ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
sohbet, okey, tavla, chat
3 Mayıs 2024, Cuma 17:56   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  infumum> Forum Mesajları
    infumum'e ait Toplam 190 Forum Mesajı var
<<12345678910 111213141516171819>>


infumum

infumum resimleri
vip oyun sayfasiozel karakter ile sohbete katilozel odasi var sohbet icin kullaniyor

Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Sanat ve Felsefe >Felsefe hakkında !>
  14.Eyl.2006 Per 18:33:36
    Felsefe :
    Felsefe kelimesi ne anlama gelmektedir?

    Felsefe kelimesi Yunanca "philo" (sevgi) ve "sophia" (bilgelik) kelimelerinin yan yana gelmesiyle oluşmaktadır. Philosophia, bilgelik sevgisi demektir. Genel manada "bilgiyi sevmek, bilginin peşinden koşmak" anlamını taşımaktadır.
    Kaynak: Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 1. Sınıf "Felsefeye Giriş" Dersi Ders Notları.
   
     *Felsefenin özü, bir bilgiye sahip olmaktan çok, onu arayıp araştırmaktır. Felsefe uğraşı, bu doğrultuda olmak üzere, her şeyden önce bir “düşünme çabası”dır. Peki düşünme nedir? Düşünme, aklın bir işlevidir; böylece akıl, edindiği bilgileri yeniden gözden geçirir, tartışır. Gerçekten, yaşamın deneyimleri, yığınla izlenim ve bilgi sağlar bize. Belli bir meslekten isek, hele hele bilimsel bir etkinlik içindeysek, daha tam, daha aydınlık kavramlar ediniriz. Ne var ki, yaşam deneyimimiz ne denli zengin, bilimsel ve teknik bilgilerimiz ne denli derin olursa olsun, hiçbiri felsefenin yerini tutmaz. İşte felsefe yapmak, bu bilgiler üzerinde düşünmek, onları sorgulamak, yani “yeniden gözden geçirip tartışmak”tır.

   
    Felsefi Düşüncenin Özellikleri Nelerdir?
    Felsefi düşünce eleştirel bir düşüncedir; yani kendisine veri olarak ele aldığı her türlü malzemeyi aklın eleştiri süzgecinden geçirir. Bu malzeme a) doğrudan doğruya kendisine yöneldiği varlık alanı tarafından kendisine sağlanabileceği gibi b) bundan daha sık rastlandığı üzere bu varlık alanları ile ilgili olarak başka entelektüel etkinlikler tarafından sağlanan malzeme olabilir.
    Örneğin felsefeci, doğrudan doğruya doğa, tarih, toplum üzerinde eleştirel bir bakış açısıyla düşünebileceği gibi kendi deneyleri, çeşitli bilimler tarafından bu varlık alanlarıyla ilgili olarak kendisine sağlanan veri malzeme üzerine de düşünebilir. Bu son özelliği ile felsefenin bilginin bilgisi veya refleksif bir düşünce faaliyeti olduğu söylenir. Refleksiyon, kendi üzerine dönme anlamına gelir. Burada zihin kendi üzerine dönerek sahip olduğu bilgiler üzerinde düşünür. Gerek empirik hayatın kendisi, gerek herhangi bir sanatın icrası veya bilimler bize bir dizi bilgi verirler. Felsefe, esas itibariyle işte bu bilgiler üzerinde düşünmek, onların temelini ve değerini yoklamak, soruşturmak faaliyetidir.

    Felsefi düşüncenin bir diğer özelliği, bilimsel düşünce ile ortak olarak paylaştığı kavram ve soyutlamalar kullanması ve bunların yardımıyla ilkeler ve yasalar ortaya atmasıdır. Bunu da felsefenin genelleyici veya ortak sonuçlara varmak isteyici özelliği olarak adlandırabiliriz.
    Kaynak: Prof. Dr. Ahmet Arslan - Felsefeye Giriş Kitabı

    Felsefenin Yararı :
    Felsefenin yararı veya gerekliliği onun toplumsal-kültürel işlevi ve felsefenin tarihsel gelişimi ile ilgili olarak birkaç şey söylemek gerekir. Mongolfier kardeşler icat etmiş oldukları balonla ilk uçuşlarını yapmak istedikleri sırada gösteriyi izlemek için meydanda toplanan seyirciler arasından biri yanında bulunan tonton tavırlı, yaşlı, saygıdeğer bir baya dönerek biraz saf bir tavırla şu soruyu sorar: "İyi de bu ne işe yarıyor bayım?" Sözü edilen yaşlı bay - ki o sıralarda Fransa yı ziyaret etmekte olan ünlü Amerikalı bilgin ve siyaset adamı Benjamin Franklin dir - aynı ölçüde hoşgölürü bir şekilde gülümseyerek şu cevabı verir: "Yeni doğmuş bir bebek ne işe yarar bayım?"
    Kanımızca bu cevap, felsefenin ve aslında daha genel olarak diğer temel kültürel etkinliklerin son tahlilde ne işe yaradıkları sorusuna verilebilecek en güzel ve en anlamlı cevaptır. Konuya bir işe yaramak açısından baktığımızda en çok işe yaradığı düşünülen bazı etkinliklerimizin bir işe yaramadığını da görebiliriz. Örneğin bilim bile çoğu kez bir işe yaramaz.
    Felsefe; insanı insan yapan ve bir hiç olmaktan kurtaran araştırma ruhunun, anlamlandırma, yorumlama ve değerlendirme etkinliğinin, önemli sorular sorma ve onlara ciddi olarak cevaplar arama özelliğinin, erdemli olma ve mutlu yaşama talebinin, kısacası bilgeliğe ulaşma özleminin en hakiki ifadesidir.
   Kaynak: Prof. Dr. Ahmet Arslan - Felsefeye Giriş Kitabı


infumum

infumum resimleri
vip oyun sayfasiozel karakter ile sohbete katilozel odasi var sohbet icin kullaniyor

Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >EVLİ AMA BENİ SEVİYOR>
  6.Eyl.2006 Çar 03:04:04
     Çok hassas bir mevzu gerçekten... Düşüncelerim ne derece doğru olur bilemiyorum ama bu konudaki düşüncelerimi yazmak istiyorum. Ama öncesinde arkadaşa bir psikolog öneririm. En azından bahsi geçen bayana, yanlışının nasıl anlatılabileceği yönünde bilimsel bir yol izlenmiş olur.

     İnsan kendisini rahat hissettiği yerde olmak ister, hem de her zaman.... Bu olay 7 yaşındayken nasılsa 77 yaşında da aynıdır. Ancak yaşa göre bu beklentilerin ve yaşanan mutluluğun adı değişir, alınan haz farklıdır. İnsan yanında en rahat hissettiği kişi ya da kişilerle arkadaş olmak ister. Kendisini en iyi anlayan, veya kendisinin en iyi anlayabildiği kişi veya kişilerle de dost olabilir. Kimimizde bu dost 2 dir kimimizde de 12 dir. Yine bu sayıların değişik sayılar olma sebebi, beklenti farklılığı veya manevi yeterliliğin ancak sağlanabilmiş olmasına bağlıdır diye düşünüyorum. 
     Sevgili konusunda çok daha ayrı bir durum söz konusu. Bir insanın 1 den fazla sevgilisi olamaz. Olmamalı. Olsa da onun adına sevgili denmemeli. Hem de her ikisine birden denmemeli... Peki ne denir? İnanın ben de bu olayın adını koyamıyorum.
     Evlilik nasıl olmalı? Evlilik sevgili durumuna göre çok daha ciddi bir müessese. Evlilik bir disiplin, sevgi, saygı, paylaşım, kabullenmek, kıskanmak, özlemek, sevmek.... beraber ölmek!... Evlilik bu olmalı. Aksi halde onun adına da evlilik denmez.. Belki çeşitli nedenlerden ötürü zorunlu bir paylaşım deriz, belki resmi evlilik görünüyor olsa da aynı evde yaşayan 2 insan deriz... Çok şey söylenebilir bu konuda da. Kısacası, bir evlilikte mutluluk raydan çıkmışsa; ya kadın erkeğinin dilinden, ruhundan anlayamıyor ya da erkek kadınının dilinden, ruhundan anlayamamıştır. Bu sorunu yaşamamak için de karşılıklı olarak; özverili, sabırlı ve iyi niyetle sorunu çözmeye yönelik çaba gösterir pozisyonda olmamız şart. Evlilikte haklıyken haksız olmayı kabul edip özür dileyen olmak da ayrıca bir büyüklük, yapıcı bir tutum, ve evliliği ayakta tutacak en önemli ayaklardan birisi olacaktır diye düşünmekteyim..
     Arkadaşımızın yaşadığı duruma gelecek olursak; benim
·beymen2004· a önerim şu olacaktır. Bahsettiğiniz bayanla; kendisine kesinlikle ümit vermeyecek şekilde; en ince ayrıntısına kadar bayanın evlilikteki sorunlarını konuşabileceğiniz bir seviyede arkadaşlık kurun. Hem o bayan bu sıkıntısını, sorununu paylaşabileceği ve konuştukça rahatlayacağı bir arkadaş edinmiş olur(Konuşmalarınızda lütfen Hanfendinin eşini arada bir de olsa haklı çıkaracak açıklamalar yapın. Belki de Beyefendi, evliliği için yeterince çaba gösteriyor Hanfendi anlayamıyor olabilir.) hem de siz bu arkadaşlığınızın sonunda şu 2 sorunun cevabını bulursunuz; 
   i-) "-Evlendiğimde eşimle ne tür sorunlarla karşılaşabilirim?" 
  ii-) "-Evli bir erkek nasıl olmamaldıır?"
İşte bu 2 sorunun cevabını bulursanız, en azından siz ilerde evlendiğinizde bir nebze olsun evliliğinizin daha sağlıklı olması yönünde önemli bir adım atmış olursunuz.
     Şimdi de şunu kendinizce düşünmenizde fayda var; "-Ben her ne kadar bu bayan için, büyük bir çekiciliğe sahip, ayrıca aşk ve GİZEM dolu bir erkek olarak görünsem de; aslında ben onun için karanlıktan öte birşey değilim."


infumum

infumum resimleri
vip oyun sayfasiozel karakter ile sohbete katilozel odasi var sohbet icin kullaniyor

Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >Eski Yıldız Ajanlar >SizCe YıLdız aLmak o Kadar koLaymı?>
  5.Eyl.2006 Sal 04:15:42

    Özel Ajanlık ile ilgili daha ayrıntılı bilgiler için lütfen tıklayınız!...
    Lütfen şimdi de tıkladığınızda açılacak sayfada; Özel Ajanlara Duyuru  ! başlığı altındaki açıklamaları okuyunuz...
    Özel Ajanlık hususunda kısa ve net bir şekilde gerekli açıklamalar bu başlıklar altında yapılmıştır...  Bu açıklamaları ve "Chatcity Hüküm ve Şartları"nı yeterince somutlaştırabilen arkadaşlarımız; birgün Özel ajanlık ile tanışabilme konusunda, diğer arkadaşlarımıza göre 1 adım daha öndedirler!.. 
    Saygılar...



infumum

infumum resimleri
vip oyun sayfasiozel karakter ile sohbete katilozel odasi var sohbet icin kullaniyor

Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Güzel bir soru :)>
  30.Ağu.2006 Çar 01:56:41
fiogf49gjkf0d
    Bir tiyo daha...
   Vogen Bey; ben aslında soru sormadım aradığım cevap da bahane. 
    Benim aradığım bir tilki!...


infumum

infumum resimleri
vip oyun sayfasiozel karakter ile sohbete katilozel odasi var sohbet icin kullaniyor

Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Güzel bir soru :)>
  30.Ağu.2006 Çar 01:20:45
fiogf49gjkf0d
   Arkadaşlar; soruya göstermiş olduğunuz ilgi ve alaka için teşekkür ederim. Verilen cevaplar içerisinde 1 doğru cevap var, böyle bir tiyo verebilirim. Diğer yandan bir sonuç buldunuz evet ama; bu sonucu hangi mantıkla nasıl buldunuz? Soru çözümü için bu detayları da yazarsanız, diğer arkadaşlar da buldukları sonuçta belki bir düzeltmeye gidebilirler.

  ** Soruda f(x,y,z) gibi; çok değişkenli bir fonksiyon kavramı söz konusu değildir. Verilen sayıları; rakam, birler basamağı, onlar basamağı veya yüzler basamağındaki rakamlar ya da sayı değerleri olarak basitçe düşünmek yeterlidir. (Örnek : 00089 = 89)
    Şimdi tekrar soruya dönelim.
     
     1= 006

     2= 145

     3= 286

     4= 395

     5= 476

     6=  ?


infumum

infumum resimleri
vip oyun sayfasiozel karakter ile sohbete katilozel odasi var sohbet icin kullaniyor

Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Güzel bir soru :)>
  29.Ağu.2006 Sal 01:33:36
   
     1= 006

     2= 145

     3= 286

     4= 395

     5= 476

     6=  ?
 


infumum

infumum resimleri
vip oyun sayfasiozel karakter ile sohbete katilozel odasi var sohbet icin kullaniyor

Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Hoşcakal Chatcity.>
  28.Ağu.2006 Pzt 21:38:01
    R--O-M-E-O ne güzel bir karar almışsın, tebrik ederim. Birkaçgün önce foruma ÖSS ile ilgili bir mesaj yazmıştım, umarım okumuşsundur. ÖSS gerçekten bir disiplin, bir plan ve düzenli ders çalışma işidir... Sen istediğin bölümü kazan gel; emin ol Chatcity yine buralarda bir yerde olacaktır.
    2007 Haziran ına kadar bu disiplinden kopmayacaksan; şimdiden kazandığın bölüm hayırlı olsun diyebiliriz...  
    İyi çalışmalar.


infumum

infumum resimleri
vip oyun sayfasiozel karakter ile sohbete katilozel odasi var sohbet icin kullaniyor

Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Önemli Bilgiler >ÖSS hazırlığında önemle dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir?>
  26.Ağu.2006 Cmt 02:18:20
    Bildiğimiz üzere; 2006 ÖSS Sınavı Haziran ayı içerisinde yapıldı ve geçtiğimiz günlerde de ÖSS de tercih yapan öğrenci arkadaşlarımızın ÖSYS sonuçları açıklandı. Bazı arkadaşlarımız gayet memnun bir şekilde bu sonucu öğrenirken bazı arkadaşlarımız ise; "-Keşke .... " demekten kendisini alamadı. Velhasıl 2006 ÖSS den başarılı bir sonuş alıp bir Önlisans veya Lisans programına yerleşen arkadaşlara okuyacakları bölümlerinde başarılar diliyorum. Şimdi gelelim 2006-ÖSS de herhangi bir yükseköğretim programına yerleşemeyen; veya ilk defa 2007 yılında ÖSS ye girecek olan arkadaşlarımıza... Birçok web sitesinde, birçok dersane veya özel eğitim merkezlerinde rehberlik bölümü de benzer önerilerde bulunacaktır ama; bu konudaki düşüncelerimi önerilerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Bizzat bu anlattıklarımı yaşamış birisi olarak, yapacağınız hataları veya yanlışları şimdiden size yazmak istedim. Bu yazıyı okuduktan sonra sene sonu için alacağınız puanda 0,001 lik bir + puan olacağını düşünmek bile şu an beni mutlu etmeye yetiyor.
    1-) 2006 ÖSS de her ne öğrendiyseniz bunları tamamen unutun.
         a-)Ben şu konuyu biliyorum, hem de çok iyi biliyorum. Çalışmama gerek yok. Bu konudan şu kadar soru çözersem bu konu benim için tamamdır. 
YANLIŞ
         b-)Şu konularda sanıyorum bir eksiğim var, bu yıl onları tamamlayayım.    
YANLIŞ

         c-)Kaynaklarımın bazılarında bakmadığım bölümler var, bu yıl öncelikle onlara bakayım.   
YANLIŞ
         d-)Bu yıl edinmiş olduğum, elimdeki kaynaklar bana önümüzdeki yıl için de yeter...   
YANLIŞ.
     2-) Bu yıl kazanamadım, dersaneye(kurs, v.s.) yeniden kaydoldum"Veya olmadım."
          -Okullar/dersane/kurs açılsın ders çalışmaya başlayacağım.
YANLIŞ
     3-) Ben çalışıyorum hem de çok çalışıyorum, aradan 3 ay geçti ama 3 puan yükselemedim. Demek ki ben bu kadarım. Sene sonuna kadar 15 puan ancak puanımı artırırım; o puan da taban puanın 20 puan üstüdür:) bana yetmez. Demek ki ben okuyacak adam değilim... 
FELAKET / HANDİKAP
     4-) Mayıs ayındayız; -Bütün konuları bitirdim en az 50,000 civarında da soru çözdüm. Yeter artık, konu ve pratik eksiğim yok sınavı bekleyeceğim... EN BÜYÜK YANLIŞ. BU TARİHTE BU DÜŞÜNCELER VARSA 2008-ÖSS İÇİN HAZIRLIKLAR BAŞLASIN.
     5-) Ben elimden geleni yaptım çalıştım. Puanım gelsin tercihi düşünürüz.
ÇOK YANLIŞ.

     6-) .........
     Arkadaşlar kısaca bir ÖSS hazırlık öğrencisinin başından geçmesi muhtemel olaylardan bahsetmeye çalıştım.. İlk defa sınava girecek arkadaşlarda bu düşüncelerin bazıları hakim olmayabilir; ancak en az 2. defa ÖSS ye girecek olan ÖSS hazırlık öğrencisi arkadaşlarımızın çoğunda bu görüş hakimdir.
     ÖSS de Başarışlı olmak için; şu soruların cevaplarının olumlu ve kesin bir cevap olması gerekiyor;
       i-) Ben hangi Üniversitenin hangi bölümünü kazanacağım?
      ii-) Rahatlıkla ders çalışabileceğim bir masam, buna müsat bir odam var mı?
     iii-) Şu an itibariyle çalışacağım kaynakları belirledim mi?
     iv-) Bu yıl yapacağım zorunlu tek iş ders çalışmak mıdır?
      Buraya kadar hem fikir isek sorun yok arkadaşlar... Şimdi gelelim bu programın nasıl işleyeceğine;
     1-) Yarından tezi yok ders çalışacağımız odamızı ve masamızı ders çalışılır hale getiriyoruz. Kaynaklarımızı, müsvettelerimizi kalem, silgi v.s. kısacası ders için gerekli materyallerimizi temin ediyoruz.
     2-) Sene sonunda kazanmak üzere hedef belirlediğimiz bölüm için; aşağı yukarı kaç net (veya puan) almalıyım? Bunu hesaplayalım. Aşağı yukarı netlerimizi tespit ettiğimizde; ister istemez kafamızda bir ders çalışma planı ve çalışma ağırlığının hangi derslerde olması gerektiği hususunda bir düşünce belirecektir. "Siz bu dediklerimi yapın bu düşünceler kafanızda belirmezse beni bulun:)"
 Bu planı illa ki kağıda dökmek isteyenler, kağıt üzerinde de bir ders çalışma planı hazırlayabilirler.
     3-) Asla kendinize; günde 300-500 soru çözeceğim gibi bir şart koşmayın. (Bu maddeye kadar söylediklerimde bir sorun, aksilik yoksa tabii) Çünkü bu şart koşma durumu zamanla sizi yıpratacaktır. Zaten buraya kadar(Madde-3) sorunu sıkıntısı olmayan bir arkadaşımız ne zaman kaç soru çözecek hangi derse hangi gün çalışacak v.s. bunları kendisi otomatikman belirlemiş olacak. (Bunlar kafada belirmemişse;  i-) Ben hangi Üniversitenin hangi bölümünü kazanacağım? Bu sorunun cevabını tekrar düşünelim.)
  Önemli: Masamıza oturduk sorularımızı elimize aldık. Örneğin 28 soru çözeceğiz, kendimize bu soruları çözmek için 28 dk süre veriyoruz. Farzedelim 35 soru çözeceğiz; o zaman da 35 dk soru çözümleri için kendimize süre veriyoruz. Zamanla göreceksiniz başlangıçta çık hızlı geçen zaman ilerleyen günlerde geçmez olacak ve hatta zamanımız artacak. Ancak bu uzun bir süreçte olacak bir durumdur. Peki olur mu gerçekten? EVET OLUR.
     4-) Bir dersi 5-6 kaynaktan takip etmek bir dezavantajdır. Neden? Size sadece zaman kaybettirir. Bu sebeple konu anlatımlı, özgün niteliklerde ortalama 2 kitap yeterlidir. Aksi takdirde dersanenizin veya kursunuzun ders akışında çok geç kalırsınız. Zaman içerisinde de bu aradaki fark iyice artar, bu fark beraberinde stresi getirir. Çünkü hala henüz çalışılmamış çok sayıda konu ve çok sayıda da kitap vardır. Herhangi bir kursa gitmeyen arkadaşlar için ise; çok sayıda konu anlatımlı kaynak kitap, sizi sadece bocalama sürecine sokar, çünkü önünüzde takip etmeniz gereken bir müfredat yoktur. 8-10 aylık bir ders çalışma programını kendiniz belirlemişsinizdir. Bu 8-10 aylık süreç iyi değerlendirilmelidir. Bu sebeple konu anlatımlı kitaplar sınırlı tutulmalıdır. Soru bankası için bir üst sınır yoktur.
     Önemli: Sınav hazırlığında; hedeflerini belirlemiş bir grup arkadaşla ders çalışabilme durumu, sınava hazırlanan herhangi bir öğrenci için çok büyük bir kazançtır. Tatlı rekabet her zaman başarıyı getirir.
     5-) Zamanla; hemen hemen konuları yarılamış bir öğrenci arkadaşımızın puanı, ilk ders çalışmaya başladığı zamanlardaki puanına hala çok yakın bir puan olabilir. Bu bahsedilen tarih; Muhtemelen Aralık-Şubat aralığıdır. (Endişeye gerek yok. Bu durum anormal derecede normal bir durumdur. Siz şimdiye kadarki performansınızla aynen çalışmaya devam edin.) Kimi arkadaşımızda Aralık ayı, kimi arkadaşımızda da Ocak ayı içerisinde puan artışları (anormal puan yükselişleri) yavaş yavaş gözlenmeye başlayacaktır. Bu puan yükselişleri şimdiye kadar ekilenlerin ilk meyvesi diye düşünülebilir. Arkadaşlar; bu zaman aralığı birnevi kırılma noktasıdır.. Çok da geç kalmadan bu sürecin başlamış olması daha önceki çalışmalarınıza bağlıdır. Bu sebeple Ağustos, Eylül, Ekim , Kasım ayları çok iyi değerlendirilmelidir.
     6-) Artık kendimize güvenimiz tamdır. Çünkü çalışıyorum, başarıyorum. Bu olayı öğrenci bizzat yaşamıştır. Performansın en iyi olduğu aylar, Şubat, Mart ayları hatta Nisan ayını da dahil edersek artık yavaş yavaş finale gelinmiştir. Nisan ayı sonunda ÖSS hazırlık öğrencisi arkadaş şu sorunun cevabını rahatlıkla verebilir; Hangi bölümü kazanacaksın?
     7-) Mayıs ve Haziran ayları; (Sınava 1-2 gün kalana değin) Sene başından beri yapılan bütün çalışmaların rutuşlarının yapılacağı, her gün en az 1 deneme sınavının çözüleceği, son tekrarların olması gereken çok çok önemli 2 aydır. Bu 2 ay içerisinde hemen hemen her gün en az 1 deneme sınavı çözülmez, son tekrarlar da yapılmaz ise; Bu 2 ay, 2008-ÖSS hazırlığı doğrultusunda eksiklerimizi görebilmemiz için ideal bir örnekten öte bir zaman aralığı olmaz... Büyük bir samimiyetle söylüyorum; Mayıs ve Haziran ayları iyi değerlendirilmez ise şimdiden sınavımızın üzerine soğuk su içmeyi göze alalım... O kadar önemli...
 
    Arkadaşlar; kısaca ÖSS maratonunda bir öğrencinin başına gelebilecek muhtemel olaylardan bahsetmeye çalıştım. ÖSS hazırlığı gerçekten bir plan, bir disiplin işidir. 
  "-Bu yıl zor sorulmuş."  Bu düşünce bahaneden öte birşey değildir. ÖSS ye çalışan kazanır.
    Çalışabilmeniz umuduyla, şimdiden 2007-ÖSS sınavına hazırlanacak olan öğrenci arkadaşlarımıza başarılar diliyorum. 
    Yarın geç olabilir, ayrıca bu yarınlar hiç bitmez... O zaman bugün başlayalım!
    Ne dersiniz?


infumum

infumum resimleri
vip oyun sayfasiozel karakter ile sohbete katilozel odasi var sohbet icin kullaniyor

Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Şeyler >DOĞRUDAN SATIŞ:)>
  20.Ağu.2006 Pzr 20:12:11
     İyi güzel hoş anladık da, şu an itibariyle ilk 20 dk içerisinde arar ve siparişimizi verirsek, bu ürünün; çok şık ve kullanışlı, katlanabilir, yer kaplamaz ve istediğimiz yere sırt çantasında bile götürebileceğimiz, hatta bazen nereye koyduğumuzu dahi unutabileceğimiz bir hediyesi yok mu?


infumum

infumum resimleri
vip oyun sayfasiozel karakter ile sohbete katilozel odasi var sohbet icin kullaniyor

Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >Eski Chatcity ajanları >ÇOK YAZIK İNFUMUN.....>
  17.Ağu.2006 Per 20:16:10
    
      Buyrun Chatcity hüküm ve şartlarına bir defa daha "Belki de çoğumuz için ilk defa" göz atalım... 
Tıklayın  Madde-3 ü lütfen özellikle okuyalım. Hatta; Chatcity Hüküm ve şartlarının 3. maddesini ben yazayım...
     ............................
    3 - Sohbet odaları ve forum kuralları:
     Tüm CHATCİTY sohbet odaları ve forumda aşağıdaki kurallar geçerlidir.

   - Sohbet odaları ve forumda
küfür etmek, genel ahlak ve görgü kurallarına aykırı, dini inançlara saygısız, diğer üyeleri rencide edecek, tehdit edecek, küçük düşürecek, güvenliğini riske sokacak ve özel hayatına saygısız mesajlar yazmak yasaktır.
   - Sohbet odaları ve forumda, T.C. aleyhine, T.C Yasalarına aykırı siyasi ve ideolojik görüşleri ifade eden, kanun dışı faaliyetlere yönelik mesajlar yazmak yasaktır.
    - Sohbet odaları ve forumda; kişilerin ırk, din, inanç ve kişilik haklarına saygısızlık edici ifadeler kullanmak yasaktır.
    - Sohbet odaları ve forumda, ticari menfaate yönelik duyuru, tanıtım ve reklam yapmak yasaktır.
    - Sohbet odaları ve forumda telif hakları gerektiren her türlü ses dosyası, mp3 linkleri, video linkleri, mp3 veya video programları, korsan yazılım linkleri içeren veya bunların dağıtılmasını destekleyen, yönlendiren içeriğe sahip mesaj yazmak yasaktır. Bu şekilde mesaj yazan kullanıcılar; SİTEDEN SÜRESİZ OLARAK UZAKLAŞTIRIRLAR.
    
Bu kurallara uyulmaması durumunda Metodik önceden bildirim yapmaksızın, kurallara uymayan üyeleri sohbet ve forumdan çıkarma, TEKRAR GİRİLMESİNİ ENGELLEME VE ÜYELİĞİNİ SONA ERDİRME HAKKINI SAKLI TUTAR.

     Sevgili arkadaşlar şunu belirtmekte fayda görüyorum. Yukardaki hüküm ve şartlarda da bahsedilmiştir ancak çok önemli ve hassas bir konu olduğunu düşünüyorum ve yinelemek istiyorum. Toplumun en küçük yapıtaşı bildiğimiz üzere ailedir. Ve aile fertlerimizde Anne, baba, ağabey, abla, kız/erkek kardeşler... Bu bahsi geçen bireyler; herhangi bir birey için, hayatta en fazla anlamı olan ve başlarına bir hal geldiğinde en çok üzecek olan şahsiyetlerdir. Her ne sebeple olursa olsun bunlardan birisine kötü bir laf denilsin hiç kimse istemez. O halde bu konuda bir empati yapacak olursak; karşımızdaki Ahmet, Mehmet, Ayşe, Fatma v.s. de kendi annesine/bacısına/babasına..... çirkin sözler söylensin kabul etmez. O halde ne yapacağız? Ben bu konuda bir örnek vereyim; Hiç kimsenin annesini bacısını iş çıkışlarında karşılamak üzere gitmeyi düsünmeyeceğiz. Farzedelim bunu düşündük; O zaman şunu kabul edeceğiz; Şu saat itibariyle naralar atarak, elimizden alındığını düşündüğümüz; aslında bize hiç ait olmamış hakkı aramayacağız...

    Saygılar...
<<12345678910 111213141516171819>>