ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul


sohbet, okey, tavla, chat
8 Haziran 2024, Cumartesi 17:22   

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

En İyiler  Son Eklenenler       
sohbet forum basliklari  CC-Forum> Mühim Mevzular > Felsefe, Din, İçsel meseleler
forum sohbet oyun basliklari
   Din ve insan
 <<1...678910111213141516 171819202122>>
Mesaj Ekle, sohbet ve oyun icin cagir
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

murist

murist resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  12.Şub.2008 Sal 10:01:42sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
 
 
 
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

KiziLGozLuMeLeK

KiziLGozLuMeLeK resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  12.Şub.2008 Sal 10:34:08sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
fiogf49gjkf0d

        Murat, gerçekten çok güzel bir konuya değinmişsin..Bu siteye üyeliğimden bu yana forumu ilgi ve alakamdan mahrum etmemin  başlıca sebebi açılan başlıkların düşüncelerime hitap etmemesiydi.. Ama görüyorum ki gerek Ülkemiz gerekse Dinimiz açısından kişiler e verilen mesajlarda çoğu arkadaşım ile hemfikirdeyim.Açtığın başlığa karşı teşekkürümü bir borç biliyorum sana.Eline sağlık..

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

wiyerriy

wiyerriy resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  12.Şub.2008 Sal 12:08:55sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
fiogf49gjkf0d

Murizm böyle güzel Bir Konu ve Paylaşımlar İçin Çok Saol.

Kabirde Konuşan Genç

Takva sahibi olmak, hayatın her döneminde güzel. Ama fırsatlar çağı gençlikte bir başka güzel. Güce,

 kuvvete, güzelliğe rağmen günahlardan sakınanların mükafatı ebedi mutluluk. Hayatın baharı şeytana satılmazsa,

 sonsuz bahar bir adım ötede.

Hz. Ömer in (R.A.) halifeliği döneminde ibadet ehli, son derece takva sahibi bir genç vardı.

Hz. Ömer in hayret ve takdirle izlediği bu gencin kalbi, Allah ve Rasulü nün (A.S) sevgisiyle doluydu.

 Vakit namazlarında cemaati kaçırmaz, namazdan çıkar çıkmaz evine döner ve ihtiyar babasının hizmetini görürdü.

Bu gencin evine giden yolu bir kadının kapısının önünden geçiyordu. Kadın her defasında gencin yoluna

çıkarak çirkin tekliflerde bulunuyor, fakat genç, Allah korkusundan ona iltifat etmiyordu.

Yine bir gün yatsı namazını kıldıktan sonra evine giderken, kadın tekrar karşısına çıktı.

Bu sefer bütün maharetini kullanarak genci kandırmayı başardı. Fakat genç, kadının ardı sıra eve girerken

birden bire Allahu Tealâ Hazretleri ni hatırladı ve korkuyla dilinden şu ayet döküldü:

Takvaya erenler (var ya); onlara şeytandan herhangi bir vesvese iliştiği zaman (Allah ın emir ve yasaklarını)

hatırlayıp, hemen gerçeği görürler. (A raf/201)

Hemen ardından da bayılarak düştü. Kadın hizmetçisini çağırdı. Genci tutarak evinin önüne getirip koydular.

Sonra da kapıyı çalarak babasına haber verdiler. Babası dışarı çıkınca, oğlunu baygın bir vaziyette kapının önünde buldu.

 Komşulardan bir kaçı genci tutup eve taşıdılar. Uzun bir müddet baygın kalan genç kendine gelince, babası:

- Evladım neyin var ne oldu? diye sordu. Oğlu:

- Bir şeyim yok. dedi. Babası:

- Allah aşkına söyle! deyince, oğlu başından geçenleri anlattı. Babası:

- Hangi ayeti okumuştun? diye sordu. Genç, ayeti okudu ve tekrar kendinden geçti.

 Bir de baktılar ki genç ruhunu teslim etmiş. Bunun üzerine genci yıkadılar ve gece vakti götürüp göz yaşlarıyla defnettiler.

 Sabah olunca olay Hz. Ömer e bildirildi. Hz. Ömer, gencin babasına gelerek başsağlığı diledi ve:

- Bana niye haber vermedin? diye sordu. Gencin babası:

- Ey Mü minlerin Emiri, vakit geceydi. dedi. Hz. Ömer:

- Bizi onun kabrine götürün. dedi. Hz. Ömer ve beraberindekiler gencin kabrine geldiler. Hz. Ömer (R.A):

- Ey filan kişi! Rabbin makamında durmaktan korkanlara iki cennet var. (Rahman/46) dedi. Kabirdeki genç konuşup:

- Ya Ömer! Rabbim Cennette bana onları iki defa verdi. diye cevap verdi.


sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

wiyerriy

wiyerriy resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  12.Şub.2008 Sal 12:15:50sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
fiogf49gjkf0d
Ahireti Hatırlatan Dostlarım
Mustafa FERİT

Gelişinizi fark ettiğim ilk gün sizinle tanışacaktım. Fakat hayatın debdebeli akışında bu mümkün olmadı. Aynaya her baktığımda sizinle karşılaşıyordum...
 Fakat ciddi ve vakur tavırlarınız beni biraz ürkütmüştü. Benim dünyayı idrakim çok farklıydı.
Ben gençlik hevesatının tesiriyle bu âlemde ebedî kalacakmış gibi hayaller kuruyor ve tûl-i emel peşinde koşuyordum.
 Siz her hâlinizle bu dünyanın fânîliğinden, insanın bu dünyadaki ömrünün bir seyyahın ağaç gölgesinde belli bir süre dinlenmesinden
 ibaret olduğundan ve bu dünyadaki bütün işlerimizin öbür âlemdeki ebedî hayatı kazanmaya yönelik olması gerektiğinden bahsediyordunuz.

Bu ifadeler nefsime çok ağır gelmekte ve size kulak verdikçe eğlenceli hayatımın tadı kaçmaktaydı. Sizinle ne zaman karşılaşsam,
hep aceleci tavırlar sergiler, sizden yüz çevirir ve bir türlü konuşma cesareti bulamazdım. Çünkü hakikatle yüz yüze gelmekten korkardım.

Bugün sizinle uzun uzun konuşmak istiyorum. Geçenlerde başıma gelen hiç beklemediğim bir hâdise beni konuşmaya mecbur etti


Her zamanki gibi belediye otobüsüne binmiştim. Orta kapının hemen yanında ayakta duruyordum. Yakınımdaki koltukta oturan
on üç-on dört yaşlarındaki temiz yüzlü bir talebenin “Amca, buyurun!” demesiyle kendime geldim ve arkama baktım.
Ayakta duran birkaç kişi vardı ve onlar da arka taraftaydılar. Talebeyle göz göze geldik. Ayaktaydı ve oturmam için eliyle bana işaret ediyordu.
 Teşekkür ederek onu tekrar koltuğuna oturttum. Fakat onun bu davranışı beni derin bir düşünceye sevk etti.

Akşama kadar “Ne zaman amca oldum ki? Zaman gerçekten çok mu çabuk geçiyor da ben fark etmiyorum.” gibi pek çok fikir zihnimi alt üst etti.
 En sonunda, “Bir çocuğun sözüne bu kadar kafa yorarsam vay hâlime!” deyip mevzuu kapattım. Aynı günün akşamı yıllardır müdavimi
olduğum berbere gittim. Eski müşteri olduğum için birbirimize ismen hitap ediyorduk. Saçlarıma birkaç makas attıktan sonra,
“Epeydir söylemedim; ama ağartmışsın saçları!” deyince yüzümde memnuniyetsiz bir ifade belirdi. İşin doğrusu; bu, nefsime ağır geldi.
Gözünün ucuyla yüzümün aynadaki aksini gören berber, bu sözden hoşlanmadığımı hissettiğinden olacak ki, tıraş bitene kadar
gönlümü almak için epeyce dil döktü.
O akşam eve dönünce fotoğraf albümüne baştan sona kadar birkaç defa baktım. Albümde
bir yaşındaki siyah-beyaz fotoğrafımdan geçen yıl gittiğimiz gezi fotoğraflarına kadar yüzlerce ‘ben’ ile karşılaştım.
 Kırk yıllık ömrümden çeşitli manzaralar ve beni bile şaşırtan değişiklikler, silkelenip kendime gelmem için yüzüme indirilmiş birer tokat gibi geldi.

Artık hayallerle yaşamak yerine, hakikatleri kabullenmek zamanıydı. Ama bu kolay olmadı. Çünkü yaşlanmak bir hakikatti ve siz bunu anlatıyordunuz;
ama bu bana ağır geliyordu. Fakat zamanla çevremdekilerin davranışlarının değişmesi ve beni dünyanın câzibedâr güzelliklerine
davetlerin azalması, ömür sermayemin azaldığını gösteriyordu.

Sizleri her görüşümde Hz. Ömer’in (ra) kendisine ölümü hatırlatması için para karşılığında tuttuğu adam aklıma geliyor.
 Adaletiyle temayüz etmiş Halife Hz. Ömer, bir gün aynanın karşısına geçip de ak saçlarını görünce, “Artık sana gerek kalmadı.” diyerek tuttuğu adamı göndermiş.

Sizi zamanla sevdim. Artık, her gün bana anlattığınız hakikatlere uygun davranmaya çalışıyorum.
Hayatın fânîliğini, bu dünyada hiçbir şeye mâlik olmadığımı şimdi daha iyi anlıyorum. Bana ölümü hatırlatan vesilelerden biri olarak sizleri yaratan Rabb’ime şükrediyorum.

Hoş geldiniz. Safalar getirdiniz. Her gün sizinle hasbihal etmek isterim kıymetli dostlarım: Sizler benim ak saçlarım, âhireti hatırlatan arkadaşlarım…
Başımın üstünde yeriniz var!
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

murist

murist resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  12.Şub.2008 Sal 13:18:01sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
KiziLGozLuMeLeK :

        Murat, gerçekten çok güzel bir konuya değinmişsin..Bu siteye üyeliğimden bu yana forumu ilgi ve alakamdan mahrum etmemin  başlıca sebebi açılan başlıkların düşüncelerime hitap etmemesiydi.. Ama görüyorum ki gerek Ülkemiz gerekse Dinimiz açısından kişiler e verilen mesajlarda çoğu arkadaşım ile hemfikirdeyim.Açtığın başlığa karşı teşekkürümü bir borç biliyorum sana.Eline sağlık..


Melek,insanlar arasında ki en güzel iletişim dindir yani Müslümanlıktır.Konu bu olunca da inançlı inançsız herkes gereken saygıyı göstermekte kusur etmez, bazan kendilerinden ödünlerde verirler diye düşünüyorum.Bu başlığı açma gereği hissettim;çünkü alışılmışın dışında ve çok gerekli bilgileri bilmek,görmek ve var olan gerçekleri görmezden gelen beynimizin,gözlerimiz aracılığı ile aklımıza hitab ederek belki bir şekilde uyarıcı aracı olacagını düşünüp  yazdım...Ben sana ve bu başlık altındaki bilgileri okuyup gözden geçiren ve gerekli bilgileri bizlerle paylaşan herkese teşekkür ederim.

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

murist

murist resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  12.Şub.2008 Sal 13:24:20sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
[QUOTE=wiyerriy]

Murizm böyle güzel Bir Konu ve Paylaşımlar İçin Çok Saol.
Wiyerriy ben de sana teşekkür ederim ve paylaşımların içinde Allah razı olsun kardeşim.

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

murist

murist resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  12.Şub.2008 Sal 13:27:45sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
     şeytanin kalbimize girme yollari nelerdir ?

Şeytanın kalbe giriş yollarından birisi de kıskançlık ve hırstır:

Kıskançlık ve hırs, insanı mahveder. Bunlar da şeytan için büyük bir fırsattır. Bu konuda Evliyalardan bir zat şöyle anlatmıştır: "Kıskançlıktan sakınınız. Çünkü kıskançlık, gerek göklerde ve gerekse yeryüzünde Allah a karşı gelmeye ilk yol açan günahtır".

Bilindiği gibi şeytan, Adem aleyhisselam ı kıskandığı için: "Beni ateşten, onu ise topraktan yarattın!" diyerek ona secde etmek istememiş ve kıskançlığı yüzünden Allah ın lanetine uğramıştır. Hırsın ilk örneği de Adem aleyhisselam da görülmüştür. Bilindiği gibi Adem aleyhisselam a: "Şu ağaç dışında her şey sana mübahtır." dendiği halde, hırsı kendisini o yasak ağacın meyvesinden yemeye sürüklediği için cennetten çıkarılmıştır.

İnsanın dağlar kadar ameli de olsa, kıskançlık bütün bu amellerin sevabını yok eder. Halbuki insan binbir zahmetle, nefsini zorlayıp amel yaparak sevap kazanıyor, bu sevaplarını da kıskançlık yaparak boşu boşuna mahvetmesi çok yazıktır. Hased eden kimse Allahu Zülcelal in ni metlerinin düşmanıdır. O nun takdirine kızgındır. O nun kulları arasındaki yaptığı taksime razı değil demektir.

Hırs da; dünya malının üstüne haris, yani arzu sahibi olmaktır. Mesela, kadının altına ve güzel elbiselere meraklı olması, erkeğin de ticarette çok mal biriktirme sevdasına tutulmasıdır. Bazı insanlar çok mal biriktirmeye çalışıyor ve bu nedenle namazdan, ibadet ve zikir-den maalesef geri kalıyor. Fakat insan hırsla değil, ancak kanaatle zengin olur. Onun için denilmiştir ki: "Kanaattan daha üstün bir zenginlik, haris (hırslı) olmaktan da daha şiddetli bir fakirlik yoktur. Çünkü insanın rızkı, henüz annesinin karnında yüzyirmi günlük iken yazılmaktadır."

İnsanın az bir şeyi olsa da kanaat etse, yine zengin olur. Fakat insan ihtiras sahibi olursa, bütün dünya da kendisinin olsa, bu dünya ile yetinmeyip ikinci bir dünya isteyecek olursa, içinde daima huzursuzluk meydana çıkacaktır.

Şeytanın diğer giriş kapıları ucub, kibir ve cimriliktir. Bütün manevi hastalıkların kapısı da bunlardır. İnsan bu manevi hastalıklardan kolay kolay kurtulamaz. Ancak bu hastalıklardan, bir Evliyanın elinde tevbe etmekle kurtulunur. Daha sonra zikir ve hizmet yapmakla, insandan bu manevi hastalıklar izale olur. Allah-u Zülcelal herşeyi kural ve kaideye bağlamıştır.

İnsan, kural ve kaidelere, Allah-u Zülcelal in zikrine, ibadetine devam ede ede ve tevbe etmek suretiyle zamanla bu manevi hastalıklardan kurtulur. İnsandan bu manevi hastalıklar zail olduktan sonra, kolaylıkla Allah-u Zülcelal in ibadetini yapabilecek duruma gelir. Şunu iyi bilmeliyiz ki; Allah-u Zülcelal in ibadetinde devamlı olursak, o zaman dünya bizim için hayırlıdır. Aksine dünyaya müptela olursak, dünya bizim için hayırlı değil demektir.

Ebu Hureyre ( R.A) dan rivayetle Hz. Peygamber (S.A.V) şöyle buyurmuştur: "Size hayırlınızın kim olduğunu söyleyeyim mi? Hayırlınız, ömrü uzun, amelleri güzel olanınızdır." (Ahmed bin Hanbel, İbn Hıbban, Beyhaki, Hakim)

İşte bunu böyle bilmeliyiz. Eğer biz ömrümüzü salih amel işle-yerek geçiriyorsak, o zaman dünyada kalmak bizim için hayırlıdır. Bu durumda Allah katında zengin oluyoruz demektir. O da yaptığımız amele göre bize mükafaat verecektir. Yok eğer -Neuzübillah- günahlara müptela isek, o zaman dünyada kalmak bizim için hayırlı değil, şerlidir demektir.

Ahmed bin Sehl şöyle anlatmıştır: "Bir gece rüyamda Yahya bin Eksem i görerek: "Ey Yahya, Rabbin sana ne şekilde muamele etti?" diye sordum. Bana şöyle dedi; "Allah, "Ey kötü ihtiyar, yaptın yapacağını!" deyince, buna karşılık ben de O na: "Dünyada bana merhamet yapacağına umutluydum. Ya Rabbi! Ben sadece sana dayanan bir sözü naklettim." dedim. Allah-u Zülcelal bana: "Nasıl naklettin?" diye sorunca, şu cevabı verdim: "Ben Abdurrezzak dan, Abdurrezzak Muammer den, Muammer Zühri den, Zühri Urve den, Urve Hz. Aişe den, Hz. Aişe Peygamberimizden, Peygamberimiz (S.A.V) Cebrail den, Cebrail de Sen den duyduğuna göre, Sen şöyle buyurdun: "Ben, İslam da ağaran saç ve sakala azap etmekten haya ederim."

Allah-u Zülcelal bu sözlerime şöyle cevap verdi: "Bu söylediklerinin hepsi doğru söylediler, ben de doğru söyle-dim. Ey Yahya! Ben gerçekten müslüman olarak ihtiyarlayanları azaba çarptırmam." Sonra Allah-u Zülcelal amel defteri sağdan verilenlerle birlikte, benim de cennete sevkedilmemi emretti."

İşte biz de Allah-u Zülcelal den ümitli olalım. Hem dünyada ve hem de ahirette O ndan hayır isteyelim. O nun affını isteyip, daima O na yalvaralım.

Anlatıldığına göre, İmam-ı Maturidi nin hocası, seksen yaşına vardıktan sonra talebesine: "Git bana seksen yaşında bir köle getir. Ben seksen yaşında bir köle azad edeyim ki, Allah-u Zülcelal de kıyamet günü beni cehennem ateşinden azad etsin." dedi ve talebesi olan İmam-ı Maturidi yi çarşıya gönderdi.

İmam-ı Maturidi çarşı pazarı aradı, fakat seksen yaşında hiç köle göremedi. Çünkü köleler seksen yaşına varmadan önce ihtiyarladıkları için azad oluyorlardı. İmam-ı Maturidi bu şekilde çarşı pazarı dolaştıktan sonra tekrar hocasının yanına geldi ve: "Hocam bulamadım. Herkes diyor ki; seksen yaşında köle olmaz. O yaşa gelmeden önce onlara merhamet ederek azad ederler. Onun için seksen yaşında köle bulamadım." dedi. Bunun üzerine hocası şöyle dedi: "Ya Rabbi! İnsanlar kul olduğu halde kölelerine merhamet edip azad ediyorlar. Oysa ben Senin kulun ve kölenim. Seksen yaşına geldim ve zayıfladım. Bana merhamet ederek kendi ateşinden azad et."

İşte biz de daima bu şekilde Allah-u Zülcelal e yalvaralım. Bu şekilde Allah-u Zülcelal e yalvardığımız zaman, O bize merhamet edecektir. Fakat hiçbir şey yapmamışız gibi, şimdi işimiz yerinde diye emin olursak, kıyamet gününde çok perişan oluruz.

Bazı insanlar: "Ben hasta oldum, virdimi çekemiyorum, namazım biraz ağır geliyor, teheccüde kalkamıyorum." diyorlar. Fakat: "Ben hasta oldum, şeytan benim kalbimi istila etmiştir, o şeytanı kovmak için hemen çaba sarfetmem lazımdır." demiyorlar. İşte böyle, sanki hiç bir şey olmamış gibi davranamayız. Mesela kolu kırılan bir insan hemen doktora gidiyor. Çünkü gidip tedavi olmazsa ya kolu kesilir veyahut da ölür.

Manevi yönden hasta olan insan da aynen böyledir. Eğer bu insan -Neuzübillah- tedavi olmazsa, sonu cehennem ateşi olabilir. Onun için hemen tedavi olmamız gerekir. Ahiret bakımından hasta olmak, ebedü l-ebed olan hayatı tehlikeye atmak demektir. Tedavi olmayıp bu şekilde kalmak doğru değildir. Onun için her gün kendi nefsimizle hesap görelim. Nefsimize: "Ey nefsim! İşte durum böyledir. Senin Rabbin, senin Peygamberin sana bu şekilde nasihatta bulunuyor. Sen de kendini ona göre ayarla!" deyip devamlı olarak hesap görmemiz lazımdır.

Şunu iyi bilmeliyiz ki, hakikatler Allah-u Zülcelal in yanındadır. Hakikat ne ise, mutlaka kıyamet günü açığa çıkacaktır. Haklı isek ne âlâ, eğer -Neuzübillah- haksız isek sonumuz felakettir. Onun için daha fırsat elimizde iken kendimizi düzeltmemiz gerekir.

Eğer tek başımıza yapamıyorsak, gelin elele vererek, cemaat şeklinde Allah-u Zülcelal e ibadet yapalım ve O nun rızasına beraber gidelim. Bunun için Hz. Peygamber (S.A.V) şöyle buyurmuştur: "Kim İslam cemaatinden bir karış ayrılırsa, İslam halkasını boynundan çıkarmış olur." (Ebu Davud, Tirmizi)

Bunun için hep birlikte el ele verelim ve Allah-u Zülcelal e yönelelim.

Allah-u Zülcelal kendi fazlı ve keremi ile bizlere muamele etsin ve hepimize razı olacağı şekilde salih amel nasip etsin...
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

murist

murist resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  12.Şub.2008 Sal 13:30:20sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

ALLAH(c.c) ı Hatirlatan Müslüman Olmak

Büyük-kucuk, kadin-erkek, genc-ihtiyar herkese tavsiye olunacak şey şudur:
Baktiginiz zaman size Allah i hatirlatanlara arkadas olun; onlarla dostluk
kurun...
Birgun Peygamber Efendimiz e sordular. Dediler ki:
-Ya Rasûlallah kiminle oturalim?
Buyurdu:
-Gorusulmesi size Allah i hatirlatan, konusmasi amelinizi artiran ve ilim
size ahiret istiyaki kimselerle oturun...
Bunun asla ihmal etmeyin...Birakiniz ihmal savsaklamaniz(hafife almaniz)
bile size helâke goturur.
Hayirli bir es, hayirli evlâtlar, hayirli komsular istersiniz degilmi? Nasil
olacak bu?


Sen hayirli olursan hayirli olursan hayirlisini bulursun...Peygamberimiz
Efendimiz bu noktayi da hedef gosteriyor. Buyuruyor ki:
"- Szin en hayirliniz, gordukleri zaman aziz ve celil olan Allah in
hatirlandigi kimselerdir..."

Peki, siz Allah i hatirlatan Muslumanmisiniz?
Goruldugunde Allah in hatirlandigi insan olmak....
Yuzune bakdiginda ic huzuru duyulan insan olmak...
Oturusumuzla-kalkimisla, yememizle-icmemizle, giyinip kusanmamizla,
konusmamizla, huyumuzla, ortaya koydugumuzla, ticaretimizle, siyasetimizle
Allah i hatirlatan Muslumana yakisir tavirla temsil edelim. Bizi goren
Allah i hatirlasin.
Hedefimiz, Islam i en guzel sekilde temsil etmek olsun...O nu hal dilimizle
anlatacak kivama eriselim. Bize bakanlar Islami gorsunler.
Kaliteli Musluman olalim. Cevremizde emniyet ve guven telkin edelim.
Allah i cok anarsak, takva ehli olabilirsek bize bakanlarin Allah i
hatirlamalarina vesile oluruz.

Su mealdeki ayeti hic unutmayalim:
"Allah a cagiran, iyi isler isliyen ve ben Muslumanim diyenden daha guzel
sozlu kim olur?"
Bulundugumuz her mekända inancimizi temsil ettigimizin farkinda olalim.
Herkese Allah a giden yolu gosterelim. Bos seylerle oyalanmiyalim.
Dunya ve ahiret adina hayirli tesebbuslerde bulunup bu dogrultuda neticeye
ulasalim. Unutmayalim ki, bu hâl uzere olanlardir Allah in hatirlanmasina
vesile olanlar.
Sorumu tekrar ediyorum:
- SIZ Allahi hatirlatan Muslumanmisiniz?
Öyle miniz?
Goruldugunde Allah in hatirlandigi insan...Bu ozellik ve guzellikte olan
insanlara insanlik olarak o kadar ihtiyacimiz var ki....Boyle mu minlere her
devirde ihdiyac duyulmusdur.
Sahabe i kiram, birgun Peygamberimize sormus:
-Ya Resûlallah, biz Sizin yaninizda iken, bambaska kisi oluyoruz. Icimizi
bir muhabbet dolduruyor.
Efendimiz buyurdu ki:
"Eger sizler her zaman benim yanimda oldugunuz gibi bulunabilseydiniz,
yatarken, gezerken melekler gelip sizinle musafaha ederlerdi."
Demek oluyorki, birlikte bir feyz alis-veris oluyordu.
Salih kisilerle birlikteliklerden iyi hâl sahibi olunur.


Allah i hatirlatan Muslumanlarla olmak ve de Allah i hatirlatan Musluman
olmak, butun mesele bu....

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

murist

murist resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  12.Şub.2008 Sal 13:33:27sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
Şeytanın yaygarası..
Öyle anlar olur ki, insanın içinden, imanı sarsmaya, kutsal değerleri gözden düşürmeye çalışan rahatsız edici düşünceler geçer. Bazen de yapılan bir ibadetin, hayırlı bir işin gereğince yapılmadığına, kabul görmeyeceğine dair kuruntular oluşur. Şeytan tarafından kalbe atılan bütün bu şüphe ve kuruntulara vesvese denir. Hiçbir değeri olmayan, üzerinde durulması gereksiz, boş ve geçici düşüncelerdir bunlar.

Vesvese vermekten başka bir gücü olmayan şeytan, daima müminlerle uğraşır. Eğer inanmayanlar ve münafıklar, "bizde vesvese yoktur" diyorlarsa, bu doğru. Çünkü onlarda ahiret, tevbe, zikir, salih amel endişesi yok ki, şeytan onları kendi tarafına çekmek için bir çaba harcasın.

Şeytanın her türlü düşmanlığına rağmen, mümin, kalbine gelen vesveseden korkmaz, önemsemez ve Allah a yönelip sığınırsa, vesvesenin ona hiçbir zararı olmaz. Hatta vesveseye uymadığı, Allah a yöneldiği için sevap bile kazanır.

Rasulullah (A.S.) Efendimiz, nefis ve şeytandan kaynaklanan kötü düşüncelerin, konuşulmadığı ve onlarla amel edilmediği müddetçe insana bir zarar vermediğini ve affedildiğini müjdeliyor. (Buharî, Müslim)

Ashaptan bazıları Allah Rasulüne (A.S.) gelerek:

"Yâ Rasulallah! (Allah, ahiret, iman ve İslâm a dair) kalbimize öyle düşünceler geliyor ki, gökten düşüp parçalanmak onları söylemekten daha iyidir. Bunun sebebi nedir?"diye sordular. Efendimiz (A.S.):

"Bu sırf imandır; sizde bulunan imanın alâmetidir." buyurdu. (Müslim, Nesai, ) Yani, "siz Allah a ve ahirete yöneldiğiniz için, şeytan vesvese ile kalbinizi karıştırmaya, içindeki iman cevherini çalmaya çalışıyor. Endişe etmeyin, bu sizin mümin olduğunuzun alametidir." buyurdular.

Vesvese bazen ölüm ve ahiret halleri hakkında gelir. Bazen peygamberler, bazen melekler, bazen de manevi haller hakkında gelir. Bazen geçim ve rızık konusunda kalbe türlü korku ve endişeler atılır. Şeytan, bununla müminlerin Allahu Teala ya itimadını sarsmak ister. Bazen şeytan günahları güzel gösterir, ibadetleri ihmal ettirir, Allah ın rahmetine güvendirir, tevbeyi geciktirir. Bütün bunlar birer vesvesedir ve hiç birisine kıymet vermemelidir.

Vesveseden Nasıl Korunmalıyız?

Mümin her duyduğuna inanmaz; her sese yönelmez. Hele duyduklarını değerlendirmeden katiyyen harekete geçmez. Kalbe gelen düşünceler de dinin helâl ve haramını bildiren hükümlerle ölçülür; onlar helâl ve hayır ise alınır, haram ve kötü ise bırakılır.

Şeytanın vesvese vermek için birçok yolu ve şekli var. Kendisi müminin kalbini çelemezse, insanların içinden seçtiği yardımcıları ile bunu başarmak ister. O, bunun için yemin etmiştir. İnsan ve cin şeytanlarından gelen bütün fısıltı, fikir ve davetleri tanımak için her mü minin dinin esaslarını bilmesi gerekir. Cahil insan şeytanın maskarası olur, helâli haramı birbirine karıştırır; hurafeye din diye sarılır. Şeytan da onu istediği gibi kullanır.

Vesvese anında Allahu Teala yı zikretmek, şeytana karşı en büyük siperdir. Çünkü Allahu Tealâ: "Şüphesiz, muttaki olanlara şeytandan bir vesvese geldiğinde, (Allah ı hatırlayıp, geleni) iyice düşünürler ve onun (rahmanî mi, şeytanî mi olduğunu) hemen anlayıverirler." (Araf/201) buyuruyor.

Rasulullah (A.S.) Efendimiz:

"Şeytan sizden birisine gelir ve: "Yeri kim yarattı, göğü kim yarattı, şunu kim yarattı, bunu kim yarattı?" diye sorar. Kul da hepsine: "Allah yarattı" diye cevap verir. Sonunda: "Peki, Allah ı kim yarattı?" diye kalbe bir soru atar. İçinde böyle bir soru bulan kimse, onun şeytandan olduğunu bilsin, hemen soruya son versin, Euzu besmele çekip Allah a sığınsın ve: "Ben Allah a ve O nun peygamberlerine iman ettim" desin." buyuruyor (Buhari, Müslim)

Eğer benzeri soruları insanlar sorarsa yine aynı şekilde davranmalı ve onlara karşı: "Allah birdir. O hiç kimseye muhtaç değildir. Doğurmamış, doğurulmamıştır. Hiçbir şey Ona denk değildir." manasındaki İhlas Suresi ni okumalıdır.

Şeytan bütün yardımcılarıyla birlikte bize saldırdıkça, biz de Yüce Rabbimiz e kaçmalı, zikredip O na yalvarmalıyız. Felâk ve Nas Sureleri bize bunu öğretiyor. Allahu Tealâ, Nâs Suresi nde şeytanı "hannas" olarak tanıtıyor. Hannas, kalbi boş bulunca ona saldıran, kalb zikre geçince de hemen sinip kaçan demektir.

Rasulullah (A.S.) Efendimiz: "Sizden her birinizin bir şeytanı vardır." diye buyurunca Ashab-ı Kiram soruyor: "Sizin de şeytanınız var mı ya Rasulallah?" Allah Rasulü (A.S.): "Evet, benim de şeytanım var. Ancak, Allah ona karşı bana yardım etti ve teslim olup emrime girdi." karşılığını veriyor. (Ahmed b. Hanbel)

Demek ki şeytan tek başımıza yenebileceğimiz bir düşman değil. Ölene kadar yakamızı bırakmayacak bu sinsi düşmanı aklımızla değil, ancak İlahî destek, aşk ve zikirle defedebiliriz.

Şeytanın Yaklaşamadıkları

Şeytan, ancak Allah dostlarına yanaşamaz, onların ilahi aşk ve zikir ile dolu kalblerine bir yol bulamaz. Şeytanın, Allah dostları karşısındaki bu acziyetini Yüce Rabbimiz şöyle haber veriyor: "Hiç şüphesiz iman edip sadece Rablerine güvenen tevekkül sahiplerine şeytanın bir hakimiyeti yoktur. Onun etkisi, ancak kendisini dost edinen ve Allah a ortak koşan kimseleredir." (Nahl/99-100)

"Şeytan dedi ki: Yemin ederim ki eğer beni kıyamete kadar yaşatırsan, pek azı dışında Adem in çocuklarını kandırıp kendime bağlayacağım. Allah buyurdu: Git, onlardan gücünün yettiği kimseleri davetinle şaşırt. Süvari ve yaya askerlerinle onlara bol bol yaygara (ve vesvese) ver. Mallarına, evlatlarına ortak ol, kendilerine boş vaadlerde bulun. Aslında şeytan insanlara, aldatmaktan başka bir şey vaadetmez. Ey İblis! Bana teslim olmuş ihlaslı kullarım üzerinde senin hiçbir etkin ve ağırlığın olmayacaktır. Onlara, koruyucu olarak Rabbin yeter." (İsra/62-65)

Dünya işlerinde bile güçlü insanların yanında yeralıp, tehlikelerden korunmaya çalışırken, şeytanın yaklaşmaktan bile korktuğu, zarar vermekten aciz olduğu, Allah ın ihlaslı kullarının yanında yer almak iyi bir korunma yöntemi değil mi?

Şu halde, şeytandan emniyette olmak için Allah a sığınmalı, O nun sadık kullarıyla birlikte olmalı, ilim, zikir ve duayı kendimize kalkan yapmalıyız

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

ararac

ararac resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  12.Şub.2008 Sal 15:33:17sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
 ARKADAŞLAR  BU KONUDA YORUM YAPMAK  SADECE TAKVA ERHLİNE DÜŞER  BU KONU KİMSENİN  YORUM YAPMAYA CÜRET EDECEGI KONU DEGİLDİR  KURAN TEFSİRE MUHTACDIR TEFSİR İZAHA MUHTACDIR İZAH YAŞAMAK İSTER  KİMSE BOŞ KONUŞMASIN BENCE ::::
CC sohbet icin buraya
 <<1...678910111213141516 171819202122>>
Mesaj Ekle, arkadaş oyun sohbet icin cagir