ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum
Kurallarını mutlaka okuyunuz...
|
IIIPearLIII
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 8.Oca.2009 Per 15:11:29 |
| fiogf49gjkf0d
Sevmek yoksunu şaşkınlar sordular bana hiç sevdin mi diye Evet dedim sevdim Ama sizin bildiğiniz gibi değil Sizin anladığınız gibi değil Hani gecenin karanlığı çöker Çöker de ay kendini ışığında gösterir ya İşte ben bu emsalsiz görüntü için Aya ışığını veren güneşi sevdim Görüleni değil onu göründüğü gibi yapanı sevdim Evet sevdim ben Sevdiğimi gözleri için değil Bu gözlerde saklı bakışı için sevdim Sevdiğimi ondan gidecek güzelliği için değil Onda hep baki kalacak ruhu için sevdim Ve ben sevgimi hak edene verdim Tüketmedim onu sizin gördüğünüzde Harcamadım onu sizin sevgi diye kabul ettiklerinizde Evet sevdim ben Sevgimi hak edene verdim Sizin anladığınız gibi değil Sizin bildiğiniz gibi değil Bir kalp gezgini gibi değil Anlık sevdalar peşinde koşan bir şaşkın gibi değil Ne istediğimi bilerek Herkesin anlamını bilmeden ağzına almış olduğu sevgiyi Dudaklarında bir oyunmuş gibi tükettiği sevgiyi Atılmış olduğu yerden alarak Onu hak ettiği yere taşıyarak Gözlerim için değil de Ruhum için Evet sevdim ben Ben size soruyorum şimdi Siz hiç sevdiniz mi?
| |
IIIPearLIII
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 9.Oca.2009 Cum 13:39:05 |
| fiogf49gjkf0d
yokluğun bir iç savaştır yüreğimde sevgilimgeri çekildim seni beklemeye gidiyorum
ayrılık değil ki bu bir uzun hava çalınacakson bulacak hicran makamında kadehler vurulacak özlem geceleri kapımıza dayanacak sevgilimsusturma bizi sürç-ü lisan olmasın bu aşk
..avuçlarımda çocukluğumdan kalma dualar var gel buyur nasiplen yarim...ninemin telli dolabı gibidir yüreğim soğutmaz içindekileri...itiraf ediyorum kayıp bir kent gibiydi sevdam..sen dokundun çekildi sular göründü bir zamanlar sobasında odun yanan kapılar...korkma yaklaş..tenimin tenine diyeceği var...
uğurladım eski sevdalarımıgözlerine ilk baktığım an çarmıha gerdiğim özlemlerimi azat ettim huzur kazandım müzayededen ikimiz için bol köpüklü bir kahve taşıdım bakışlarımla sana yüreğimi istedinverdim
şimdi desem ki bahar şimdi desen ki yol var beklemek bir köpek gibi yapışsa da paçalarıma sevgilimikimize yetecek kadar sabrım var
..şarkıların resmini çizebilir misin..? ..bana yüreğindeki ritimleri gönder..nasıl? ...hayır izlemedim bu filmi sahne tanıdık ama...biz mi oynuyoruz..? ..bu yüzden bitsin istemiyorum demek ki..
daha önce seslendirdiğimiz aşklar nerede peki..? ..
suflörü sen miydin yüreğimdeki sesin..? ...
sevgilim hadi gel mısır patlattım bizi izleyelim....
çığlığımı tutyere düşmesin dar gelirli zamanların açlığını doyurmamız lazım bu hayat bildiğin gibi değildiyemem biliyorsunbana da öğret aşkım
korkularımı bir caminin avlusuna bıraktım acılarım ahşap bir binabir kibrit çakılsa tutuşacak sevgilimsesimi sesinle uyut bu yekpare gülüşler o zaman can bulacak
..denizi hiç böyle mavi görmemiştim..pardon baktığım gözlerin mi...? ..
gülme boğulmayacağım dalgalarında yüzebilirim..bu ekmek
kavgasında durduk bir de sevdalandık...tabi ki pişman
değilim olamam..sevgi bir eylemse ben eyleme geçtim...
elimde pankartım sana yürüyorum..
düşler...yalnızlığın tangosu sen gelene kadar sahnede dansım kalsın sevgilimgeceyi düşlere boya ama tuvalde bir öpüş kalsın...
| |
IIIPearLIII
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 10.Oca.2009 Cmt 00:35:13 |
| fiogf49gjkf0d
Tutsak olduğun her yarım kalmışlığında bir damla ateş olsan, düştüğün her yerde bir kıvılcım bırakacaksın .
Bu da seni duygusal anlamda yüz binlerce parçaya bölmeye yetecek .
Sonraları bir gün gelecek ve sen bir meşale yakmaya çalışacaksın ; ancak elinde kalan bir tortu ateş parçası o meşaleyi yakmaya yetmeyecek .
Önemsiz diye geride bırakıp gittiğin o minik kıvılcımların önemini sezeceksin ve ömrünün kalan yüzünü onları toplamaya adayacaksın .
Bir gün toplamış olup , elinde kocaman alevler ile gelmiş olsan da yakabileceğin bir meşalen olmayacak; çünkü sen ateşin derdine düşüp onu yıllar öncesinde bıraktın .
Oraya hiç gidemeyeceksin ki zaten …
Şimdi söyle bana : Ey Sen ! Sana kalan , tamamen senin olan bir duygun kaldı mı ? Özlemin hangi söğüt ağacı altında kaldı, öfken hangi şehit cenazesin de ?
Sevgin hangi soğuk otel odasın da, inancını yaktığın kaç tütsüde bıraktın ve cesaretin ve gücün ve hasretin ve sen, Dünya’nın neresindesin ?
Haritanın hangi köşesinde yaşamışlığın , canını yakan acıların hangi kaldırım taşında saklı ?
Umutların hangi limandan çıkmış okyanuslara ?
Sen ! Kanatlan ve uç . En yükseklere, ta erişilmezlere kadar süzül gökyüzünde . Bak yeryüzüne . Sonra anlat bana ;
Her insanın kendi derdine düştüğünü, boş bir çemberin içine dalıp gittiğini. Sabır kelimesini defterden nasıl sildiklerini .
Anlat bana. Ey sen ! Susma . Bazen susmak hiçbir şeyden öte, her şeydir bilirim .
Ancak . Zaman , susmak zamanı değil . Çek al benliğini bu girdaptan . Karanlıktan korkma , gündoğumu gelecek ışığı düşün .
Yalnızlığa isyan etme , dost ol onunla , onu da yalnızlığa terk etme . Matemler tutma içinde , çığlık at; tüm öfkeni saç örenlere .
Acımasın ciğerin her yutkunuşunda , dingin ol . Acıyı tat, acının ne olduğunu bil, anla . Unutma sakın neden atıyor kalbin ve ne için sana bir beden bahşedildi.
Şimdi sen. Aslında ben !
Sen üstüne alma dost. Yazdıklarım içimdeki öteki ben’edir .
Peki sen hiç içindeki diğer senle konuşabildin mi ya da senden başka bir başka daha sen olduğunun farkında oldun mu hiç ?.
Hey sen , aslında ben !
Hadi koy artık noktayı ve oku , neler yazmış sadece yazmayı becerebilen ancak hiç uygulayamayan öteki ben .
Oku ki :
Karanlığı , ışığın , Işığı , yalnızlığın , Yalnızlığı , dostun ,
Dostunu da bir tek içindeki sen belleyesin .
Ötesi yok …
Sana söylediğim her söz , ettiğim her öğüt , gösterdiğim her yol ve koyduğum her soru işareti aslında kendimedir . Sen bahanesin !
Haksızlığa sapıp bütün insanların seninle beraber olmasını sağlamaktansa, adaletle hareket edip tek başına kalmak daha iyidir....
(Mahatma Gandi)
| |
IIIPearLIII
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 10.Oca.2009 Cmt 15:23:45 |
| fiogf49gjkf0d
Unutma kendini sevilebilecek bir insan haline getirmeyi ve ondan sonra da kendini sevip kendine sarılmayı.Zamana güven ve onun senin en büyük dostlarından biri olduğuna. Acılarının ve felaketlerinin ancak onun koynunda uyuyabileceğini unutma...
Unutma. Başına gelenlerin günün birinde kişisel tarihinin ayrıntılarından biri olmaya mahkum olacağını unutma.Her çiçek sevgilin olsun, her sevgilin ise bir çiçek. Açık tut gönlünü tüm güzelliklere.
Yasalar, günahlar, yasaklar sen olduğun için vardır. Ve sen bir tane olduğun için şu koca dünyada, gir günaha çekinmeden, çiğne yasayı.
Aydedenin sihrini gönderdiği gecelerde uyuyarak çalma hayatından saatlerini. Gecenin içinde yolculuğa çıkmayı unutma.İçinde hiç ölmeyecek bir gençlik virüsü yarat ve kaç yaşında olursan ol, her zaman yirmibeş yaşında kalman gerektiğini unutma. Asla taviz verme seni sen yapan yanlarından. Onurlu bir yasam sürebilmen için, sartlar ne olursa olsun direnmeyi,, sakın unutma...
İçindeki seni katletmeye kalkma sakın. Kendine vuracağın her darbenin seni senden biraz daha uzaklaştıracağını unutma. Korkma mahallenin delisi olmaktan. Doğrucu Davutlar ne kadar çoğalırsa mahallende, hayat mutlaka daha iyiye gidecektir, unutma.,,
Hatanın affedilmeyecek olanından kaç, ama hata yapmayayım diye de yakıp geçme yıllarını. Unutma ki, hiç hata yapmayan bir insan yapabileceklerinin en iyisini yapamamış demektir hayatta.
Korkma insanca korkularından. Ve korkunun kendisinden çok, onun beklentisinin daha korkutucu olduğunu unutma...
Bir anlamı olsun kendinle yaptığın kavgaların. Ve hep ileriye taşısın seni kavgada attığın her adım. Açık bırak pencereni ve sabah güneşinin, rüzgarı önüne katarak perdelerle yapacağı raksa dönük olsun bakışların.
Küçücük mutlulukların görkemine inandır kendini ve gülümse. Umutların bitmesin asla ve umutların bittiği yerin, hayatın da bittiği yer olacağını asla unutma...
Ve şaire kulak ver:
" Senden bir tane daha yok bu dünyada....
Senden Başka Sen Yok ki...
Biliyorum bunu Ve biliyorum yıllardır beni gözlediğini; tuzlu suyun ardından bakan bir yosun gibi... Biliyorum; bildiklerimi "bilmediğimi" zannettiğini!
Senden başka da sen yok ki! Ama yine de her zaman birşeyler var gülümsemeye değen... Değil mi? Sadece "görmeyi seçmek" zor geliyor bize bazen!
Omuzum elbette müsait... Olan ne kadar çok şey de olsa güvenebilirsin bana; Gözyaşlarını bile duyacak kadar sessiz kalabilirim...
İlk veya son defa farketmez... Ağlayabilirsin ilk veya son defa. Ağlayabilirsin hıçkıra hıçkıra ve sarsıla sarsıla. Ağlayabilirsin sıkıldığımı düşünmeden... Utanma; gözlerimi kapayabilirim! Ve gözlerim kapalı kalabilirim sırılsıklam oluncaya kadar
Hadi bil artık sen de; Senden başka sen yok ki... Yine de her zaman birşeyler var gülümsemeye değen... Ama bazen "görmeyi seçmek" zor geliyor bize. Değil mi?..
Hatırla; Sen varken de "titriyordu" güneş suya düşerken!.. Hatırla; Soğuk değildi ama sen de titriyordun.
Değişmeyen şey "yıldızımız" mı ne!.. Gözlerin parlıyor mu yine ona bakarken; benim gözlerim gibi? Yoksa sen denizler ötesinde kendi "kara"larında mısın?..
Gözlerinden düşürüp bana bir yıldız bıraktın; Gözlerimde taşıyayım diye... Affet... Olmadı... Yapamadım. Gözlerimde hiçbir zaman yıldızına yer olamadı; Gözlerimde sen vardın!
Biliyorum yıllardır beni gözlediğini tuzlu suyun ardından bakan bir yosun gibi... Biliyorum; bildiklerimi de bilmediğimi zannettiğini. Biliyorum; senden başka da sen yok... Ama yine de biliyorum; her zaman bir şeyler var gülümsemeye değen...
Değil mi?..
| |
IIIPearLIII
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 11.Oca.2009 Pzr 23:11:34 |
| fiogf49gjkf0d
Bugün yine hatıralarımı gözlerime yükleyip “senin gözyaşların “ diye bulutların eteklerinden düşen yağmur tanelerini topladım küçük ellerimle. Yokluğunda üşüdüm. Sıcak sesini aradım kurak topraklara bereketi dağıtan rüzgarın koynunda. Varlığını sorguladım cümlelerin virgülsüz sokaklarında..Seni aradım gecenin iç cebinde.. Yüzünü, gülüşünü aradım hatıralarımın ağlayan suretinde..Bazen senin yüreğinde sevilmiş olmanın gururuyla kendimle onur duydum bazen de yalnızlığını soludum. Sonbahar yapraklarının sokaklarında gezindiği vakitlerde ben adının her bir harfini gözyaşlarımla yıkayıp gülüşlerimin sıcak avlusunda kuruladım. Ölmeden önce zzbere tanıdığım karanlıkların içinde benden yabancı kollarda baharın beyaz duvağını giyinmiş yüreğine emanet ettim yüreğimi. Sen mavi düş ülkelerinin bulutlarında gezinirken ben ayak uçlarına serpiştirilmiş acılarını sırtlanıp gülüşlerinde tazeledim yitirilmiş düşlerimi. Bedeller ödedim senin için. Kah yalnızlık sinmiş odamda cığlık cığlığa sevdanı sayıklattım dudaklarıma kah adının her harfini kanattım parmak uçlarımda. Bağışla beni sevgili. İçimdeki sana olan ölümsüz sevgiyi “ varlığımda” yaşatamasam da sen uzaklarda acılarını bedenimle ödemek sensizlikte yapabileceğim tek şey ne yazık ki..Bir ömür mutlu olacağını bilsem, bedenimi kefenleyip varlığına serilsin bu yamalı kalbim.Çünkü ben sadece bir şafak vakti sis duvarlarından aşıp acılara yenilmiş dudaklarına sunulmuş bir damla can suyum…
Yokluğuna kanayan her gecede “ benden ömür uzaklıktaki yüreğinden ” kurak toprağa düşen cümlelerin ölüme mevzilenmiş namlusunda kanattım hasretini. Sen kirpiklerini gökyüzünün ince dallarında uyuturken, ayrılıklara yataklık eden bir eşkıya gibi kelimelerin namlusunda ağlattım içimdeki cocuğun gözbebeklerini . Sen benden uzaklarda susmaları oynarken ben sensizliği anlatan intihar mektuplarının harflerinde susturdum yokluğunun pas tutmuş çığlıklarını. Seni sevmenin bedeli ölümle onurlandırılmışsa sevgili; gülüşlerim kefenim, saçların darağacım olsun… Çünkü ben; ayrılık şarkılarının notalarına yaslanıp uzaklarda yarınlarım için vuslat cicekleri toplayan kadının dudaklarından söylenmiş son mutluluk cümlesiyim..
Unutma sevgili ; benden bir ömür uzaklığa gitsen de, ben hala ilk gün ki gibi seviyorum seni. Sesini duymasam da varlığına yaslanıp dualarıma ekliyorum ıslak gözyaşlarımı. Tozlanmış hatıralarımı gözlerimin önüne getirip getirip yüreğinle bana gülümsediğin hallerini anımsıyorum. Lakin gittiğin günden beri her yağmurda hüzünler üşüşüyor bedenime. Ne zaman yağmurun bulutlarla dansına tanıklık etsem; kanla yıkanmış yaşlarım düşüyor kuru toprağın ince dudaklarına. Yaşıma,başıma aldırmadan delicesine ağlıyorum gözlerimde nem, yüreğimde sensizlik ile..Biliyorum ki; gözlerimden her akan yaş, bana haram gülüşlerine dua oluyordur. Kirpiklerimden akan her nem, senin yazgına senin acılarına kefaret ödüyordur umarım.. Ve geleceğini bilsem; umuda gebe sabahlara kurşun sıkardım. Ölmeden önce gözlerini göreceğimi bilsem; dağlarını sırtlanıp tuz basardım kanayan sancılarıma..Ah gülüm, ah hicrana gelin ettiğim yarim..Gittiğin mevsimlerden dönüp baharlarıma gülümsemeyecek misin ?
Gittin ama gidişine hiçbir zaman pes etmedim. Yokluğunda kazılmış ayrılığın dipsiz çukurlarına düştüm. Canıma, yüreğime ilmeklediğim seni benden acımasızca söküp ipsiz uçurumlara sürgüler beni. Ezildim, itildim nemli duvarların sağır dudaklarında. Kanayıp durdum sensizliğin çatısız duraklarında. Ama pes etmedim. Gittin diye, beni “ sensiz “ bıraktığın diye senden vazgeçmedim. Gidişine yargısız ve acımasız mahkemeler kurup sevgine ayrılık hükmünü giydirmedim. Gözlerinde kanayan bir hatıra olsam da ben senin sevgini hep nefesim bildim. Yüreğine dokunamadığım her gece taş dibekleri yumruklayıp sensiz denizleri yakıp yıktım. Sancıyla kavrulan bedenime yosun bağlamış taşları reva gördüm. Bayatlamış bir isyanı üzerine giyinip ayrılığa bayrak açan ruhumu kalbimin ölümsüz sevdasıyla savaşlar açtım.. Meydanlarda süngüsüz kalsam da sevdanı tek silahım bildim. Ayrılıklar zafer çığlıkları atsalar da, ben seni kazandım. Biliyorum bu dünyada bize vuslat yasak.. Bize kavuşmalar hep ırak. Ama aşk bu değil midir ki; gitse de bir yudum gülüşüyle hala yürekte yaşatabilmek ?..Merak etme hüzün gözlüm; sen gitsen de ben sadece seni sevdim sevgili..Çünkü biz seninle aynı yürekle gülümseyip aynı gözle ağlayan iki imkansız yürektik kavuşmaları ölüme ertelenmiş….
Gitmiştin; ayrılığın meteliksiz sebepleri yamalı yüreğimde, kör hançeri göğsümde ışıldarken gitmiştin. Haklıydın gitmekte.. Ben gökyüzünden düşüp gülüşlerine yağan kar tanesiydim sen ise baharların en nazlı çiceği. Yüreğine her sarıldığımda sen üşüyecektin, bedeli ödenmemiş acılarını bedenimle sardığımda yine de sen ayazlara yenik düşecektin. Oysa ben sadece senin yüreğin için gökyüzünden serpilmiştim dudaklarına. Sadece senin gülüşlerin icin serilmiştim yapraklarına. Sevdana doğmuşken kar tanesi iken ben senin yapraklarında ölmeye gelmiştim. Aldığın nefes benim mutluluğum bilmişken her acın benim ölümüm olacaktı.. Ben senin yüreğinde yeniden doğmaya değil, senin yapraklarında ölüme kanatlanmaya gelmiştin.. Bilemedin seninle öleceğimi.. Bilemedin senin yüreğinde yavaş yavaş eriyeceğimi.. Gittin, yapraklarından düşüp toprağa sarıldım. Kanadı düşlerim, ezildi kelimelerim. Ben senin yüreğinde ölmeyi isterken, ben toprağın avuçlarında yavaş yavaş eridim. Ama hiçbir zaman ayrılığa yenilmedim ben. Çünkü ben seni sensiz yaşatacak kadar cok seviyordum. Bir gülüşüne bedenimi ölümün ayak uçlarına serecek kadar cok seviyordum seni. Çünkü; sen benim nefesimdin. Cünkü biz seninle güneşe mevzilenmiş sabahların avuçlarında vuslata gülümseyecek iki sevda tohumuyduk dallarında hep mutluluk cicekleri açacak…
Şimdi benden uzaklarda olsan da gecenin karanlığında “ umuda gülümseyen “ o gözlerini düşlüyorum. Adını bilmediğim rüzgarlara seni anlatıyor, gökyüzümden gelip geçen turnalara seni soruyorum. Bensiz uzaklarda mutlu olduğunu duydukça bir cocuk gibi seviniyorum. Gitsen de ben hala sendeyim sevgili. Gözlerini gördüğüm ilk günden beri ben hep aynı yerdeyim. Unutma sevgili; sana göre “ hiç yaşanmamış “ , bana göre “ hiç sonlanmamış “ sevda masalının iki kahramanıydık seninle..Mavi bulutların kirpiklerinde yıkanmış cümlelerin vuslat kokan satırlarıydık biz seninle.. Birbirimize severken ne savaşlar verdik seninle.. İmkansızlığı kelimelere ilmekleyip kavuşmalarımızı Ahirete erteledik. Aynı gökyüzünün altında gezinip aynı baharlara gülümsedik. Aramıza devasa yalnızlıklar örüldü, sevdamız emeklerken bize kör uçurumlarda tek başımıza yürüme reva görüldü. Aynı baharda yaşarken ayrı çöllerde düştük seninle..Aynı kirpiklerinden akan iki damla gözyaşı iken sen baharlara gelin oldun ben ise toprağın kanayan yaralarına bir dirhem tuz…
Gülüşlerimi yüreğine takıp tüm imkansızlığa inat bir gün kavuşabilseydik seninle ; yağmura aldırmadan saatlerce dans edecektim seninle gökyüzünün şahitliğinde. Sırılsıklam olmuş tenine taze gülüşlerimin sıcaklığını serip adaklar adayacaktım her nefesine.. Yağmur sonrası gökkuşağının güzelliğini çalıp baharın taze gelinciklerini örecektim naif yüreğine..Söyle ey yar; bulutları saçlarıma indirip bir bahar günü gelecek misin gülüşlerimin sıcaklığına ? Söyle ey yüreğimi acılarına adadığım sevgili; dönecek misin yüreğimin yalnızlığına ? Eşlik edecek misin yağmurla gözyaşlarımın dansına? Şahitlik edecek misin seni “ sensiz “ yaşatmama ? Kelimelerin susmalarına üzerine örtüp ben satırlarda gittiğin güne ağıtlar yakıyor olacağım. Sensiz yaşadığım her güne gitmiş olsan da yaşadığım aşkın mutluluklarını bulutlara yazıyorum olacağım. Ve sen yazılan bu satırlardan habersiz “ bensizliğe “ uyandığında ben sana nefes alıyor olacağım… Gitsen de benden, ben hala seni seviyorum çünkü biz seninle hayat kadar yalan, ölüm kadar gerçektik..
| |
IIIPearLIII
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 14.Oca.2009 Çar 23:49:09 |
| fiogf49gjkf0d
Hüzün gülümseyişlerimde sevdadır dokunamadığım! Bakamamaktır gözlerine sevgilinin, Duymamaktır toprağın sesini, Bilememektir belkide hüzün,bilinsede her şey! Hüzün evimizin çatlak duvarından içeriye giren üşümektir!
Hüzün hiç bir zaman hiç kimseye anlatamadığımdır, Yüregini ortaya koymaktır benim ülkemde hüzün Bulut bulut dolaşıp kaybolmaktır birden bire gölgesiz!
Hüzün üşümektir temmuzunda güneşe inat! Deniz olsanda ıslanamamaktır, Özgür olsanda koşamamaktır, Dalgasız kalmaktır limanı olmayan günlere!
Hüzün Özgür olmaktır bazen Olamamaktır birde, Olmamış gibi çaresizliktir Nerde diye sormaktır hüzün!
Dilsiz olmaktır belkide hüzün İzlemektir kör olsanda gideni ardından! Hüzün Özgür gülümsemelerin en güzel rengine bakıp Siyah beyaz kalmaktır!
Hüzün dudaklarındaki ter damlasına dokunamamaktır! Yüregi yanmak,kül olmaktır hüzün, Külünden yine yangınlara koşmaktır! Uzun bir yolun sonundaki yolsuzlukla karşılaşmaktır belkide Hüzün Kocaman bir boşluğa sarılmaktır!
Susmaktır Hüzün çığlık çığlığa!
S u s t u n!
S u s t u m!
S U S T U K!
| |
IIIPearLIII
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 15.Oca.2009 Per 15:49:20 |
| fiogf49gjkf0d
Beni Kim Vurdu..?
Sen mi..? Simdi böyLe canim yanarak mihLanmisken oLdugum yere , düsünceLerim karisik , eLLerim terLiyorken SIKINTI’DAN , zihnimde doLaniyorken bin bir savruk hikaye ve ariyorken yarami kapatacak bir çare nasiL buLacagim beni vuran siLahin tetigini çeken eLi. Ne oLdu bana..? NasiL oLdu biLmiyorum. Canim aciyor gaLiba… Bu kadar mi güçsüz kaLdim..? Her seyin koLay oLacagini , her hikayenin bir sonu oLabiLecegini , tüm düsLerin yoLLarini sasirabiLecegini düsünürken simdi nasiL oLdu da bir anLam , bir dogru veremiyorum günüme..? ÖnceLeri geçen günün hüznündense geLecek günün sevkiyLe doLdurmamis miydim yüregimi..? ÖyLeyse ne oLdu simdi..? NeyLe vurdun sen beni..? KoLLarinin sefkatinin yerine umarsizLigi birakmasimi..? BakisLarinin hayranLiginin yerini siradanLigin aLmasi mi..? Sabir kokan sözLerinin yerinde teLasin uçusmasi mi..? Yoksa bana ait oLmayan bir kostümü mü geçirmis oLman .. YaraLadi.. kanatti… yüregimi böyLesine..? Canim aciyor gaLiba… Evet sizLiyor yüregim , kaniyor için için anLam yükLeyemesem de üzerine. Senden vazgeçmek mi , benden vazgeçmen mi tuz basiyor yarama..? Hangisi daha agir geLiyor..? Hangisi gözümü karartmam için zorLuyor beni..? BiLiyorum bu da geçecek. Bu da yeni dogan günesin öncesi son karanLik oLacak. BiLiyorum bu da yaraLarLa bogusmus yüregimde diğerLeri gibi bir iz kaLip daha sagLamLastiracak. SagLamLasmak . . . NasiL..? Neye karsi..? Ya nasir tutmasi için yüregimin son darbeyse bu..? Ya bundan sonra si Ya en sonunda çürüyüp giderse bu kendi kendine tutsakLigin içinde..? Ya son çaremsen sen . Canim aciyor gaLiba… Beni kim vurdu..? Sen mi..? NasiL oLur ? Intihara meyiLLi degiLim ki ben . HeLe kendimi böyLesine severken , yarina böyLesine arzuyla kucak açmisken. Sabir sabir üstüne ekLeyip yoLLarini gözLedigim hayaLLerim mi düsürdü beni tuzagina..? OnLar mi siLahi tutusturduLar eLime , üzerinde senin izLerini birakarak..? Ben bunu kendime nasiL yapabiLirim ki..? Bir düs yasamak ugruna erteLedigim anLar mi böyLesine savunmasiz birakti yüregimi? Canim aciyor gaLiba . . . Canim çok yaniyor gaLiba . . . Beni kim vurdu ? Sen mi ? Yoksa seninLeyken sensiz oLusum mu? Beni kim vurdu ? Ben mi? Yoksa sensizLigin hesabini yapmayan hayaLLerim mi..? Canim aciyor gaLiba… Canim çok aciyor… Bu aci dayaniLmaz oLdu artik .
Değişen ben değilim dönüşen savaş yaşlanmakla ıslanmak aynı şey:
bir yağmurun gölgesinde ihtiyarlanmak
şimdi ölüm bile yetmiyor acılarımızı tartmaya dostlar alıngan bir sahili pinekliyorlar bir merhabayı bıçaklar gibi artık selamlaşmalar
değişen ben değilim dönüşen savaş
artık zaman bile yetmiyor yaşadığımızı sanmaya
yine de ışıklar bu kenti güzelmiş gibi gösteriyor geceleri...
geceler... yani Ahmet Haşim in kafiyeleri...
seni aklıma düşüren yerçekimi değil yalancı yıldızlar öyle uzaksın ki üflesem soğuyacaksın sarılsam okyanus
bir aşka yetecek kadar ve anımsatacak kadar sebepsiz bir ölümü, acılarımız ve kafiyelerimiz var...
işte hepsi bu kadar...
Yılmaz Erdoğan
| |
IIIPearLIII
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 16.Oca.2009 Cum 19:44:40 |
| fiogf49gjkf0d
Umut ektim karanlıklarına....
Bugün güneşin aydınlığında sana uyandım. Umutları rüzgarın koynundan çalıp yüreğine bıraktım. Bugün yüreğime gülüşlerini ektim. Yüreğimin kurumuş toprağına umutları ektim. Hasretinle besleyip bir gün geldiğinde gözlerine bırakacağım umutları karanlıklar ektim. Kavuştuğumuzda yıldızlar sevdamıza şahit olsun diye.
Gündüzün gölgelerinde üşüyorken gülüşlerinle ısınıyorum. Bir an rüzgara dönsem sırtımı, sana tutunuyorum. Umutla, gözlerindeki baharla nefes alıyorum.Vakitler geçmiyor..Hasretin çekiyor beni dağlara.Baharı giyinmiş dağlara senin gülüşlerini bırakacağım. Her rüzgarda kokunu arayacağim.Her nefes aldığımda umuda gülümseyip senin mutluluklarına dua edeceğim...
Bu gece hayallerine dalacağım..Yıldızları karanlıklardan çalıp yüreğine bırakacağım sen uyurken..Solugunu uzaklardan izleyecegim..Saclarina dokunmak, nefesini icime almak isteyecegim..Saclarini kokusunu icime cekemesem de yüreginin bende oldugunu biliyorum...Sen güneşe uyanırken ben karanlıklarda senin acılarında yanıyor olacağım...Bırak ne olur, bu beden sevmeyi sende öğrensin..Bırak hep terkedilen yürek senin gül yüzünde doğsun...Sen üzülme acılarına...Tutun ne olur umutlarına...Gönül bahçene uğrayan hazanlar olsa da bırak sıcak ve samimi gülüşlerinle erit...Acıların kanasa da bırak ben gözyaşlarımla yıkayayim kırık aynaları...Ne olur üzme kendini güneşin doğusunu izleyemediğim diye...Sen uyurken güneşin sıcaklıgını gözbebeklerine doldurmuş olacagim canım...
Bugün, ömrüme bir umut ektim..En güzel sevda türkülerini dilime ezberletip, Nisan yağmurlarıyla umut ektim yarınlarıma. Sesini duymasam da uzaklarda beni düsünürken ben ciceklerin yüregine seni fısıldayacagım. Ağladığında ektigim cicekler boyun bükecek hissediyorum..Ve güldügünde onlar bana senin gülüşlerini anlatacaklar...Uzaklardasin biliyorum..Mesafeler ırak ve yollar karanlık..Ama her karanlıgın icinde bir ısık var. Senin hasretinin zifiri karanlıgında ben gözlerindeki ısıkla aydınlacağım. Sanma ki sabahları sensiz güneslere gülümsüyorum...Sanma ki sen yoksun diye sabahları perdeleri kapalı olarak bırakmıyorum..Sana zahmet olmasin diye her gün senin icin perdeleri güneşe aralıyorum...Senin beni uzaklarda olsan da sevdigini biliyorum...Nefesine beni kattığını, yüreğine sevginin umutlarını akıttığını hissediyorum...Gülüm, seni seviyorken senin de beni sevdigini biliyorum ve bak gülümsüyorum seninle... Seni seviyorum gül yüreklim.Yıldızların geceni, güneşin gündüzlerini aydınlatmasi dileğimle..Senin gülüşlerine emanet edip yüreğimi ...Ne olur iyi bak yüreğime..Nr olur umuda tutunup hayata gülümse.
" Bir umut ektim topraklarıma... Yağmurun gözyaşların, Güneşinin gülüşlerinin olacağı Ve her gecen gün, Yüreğimde sevdanın filizlenip Umutlara dallanacağı Bir umut ettim karanlıklarıma...."
Usul usul geceleyin Sirenler duyarsan derin Kapını gökyüzüne dayayıp da bekle Yolunu şaşırmış bir yıldız düşer belki üstüne Başını yastığa göm Yüreğini ayışığına ayarla Yorganına sıkıca sarın Derin bir nefes al Ve sakın ağlama...
| |
IIIPearLIII
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 18.Oca.2009 Pzr 17:45:01 |
| fiogf49gjkf0d
Sevmek.. Gerçekten sevmek..
Ortaköy de oturuyoruz, bir arkadaşımla.. "Anlayamıyorum, Hıncal" dedi.. "Anlayamıyorum, beni gerçekten sevip sevmediğini.." Yüzüne baktım.. Anlattı.. "Bir arada iken öyle iyiyiz ki.. Öyle yakın, öyle candan, öyle sevgi dolu ki bana karşı.. Sokuluşu, dokunuşu, bakışı.. Hani vücut dili diye bir şey varsa, bu kız her hali ile beni sevdiğini haykırıyor adeta.. Zaten, diliyle de söylüyor, sık sık, çok sevdiğini.." "Sorun ne öyleyse" der gibi baktım, bir daha gözlerinin ta içine.. "Sorun var mı, onu da bilmiyorum ya.. İçimde bir ses, bu işte bir eksiklik olduğunu söylüyor bana hep.. Geçen gün birden ne fark ettim bilir misin?" Sustu bir an.. Söyleyip söylememekte tereddüt etti.. Ama söyledi sonunda.. "Geçen gün düşünürken, birden farkına vardım ki, buluşmak için bütün teşebbüsler benden geliyor. Ben arayıp bir yere davet etmesem, günlerce birbirimizi görmüyoruz. Beni görmek, benimle buluşmak için ondan hiç çaba yok.." Söylemekte tereddüt ettiği şey, işin en can alıcı noktasıydı, oysa.. "Seviyor mu, sevmiyor mu" diye papatya falı bakmayı bir yana bırakırsanız, sorunun çözümünü en gerçekçi verecek formüldü bu.. Sevginin bir tek amacı vardır. Birlikte olmak.. Birlikte gidilen yerler, birlikte yapılan şeylerin hepsi açıktır.. Gerçek sevginin en sağlıklı, en doğru ölçeğidir bu.. Bir arada olmak isteği.. Nerede, nasıl olduğu, hiç önemli olmaksızın.. Dostuma, yıllar önce aniden biten bir ilişkimi anlattım.. Sinemaya gidelim, demiştim, üniversite yıllarımda büyük aşkıma.. O da beni seviyordu ya.. Yani ikimiz de öyle sanıyorduk.. Filmi sordu.. Söyledim.. Beğenmedi.. Benimle buluşmaktan vazgeçti, filmi beğenmediği için.. O zaman anladım ki, sevdiği şey ben değilim.. Benim ona sunduklarım.. Benimle buluşmasını istiyorsam, onun hoşuna gidecek bir şey bulmak zorundaydım, her defasında.. Ben amaç değil, araçtım. Amaç, benim sunduklarımdı. Hayır, bunun adı sevgi değildi.. Benim için zor bir karardı ama, verdim ve bitirdim.. "Her şey çok iyi gidiyordu, ne yaptım da onu kırdım, suçum ne bir bilsem" demiş, ortak dostlarımıza.. Anlatmadım bile.. Anlatsam da anlayamazdı, biliyordum.. Kaç yıl geçti aradan.. İddia ederim, hâlâ anlamış değildir, niye bittiğini.. Aslında "Bitti" yanlış bir deyiş.. Hiç başlamamışki meğer.. Öyle sanmışız.. Gerçek sevginin tek ölçeğidir bu, bir arada olma isteği.. Seven, gerçekten, yürekten seven, bir arada olabilmek için mucizeler yaratır. Bütün öncelikleri sevgilisine tanır.. Sizi gerçekten seviyor mu? Ya da, siz onu gerçekten seviyor musunuz? Kendi duygularınızdan emin değilsiniz, ya da onun duygularından şüphedesiniz.. Dikkatle bakın.. Dikkatle izleyin.. Dikkatle gözleyin.. Onunla buluşmak, onunla bir arada olmak için neler yaptığınıza, yapabildiğinize bakın.. Onun sizinle bir arada olmak için gösterdiği çabaları değerlendirin. Falcılara, medyumlara gitmeye gerek kalmaz.
Dostuma "Üzgünüm ama.." dedim.. "Bu kız seni sevmiyor.. Birlikteykenki haline bakılırsa, hoşlandığı kesin. Ama birlikte olmak için hiç çaba harcamayışı, senin istediğin anlamda sevmediğini de ortaya koyuyor.. Ancak moralin bozulmasın.. Hoşlanmakla, sevmek arasında, kalın duvarlar değil, ince bir çizgi var.. Bu çizgiyi aşabilmek için biraz sabırlı olman gerekebilir.. Fazla umutlanma, ama umutsuzluğa da kapılma.." "Teşekkür ederim, Güzin Abla" dedi. Hıncal Uluç
Sizce sevginin ölçeği nedir? Sevgiliyi sevmek mi, yoksa sevgilinin sunduklarını sevmek mi?..
| |
IIIPearLIII
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 11.Şub.2009 Çar 00:22:00 |
| fiogf49gjkf0d fiogf49gjkf0d
ßélki Sandığın Kadar Ukala,
ßélkidé Tahmin Êdémiyécéğin Kadar Mütévaziyim..
ßiraz Saklıyım, ßazén Yasaklıyım..
Kimséyi Örnék Almam.. Kimséyé Örnék Olmam..
Arkama ßakmam.. Asla Démém ..
Kéşké léri Sévmém!!
Eléştiri Dinlérim Nasihat Dinlémém!!
Kimsé ßana Masal Anlatmasın
Çøcukkéndé Sévmézdim Zatén.....
Yaşam denilen çizgi üzerinde ellerimizde denge çubuklarıyla düşmeden yürümeye çalışıyoruz hepimiz .Kimisi hemen pes edip düşüyorlar aşağı kimisi sıkı sıkıya tutunup zorluklara göğüs gererek yürümeye çalışıyor o çizgide.Ben sıkı sıkıya tutunup yürmeye çalışanlardanım bitürlü dengemi kuramıyorum sağa sola yalpalayıp duruyorum ve her yalpalayışımda yeni bir ders öğreniyorum nasıl yürünmesi gerektiğini.Aşağıda izleyiciler kimi bu çizgiden anlının akıyla çıkmış kimi yenik düşmüş pes etmiş sanki benide aşağıya yanlarına almak istiyorlar .Ama ben pes etmiyorum başarıyla geçeceğim bu etabı ve beni izleyenlere benden bişeyler bekleyenlere bakın ben yürüdüm bu yolda ve alnımın akıyla çıktım diyeceğim.Zorluklar karşısında pes etmemeliyim kendim için bitiş çizgisine yaklaşırken ardımda kalanlara sarsıntılarımdan alacağı dersler kalmalı en azından onlara başlamadan nasıl davranmaları ğerektiğini öğreten bişeyler işte ben bunun için pes etmiyorum ve yürüyorum ve düşmeyeceğim Allahında yardımıyla ilerleyeceğim bu hayat çizgisinde....
Ben Kimim? Az mıyım çok muyum? Var mıyım yok muyum? Ben neyim? Masal mıyım gerçek miyim? Kaç mıyım göç müyüm? Hiç miyim suç muyum? Ben kimim? İbret miyim cinnet miyim? Hiçlikler içinde kanayan yürek Yokluklar içinde savaşan beden Boşluklar içinde karışan zihin Güçlükler içinde değil miyim? Yoksa… Yoksa… Her ihanete akıl erdiren Her cehalete kılıf uyduran, Her esarete fiyat biçtiren Sen değil de ben miyim?
| |
| |