ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum
Kurallarını mutlaka okuyunuz...
manolya41> Forum Mesajları | | manolya41'e ait Toplam 9827 Forum Mesajı var
|
|
manolya41
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Yeni cLub Açıyorum> 2.Eyl.2012 Pzr 12:23:06 | | clup katuranko veya clup cermakpanır
hayırlı olsun | |
manolya41
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Geyik Muhabbet >Fıkralar >Yüzen saat> 1.Eyl.2012 Cmt 21:34:53 | | Akıl hastasının biri saatini hastane bahçesindeki havuza atmış. Bunu gören arkadaşı yanına yanaşmış ve konuşmaya başlamışlar:
-"Niye attın saati havuza?"
-"Nasıl yüzdüğünü görmek için."
-"Peki, kurdun mu?"
-"Hayır."
-"Enayi, hiç kurmadan yüzer mi?"
| |
manolya41
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >GİTMELER ÖNCE GÖZLERDE BAŞLAR> 1.Eyl.2012 Cmt 21:25:34 | |
Gitmeler önce gözlerde başlar. Önce gözler terk eder sevdiğini. Önce gözler uzaklaşır sevdadan.
Dilin tüm inkârına, sevdiğini inandırma telâşına karşı gözler anlatır doğruyu. Yalansız, riyasız söyleyiverir bittiğini. "Artık demir almak günü geldi bu limandan" der acımasızca.
Bakarken içi titreyen gözler görmez olur seni.
İzlersin, yapacak bir şey yoktur çünkü. Hayatının tam ortasına gelip yerleştiği zamanı kabul ediş gibi, gidişi kabul edersin. Bilirsin ki her çaba boşuna. Gitmek düştüyse akla, her söz daha derin bir yara. Beklersin, sorgusuzca yerleştiği yüreğinin üzerine basa basa gidişini izlersin. Konuşmak nafiledir artık. Ne söyleyecek kelime, ne anlatacak duygu kalmamıştır.
Sensiz nefes alamayandır giden. Yokken nefes alamadığındır. İnanamaz ama izlersin. Dilin de gözler kadar dürüst olacağı günü beklersin. Acıtır her yalan, her sahte dokunuş yakar tenini, beklersin.
Mutluluğundur giden. Kalbin kanar ama izlersin. Söyleyemediklerinle yanmaya başlar boğazın.
Hayallerindir, sevdandır giden. Kocaman bir boşluk bırakır ardında, doldurmayı öğrenirsin.
Kendini hazır hissettiğinde, söyleyecek makul bir sebep bulduğunda, zamanı geldiğinde dillendirir gidişini. Bildiğin bir masalı anlatır gibi, oyuncularını, hikâyesini, sonunu bildiğin bir filmi izletir gibi. Anlatır, dinlersin. Gider, izlersin.
Acı, izin verdiğin kadar acıtır bilirsin...
Arzu Bahar | |
manolya41
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Müzik, Vido Klip, Playlist, Konser >Katy Perry, Yabancı şarkılar> 1.Eyl.2012 Cmt 14:42:56 | | You’re so hypnotizing Could you be the devil Could you be an angel
Your touch magnetizing Feels like I am floating Leaves my body glowing
They say be afraid You’re not like the others Futuristic lover Different DNA They don’t understand you
Your from a whole other world A different dimension You open my eyes And I’m ready to go Lead me into the light
Kiss me, ki-ki-kiss me Infect me with your love and Fill me with your poison
Take me, ta-ta-take me Wanna be a victim Ready for abduction
Boy, you’re an alien Your touch are foreign It’s supernatural Extraterrestrial
Your so supersonic Wanna feel your powers Stun me with your lasers Your kiss is cosmic Every move is magic
Your from a whole other world A different dimension You open my eyes And I’m ready to go Lead me into the light
Kiss me, ki-ki-kiss me Infect me with your love and Fill me with your poison
Take me, ta-ta-take me Wanna be a victim Ready for abduction
Boy, you’re an alien Your touch are foreign It’s supernatural
Extraterrestrial
| |
manolya41
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Haber >Güncel haberler >1 EYLÜL DÜNYA BARIŞ GÜNÜ KUTLU OLSUN...> 1.Eyl.2012 Cmt 14:31:55 | |
Ben isterdim ki
Ben isterdim ki uzaklar yakın hayaller gerçek olsun
Ben isterdim ki umutlar mavi gökyüzü güvercin dolsun
Ben isterdim ki yeryüzü çiçek çiçekler sevda koksun ne umutlar sönsün ne çiçekler solsun her yerde dostluk, barış olsun düşmanlıklar unutulsun
Ben isterdim ki bulutlar ağlasın analar ağlamasın acılar yansın yürekler yanmasın konuşsun tüm çiçekler kendi dilince yasaklar olmasın tüm evreni özgürlük kucaklasın
Ben isterdim ki yağmurlar bulut bulutlar sevda sevdalar umut umutlar özlem olsun geceler yıldız yıldızlar ay koksun silinsin kinler, kötülükler dünyamız sevgi dolsun
Nuri Can 18/12/1977 İstanbul | |
manolya41
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Değerli Müşterilerimiz İnternet Yüzünden Kapalıyız> 30.Ağu.2012 Per 14:22:39 | |
Ustaydık, kalfaydık, çıraktık. İşi gücü bıraktık. Kasayı kapattık.
Değerli müşterilerimiz internet alemindeyiz. İki dakika müsaade eder misiniz bayan ( e mail ) gelmiş de. Bir dakika müsaade beyefendi facebook da birisi beni dürtmüş de. Teyze az müsaade msn de arkadaş titretiyor da.
Değerli müşterilerimiz, Film ve müzik indireceğimden, Az sonra müessesemiz kapanacaktır.
O kaç lira mı ? Bir dakika gooogle sorayım hanım teyze. Arızası ne mi ? Şu an arkadaş çevrimdışı, çevrimiçi olursa sorarım bey amca.
Tüh be ! Virüs mü girdi. Değerli müşterilerimiz Bilgisayara format atılacağından, Müessesemiz gün boyu kapalıdır.
| |
manolya41
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >BİZMİ OLMAYI ÖĞRENDİN YOKSA> 28.Ağu.2012 Sal 20:42:05 | |
Hani bazen anlatırdınya içinden geçen duyguların sen anlatmaya başladığında nasıl arka kapıdan çıkıp, kaçıp, kaybolup gittiklerini. Arkalarında ne bir iz nede bir işaret bırakmadan yok olduklarını Hani bazen anlatırdınya içinden geçen duyguların sen anlatmaya başladığında nasıl arka kapıdan çıkıp, kaçıp, kaybolup gittiklerini. Arkalarında ne bir iz nede bir işaret bırakmadan yok olduklarını. Bu nedenlemidir acaba senden kaçan duyguların bana sığınmaları, pencerelerim kapalı, kapımın bütün kilitleri kilitli ama yinede giriyorlar, geliyorlar bacadan, anahtar deliğinden, penceren içeri süzülen güneşin ışığına karışıp, mutfaktaki musluktan… yine geldiler sen varken gözlerimin önünde, sen öyle duygusuz, öyle donuk, öyle isteksizsin ki bunu bile anlatıyor bana senden kaçıp gelen duygular. Ellerini tuttuğumda duyduğum tek kalp atışı benimkisi, gözlerine baktığımda gördüğüm tek şey kendi gözlerimin görüntüsü, küçük bir öpücük kondurduğumda yanağına gördüğüm tek gülümseme aynaya baktığımda gördüğüm gülümseme. Sanki sen yoksun, sanki hiç sen olmadın, sahi sen neredesin, neden ben var sadece senin içinde, neden sana baktığımda kendimi görüyorum ve duyuyorum sadece, biz ikiz değilizki biz iki sevgiliyiz sadece ayrı bedenlerde. Neden ben senin içinde ve neden sen benim içimde yoksun. Yoksa sen severken kendi varlığının farkına varmadan beni, ben seni sevemiyormuyum senin sevdiğin gibi.
Özledim hani o ilk günlerimizi, hani sanki ilk güneşin doğuşunu gördüğüm gün gibi doğmuştun karanlıklar içinde kalmış yüreğimin en ücra köşelerine. Beklide en çok gülümsemeni özledim, hani sen gülümseyince ruhuma gelen ilkbaharın ve ilkbaharla birlikte açan çiçeklerin, neşeyle öten kuşların, soğuktan sıcağa ulaşmanın mutluluğu, renklerin yeniden doğması, doğanın uyanıp tekrar dünyayı yeşile boyaması gibi hissederdim ama senden kaçıp bana sığınan duygularla ve hislerle değil kendi duygularımla hissederdim. Bizmi büyüdük ve büyüdükçe bedenlerimiz gibi hislerimizdemi değişti yoksa sen biz olmayımı öğrendin ben yokken, bensiz, sessiz, benden habersiz...
Sinan Yıldırım | |
manolya41
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >HAYAL SEVGİLİYE SARILMAK> 28.Ağu.2012 Sal 00:02:39 | |
Sımsıkı sarıldığı meğer yalnızlığıydı. Hayretle gördü bunu. Nasıl olur, dedi kendi kendine. Peki, sevgisi neredeydi? Hayalinde miydi her zaman ki gibi? Evet, hayalindeydi.
Adam öfke doluydu. Bakıyordu ama baktığının ötesindeydi bakışları. Ateş çıkıyordu sanki gözlerinden. _ Ben senin neyinim ki?dedi kızgın. Kızgınlığı kadına değildi ama ona bağırıyordu işte. Yineledi sorusunu. _ Ben senin neyinim? Sevgilin miyim? Aşkın mıyım? Arkadaşın mıyım? Sana bir söz mü verdim? Seni sevdim mi sanıyorsun? Neyinim ben senin? Hiçbir şeyin değilim ya!
Kadının kalbini sızlatıyordu adamın bu sözleri. Ama ona cevapta veremiyordu. Sen benim sevgimsin de diyemiyordu. Ben seni seviyorum da diyemiyordu. Sessizliği seçmişti. Sanıyordu ki suskunluğu adamı sakinleştirir. Adam çok kızgındı. Kızgınlığı yaşama, yaşamına, yaşadıklarınaydı.
Kollarından yakaladı kadını adam. Gözlerini dikti kadının gözlerine. _ Ben senin neyinim ya? Diye sordu tekrar.
Kadının yaşlar gözüne hücum ediyordu ama sıkıyordu kendini. Dudaklarını ısırdı. Zor bir durumdaydı. Neden zorluyordu ki adam bu kadar. Yoksa hep dediği gibi gerçekten sevmiyor muydu kadını? Ama defalarca söylemişti adam hatırlamasa da kadını sevdiğini. Dudağının ucuna kadar geldi. Sen sevgimsin benim, demek istedi gene. Sustu kadın gene.
Adam kararlıydı. Sarsıyordu kadını. Kadın ağlamaya başladı. Adam, zaten dayanamazdı. Özünde çok hisli biriydi. O da başladı ağlamaya. Gözleri birbirine kenetli ağlaşıyorlardı işte. Adam büyük bir hırsla öptü kadını. Dudaklarında kadının gözyaşının tadı, hırsla öptü. Sonra da sarıldı kadına. Sımsıkı. Öyle sıkı sarılmıştı ki kemiklerinin birbirine geçtiğini hissetti kadın. Kadın da adama sarılmıştı.
_ Seni seviyorum, dedi kadın. Tüm benliğimle seni seviyorum. Her şey gibi seviyorum seni. Kulaklarında bir uğultu oldu kadının. _ Ben de seni seviyorum…
Adam mı söylemişti bunu? Kulakları ona oyun mu oynamıştı? Bunlar duymak istediği sözcükler miydi? Adama baktı, merakla. Gözünde yaşları adamdaydı bakışları. Adam hiçte bir şey söylemiş gibi durmuyordu. Boş boş baktı kadının gözlerine. Demek kadın kendi duymak istediği şeyi duymuştu her zaman ki gibi. Ama bu önemli değildi kadın için. O kendi sevgisini bilirdi.
Kadın, seviyorsa söylerdi. Belki de söylememeliydi ama söylüyordu işte. Bu ilkti. İçinde tutmalıydı belki de. Neden içinde tutmalıydı ki? Bu adamı seviyordu. Her şey gibi seviyordu üstelik. Her şey neydi? Ekmek gibi, su gibi, hava gibi, yaşam gibi sevmekti her şey. Daha önce yaşamamıştı böylesi bir sevgiyi. Bu yüzden sorgulamadı hiç sevgisini. Türü neydi? Adını biliyor muydu? Bir adı olmalımıydı? Öffffff. Dedi içinden. Susturdu içindeki sesi. Ona üzüntü veren içindeki sesi susturdu. Başı adamın göğsündeydi hâlâ. Adam onu bırakmamacasına sarmıştı.
Sımsıkı sarılmaya devam etti kadın. Adamın sıcaklığını hissetti teninde. Böylece donmak istedi. Zaman dursun istedi. Gözlerini kapattı. Derin bir nefes çekti adamın kokusundan. Burnuna gelen gelen koku deniz kokusuydu. Yosun ve iyot kokusu. Açmadan gözlerini bir nefes daha çekti. Bir nefes daha. Bir nefes daha. İçine çektiği nefesler başını döndürmeye başlamıştı. Her nefeste kalp atışları hızlanıyordu. Göğsü patlayacak gibi oluyordu. İşte göğüs kafesinin üzerinde oturan sevgisinin nefesiydi.
Birden bişey oldu. Her şey donuklaştı. Açtı gözlerini. Sımsıkı sarıldığı meğer yalnızlığıydı. Hayretle gördü bunu. Nasıl olur, dedi kendi kendine. Peki, sevgisi neredeydi? Hayalinde miydi her zaman ki gibi? Evet, hayalindeydi.
08-nisan Perşembe 2004 | |
manolya41
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >Günün Resmi> 27.Ağu.2012 Pzt 23:57:17 | |
Hayata Annesinin Hortumuyla Tutundu
İspanya’nın Cantabria bölgesinde bulunan Cabarceno doğal yaşam parkında gezenler anne ve yavrusu arasında gelişen duygusal bir ana şahit oldu. Yürüyüş yapan anne fil yavrusunun çamura battığını görünce yardıma koştu. Yavrunun annenin hortumuyla hayata tutunuşu o sırada bölgede bulunan doğal yaşam fotoğrafçısının objektifine yansıdı. | |
manolya41
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >Yaşamdaki Uçlar> 26.Ağu.2012 Pzr 21:38:19 | | "Güzel bir hikaye aktarmak istiyorum bugün size. Benim çok sevdiğim hayata bakışımı özetleyen bir hikaye. Hayatı sorunsuz, pürüzsüz yapmak için kendini feda eden herkese de belki biraz faydası olur.
...bir zamanlar kötü geçen bir hasattan şikayet eden bir çiftçi vardı: "Tanrı hava durumunu kontrol etmeme izin verse her şey daha iyi olurdu." Tanrı ona dedi ki: "Bir yıl boyunca havanın kontrolünü sana bırakacağım.Ne istersen hemen yerine gelecek. Zavallı adam çok mutlu oldu ve hemen dedi ki "şimdi güneş istiyorum" ve güneş çıktı.Sonra dedi ki "şimdi yağmur yağsın" ve yağdı. Bir sene boyunca önce güneş açtı ve sonra yağmur yağdı. Mahsül hiç bu kadar bol, hiç bu kadar yemyeşil olmamıştı.
Sıra hasata geldi. Çiftçi buğdayı biçmeye koyuldu ama yüreğine indi. Başakların içi bomboştu. Tanrı sordu: "Nasıl mahsülün ?" Adam şikayet etti:"Kötü efendim,çok kötü". "Peki sen havayı kontrol etmedin mi ?İstediğin her şey olmadı mı ?" "Evet!Ben de işte bundan dolayı şaşkına döndüm.İstediğim güneşi ve yağmuru elde ettim ama hiç mahsül yok." "Peki hiç rüzgar, fırtına, kar ve buz istemedin mi ?Bunlar havayı temizleyip kökleri güçlü hale getiriyor. Mahsülün de içi doluyor.Hep iyi havayla olur mu hiç ? Elinde bu yüzden mahsül yok"
Yaşam hem iyi hava hem kötü hava, hem zevk hem acı, hem yaz hem kış, hem gece hem gündüz varsa yaşanır. Hem üzüntü hem mutluluk, hem rahat hem rahatsızlık olmalı.Yaşam işte böyle uçlar arasında güzelleşir.. Aylin KOTİL" | |
| |