ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum
Kurallarını mutlaka okuyunuz...
|
prenses344
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 27.Kas.2006 Pzt 20:24:24 |
| fiogf49gjkf0d Resimdeki kelimeleri okuma kelimelerin rengini soyle ama hizli hizli
| |
alesta83
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 27.Kas.2006 Pzt 23:10:07 |
| fiogf49gjkf0d
Bu adam ne yapiyoor ? :)))) |
|
| |
prenses344
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 28.Kas.2006 Sal 16:03:49 |
| fiogf49gjkf0d
kadın şeklindeki ağaç :)))) |
|
|
_________________
| | |
prenses344
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 28.Kas.2006 Sal 16:39:07 |
| fiogf49gjkf0d | |
alesta83
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 28.Kas.2006 Sal 16:56:37 |
| fiogf49gjkf0d BU FOTOLARLA TÜRKİYEYİ İZLİYORLAR...
Papa Türkiye ye gelmeye hazırlanırken, dünyadaki özellikle dindar Hristiyanlar da Türkiye yi tanımaya çalışıyor. Dünya ajansları Türkiye den dün bu ilginç fotoları geçtiler. |
| | |
prenses344
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 28.Kas.2006 Sal 17:32:22 |
| fiogf49gjkf0d
Dünyanın en talihli insanı...:)))))) |
|
|
Frane Selak,74 yaşında emekli öğretmen. Hırvatistan da yaşıyor. Tam 7 felaketten kurtuldu, dünyanın en şanslı insanı oldu.
1962: Saraybosna’dan kalkan, Dubronik e giden trene bindi. Tren raydan çıktı ve birkaç vagon nehre düştü. Buz gibi suda 17 kişi boğuldu. Selak ın kolu kırıldı ama kurtuldu.
1963: Zagreb’de DC-8 tipi bir uçağa bindi. Uçak havadayken kapısı açıldı ve Selak aşağı düşen 20 kişiden biriydi. Kazada 19 kişi öldü! Selak saman yığınına düştüğü için yaralı olarak kurtuldu.
1966: Bindiği otobüs nehre uçtu. 4kişi öldü, o birkaç sıyrıkla kurtuldu.
1970: Otomobiliyle giderken motor alev aldı. Kendini dışarı zor attı, aracın benzin deposu infilak etti.
1973: Otomobilinde meydana gelen patlamada saçlarının bir bölümünü kaybetti.
1995: Zagreb sokaklarında otobüs çarptı. Yaralı kurtuldu.
1996: Otomobil bir virajda Birleşmiş Milletler e ait kamyonla çarpıştı. Skoda marka otomobiliyle uçuruma uçtu. O bir ağacın üstüne düştü, otomobili yandı.
2003: Frane Selak, piyangodan 1,3 trilyonluk ikramiye kazandı. Şimdi amacı kazasız belasız yaşamak.
İmZa....
Kopan bir ipe, sımsıkı bir düğüm atarsanız , ipin en sağlam yeri artık bu düğümdür. Ama ipe her dokunuşunuzda , canınızı acıtan tek nokta , yine o düğümdür.
| | |
prenses344
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 28.Kas.2006 Sal 17:46:34 |
| fiogf49gjkf0d
nasıl yaşıyoruz...... |
|
|
"...çocuğumuz düşüp kafasını masaya çarpınca biz hemen masayı döveriz, "he, masa ehhhh sen niye orada duruyorsun" diye. Çocuk masa orada durmasa, kafasını çarpmayacağını sanır ve büyüdükçe yaptığı her hatayı yükleyecek birini veya bir şeyi mutlaka bulur."
Malum...
Mesela, bizim Balkan harbinden kalma, dandik vagonlara 160 Kilometre hız yaptırdılar. İlk virajda sizlere ömür... Kimin üstüne kaldı? - Makinistin...
Mersin de bayrağımız yakıldı, yırtıldı. Askere taş attılar, Panzere molotof... Memleket ayağa kalktı. Kimin yüzündenmiş.? -İki veled...
Gelene geçene ayran tost falan satan, kendi halinde sakin bir kasabaydı, Susurluk.. İçişleri Bakanlığı, MİT, Jitem, generaller, özel tim polisleri, kumarhaneciler, bakanlar, milletvekilleri, işadamları... Bin kişi falan yargılandı. Her şey kimin başının altından çıkmış? -Yeşil in...
Deprem oldu... 7 vilayette 50 bin kişi öldü. Binlerce bina yıkıldı, on binleri ağır hasarlı. Hepsinin sorumlusu olarak kimi kulağından tutup hapse tıktık.? - Veli Göçer i...
Edirne de bebeler şakır şakır öldü... Hiç utanmadan bisküvi kolilerine koyup, gömdüler. "Araştırdık, ihmal yok" dediler. Peki neden öldü bu yavrular.? - Klima dan... Dikkat isterim, klimacı bile değil, klima...
Rakıdan öldük. O gün ile bu gün arasında ne değişti.? - Kapağın rengi...
Sanal "sorumlumuz" bile var...
Yollarda her gün 20 insanımız heba oluyor. -Trafik Canavarı ndan...
Dolar patlarsa.? -Enflasyon Canavarı ndan...
Hatta "sorumlu olmayan sorumlumuz" da var...
Milli takım oynayıp yeniliyor. Suçlusu kim? -Takıma alınmayan Hakan...
Domatesleri Ruslara kakalayamıyoruz... -Sinekten...
Deli dana geliyor. -İnekten...
Millet hormonlu diye tavuk yemiyor. - Erman Toroğlu ndan...
Evleri su basıyor? - Yağmurdan...
Ormanlar yanıyor. - Sigaradan...
Gemi batıyor. - Dalgadan...
İyi de kardeşim, uçak neden düşüyor? - Rahmetli pilottan...
Peki bu şartlarda hayatta kalmayı nasıl başarıyoruz?
ALLAH TAN...
prof. dr. Üstün Dökmen |
İmZa....
Kopan bir ipe, sımsıkı bir düğüm atarsanız , ipin en sağlam yeri artık bu düğümdür. Ama ipe her dokunuşunuzda , canınızı acıtan tek nokta , yine o düğümdür.
| |
prenses344
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 28.Kas.2006 Sal 20:25:12 |
| fiogf49gjkf0d
Bebeğiniz Ne Kadar Duyabilir? Bebeğiniz doğmadan duyabilir. Rahminizden çıkan seslerin uyuşturucu özelliğini ve bebeğinizin vücudunuzun dışından duyduğu ilginç sesleri hayal edin. Yeni doğan bebeğiniz özellikle yüksek perdeli kadın seslerine ve özellikle annesinin sesine karşı duyarlıdır. Araştırmalar, annelerin yenidoğan bebeklerine karşı belirli bir tonda ve sıradan konuşmalardan daha yüksek bir perdeden konuşmaya eğilimli olduklarını göstermiştir. Bu ilk diyalogların filme çekilmesi, yenidoğanların annelerin sesinin ritmine uygun bir ritmde hareket ettiklerini göstermiştir. Yeni doğanın bu ritmik geribeslemesi, hareketleri ve mimikleri, annenin iletişime devamını teşvik eder. Sizle bebeğiniz arasındaki bu ilk düet anne-çocuk iletişiminin devamının temelidir.
Ani, yüksek ve düzensiz sesler bebeğinizi ürkütürken, yumuşak, sabit ve ritmik sesler bebeğinizi sakinleştirir. Yeni doğan bebeğiniz babasının sesinden annesinin sesinden olduğu kadar büyülenmeyecektir fakat babalar için de bu dönemde işitsel bir iletişim vardır. Düz bir yere uzanın ve bebeğinizi, kulağı tam kalbinizin üstüne gelecek şekilde göğsünüzün üstüne yerleştirin. Kalp atışınız ve nefes alma hareketlerinizin birleşiminin bebeğinizi uykuya geçirdiğini farkedeceksiniz. Bu, bütün bebeklerimizle yaptığım hoşuma giden bir uygulamadır. Bu uygulama, bebeklerin nispeten gelişmemiş olan motor kapasiteleri yüzünden daha az kıpırdadıkları ve sokulmaktan daha çok memnun oldukları yenidoğan döneminde en kolay gibi görünüyor
İmZa....
Kopan bir ipe, sımsıkı bir düğüm atarsanız , ipin en sağlam yeri artık bu düğümdür. Ama ipe her dokunuşunuzda , canınızı acıtan tek nokta , yine o düğümdür.
| |
prenses344
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 29.Kas.2006 Çar 12:21:54 |
| fiogf49gjkf0d
UFOLAR VE AZTEK OLAYI |
|
|
AZTEK OLAYI 13 Şubat 1948 günü ABD, New Mexico’daki Aztek kasabası yakınlarında bir uzay aracı ele geçirildi. UFO’nun düşüşü 3 radar birimi tarafından da tespit edilmişti. Hükümet Sekreteri George C. Marshall, Colorado’daki Camp Hale Üssü’nden bir araştırma ekibi gönderilmesini istedi. Bölge üzerinde araştırmalar yapan bir helikopter ekibi, Aztek’in 12 mil kuzeydoğusuna bir diskin düştüğünü belirledi ve kaza yerinde çok kötü bir biçimde yanmış olan 12 insanımsı varlık buldu. Disk, Dayton, Ohio’daki Wright-Patterson Hava Üssü’ndeki 18 numaralı hangara götürülerek burada analizlere tabi tutuldu ve olay kamuoyundan saklandı.
Araştırmacı ve yazar Frank Scully, 1950’de yayımladığı “Uçan Dairelerin Ardında” adlı kitabında, 4 UFO kazası ve enkaz kaldırma olayından bahsetmektedir. Scully, Aztec yakınlarında düşen diskin yaklaşık 30 m. çapında olduğunu ve dışının alüminyum benzeri hafif bir metalle kaplı olduğunu belirtmiştir. Bu metal o kadar dayanıklıydı ki, oldukça yüksek sıcaklıklardan bile etkilenmiyor ve üzerinde matkapla delik açma çabaları sonuçsuz kalıyordu.
Görünüşe göre disk, merkeze sabitlenmiş bir kabin ve etrafında dönen geniş halkalardan oluşmaktaydı. Ortada hiçbir çivi, cıvata, vida ya da kaynak yapıldığına dair hiçbir iz yoktu. Araştırmacılar sonunda, aracın pencere deliğinden içeri uzun bir sopa sokarak daha önce farketmedikleri gizli bir kapıyı açmayı ve araca girmeyi başardılar. Scully’nin İstihbaratta görevli kaynağı, ayrıca, yaklaşık 1 m. boylarındaki 16 küçük insan benzeri varlığın kabin içinde ölü olarak bulunduğunu söylemekteydi. Vücutları yanarak koyu kahve bir renk almıştı. Scully’e gelişmiş yiv ve iğne sistemleriyle bir araya getirilmiş olan aracın hasar görmediği bildirilmişti. Araç ve içinde bulunan varlıkların bedenleri hemen Wright Patterson Üssü’ne gönderilmişti.
1987 yılında, araştırmacı William Steinman, Scully’i destekler nitelikte bazı belgeler edindiğini bildirdi. Steinman, kazanın 25 Mart’ta gerçekleştiğini ve bu tanımlanamayan aracın 3 ayrı radar merkezi tarafından tespit edildiğini söylemekteydi. California Muroc Hava Kuvvetleri Üssü radarı ve Colorado’da ki iki radar New Mexico üzerinde hızla alçalan ve görünüşe göre yere çarpan bir obje tespit ettiler.
Ordu üçgenleme metodu kullanarak kazanın olduğu bölgenin , New Mexico’da Aztek in 12 mil doğusu olduğunu buldu. Bölge yetkililerine haber veren ordu bölgenin emniyete alınmasını sağladı. Eyalet Sekreteri General George C. Marshall Colorado Camp Halede bir arama ekibinin gönderilmesini emretti. Helikopter ekibi taşlık arazide kazanın olduğu yeri tespit etti. Obje disk şeklinde, 30 feet çapındaydı ve pencerelerinden birindeki küçük bir delik dışında hasar görmemişti.
Aralarında Colorado Maden Araştırma Enstitüsünden Dr. Carl Heiland , Colorado Üniversitesinden Dr. Horace Van Valkenberg , Dr. Detley Bronk’un da bulunduğu bilim adamları Colorado, Durango da buluşup bir uçakla kazanın olduğu bölgeye ulaştılar. Dr. Gee liderliğinde toplanan ekip , araçtaki delikten baktıklarında içerde 16 tane küçük, yanmış fakat iyi durumda insansı yaratık gördüler. Hepsi ölmüş , derileri yanmış gibi kahverengi bir renk almıştı. Araçtaki tek hasar penceredeki delik olduğundan , bir göktaşının araca çarpıp bir delik açarak içeri girdiği ve ani basın değişiminin de etkisiyle içerdekileri “ yaktığı “ teorisi ortaya atılmıştı.
Geminin gövdesini kesmeyi ve matkapla yada kaynakla delmeyi başaramayan askerler penceredeki küçük delikten uzunca bir çubuk uzatarak içeriyi kurcaladılar ve şans eseri geminin kapısını açan bir mekanizmaya dokundular. Gemiye giren bilim adamları içerdeki 16 cesedi dışarı çıkarıp geminin yanına dizdiler. Cesetleri inceleyen Dr. Gee hepsinin 35-40 arasında ve çok iyi durumda dişleri olduğunu gördü. Boyları 36 inç’le 42 inç arasındaydı. Küçük , bisküvi benzeri ekmekler yiyorlardı ve içtikleri su Dünya suyundan iki kat daha ağırdı. Giydikleri giysilere zarar vermek neredeyse imkansızdı. Araç , yapılan ölçümlere göre 99.99 feet çapında , 18 feet eninde ve 72 inç yüksekliğindeydi. Dr. Gee’nin tespitine göre araç, bir manyetik güç hattından diğerine atlayarak uçuyordu ve bu güç hatlarından santimetre karede 1.257 tane vardı.
Gemi ve mürettebatı Muroc Hava Üssüne götürüldü ve Başkan Eisenhower onları görmek üzere bir uçakla üsse geldi. Daha sonra buradan Dayton, Ohio’da ki Wright-Patterson Hava Kuvvetleri Üssüne nakledildiler. |
İmZa....
Kopan bir ipe, sımsıkı bir düğüm atarsanız , ipin en sağlam yeri artık bu düğümdür. Ama ipe her dokunuşunuzda , canınızı acıtan tek nokta , yine o düğümdür.
| |
alesta83
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 29.Kas.2006 Çar 20:17:43 |
| fiogf49gjkf0d
HERKES İYİ GECELER...
SEVGİLERİMLE... | |
| |