ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
sohbet, okey, tavla, chat
16 Mayıs 2024, Perşembe 17:43   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  barbiexx> Forum Mesajları
    barbiexx'e ait Toplam 163 Forum Mesajı var
<<123 45678910111213...17>>


barbiexx

barbiexx resimleri
ozel karakter ile sohbete katil

Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Niçin Bu Kadar Sinirleniyoruz?>
  28.Haz.2006 Çar 22:03:44
Denemeler Neden kızarız?

Birçok nedeni olabilir.
Nedenlerden biri, istediğimiz bir
şeyin olmamasıdır.
Bazen de birine kızarız,
istediğimiz bir şeyi yapmamıştır
ya da istediğimiz bir şeyin olmasına engel olmuştur.

Gitmek için hazır olmasını istemişizdir, ama olmamıştır;
çocuğumuza odasını toplamasını
söylemişizdir; ama toplamamıştır. Kahvaltı edeceğizdir; ama ev arkadaşımız
tüm kahvaltılıkları bitirmiş ve hiç alışveriş yapmamıştır. Hızla bir yere
yetişmeye çalışıyoruzdur; ama önümüzdeki araba ağır ağır ilerliyordur; iş
arkadaşımız yapması gereken bir şeyi yapmamıştır. Bunlara benzer tüm
durumlarda karşımızdakini suçluyoruz ve onlara kızıyoruz. Bir de kendimize
kızdığımız durumlar var. Sınıfı geçmek için çalışmayan bazı çocuklar içten
içten kendilerini suçlarlar. Aşırı kilolu insanlar, çok yedikleri için
kendilerini suçlayabilirler; trafik kazası yapan bir şoför kendini
suçlayabilir. Bütün bunların sonucunda insan önce kızar, sonra üzülür. Bütün
bunlarla birlikte sonuçları da değiştiremez. (Allah bize değiştiremeyeceğiz
sonuçları kabul etme gücü versin.)



Kızdığımız insanlarla ya da durumlarla ilgili temel sorun şu ki, birçok
insana ya da kendimize kızdıktan sonra "affetmeyi" unutuyoruz. Karşı taraf
kendini affettirecek bir şey yapmamışsa ya da kendimize kendimizi
affettirecek bir şey yapmamışsak, affetmiyoruz. Sadece zaman geçiyor ve
gündemden çıkıyor. Eğer konuyu hatırlatacak bir şey görürsek yeniden kötü
duygular üstümüze geliyor.



Bu anlamda üstümüzdeki olumsuz enerjilerin başlıca kaynağı daha önce
suçladığımız ve affetmediğimiz insanlar. Bugüne kadar kimlere kızıp
affetmediysek sürekli onların yüklerini sırtımızda, gönlümüzde, ruhumuzda,
beynimizde taşıyoruz.



Geçenlerde bir e-posta gelmişti. İki rahip bir nehir kenarında yarı çıplak
bir kadın görüyorlar. Gözlerini kaçırmaya çalışırken kadın rahiplerden
yardım istiyor. "Yüzme bilmiyorum beni karşıya yüzerek taşır mısınız?"
Rahiplerden biri gözlerini kapatıp kadını kucaklıyor ve nehrin karşısına
geçiriyor. Kadını bırakıp yollarına devam ediyorlar. Bir saat kadar sonra
diğer rahip, kadına taşıyana hışımla çıkışıyor. "Nasıl olur da bir rahip
olarak yarı çıplak kadını taşırsın?" Diğer rahip cevap verir: "Ben onu
nehrin kenarında bırakmıştım. Sen hala taşıyor musun?"



Daha önce kızdığımız tüm durumlara ilişkin uzun bir listemiz var. Tanıyanlar
bilirler, hoşgörülü ve her olayı, her durumu kucaklayan / kucaklamaya
çalışan bir insanım ve bu affetme konusu zihinsel gündemime girdiğinde,
benim böyle bir sorunum yok dedim kendime. Sonra düşünmeye başladım,
affetmediğim kimse var mı diye bu dünyada. 150 ye yakın isim buldum ve çok
şaşırdım. Her birini teker teker düşündüm. Affetmeye çalıştım. O kızdığım
olayların iyi yönlerini görmeye çalıştım. Hem onları, hem kendimi özgür
bıraktım.



Bugün kendinize biraz zaman ayırın; çocukluğunuzdan itibaren affetmediğiniz
insanların bir listesini yapın ve onların, o olayların iyi yönlerini görmeye
çalışarak affetmeye çalışın.



Niçin bu kadar sinirleniyoruz, niçin bu kadar suçlama eğilimi içindeyiz.
Evrenin akışını kabul edemiyoruz, evrenin getirdiklerini kucaklayamıyoruz da
onun için. Yaşamı bir bela deposu olarak görebiliriz ya da bir hediye deposu
olarak. Ne gördüğünüz değil, sizin o nasıl gördüğünüz tüm anlamı
değiştiriyor. Kırdığım tüm insanların da beni affetmesi dileğiyle


barbiexx

barbiexx resimleri
ozel karakter ile sohbete katil

Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >W.SHAKESPEARE den seçmeler>
  28.Haz.2006 Çar 21:58:44
* Iyi ol fakat çok iyi olma.
   Birazcik huysuz ol fakat çok degil.Özlü Sözler

* Içinden geliyorsa dua et.
  Eger sana rahatlik veriyorsa
  arada bir küfür de et.

* Etrafindakilere mümkün oldugunca dostça davran, müsfik ol. Eger bir gün kötü
davranmani gerektirecek bir durum karsisinda kalirsan; bagir, çagir, kir,
dök ve unut!

* Her zaman ve her yerde eline geçen bütün saadeti yakala, en ufak bir
parçanin bile kaçmasina izin verme.

* Yasa herseyden önce yasa ve sirf tesadüfen bu dünyaya gelmis oldugun için,
laf olsun diye günlerini geçirme.

* Eger gerçek aski taniyacak kadar sansliysan; bütün kalbin, ruhun ve
bedeninle sev!

* Hayatini o sekilde yasa ki; her an kendi elini sikabilesin ve her gün
faydali olan, hiç olmazsa bir sey yap ki; gecelerin yaklasirken örtüleri
üzerine çekip kendi kendine "ben elimden geleni yaptim" diyebilesin.

* Düsüncelerin neyse hayatin da odur. Hayatin gidisini degistirmek istiyorsan
düsüncelerini degistir.


barbiexx

barbiexx resimleri
ozel karakter ile sohbete katil

Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Siz Çok Özelsiniz....İnanmazsanız Parmaklarınızın Ucuna Bakın.>
  28.Haz.2006 Çar 21:53:09
Kendimi ne zaman ise 
yaramaz ve aciz hissetsem,
ayni hisleri hissettigim bir anda,
eski bir dostun uzun zaman önce
söyledikleri gelir aklima...

Yüzümü kocaman bir gülümseme sarar..


Bana: "Kendini her aciz ve ise yaramaz hissetiginde
parmaginin ucuna bak," demisti...
O sira o kadar üzgün
ve duygularimin içinde o denli kaybolmustum ki,
kendi sesimi bile taniyamaz bir halde,
çok kisik bir ses tonu ile "Neden?" demistim...

"Çünkü o parmak izlerinden
bu yeryüzünde baska hiç kimsede yok," demis ve eklemisti.
"Sen özelsin.
Inanmazsan parmaklarinin ucuna bak."

Birden sanki dirilmistim.
Evet, ben özeldim...

Herkes aslinda özeldir.
Ama beni o günden sonra digerlerinden ayiran
tek ayirt edici özelligim
-kendimin özel oldugumun- farkinda olmamdi...

Hala karamsarliga düstügümde,
bazen umutsuzluklarla bogustugumda
o dostumu hatirlar ve parmagimin ucuna,
yüzümde büyük bir gülümseme ile bakar
ve kendi kendime:
"Sen özelsin. Bunlarin hepsini atlatirsin," derim.

Yine ayni dostum bir karar asamasinda oldugum bir gün
bana söyle demisti,
"Önce ne istedigini iyi belirle," ve eklemisti,
"Sonra o istedigine ulasmak için ne gerekiyorsa yap!"
Sonra da elini tam üç kez gözlerimin önünde çirpmis
ve bana "Ne oldu simdi?" diye sormustu.
Ben de anlamsiz bakislar ile cevap vermistim.
"Ne oldu?"

"Üç saniye hayatindan uçtu gitti
ve hiç birsey o üç saniyeyi geri getiremez," demisti...
Ve eklemisti
"Hayati istediklerine ulasmak için harca,
bir gün arkana dönüp baktiginda
uçup giden o saniyelerin bombos bir ömür haline geldigini
görmek istemiyorsan tabii!"

Farkindasiniz degil mi?
Hayatlarimiz saniye, dakika, saat dilimlerine bölünmüs,
akip gidiyor.
Ve biz akan bir saliseyi bile
geri dönüp tekrar yasayamiyoruz.
Onlari geri getiremiyoruz.

Aynaya baktigimizda her gün yeni bir beyaz saç telini
ve yüzümüzde acimasizca akip giden dakikalarin izini,
birer kirisiklik olarak seyrediyoruz.
Peki biz hayattan ne bekliyoruz?
Beklentilerimiz için varimiz yogumuz ile için savasiyor muyuz,
zaman denen acimasiz düsmanla?
Oysa parmaklarinizin ucuna bakin bir kez.
Sonra da parmaklarinizi üç kez siklatin.
Orada gördügünüz parmak izleri sizden baska kimsede yok
ve parmaklarinizin ucundan çikan o ses
hayatinizin bombos geçmis üç saniyesi oldu,
geçti gitti iste...

Siz özelsiniz, siz yeryüzünde teksiniz...
O zaman hayattan beklediklerimiz de bize layik olmali,
özel olmali,
ulasilmasi için savasa deger olmali.
Zaman denen canavar galip gelmeden,
biz hayattan beklentilerimize ulasmaliyiz ki,
Geçip giden zamana ragmen,
geriye dönüp baktigimizda kucak dolusu mutluluk
ve beklentilere ulasmanin hazzi ile
zaman zaman yüzümüzde kocaman bir gülümse
ile nanik yapabilelim...

Ellerinizi üç kez çirpin,
hayattan üç saniyeniz silinip gitti iste...
Bugün özel bir insan olan kendiniz için ne yaptiniz?
Beklentileriz için bir ugras, savas verdiniz mi?
Yoksa zamanin sizi yenmesine seyirci mi kaldiniz?
Mesela özel eski bir dostu aradiniz mi bugün?

Bu kisa ama çok anlamli hayat derslerini veren dostumu
kaç zamandir aramadigimi düsündüm
tüm bunlari yazarken...

Yerimden kalktim,
Internet ten çiktim ve telefon ile o dostumu aradim.
Çok mutlu oldu...
"Ne zamandir sesini duymamistim,
hangi dagda kurt öldü?" dedi.
Ben de "Özel birini aramak istedim, aklima sen geldin," dedim
ve sonra ekledim:
"Ve ellerimi üç kez çirptim,
geçen zamani geri getiremedigimi görünce
belki de seni arayacak baska bir üç saniyem olmayacak,
su anda aramazsam deyip,
yazdigim yaziyi yarida birakip seni aradim," dedim.
Çok mutlu oldu.
Bir dostun mutlulugu ile ben de mutlu oldum.
Dostumla telefon konusmami bitirip
klavyenin önüne oturdugumda
yüzümde kocaman bir gülümseme vardi.
Özel birini arayip,
dakikalari geri getiremeyecegim bir hayat içinde
istedigim bir seyi yapmanin huzuru ile
yani mutlu bir yürekle tekrar yazmaya basladim.
Ve zaman denen sinsi düsmana bir nanik yaptim.
Acimasizca akip gidiyorsun,
ama ben seni hissediyorum
ve istedigim hiç birseyi ertelemiyorum
ve istediklerimi elde etmek için hayatla savasiyorum
der gibi mutlu idim.

Siz hala ne duruyorsunuz?
Kosun telefona, bir dostu arayin.
Birine e-mail atin. Onu sevdiginizi hissettirin.
Onun mutlulugu ile mutlu olun.

Ellerinizi üç kez çirpin ve düsünün
hayatinizdan üç saniye bos bir sayfa gibi koptu gitti iste.
Oysa siz özelsiniz
ve size layik bir hayati hak ediyorsunuz.
                                  
Size layik mutluluklari hak ettiginiz gibi.
Bana Inanmazsaniz parmaklarinizin ucuna bakin.


barbiexx

barbiexx resimleri
ozel karakter ile sohbete katil

Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >KADIN KEŞFİ>
  28.Haz.2006 Çar 21:45:25
Denemeler Kadin denilen kayip kitayi
kesfe çikan milyonlarca
erkek, çogu zaman eli bos
döner açik denizlerdeki bu
nafile seferlerinden...

Kesfettigini sananlarsa bir süre sonra (belki birkaç
sene, belki birkaç saat) ayak bastiklari kitayi
bambaska bir iklime bürünmüs bulunca, Kolomb
sendromuyla " acaba yanlis kitada miyim?" telasina
kapilirlar.

Oysa genellikle kita degildir yanlis olan; kasifin
kitayi algilayis biçimidir...
Asgari topografya bilgisinden yoksun olusudur...
Kita nin bazen kasife göre mevsim degistirebilen, ayni
anda birkaç iklimi bir arada yasayabilen potansiyelini
algilayamayisidir...

Güverteden karanin görünüsüyle, kitadan kasifin
görünüsü arasindaki farki kavrayamayisidir.
Bu pusula hatasindan ötürü, kaç erkek olaganüstü bir
kesfin kenarindan dönmüstür, kaç kasif , henüz
kesfetmedigi kitalari yok sayarak gerçek yüzölçümünü
bilmeden yasadigi bir kitanin kiyisinda tüketmistir
hayatini kimbilir?

...Ve kimbilir kaç kita uzaktan gülümseyerek
izlemistir, çevrede kendisini arayan saskin kasiflerin
nafile turlarini ...

                                                                CAN YÜCEL


barbiexx

barbiexx resimleri
ozel karakter ile sohbete katil

Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >Aşk Bazen Gider...Ya da siz gittigini sanırsınız>
  28.Haz.2006 Çar 21:41:51

Aşk ! Terk edildigin yerde öylece
kala kalirsin...

Bir sabah uyanirsin ki gözünü açtigin
ömür senin ömrün degildir...

Aynada tek parça görünen bedenin,
aslinda lime limedir...

Nefes diye içine çektigin cigerlerinde
parçalanmis askinin cam kiriklaridir...

Her sabah ölmeyip neden uyandigina lanet edersin...



Bazen ask gider...
Önünde bir kadeh raki, küllükte bir ölüm dolusu izmarit öylece bakakalirsin
arkasindan...
Kulagin hiç çalmayacak olan telefondadir...
Zaman dursun saatler hiç geçmesin istersin...
Tanrim ne olur gerçek olmasin, ne olur günes dogmadan geri dönsün,
teninde bir baska tenin kokusunu getirse bile dönsün yeter ki
hiçbir sey sormam ona, bu geceyi yasanmamis sayarim,unuturum yeter ki asik
olmasin...
içimde durmaksizin çiglik atar dualar...

Ama bazen ask gider ve o çaresizce yalvardigin Tanri bile gider pesinden...
Sonra sabah olur, günes dogar...
Askin gelmez bir türlü...
Bir gecede degisir ömrün...
O bir türlü inanmak istemedigin kader seninle alay eder gibidir...
Ömrünü adadigin, yillarini önüne serdigin askin bir gecede bir baska hayata
karismistir iste...
Bir gecede bir baskasinin aski olmustur...
İNANAMAZSIN! ...

Bazen ask gider...
Ve sen yilardir içinde yasadigin yürekten valizler dolusu anilarla kendi
yalnizligina tasinirsin...
Elin varmaya varmaya bosaltirsin dolaplari...
Çekmeceden çikan her giysi parçasi onunla geçirdigin anilarin tarihiyle
agirlastikça agirlasir...
Onun kollarinda geceler boyu cennet uykularina karistigin yatak
sen giderken utancindan bakamaz yüzüne...
Dogmamis bebegin yerine koyup büyüttügün cam önündeki o küçük mor menekse
yapraklarina kondurdugun veda öpücügüyle büker boynunu...
Valizlerini kapinin önüne yigip yüzün sirilsiklam son bir sigara için
yigilirsin koltuga...
Gidiyorsundur iste...
Askini kendi ellerinle bir baska aska teslim edip...
Ömrünü onun ömrüne, hayallerini onun hayallerine, sevdani onun sevdasina
ekleyip...

Bazen ask gider...
Ve adresi degisir evinin...
Sesinin tonu degisir, yüzünün rengi...
Yastiginin sicakligi, yedigin yemegin tadi uykularin degisir...
Ve rüyalarin her aksam açip girdigin kapidan baska bir sevda giriyordur
artik...
Her gün oturdugun koltukta o bakmaya doyamadigin gözlerin isiginda
bir baska sevda oturuyordur...
Yıllardir evinde agirladigin, masalarina konuk oldugun,
hayatlarini paylastigin dostlarinin kahkahalari arasina
bir baska ses karisiyordur artik...
Senin gölgene aliskin duvarlar bile çoktan kabullenmistir yoklugunu...
Her gece uyudugun yastiga bir baska sevda birakiyordur kokusunu...
O öpmeye kiyamadigin dudaklarda bir baska sevdanin adi...
Askinin o tek cennet bildigin uykularinda bir baska sevdanin rüyalari...

Bazen ask gider ve anilarda gider pesinden...
Siz hiç o yüreginize sigdiramadiginiz askinizi bir baska sevda için aglarken
gördünüz mü? ...
Ben gördüm! ...
Kör oldu gözlerim onunla sevdasina aglamaktan...
Bir alev topu gibi onun için çiglik çiglik yanarken siz hiç askinizin önünde
diz çöküp
Bu kadar çok seviyorsan birakma onu, sana kiyamam ne olur git,
diye yalvardiniz mi? ...
Onu bir baskasinin kollarinda düsünürken siz hiç geceler boyu
aklinizi kaçirmamak için kendi kendinize bagirdiniz mi:
Unut onu, unut onu, unut onu ya da ÖL! ...
İçinizdeki o durmak bilmeyen yanginin acisini dindirsin diye
kanatincaya kadar bileklerinizi isirdiniz mi? ...
Göz yaslari içinde yastiginiza gömülüp her Tanri ya siginmak istediginizde
artik baska bir yürege sevdali olan askinizi ondan geri istemekten utanip
dua etmekten vazgeçtiginiz oldu mu hiç? ...
Siz hiç yana yana sevdiginiz bir sevgilinin yoluna gençliginizi serip
güle güle baska bir aska ugurladiniz mi? ...

Bazen ask gider! ...
Ama ölüm gelmez bir türlü...
Ne yapsaniz öfke duyamazsiniz, giderken bir kibrit aleviyle atese verdigi
ömrünün alevleri içinde eriyip giden yüzünüze, silinip giden kokunuza,
kül olan yüreginize dönüp bir kez bile bakmayan o sevdaniza...
Anlarsiniz asktir bu, öfkeyi bir türlü yurduna kabul etmeyen...
Vefasiz bir unutusa kurban olsa da solup yitmeyen...
Hayattan sogutup size ölümü özleten...
Ölü bir bedende canli kalmakta direnen...
Anlarsiniz asktir bu...

Bazen ask gider...
Günler geçer ardindan ve aylar...
Bazen de yilar...
Bebekler büyür, insanlar yaslanir, insanlar ölür, esyalar eskir, evler
yikilir, kurur agaçlar...
Sokaklarin adi degisir...
Acilar bellegin acimasizligina teslim olur...
Sevilen unutur, seven yanar..

Bazen ask gider...
Ya da siz gittigini sanirsiniz...

CEZMi ERSÖZ


barbiexx

barbiexx resimleri
ozel karakter ile sohbete katil

Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >CC nin YENİ TİPLERİ KARŞINIZDA... HADİ GÖRÜŞLERİNİZİ BEKLİYORUM :)>
  28.Haz.2006 Çar 19:15:13

                Fridacım bundan alabilirmiyim acaba



barbiexx

barbiexx resimleri
ozel karakter ile sohbete katil

Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >Öyle Birini Bulun ki>
  28.Haz.2006 Çar 19:07:31

 

 

        Herkesi yeterince tanıdıgınızdan eminmisiniz,gerçekten seven herkes bunu yapabilir.Güzelligi nasıl gördügünden emin olan birisi.Birinin masum uyumasını seyretmek ne kadar güzeldir hiç denediniz mi?Tertemiz bir duygu olan geleneklerimiz içinde en güzeli olan alnından öpmeyi içten samimiyetle denediniz mi?Zor anında birinin yanında olup onu mutlu etmek ve bunu başardıgınızı hissetmek kadar güzel bir duygu var mı?Korkmadan birinin elini tutmak her zaman ve heryerde ve de sevgiyle çok mu zor?Benimle oldugu için şanslı degil ama beni önemsedigini bilmek yetmez mi ?EVET tüm bunlar aslında bir düşünün ne kadar kolay ve mutluluk verici seven herkes yapabilir yeterki sevmesini bilmeli :)



barbiexx

barbiexx resimleri
ozel karakter ile sohbete katil

Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >ÖZLEMEK>
  28.Haz.2006 Çar 18:52:20

          

 

               Ellerine,yüreğine sağlık harwest           



barbiexx

barbiexx resimleri
ozel karakter ile sohbete katil

Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >ÖZLEMEK>
  28.Haz.2006 Çar 13:34:06

Özlemek

Birden özleyiveriyorsunuz...
Çoktan unuttugunuzu sandiginiz
ya da yalnizca bir kere karsilastiginiz
ve özlemek için yeteri kadar tanimadiginiz birini
bir sabah çilginca özleyerek uyaniyorsunuz.

Rüyalariniz, içinizdeki o gizli,
 esrarini ele vermez büyücü,
siz çarsaflarinizin arasinda,
bütün tehlikelerden uzak,
güvenle yattiginizi sandiginiz bir anda,
usulca ruhunuza sokulup,
sizden habersiz oralara yigilmis cephanelikleri
birer birer atesleyiveriyor.
infilaklarla sarsilarak uyaniyorsunuz.
Hayatinizda olmayan birini hayatiniza almak,
ona dokunmak,
onun sesini duymak için kivranirken
buluveriyorsunuz kendinizi...

Özlemek, o yakici istek,
bilinen herseyi ve önem sirasini degistiriveriyor.
Özlediginiz ise çok uzaklarda...
Yaninda olmasini istediginiz halde
yaninizda olmayan bir tek kisi,
yaniniza bile yaklasmadan,
hatta onu özlediginizden
ve onu istediginizden haberdar bile olmadan,
bütün hayati,
bütün görüntüleri eritip
baska kiliklara sokuyor...

Ahmet ALTAN


 



barbiexx

barbiexx resimleri
ozel karakter ile sohbete katil

Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >MİZAHIN KIYILARINDAN>
  28.Haz.2006 Çar 13:02:32

1. Mikrodalgaya giriþ şifrenizi girmeye çalışıyorsanız...
2. Üç kişilik ailenize ulaşmak için 15 numaradan seçiyorsanız...
3. Yan odada çalışan meslektaşınızı çaya davet etmek için email yazıyorsanız...
4. Email kullanmayan arkadaşlarınızdan koptuysanız...
5. Mesaiden sonra eve geldiğinizde; çalan telefona isminizi ve makamınızı belirterek cevap veriyorsanız...
6. Evden telefon açarken şehiriçi hatta çıkmak için 9’u tuşluyorsanız...
7. Evden çıktıktan sonra cep telefonunuzu evde unuttuğunuzu anlayınca paniğe kapılıyor ve çok aceleniz bulunmasına rağmen telefonu almak üzere eve dönüyorsanız...
8. Sabah uyandığınızda ilk yaptığınız şey internete bağlanmak ise...
10. Gülümserken :-) iþaretine benzemek için başınızı yana çeviriyorsanız...
11. Bu metni okurken gülümsüyorsanız...
12. Okurken; bu listede 9 numaranın eksik olduğunu görmeyecek kadar kendinizi kaptırıyorsanız...
13. Eksik numarayı eksikliğini görmek için bir saniye size yetiyorsa...
14. Bu sayfayı email olarak almış olsaydınız onu kime göndereceğinizi önceden biliyorsanız...

DEMEK MODERN DÜNYADA YAŞIYORSUNUZ.

<<123 45678910111213...17>>