ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum
Kurallarını mutlaka okuyunuz...
|
prenses344
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 15.Ara.2006 Cum 19:39:59 |
| fiogf49gjkf0d
Helikopter hakkında bilmedikleriniz |
Helikopter hem ileri doğru uçabilen, hem de dikine yükselip alçalabilen bir uçuş aracıdır . Tepesindeki büyük pervaneye rotor denir . Rotor havayı yatay olarak keser . Öbür uçakların pervaneleri ise havayı dikey keser . Helikopter hızla aşağı, yukarı, ileri ve geri hareket edebilir . Havada neredeyse hiç kımıldamadan da durabilir . Helikopterlerin birden çok rotoru olabilir . Rotorlar iki, üç ya da dört kanatlıdır. Bir motor kanatları hızla döndürür . Rotor kanatlarının altından geçen hava helikopteri yukarı doğru iter , üstünden geçen hava ise yukarı doğru çeker. Böylece helikopter havada yükselir . Helikopter uçak kadar hızlı yol alamadığı için, kısa mesafeli uçuşlarda kullanılır . Kalkışı ve inişi için geniş bir pist gerekmez. Bu nedenle kentlerin içinden de yolcu alabilir . Helikopterlerden karadaki ve denizdeki kurtarma işlerinde de yararlanılır . Leonardo da Vinci daha 1483 te bir helikopter tasarımı yapmıştı. Kullanıma elverişli ilk Amerikan helikopterini 1940 ta Igor Sikorsky yaptı. |
| |
alesta83
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 15.Ara.2006 Cum 20:43:57 |
| fiogf49gjkf0d DEĞİŞİM...
| |
Harwest
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 15.Ara.2006 Cum 21:06:44 |
| fiogf49gjkf0d :))
Güzeldi breeeeeeee emeklerine sağlık | |
prenses344
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 16.Ara.2006 Cmt 15:50:59 |
| fiogf49gjkf0d Mermi böyle delip geçiyor / (video)
Önüne gelenin silah taşıdığı, insanların hunharca birbirini vurduğu dünyada, Koreli bilim adamları bir merminin cisimlere nasıl zarar verdiğini tek tek test edip, filme aldı.
İşte bir tabancadan çıkan merminin çeşitli cisimlere değince verdiği etki ağır çekimle izleyeceksiniz. Koreli bilim adamları sıkılmadan merminin verdiği etkiyi tek tek test etmişler. Güney Kore EBS TV’de yayınlanan görüntülerde bir tabancadan çıkan merminin elmayı, muzu, iskambil kağıdını, yumurtayı ve kola kutusunu nasıl deldiğini ve ne gibi etki yaptığını göreceksiniz.
Mermi Elma’ya girerken küçük bir delik açıyor, elmadan çıkan mermi elmadan 3 katı büyüklüğünde bir parça koparıyor. Muzu darmadağın eden mermi İskambil kağıdını ise ortadan ikiye ayırıyor.
Yumurtaya giren mermi Yumurtanın patlamasına ve sarısının yumurtadan 5 kat daha fazla bir büyüklükte genişlemesine sebep olurken, Pet şişeye altından giren mermi kapağı çıkarttıktan sonra sadece mermi büyüklüğünde bir delik açıyor. Mermi Kola kutusunu paramparça ederken diğer cisimlerden farklı olarak içindeki kolayıda tersine fışkırtıyor.
VİDEO YU İZLEMEK İÇİN YANAŞIN .........
Not:Videoyu izlemek için play butonuna basınız.bağlantı hızınıza bağlı olarak 30-60 sn içerisinde video bilgisayarınıza yüklenecektir..
| |
KuOAp
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 16.Ara.2006 Cmt 20:02:10 |
| fiogf49gjkf0d Zeytin Ağacı Dünyada en uzun yaşayan ve en güçlü olarak bilinen ağaç zeytin ağacıdır. Yavaş büyüyen bu ağaç uzun yıllar ürün verebilmektedir. Zeytin ağacı için en uygun koşullar kışın ılıman yazın sıcak iklimdir. Nisan ve haziran ayları arasında çok sayıda güzel koku veren beyaz çiçekler açmaya başlar ve genellikle Eylül ayında başlayan hasat Kasım ayı sonuna kadar devam eder.
Acılığından dolayı zeytini ağaçtan kopartarak yemek mümkün değildir. Dalından koptuktan sonra yenebilen tek zeytin sadece Karaburun bölgesinde yetişen hurma zeytinidir. Zeytini tatlandırmak amacıyla farklı metotlar uygulanmaktadır. Kültürümüz içersinde büyük rol oynayan başka bir ürün yoktur. Hem dinsel hem de ölümsüz bir ağaç olması açısından zeytin ağacı saygı uyandırmakta ve barışı simgelemektedir.
Meyvesinin yanında zeytinyağı da; kültürlerden beri devam eden dinsel bir alışkanlık olarak saflığı simgeleyen değerli bir yağdır. Zeytin ağacı ağaçların kralı ve yaşam ağacı olarak bilinir. Kutsal kitaplarda da geçen “beyaz bir güvercinin Nuh’un gemisine tufan sonrası canlılık belirtisi olarak ağzında zeytin dalı ile dönmesi” nedeniyle zeytin barışın simgesi olmuştur. Bu nedenlerden dolayı zeytin dalının geçmişteki dinsel törenlerde kullanılması, merhem özelliği olması, güzel kokulu ve aromalı olması geçmişten günümüze zeytini vazgeçilmez bir besin maddesi haline getirmiştir.
EN UZUN YAŞAYAN AĞAÇMIS BANA DA BİRİ SORDUU MERAK ETTİM BULDUM SİZLERDE ÖĞRENİNN | |
prenses344
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 19.Ara.2006 Sal 18:10:21 |
| fiogf49gjkf0d MARANGOZ.
Yaşlı bir marangozun emeklilik çağı gelmişti. İşveren müteahhidine, çalıştığı konut yapım işimden ayrılmak ve eşi, büyüyen ailesi ile birlikte daha özgür bir yasam sürmek tasarısından söz etti.
Çekle aldığı ücretini elbette özleyecekti. Emekli olmak ihtiyacındaydı. Ne var ki. Müteahhit iyi isçisinin ayrılmasına üzüldü.
Ve ondan,kendine bir iyilik olarak, son bir ev daha yapmasını rica etti. Marangoz kabul etti ve ise girişti, ne var ki gönlünün yaptığı işte olmadığını görmek pek kolaydı. Baştan savma bir işçilik yaptı ve kalitesiz malzeme kullandı. Kendini adamın olduğu mesleğine böyle son vermek ne talihsizlikti!.. işini bitirdiğinde, işveren, evi gözden geçirmek için geldi. Dış kapının anahtarını marangoza uzattı. "Bu ev senin" dedi, "sana benden hediye". Marangoz soka girdi. Ne kadar utanmıştı! Keşke yaptığı evin kendi evi olduğunu bilseydi! O zaman onu böyle yapar miydi!
Bizim için de bu böyledir. Gün be gün kendi hayatimizi kurarız. Çoğu zamanda,yaptığımız işe elimizden gelenden daha azını koyarız. Sonra da,şoka girerek, kendi kurdu»umuz evde yaşayacağımızı anlarız. Eğer tekrar yapabilsek, çok daha farklı yaparız. Ne var ki, geriye dönemeyiz. Marangoz sizsiniz. Her gün bir çivi çakar, bir tahta koyar ya da bir duvar dikersiniz. "Hayat bir kendin yap tasarımıdır" demiştir biri. Bugün yaptığınız davranış ve secimler, yarin yaşayacağınız evi kurar. Öyle ise onu akıllıca kurun... |
Unutmayın...
Paraya ihtiyacınız yokmuş gibi calısın.
Hiç incinmemişsiniz gibi sevin.
Kimse izlemiyormuş gibi dans edin.
| |
Harwest
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 20.Ara.2006 Çar 00:17:54 |
| fiogf49gjkf0d KENDİME ÖĞÜT
Uslanma hiç hep deli kal Büyüme sakın çocuk kal Es deli deli böyle kal Son harmanında sevdanın Tüken toz toz savrula kal Suçüstü bulmalı ölüm Ölürken de sevdalı kal ...
AZİZ NESİN
| |
Harwest
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 20.Ara.2006 Çar 00:19:39 |
| fiogf49gjkf0d Acele Karar Verme Köyün birinde bir yaşlı adam varmış. Çok fakirmiş ama Kral bile onu kıskanırmış...Öyle dillere destan bir beyaz atı varmış ki, Kral bu at için ihtiyara nerdeyse hazinesinin tamamını teklif etmiş ama adam satmaya yanaşmamış.. "Bu at, bir at değil benim için; bir dost, insan dostunu satar mı" dermiş hep. Bir sabah kalkmışlar ki,at yok. Köylü ihtiyarın başına toplanmış: "Seni ihtiyar bunak, bu atı sana bırakmayacakları, çalacakları belliydi.Krala satsaydın, ömrünün sonuna kadar beyler gibi yaşardın.Şimdi ne paran var, ne de atın" demişler...İhtiyar: "Karar vermek için acele etmeyin" demiş."Sadece at kayıp" deyin, "Çünkü gerçek bu.Ondan ötesi sizin yorumunuz ve verdiğiniz karar.Atımın kaybolması, bir talihsizlik mi, yoksa bir şans mı? Bunu henüz bilmiyoruz. Çünkü bu olay henüz bir başlangıç.Arkasının nasıl geleceğini kimse bilemez." Köylüler ihtiyar bunağa kahkahalarla gülmüşler.Aradan 15 gün geçmeden at, bir gece ansızın dönmüş...Meğer çalınmamış, dağlara gitmiş kendi kendine.Dönerken de, vadideki 12 vahşi atı peşine takıp getirmiş.Bunu gören köylüler toplanıp ithiyardan özür dilemişler."Babalık" demişler, "Sen haklı çıktın. Atının kaybolması bir talihsizlik değil adeta bir devlet kuşu oldu senin için, şimdi bir at sürün var.." "Karar vermek için gene acele ediyorsunuz" demiş ihtiyar. "Sadece atın geri döndüğünü söyleyin.Bilinen gerçek sadece bu. Ondan ötesinin ne getireceğini henüz bilmiyoruz. Bu daha başlangıç.Birinci cümlenin birinci kelimesini okur okumaz kitap hakkında nasıl fikir yürütebilirsiniz?" Köylüler bu defa açıkçn ihtiyarla dalga geçmemişler ama içlerinden "Bu herif sahiden gerzek" diye geçirmişler...Bir hafta geçmeden, vahşi atları terbiye etmeyeçalışan ihtiyarın tek oğlu attan düşmüş ve ayağını kırmış. Evin geçimini temin eden oğul şimdi uzun zaman yatakta kalacakmış. Köylüler gene gelmişler ihtiyara."Bir kez daha haklı çıktın" demişler. "Bu atlar yüzünden tek oğlun, bacağını uzun süre kullanamayacak. Oysa sana bakacak başkası da yok.Şimdi eskisinden daha fakir, daha zavallı olacaksın" demişler. İhtiyar "Siz erken karar verme hastalığına tutulmuşsunuz" diye cevap vermiş."O kadar acele etmeyin. Oğlum bacağını kırdı.Gerçek bu. Ötesi sizin verdiğiniz karar. Ama acaba ne kadar doğru. Hayat böyle küçük parçalar halinde gelir ve ondan sonra neler olacağı size asla bildirilmez." Birkaç hafta sonra, düşmanlar kat kat büyük bir ordu ile saldırmış. Kral son bir ümitle eli silah tutan bütün gençleri askere çağırmış. Köye gelen görevliler, ihtiyarın kırık bacaklı oğlu dışında bütün gençleri askere almışlar. Köyü matem sarmış. Çünkü savaşın kazanılmasına imkân yokmuş, giden gençlerin ya öleceğini ya da esir düşeceğini herkes biliyormuş. Köylüler, gene ihtiyara gelmişler... "Gene haklı olduğun kanıtlandı" demişler. "Oğlunun bacağı kırık ama hiç değilse yanında. Oysa bizimkiler, belki asla köye dönemeyecekler. Oğlunun bacağının kırılması, talihsizlik değil, şansmış meğer..." "Siz erken karar vermeye devam edin" demiş, ihtiyar. "Oysa ne olacağını kimseler bilemez. Bilinen bir tek gerçek var. Benim oğlum yanımda, sizinkiler askerde... Ama bunların hangisinin talih, hangisinin şnssızlık olduğunu sadece Allah biliyor."
yazarın nasihatı;
"Acele karar vermeyin.Hayatın küçük bir dilimine bakıp tamamı hakkında karar vermekten kaçının. Karar; aklın durması halidir.Karar verdiniz mi, akıl düşünmeyi, dolayısı ile gelişmeyi durdurur.Buna rağmen akıl,insanı daima karara zorlar. Çünkü gelişme halinde olmak tehlikelidir ve insanı huzursuz yapar.Oysa gezi asla sona ermez. Bir yol biterken yenisi başlar.Bir kapı kapanırken, başkası açılır.Bir hedefe ulaşırsınız ve daha yüksek bir hedefin hemen oracıkta olduğunu görürsünüz
lao tzu
| |
prenses344
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 20.Ara.2006 Çar 23:09:14 |
| fiogf49gjkf0d Dünya nın En Gizemli 10 Nesnesi
İnsanoğlu her ne kadar uzaya çıksa da bundan binlerce yıl öncesine ait bazı nesnelerin üzerindeki esrar perdesi hl aralanamıyor. İngiliz bilim ve teknoloji dergisi Focus da son sayısında bugünün teknolojisiyle bile üretilmesi zor olan gizemli nesnelerden bazılarını tanıttı...
Geleceği gören harita
Coğrafya ve harita uzmanı ünlü Türk denizci Piri Reis in 1513 te çizdiği Afrika, Amerika ve Güney Kutbu nu gösteren harita, ortaya çıkarıldığı 1929 yılında ortalığı karıştırdı. Çünkü Güney Kutbu nun keşfi, haritanın çizilmesinden çok sonra, yani 1818 de gerçekleşmişti. Dahası, Piri Reis in haritası, kıtanın buz altında kalmış sahil kesimlerini de gösteriyordu. Ancak kıta üzerindeki buzlar, haritanın çizilmesinden tam 6 bin yıl önce erimişti.
2000 yıllık pil
Alman arkeolog Wilhelm Konig tarafından 1938 de Irak ın başkenti Bağdat ın yakınlarında bulunan 2 bin yıllık pil, bilim adamlarını şaşkına düşürdü. Konig, 13 santimetre boyundaki toprak bir kabın içine monte edilmiş bir bakır silindir, onun etrafındaki demir çubuk ve testinin ağzını kapatan asfalttan oluşan bu nesneyi "dünyanın en eski pili" olarak tanımladı. Pilin 2 volt enerji ürettiği saptanırken, 1800 lü yularda modern pili icat eden Alessandro Volta adlı İtalyan kontunun da şöhretine gölge düştü.
Antik çağ bilgisayarı
1900 yılında Girit açıklarındaki bir batıkta araştırma yapan bilim adamları ilginç bir cisme rastladı. Tahta bir muhafazanın içine yerleştirilmiş bir dizi bronz dişliden oluşan bu garip nesnenin kasası, yüzeye çıkarıldığı anda dağıldı ve cihazın içindeki karmaşık yapı ortaya çıktı. Yapılan çalışmaların ardından, bu aygıtın Ay, Güneş ve diğer gezegenlerin konumlarını hesaplamak ve istendiği anda bunların pozisyonlarına yönelik tahminlerde bulunmak için geliştirildiği anlaşıldı.
Kristal kuru kafa
Maya dönemine ait 1000 yıllık bu kristal kuru kafa, tek bir blok kristal üzerine oyma olarak yapılmış. Nasıl yapıldığı hala anlaşılamayan kuru kafanın altından tutulan ışık, doğrudan göz çukurundan yansıyor. Bu teknolojinin bugün bile müm*ün olmadığı söyleniyor.
Generalin kemer tokası
M.S. 300 lü yıllarda ölen Çinli general Çou Çou nun mezarında 1956 yılında bulunan kemerin tokası, yüzde 85 oranında alüminyumdan yapılmış. Ama doğada sadece bileşik olarak bulunan alimünyumun diğer maddelerden ayrıştırılarak tek bir madde olarak kullanılabilmesi ilk kez 19. yüzyılda müm*ün olmuştu.
1000 yılda yapılan kent
Pasifik Okyanusu ndaki Mikronezya adası yakınlarına kurulu antik Nan Madol kentinin inşası, M.Ö 200 de başladı ve 1000 yıl sürdü. 250 milyon tonluk dev bazalt bloklar kullanılarak yapılan bu kent, 100 yapay adayı kanallarla birbirine bağlıyor. Bu kadar bazaltın bölgeye nasıl getirildiği ise hala sır.
Uzaylılar için iniş pisti
Peru nun Pampa sahilindeki 450 kilometrekarelik alan üzerine çizili motifler, M.O. 300 üe M.S. 600 arasındaki dönemi kapsayan hayvan ve bitki şekillerini resmediyor. Nazca medeniyeti tarafından yapıldığı düşünülen bu garip motiflerin, uzaylılar için bir iniş pisti vazifesi gördüğü öne sürülüyor.
Concorde un atası
M.Ö 200 de yapıldığı sanılan bu nesne, 1898 yılında Mısır da bir lahitte bulundu. Ancak gerçek uçaklar icat edilene kadar ne olduğu konusunda kimse bir fikir beyan edememişti. 1972 de arkeolog Halil Mesiha bunun bir model uçak olduğunu, mükemmel bir aerodinamiğinin bulunduğunu ve kanatlarının Concorde u andırdığını iddia etti.
Kayaya gömülü çekiç
Tahta sap ve demir tokmaktan oluşan bu çekiç, 1936 da Teksas ta 400-500 milyon yıllık bir kayanın içine gömülü olarak bulundu. Modern bir aletin tarih öncesi bir kaya kütlesinin içine nasıl girdiği bir yana, çekiçte kullanılan demirin günümüz demirlerinden bile saf olması bilim adamlarını hayrete düşürdü.
Harçsız taş set
Peru nun Cusco bölgesindeki bir İnka kalesinin etrafını 360 metre boyunca zikzak yaparak saran 9 metrelik setlerin yapımında, tanesi 300 tona varan kireçtaşı blokları kullanılmış. Ancak hiç harç kullanılmamasına rağmen bu kayalar, arasına bıçak bile sokulamayacak kadar mükemmel yerleştirilmiş
| |
alesta83
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 21.Ara.2006 Per 19:44:22 |
| fiogf49gjkf0d Eğer dünyâmızı, oranlarını değiştirmeden 100 kişilik küçük bir kasaba boyutuna düşürebilseydik ne olurdu? 57 kişi Asya lı 21 kişi Avrupa lı 14 kişi Amerika lı 8 kişi Afrika lı 52 kadın, 48 erkek 30 beyaz renkli, 70 diğer renklerden 30 Hıristiyan, 70 diğer dinlerden Ve... 80 kişi standartların altında evlerde yaşardı. 70 kişi okuma yazma bilmezdi. 50 kişi kötü beslenirdi. 1 kişi doğmak üzere, 1 kişi de ölmek üzere olurdu. Sadece 1 kişi üniversite eğitimi alır, sadece 1 kişinin bilgisayarı olurdu. | |
| |