ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Seni düşündüğüm an bitiyor sorunlar,
Sana sarıldığım an başlıyor güzel anlar,
Ve sen yanımdayken kıskanıyor bizi bütün sevdalar

Yanımda yoksun ya;çaresizim
Saçımıda toplamadım bugün;acıyor içim,
Bliyorsun,sensziliğe alışık değilim,
Harap oldum,çok bitkin halim...

Genede arada gözlerim gülüyor,
Çünkü gülüşünü hatırlıyor,
Anlatmak istiyorsevgisini anlatamıyor,
Sensizlik büyük cesaret çekilmiyor...

Ağlamak,gülmek,yanmak,
En büyük zorluklara dayanmak,
Zor da olsa aşkı yaşatmak,
Çok zor aşık olanı anlamak..

Sen varken de aradım seni,
yokluğunda olduğu gibi,
belki seversin diye beni,
çözmeye çalıştım seni....

karanlıkta aradım seni, korkmadan,
soğuk kaldırımlarda aradım, bıkmadan,
artık bıktım yokluğundan,
soruyorum seni, her tanıdığından....

sensizliği kaldıramam bilirsin,
bilirsin de nerdesin,
sen şu yarama tek çaremsin,
sen hergün ağlattığın yüreğimsin....

satırları senle doldurdum,
her geçene seni sordum,
hiçbir şeyden değil, sensizlikten yoruldum,
artık kalbime adını koydum...

Sadece ben uyanmalıyım yaz gecelerininin sabahında..
Ben uyuyakalmalıyım tatlı anılarını dinlerken..
Delice vuruldugun gözlerin icin nefes almayım sadece
Rüzgarda dagılan saclarını sadece ben düzeltmeliyim..
Ben bilmeliyim dudaklarındaki ıslak öpücükleri atesini
Ve sadece ben silmeliyim gözbebeklerindeki gözyaslarını..
Ve sadece ben sevmeliyim seni delicesine..
Senin sevmenin bedeli Cehennemde sunulsa bana..
Ben sadece senin için ölmeliyim..

CANIM PERİLİÇEME BU ŞİİR

KIZIM

Kızım
İki gözüm
Zamansız açan dağ çiçeğim
Seni biraz daha geç bekliyorduk erken çaldın kapıyı
Unutmam sıcak bir cuma günüydü
Temmuzun on sekiziydi
Cuma namazında Yaradan’a yalvarmıştım
Sağlıklı olasın diye
Sesimi mi duydun kızım?
Sen dünyaya gelmeye çalışırken
Ben kapı kapı gezip
Üç beş kuruş denkleştiriyordum kızım
Sen zamansız açtın dağ çiçeğim
Ne zaman büyüdün anlamadım ?
Daha dün gibi
Kulağına adını seslenirken okuduğum ezan
Odanın içinde çınlıyor
Daha dün gibi kızım
Gözümü açtım doğdun
Gözümü bir daha kırptım ve açtım
Büyümüşsün kızım
Seni doyasıya sevemedim bir gün
Sen hep çatışmaların ortasında kaldın
Bir taraf anne
Diğer taraf baba
Savaş devam mı? Tamam mı diye
Ama sen bunlardan habersiz
Büyümeye çalışıyordun
İlk emeklediğini
İlk adımını
Bütün çocuklar baba derken
Bana baba değil de
İsmimi yarım yamalak söylediğini nasıl unuturum
Hiç unutmam
bu kargaşa içinde
Sadece bir gün seni sevebildim
Adam gibi koklarcasına seni
Hiç unutmadığım bir şey daha var kızım
Bir gece yarısı sen uyurken
Terlemiş anlını dudaklarımla silerek öpüp
Son bir kez koklayıp
Kapıdan çıkışım
Kızma bana kızgınlığım
Bakışım, yüreğim kızma bize
Sen sebep değildin olanlara
Ama sen sebeplendin olanlardan
Kızma ne olur kızım
Belki beni, bizi af etmeyeceksin
Belki hayata buruk bakacaksın
Bir tarafın sızlayarak gözler nemli
Ama büyüdüğünde
Hani kocaman bir kız olduğunda
Anla ne olur beni ve bizi anla ne olur
Dualarım her gece
Her cuma sana inan kızım
Kızım kızgın bakışlım
Bana düşman olmasın
Beni anlasın diye dualar ediyordum
Sensiz senin doğum gününü kutlamak
Senin biraz daha her gördüğümde büyüdüğünü
Kocaman bir kız olduğunu görmek
Nasıl dağlar yüreğimi cehennem ateşi gibi
Kızım
Seni geceleri rüyamda görüp
Terler içinde uyanıp
Seni arayan gözlerim
Senin kokunu çeken ciğerlerim
Bir de boş odalar bilir
Seni her gördüğümde anlamıyor musun kızım
Nasıl kokladığımı, nasıl sardığımı
Kızma kızma ne olur kızım kızgın bakışlım
Bir gün
Elbet bir gün büyüdüğünde
Kendin kocaman bir kız olduğunda
Belki doktor belki öğretmen
Belki evini çeviren ana
İşte o zaman ne olur beni anla bizi anla
Şunu bil bakışım
İki gözüm…
Can kızım…
Yüreğim …
Hep senin için atacak yüreğim
Benim... Küçük.... Kızım....
Benim... Küçük.... Kızım…
Hep böyle atacak
Kızgın bakışlım
Adını üzerine olsun koydum
Anlamını büyüyünce kendin anlayasın diye

Sudem sudem sudem sudem sudem
Üzerine olsun iyilik, güzellik ve mutluluk
Üzerine olsun
Kızım kızgın bakışlı kızım can kızım

Dün gece yine seni düşündüm
her zaman ki gibi
geçtiğimiz yaz aylarını düşündüm
hasretin sevginle birleşti gözyaşı olarak döndü bana.
Sensizliğine bürünmüş dünyamda
kendi egemenliğimi kurmaya çalışıyordum
tam kendim için bir şeyler yapacaktım ki
tekrar geldi hiç gözümün önünden gitmeyen
gözlerin.

Sandığın içinden fotoğraflarımızı buldum
sanki sensizliği tadacakmışım gibi sarılmışım sana
yüzüm gülüyor. Mutluyum!
Artık dayanamıyorum sensizliğe.
Acı veriyor fotoğraflarınla yaşamak bana
belki de aşkımızın kayan bir yıldız kadar.
Çabuk parlayıp söndüğünü bilmek yıpratıyor bedenimi
artık ben eski ben değilim. Mutlu olamıyorum eskisi gibi
bedenim susuz kaldı ne kadar içsem de daha kalacak.
Çünkü ben suya değil benim için daha da önemli olan sana,
senin sevgine susadım. Tam sevdanın rengini bulmuştum ki
gökteki yıldızımız kaydı. İlişkimizin başladığı gün bir fidan
dikmiştik ve söz vermiştik birbirimize sevgi ile büyütecektik diye.
Şimdi o ağaca kim bakacak sevgisiz kalıp sonsuzun derinliğine mi
kapılacak benim gibi çünkü ben sensiz karanlığın içinde kaybolmuş
gibiyim tek ışığım sendin yok olup gittin.
Artık kendi içimde 4 mevsim kış yaşıyorum çünkü yazım ve baharlarım beni
terk etti.
Bende artık yalnız içiyorum senin sevdiğin şarabı. Aynaları da kaldırdım
artık sevmiyorum onları.
Bana iyi bir yüz vermiyorlar baktığımda. Bahçemdeki kuşlar da sustu
artık aşkımızı şarkılara vurmuyorlar. Ne olur geri dön artık bebeğim
hayatımı artık siyah beyaz yaşamak istemiyorum...

gülümsediğin karelerde olmamak ne acı
ve gülümsediğin hayatın sayfalarında
sen giderken
ben camdan bakıyorum
buz tutmuş camdan
yine umutlu yine güleryüzlüsün
sen dönerken
kapıda karşılıyorum
yine aynı umut aynı sevinç
olmadığın zamanlar özlüyorum
olduğun zamanlarda
nedeni yoktur bunun
nedensizdir bu
nedensiz bir özlem
güneş gibi güler yüzün
tenhada coşturduğun sevinç
daldığın zaman düşündüklerin
belki bunlardır
belki hepsi
belki hiç biri
korkuyorum sana alışmaktan
bazen çoçuk oluyorsun
bazen kendin
bazen yağmur
bazen dolu
sen olduğun zamanlarda oluyor
en çokta o zamanlar
o güleryüzün
sevincin
kederin
hepsi bir anlam
korkuyorum sana alşmaktan
ama biliyorum beni hayata bağlayan sen
yane gözlerimin feri
yana yağmurun sesi
yane sen
benim bir dünyam vardır
ceketsiz gümleksiz yaşadığım
ansızın ağladığım bir dünya
kızma no lursun bu garibe
sen
an olur özlediğim
an olur sarılmak istediğim
yane herşeyim
yaşamda bir yağmurun sesi vardır bilirmisin
hiç bir zaman anlıyamadığımız bir ses
ama uğruna gözlerimizin yaşardığı bir ses
yüreğimizde bir hüzün gezer bilirmisin
hiç bir zaman anlıyamadığımız bir hüzün
gel görki gün gelir uğruna ağladığımız bir hüzün
buda böyle
belki kardeşlik
belki dostluk
belki barışa olan inanç
belki aradığımız yeni bir dünya
belki hepsi
belki hiç biri
korkuyorum sana alışmaktan

Gözlerin nuru düşer topak,topak;
Karışır içine kazılır toprak,
Filizlenir geçen zaman içinde;
Beyaz olur açarsın yaprak, yaprak.

Alnından ter düşer parça, parça;
Havuz olur düşen damlacıklar
Koklamak için yarın burcu, burcu,
Sıralanır bahçeye fidancıklar.

Rüzgar eser sallanır
Yağmur yağar ıslanır
Kış gelir, vakit geçer
Sabah akşam sızlanır.

Bahar gelir, gün çatar
Güneş vurur,renk katar
Gülüm, beyaz gülüm;
Yemyeşil yaprak açar.

Gülüm, beyaz gülüm;
Ergen tomurcukları patlar yüzünde,
Dağıtırsın kar beyaz gülücükler
Geceleri yıldızlar içinde uyur,
Gündüzleri sen açarsın.
Kaderin böyle yazılmış gülüm;
Dikenlerin ucunda açar,
Yaprak, yaprak soyunur, gök yüzünde uçarsın
Beyaz olmak ,beyaz kalmak zordur gülüm !?
Dikkat et,dikenler beyazına saplanmasın.

Vızıldar,dolaşır etrafında arılar,konar üstüne;
Özünü nasıl korursun?
Dikkat et gülüm;Önce gıdıklanır sonra soğurulursun
Bir kez beyazın bulanmaya görsün
Yavaş,yavaş erir, kar gibi kaybolursun.

Ya böcekler, ve etrafını sarmaya görsün örümcekler;
Başına ördükleri ağlardan,
Kurtulamazsın kurdukları tuzaklardan;
Hıçkırıklara boğulur,
Çağlayan gibi dibine dökülürsün.

Ya deli rüzgâr,rüzgar eser ya;
Çarpmasın bir kez göğsün üstüne
Buz gibi serinler,büzülür, içini çekersin.
Ve yaprak,yaprak dökersin.

Sende bilirsin Gülüm;
En kolay beyazlar kirlenir
Aç kurtlar, gözü dönmüş çakallar...
Bilemezler beyazın yedi renkten olduğunu;
Yaprağında izi kalır.

Ya o güneş, o güneş var ya gülüm;
Sanki, beyazlar için doğar,
Ve en güzel beyazlarda yanar.
Dikkat et gülüm,bu dünya karanlığa kalır,
Gönlüm hasretinle yollara bakar.
...
Gülüm,gün gelir dayanamazlar güzelliğine;
Olur ki, dalından koparırlar
Ya da kısmet olurda bir güzele kurban yaparlar;
Sakın üzülme !
Tanrım seni övmüşte yaratmış,
Nice bülbüller dile gelmiş senin için allaha yalvarmış,
Kah çöllerde, kah dağlarda türküler yakmış..,
Onun mutluluğu için sende birazcık fedakarlık yaparsın!
Sakın darılma bana, fedakarlık mutluluğu doğurandır.
Mutluluk ise; paylaştıkça çoğalandır.
Onun içindir ki,Tanrım sana Firdevsde mekan yapmış.
Onun içindir ki,En güzel güller dikenlerin ucunda biter,
Sakın unutma,şu dünya sana da bana da fanidir,
Gün gelir herkes geldiği yere yolculuk yapar
Sen sen ol söylediklerimi yabana atma.
Gülüm,beyaz gülüm,
Gözlerimden kıskandığım beyaz gülüm...;yoksa,
Etrafına gülücükler dağıtırken, içinden yaş dökersin
Bu günleri çok arar, saçlarını yolarsın.

Beyaz olmak ,beyaz kalmak zordur gülüm!?
Kırmızı güller, renkli çiçekler, bak sana hasetlermiş!
Beyaz doğmuş, fakat gelinliğini kirletip rengârenk olmuşlar.
Ömrünün sonuna kadar beyaza hasret, beyaz diyerek kavrulup, kaybolmuşlar.

Tabiat harikası,cennet farikası;
Dikenler arasında açan gülümsün
Dikkat et gülüm, beyaz gülüm;
Beyazın siyahlara karışmasın,
Dikenler yaprağına saplanmasın.

Karanlıklar çöker ya hani o zifiri karanlıklar
Aydınlık doğmaz ya sabahlarına
Güneş ısıtmaz ya içini
Yazın en sıcağında buzlar sarar ya yüreğini
İşte öyle içimdeki hasret
Dolmak bilmeyen bir boşluk
Ve de doldurmaya kimsenin gücü yetmeyen
Kelimelerle dahi ifade edilemeyen bu acı
Bitmek tükenmek bilmezken
Akıp giderim ellerinden
Gücümün son damlasına kadar savaşsam dahi
Bir mum gibi erir , kül gibi savrulur ve de ölüm gibi yok olurum
Kaybolurum kollarının arasından
Tutmazsan sımsıkı yüreğinle, kayar giderim yıldız misali
Sonsuzluk denen o yolculuğa, sessizce
Buluşmak ümit bile olmaz bizim için
Ben karanlıkların esiri, sense mavinin en delisi
Beyazlar yok bizim sevdamızda
Her yer zifiri karanlık ve ben kaybolup giderim bu karanlıklarda
Acıların en büyüğünü çekerim nereye baksam zifiri karanlık
Göremiyor seni gözlerim nerdesin.