|
keremcem46
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >*****Ruhum Seni Bekleyecek*****> 22.Ağu.2007 Çar 00:12:57 | |
fiogf49gjkf0d
Siyah Gözlerine Beni de Götür
Daha dokunmadan kurudu irem çöllere bir türlü yağamıyorum yeni bir koşunun başlangıcında biraz deprem sonrası biraz şehir hülyası bir kalp yangınından geriye kalan siyah gözlerine beni de götür artık bu yerlere sığamıyorum.
Pembe uçurtmalar yolladığından beri sarardı tiryaki menekşeleri sonbaharın tozlu kafeslerinde sevgi turnaları yakalıyorum turnalar gidiyor;ben kalıyorum avareyim,asudeyim,yorgunum bilmiyorum neden sana vurgunum Erzurum garında banklar üstünde uyku tutmuyor karanlıkları yitik düşlerimi kovalıyorum gölgeler gidiyor;ben kalıyorum.
Binbir türlü kokuyorsa yaylalar siyah gözlerine beni de götür baharın koynundan koparıp sana ipek bir mendile sardığım yüreğimle şehzade gülleri gönderiyorum umutlar kalıyor;ben gidiyorum.
Bütün yelkenlileri,deniz fenerlerini kaptanları sorgulayan yanından geçen küheylanların korku tufanına yakalandığı siyah gözlerine beni de götür güneş ülkesinden gelen yiğitler benzeri olmayan bir dünya kursun cellat,ayrılığın boynunu vursun.
Usul usul intizarı çürüten bu hercai diken,bu çılgın arzu sürüklüyor imkansız muştuların eşiğine gönül vadilerini bir ağaçtan düşen yapraklar gibi düşüyorum tanyerine ya topla yaralı kırlangıçları ya da bu vefasız şarkıyı bitir özgürlüğe giden tutsaklar gibi siyah gözlerine beni de götür.
|
|
Foto-Kompozisyon: C. İstikbal |
| Hazan bu senin için |
|
keremcem46
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >Sen Bu Şiiri Okurken.....> 22.Ağu.2007 Çar 00:10:55 | |
fiogf49gjkf0d
Rüzgar Gülü
önümden çekilirsen İstanbul görünecek nerede olduğumu bileceğim sisler utanacak,
eğilecek ağzının ucundan öpeceğim saçına kalbimi takacağım avcunda bir şiir büyüyecek nerede olduğumu bileceğim
bu çıplak geceler yok mu bu plak böyle ağlamıyor mu camları kırmak
işten değil delirecek miyim neyim kirpiklerimden mısra dökülüyor kenya da simsiyah yalnızım yoksul bir şilepte gemiciyim malezya da yük bekliyorum önümden çekilirsen ,
İstanbul görünecek nerede olduğumu bileceğim
gözlerini söndürme
muhtacım ben senin aydınlığına muhtacım yepyeni bir ilkbahar harcayıp bir yaz boğup,
bir sonbahar harcayıp rüzgar gülünü arayacağım oran da pernanbouc ta timbuktu da vinçler yine akşamları indirecekler yine karanlığa bulaşacağım gözlerin rüzgarda savrulacak
ikimiz iki sap buğday olsak sen benim olsan,
ben senin olsam bir gece vakti aklına gelsem uykunu tutsam
bırakmasam seni kucaklasam,
kucaklasam birbirimizin kalbini dinlesek dünyanın kalbini dinlesek büyük ateşler yaksalar iki güvercin uçursalar nerede olduğumuzu bilsek...
Atilla İlhan
|
| |
|
keremcem46
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >uzak mutluluk> 22.Ağu.2007 Çar 00:08:08 | |
fiogf49gjkf0d
ISPARTA GÜLÜ
Hiç görmedim seni Hep beklemişim, yolunu gözetlemişim Mihmandar olmuşum rüyalarımda sana,
Sen düşlerimin yolcusu! Vefakar değilim Kıtmir kadar İzleri ansızın kaybolanlara, Rahmet de değilim yağmur kadar toprağa, Ama fıstık-i yeşil umutlarımla da En zifiri gecelere doğan bir Nur olabilirim, Bilmem hangi yeşil yol Ulaştırır insanı Kaf dağına Ve Kaf dağının Zümrüd-ü Anka kuşuna,
Sen mavi ada! Bir gece yürüyüşünde Görebilir miyim O’nu? O’nunla el ele tutuşup Çıkabilir miyiz Süreyya’ya? Ramak kalmış diyorlar hani senin o muştuna, Şafak da karanlık değil bu geceler yurdunda, Güneş seher eşiğinde Ve doğarken bir bebeğin sesi gelir ilk kez..
Sen Isparta gülü! Hiç üzülme, Boşluğa hiç resim çizmedim, Mona Lisa’yı kıskandıran elinle Siyah bir nurla da ben yazıyorum umutlara: “Üç vakit sonra, inan ki bana adı: Bahardır” yılların..
Sen rüzgar gülü! Bir bahar türküsü dillerde gezer, Masalların yalanı biter Ve biter Büyük Sahra’dan esen sam yeli, Ilık bir sabah rüzgarı yelinde Burnumda bir toprak kokusu Ve bir Yağmur’un tadı boğazımda..
Sen umudun adı! İsa ölmedi, Madonna; Meryem’in ellerindeki çocuk, İkiz Bebek’lerin kefensiz naaşı! .. Amerika’nın yoksul ve kara yüzü Harlem Harlem’in kanlı yaşı; Malcolm X Çikolata renklilerin kahramanı; Malcolm X, Yazıyorum aha buraya on dört - yirmi dört: “Üç vakit sonra, inan ki bana adı: Bahardır” yılların..
Sen yüreğimdeki sesin bestekarı! Beethoven’in Kader’ini kıskandırdın, Alışılmamış bir dünyada Manhattan’ı kıskandırdın, Hiç görmedim seni, Yapma bebeklerin hıçkırığı var düşlerimde, Ellerimde ruhsuz naylon çiçekler, Seni özlemişim yine Ve rüyalarıma geleceğin günü..
Sen Isparta gülü! Hiç üzülme, Denizin bulutlarına verdim umutlarımı, Sabah yıldızıyla çıkmışım yolculuğa Sakın sanma on dört - yirmi dört Seni unutmadım “Üç vakit sonra, inan ki bana adı: Bahardır” yılların..
|
| |
|
keremcem46
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >Ben Sende Tutuklu Kaldim (·WeSta·senın için)> 22.Ağu.2007 Çar 00:03:07 | |
fiogf49gjkf0d
O nun Şiiri (Duymadığım)
tadında bırak yalnızlığı bu gece yığıldığın bulutlardan kalk/doğrul unut cinayetlerini karanlıkların yola koyul düşlerinden alev alev ısınsın için bırak yaralarını sarmaya çalışmayı ellerimden tut
doğrul yağmuru dinle sessizce serinliğin yankısını yüreğinde duy sarıl sımsıkı sarıl zamanı değil şimdi
kendini kandırmanın kokumu içine çek düşlerinden seviyorsan beni unut...
içinden heyecanlı bir dilek tut beni dile yıldızlar kaydığı zaman denizlerden çığlıklar duyduğun zaman
adımı söyle kağıt bir geminin kıvrımlarından kurtul koş
bu sokakların ıslaklığında pencerenden yakalayıver mutluluğu
yakasından doğrul bir şarkı söyle
içinde yalnızlık olmayan bir papatyayı kokla bırak sızlanmayı artık
ne olur uykusuzluklarından uyan bu gece başını yastığına koy
hayaller kur çıkmazlarda boğulma
doğrul içinden heyecanlı bir dilek tut
(benim olmayan) beni seviyorsan unut...
tadında bırak yalnızlığı bu gece yoksa canını acıtacak bu yağmur bırak üşümüşlüğünü
aldırma umudu kovala pencerenden uzanıp ellerimden tut doğrul kes şimdi ağlamayı
zamanı değil ben ne son gidenim
ne de ilk ben ne son yolculuğum
ne de ilk bırak uçumlardan ölümler yazmayı kalk yığıldığın bulutlardan
doğrul seviyorsan beni unut...
ben son masalın değilim son katilin değilim senin bırak karanlıklarda güneşi aramayı içten içe azdırma dalgalarını bu gece yalnızlığını tadında bırak doğrul düşünme yüreğindeki kırıklıklarını içinden heyecanlı bir dilek tut
(benim olmayan) sarıl sımsıkı sarıl papatyayı kokla ellerimden tut beni eğer seviyorsan ne olur unut...
yoksa
canını acıtacak bu yağmur yoksa canım acıyacak
canının yangınında...
|
|
Foto:Defne İ. |
| |
|
keremcem46
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >Ben Sende Tutuklu Kaldim (·WeSta·senın için)> 22.Ağu.2007 Çar 00:01:08 | |
fiogf49gjkf0d
Yine Erken Öptü Ayrılık
hüznün göğsümüzde unuttuğu ayın şavkında öksüz bu yemin reddettiğimiz kesitte kaybettik sırlanmış bir çok ayrıntıyı
alışmak küstürdü kalple beyni sessizlikte bile buluşurdu seslerimiz cümleler dökülmeden lisânımızdan hâl diliyle yine de konuşurduk kıpraşırdı yüreğimiz hoşlukla
dalgın bakışlarımızla sorgulayınca aşkı kusardı gözbebeklerimiz denizinde ne hayâlet gemiler yüzerdi ne köpüklü dalgalar boğardı feryâdımızı çıkarmamak üzre vururduk ansızın ....../bir daha / bir daha kabzasından hışımla ayrılığa hançeri
küflü sarnıç kalbimin kan bölmeleri ellerimi çoktan kaybettim senin teninde ya gözlerim indi tozlanmış raflardan nehirlerimde açılan su zambakları değil ceylanlarda inmiyor artık kıyılarına
akaju etajerin çekmecesindeki şu resim / hani kış günü çektirdiğin bir de yazdığın o şiir var ya işte onlardan arta kalan bir avuç aşkla avutuyorum bitmek bilmeyen geceyi sabahın ilk ışıklarını saklıyor perdeler tan henüz başka güneşler doğurmadan yine yüreğimizden erken öptü ayrılık
|
|
Foto: C. İstikbal | | |
|
keremcem46
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >Ben Sende Tutuklu Kaldim (·WeSta·senın için)> 21.Ağu.2007 Sal 23:57:54 | |
fiogf49gjkf0d
Karartma Gecelerinde Aşk..
sözcüklerin aşk kokan harflerinden
artıyoruz yaşamın bilmecesine ey çocuk yorgun gözlerimizde süzgün hayaller yasadışı anlara gebe iz bırakan sabrımız acıyla kutsadığım gönül mâbedim kırk odalı han değil ki kırk kişiye açayım şefkâtli bir azize gibi elimde kandil ağartayım gün ışığından mahrum sefillerin cirit attığı koridorları
aşkın râğmına zamânın ağartan tortusu çekilmez sahilinden bi-hâber bir denizin şaşkınlığı kadar sıkı kapattım kapılarını küf kokulu geçmişin limanını tanımazken rotasını şaşırmış yelkenli öylesi fırtınaya tutulmuş ömrümüm bordası usturlabı kırık / yağma edilmiş sintinesi artık ne seyir defterinde kaptanın güncesi ne de kumsala vurmuş / şişedeki imdat çağrısı
hadi şimdi dersini ver bana aşkın çocuk ağzımda / dibek taşında öğütülmüş gibi ahvâlim inler / ayrılır kabuğundan aynalara mıhlanıp kalmış ağlayan suretim ellere ipotekli hayâl kurmayalı çok oldu başkasınınsa bu rüzgâr yüzer mi yelkenlim ya hayınsa dalgalar / yutmaz mı bir lokmada
hazân vurmuş bahçelerimden derilmekte hâlâ bir alıp / yedi veren tomurcuklarım içimin balkonlarına tutunmuş / bin çeşit intihâr oysa dışarıda hummâlı bir temmuz akşamında bir kibritin kavında biriktirdik ışığı kurt kapanı aşklardan geriye kilitli odalarda karartma geceleri var
|
| |
|
keremcem46
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >*****Ruhum Seni Bekleyecek*****> 21.Ağu.2007 Sal 23:56:22 | |
fiogf49gjkf0d fiogf49gjkf0d
Bronz Tüldür Gece
Ruhum!... Senindir bu gecem düşlerine âmâde Lütfen öyle şaşkın bakma bana Öyle güzelsin ki öyle esmer Öyle sıcak öyle meyvemsi... Kerbelâ’da susuz kalmış bedenim Tenimde kokusu makber çiçeklerinin Saçlarımda yağmur sonrası güneş kokusu Tutkum avuçlarımda revnâklı kâseler dolusu
Yürüdüm hercâi menzilsizliğimde Cılız ışığın aydınlattığı yere doğru Esâretin çizginir omuz başlarımda Hummâlı bir yanardağ gibi akarsın Marmara’da bir kadının gamzelerine Gözlerimin gözlerine ilticâsında Bu kaçıncı demdir sâkînin doldurduğu kadehe Derin bir iç çekişle bûselik makâmında
Gel kuşan bronz hançerini gecenin Hadi tam on iki yerimden vur beni Gecende ateştir tülden vücudum Aralayınca gizemin efsûnlu perdesini Bizdik uçan âvâre yıldızların esrikliğinde Arınan yasak bir aşkın kırkladığı teniydi Diner fırtınası hazzın,sükûta demir atarız Üç noktayı düşeriz gecenin rengine...
Biliyorsun biz eski biz değiliz artık Kendimizi evrenin merkezi sayarak Sorgularız erdemin gelmişini geçmişini Sonra şehir eskir şehir uyur şehir aldanır Artık marazlı yalancı bir bahardır aşk Şehvet kuşlarının kanatlarında yiten Arkasını dönüp yürür kadın şafakta Ne sefîl bir aşktı! .. der martı çığlıklarına doğru Ne sefîl bir aşktı! ...
|
|
Foto: C. İstikbal |
| |
|
keremcem46
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >*****Ruhum Seni Bekleyecek*****> 21.Ağu.2007 Sal 23:54:22 | |
fiogf49gjkf0d fiogf49gjkf0d
Tılsımını Yitirmiş Denizkızı...
Aşkımın kara rengini pul pul dökeceğim Adressiz mektupların buruşuk zarflarına Onun sözleri keskin benim sözlerim derin O hayat kadar solgun,ben ölüm kadar serin
Coğrafyası meçhûl adaların yalnızlığında Saçlarıma lotus çiçeklerini kurban edeceğim Onun saçları kara,benim saçlarım başak sarısı O kader kadar zâlim,ben alev kadar yürek yangısı
Güneşin dik gelen ışıklarına sarınıp Her dalganın imbatında oturup ağlayacağım Benim gözlerim zümrüt,onun gözleri siyâh Ben ölüm kadar ak,o yaşam kadar simsiyah
Sesimde yankılanıyor okyanus derinlikleri Ben tılsımını yitirmiş,mutsuz deniz kızıyım Benim sesim billûr,onun sesi hıçkırık Ben kristal kadar şeffaf,o cam kadar kırık
Dilimden ve bakışımdan ne anlarsınız ki Birazdan dalacağım berrâk maviliklere Bir istiridye kum tanesi,bir batık arya bekler Sesimde yankılanıyor okyanus derinlikleri Hayaletlerin sessizliği çağırır,gitmeliyim
Onun yordamı ihanet,benim yordamım meşk O yalan kadar pembe,ben gerçek kadar aşk. |
| |
|
keremcem46
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >*****Ruhum Seni Bekleyecek*****> 21.Ağu.2007 Sal 23:52:59 | |
fiogf49gjkf0d
Her Kaybedişin Ardından Gölgemizde Yalnızlık...
Her aşk dikenli teller ardında bir hazin kanayıştır ve her ömür de bu kan revâna yataklık yapan sunak taşı.. Katlanılması için benliğimizdeki anaforların burgaçlarında verdiğimiz en ağır imtihandır Aşk..
Çamura ve kire bulanmadan bâzen sonu vuslâttır ki hazzın doruk noktasında ellerimizdeki revnâklı piyâlelerden yudumlarcasına mest ü hayrân zihinlerimiz esrik,çoğu kez ise sonu hicrândır ki ciğerimizi lime lime etmiş baldıran zehriyle,ağzımızdaki ısırganlardan damlayan kan misâli bir hüsrân ve bir yürek yangınıdır..
Bomboş bir çaba ve bomboş bir yaşamdır artık elimizde kalan.. Bu kaybedişler neden zor gelir insana?Her şeyi ile hayâtınıza girip yaşam biçiminizi işgâle yeltenip de akışına yön vermesine izin verdiğiniz kişinin bir de bakmışsınız ki;bakışları bakışlarınıza,anıları anılarınıza,kokuları kokularınıza karışmıştır ve‘O’artık ‘SİZ’olmuştur siz ise zaten o girdâba kapılıp saman çöpü misâli akışa râm olmuşsunuz bile..
Bu bir birliktelik gibi görünüyor olsa bile ayrılık her an kapımızda nöbettedir..Gün saat ve ân geldiğinde o kapıdan çıkan gidecek,kalan ise ondan kalanlara kâfûr kokulu bir mum dikip seremonilerde yitecektir..Aslında ondan kalanlar da ondan olduğuna göre demek ki onunla herşeyi yollamamışız..Anılarla yaşamayı da öğretecektir Aşk..
Gülüşü kulağınızda resimleri,şiirleri,mektupları,mesajları ve bir de cep telefonunuza kaydettiğiniz artık hükmü geçersiz bir telefon numarasıdır size kalanlar..Ondan ve Aşktan..
Oysa ki bu yitirişin ardında güzel olan ondan bize kalanlardan oluşmuş bir içsel güzellikler demetidir ki engin ufuklar açmıştır gönlümüzde ve bir anlamda kayıplarımızdır kazancımız olanlar..
Ve sonrası...
Şimdilerde;
Evleri beyaz badanalı ve cumbalarının ferforjelerinden hoş ıtırlar saçan sardunyalar,akşamsefâları ve fesleğenler sarkan,bahçesindeki kameriyelerin pergolalarında baygın renkleri ile begonviller ve yaseminler geceme görsel bir armoni katan,denize kıyısı olan bir kasabadayım..
Aşk yorgunluğuma ilâç olacak bir beklenti içinde gökyüzünde süzülen martıları seyrediyorum ve beyâz kanatlarına özgürlüğün,mavinin ne denli yakıştığını görüp mırıldanıyorum içimden.. ‘‘-Keşke iki mavi arasında yok olsam da tüm sırlarımı bu iki mavi arasına gizlesem ve aşkın ağrıtan yanından ezgiler fısıldasam, yürek kabarmasına benzeyen dalgalarına!...’’
Bilirim ne sırlar gizlidir koynunda bu lâcivert münhanilerin..Kızıldeniz ki yıllarca saklamamış mıdır Firâvun’u derinliklerinde ve Hz.Musa’ya kılâvuz olup da yarılıp onu karşı kıyıya geçiren de yine bu ser verip de sır vermeyen tuzunu âşıkların gözyaşlarından alıp hüzünlü aşk hikâyelerini bir anne şefkâti ile dinleyip kendini kıyılara çarpan deniz değil midir?!
Deniz kızlarının fısıldadığı acıklı,lirik aşk şarkılarını duyarız gecenin sessiz bir ânında..Ve yangınlarını anlatan âşıkların her damlasına akıttığı gözyaşlarının hikâyelerini,sevdâlarını bu sırlı deli maviden alıp hokkamıza,yine bununla çekeceğiz temize yüreğimizdeki ak sayfalarda..
Ve siz Eyy!.. Güneş,mehtâp,yıldızlar ve yakamozlar!..Şahit olun denizin bağrındaki sırdan sancıya ve ortak olun gizine ki hafiflesin yükü..Çünkü aşk sonsuza kadar acıtır... |
|
Foto: C. İstikbal |
| |
|
keremcem46
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >*****Ruhum Seni Bekleyecek*****> 21.Ağu.2007 Sal 23:51:13 | |
fiogf49gjkf0d çıkıp gelsen
hiç beklemediğim bir yerden saat gece yarısını geçtiğinde İstanbul uykuya daldığında sessiz adımların
titretse kalbimi nefesini rüzgarda hissetsem siyah çerçeveli gözlüklerimin içinden rüyalarımdan çıkıp
sahil gecesi parmakların içimi çalsa bar taburesi hayatımın sıkıntısında beklemeden çıkıp gelsen...
otobüsten insen Beşiktaş ta mavi vapurun
bir koltuğuna büzülüp serin iskelesinden insen
Kadıköy de gözlerini gökyüzüne dikip ilk duyduğun çığlığa koşar adım elini versen İstanbul geceye daldığında yer gök deniz uyuduğunda siyah çerçeveli gözlüklerimin içinden tam ben ağlarken parmakların içimi çalsa beklemeden çıkıp gelsen
hiç beklemediğim bir yerden...
|
|