumeli Hisarı bugün müze ve açık hava tiyatrosu olarak kullanılmaktadır. Hisarda açık teşhir yapılmakta, sergi salonu bulunmamaktadır.



100 yıl önce Sirkeci

Sirkeci semti Osmanlı döneminde hem Topkapı Sarayı na yakın olması, hem de Sadrazamlık binası olan Babıali ye yakın olması bakımından önemli bir semtti. Deniz kenarında olduğu için Babıali nin iskelesi olma konumundaydı. 1885 yılında Şark Ekspresi nin hizmete girmesi, 1890 yılında Sirkeci Garı nın hizmete girmesinden sonra semt daha da büyük bir önem kazandı.



Bugün Sirkeci

Sirkeci Garı hala Avrupa yla İstanbul arasındaki demiryollarının ana durak noktası işlevini devam ettirmektedir. Semt, inşaat halinde olan Marmaray demiryolu tünel projesinde de önemini koruyacaktır.



100 yıl önce Sultanahmet

Sultanahmet Camii, 1609-1616 yılları arasında sultan I. Ahmet tarafından Mimar Sedefkâr Mehmet Ağa ya inşa ettirilmiştir.



Bugün Sultanahmet

Mavi, yeşil ve beyaz renkli İznik çinileriyle bezendiği için Avrupalılarca "Mavi Cami (Blue Mosque)" olarak adlandırılır.Sultanahmet, Türkiye nin altı minareli ilk camisidir.



100 yıl önce İstanbul Surları

İstanbul Surları, İstanbul un etrafını çeviren surlar tarihte 7. yy.dan başla¤¤¤¤¤ inşa edilmiş, yıkılmalar ve yeniden yapmalarla dört defa elden geçmiştir. Son yapımı MS 408 den sonradır.



Bugün İstanbul Surları

II. Theodosius (408-450) zamanında İstanbul surları Sarayburnu ndan Haliç kıyısı boyunca Ayvansaray a ve Marmara kıyısı boyunca Yedikule ye, Yedikule den Topkapı ya, Topkapı dan Ayvansaray a uzanan surlar günümüzde çeşitli onarımlardan geçmiştir.



100 yıl önce Tophane

Tophane Osmanlı dönemindeki İstanbul unun en eski sanayi bölgesidir. Tophane binası, Fatih zamanında top dökümü için inşa edilmiştir.



Bugün Tophane

Tophane binası bugün Mimar Sinan güzel Sanatlar Üniversitesi Kültür Merkezi olarak kullanılmaktadır. Her yıl Mart ın ilk haftası okulun kuruluş yıl dönümü kutlamaları çerçevesinde geleneksel kıyafet balosuna da ev sahipliği yapmaktadır.



100 yıl önce Yedikule sahil

Yedikule, aslında adı gibi bir zindan oluşturmak amacı ile değil, Bizans a misafir gelen kralları ve yabancı sarayların mensuplarını ihtişamlı bir şekilde karşılamak için yapıldı.



Bugün Yedikule sahil

Türk Tarih Kurumu nun yaptığı araştırmalara ve elde edilen tarihi verilere göre, başlıkta belirtilen Altın Kapı yı bir zafer takı olarak dönemin Bizans İmparatoru Theodosius inşa ettirdi.Theodosiustan sonra tahta geçen oğlu da dört tane yüksek gözlem kulesinden oluşan bir kaleyi kapı ile birleştirdi. Zindanlar günümüzde konser ve festival alanı olarak kullanılmaktadır.



100 yıl önce Yeni cami

Yeni Cami ya da Valide Sultan Camii, 1597 yılında Sultan III. Murat ın eşi Safiye Sultan ın emriyle 1597 yılında İstanbul da temeli atılan ve 1663 te ibadete açılan camidir.



Bugün Yeni cami

Mimar Davut Ağa tarafından yapılmaya başlanmış, Mimar Dalgıç Ahmed Ağa devam ettirmiş ancak inşaatın başlangıcından 66 yıl sonra dönemin mimarbaşısı Mustafa Ağa tarafından IV. Mehmed zamanında bitirilebilmiştir.Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından cami ve eklentilerinde günümüzde restorasyon çalışmaları yapılmaktadır.



100 yıl önce Çırağan

Haliç ve Boğaziçi’nin en güzel yerleri sultanlar ve önemli kişilere saray ve köşkleri için tahsis edilmişti. Zaman içinde bunların bir çoğu yok olmuştur. Büyük bir saray olan Çırağan’da 1910 yılında yanmıştı. Önceki bir ahşap sarayın yerinde 1871 yılında Sultan Abdülaziz tarafından Saray Mimarı Serkis Balyan’a yaptırılmıştı.



Bugün Çırağan

Yıllar boyu harabe halinde duran kalıntı büyük tamirler sonunda yeniden ihya olmuş, yanına ilave edilen eklentiler ile 5 yıldızlı, güzel bir sahil oteline dönüştürülmüştür. Bahçesinde süs havuzu, iskele ve helikopter pisti bulunmaktadır. Günümüzde birçok sosyal aktiviteye ev sahipliği yapmaktadır.



Nefertiti585

Nefertiti585 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Kitapkurtları >Diriliş - Çanakkale 1915>
  24.Mar.2008 Pzt 20:47:40
fiogf49gjkf0d





"Kurtuluş Savaşı nın taç kapısı, girişi olan Çanakkale Savaşının destanı.

Tarihin en eski milletlerinden birinin dirilişi... Ateşten geçerek, kan içinde, bir daha uyumamak, benliğini unutmamak, kandırılmamak, sömürülmemek, ezilmemek, ölmemek üzere çığlık çığlığa dirilişi...

Çanakkale Savaşı hiç böyle yazılmadı.

Turgut Özakman ın,353 baskı yaparak milyonlarca okura ulaşan Şu Çılgın Türkler kitabının da içinde bulunduğu üçlemenin ilk kitabı.

Tüm yeni nesillere eşi olmayan bir armağan daha.

Yazarın, Çanakkale ile ilgili dünyadaki bütün kitapları, internet sitelerini tarayarak yıllarca üzerinde çalıştıktan sonra, ucuz kahramanlık hikâyelerine, hamaset edebiyatına, şovence anlatıma yer vermeden kaleme aldığı, olağanüstü zaferin hikâyesi.

Yazar Yorumu

Çanakkale sadece Çanakkale de olup biten bir olay değil. Bunun evveliyatı önemli. O tarihteki fikir akımları önemli; ama bir de kadın hareketi var, bu da çok önemli. İki sene evvel Balkan Savaşı yapılmış,600 yıllık bir imparatorluğun dev iki ordusu, birkaç yıl evvel kurulmuş dört küçük ülkenin ordusundan dayak yiyor, bozguna uğruyor. Bulgar ordusu ta İstanbul un eşiğine, Çatalca ya kadar geliyor. Bu ordudan Çanakkale ordusu nasıl çıkıyor? İşte kitap bu dirilişi anlatıyor.

(Tanıtım Yazısından)




Yayınevi: BİLGİ YAYINEVİ
Yayın Yılı: Şubat 2008
688 Sayfa



Nefertiti585

Nefertiti585 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >HARAJUKU>
  22.Mar.2008 Cmt 04:02:28
fiogf49gjkf0d


 


 


 


 


 


 


 


 


 


 


 


 


 


 


 


 

 



 

 
 
 
 
 
 
 
 
 


Nefertiti585

Nefertiti585 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >GÜNÜN ŞİİRİ>
  22.Mar.2008 Cmt 03:25:45
fiogf49gjkf0d

 

Herşey Sende Gizli



Nefertiti585

Nefertiti585 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Dijital Yaşam >Animasyonlar, Teknoloji Videoları >Teşekkürü Hakediyorum Ama Kimse Teşekkür Etmiyor Diyenlere..>
  21.Mar.2008 Cum 22:36:30
fiogf49gjkf0d

                                                  BURDAN

Özellikle exit diyip geçtiğiniz ekranda mouse u tekrar üzerlerine getirin :)))))))



Nefertiti585

Nefertiti585 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Önemli Bilgiler >ÇANKAYA KÖŞKÜ (PEMBE KÖŞK)>
  21.Mar.2008 Cum 03:51:32
fiogf49gjkf0d
fiogf49gjkf0d

İki kez genişletme ve yenileme çalışmaları yapılmasına karşın Müze Köşk ün, giderek artan gereksinimleri karşılamakta yetersiz kalması üzerine 1930 yılında yeni bir bina yaptırılmasına karar verilmiştir. Atatürk ün isteği ile, yeni köşkün yapımı Avusturyalı ünlü mimar Prof. Dr. Clemens Holzmeister e verilmiştir. Holzmeister in, 20 Mayıs 1930 da görevi üstlenmesinden beş gün sonra ilk tasarımı hazırladığı, iki gün sonra Atatürk ün istediği düzeltmeleri de yaparak proje taslağını teslim ettiği, 27 Temmuz da ise kesin plan ve maketi Yalova da Atatürk e sunduğu bilinmektedir.
Kasım 1930 ayında yapım yerinin kararlaştırılmasının ardından Atatürk, yapımla ilgili kararları tamamen Holzmeister e bırakmıştır. Avusturyalı mimar yapı malzemelerinin tümünü Avusturya dan getirtmiştir. Köşk ün iç mekânlarının bir bölümü de Viyana da Güzel Sanatlar Akademisi nde tasarlanmıştır. Holzmeister, yapımına 1931 yılı başında başladığı Çankaya Köşkü nü, 1,5 yıl gibi kısa bir sürede tamamlayarak 1932 Haziranı nda teslim etmiştir.
Bodrum katının üzerine iki kat olarak yapılan Köşk ün giriş katı çalışma ve konukların kabul edildiği alan, üst kat ise ikametgah olarak düzenlenmiştir.
Geleneksel Türk ev stili ile Batı nın yaşam rahatlığının birleşimini yansıtan Çankaya Köşkü, 1932 yılından ölümüne kadar Atatürk ün ikametgahı ve çalışma alanı olmasının yanı sıra, istek ve uyarıları dikkate alınarak tasarlandığı için O nun zevkini ve öngördüğü yaşam tarzını göstermesi yönünden de değer ve önem taşımaktadır.
Çankaya Köşkü, Atatürk ten sonra Cumhurbaşkanlığı görevini üstlenen sırasıyla,İsmet İnönü, Celal Bayar, Cemal Gürsel, Cevdet Sunay, Fahri Korutürk, Kenan Evren, Turgut Özal ve Süleyman Demirel e hem konut hem çalışma binası olarak hizmet vermiştir. Köşk, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel den başlayarak, yeni hizmet binasının tamamlanmasıyla, yalnızca ikametgâh olarak kullanılmıştır.
Yıllar içinde gereksinimlerden kaynaklanan kimi değişikliklerin yapıldığı Çankaya Köşkü, 2000-2001 yıllarında restore edilerek 1932 yılındaki aslına uygun duruma getirilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin canlı tanığı olan, verdiği güven duygusu tüm ülkeye yayılan Çankaya Köşkü, halkımızın Yüce Atatürk ile başlayan süreçte her zaman sevgiyle yaklaştığı ve saygı gösterdiği, Cumhuriyet in varlığı ile özdeşleşmiş bir simge durumundadır.

 









Nefertiti585

Nefertiti585 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Önemli Bilgiler >Dünyanın En İlginç Mezarları>
  21.Mar.2008 Cum 03:45:01
fiogf49gjkf0d
fiogf49gjkf0d

























Nefertiti585

Nefertiti585 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >Sevgiyi Dilden Gönüle Yükseltmek...>
  21.Mar.2008 Cum 03:31:13
fiogf49gjkf0d

 

Bir gün dervişlerden birine sormuşlar :
-Sevginin sözünü edenler ile sevgiyi gerçekten yaşayanlar arasındaki fark nedir?
-Bakın göstereyim demiş Ermiş.

Bir sofra hazırlamış.Bu sofraya sevgiyi dilinden düşürmeyen kişileri çağarmış.Hepsi yerine oturmuşlar. Derken, sıcak çorbalar ve arkasından da “derviş kaşığı” denilen bir metre boyunda kaşıklar gelmiş.
Ermiş “Bu kaşıkların sapının ucundan tutup çorbanızı öyle içeceksiniz.” Diye bir şart koşmuş.Öyle kaşığın yakın kısmından tutmak yok diye de eklemiş.Peki demişler ve çorbayı içmeye başlamışlar.Fakat o da ne?Kaşıklar uzun geldiğinden sofrada kimse çorbayı döküp saçmadan bir türlü ağzına götüremiyormuş en sonunda bakmışlar ki bu iş olmuyor çorba içmekten vazgeçmişler.Böylece aç kalkmışlar sofradan. Onlar sofradan kalktıktan sonra derviş sevgiyi gerçekten bilip yaşayanları çağıralım bu sofraya demiş yüzleri aydınlık gözleri sevgiyle gülümseyen insanlar oturmuş sofraya.Ermiş buyurun bakalım deyince her bir uzun saplı kaşığı çorbaya daldırıp karşısındaki kardeşine uzatıp içmiş çorbasını. Böylece her biri diğerini doyurmuş olarak şükür içinde kalkmışlar sofradan.
Ermiş söz almış:
Kim ki hayat sofrasında kendini görür ve yalnız kendini doyurmayı düşünürse o aç kalkacaktır.Ve kim ki kardeşini düşünür ve doyurursa o da kardeşi tarafından doyurulacaktır şüphesiz.
Şunu da unutmayın hayat pazarında alan değil veren kazanacaktır.

 

Alıntı



Nefertiti585

Nefertiti585 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Sanat ve Felsefe >Fırtına Çıktığında Uyuyabilirim>
  21.Mar.2008 Cum 03:26:53
fiogf49gjkf0d

 

Yıllar önce bir çiftçi, fırtınası bol olan bir tepede bir çiftlik
satın almıştı. Yerleştikten sonra ilk işi bir yardımcı aramak oldu.
Ama ne yakındaki köylerden ne de uzaktakilerden kimse onun çiftliğinde
çalışmak istemiyordu. Müracaatçıların hepsi çiftliğin yerini görünce
çalışmaktan vaz geçiyor, burası fırtınalıdır, siz de vazgeçseniz iyi
olur diyorlardı.

Nihayet çelimsiz, orta yaşı geçkince bir adam işi kabul etti. Adamın
haline bakıp çiftlik işlerinden anlar mısın? diye sormadan edemedi
çiflik sahibi. Sayılır dedi adam, fırtına çıktığında uyuyabilirim .
Bu ilgisiz sözü biraz düşündü, sonra boşverip çaresiz adamı işe aldı.
Haftalar geçtikçe adamın çiftlik işlerini düzenli olarak yürüttüğünü
de görünce içi rahatladı. Ta ki o fırtınaya kadar:

Gece yarısı, fırtınanın o müthiş uğultusuyla uyandı. Öyle ki, bina
çatırdıyordu. Yatağından fırladı, adamın odasına koştu: Kalk, kalk!
Fırtına çıktı. Herşeyi uçurmadan yapabileceklerimizi yapalım. Adam
yatağından bile doğrulmadan mırıldandı: Boşverin efendim, gidin
yatın. İşe girerken ben size fırtına çıktığında uyuyabilirim demiştim
ya. Çiftçi adamın rahatlığına çıldırmıştı. Ertesi sabah ilk işi onu
kovmak olacaktı, ama şimdi fırtınaya bir çare bulmak gerekiyordu.

Dışarı çıktı, saman balyalarına koştu: A-aa! Saman balyaları
birleştirilmiş, üzeri muşamba ile örtülmüş, sıkıca bağlanmıştı. Ahıra
koştu. İneklerin tamamı bahçeden ahıra sokulmuş, ahırın kapısı
desteklenmişti. Tekrar evine yöneldi; evin kepenklerinin tamamı
kapatılmıştı. Çiftçi rahatlamış bir halde odasına döndü, yatağına
yattı. Fırtına uğuldamaya devam ediyordu. Gülümsedi ve gözlerini
kapatırken mırıldandı: Fırtına çıktığında uyuyabilirim

Sıkıntılara zihnen (bilgi, plan), mânen (dua), maddeten (tedbir)
hazırsanız, fırtına çıktığında uyuyabilirsiniz. Hayatınız boyunca.

 

Alıntı



Nefertiti585

Nefertiti585 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Felsefe, Din, İçsel meseleler >Kandilimiz Mübarek Olsun..!>
  19.Mar.2008 Çar 19:38:08
fiogf49gjkf0d
Kandiliniz mübarek, dualarınız kabul olsun.
<<1...6768697071727374757677 78798081828384858687...100...200...300...400...500...527>>