ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
10 Mayıs 2024, Cuma 07:59   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  keremcem46> Forum Mesajları
    keremcem46'e ait Toplam 14529 Forum Mesajı var
<<1...100...200...300...400...500...600...700...800...884885886887888889890891892893894 895896897898899900901902903904...1000...1100...1200...1300...1400...1453>>


keremcem46

keremcem46 resimleri
ozel karakter ile sohbete katil

Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >uzak mutluluk>
  7.Ağu.2007 Sal 19:08:44
fiogf49gjkf0d
fiogf49gjkf0d
Yağmur da var
Çok sevdiğim rüzgar da
Bugün Pazar
Daha uyanmadı komşular
Damların üzerinde kuşlar
Daha rahatlar
Radyolarda eski şarkılar çalıyorlar bu saatlerde
Gönül penceresinden ansızın bakıp geçenlere doğru
Yağmur da var
Çok sevdiğim rüzgar da
Daha uyanmadı komşular
Bugün Pazar
Ve ben seni çok özledim
Dışan çıkmak istiyor canım
Tek başına haytalık etmek
Islanmak Pazar sabahında yağmurda
Boş caddelerde dolaşmak
Vitrinlerine bakmak mağazaların
Sinemaların afişlerine
Sokakların isimlerine
Telefon kulübelerinde uyuyan çocuklara
Bir merhaba demek sessizce
Sahilde martılara simit atmak
Otobüslerin ilk seferlerine binmek
Gitmek istiyor canım
Hayatın gittiği yere
Islık çalıp şarkılar uydurmak kendi kendine
Fırından taze ekmek alıp
Buğusunu çekmek içine
Ve ben seni çok özledim
Tam böyle bir şey
Çiçeğe su yürümesi
Bebeğin ağlaması
Toprağın uyanması
Yağmurun yağması
Ateşin sıcağı
Bu Pazar sabahı
Tam böyle bir şey
Bir sabahçı kahvesine uğramak
Bir bardak çay
Taze dem kokusu
Hayatın atardamarlarında dolaşmak
Bölmeden şehrin uykusunu
Bir siir yazmak
Pazar bulmacasının boş karelerine
Şiirde tam da bunu anlatmak delice
Tam böyle bir şey
Hesapsız gölgesiz bedelsiz kimsesiz
Bir şiir yazmak
Bir bardak çay içmek
Sokaklarda gezmek
Yağmurda ıslanmak
Ve ben seni çok özledim



keremcem46

keremcem46 resimleri
ozel karakter ile sohbete katil

Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >Ben Sende Tutuklu Kaldim (·WeSta·senın için)>
  7.Ağu.2007 Sal 19:07:32
fiogf49gjkf0d
Nedeni var mıdır seni beni anlatmanın, süslü birkaç cümle midir bizi anlatan sessiz kalınmalı mıdır zaman zaman
ya da o hep anlatan gözlere bakarak özlemek midir seni anlatan
ruhunu yansıtan bazen damla damla bir mum şu hayattan
bazen anlamını yitirmeyen gölgeler gece duvarına yapışan
oturdun düşünüyorsun yine belki,çevrende sahte yıllar,omzunda boş bir çuval
çalarken kırık telli bir sazın sonbaharı aydınlatan ve inadına eskimeyen bir türkü çığırıyorum o zaman sana
ve sen hep sonbahardın bense nisanda acı bir yağmur
kulaklarımda pasın
rüyalarımda unuttuğumuz yaşamlar ve sen diyorum ve sen
ille de sen
yine de sen
beni unuttuğunu sanma o gece seni görmüştüm inadına
ve yağmur akan gözlerimde seni çizdim bir sepya alıntısıyla
inadına sevmek diyebilirsin sen ama
meğer
tek günlük kelebeklermişiz
inadına renklenmeden solmaya..


keremcem46

keremcem46 resimleri
ozel karakter ile sohbete katil

Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >uzak mutluluk>
  7.Ağu.2007 Sal 19:05:32
fiogf49gjkf0d
Aşkın ağır gelen zaman aralığını, bana en mutluluk veren aralığı kadar sevdim...


Seninle Olmak

Sevgiliye…

Aşktan yana dilin ucuna kadar gelen ama bir türlü söylenemeyen daha doğrusu artık unutulan tümceleri, suflörsüz, bir çırpıda hatırlamak ve geçmişi tamamen unutmak için senin gibi bir erkeği tanımak lazımmış.

Seninle olmak; yüreğimdeki Saray menekşelerinin yeniden cana gelmesi demek.
Seninle olmak; taze gelinin kına kokusunu burnunun dibinde duymak demek.
Seninle olmak; yanında olmak, var olmak yada senin için olmak, aşk demek.

Güzel sevgiliiiim, diyerek sarılan kollarında kavradım ‘güven’ kelimesinin sözlük anlamını.Yalansız ışıl ışıl yüreğime akan bakışlarını sevdim senin.Şimdi kendi hakanlığımda, bir Hakanın- benim Hakanımın- ömürlük hakimiyeti, geçen yirmi sekiz yılımın karanlık gecelerini bile aydınlatıyor.İşte sen: İşte ayaklarımı yerden kesen ADAM, işte sen! Bir erkeği sevmek büyük bir isyan, bir başkaldırı diyen işte ben, senin için ne ayaklanmalarda başı çekebilirim bir bilsen…

Düşündüm de…

Bu şehir seninle güzel…

Tunalı Hilmi Caddesinde el ele- yüksek topuklu terliklerimin işkencesine, soğuğun bıraktığı ürpertiye rağmen- yürümek; yağmur altında, saçlarımın fönünün bozulmasını umursamayarak sana sarılıp şımarmak; gecenin bir yarısı boşalan sigara paketime bakıp çaresizce evde delicesine sigara ararken telefonun diğer ucundaki sesine, ‘Sen de içmeeeeeeee’ diyerek mızmızlanmak; farklı arabalarda evlerimize dönecekken son anda senin arabana koşup binmek; gözlerimin içine bakıp her ‘Seni seviyorum’ deyişinde içimde harelenen ışık halkalarından, ismimdeki tüm nurları geçirmek istemek seninle güzel.Yaşamak, yaşlanmak seninle güzel.

Biliyor musun yıllardır evli olmak, evlenmek, aynı evi paylaşmak, ömür boyu yan yana durmak zor gelirdi bana, şimdi önümüzdeki bir yılın geçmesini beklemek zor geliyor.Sen, yıllar sonra kanepede uzanırken, televizyon karşısında uyuyakaldığında üzerine battaniye örtüp ertesi gün ki program için temrin yapıp sesimi açmaya çalışmak yerine yanına uzanıp sıkıca sana sarılmak, sabah kahvaltını yapmadan evden çıkmana izin vermemek, sesime zeval gelecek endişesinden çok beraber daha fazla yaşamak adına sigarayı azaltmak, çocuklarımıza aşkın ne olduğunu yaşarken öğretmek; seninle olacağı için güzel.
Kalbimdeki buzullaşmanın seni tanıdıktan sonra kaynayan buhar sıcaklığına dönüşmesine, avuç içlerimin terlemesine, yüzümün kızarmasına, sana gelirken heyecanlanıyor olmama ne denir ki? AŞK DENİR.
Gel gör ki yetmedi kalemim seni anlatmaya sevgiliiiim
SENİ ÇOK SEVİYORUM.

 


keremcem46

keremcem46 resimleri
ozel karakter ile sohbete katil

Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >uzak mutluluk>
  7.Ağu.2007 Sal 19:02:49
fiogf49gjkf0d
Biz seninle aşkı meşale yaptık geceye,sen sustukça çığlıklar koparttın Ruhumda,oysa ellerini tutmak bukadar güzel olabilirmi...

Elimde sıcaklığın kalmış sen giderken
Sesin içime işlenmiş silemiyorum,
Aklıma geliyorsun her an...
Beyoğlu misali..
Gözlerin ılık ılık benliğime hasretin tipi ruhumda
Bedenime medcezir
Ahuzar dualar..
Seni özlediğime saatler var daha
Henüz başlamamış deprenişlerin
Dengemin bozukluğunu ben hangi reçeteye iliştirdim

Akşam faslı senden bahsettim
Güldüler bana
Ben sana değil aşka muhtaçmışım güya
Bekledim yine
Sesinin soluğuma karışmasını saniye saniye
Canıma katmanı canını
Geleceğim demiştin
Gelecektin
Ben bekledim..

Dirildi içimde bir yerlerde çınarlar
Eklemi kalmamış bir duygu çöktü orta yerde
Sensiz kalmak ölüm döşeğini andırıyormuş birazda
Ağlamak o kadar fena değil gibi
Yaşlar sana ise.....

Her gece muhabbetine dalıyorum gözlerinin
Demide çok güzel olur geliceksin diye yaptığım çayların
Karanfil kokulu özlemin dolu dolu
Doymaya başlamadı ki yüreğim sana

 


keremcem46

keremcem46 resimleri
ozel karakter ile sohbete katil

Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >uzak mutluluk>
  7.Ağu.2007 Sal 18:22:54
fiogf49gjkf0d

RAFET EL ROMAN - YÜREĞİMLE SEVİYORUM

Yalan sevgilim inanma ellere
Kapilip düslere bana sitem etme
Hic mi hissetmedin ah bendeki yüregi
Ben sadece seni hep seni sevdim

Inan sevgilim bir ben bilirim
Hasret acisi icimde sakli
Yasadigim hersey yüzümde yazili
Ben sadece seni hep seni sevdim

Seviyorum deli gibi ölümüne
Yasiyorum acisini bile bile
Sevabini günahini cekiyorum
Yüregimle seviyorum

Seviyorum deli gibi ölümüne
Yasiyorum acisini bile bile
Sevabini günahini cekiyorum
Yüregimle seviyorum

Yalan sevgilim inanma ellere
Hayat savurdu beni yerden yere
Kurdugum hayaller yikildi birer birer
Ben sadece canim bir sana yandim

Seviyorum deli gibi ölümüne
Yasiyorum acisini bile bile
Sevabini günahini cekiyorum
Yüregimle seviyorum

Seviyorum deli gibi ölümüne
Yasiyorum acisini bile bile
Sevabini günahini cekiyorum
Yüregimle seviyorum

Aman aman Allahim kac yil oldu
Bu ask icimde yandi kül oldu
Ya beni kavustur ya beni öldür
Bu yürek artik aciyla doldu

Aman aman Allahim kac yil oldu
Bu ask içimde yandi kül oldu
Ya beni kavustur ya beni öldür
Bu yürek artik aciyla doldu

Aah, gönül yareler icinde
oldu avare yandi pare pare
Yollarda mecnun misali
Illahi yaniyorum..

Aman aman Allahim kac yil oldu
Bu ask icimde yandi kül oldu
Ya beni kavustur ya beni öldür
Bu yürek artik aciyla doldu

Aman aman allahim kac yil oldu!!!!!



keremcem46

keremcem46 resimleri
ozel karakter ile sohbete katil

Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >uzak mutluluk>
  7.Ağu.2007 Sal 18:19:08
fiogf49gjkf0d
AŞKA DAİR

Aşıp gider miyim bilmem zaman kavramını
Her şeyden geçip bir anda başka diyara
Doymamışken gönül daha sevdaya
Başlamamışken duygularım henüz kanamaya

Sen nasıl bilirsin sorsam aşk acısını
Nasıl anlatırsın bir cümlede yaşadıklarını
Bende böyleyim işte anlatmam zordur
Aşk harmanı yoğun bir ifadesiz yoldur

Herkes kendi yaşadığınca yapar aşk tanımını
Gerçekte ise aşklar değişir mi çabukça
Niye yaralı kalpler gözler mahzun hüzünlü
Niye bitmiyor hiç bülbülün sevdası ve gülü

Yani kaçamak aşklar mı doğru nedir bu açmaz
Ben konuşurken bakarsınız duyulmamış gibi
Sade ben mi yaşıyorum kendimce bunu
Kendim ise anlamam nedir ki doğru

Bir hayat çizgisi ve kısa bir ömür
Yaşanmamış aşk çoktur bak bir maziye
Söylenir dururda aynı kafiye
Yanan bu aşkı al da sen söndür



keremcem46

keremcem46 resimleri
ozel karakter ile sohbete katil

Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >Sevgiliye ithaf edilen şiirlerin albümü....>
  7.Ağu.2007 Sal 18:16:04
fiogf49gjkf0d

AŞKA HAYIR DENMEZ

        Aşkı planlayabilir misiniz? Aşık olacağınız zamanı önceden kestirebilir misiniz? Peki aşkınızın kime yöneleceğini? Siz yüreğinizi aşklara kapatırken zaman geçip gidiyor. Elinizde de koca bir hiç kalıyor.

        Aşka set çekip, Şu aralar aşka ayıracak vaktim yok diyenler. İnsanın Nasıl yani? diye sorası geliyor. Aşka vakit ayıramamakta ne demek? Günlük iş planı yapar gibi mi olacak yani? Dur önce evi temizleyeyim, ardından işe gideyim, elektrik, su telefon faturalarını yatırayım sonra da aşık olurum mu diyeceksiniz? Yok böyle bir şey...

        Huzur mu? Aşk mı?

        Huzurunu bozmak istemeyen insanlar vardır birde... çünkü sarp ve zorludur aşkın yolları. Çok şeyi göze alacaksınızdır kuşkusuz. Aşk sizi darmadağın edebilir. Bütün düzeniniz bütün hayatınız bir anda değişebilir. Uykusuz geceler, iç sıkıntıları, kıskançlıklar, yürek çarpıntıları, göz yaşları ve hiç dinmeyecek bir özlem yapışır yakanıza.

        Durup dururken ağlamaya başlarsınız. Hayatın hep komik yanlarıyla ilgilenirken bir alınganlık peydah olur. Her şeye bir anlam yüklemeye , ortaya söylenmiş sözleri üzerinize almaya başlarsınız.

        Ya korkular... Uzak kalmaya dayanamazsınız. Bir tek günü bile onsuz geçirmek işkence gibi gelir size. İmkansızlıklar, umutsuzluklar birbiri ardına sıralanıp durur. Aşktan sadece huzur ve zevk bekliyorsanız, yanlış yoldasınız. O zaman mevsimleri bile olmayan bir dünyaya sığınmanız daha iyi olacaktır.

        Orada istediğiniz huzuru bulabilirsiniz belki ama ne gülüşünüz tamdır, ne de mutluluğunuz.

        Gerçek aşk olayı

        Birde gerçek aşkı arayanlar var. Aslında bu aşkı kategorilere ayırmaktan başka bir şey değil. Gerçek Aşk diye bir kavram varsa, gerçek olmayan aşk sahte aşk gibi kavramlarda olmalı. Bir de temiz aşk kategorisi var. Peki kirli aşk nasıl olacak o zaman?

        Aşka yüklenen bu sıfatlar aslında insanların taşımaktan hoşlanmadığı sıfatlar. Aşkın gidişatını davranışlar belirlediğinden gerçek yada sahte olanlar işte bu davranışlardır.

        Kandırmanın, yalanın, sahtekarlığın, iki yüzlülüğün ve bunların benzeri onlarca sının tek sorumlusu insandır. Ve biz, insanlara konduramadığımız bu sıfatları büyük rahatlıkla aşka yapıştırabiliyoruz. Birini sevebilmenin en önemli koşulu kendini sevebilmektir. Kendini sevmeyen insanların başkasını verecek sevgisi yoktur. Kendini seven insanların da sahtekar iki yüzlü ya da yalancı olabileceğini düşünemiyorum. Kötü diye nitelendirebileceğimiz davranışları rahatlıkla yapabilen insanın kendisini sevmesi mümkün değil.

        Aşkın içinde, tutku, özlem, şehvet, hüzün, sevinç ve hatta acıda vardır ama aşkın içinde sahtekarlık, yalancılık, iki yüzlülük girdiği anda o aşk olmaktan çıkar, çirkin bir oyun haline gelir.

        İşte bu noktada önemli olan seçimlerimizdir. Yaşadığımız her şeyden biz sorumluyuz çünkü. Elbette aşık olduğumuz kişilik her yönüyle ilk anda tanımamız mümkün değil. Zamanla her davranışı değerlendirme olanağını bulacaksınızdır kuşkusuz. aşkın gözü kördür derler ya bu doğru bir söz değil. Kör olan insandır sadece görmek istediğini görür.

        Sonuçta aşkın hayatımıza katacağı şeyleri belirlemek bizim elimizde. Yaşanılan aşk insanın aynası olmalı.

        Nedir bu aşk?

Büyük bir kentin hengamesi gibi kulağımızı uğuldatan ve aslında bu gürültüyü çıkarmasından pek de rahatsızlık duymadığımız.

İyi ki varsın dedirten, ama kimi zaman yetersiz kalan...

Emirleri hep kendi veren...

Her defasında sonsuz bir yolculuğa çıktığımızı düşündüren ve yolculukta en fazla

gereken eşyayı evde bıraktığımızı düşündürtecek kadar şüpheli.

Biz daha kapıyı yeni çalıyor diye düşünürken o çoktan içimizde bir yere yerleşmeyi bilecek kadar kurnaz.

Kapıdan kovulsa bacadan girecek kadar inatçı.

Yaşadığımızda bize çok tanıdık gelecek senli benli...

Herkesin yüreğinde, gözünde, içinde, teninde olan...

Sade gibi görünen ama içinden çıkmayacak kadar karışık...

Dudaklarımızı dişletecek kadar çıldırtan ama mükemmel...

Aklımızı karıştıran ama baktıkça hayranlık duyduğumuz bir çift göz...

Dokundukça vazgeçemediğimiz, müptelası olduğumuz bir ten...

Soluk alışımız kadar kısa sürede kanıksadığımız ama yine de bizi sormadan gittiğinde kendimizi kirletilmiş gibi hissetmemize neden olan...

Sadece yıldızların şahit olmasına izin verebileceğimiz kaçamak bir sokak öpüşmesi...

Hep beş dakikası var dememize karşın saatlerce beklemeyi göze aldığımız bir randevu...

Geceleri uyurken yanımızda olduğunu hayal ettiğimiz ve yatağımızda her zaman yer bulabilecek en seçkin misafirimiz...

Yaparken keşfetmekten zevk aldığımız, her parçasını içimize yavaşça sindirdiğimiz ve bütüne ulaştığımızda sonsuz bir keyif duyduğumuz bir puzzle...

Kuralları kendisi koyarken bize karşıdan sırıtan, yaşarken zamanı yetiremediğimiz, geldiğinde sormadığı gibi giderken de bir eyvallah demeyecek kadar dünyalar hakimi...

Öfkemiz, zayıflığımız, şiddetimiz, gücümüz, kahkahamız, gözyaşımız, geçmişimiz, geleceğimiz, yorgunluğumuz, enerjimiz...

Hayatın taa kendisi

AŞK




keremcem46

keremcem46 resimleri
ozel karakter ile sohbete katil

Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >Sevgiliye ithaf edilen şiirlerin albümü....>
  7.Ağu.2007 Sal 18:14:40
fiogf49gjkf0d

AŞK MI? MANTIK MI?

        Bir evliliğin yürümesi için hangisi gerekli? Aslında bu konu biraz karışık. Sadece aşk bir evliliğin yürümesi için yeterli değil. Demek ki ortasını bulmak gerek...

        Evliliğin en temel nedeni aşk olmalı. Bu konuda hiçbir şüphe yok. Ama evlilik aşktan öte bazı şeyler ister. Çünkü çok uzun solukludur. Bu yüzden başta duyulan heyecanlar zamanla yerini başka şeylere bırakır. Bunu olgunca kabul edenler için sorun yok. Onlar, aşktan sevgiliye yumuşak bir geçiş yapıp evliliklerini bu çerçevede daha uzun yıllar sürdürebilir. Ama ya kabul edemeyenler.

        Eşlerden biri ya da her ikisi bu olgunluğa erişememişse, kendini eğitememişse ve evliliğin yanı sıra başka hiçbir uğraşı yoksa o zaman aşktan sevgiye geçişi bir türlü kabullenemeyecektir. Evlilikte derinden sarsılacaktır. Zaten boşanmaların büyük çoğunluğu aşkların parlayıp söndüğü ilk 5 yıl içinde gerçekleşmektedir. En sık görülen boşanma nedenlerinden biride aslında heyecanın bitmesidir.

        Ruhsal Doyum Şart

        Aşk bir boyutuyla aşık olunan insanın temel ruhsal ve duygusal gereksinmelerini sevgilisinde doyurması demektir. İnsan bu gereksinmelerinin ne olduğunu tam olarak bilmese bile bir doyum duygusu tadar. Evlilik süresince çoğu zaman farkında bile olunmadan bu duygusal gereksinmeler değişir. İşte eşlerden birinin bu değişimi anlamaması duyarsız ve tepkisiz kalması, bir boşluk duygusunun doğmasına yol açacaktır. Ruhsal gereksinmeleri tam olarak karşılanmayan eş kendisinin bir yerde eşinin ise başka bir yerde olduğunu düşünür.

        Bazı şeyler bir gün şaşılacak bir biçimde aralarında konuşulacak hiçbir şey kalmadığını fark eder. Diğer dostlarıyla konuşmakta zevk aldıkları konuları eşlerine açmak, onları tartışmak gelmez içlerinden. Bu başlangıçta heyecanın sağlam bir arkadaşlıkla desteklenmemiş olduğunun göstergesidir.

        Çocuk Kurtarır mı ?

        Çocuğun evlilik için kurtarıcı fikri son derece yanlış. Ancak evliliğin başka bir boyuta geçmesini sağladığı da gerçek. Çocuk mutluluk verebileceği gibi evlilik içinde ki sorunları artırabilir de... çocuk doğana kadar serbest kaygısız bir yaşam sürdüren çiftler bir den bire ağır bir sorumluluğu yüklenince sıkıntı duyabilir, hatta ruhsal çöküntü içine de girebilirler.

        Çocukla birlikte gelen bir başka sorunda özellikle kadında yaşanan cinsel isteksizliktir. Kadının kendini çocuğa adaması, eşini ihmal etmesi, evde aradığı ilgiyi bulamayan erkeğin gözünü dışarı dikmesi anlamına gelir. Bu da kaçınılmaz bir sonuç doğurur aldatma... elbette bu cinsel soğukluk sadece kadında yaşanmaz. Erkekte eşinin hamilelikten sonra bozulan vücudunu kabul etmekte zorlanabilir. Bu durumda yapılması gereken çocuk yapma kararını birlikte almak ve en iyi zamanı kollamaktır. Sonuçların iyice düşünüp buna eşlerin birbirini hazırlaması gerekir.

        Bencilliğin Sonucu

        Bencillik ve hoşgörüsüzlük de boşanmanın en büyük nedenlerindendir. Eşlerden birinin diğerini ihmal ederek kendi başına yada arkadaşlarıyla eğlenmesi en çok şikayet konusu olan noktalardan biridir. Bu daha çok kadınların yakındıkları bir sorundur. Burada önemli nokta kişinin karsına ya da kocasına sadece bir eş olarak değil aynı zamanda bir sosyal varlık olarak da görebilmesidir. Bir eşi sadece evin ekmeğini kazanan adam yada ev kadını ve çocukların annesi olarak görmek sonunda evliliği çıkmaza sokar.

        Cinsellik Çok Önemli

        Bir evliliğin yürümesinde en büyük etken cinsel uyumdur. Birbirini anlayan eşler arasında cinsellik önemli bir sorun çıkarmaz. Evlilik aynı zamanda karşılıklı cinsel eğitim süreci olarak da görülebilir. Zaman içersinde kadın ve erkek birbirinin cinsel eğilim ve kapasitelerine uyum gösterebilir. Cinsel uyumsuzluk çoğu zaman başka bir anlaşmazlığın sonucudur. Kadın ve erkek cinsel birleşmeyi reddederek birbirinden öç alırlar.

        Sonuçta aşkla başlayan evliliğin akıl çerçevesine oturtmakta fayda var. Sevmediğiniz biriyle evlenemezsiniz. Yada sırf aşıksınız diye sizinle yaşam tarzı hiç uymayan biriyle aynı evi paylaşamazsınız...



keremcem46

keremcem46 resimleri
ozel karakter ile sohbete katil

Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >Sevgiliye ithaf edilen şiirlerin albümü....>
  7.Ağu.2007 Sal 18:13:27
fiogf49gjkf0d

AŞK KORKAKLARI

        Aşk ayaklarınızın ucuna kadar geliyor ama kaçıyorsunuz. Çünkü görmüyorsunuz. Çünkü “acıların tiryakisi olmuşsunuz” içinizdeki acılarla yaşamak kolayınıza geliyor.

        Herkes kendince bir şeyler yaşıyor. Yaşarken acılarla da karşılaşıyorsunuz kuşkusuz. Hatta bazen “ Ben öyle çok acı yaşadım ki…” bile diyorsunuz. Yaralar açılıyor içinizde. Her yara kendi acısını besliyor. Siz unutmayasınız diye yaralar acılarınızı büyütüyor, kapatamıyorsunuz yaralarınızı. Kapatmaktan korkuyorsunuz. Çünkü yaranızı kapatmazsanız, kurcalamazsanız, deşmezseniz acılarınızla yüzleşemezseniz, bir daha yara almamayı, acı duymamayı umuyorsunuz.

        Acıyı kanıksamak

        Acıyla yaşarken, hatlarınızın daha hafif geleceğini sanıyorsunuz. Öyle bir an geliyor ki, hataların ve onların açtığı yara hayatınızın bir parçası haline geliyor. Kanıksıyorsunuz acıları. “Ben zaten her acının tiryakisi olmuşum” diyerek ruhunuza aykırı gelen bir hayat felsefesi oluşturuyorsunuz. Bir de bakıyorsunuz ki artık hiçbir şey acıtmıyor içinizi. Çünkü acı siz oluyorsunuz. Acı sizi acımasız yapıyor. Kendinize olduğunuz kadar başkalarına da acımasız oluyorsunuz.

        Aşk yanı başınıza kadar geliyor ama acıyı kanıksamışsınız ya, duymuyorsunuz sesini, görmüyorsunuz. Çünkü aşkın gücü sizi aşıyor. Sizi daha da güçsüz bırakmasından endişe ediyorsunuz. Ve kendi kendinizi telkin ediyorsunuz.

        Aşk bencildir istenmediği yerde durmaz.ben istemiyorsam çekip gider. Güvenmemeliyim. Herkes yalancıdır. Zaten aşk da yalandır. Kovduğunuzu sanıyorsunuz aşkı. Oysa asıl kovduğunuz kendi ruhunuz. Başkalarının sizi sevdiğini unutun ve şöyle düşünün. Acaba siz gerçekten kendinizi seviyor musunuz.? Sevgi başkalarının dışardan size verecekleri bir şey değil. Sevgiyi önce kendi içinizde büyütmelisiniz, sabırla ve inatla. Ancak sevgi şar içinizin kanayan yaralarını. Çünkü sevgi içinizin ta kendisidir.

        Kendinizi yargılayın

        Size acı veren her şeye dayanma gücünü yüzleşme cesaretini ve her şeyden önce yaşamın ta kendisini veren yine sevgidir, aşktır. Aşkın size uzanan ellerine bir bakın. Kendinizi görün o ellerde kendinizi dipsiz kuyulara terk etmeyin. Kendinizi yargılamaktan kaçmayın. Kaçmak hiçbir şeye çözüm değil. Her kaçışınız yeni yeni acılar biriktirerek dönüyor ruhunuza. Acılarınız vücudunuzla sınırlı kalsaydı her şey daha kolay olurdu. Oysa içinize işliyor. Bu tahribatın vücudunuza yarattığı fırtınayı dindirebilir misiniz?

        Küsmeyin içinizdeki sevgiyi küstürmeyin. Küskünlükler değil mi sizi asıl yaralayan.? Yüzlerinize yalan kokan gülücükler saklamayın. Sevgi yanı başınıza kadar gelmişse ve aldırmamışsanız işte o zaman yalnızsınız.

        Ne kötüdür yalnız kalmak. İçinizden birikerek artan yalnızlığın acısını eksik heyecanlarla gidermeye başlarsınız. Bir türlü anlayamazsınız neyin eksik olduğunu. Eksikliğin ürkütücü yüzleşmesinden kaçmak için daha değişik tatlar arar bedeniniz. Ruhunuza yaşattığınızı sandığınız her yeni heyecan bir öncekini aratır olur. Bir gece vakti çıkmaz bir sokakta , devrilmiş çöp bidonlarının arasında bulursunuz kendinizi günün birinde. Ne zamanın, ne yerin önemi kalır. Kaybettiğiniz gülleri çöplerin arasında bulursunuz.

        Maskesiz olun

        Küçük kaçışlar yaşadığınızı ve böylece kurtulduğunuzu zannederken her seferinde kucağına atlıyorsunuz acıların. Kimse sizi zorlamıyor üstelik, bunu özgür sandığınız iradenizle yapıyorsunuz. Çünkü böylesi daha kolay diye düşünüyorsunuz. Acı çekmektense acını kendisi olmak daha kolay sanıyorsunuz. “ o zaman kimse ve hiçbir şey acı veremez, ben acının safında olduğum sürece” diyerek kendinizi kandırıyorsunuz.

        Bırakın kandırmaların durgun yalancılığında yüzmeyi. Bir kez, ama en önemlisi son kez yüzleşmenin sarsıcı acısından kaçmayın. Sevginin aşılması güç duvarları arasında sizde yerinizi alın. Tüm benliğiniz, bedeniniz ve ruhunuzla. Tatminsiz sevgi yalanına kanmayın. Yalnızlığınızı, çıplaklığınızı ve hala kalmışsa içinizde henüz küstürmediğiniz svegi pırıltılarını ve tüm gerçekliğinizle kendinizi paylaşın. Sevginin, koşulsuz, ön yargısız, maskesiz, yalansız çıplaklığı sarsın ruhunuzu.



keremcem46

keremcem46 resimleri
ozel karakter ile sohbete katil

Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >Sevgiliye ithaf edilen şiirlerin albümü....>
  7.Ağu.2007 Sal 18:09:41
fiogf49gjkf0d

SEVGİLİYE

Yeşili severim ama gözlerinin rengini sevdiğim kadar değil, güneşi severim ama gülüşünü sevdiğim kadar değil, ağlamayı severim ama gülmeyi sevdiğim kadar değil, insanları severim ama seni sevdiğim kadar değil.

Ne kadar tatlı bakıyorsun gözlerinin içine şeker mi sakladın.

Güneş mi doğdu yoksa sen mi gülümsedin?

Seni tanıdım ve tüm dualarım kabul oldu.

Yüzüne bakınca geleceği görüyorum.

Gözlerinin içine bakmak sevgi dolu bir aşk filmini seyretmek gibi.

Yaşamaksa seni sevmek ben hiç ölmeyeceğim.

Gözlerim seni göstermiyor diye gözlerime bakamıyorum.

Gözlerim güneşi görmedi senden sonra hasretin ateşi sönmedi senden sonra
Baksaydın görebilirdin, her şey gözlerimdeydi gözlerimde bir damla yaş vardı ağlayamadım; o bir damlada sen vardın anlayamadın…
Okyanuslarda büyüttüm sevgimi rüyalarımda hep sen vardın...

Yüreğin sıkışır, nefesin daralır, gözünden yağmur yaşlar boşalır; yanarsın sönmek bilmez, kovalarsın gitmek bilmez, bu aşka gücün yetmez sende ağlarsın…

İsyan eden kalbimi biraz olsun duy yeter; aşka susayan gönlümü seveceksen sev yeter...
Korkma sakın gecelerden yıldız gibi parlayacağım; uzaklarda yalnızım sanma nefes gibi içinde, gölgen gibi peşinde, kan gibi canındayım…
Bir çiçek olmak isterdim; dağlarda gezmek için, bir rüzgar olmak isterdim; mutluluklara esmek için, bir aşk olmak isterdim sadece senin olmak için…
Sen bazen dudağımdaki gülücük, bazen yüreğimdeki ateş bazen gözümden akan yaşsın ama her zaman küçük kalbimde en büyük parçamsın

Boşuna arama kendini gözlerimde… Çok uzun zamandır gözlerimde değil kalbimdesin.

Seni gittiğim her yere taşıyorum, sevgili! O yüzden yabancı gözlerde aramıyorum gözlerini.

İçim o kadar senle doldu ki… İnsanlar seni göz bebeklerimde görürler diye bakmaya korkar oldum.

Aynaya bakınca seni değil kocaman bir yürek ve o yürekte ondan da büyük bir sen gördüm.

Karşımda dur gözlerimi kapatıp seni seyretmek istiyorum.

Gözlerim seni göstermiyor diye gözlerime bakmıyorum.

Gözlerim sende kaldı bir daha istemeye utandım.

Görmedin mi? Karanlıkta sana göz kırptım.

Gözlerimle sana esir olacağıma ya seni gözlerimden silerim ya da seni kalbime nakşederim.

Öyle sarılmıştım ki sana aramızdan rüzgar geçmezdi.

Ruhun dudaklarını kullanıyorsa öpebilirsin. Yok eğer ruhun dudaklarından kopmuşsa yok hayır dur öpme.

Seni yeterince anlatmadılar diye gözlerime hesap sordum.

Gözlerim gözlerine vurgun olduğundan beri artık her şey anlamını yitirdi. Artık her şeye senin gözlerinden bakıyorum.

Sana öyle bir sevgim var ki, sana bu sevgiden zarar gelmesin diye bakmaktan korkuyorum.

Bakışlarımın ölülüğünden sevgimin diriliği okunur.

Titrer durur ellerim yanında. Vücudum ürpermeye dolar. Üşürüm ben senin yanında. Çünkü varlığın içime serinlik verir.

Seni gözlerinden seyredemiyorum. Bana kalbinin gözlerini aç.

Seni acılarımın içinde canım gibi saklıyorum.

Ben senin yüzünden çektiğim her şeye razıyım. Ama senin benim yüzümden azap çekmeni istemem.

Acını acım bilerek acını yüklenmek istiyorum.

Açılırken avuçlarım sessizliğe ellerinin içindeyim. Ağlamak geliyorsa içinde, ağla; gözyaşının içindeyim.

Dokunsan haykıracak bıraksan ağlayacağım.

Kim ağlasın gülüşlerine. Kim gülüp geçsin insanların çekilmez dert dediklerine

Göz yaşların neden düşer o gözlerinden bilmem ki? Yıldızlar yere düşmezdi benim bildiğim…

Dağ düştü üstümüze yıkılmadık ama; insan değdi tenimize acısı yıktı bizi.

Sensiz geçirdim tek bir an yokluğunda ki sevgine vurulan bir düğümdür.

Gözlerimde bir damla yaş olduğun gün, korkarım ki seni hiç bırakamayacağım.

Birlikteliğimiz ayrılığın zirvesinde devam etmeli.

İnsanlar seni tanımak istiyor, sen ise bana kendini tanıtıyorsun.

Ben bir insanı sevme cesaretini gösterdim. Sen ise bir insan olma cesaretini gösteremiyorsun.

Sen sende olmak istersin ama sende olan nerde olmak ister bilir misin? Sen seni bil. Sende olan varacağı yeri bilir.

Sen insanlar için var olmalısın. İnsanların senin için var olmasını istememelisin.

Dünyayı değiştirmeden evvel, dünyanın seni değiştiremeyeceği bir sağlamlığı elde etmeye çalış.

Gökler temizdir yerlerse çamur. Gökleri isteyen ışığı bulur. Yerde kalansa çamurda yürür.

Artık kimseler senin dünyana giremiyorsa sen herkesin dünyasına girmişsin demektir.

Böldün aydınlığımı, karanlığım sende kaldı.

Beni insanlarda arama, kendinde ara beni.

Sen hangi dünyanın insanısın. Gerçeklerin mi doğruların mı?

Yıllara bölüyorum geceleri bitmiyorlar. Ne diye sensiz böyle zor geçiyor zamanlar.
   
<<1...100...200...300...400...500...600...700...800...884885886887888889890891892893894 895896897898899900901902903904...1000...1100...1200...1300...1400...1453>>