ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum
Kurallarını mutlaka okuyunuz...
|
ccbLuEwAyscc
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 24.May.2007 Per 00:29:44 |
| fiogf49gjkf0d Yağmalanmış bir şehir gibi sessizliğe bürünecek anıların...Karakışın koynunda kuruyacak baharın...İsminle başlayan tüm şiirlerim yanacak bir bir...Koynunda ihanetinin akrepleri kol gezecek...Ve sen uykularda kaçıncı rüyanı görürken ben toprakta çürürken yine sana ağlar olacağım....
Kanatları parçalanmış bir serce düşecek avuçlarına...Bensiz geçen günlerinde gözyaşların karışacak nehirlere....Gözyaşların bile fayda etmeyecek Cehennemin ateşine...Gece olup ıssızlığına büründüğünde beni arayacaksın....Tavan arasında sana gülümseyen yıldızları anlatan bu adamı arayacaksın...Duvarlara bakıp bakıp gözlerimi bulamayacaksın...Denizlerin dalga dalga acıyı taşıyacak sahillerine....
Ben senin uğruna canımı vermişken sen benim ismimi unutacaksın belki de....Sensiz yaşayamam derken bile bana inanmamıştın...Hangi yitik mevsimlerde açar artık baharların.....Hangi güneşte kurur ihanetinle dökülen gözyaşların.....Tüm şiirlerim yanacak ihanetinde...Beni düşünürken bir gece aklına düşecek sana yazdığım şiirlerin satırları.....Ağır gelecek yoklukluğum.....Yıllanmış şaraplar kesmeyecek sarhoşluğunu.....Bir sigara paketi daha bitecek durgunluğunda....Arayacaksın beni sokak başında....Bulamayacaksın artık.....
Sorgusuz sualsiz beni sırtımdan bıçakladığın anlar gözlerine düşecek perde perde....Güneşli sabahlarda ihanetin gölgelerinde üşüyeceksin...Üşüyen ellerini ısıtacak bir el arayacaksın....Kaldırımlarda gezerken düştüğünde seni kaldıracak bir adam bulamayacaksın....Kurşuna dizdiğin düşlerimi arayacaksın perdesiz anılarında....Baharın koynunda karakışı yaşayacaksın.....Günden güne bir tomurcuk gibi kuruyacaksın...Ve ağlarken gözyaşlarını silecek bu adamı arayacaksın...Ama bulamayacaksın artık....
Firari sevdalarda adın unutulacak...Martılara anlattığım gözlerin bir bir kaybolacak...Gökyüzünde gülüşlerini çizdiğim yıldızlar sönecek....İntihar kokan çiçeklerin eriyecek avuçlarında....Öldürdüğün bu adamın vicdanı çıkacak sokak başında.....Ve günden güne solarken yeniden yeşermek için bir dal arayacaksın...Ama bulamayacaksın artık...
Ben gözlerinde ölmüşüm..Mezarıma adımı bile yazmadılar..Gelirde onu da silersin diye... | |
llTuaNall
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 24.May.2007 Per 00:29:53 |
| fiogf49gjkf0d | |
ccbLuEwAyscc
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 24.May.2007 Per 00:31:09 |
| fiogf49gjkf0d Seni Bekleyişimin Adı Yok...
Aslında bir kibrit kafi gündüzleri tutuşturup, Gecenin gerdanına dizi dizi yıldızlar yapmaya. Hani sabahın boyu yetişse uzanıp öpecek alnından Ay’ı Bir de hep geç kalınmış ömrün son deminde gelmese ölüm Belki böylesi dar gelmez giyindiğimiz mutluluklar
Mevsimlerin peşine takılıp ta, Hüznü oradan oraya taşıyan yağmurlar gibiyim..
Sıcak avuçlarda buhar olup göğe karışan Soğuk bakışlarda buz kesip anlamdan alabildiğine uzaklaşan
Seni bekleyişimin adı yok,
Hasreti çeke çeke uzaklara götüren çok vagonlu trenlerin de. Hani giden gider de, geçmişi kalırya geride, Onu hep yaşlı gözlerle bekleyen. Zamanla dilindeki özlemi kırıverir zaman, en hassas yerinden
Çok geçmeden, çok geçiyor yokluğunun üzerinden, Haram saatler diziliyor boğazıma uzadıkça sensizlik, Tenhasına sere serpe uzandığım düşler de yetmiyor Yorgun arzularımı kışkırtmaya Verdiğim sözlere saklanmış militan kılıklı yalanlar yakayı ele veriyor bir bir Tutuklayıp aynalara hapsediyorum Sonra vicdanım delil yetersizliğinden serbest bırakıyor
Seni bekleyişimin adı yok Dursun diye duvarlara çivilediğim zamanın da Payıma düşen yalnızlığın zirvesinde, Saçlarımla gizlice siyahını paylaşıyor gece. O zaman, bu şehir bir kez daha düşüyor gözümden Kalabalık kaldırımlarında adım adım eziliyor günahlarımın gölgesi
Sanki ben değildim külçe külçe acıların sahibi Ağır korkuların ezip yel değirmelerine verdiği Savrulmuş bedenimin, rüzgarında ölmeden dirildiği Sanki sen değildin bırakıp giden Üstüne üstlük hiç gelmemişken
Seni bekleyişimin adı yok
Kurulmamış köprülerden geçmeye çalışan benliğimin de Şiirlerim şahit olsun ki İki satır arasına sığmıyor yalnızlığım Ne nokta anlatabiliyor kararsızlığımı Ne de virgül koyabiliyorum yılların ardına Yenik düştü keşkelerim oynadığım oyunlara Yine de teslim olmadım Ama sen, namluda hüzün Beni tam on ikiden vurdun Seni bekleyişimin adı yok
Gelmeyişinin de…!
| |
llTuaNall
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 24.May.2007 Per 00:31:51 |
| fiogf49gjkf0d
Sessizliğin içinde Bulsam Seni Haykırsam bütün kente Ayırma Bizi
Heycanlıdır sessiz kalmak sessizliğin içinde bulsam seni haykırsam bütün kente ayırma bizi | |
llTuaNall
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 24.May.2007 Per 00:33:41 |
| fiogf49gjkf0d BANA AŞK BORÇLUSUN
Adam genç kadına seslendi: - Bana gözyaşı borcun var! Genç kadın sordu: - Nasıl öderim ? Adam gözlerini kırptı: - Haydi gülümse..! Gülümsedi genç kadın. Adam, cebinden mendilini çıkarıp, borcunu sildi. Ve mendilini özenle katlayıp, yine kalbinin üzerindeki iç cebine koydu. Bir demet mor sümbül vardı kadının elinde. İkisi de bahar kokuyordu... Biri ilkbahar, diğeri güz. Adam, seslendi yine: - Bana mutluluk borcun var..! Genç kadın, biraz mahcup, biraz şaşkın sordu: -Nasıl ödeyebilirim ? Heyecanlandı adam: - Haydi yat dizlerime..! Genç kadın bir kedi uysallığında, yattı dizlerine usulca. Adam, şefkatle saçlarını taramaya başladı kadının. Saçları, güneşe ve yağmurlara hasret hiç yaşanmamış baharlara benziyordu. Çaresizliğini ördü sıra sıra. Sonra saçının her teline, mutluluğun çığlıklarını bağladı adam. Yetmedi, gizli düğüm attı.. Ağladı..... Hava kararmak üzereydi. Dışarıda yağmur yağıyordu delice. Adam, sürekli borç defterlerini kurcalıyordu. Genç kadının gözlerinin içine baktı: - Bana yürek borcun var..! Borcunun farkındaydı sanki genç kadın. Şaşırmadı: - Bu borcumu nasıl ödeyebilirim ? Adam kollarını uzattı: - Haydi tut ellerimi..! Ellerini uzattı genç kadın. Elleri öyle sıcaktı ki, eriyiverdi bütün borcu avuçlarının içinde. Genç kadın gitmek üzereydi. Adam son kez seslendi; - Bana can borcun var..! Kadın irkildi; - Can mı? Sigarasından derin bir nefes geçti adam; - Evet.. Can borcun var. Sensizlik öldürüyor beni! Hoşuna gitti sözler kadının: - Peki bu borcumu nasıl tahsil etmeyi düşünüyorsun ? Adam, biraz daha yaklaştı; - Yum gözlerini..! Hiç tereddüt etmeden yumdu gözlerini. Adam da yumdu gözlerini, masumca bir öpücük kondurdu kadının titreyen dudaklarına. - Bu ne şimdi yaptığın ? diyerek çattı kaşlarını kadın... Adam, pişmanlıkla, memnunluk arasında gidip geldi. Kekeledi: - Hayat öpücüğüydü..! Kısa bir sessizliğin ardından bu kez kadın öptü adamı şehvetle... Adam, şaşırdı; - Ya senin bu yaptığın neydi ? Genç kadın kapıya yöneldi; - Veda öpücüğü..! Kalan borçlarına karşılık, yürek dolusu çaresizlik ve bir de mor sümbüllerini masanın üzerine rehin bırakıp gitti genç kadın. Adam koştu peşinden, sümbülleri geri verdi kadına: - Ne olur iyi bak umut çiçeklerime solmasınlar... Genç kadın sümbülleri aldı: - Merak etme, gün aşırı sularım çiçeklerini..! Adam sevindi: - Güneşe, suya gerek yok. Gülümse yeter..! Kadın, gözden kaybolurken haykırdı adam: - Umutlarımı kefil yaptım... Unutma, bana aşk borçlusun! Haykırışı yağmura karıştı, kadın yağmuru hissetmeyen kalabalığa... | |
ccbLuEwAyscc
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 24.May.2007 Per 00:34:39 |
| fiogf49gjkf0d GÖZYAŞLARIMA DEĞER Mİ?... hani saf düşlerin buluştuğu bir yer vardır kalp mi derler bilmem söküp attılar yokluk hissediyorum büyük bir derinlik kayıp mı oluyo oralar bilmem hani hiç hissetmedim değil hissettirmediler diye değil oynadılar mı desem ne desem kendim bilmiyorum ki başıma gelenleri gözlerim boyalıymış meğer ki toz pembe renklerle içim içime sığmıyordu bir gülüşün için ben neler vermedim neler feda etmedim meğer neler kaybetmişim bir çiçek takmışım aklıma onun yoluna giderken neler ezmişim aslında o yola değmez olan çiçek kaybolmuş dönüşte ezilenleri gördüm yeniden filizlenirken ama boyunları büküktü bana karşı bakmıyorlardı bana ya rabbim neler yaptım ben hayatımda adam olmaya çalıştım ama ne kazandım avucum boş kafam ağır kalbim ise kayıp benden ne olsun bu saatten sonra benden ne olacak ki senden sonra bir daha yüzüne bakamam ki gözlerim baksa bile sakınan gururumu sen görmezsin tabi gözlerimin boşluğunu hissedersen ses çıkartma sadece şunu bil ki ölümlü dünya sen her şeyimi öldürdün gün gelecek ki senide öldüren çıkcak karşına hani demiştim ya başka bir sen hiç bir zaman olmadı doğru hiç bir zaman beni böylesine yıkan beni böylesine mahveden olmadı bazen gecenin sessizliği sindiğinde üzerime ağlamıyorum ama yapboz gibi döküldüğümü hissediyorum bu aynı gecelrde sana kurduğum düşleri hayalleri teker teker gömüyorum unutamam unutmayı bilmediğim için sevmeyide bilmiyordum sen öğrtemiştin nedeni ni bilemiyorum ama heralde beni ilk defa yerde görmek için aferim aferim başarabildin bundan önce başka bir sen yoktu beni bu duruma sokan benimle böylesine dalga geçen benimde korkum vardı ama sen gerçek bir şeyd eğilmişsin ki var olmayandan neden korkmuşum ki sence senin adın bir gözyaşıma değr mi sen içimde bir ok olmuşsun tüyünde adın yazılı nereye çeksem kan kaybı bu ok içimde kalsa rahat durmaz tüyünden aşağıya damlar cansız kanın cansız gözyaşlarım yalnız akıyorlar yapayalnız sence senin ismin bir tanesine değer mi bilemiyorum... | |
llTuaNall
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 24.May.2007 Per 00:35:16 |
| fiogf49gjkf0d
| |
llTuaNall
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 24.May.2007 Per 00:36:44 |
| fiogf49gjkf0d EĞER...
O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler, arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile, en güzel yerde başlatılsaydı eğer.
Utanılacak bir şey değildir ağlamak, yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer.
Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık, çalınan birinin kalbiyse eğer.
Korkulacak bir yanı yoktur aşkların, insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.
O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses, hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.
Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar, kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.
Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla, öylesine delice bakmasalardı eğer.
Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de, kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.
Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin, son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.
Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman, meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer.
Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman, beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.
Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla, tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.
O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi, yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.
O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar, son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.
Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri, her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.
Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de, dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer.
Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel, namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer.
Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından, dokunulası ipekten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.
Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de, sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.
Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine, kulağına okunacak biri olsaydı eğer.
İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir ayrılık gizlendiğine belki de, kartvizitinde "onca ayrılığın birinci dereceden failidir" denmeseydi eğer.
Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar, ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer.
Issızlığa teslim olmazdı sahiller, kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.
Sen gittikten sonra yalnız kalacağım. Yalnız kalmaktan korkmuyorum da, ya canım ellerini tutmak isterse...
Evet Sevgili, Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu, kim uzanmak isterdi ince parmaklarına, mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasa | |
llTuaNall
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 24.May.2007 Per 00:38:12 |
| fiogf49gjkf0d Yağmurlu bir kasım günüydü Karanlıktı caddeler Gözyaşlarım yağmurla Kardeş olup gittiler.
Belki yüzlerce yıldız kaydı gökyüzünden o günden beri Belki de binlerce kuş göçtü buralardan sessizce Belki gözyaşlarım yağmur oldu yağıyor bir yerlere Belki de ıslatıyor sokakları hiç yok yere.
Eğer bir damla sana değer de Islatırsa yüreğini Bil ki o benim gözyaşımdır O zaman hatırla beni ve ağla Gözyaşlarımız gökyüzünde buluşsunlar... | |
llTuaNall
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 24.May.2007 Per 00:39:09 |
| fiogf49gjkf0d
NE ZAMAN AYRILIK SAATİ GELSE
Ne zaman ayrılık saati gelse En vazgeçilmez yerinde yaşamın Duysak ayak seslerini akşamın Ve sokaklardan el ayak çekilse Bir ürpertiyle duyarım o zaman Seni çağıran sesi uzaklardan
Ne zaman ayrılık saati gelse Bir gariplik çöker içime birden Kalan tek anı gibi bir devirden Durmadan çalınır o gamlı beste Sanki bilir dem hazin öykümüzü Bulutlar ağlar , kararır gökyüzü
Ne zaman ayrılık saati gelse Bir çaresizliği anlatır gibi Birden değişir gözlerinin rengi Mavi solar , koyulaşır yeşilse Sarınca ruhunu eski bir hüzün Uçar gider pembeliği yüzünün
Ne zaman ayrılık saati gelse Uzatsan özlemle dudaklarını Tüm ağaçlar döker yapraklarını Ne çiçek kalır ortada , ne bahçe Sadece uğultusu o rüzgarın Ve bir umut kırıntısı belki yarın
Ne zaman ayrılık saati gelse Bir fırtına cıkmışcasına , büyük İçimdeki güllerin boynu bükük Bir zaman kalakalırım öylece Neden sonra gittiğini anlarım İçimde güller ağlar , ben ağlarım ... | |
| |