ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul


15 Mayıs 2024, Çarşamba 12:58   

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

En İyiler  Son Eklenenler       
sohbet forum basliklari  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler > Aşk ve Sevgi üstüne
forum sohbet oyun basliklari
   IIIX...RuHuMuN DaLGaLaRı...XIII
 <<1...100...200...224225226227228229230231232233234 235236237238239240241>>
Mesaj Ekle, sohbet ve oyun icin cagir
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

IIIPearLIII

IIIPearLIII resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  19.Şub.2009 Per 01:17:15sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

 

Durma Hadi Gül...
 Gözlerin Kan çanağı oluncaya kadar Gül!!
  Haykırırcasına Sus!!
   ..Ve ardında neleri bıraktığını düşün..
       Sevincinden Kahrol!!!

 

Suskunuz... Hem de çığlık çığlığa bir suskunluk bizimkisi...

Bu konuşacak bir şeyimiz olmadığından değil. Konuşmaya çalıştığımız şeylerin, alıştığımız yalnızlığımızdan uzaklaştırması aslında bizim korkumuz...

İkimizde cesaret edemiyoruz. Öylesine alışmışız ki içimizde büyüttüğümüz yalnızlığımıza. Seviyoruz onu. Belki de yaşandığında yok olacağı korkusu bizi tereddütte düşüren. Kaybetmekten korkacağımız bize ait bir şey oluşturma kaygısı...

Sen yapamadığın hamlenin, hayatın boyu inanmak istediğin değerlere sahip gibi gördüğün düzeni yok etme girişiminden Başka bir şey olmayacağını düşündün hep... Bense yılların verdiği bir alışkanlıkla içinde var ettiğim bana daha fazla acı vermemek için susmayı tercih ettim...

İçimden çığlık atarak susuyorum...Susuyorum...İçimde o kadar güzelsin ki...Sana susuyorum...

Demiştim ya "yüreğim susmayı öğreniyor". Aslı yok. Sevdiğini anladığında içinde duyduğun çığlığın yankısı hiç bitmiyor. O hiç susmayacak... Her gün, her saat bana haykıracak, bağıracak, parçalayacak içimi. Benimse yüzümde o gülümsemem yer edinecek tekrar...

Her soğuk üşütemediği gibi, her ateş de yakamazmış insanı... Üşüyorum; alev alev üşüyorum... Hani saatlerce sessiz, tek kelime etmeden sana bakışlarım var ya; gözlerinde beni ısıtacak olan anlamları yakalamaya çalışma çabamdan başka bir şey değil...

Ve her yakaladığımda kaybettiğimi hissetmemden öteye gitmeyen bekleyişler...Ve her kaybettiğimde yeniden yakalama çabam...

Düzensizliğimin; benim için bir düzen oluşturduğu zamanımda girdin hayatıma. Her şeyim birbirine karışmış dolanıyordu ve kimsesizdim... Girdin; kimsesizliğimi kovdun.
Vardın; dedin susup kalma. Düşün dedin... Sonra yarat dedin, yarattığını paylaş benimle... Bak işte yarattığım cümlelerim var sana dair... Beynim düşünmeye korktu bu cümleleri; kalbim ise can atıyordu.

Şimdi kimliğimden çok uzaktasın. Nar çiçeklerinin arasından geçip, ceviz ağaçlarının altında çayını içiyorsun. Belki de kayısı ağaçlarının altında tenine değen güneşin renk cümbüşünü izliyorsun. Hep anlatırdın bana oraları, oralarda aldığın solukları, oralarda kabuğundan çıktığını, oradaki göğü, oradaki geceyi..

Nasılda öykünürdüm sana. Sen anlatırken ben dolanırdım oralarda.
Yoksun... Yine oralardasın. Sen kabuğundan çıkarken ben kabuğuma saklanıyorum. Burada gece dipsiz... Burada sensiz her şey siyah. Ne kadar zormuş ayrılık. Ayrılık ne yamanmış... Eksiltiyor insanı...
Ayrılık yalnızlaştırıyor.

Kızma bana. Yalnızlık ve ayrılık nasıl yaşanır ki farklı. Arabesk acılar biriktiriyor yokluğun.
Kızma bana. Cümlelerimin ve yokluğunun acemisiyim.
Tekrar yazacağım sana. Biraz tecrübe edinmiş cümleler ve olgunlaşmak istemeyen yokluğunla.

Sen de yaz olur mu? Kayısı ağaçlarını yaz, nar çiçeklerini yaz, oradaki insanları yaz ve kokunu sür sözcüklerine...
Geceye benim için de bak; çünkü orda yıldızlar daha kalabalık olur...

Boş yere çırpındı yüreğim.
Yok yere tuttu nefesini.
Benim susmayan kalemim seninse boş konuşan dilin en mutsuzundan bir son yazmış bile bizim için...
Şimdi nokta koymak düşer bize...

HADİ!! İNDİM BEN SAHNEDEN.

 ÇEKTİM ELİMİ  AYAĞIMI.

   NOKTAYI SEN KOY,PERDEYİ SEN ÇEK DE

    YİNE ALKIŞLASINLAR SENİ...

 

 

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

IIIPearLIII

IIIPearLIII resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  19.Şub.2009 Per 13:51:43sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

 

 

Anlamak ve anlaşılmak kadar güzel bir şey yok, her konuda bu böyle, tüm farklılklılara karşın birini anlamak, anlaşılmak. Ne kadar uzakta ve farklı yaşamlarda yaşasakta birbirimizi her konuda anlayabiliyorsak, yaşamdan umutluyuz demektir. Ama oluyor işte sessiz sedasız yaşayıp giderken havada yağmur güneşte bir sıkıntı yokken birden gökkuşağının çıktığını görüyorsun ve bu minik gökkuşağı birden yeryüzünde ulaşabileceğin noktada oluyor. Rahat durmuyoruz, duygularımızı o kadar farklı bir yere oturtuyoruz ki, zaman içinde dostluk sevginin zirve halini alıyor, dostlukla sevgi arasındaki git gellerden dolayı duygu dünyamızı zedeleyebiliyoruz. Ama bu durumdan ben hiç şikayetci değilim, hangimiz bize olmayan elbiseleri denemedi ki, hangimiz sevilmeyeceğimizi bilmesine rağmen birini sevmedi ki. Sen beni dost, arkadaş, sevgili beni nasıl görürsen gör önemli olan her konuda, fikir sahibi olduğumuz her konuda birbirimize söyleyecek iki kelimemiz olabilmeli. Ben kendi şahsıma etrafımı saran çiçekler, kuşlar, gündüz görünen renkler ve gece siyah gökyüzümden ışıyan, parıldayan şeyler olduğu sürece, senin varlığını bildiğim sürece konuşmak için sıkıntı çekeceğimi sanmıyorum. Çok şey istemiyorum ki ben, sadece yüreğimde hissettiğimle bir ömür, gözlerine baktığımda huzur bulduğum, yüreğimin sıcaklığını ellerinde hissedeceğim biriyle yaşam ama biliyorum ki senin uzaklığın gibi bunlarda kendime uzak. Seni yanlış zamanda tanıdığım için sevinemiyorumda, üzülemiyorumda, sen birden bire omzuma konan kimsenin göremediği rengarenk bir kuş gibisin, ürkütmemek için o kadar sessiz kelimelerle dokunmaya çalşıyorum ki yüreğine ama bir gün uçup gideceksin ve ben seni tutamayacağım.

 

 

iki hayaldik seninle
yakınlaştıkça kaybolan
gökyüzünden inen ilk kar taneleri gibi
düştüğü yerde eriyen
gözlerinde görmek istiyorum bittiğimi
dokunurken hissetmek
konuşurken anlamak
aklımı inandırmak...

 

hayatının hiçbir yerinde yokum
yeni aldığın giymeyi düşünmeyip dolaba kaldıracağın
ama onun için fazladan askın
bile olmayan bir kıyafet gibi
öylece odanın orta yerinde durup
gelip geçerken üzerime basman
canımı acıtırken beni üzerken
ait olmadığım istenmediğim,
kalabalık bir dolaba hapsedilmek üzereyken
kalamazdım anla lütfen.......


 
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

IIIPearLIII

IIIPearLIII resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  19.Şub.2009 Per 15:52:51sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

 

 

Gitmen gerektiğini bilip de cayamadığın

Kaç an’ın var?

Ya kalacakken kapı dışarı edildiğin?

Kaç an’ın var

Sen yaşadığını sanırken 

Hiç başlamadığını fark ettiğin ?

 

 

KORUNAKLARIMIZIN ARDINDA

  Korunaklarımız var, kendimizce kurduğumuz, evlerimiz. O evlerin kapıları, kalelerimiz… Kim bilir ne zaman, yenik düştüğümüzde, beklenmedik bir şekilde incitildiğimizde, belki gitmek zorunda bırakıldığımızda, belki de ne olduğunu bile anlayamadığımız terk edilişlerimizin ardından  kurduğumuz korunaklarımız…

  O korunakların ardında çok uzun zamanlar, içeriyi çoktan temizlemiş ve dışarıdaki tehlikeleri kendimizden uzak tutmuş olarak yaşarız.

Korunağımızın kapısını tıklatanlar olur zaman zaman… Evde, içerde değilmişiz gibi yapar sessizce gitmelerini bekleriz.

  Sonra bir gün  bir tanesine açmak isteriz kapımızı. Belki zamanı gelmiştir, belki diğerlerinden daha kararlı çalıyor diye…

Önce ürkekçe aralarız kapıyı. O kapı aralığından girmek üzere olan duyguyu anlamaya çalışırız, zaman alacaktır güvenmek. Ama denemek isteriz, bir şans vermek…

Hem kapıyı çalana, hem de duygu yokluklarında uzun zaman geçirmiş olan kendimize …

  Nihayetinde kapımızı çalmak için gelmişse yüreklidir diye düşünürüz, zarar vermeyeceğine inanmak isteriz. Zamanla o kişi daha sık çalar kapımızı, biz unuturuz sanki önceden aldığımız yaraları, daha bir rahat açarız kapıyı.

Salonumuza, mutfağımıza, yatak odamıza girmesine izin veririz o insanın. Salonumuzda tanımaya, tanımlamaya çalışır o duyguları, mutfağımızda ısıtırız belki bir fincan kahve sıcaklığında, yatak odamızda artık içimizdedir, kabul etmişizdir. İşte orada biz de hissettiklerimizi tanımlarız kapımızı çalana…

  Sonra bir gün yeniden çalar o kişi kapıyı rahat ve güvenle açar hoş geldin deriz o artık tanıdık olan ruha… Ama o, beklenmedik bir şekilde çamurlu ayakkabılarıyla giriverir bu kez içeri. Salonumuza, mutfağımıza ve yatak odamıza… Şöyle bakınıp çıkıp gider kapıdan…

  Kaç defa kendimizi böyle bulmuşuzdur, çıkıp gidenin ardından kapıyı kapatıp, içerdeki çamurlu ayak izlerine bakarken…

Bakanlar o an, gözyaşı göremezler yanaklarımızda…

Öğrenmişizdir önce evi havalandırmayı, yerleri süpürüp silmeyi ve gidip kapımızı çift kilitlemeyi…

  Ardından aynanın karşına geçeriz, bize ne kaldığını görmek için.

Yüreğimizin tam üzerinde diğer izlerden daha yeni, daha belirgin belki daha derin yeni bir çizgi görürüz kanayan… Üzerine bir bant yapıştırırız, bir süre sonra çıkartıp atmak üzere…

Ama o yaranın ya izi kalır ya da ara sıra kendini hissettiren sızısı…

  Güçlü görünen, ağlamayan, kolay kolay tepki vermeyen insanlara biraz daha dikkatle bakın. Hani zaman zaman şu “sanki taş kalpli” dediklerinize… Korunaklarının kapılarını kolay kolay açmayan  o insanlara…

Unutmayın, bazıları yanaklarından süzülen yaşları kağıt bir mendille silip atar, bazıları ise o göz yaşlarını içlerine, yüreklerine akıtırlar…

Şimdi bir daha düşünün hangisi daha çok acıtır…

 

BAZEN YILDIZLARI SÜPÜRÜRSÜN

Bazen yıldızları süpürürsün farkında olmadan

Güneş kucağındadır bilemezsin

Bir çocuk gözlerine bakar, arkan dönüktür

Ciğerinde kuruludur orkestra duymazsın

Uçar gider koşsanda tutamazsın

                                                

                                            William Shakespeare

 

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

IIIPearLIII

IIIPearLIII resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  20.Şub.2009 Cum 12:18:53sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

Bir insanı herhangi biri kırabilir, ama bir tek en çok sevdiği acıtabilirmiş,
Çok acıttığında anladım..

Fakat,hak edermiş sevilen onun için dökülen her damla gözyaşını,
Gözyaşlarıyla birlikte sevinçler terk ettiğinde anladım..

 

 

SİLEBİLSEM SİLERDİM TÜM EZBERLERİNİ YÜREĞİMİN... 

Silebilsem silerdim,  hatırlayınca anı dağıtan tüm izlerini içimin…

Sana sarılıp gönderirken, başka bir zamandan hızla zihnime gelen, dönülmeyeceğini bilmeden yaşanmış başka bir uğurlama anına ait o görüntü gibi…

Işte böyle zamanlarda hangisi gerçek, hangisi eski bir görüntü karışıyor ruhumda.

Eskilerden kalma bir anın  endişesi şimdiyi gölgelerken, sanma ki benim de  içim rahat…

Hiç değil biliyor musun? Hemde hiç…

Silebilsem silerdim tüm ezberlerini yüreğimin…

İşte, sen bana durduk yere ve içtenlikle “gitmeyeceğim hem de hiç dediğinde” başka bir zamandan zihnime hızla gelen  tutulmamış bir “hiç gitmeyeceğim” sözü ve ardında beklenmedik bir dağılışın külleri beliriyor… Hangisi gerçek hangisi geçmişten gelen görüntü bilemeden, hüznünü yaşıyorum istemeden ve şimdiden.

Yapabilsem, yapardım inan. Zihnimden geçmişin bir belirip bir kaybolan görüntülerini siler, yerine anlatılan masallarda ki o kahramanlar olduğumuza çocuksu bir saflıkla inanırdım elbette. Eğer benim masallarım bunca zaman bir kere olsun okunabilseydi, eğer kırılıp, incinmeseydi inançlarım ve eğer… eğer olabilseydi…

Yani bilemiyorum anlıyor musun?

Niyetin bende yepyeni, hiç okunmamış bir masal yazmak mı, yoksa bu ölü ruhun portresini çizenlerden biri olmak mı? Daha fazla iz, gelecek anlarımı  dağıtacak daha başka  görüntüler ekleyerek üstelik…Bilemiyorum…

Ve çok ağır biliyor musun?  

Benim sandığın görüntülerin, bir gün ansızın sudaki izler gibi dağılışlarını ve sonra başka yaşamlara dönüşmesini seyretmek…

Ve dönmeyecek bir parçanı daha kendi kıyılarından yolcu etmek…

 

 

TUTABİLSEN...AMA UNUTMUŞSUN


Tutabilseydin tutar avuçlarınla, avuturdun kalbini. Sarılabilseydin ona ne güzel olurdu değil mi?
Hayal ettiğin sana sarılışlar gibi...

Sense; yanlışlara düşmesin diye döndüremedin tutup yolundan, acı çektiğinde dokunup saramadın yaralarını ve hayalleri kırılmış döndüğünde her dafa sarılıp avutamadın onu...

Şimdi bu dokunamadığın, sol yanındaki sızını alıp gitmek istiyorsun. İkiniz bir yolda, tutunamadıklarınızdan uzakta
Yeni bir başlangıca...

Unuttun mu?
Başlangıçlar sonlara dönüşür, yol biter sen caydığında, bilmediğin diller öğrenilir
Ve gitmek isteyecek anlar birikir yine, gittiğin her yeni yerde...

Evet belli ki unutmuşsun...

 

 

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

IIIPearLIII

IIIPearLIII resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  20.Şub.2009 Cum 23:39:24sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
fiogf49gjkf0d





Hayat iki nokta arasında bir çizgi.Silip de baştan çizemediğimiz,

 titrek,kesiksiz,kısacık,bir çizgi...

  Devran içinde anlık bir göz kırpması gibi....

 

 

 

HAYAT SİLGİ KULLANMADAN RESİM ÇİZME SANATIDIR

Başkalarının kalplerini etkileyecek yolu ancak siz seçersiniz.
Hayat Silgi Kullanmadan resim çizme sanatıdır. Ve insanlar böyle büyürler.Hayat skor tabelası tutmak değildir. Kaç arkadaşınız olduğu ya da kaçının sizi arkadaş kabul ettiği değildir.
Hafta sonu için planlarınızın olması değildir.Hafta sonunda yalnız olmanız da değildir.Şu sıralar sevgiliniz olması değildir.Geçmişte sevgiliniz olması değildir.Geçmişte kaç sevgiliniz olduğu değildir.
Bugüne kadar hiç sevgilinizin olmaması da değildir.Sizi kimin öptüğü değildir.Aileniz ya da onların serveti değildir.Hangi okula gittiğiniz değildir.Ne kadar güzel ya da ne kadar çirkin olduğunuz değildir.Giydikleriniz, ayakkabılarınız değildir.Ne çeşit müzik dinlediğiniz değildir.Okul notlarınız değildir.Ne kadar akıllı olduğunuz değildir.Herkesin size verdiği akıl notu hiç değildir.
Hayat standart testlerinin belirlediği kişiliğiniz de değildir.
Hayat bir kağıda dökülmüş hayat hikayeniz ve bu hayat hikayesini kimin kabulettiği de değildir.
AMA HAYAT:
Kimi sevdiğiniz, kimi incittiğinizdir.
Kimi mutlu, kimi mutsuz ettiğinizdir.
Sizin olanları koruyabilme ya da mahvedebilmenizdir.
Dostluklarınızdır.
Neyi söylediğiniz ve neyi kastettiğinizdir.
Hangi önemli hüküm ve kararları verdiğiniz ve de niçin verdiğinizdir.
İçinizde sevgiyi taşımak, büyütmek ve dağıtmaktır.
Ama en önemlisi, yalnız başınıza asla gerçekleştiremeyeceğiniz bir şeyi
yapmak, hayatınızı, başka insanların kalbine dokundurabilmektir.
Başkalarının kalplerini etkileyecek yolu ancak siz seçersiniz.
Ve hayat bu seçimlerdir zaten.
Hayat silgi kullanmadan resim çizme sanatıdır. Ve insanlar böyle büyürler.

 

TUTUNAMAYANLARA...

Herkesin yaralı, herkesin yarım bir yanını tamamlarken,

verdiklerinden geriye kalanlarınla sen de yaralı ve yarımsın şimdi…

Üstelik yorgun, üstelik de ağır adım artık hayata senin de adımların...

O yorgun, o ağır adımlarla en son neresine kadar gidebilirsin yaşamın?

Üstelik daha zor şimdi, kalabalık olmak ve kalabalıklar arasında yalnız kalmamak.

Daha zor içinin an ve an acıyan yanını avutup, yine de hala inançlarını korumak.

Bugün artık daha zor değil mi, o inançlarını kendine bile savunmak .

Böyle geçiyor zihninden işte çok zamanlar…

Ama bak, herkesin yaralanmaktan kaçtığına, sen bir kerelik ömrünü adamışsın.

Hiç değilse geçtiğin yerlerde izlerin, hiç değilse o izlerle bezeli yüreğin var senin.

İşte senin o yara ve izlerinin toplamıdır hayat.

Yaşadığına, var olduğuna ve dahil olarak yaşadığına tek kanıt…

Ya bir gün, tek  bir iz bile olmayan lekesiz, berrak bir yürek ve zihinle bakakalsaydın kendine?

Üstelik çok az bir zaman kaldığını bilirken geride,

ve geriye dönüp hiçbir anı yeniden yazamayacakken kendine…

Kıyısından seyredilmiş bir hayat boşa geçmiş demektir.

Eskisi kadar tutkulu, eskisi gibi hevesli olamasan da

Devam etmelisin.

O yorgun, o ağır adımlar, yaşamın en son neresine kadar götürebilirse seni...

 

 

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

IIIPearLIII

IIIPearLIII resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  21.Şub.2009 Cmt 13:29:32sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
fiogf49gjkf0d

 

Kısa kısa anlardan bir ömür biriktiriyoruz. Mutsuz yaşamak için

 çok uzun, ertelemek,ıskalamak ve umursamamak içinse

   çok kısadır hayat...

 

 
GÖKYÜZÜ, SALINCAK... 

  Hani bazen arayıp,

“Hadi gökyüzüne bak orada da pamuk gibi bulutlar var mı?” diye sorarım ya,

 genellikle de bunaldığınız bir anı yakalamış olurum o an…

Sanırım çocukluğumun salıncak keyfinden kalma bir alışkanlık bu.

Herşeyin sonunda ya da ağır bir günün ortasında gökyüzüne bakmak ve sonra tüm ruhuma yayılan o tebessümle gülümsemek alışkanlığı…

Salıncakta sallanırken, ayaklarını bir ileri bir geri hareket ettirdikçe hızlanıp sonunda da başını geriye atarak;

gökyüzünü, bulutları, kuşları kucaklarken atılan endişesiz çocukça kahkahalar gibi…

Zaman zaman o aradaki anlar gibi hayat da hala bana demek ki …

Tıpkı çocukken,

 şekerlerimi üzgün arkadaşlarıma uzatıp paylaştığım gibi, şimdi de mutluluk ve huzurumu sevdiklerimle paylaşıyorum…

Mutlu anların paylaşımı, soluksuz zamanların huzuru benim için gökyüzü…

Ve çok değerli, sizin gibi…

  Sahi, bugün hiç gökyüzüne baktınız mı?...

 

 

Tüm yıkımların ardından,

Bize ne kaldığını bile bilmeden,

Yaşamayı deneyeceğiz yeniden.

Kelimeleri bulup, cümleler kuracağız.

Düşüncelerimizi kazanacağız sonra.

Şanslıysak belki,

Yeniden hissedebilme yetimizi…

Her defa,

Sızlama ihtimali olan bir yürekle,

Yerleşmiş bir ürpertinin serinliğinde

Yol alacağız bundan böyle.

Bir belirip bir kaybolan

Anılarla bölünecek,

Nihayet yakalanmış bir gülüş anımız.

Eğreti yaşayacak, eğreti gülecek,

Eğreti tutunacağız birilerine.

Bizi bırakıp giden yanımıza kırgın

Yine de bu yarım yanımızdan mutlu

İki yarımdan bir bütün gibi yaparak

Varsayacağız yaşadığımızı...

 

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

IIIPearLIII

IIIPearLIII resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  22.Şub.2009 Pzr 23:23:42sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

 

 

Hayat yasandıgı kadardır...

 Ötesi ya hatıralarda bir iz,

   ya da hayallerde bir umuttur...

 

Yüreğinizi Kanatmıyor mu Zaman...

Aşkı bedenlerimize, çiçekleri parfümlere kurban ettik. Rüzgarın yerini
pervane aldı. Sevgi şehvetin tuzağı oldu. Göz yaşlarımızın kalbimizle
bağlantısını kopardık.

Ruhumuzu yitirdiğimizin farkına bile varamadık. Gönlümüz gönlümüze esir düştü.
Ağlamayı unuttuk çünkü kalplerimiz ölü.

Ölmekten kaçıyoruz çünkü yaşamayı unuttuk.

Kimseyle konuşamıyoruz, kimseyi dinleyemiyoruz çünkü kendimizle kavgalıyız.
Sözler kalbimize inmiyor çünkü kalplerimize giden yolları kapatmışız.

Tenlerimiz kalplerimizi esir etti. Aşkından verem olanlar şimdi bir hayal.
Artık kıskançlık krizleri geçiriyoruz.

Bulut nasıl ağlar, nar çiçeğini kim boyar, kumrular nasıl kur yapar,
bülbüller birbirlerine hangi aşk sözlerini fısıldar, bilmiyoruz anlamıyoruz.

Semaların dilini çözememişsen, sevgi kalbine kılavuz olamamışsa,
hala meyveyi ağaçtan, suyu buluttan biliyorsan, nasıl yaşayabiliyorsun dünyada?.
Dar gelmiyor mu bu mekan sana? Yüreğini kanatmıyor mu zaman? ....

Yüreğinizde sevgi tomurcukları hiç solmasın!
 
 
 
 
 
 

HAYDİ BUL YÜREĞİNİ

Duymuyor musun sesini.?

Şşşşşşt...

Sessiz ol biraz... Kulak ver...Hâlâ yok mu.?

O zaman önce yerini bulmalısın.

Hayır, ben yardım edemem, sen bulmalısın; ama, tarif

edebilirim.

Önce tüm düşüncelerinden sıyrıl... Kendini sadece buna

odakla...

Kapat gözlerini.

Bu arayışta gözlerin yardımcı olamaz sana.

Elini göğsünün üzerine koy. Biraz bekle, sakince nefes al,

heyecanlanma...

Şimdi elini yavaşça sol tarafına götür. Hayır , aşağı doğru

değil, daha yukarıda.

Sol koluna doğru.Evet, iyi gidiyorsun, parmaklarının altında

hisset.

Bir değişiklik var mı.?

Elinin altında bir şeyin attığını hissediyor musun.?

Hayır mı.? Yanlış yerde olmalısın o zaman.

Çok mu yukarılara çıktın yoksa? Biraz aşağı indir elini.

Avucunu tam olarak aç.

İyice yasla göğsüne.Ya şimdi.? Çok hafif bişey  hissettin

demek.

Bu güzel, doğru yolda ilerliyoruz o zaman.

Kapalı değil mi hâlâ gözlerin.? Şimdi parmakların koltuk altına

doğru ilerlesin.

Evet, avucunun altında duruyor olmalı.!

Atışını hissediyormusun şimdi. "Neden şimdiye kadar bulamadım"

diye hayıflanma , geçmiş geçmişte kaldı.

Sen bundan sonrasına bak artık.!

Buldun ya yüreğini, bundan böyle hayattaki en iyi rehberin o

olacak.! Sesini dinlersen ve kaybetmezsen onu, sana hep

doğru yolu gösterecek.!

Evet, bazen yanılıyor, bazen gittiği yolda tökezliyor; ama,

olsun. Sen yine de dinle yüreğinin sesini.

Bugüne kadar başka şeyleri dinledin  de ne oldu.? Hangi

emanet yürek mutlu etti seni.?

Mutlu etseydi arıyor olur muydun bugün kendi yüreğini.?

Hayat, yürekte başlıyor ve diğer bütün duygular yürekte can

buluyor çırılçıplak.!

Yüreğinle konuşursan eğer, yüreğinle görmeyi, yüreğinle

duymayı öğrenirsen senden daha mutlusu olmayacak

dünya da.!

Bir insanı sevmenin, yaşam a koşulsuz bencillikten uzak

sevgiyle bağlanmanın hazzını yaşacaksın, kendinle

tanışacaksın.!

Bundan daha ÖZDEN GÜZELLİK ne olabilir ki.?

Yüreğine iyi bak.....Unutmayın ki  yürekten veren  yürekler alır.!

 

 

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

IIIPearLIII

IIIPearLIII resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  23.Şub.2009 Pzt 22:10:14sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

 

Sevmeyi öğrenin kırılsanız da, tek taraflı olsa da sevin...

   Gerçek mutluluk almakta değil, vermekte saklıdır...

 

 

SUSARIZ…


Konuşulan konuyu boş, basit ve anlamsız buluyoruzdur, konuşmayı da gereksiz ve anlamsız buluruz…


Susarız…


Konuşulanlar öyle abes ve mantık dışıdır ki sadece hayretle dinler ve sessiz bir tepkiyle belli ederiz duruşumuzu…


Susarız…


Sessiz bir onaydır susuşumuz… Biraz utangaçlık belki ama içten bir katılıştır söylenenlere…


Susarız…


Sessiz bir bekleyiş olur susmak… Ya kendimizin ya da karşımızdakinin ortak değerleri yeniden gözden geçirmesine tanınmış bir fırsattır sessizliğimiz… Ya da birinin bizi fark etmesi, doğru algılayabilmesi için tanınmış bir süre… Susan için endişe ve olasılık hesapları arasındaki gel-gitlerle biraz da huzursuz bir bekleyiştir susmak…


Susarız…


Dile getirilmeyen bir öfkedir bazen suskunluğumuz… Öylesine yaralanmışızdır ki yaralamak isteriz, yüreğini acıtmak ve kanatmak…Ve biliriz ki hiçbir söz acıtamaz, yaralayamaz ve kanatamaz kimseyi bir suskunluk kadar…Ve susmak en acımasız, öldürücü silahtır bazen…


Susarız…


Hassas ve kırılgan bir tepkidir… Küçücük bir hatırlatmadır belki… Fark edilmesi ve onarılması incelik ister… Ya yeniden bir kazanıştır ya da aleyhte bir delil olarak kalır karşımızdaki için…


Susarız…


Bir ilişkide negatiflerin gözümüze batmaya başladığı, karşımızdakine ait aleyhte deliller dosyasının kabarmaya başladığı ve hatta dosyayı masanızdan kaldırmaya gerek duymaz olduğunuz bir noktadasınızdır… Bir duruş, bir soluklanmadır susmak…Ortak geçmişin değerlendirilmesi ve geleceğin muhasebesidir…Durup yeniden, şimdi bulunduğunuz noktadan bir daha bakmak istersiniz yaşananlara ve eldekilerle geleceğe gitmenin ne kadar mümkün olduğuna… Bir içe kaçış ve söylenemeyenlerin biriktirilmeye başladığı yerdir susmak…


Susarız…


Ayağımız yerden kesilmiş, bulutların üstündeyizdir ve çiçek çiçek bahardır yüreğimiz… Sevdiğimizle yan yana ve can canayızdır… Öyle bir ruhsal bütünleşmedir ki hiçbir söz tanımlamaya yeterli gelmez hissedilenleri ve susarız… Sadece yüreklerin ve gözlerin konuştuğu yerdir suskunluğumuz…


Susarız…


İletişimin tıkandığı yerdeyizdir , hiçbir iletinin bize yeterli gelmediği ve hiçbir iletimizin doğru algılanmadığı… Yanlışlıklar, yanılgılar ve kim bilir belki de gerçeklerdir bir fırtınaya tutulmuşçasına savrulup duran… Sözler yerini sessizliğe bırakmaya başlar ve siyah, tek nokta konur cümlelerin sonuna… Zamanla cümlelerimizin sonuna konan o tek ve siyah nokta büyüyerek bir kara deliğe dönüşmeye başlar… Güven ve sevginin içten içe çürümeye başladığı yerdir ve gitmek zamanının ertelenmiş halidir susmak…


Susarız…


Kabul edilmiş bir hata ya da suçtur susuşumuz ve söylenecek her söz kaybetme riskidir… Korku eşlik eder suskunluğumuza…


Susarız…


Bir gidişi kabullenmektir susmak, yerinde ve zamanında olduğunun ayırdımında olduğumuz bir gidişin…


Susarız…

 

Hayata karşı bir susuştur bu kez yaşanan… Bizi can evimizden vuran bir kayıp, yaşanan büyük bir acı, ölesiye bir çaresizliktir yaşadığımız… Söylenecek hiçbir sözümüzün adrese teslim olmayacağından emin olduğumuz, bütün sözcüklerin anlamını yitirdiği bir yerdeyizdir… Hayatın bize bir şey katamadığı ve bizim de hayata bir şey katmak için anlamımızı kaybettiğimiz bir yer… Belki de boş gözlerle, algılamadan bir seyirdir hayat o noktada ve belki de amacı ve beklentisi olmayan, bir mesaj kaygısı taşımayan ve hedefi olmayan tek susuştur yaşadığımız…


Susmak; eylemsiz ve durağan bir edim gibi görünse de her susku bir şey anlatır yine de ve her suskunun bir nedeni vardır ve her susku içinde pek çok sesi hapseden sessiz bir eylemdir…

 

    

 

Güvenmek;
Bazen, yüreğini istemektir;
Heyecanlı atışlarıyla...
Bazen, gözlerini görmektir;
Sevgi dolu bakışlarıyla...
Kâh, elini tutmaktır;
Sıcaklığını hissederek...
Kâh, omuzunu aramaktır;
Başını koyup ağlamak için...
Ama en çok,
Sen - ben değil
BİZ olabilmektir...
Güvenmek
Başkaları kardeş nidasiyla

Araya girmemektir.
Başkalarını kardeşim olarak gördüğünde
Sevdiğinide hesaba katmaktır.
Sadece sevgi değil
Saygıyıda hesaba katmaktır.
Her nekadar içinde kötülük olmasada
Bazı olumsuzlukları hesaba katmaktır.
Her OLUMSUZLUKLARA rağmen sevdiğinin
Herzaman Yanında Olduğunu BİLMEKTİR....

 

 

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

IIIPearLIII

IIIPearLIII resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  25.Şub.2009 Çar 00:14:46sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

 

 

Renkli duygularımı, elbiselerde bıraktım,
 Hepsini rüzgar savurup gökyüzüne alsın,
Hüzünleri görünmeyen yüzüme sardım,
 Gülümsemelerim benden çıkıp,
Sevenlere varsın...
 
 

İnsanı insanca anlayabilmek ve yaşayabilmek istediğim için buradayım ve durmadan yazıyorum, herkesin olduğu gibi benim de aklımın bir köşesinde yaşamıma dair kötü kehanetlerim var ama yüreğimde yaşamın acımasızlığına rağmen bir sevgi var, sevgim var o nedenle yaşıyorum. Hayallerim sonbaharda sararan ve bir bir kayarak rüzgarın istediği yönde kaybolan yapraklar gibi olsa da, her baharda tazelenen ve canlılığı ile yaşamın karşısına dikilen bir hal alıyor yüreğim, o nedenle yazılarım da bir sonbahar bir ilkbahar yaşıyor, kendim gibi. Büyüklerimiz hep yetinmeyi öğretti, elimizde ve yüreğimizde olmayanı düşünmek bile bir lükstü ama bilmiyorlardı ki, kulaklar duysa da, beynimiz doğru dese de, gözlerimizle dudaklarımız kabullense de, asi bir yüreğimiz var, sevmek için savaşı göze alabilecek asi bir yürek. Neden böyle durmadan aşk için çırpındığımı sorma bana, sanki yılların içimde bıraktığı bir kurşun var, sevgiden ve aşktan her uzaklaştığımda daha da derine saplanan bir kurşun, sahibi meçhul bir kurşun. Sahiden insan ne kadar mechul bir varlık böyle,  kendi benligine karşı bile ne kadar bilinmezliklerle dolu, artıları ve eksileriyle sürdürdügüm yaşamım her zamankinden farklı degil oysa. Çoğunlukla ruhumun bedenimi terketmiş gibi yaşayısının nedenini ben de anlayamıyorum, kendimi analiz etmekten aciz kalıyorum. Hep böyle yazıyorum biliyorum, bir gün sonra da sevinçten hopluyor kelimelerim, yalancı çobanın hikayesine dönüyor söylediklerim ama bunları söylemesem asıl o zaman büyük bir yalancı olacagım. Çabalıyorum, inanılmaz gayret ediyorum icinde bulundugum dünyayı yaşamak icin. Yine de bir tiyatro sahnesinin sahte oyuncusu gibi hissediyorum kendimi. Sonra oyunun bir yerinde duruyorsun ve ben bu muyum diye düsünüyorsun, dısardan bakınca herkes rolünü ne kadar da mükemmel oynuyor görünüşte. Bazen öyle sıkılıyorsunki sahnelenen oyun sona ermeden perdeler insin istiyorsun. Kim bilir kaç yürek var bunları hisseden sessizce, sözcüklere dökmeden. İnsan mechul, görünen ve görünmeyen yanlarını birleştirip bir bütün ortaya cıkarmak ne kadar zor. Alex Carrel ın "İnsan Bu Mechul"  kitabının başlığı cok hoşuma gider bu yüzden. Hiç okumadım ama sadece bir başlık bile bana sayısız duyguyu ve düsünceyi anlatır kimi zaman, sevmeye dair bir cümle bile iç dünyamdaki bir notaya dokunur ve yankılanarak ses verir, bu sesle inandığım tüm olumsuzluklar karda açan çiçeklere, hüznüme dair tüm kelimeler rüzgarda uçuşup kaybolan yapraklara döner, o anda içimdeki kurşun adeta bedenimden çıkıverir...

 

 

 

Kaybolabilsem şöyle birkaç yıl ortalıklardan
Herkesten uzak bir şehre yerleşebilsem
Kimsenin beni tanımadığı
Benimse kimseyi tanımak istemeyeceğim
Maviliklerin arasında
Kuşların melodisi eşliğinde
Sadece ben kalabilsem..
Mutluluğu orada bulabilsem.
Hatıralar,yaşanmışlıklar bavulda kalsa
Ve benim bavulun içindekilere hiç ihtiyacım olmasa
Sığınacak 4 duvarım olsa
Duvarların her biri mutlu renklerle boyansa
Siyah renk hayatımda hiç yer almasa
Gökkuşağı hep gökyüzünde asılı kalsa
Yağmur yağdığı zaman ki toprak kokusu her zaman olsa
Sonbahar da olsa kış da olsa
Karamsar olunmasa
İnsan kendine mutlu olacak
Bir sebep her zaman bulabilse
İşte hayat bu
Ve yaşamaya değer her zaman diyebilse
pişmanlık hiç olmasa
Keşke…”keşke”ler sadece 1 kez kullanılsa
“İyi ki yapmışım” lar kaplasa 4 bir yanımızı
dostlar.
Güvenilir arkadaşlıklar hep uzun süreli olabilse
anne baba sevgisi gibi karşılıksız sevebilsek
yediklerimizde hep anne eli değmiş gibi aynı lezzeti bulabilsek
hastalandığımızda başucumuzda iyileşmemizi bekleyen şefkat dolu bakan bir çift göz bulabilsek
düşünsek ve başarsak
yada istesek ve elde etsek
korkular ve yenilgiler hiç olmasa
cesaretlendirsek kendimizi her konuda
sıvazlasak sırtımızı daha kuvvetlice
kulağımıza hep aynı ses fısıldasa aynı kelimeyi söylese
“güveniyorum sana” dese
ihtiyacımız olduğunda elimizi uzatsak
yardımcı olacak kişi hep orada olsa
yada hiçbir şeye hiçbir zaman ihtiyacımız olmasa
doğanın dengesi bu diyerek göz yummasak her şeye
“doğayı sev”,”çevreyi koru” sadece 2 kelimeden ibaret olmasa
anlamını bilerek hareket edebilsek
büyük balık küçük balığı yemese
küçük balık yenilgiyi hemen kabullenmese
savaşsa yaşamak için
ve sıkıntılar hiç olmasa
stres her hastalığın nedeni olmasa
kimsenin borcu olmasa
herkes aldığı paradan memnun kalsa
ve herkes karnı tok olarak uykuya dalsa
rüyalar hep mutlu
hayaller her zaman gerçek olsa
sevenler daima sevilse
herkes mutlu olmayı hak etse
her şey ama her şey benim tüm bu yazdığım temenniler gibi olsa
yine de sorgular mıydık acaba
niye geldik o halde biz bu dünyaya
sınavdan ibaret değil midir zaten yaşamak
aldığımız her nefesimizin bile hesabı sorulacakken
her şey güllük gülistanlık olduğunda
biz insanoğlu yetinebilecek miyiz?
Daha fazlasını daha istemeden şükredebilecek miyiz ?

 

 

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

IIIPearLIII

IIIPearLIII resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  26.Şub.2009 Per 00:21:40sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
fiogf49gjkf0d

 

Bir aşk değil bir savaştı yaşadığım. Fark ediyorum.
Kendimle savaştım ben. Kendimi sana inandırmak için zorladım. Gelmeyişlerine, sevmeyişlerine, yalanlarına kendimi ikna etmek için, senin sevginle kendimi kandırmak için, bir masalı yaşadığımıza inanmak için savaştım.
Kendime yenildim sonunda. Sana değil.
Şimdi içimdeki bu savaşı bitiriyorum.
Bir gün bu savaşın biteceğine, sevginin buna değeceğine olan inancımı, gözlerindeki sahte aşkı bırakıp ellerine, kendime sadece yaşamımı alıyorum. Sensiz yaşanmayacağına inansam da, senden hayatımı ayırmakta zorlansam da, artık seninle savaşmaya güç bulamadığım yaşamım ellerimde, gidiyorum.
Senin galip başladığın bu aşkta, yenile yenile seni yenmeyi öğrendiğim bu savaşta, seni içimde bitiyorum.
Artık bitti kendimle savaşım.
Yenildin içimde;
Ben -bir- im artık.
Sen sıfır!
-Biz- bittik artık,
Git biraz da başka yürekleri kır...

Git biraz da başka yürekleri kır..

 

 

Yaşayabilme ihtimali

Soğuk ve şehirlerarası
Otobüslerde vazgectim
Cocuk olmaktan
Ve beslenme çantamda
Otlu peynir kokusuydu babam...

Ben seninle birgün veyselkarani de haşlama
Yeme ihtimalini sevdim.

İlkokulun silgi kokan, tebeşir lekeli yıllarında
(Ankara da karbonmonoksit sonbaharlar yaşanırdı
O zaman) özlemeye başladım herkesi..ve bu hasret
Öyle uzun sürdü ki, adam gibi hasretleri özlemeye
Başladım sonra..

Bizim kemalettin tuğcu larımız vardı...
Bir de camların buğusuna yazı yazma imkanı

Yumurta kokan arkadaşlarla paylaşılan
Kahverengi sıralarda, solculuk oynamaya başladık..
Ben doktor
Oluyordum sen hemşire, geri kalanlar kontrgerilla...
Kırmızı boyalarla umut ikliminde harfler yazılıyordu,
Pütürlü duvarlara ve türk dil kurumu na inat bir
Türkçeyle...ağbilerimizden öğrendik, ş harfinden
Orak çekiç figürleri türetmeyi..

Ankara ya usul usul karbonmonoksit yağıyordu.
Ve kapalı mekanlarda sevişmeyi öneriyordu
Haber bültenleri..
Oysa ankara da hiç sevişmedim ben.
Disiplin kurulunda tartışılan aşkım olmadı benim..
(sınıfça gidilen pikniklerde kıçımıza batan platonik
Dikenleri saymazsak..)
Ankara ya usul usul kurşun yağıyordu..ve belli bir
Saatten sonra sokağa çıkmamayı öneriyordu haber
Bültenleri..oysa hiç kurşun yaram olmadı benim..
Ve hiçbir mahkeme tutanağında geçmedi adım..
Çatışmaların ortasında sevimli bir çocuk yüzüydüm
Sadece..

Sana şiirler biriktiriyordum fen bilgisi defterimde ama sen
Yoktun..ben, senin beni sevebilme ihtimalini
Seviyordum, suni tenefüs saatlerinde..okul servisi seni hep
Zamansız, amansızca bir lojman griliğine götürüyordu..ben,
Senin benimle tunalı hilmi caddesine gelebilme ihtimalini
Seviyordum..

Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum.
Yaz sıcağı toprağa çekiyordu tenimin çatlamaya hazır
Gevrekliğini..sonra otobüs oluyordum,
Kırık yarık yolların çare bilmez sürgünü..
Ne yana baksam dağ ve denizsanıyordum Muş ovasının yalancı
Maviliğini...otobüs oluyordum bir süre..yanımızdan geçen
Kara trenlerle yarışıyordum, yanağım otobüs camının
Garantisinde..
Otobüs oluyordum...bir ülkeden bir iç ülkeye..çocukluğuma
Yaklaştıkça büyüyordum...
Zap suyunun sesini başına koyuyordum şarkılarımın
Listesinin..
Korkuyordum..sonra iniyordum otobüsten..çarşıdan bizim
Eve giden, ömrümün en uzun, ömrümün en kısa, ömrümün
En çocuk, ömrümün en ihtiyar yolunu koşuyordum..çünkü
Sonunda annem oluyordum babam kokuyordum sonunda...

Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim,
Çocuk olmaktan..
Ve beslenme çantamda
Otlu peynir kokusuydu babam...
Ben seninle bir gün van daki bir kahvaltı salonunda...
Ben seninle (sadece bilmek zorunda kalanların bildiği) bir
Yol
Üstü lokantasında...
Ben seninle, ağrı dağına mistik ve demli bir çay kıvamında
Bakan doğubeyazıt ın herhangi bir toprak damında...
Ben seninle herhangi bir insan elinin terli coğrafyasında
Olma
İhtimalini sevdim...

Ben senin,
Beni sevebilme ihtimalini sevdim!

 

 

CC sohbet icin buraya
 <<1...100...200...224225226227228229230231232233234 235236237238239240241>>
Mesaj Ekle, arkadaş oyun sohbet icin cagir