ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum
Kurallarını mutlaka okuyunuz...
ccbLuEwAyscc> Forum Mesajları | | ccbLuEwAyscc'e ait Toplam 4994 Forum Mesajı var
|
|
ccbLuEwAyscc
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >SANA BAKMAK!!!> 10.Eyl.2008 Çar 20:49:07 | | fiogf49gjkf0d O son bakı$ vaRya . . .
Hasret acı verse de eLveda! Her sevda bir veda . Her vedada bir qözyası daha . “eLveda” demeli kimine , kimine de “merhaba” .
Mahkum olunan bir bakısdı sadece. O da hesap sordu bana. Verecek cevabım yoktu bu hayata! Kalmak icin sebebim de… Herseyimle qitmisti! Ben; bombos sokaklarda.. Güvenebileceqim liman aradım yıllarca. Bir nefes hissetmek istedim koynumda. Cocuk qibi muhtaçtım işte! Muhtaçtım yalanlara..O yüzdendir inanmam sana! İnanmak istedim yalanlarına. Ama, fazLa qeldi dedim tamam durmalı burada! Birazda qerceklere oynamalı . ne dersin var mısın yalansız hayata ?
Hasret acı verse de eLveda! Taa ki, qercekleri söyleyinceye. . Sana inanabilceqime kadar .
Hakim karşısında suskunum. Sus pus olmus hayat durmus adeta! Cıkmalı qercek ortaya ! Söylenecek sözüm yok. Boqazım düqümlü. Sıra sende , hadi anlat içindekileri dinlemeye hazırım hadiii! Nasılsa cevabım olmicak . Kaçırıcam qözlerimi sen konusucan. Sen baqırıcan ben dinlicem. Sana söz, acmıcam aqzımı hadi anLat! Hadi sıktın ama=S
Hasret acı verse de, eLveda! Özlicem. . . Belki de suan encok inandıqım sey bu. Her sevda bir veda dedikya en basta, ben coktan hazırım bu vedaya. Biletimi kestim bile. Hazırlamıstım kendimi ben alışkınım sen yorma. İki qün çekersin sonra defolup qider. Neler qecmediki bu zamana. . .
O son bakış var ya. . . Öyle bi bakıcam ki, dert olucak sana!
Unutma bu sözlerim kelepçelidir. Anahtar dahi açamaz artık kilitlidir. Adın qibi, beynime kazıdıqım ismin qibi. . Acamaz kimse korkma!
O son bakış varya. . . Unutamicaksın yıLLarca !
| |
ccbLuEwAyscc
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >SANA BAKMAK!!!> 10.Eyl.2008 Çar 20:47:19 | | fiogf49gjkf0d Sen Yinede Bilme....
Gözlerinin mührü olmasaydı yüreğimde..
Senliğinin sıcak dokunuşu hiç değmeseydi bedenime..
Sözlerinin dokunaklılığı sızmasaydı gecelerime..
Yüreğinin en sevgi dolu çarpıntısını duymasaydı ellerim..
Yürürken durup durup bana bakşını hatırlamasaydı beynimin en ücra köşeleri hala..
Kalbim çırpınır mıydı bu kadar senli cümlelerle..
Getirebilir miydim biraraya bu kadar çok sevgi sözcüğünü..
Sen yine de bilme...
Ben diye ne varsa gördüğün, o sensin hala..
Senli rüyalara dalıyorum geceleri..
Sen gelirsin diye uyanıyorum sabah ayazlarında..
Sen kokuyor hatıralar..
Senle hala bir bütün oluşunu kutluyor bu sessiz yürek...
Yine de bilme..
Bitmedi bende sevgin..
Kolay kolay bitecek bir sevgi duymadım ki sana karşı...
Yazılarımın satır aralarında saklanmış en kutsal sözcüksün sen hala.
Hasretlerin, özlemlerin alayına karargah kurmuş yüreğimin yegane sahibisin..
Hoyrat ama, özünde sadakat kaplı defterimin satır başısın sen aslında..
Bilme..
Anlamsız sevgi sözcüğü sensiz..
Ve yersiz tüm yaşanmışlıklar..
Nedensiz ..
Henüz anlamlandırılamamış ıssız yokluğun..
Her daim ne olursa olsun içimde..
Bir yerde kalacaktır hep izin..
Kanayacak bilirim..
Kanayacak yokluğundaki o manasız gidişin..
Sen yine de bilme hala seni sevdiğimi..
Bilme..
Olmaz mı...
| |
ccbLuEwAyscc
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >SANA BAKMAK!!!> 10.Eyl.2008 Çar 20:45:37 | | fiogf49gjkf0d Sen sevda kokardın Aşk kokardın tepeden tırnağa Ben Sana koşardım Yalnız akşamlarımda Ben Korkardım Sen Sevda kokardın Aşk kokardın
Aşkının girdaplarında boğulmayı isterdim Savrulmayı fırtınanda Yanmayı isterdim ateşinle Koşmayı çıkmazlarında Çünkü sen Sevda kokardın Aşk kokardın
Nefes diye alıp vermemek Uyku diye yatıp uyanmamak …….. yapmamak …….. yapmamak …….. yapmamak isterdim Çünkü sen Sevda kokardın Aşk kokardın
Her şey sende gizliydi Her şeyin anlamıydın sen Bir tek sen yeterdin Bir tek sen Sen Çünkü Sen Sevda kokardın Aşk kokardın
| |
ccbLuEwAyscc
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >SANA BAKMAK!!!> 9.Eyl.2008 Sal 18:36:47 | | fiogf49gjkf0d Gözlerine bakınca kendimi kaybettiğim hatta bütün dünyayla o saniye ilişkimi kestiğim sevgili..... Sevgili diyorum evet çünkü... Bende sevgili bende yar bende yüreksin sen... Belki 100 yıl da geçse asla söküp atamayacağım kalbimsin sen... İnsan kalbi olmadan yaşayabilir mi..?.. İnsan kalbi olmadan da yaşar belki ama ben sensiz asla yaşayamam... Sen farkında değildin ama benim içimde fırtınalar kopardı. Sen farkında değildin ama ben uçurumlara bırakırdım kendimi savunmasız... Sen farkında değildin ama biliyor musun? Ben senin bir lafına yakar yıkardım dünyayı... Senin bir gülüşüne senin bir dudak kıvırışına durdururdum geçen zamanı... Sen yeter ki gül sen yeter ki bana askım de ben satardım anamı babamı en yakın arkadaşımı... Sen yeter ki bana benimsin de... Verirdim sana ruhumu da... Devlerin aşkı büyük olur sevgili... Dev gibi bir sevda var o küçücük yüreğimde... Sen bilmesen de sen anlayamasan da sen sevmesen de sevemesen de ben de dev gibi sevda.. Hala ulaşılmaz hala dokunulmaz... Sen bilemedin her gece rüyalarına girebilmek için Allah a yalvardığımı... Sen bilemedin beni ne çok üzdüğünü ne çok ağlattığını... Sen bilemedin sana bakmaya bile kıyamadığımı... Sen bilemedin sana şiirler destanlar yazdığımı... Sen bilemedin her salise seninle nefes aldığımı... Sen bilemedin neleri kabullendiğimi zoruma giden neleri sineye çektiğimi... Sen tanıyamadın beni anlayamadın... Beni duyamadın... Çıldırmışçasına seslendim sana.. Yankısı döndü dolaştı.. Senin kapıların bana kapalı.. Kendi sesim yine bana ulaştı... Anladım ki beni hiç duymayacaksın... Olsun.. Sen duymasan da anlamasan da asla ama asla vazgeçmeyecek bu kalbim... Benliğim mantığım vazgeçse de asla yenilmeyecek kalbim onlara.... Çünkü o cennet gözler saklı orda.... Baktığım zaman kendimi cennette sandığım gözlerin.... Haykırmak istiyorum işte bunu bütün dünyaya yüksek bir tepeden... Bütün canlılar duysun sesimi diye... Çiçekler böcekler bile.... Haykırıyorum işte... Aşığım o cennet gözlere...
| |
ccbLuEwAyscc
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >SANA BAKMAK!!!> 9.Eyl.2008 Sal 17:13:23 | | fiogf49gjkf0d fiogf49gjkf0d BANA AŞK BORÇLUSUN
Adam genç kadına seslendi: - Bana gözyaşı borcun var! Genç kadın sordu: - Nasıl öderim ? Adam gözlerini kırptı: - Haydi gülümse..! Gülümsedi genç kadın. Adam, cebinden mendilini çıkarıp, borcunu sildi. Ve mendilini özenle katlayıp, yine kalbinin üzerindeki iç cebine koydu. Bir demet mor sümbül vardı kadının elinde. İkisi de bahar kokuyordu... Biri ilkbahar, diğeri güz. Adam, seslendi yine: - Bana mutluluk borcun var..! Genç kadın, biraz mahcup, biraz şaşkın sordu: -Nasıl ödeyebilirim ? Heyecanlandı adam: - Haydi yat dizlerime..! Genç kadın bir kedi uysallığında, yattı dizlerine usulca. Adam, şefkatle saçlarını taramaya başladı kadının. Saçları, güneşe ve yağmurlara hasret hiç yaşanmamış baharlara benziyordu. Çaresizliğini ördü sıra sıra. Sonra saçının her teline, mutluluğun çığlıklarını bağladı adam. Yetmedi, gizli düğüm attı.. Ağladı..... Hava kararmak üzereydi. Dışarıda yağmur yağıyordu delice. Adam, sürekli borç defterlerini kurcalıyordu. Genç kadının gözlerinin içine baktı: - Bana yürek borcun var..! Borcunun farkındaydı sanki genç kadın. Şaşırmadı: - Bu borcumu nasıl ödeyebilirim ? Adam kollarını uzattı: - Haydi tut ellerimi..! Ellerini uzattı genç kadın. Elleri öyle sıcaktı ki, eriyiverdi bütün borcu avuçlarının içinde. Genç kadın gitmek üzereydi. Adam son kez seslendi; - Bana can borcun var..! Kadın irkildi; - Can mı? Sigarasından derin bir nefes geçti adam; - Evet.. Can borcun var. Sensizlik öldürüyor beni! Hoşuna gitti sözler kadının: - Peki bu borcumu nasıl tahsil etmeyi düşünüyorsun ? Adam, biraz daha yaklaştı; - Yum gözlerini..! Hiç tereddüt etmeden yumdu gözlerini. Adam da yumdu gözlerini, masumca bir öpücük kondurdu kadının titreyen dudaklarına. - Bu ne şimdi yaptığın ? diyerek çattı kaşlarını kadın... Adam, pişmanlıkla, memnunluk arasında gidip geldi. Kekeledi: - Hayat öpücüğüydü..! Kısa bir sessizliğin ardından bu kez kadın öptü adamı şehvetle... Adam, şaşırdı; - Ya senin bu yaptığın neydi ? Genç kadın kapıya yöneldi; - Veda öpücüğü..! Kalan borçlarına karşılık, yürek dolusu çaresizlik ve bir de mor sümbüllerini masanın üzerine rehin bırakıp gitti genç kadın. Adam koştu peşinden, sümbülleri geri verdi kadına: - Ne olur iyi bak umut çiçeklerime solmasınlar... Genç kadın sümbülleri aldı: - Merak etme, gün aşırı sularım çiçeklerini..! Adam sevindi: - Güneşe, suya gerek yok. Gülümse yeter..! Kadın, gözden kaybolurken haykırdı adam: - Umutlarımı kefil yaptım... Unutma, bana aşk borçlusun! Haykırışı yağmura karıştı, kadın yağmuru hissetmeyen kalabalığa...
| |
ccbLuEwAyscc
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >SANA BAKMAK!!!> 9.Eyl.2008 Sal 17:07:23 | | fiogf49gjkf0d Genç kız feci bir hastalığın pençesinde kıvranıyordu. Yaralı kalbi artık bu dünyaya daha fazla dayanamamaya başlamıştı. Çok zengin olan ailesi tüm gazetelere, kalp nakli için ilân vermişlerdi... Canını feda edecek birini arıyorlardı... Genç kız ise her gün hastane odasında biraz daha solmaktaydı.
Yine yalnızdı odasında, gözü yaşlı, boynu bükük ölümü bekliyordu... Gözlerini kapadı, bu küçük odada gözyaşı dökmekten bıkmıştı... Yine de engel olamadı pınar gibi çağlayan gözyaşlarına. Sevdiği geldi aklına, fakir ama onu seven sevgilisi... Her gün aynı şeyleri düşünüyor, anıları bir film şeridi gibi gözünün önünden geçiyordu...
"Param yok ama sana verebileceğim sevgi dolu bir kalbim var" demişti delikanlı... Genç kızda zaten başka birşey istemiyordu...Sevgiye muhtaç biri, sevdiğinin sevgisinden başka ne isteyebilirdi ki... Ama olmamıştı işte, dünyalar kadar olan sevgilerinin arasına, o lanet olasıca para girmeyi bilmiş, onları ayırmıştı... İşte paranın geçmediği zamanlara gelmişlerdi... Ne önemi vardı artık? Şu son günlerinde, sevdiği yanında olsa yeterdi...
Ayrılıklarından bu yana beş bitmeyen, çile dolu yıl geçmişti...Her günü zehir, her günü hüsran... Ama genç kız hep sevgisini yüreğinde taşımış, kalbini kimseyle paylaşmamıştı. Sevdiğini düşündü işte o an.. Acaba o neler yapmıştı bu kadar sene boyunca.. Kimbilir kiminle evlenmiş, çoluk çocuğa karışmıştı... Gözlerinden bir damla yaş daha damladı kurumuş, bitmiş ellerine. Ellerine baktı, bir zamanlar ellerinin, elerini tuttuğunu hayal edip, her gün saatlerce ellerini seyrederdi... En çok da saçlarının dökülmesine üzülüyordu. Çünkü sevdiği öpmüş, koklamıştı onları. Her bir tanesi koptuğunda, kalbine bir ok daha saplanıyordu. Kalbi yine sızlamaya başlamıştı. Belki sevdiği yanında olsa, kalbi bu kadar yorulup, veda etmezdi yaşama... Zaten artık ölüm umrunda değildi genç kızın. Sevdiğinden ayrı yaşamanın ölümden ne farkı vardı ki...
Tekrar o geldi aklına... Keşke keşke yanımda olsa dedi. Son bir kez elini tutsa yeterdi. Gözlerini son bir kez öpse, rahatça ebediyen gözlerini kapatabilirdi artık... Gözleri pınar gibi çağlamaya başladı. Sevdiğini son bir kez göremeden ölmek istemiyordu.. Ufak da olsa ondan bi hatırasını almadan bu dünyadan göçmek istemiyordu... Sevdiği, kimbilir kiminle beraberdi? Kendi, sevgi dolu kalbini kimseyle paylaşmayı düşünmemişti bile ama acaba o paylaşmış mıydı? Onun sevgisini silmiş atmış mıydı acaba kalbinden? İçi birden nefretle doldu. Üstüne büyük bir ağırlık çöktü. Onu düşündükçe her dakikasının zehir olması artık çok daha ağır geliyordu genç kıza... Ölmek istedi, artık yaşamak istemiyordu bu dünyada... Ama sevdiğinden bir hatıra almadan ölmeyeceğine and içmişti.
Tekrar gözlerini açtı. Kimbilir belki de sevdiği onu unutmuştu.. Bu düşünceler içinde daldı... Birden babası girdi odaya, kızına kalp nakli için bir gönüllü bulduklarını müjdeleyecekti. Fakat genç kız çoktan uykuya dalmıştı... Bir meleği andıran masum yüzü, sevdiğinin özleminden sırılsıklamdı...
O gece biri gözlerini dünyaya kapadı, genç kız ameliyata alındı. Tekleyen ve görevini yerine getirmeyen kalbi değiştirilmişti. Bir hafta sonra tekrar gözlerini açtı dünyaya genç kız. Ama dünya daha farklı geldi ona. Sanki bir şeyler eksikti...
Aradan aylar geçmiş genç kız artık iyice iyileşmişti. Ama içindeki burukluğu bir türlü atamıyordu. Sevdiği aklına gelince kalbi eskisinden daha çok sızlıyordu... Bir kere, bir kere görebilsem diye mırıldandı... Kalbi yine sızlamaya başlamıştı. Yeni kalbi onu iyileştirmişti ama nedense her gece aniden hızlanıyor, onu uykusundan uyandırıyor ve sanki yerinden çıkacakmış gibi atmaya başlıyordu... Genç kız bir anlam veremediği bu durumu doktora anlatmıştı ama ameliyatı kolay değildi, bir aya kalmadan geçer demişti doktor.
Aylar geçmişti ama hâlâ aynıydı durum. Çiçeklerinin yanına gitti. Her gün onlarla saatlerce dertleşiyor, zaman zaman ağlıyordu onlara.. En çok kan kırmızısı gülünü seviyordu. Çünkü kırmızı gülün onun için yeri apayrı idi. O da genç kızla beraber gülüyor, onunla beraber ağlıyordu. Onu sevdiği gibi görüyordu genç kız. Ve gülünü sevdiğini ilk gördüğünde ona hediye edeceğine dair yemin etmişti. Başka türlü paylaşamazdı gülünü kimseyle...
Kapı çaldı aniden. Kapıyı açtı ama kimse yoktu. Gözü yerdeki beyaz zarfa ilişti. Yavaşça eğilip zarfı yerden aldı. Birden kalbi deli gibi atmaya başladı. Ne olduğunu anlayamıyordu. Zarfın üzerinde ne bir isim, ne bir adres vardı. Zarfı açtı, içinden beyaz bir kağıda yazılmış bir mektup çıktı. Kalbi daha hızlı atmaya başladı. Onun kokusu vardı kağıtta. Evet, onun kokusu vardı. Yıllar yılı özlemini çektiği, yanında olabilmek için canını bile verebileceği sevdiğinin kokusu vardı mektupta... Başı dönmeye başladı. Koltuğuna geçip oturdu yavaşça... Kağıdı açtı ve elleri titreyerek okumaya başladı.
"Sevgilim, senden ayrıldıktan sonra, bir kalbe iki sevginin sığmayacağını bildiğimden dolayı, ne bir kimseyi sevebildim, nede kimseye bakabildim... Her günüm diğerinden daha zor geçti, çünkü her gün özlemin daha da artıyordu...
Sana kitapları dolduracak kadar şiirler yazdım. Her biri diğerinden daha da hüzünlüydü. Yazdım, okudum, ağladım... Her gün yazdım, her gün okudum, senelerce ağladım... Her gece seni düşündüm sabahlara kadar, her gece senin yanında olmayı istedim. Ve her gece sensizliğe lanet ettim, uykuları haram ettim kendime, sensiz olmanın acısını gözlerimden çıkardım... Ve bir gün her şeyi değiştirecek bir fırsat çıktı önüme. Bunu fırsatı değerlendirmeyip, kendime haksızlık edemezdim. Ve değerlendirdim... Senden çok uzaklara gittim, belki seni unuturum diye... Ama tam tersi oldu. Seni daha çok özlüyorum artık...
Senden çok uzaklardayım belki ama yine de seni görmek için uzaklardan gelebiliyorum. Hem de her gece...Seni seviyor, seyrediyor ve eğilip sen uyurken yanağına bir öpücük konduruyorum.. Bazen gözlerini açıp bakıyorsun, geldiğimi bildiğini sanıyorum ama yine o tatlı uykuna geri dönüyorsun. Yarın birbirimizi sevmemizin altıncı senesi... Hep ben geldim şimdiye kadar senin yanına, yarın da sen gel olur mu sevgilim.. Ha, unutmadan, sana hep sözünü ettiğim, kalbime iyi bak olur mu? Çünkü göz yaşlarımla, adını yazdım ona... Seni senden bile çok seven bir sevgi var kalbinin içinde unutma. Kırmızı gülü de unutma olur mu? Seni Seviyorum, Yanıma Gelinceye Kadar da Seveceğim...
SEVGİLİN
| |
ccbLuEwAyscc
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >SANA BAKMAK!!!> 9.Eyl.2008 Sal 16:53:56 | | fiogf49gjkf0d
Gözlerine baktığım zaman susmanın bir sebebi olmalı. Bana kendini anlat. Korkularını, dileklerini söyle bana. Aşktan ne bekliyorsun? Dostluk mu? Al, istediğin kadar... Yüreğimi apaçık önüne seriyorum işte! Orada sevdiğin, istediğin ne varsa al, senin olsun. Sana arzularımın ötesinden sesleniyorum.
Aydınlık! Sen en güzel aydınlık! Bizi bırakma. Kalplerimizde girmediğin köşe kalmasın. Çek, kurtar bizi insan yaradılışımızın korkunç karanlığından. İçimizde, tâ derinlerde kükreyen o vahşi hayvanı sustur. Düşüncemizi tırmalayan o kanlı pençelerden kurtar bizi. Unutulmuşların
Dünyasında biz unutmak istemiyoruz. Hadi sevdiğim sen de aç yüreğini. Dostluğun o ölümsüz ışığı dolsun içine. Saçlarımı okşadığın zaman, annemin eli sanmalıyım ellerini. Dudaklarından yalnız aşkın hazzını değil, dostluğun doyulmaz içkisini de içmeliyim. Bana önce insanlığımı öğret, bana unutmamayı öğret. Seni hiç unutmak istemiyorum. Bilinmeyen içkilerin en zevk dolu sarhoşluğunda yaşayalım seninle.Kurtulalım bu korkulardan, bu çaresizliklerden.
Beni hiç unutmayacaksan sev, usanmayacaksan sev. Birlikte yaşayacağımız her dakika ömrümüzün bir yılına bedel olmalı. O dakikaları, hatıraların sonsuz mezarlığına gömeceksek hiç yaşamayalım…
Önce zamandan kurtulmalıyız öyleyse, önce zamandan kurtulmalıyız. Birbirini yenilemeli saatlerimiz. Yarın, bu günü aratmamalı. Yerçekiminden kurtulurcasına aşmalıyız zamanı seninle. O dost zamanı, o dostça zamanları.
Bana "gel" dediğin an; mesafeler de anlamını kaybetmeli. Yolları dakikalarla, günleri kilometrelerle ölçmemeliyiz. Beraberliğimiz, bütünlüğümüz hiç bitmemeli. O hiç sönmeyen dostluk ateşinin çevresinde hep böyle el ele, diz dize olalım. Ne yağmur söndürmeli o ateşi ne rüzgâr. Yüreklerimiz hep böyle ışıl ışık olmalı alevlerinde.
Hadi sevdiğim, sen de aç yüreğini. Bana kendinden bahset. Hep ben ol, durmadan ben ol istiyorum. Dudaklarım kurudu bak! Bir yudum su ver güzelliğinin pınarından. Acıktım dersem iyiliğinle doyur beni. Üşüyorsam; yalnız dostluğunun ateşinde ısınsın ellerim.
Benim olma demiyorum. Ama önce ben ol. İnan, ben hep senin olacağım, baştanbaşa sen olduğum için.
Aşkta kaybettiklerimizi dostlukla tamamlayalım.
| |
ccbLuEwAyscc
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >Zenginlik Sevgi Başarı> 9.Eyl.2008 Sal 16:51:02 | | fiogf49gjkf0d
ZENGINLIK SEVGI BASARI
Alışverişe gitmek üzere evden çıkan bir kadın, kapısının karşısındaki kaldırımda oturan bembeyaz sakallı üç yaşlıyı görünce önce duraksadı, sonra onları, tüm içtenliğiyle evine davet etti; "Burada böyle oturduğunuza göre, üçünüz de kesinlikle acıkmış olmalısınız" dedi. "Lütfen içeri gelin, size yiyecek birşeyler hazırlayayım."
Üç yaşlıdan biri, kadına, eşinin evde olup olmadığını sordu. Kadın, eşinin biraz önce çıktığını, şu anda evde olmadığını söyledi. Yaşlı adam, başını iki yana salladı; "Eşiniz evde değilse, biz de davetinizi kabul edemeyiz" dedi.
Akşam eşi geldiğinde, kadın karşı kaldırımdaki yaşlı adamlarla arasında geçen konuşmayı anlattı. "Senin evde olmadığını öğrenince, içeri girmek istemediler" dedi. Yaşlı adamların bu davranışlarını öğrenince, kadının eşi üzüldü. "Bir bakıversene dışarı" dedi. "Hâlâ oradalarsa, şimdi davet edebilirsin eve."
Kadın kapıyı açar açmaz, karşı kaldırımdaki beyaz sakallı üç yaşlıyla yeniden karşılaştı. "Eşim geldi, şimdi evde" dedi ve onlara davetini yineledi; "Yemeğimizi birlikte yemek için sizi şimdi davet edebilir miyim evimize?"
Kadının davetine yaşlılardan biri yanıt verdi; "Biz hiçbir eve üçümüz birlikte gitmeyiz" dedi ve kısa bir duraksamadan sonra, bir açıklama yaptı; "Sağ yanımdaki arkadaşımın adı: Zenginliktir. Bu yanımda oturan arkadaşımın adı: Başarı, benim adım ise Sevgidir.
Kendini ve arkadaşlarını tanıttıktan sonra Sevgi, kadına ilginç bir öneride bulundu: "Şimdi evinize gidin ve eşinizle başbaşa verip, bir karara varın" dedi. "İçimizden sadece birimizi davet edebilirsiniz evinize. Hangimizi davet etmek istediğinize karar verin, sonra gelin, kararınızı bize bildirin."
Kadın, Sevginin önerisini eşine anlattığında, adam sevinçten göklere fırladı. "Aman ne güzel, ne güzel" dedi. "Hangisini davet edeceğimizi bize bıraktıklarına göre, biz de içlerinden Zenginliği davet ederiz ve evimiz de bir anda zenginliğe kavuşmuş olur."
Eşinin kararı, kadının hiç de hoşuna gitmedi. "Başarıyı davet etsek, daha mantıklı bir karar vermiş olmaz mıyız, kocacığım?" dedi.
Kayınvalidesiyle, kayınpederinin bu konuşmasına, içerideki odada bulunan gelinleri de kulak misafiri olmuştu. Koşarak içeri girdi ve o da kendi önerisini söyledi. "En doğru karar, Sevgiyi davet etmek değil midir?" dedi. "Düşünsenize, evimiz bir anda sevgiye kavuşacak."
Gelinin bu önerisi, kayınpederin de, kayınvalidenin de çok hoşlarına gitti. "Tamam, en doğru karar bu olacak" dediler. Sevgiyi davet edelim..."
Kadın kapıyı açtı ve üç yaşlıya birden sordu; "İçinizde hanginiz Sevgi? Onu davet etmeye karar verdik. Lütfen buyursun..."
Sevgi ayağa kalktı, eve doğru yürümeye başladı. Arkadaşları da ayağa kalktılar ve Sevginin arkasından, onlar da eve doğru yürümeye başladılar. Kadın, büyük bir şaşkınlık ve heyecan içinde, Zenginlikle Başarıya sordu: "Siz niçin geliyorsunuz? Ben yalnız Sevgiyi davet etmiştim."
Kadının bu sorusuna, üç yaşlı birlikte yanıt verdiler: "Eğer içimizden yalnız Zenginliği ya da Başarıyı davet etmiş olsaydınız, davet edilmeyen ikimiz dışarıda bekleyecektik. Fakat siz Sevgiyi davet ettiniz. Bu durumda üçümüz birden gelmek zorundayız evinize."
Ve kadının "Niçin?" diye sormasını beklemeden, Zenginlik ve Başarı sözlerini şöyle sürdürdüler: "Çünkü Sevginin olduğu her yerde, biz Zenginlik ve Başarı da her zaman, onun yanında oluruz.
| |
ccbLuEwAyscc
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >SANA BAKMAK!!!> 9.Eyl.2008 Sal 16:24:15 | | fiogf49gjkf0d Sensizlik...
Yastığım hala sanki sen kokuyo... Yüreğim hala sanki seni istiyo... İçimdeki sen çıkmak bilmiyo... Ruhumun derinliğinde sesin titriyo...
Vazomda kurumuş çiçeklerin... İçtiğin son sigaranın izmariti... Yıllar geçmiş olsada aradan... Sanki hala gelecekmişsin gibi...
Bahçede yetişrdiğimiz çiçeklerimiz... İsmimizi kazıdığımız ağaçlarımız... El ele gezdiğimiz sokaklarımız... Dışlıyolar beni istemiyolar sensiz...
Havadaki uçan kuşlar bile... Seni soruyo bana o nerde diye... Kaçıp kaçıp gittiğimiz o dere bile... Çekilmiş kurumuş sen yoksun diye...
Sensiz kaldım şimdi yıkık virane gibi... İsmin dudaklarımda bir sır gibi... Bekliyorum o mubarak günü gelicek gibi... Mezarının yanı boş beni bekliyor sanki...
| |
ccbLuEwAyscc
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >SANA BAKMAK!!!> 9.Eyl.2008 Sal 11:12:18 | | fiogf49gjkf0d Gün geldi çattı zaman doldu, Gel demeni beklemiyeceğim artık, Bu senin bana dair hatırlayacağın belki son ayrılık Her seferinde son demiştim ama bu bir başka, Bu son inancımdı sevdaya ve aşka, Bu benim sana son yazım Bu gün sonları noktalandırıyorum, Bu senin benim için bitişin ve benim gidişimden ibaret Dönüşü yok artık bu kelimelerin ucundan, Tüm yaşanmamışlıklara dair gidiyorum Seni sadece Allaha emanet ediyorum
Geriye dönüpte bakınca hatırlancak pek de bi şey yok aslında senin açından O yüzden bu ayrılığın acısı yalnızca benim için, tıpkı sevdam gibi Nasıl bir başına ayakta durmaya çalıştıysada yalnız başına Ne pişman oldu bu sevdam nede üzüldü döktüğü göz yaşına
Hayatında bi önemi yok artık Ne tarafa savurursa rüzgar o tarafa yön alırım Elbette bir ömür unutamam seni hatırlarım Ama gitmeliyim yinede, Sevdamı içime gömüp gitmeliyim Olmadı işte ne kadar istesemde olmadı, Zaten bana fazla geldi bu umut lafı Daha fazla kelimeleride sıkıntıya sokmamalı, Onlarında yapcak bi şeyi kalmadı Bu da birgün okursan eğer benden sana kalan son anı...
| |
| |