ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum
Kurallarını mutlaka okuyunuz...
|
ISaLaShI
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 13.Ara.2013 Cum 19:01:30 |
|
Gidenlerin haklı olmalarını düşünmeleri, aşkın değişmeyen en haksız kuralıdır. Gelişi bir şey vermeyenlerin gidişi de hiçbir şey götürmez sizden ama o gelişler sizin beklediğinizi bilmediğiniz bir aşkı da beraberinde getirm...işse, yani ilk aşksa o, içinizdeki uçurumun ondan başka dalı yoktur. Bu yüzden ilk aşk unutulmaz; çünkü ilk aşk, sadece aşkı tanıdığın kişiyle değil, aşkla da ilk tanışmandır.
Bukre`den... | |
melegim4
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 17.Ara.2013 Sal 02:36:28 |
| Çocuk, Sil yüzünden tüm yalanlarını bu şehrin, Topla kalbini cadde cadde, sokak sokak. Kazı ayak izlerini birer birer kıyı kaldırımlarından. Bakma yüzlerine hiç, görme onları. Bu kez ağlama. Bu kez Git. Her vedanın ardında bir bekleyen vardır kimsenin bilmediği Ve her gözyaşının altında bir dua kimsenin duymadığı Çevir gökyüzüne başını. Bakma arkana! Daha sert basa basa, daha güçlü! Anlat bu kara şehrin yollarına ak adımlarınla! Gitmek yenilmek değil kazanmak da! Senin büyüklüğünden değil,benim gücümden,vazgeçtiğimdendir ey gri şehir İSTANBUL...
| |
iribaksabmab
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 18.Ara.2013 Çar 18:16:11 |
| Unut beni
unut beni sevgilim, ben unuttum seni
unut beni sevgilim. unut ki incinmesin o çocuk kalbin. yitip gitmesin o güzelim gençliğin. unut beni sevgilim. unut ve hayatını yaşa. sev sevil mutlu ol. katıl ve karış, ak hayata hatta aşık ol. unut beni sevgilim. unut ve özgür ol ve huzurlu ol. dağılsın üzerindeki o ağır ve kasvetli hava. yeniden gül kahkahalarla. düşler kur ve düş yollara.
unut beni sevgilim. ama herhangi birini unutur gibi unutma beni. herkesin unuttuğu gibi hiç unutma. nasıl sevdiysen öyle unut beni. hatırlar gibi inceden sıcak, sıcacık ve içten bir tebessümle ağzında unut beni.
unut beni sevgilim. ben unuttum seni. ama unutma sevgilim kanatlanıp gitmiş olsan da bir göçmen kuş gibi çok uzak diyarlara sen hala benim o güzel o sevimli kuşumsun görmesem de biliyorum orada bir yerlerdesin denize karşı derin bir uçurumun kenarında ulu bir selvinin yemyeşil bir dalına konmuşsun tepeden tırnağa güneş içindesin cıvıl cıvıl neşeli bir sesle hüzne ve acıya inat umut dolu bir şarkı tutturmuşsun ıslık çalar gibi kaygısız ve rahat ıslık çalar gibi telaşsız ne de güzel söylüyorsun sesin denizleri, dağları, ovaları ve karla kaplı ormanları aşıp ulaşıyor bana duyuyorum seni bu uzak ve unutulmuş kentten ama hiç unutulmadığın bir yürekten ruhuma ulaşıyor sesin. sesinde ayrılığın o buruk tadı sesinde yalnızlığın yankısı sesinde hasret var ama ben yinede aldırma diyorum sana aldırma bu da gelir bu da geçer ateşle besle inancını ve aşkla büyü artık, güçlü bir yetişkin ol ve kaldır kıçını o tünediğin yerden, aç kanatlarını rüzgarı ardına alıp bırak kendini boşluğa ve uç hayatın içinden Allahtan başka başını hiç kimseye ve hiçbir şeye eğmeden. uç ve unut beni. ben unuttum seni.
Unut beni sevgilim ben her an an be an biad ediyorum yadediyorum ve allahıma kitabıma yemin ediyorum Sana nasıl yalan söyleyebilirim? bunca yaşanmışlıktan acıdan ve aşktan sonra ben nasıl unuturum seni? şerefime ve namusuma itiraf ediyorum Ben ölesiye seviyorum özlüyorum istiyorum düşünüyorum hala seni.
Unut beni sevgilim. sık sık düşünme artık beni. benim için üzülme, endişelenme. ben unuttum seni. Bu unutmak herkesin bildiği gibi değil Herkesi unutur gibi Herkesin unuttuğu gibi değil. Sever gibi özler gibi unuttum ben seni. Öyle bir unutmak ki bu her sabah hala seninle başlıyorum güne Sen hep benim yanımda benimlesin, bendesin. her yüzde seni görüyorum, gelenleri elçin kabul ediyor öyle dinliyorum her sözümü onlara değil sanki sana söylüyorum. Şarkılardan fal tutuyorum hala. İlk üç şarkı senden bana, senin hislerin hissettiklerin. Ve her gece hala senin için bakıyorum bakıyorum gökyüzüne, aya, yıldızlara, yakamozlar içindeki denize. Bulutları sana benzetiyorum. Gülümsüyorum gördüğüm suretine. Seni görmüş gibi seviniyorum. Seninle giriyorum yatağa hergece. ve dua ediyorum hala uyumadan önce senin için, sen mutlu ol sağlıklı ol hayatta ol diye Allaha. Seninle dalıyorum uykuya. Düşümde sana geliyorum. Düşümde seni seviyorum. Ve unutuyorum seni seninleyken.
Bir gün göç yollarında karşılaşırsak eğer Bil ki ben hiç unutmadım seni. kon gel benim koynuma ben anlarım seni ben dinlerim seni. ben sarıp sarmalarım hiç mi hiç incitmem incittirmem kimselere seni. ben hala ölesiye seviyorum özlüyorum ve istiyorum seni. | |
melegim4
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 21.Ara.2013 Cmt 03:17:32 |
| Bıraktım cümleleri, iyi ol artık diye, Daha fazla kısalmasın gündüzler diye, Yalan değil bittim ben de, paramparça kalbim, Ve söz verdim, çıkmam yoluna. Ama çok zor dayanmak, Saat sabah beş ise, Bıkmışsan ve İstanbul`daysan, Beni yakan İstanbul`daysan. içimde deprem yine, eyvah! Halim yok hiç artık eyvah, eyvah! Düşüyor sustuklarım gözlerimden, yine eyvah! Haberin yok yine, eyvah!
| |
melegim4
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 21.Ara.2013 Cmt 03:24:03 |
|
Nadasa bıraktığım yorgun sevdam Bir cenaze kalkıyor içimden Yüreğimin deriliklerinde ağlar sessizlik Bilmem kaçıncı ölüm arzusu bu yaşamak varken Damarlerım pıhtılaşmaya hazır Gölerim çanağına kan Vazgeçmelerim umuda soğuk Aklım kalbime dağınık Yeni toplamıştım oysa yine karışık. Bilirim umursamadın hiç beni Sevmedin sevemedin sevgili Oysa sen dilimde değil En yaşanılası yerimde’idin... Konuşamadım Gidersin korkum oldu Sen verdiğin vaatleri unuttun Sen susku giyindim dilime Seven susar acıyı verir içine Asırlardır suskunum anlamadın mı hala? Ben kalbimin ayakları’ile yürüdüm yolumu Aklımı giyindiğimden bu yana kayıp Ellerime diken batıyor yüreğimden! Gözlerin baharm’dı hiç yaşatmadın Ellerin sıcağımdı hiç ısıtmadın Sesin yaşamım’dı hiç konuşmadın Adın adıma eşti hiç yan yana yazmadın. Duydum senin’de kayıbın varmış Bana sorma Vicdanına sor bir’de varsa aklına... Ben hala yitiğim kendime sevgili Biraz eksik biraz yenik Ama sana inat ayakta dimdik Bir’de yokluğun bıraksa şu yakamı. Uyutamadım günahsız geceleri Senli ama sensiz kurduğum hayalleri Yine ölüm giydireceğinden beni Aklımın yıkacağından yeni toplamışken beni Nasıl dağıtırım yeniden sevgili Ölüm nefesime bu kadar yakınken Sahi kaç kez ölmeliyim getirmek için seni Kaç tokat daha yemeliyim aşktan Ne olur sevgili çanağına kan doldurma gözlerimin... Ahh bu sensizlik yine doğuruyor bizsizlik Yine yeniden geliyor hayalin üstüme üstüme İsmin dilimde cismin nerede yar Gelmedin üstünü örtmedin yalnızlığımın! Daha ne bekliyorsun BEN ONU MU O artık gelmeyecek. Eyy benim el koyulmuş hayallerim Sen de şu garip beynimi yiyenlerdensin Bak aşk yalan sevda kara Açma içine ilacı yar olan yara Zaman avuçlarından kayıp giderken KENDİNE DÖN (BEN) UNUTMAYA BU KADAR YAKINKEN
Aşk bu tokatı hak etti bugün yeniden!....
Kahraman TAZEOĞLU
| |
melegim4
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 21.Ara.2013 Cmt 13:26:24 |
| Mutluluğunda seninle olanları değil, ağladığında sana sarılanları seç. Bak onlar hâlâ benim yanımda. Unuttum kimlerle güldüğümü, birlikte ağladıklarım aklımda...
KIYISIZLAR | |
NeverForgivex
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 22.Ara.2013 Pzr 03:02:26 |
| Ölmek Ne Kolaymış, Gitmek Ne Zor...
Anlat dedin bana, neden kaçıyorsun benden... "Düşlerini görebilmek için gözlerini kapatmalısın, ölmekten korktuğun için yaşamaktan vazgeçmemelisin." Beni en iyi sen anlarsın, anlamalısın. Nice depremlerde üzerine yıkılan enkazların altından yaralı çıkmadın mı sen de? Paramparça olmadı mı gelecek güzel günlere dair kurduğun hayallerin?... Ve bilmiyor musun ki incinmiş bir ruhun ilacıdır yalnızlık. Kapanan kapıların ardından yeni bir pencere açacak gücü toplayabilmek için. Anla beni. Ellerimi uzatsam sana, bulutlarına dokunabilecek kadar yakınında olsam da uçamam senin gökyüzünde. Yollardadır benim tesellim, bir başıma kendimi vurduğum yollarda... Bir garip yolcu bil beni, yaralı kanatlarıyla umuda tutunmuş eflatun bir kuş... Vakitsiz çıktın karşıma, en olmayacak zamanda. Bir de şu ay ışığı bakışlı gözlerin olmasa, ne kolaydı senden geçmek! Ne kolaydı sana esenlikler dileyip, yola devam etmek. Yakamozuna demir atmış bir gemi gibi kalakaldım hasret denizinin ortasında. Yüreğimin med-ceziri oldu; yarım kalmış bir şiir gibi bakan gözlerin... Hele şu her gece saatlerce kuytusunda gizlendiğim o buğulu sesin... Başımı döndüren sessizliğin... Ölmek ne kolaymış, gitmek ne zor! Seni ve beni "biz" kılan o saatlerde sana anlatamadığım çok şey var. `Hoşçakal` dediğinde, kaldığımda bir başıma, söylenmemiş sözcükler sarıyor dört bir yanımı. Türkü tadında bir nehir, yatağını kendi yaparcasına kanatarak geçiyor içimden, su alıp gidiyor vücut bulmamış kelimeleri. Öksüz kalıyorum sonra... Geç mi kaldım sana, çok mu erken buldun beni... Bir bilsem! Bildiğim, baharım sen oldun benim... Kara kışlara sürgündüm ben bir başıma, ama şimdi; duyduğum bu koku sarhoş ediyor beni. Vakitsiz açmış ilkyaz çiçeklerinin kokusu... Gözlerimi kapatıp dinlerken seni, her yanım yeşil, bütün çiçekler güneşe sevdalı... Seher vakti, ayaza durmuş ağaçların yaprağından ayrı düşmüş dallarında birikiyorken çiy damlaları... Seninle tüm gecelerin sabahı aydınlık; senin aydınlığın bu. "Ayrılıklara da güzel şeyler kadar kolay alışılabilseydi keşke, o zaman ürkek bir serçe gibi davranmazdın belki" demiştin bana, hatırlar mısın? Ayrılıklara alışamamak değil korkum... Düştüğüm yerden ayağa kalkmazsam, koşamam ki sana. Yine de uzat elini bana, yüreğinin bir köşesinde sakla beni. Adımı ne koyarsan koy, yeter ki unutma... Yeter ki inan, zifiri karanlığın içinde görebildiğim tek ışık olduğuna. Bu gece ilk defa ağlattın beni... Ne vardı yüreğimi dağlayan o sözleri söyleyecek?... Ben de biliyorum uçmaya başladığımda seni bulamama ihtimalini. Sen de şunu bil, eğer uçacaksam bir gün, sebebi sensin, vuslatı olmasa bile birbirinden ayrı düşmüş hayallerimizin. Okuduğun her şiiri, söylediğin her türküyü ezberlercesine dinleyişim nedendir sanıyorsun? Ya bir daha hiç duyamazsam... Her ne olursa olsun, bendeki bir parça sen, aklımın bir köşesinde, gülüşümde, iç çekişimde, sessizliğimde saklı duracak... Ölmek ne kolaymış ay bakışlım benim, gitmek ne zor... Artık hangimiz ağlayan bulut, hangimiz sevinen toprak?... Farkeder mi filizlenen, umut çiçeği olacaksa. İkimizi dağların ardında bekleyen o sevda; o şiirin henüz yazmadığın en son dizesinde saklı sevda, güneş olup doğacaksa bir gün taç yapraklarının üstüne, sırf bunun için bile değmez mi ayrılığa?... Ben seni bildim bir kere... Geçmem artık senden. Yüreğime sürgün buğulu bir ses, sesime çağlayan kocaman bir yüreksin şimdi sen... Bense rüzgarların savurduğu bir kum tanesi, hasretinin sedefi ile incilenen..
| |
loirena
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 22.Ara.2013 Pzr 16:54:19 |
| İçeri gir. Kapıyı ört. Işıkları yak. Bana sarıl.
Dışarı çıkalım. Sinemaya gideriz. Filmi terk ederiz. Yani illa terk edilecekse bir şey… Yürürüz. Sarhoş olurum. Sen olma. Bana sarıl.
Gökyüzüne bakarız. Karanlıkta olsa bakarız. Dua ederim. İkimizin yerine. Sen etme. Bana sarıl.
Sigara içeriz. Ellerimiz üşür. Ben ısıtırım. Sen bana sarıl.
Paramız biter, yürürüz. Bitmeyen bir yol buluruz. Bitmeyen bir türkü söyleriz. Aşık olurum. Sen olma. Bana sarıl.
Konuşuruz. Hep anlatırız. Kimleri öptüğünden bahsedersin. Ağlarım. Sen ağlama. Bana sarıl.
Kavga ederiz. Küfür ederiz. Bağırırsın. Küserim. Sen küsme. Bana sarıl.
Güleriz. Unuturuz öleceğini annelerimizin. Anneler ölmesin. Annem ölürse bana sarıl. Çünkü bilirsin, Bazen anneler ölüyor. Anneler ölünce çocuklar hep hüzünlü bakıyor. Hep yorgun bakıyor. Hep kırmızı bakıyor. Hep düşecekmiş gibi bakıyor. Ve benim sırtımı dayayabileceğim bir duvarım yok. Gölgesinde dinlenebileceğim bir omuzum da yok.
Korkuyorum. Bana sarıl.
Canım acıyınca, Ellerim titreyince, En çok gök gürleyince, Yağmur yağınca, Ve her gün doğumunda, Düşünce bir bebek rahme, Bir kuş uçunca, Denizler dalgalanınca, En çok yıldızların altında, Bu cehennemin dört bir yanında, Nefes aldıkça… Bana sarıl.
| |
loirena
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 22.Ara.2013 Pzr 16:57:33 |
| Kadınları mutlu etmek zor değildir aslında, yeter ki samimi olun onlara.
Çiçek almayı unuttum değil; param yoktu diyin mesela. Patron mesaiye bıraktı değil, arkadaşlarla çıkacağız diyin onlara. Arkadaşlarınızla çıkmanıza kızıp, dudak düşürüyorlarsa da; sizle daha çok vakit geçirmek içindir o tafralar da. Yoksa turşunuzu kurmayacaklar; emin olun, hiç bir zaman asla. Aldığınız çiçekler değildir onları mutlu eden, duygularınızı somutlaştırıp kalbinizi ellerine bırakıvermenizdir; yüzlerindeki çocukça tebessümü ettiren. Ve kalbinizin çiçeklere dönüşmüş halidir onları güldüren.
Bu yüzden vazgeçemez kadınlar çiçeklerden, o çiçekleri kalbinize benzettiklerinden. Yoksa çiçek çok da önemli değildir, zira ben hiç görmedim kadınlardan çiçek yiyen.
Sahiplenilmeyi sever kadınlar; "kendi ayakları üstünde durma" felsefeleri güçlü görünme kaygısından.
Hesap sorar gibi değil, tebessümle "nerdeydin" dediğiniz zaman; size tüm günü anlatıverirler o an. Ama sıkıldığınızı belli etmeyin; otobüste birkaç durak ayakta gittikten sonra, biraz oturup tekrar yaşlı teyzeye yer vermek zorunda kaldığını da anlattığı zaman. Dinlenilmeyi sever kadınlar; düşüncelerine değer verildiğinde eşsiz bir huzura kavuşurlar.
Düşüncelerine değer verdiğiniz an, yine karlı çıkan siz olursunuz o zaman, sizi yere göğe sığdıramazlar; o kadar büyürtürler ki taşırırlar sizi odalardan sokaktan.
Çocuktur aslında bütün kadınlar; bu yüzdendir o nazlanmalar; elinde değildir ki; hala içindedir elinde pamuk şekeri, saçında kurdelayla koşturan küçük kızlar.
Ve annedir bütün kadınlar; bu yüzden her zaman sizden bir adım ötede yaşarlar; çünkü geleceğinizi onlar kurarlar. "
| |
iribaksabmab
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 23.Ara.2013 Pzt 03:05:07 |
| Uykuların kaçar geceleri Bir türlü sabah olmayı bilmez Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında Ne çarşaf halden anlar, ne yastık Girmez pencerelerden beklediğin aydınlık Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın Onun unutamadığın hayali Sigaradan derin bir nefes çekmişcesine dolar içine Sevmek neymiş birgün anlarsın
Birgün anlarsın aslında herşeyin boş olduğunu Şerefin, faziletin, iyiliğin, güzelliğin Gün gelirde sesini bir kerecik duymak için Vurursun başını soğuk taş duvarlara Büyür gitgide incinmişliğin, kırılmışlığın Duyarsın Ta derinden acısını çaresiz kalmışlığın Sevmek neymiş birgün anlarsın
Birgün anlarsın ne işe yaradığını ellerinin Niçin yaratıldığını Bu igrenç dünyaya neden geldiğini Uzun uzun seyredersinde aynalarda güzelliğini Boşuna geçip giden yıllarına yanarsın Dolar gözlerin için burkulur Sevmek neymiş birgün anlarsın
Birgün anlarsın sevilen dudakların Sevilen gözlerin erişilmezliğini O hiç beklenmeyen saat geldi mi Düşer saçların önüne ama bembeyaz Uzanır gökyüzüne ellerin Ama çaresiz, ama yorgun, ama bitkin Bir zaman geçmiş günlerin uykusuna dalarsın Sonra dizilir birbiri ardınca gerçekler acı Sevmek neymiş birgün anlarsın
Birgün anlarsın hayal kurmayı Beklemeyi Ümit etmeyi Bir kirli gömlek gibi çıkarıp atasın gelir Bütün vücudunu saran o korkunç geceyi Lanet edersin yaşadığına Maziden ne kalmışsa yırtar atarsın O zaman bir çiçek büyür kabrimde kendiliğinden
SENI SEVDIĞIMI BIRGÜN ANLARSIN | |
| |