ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum
Kurallarını mutlaka okuyunuz...
wsirine> Forum Mesajları | | wsirine'e ait Toplam 192 Forum Mesajı var
|
|
wsirine
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Haber >Güncel haberler >Guncel> 4.May.2011 Çar 01:04:23 | | İnternetin ölümüne 111 gün kaldı3 Mayıs 2011Geçen ay açıklanan İnternette Özgürlük Raporu’na göre, Türkiye’nin kötü puanı 42`den 45`e yükseltildi. 22 Ağustos tarihinden itibaren ise Çin; İran, Küba gibi ülkelerle dünya sıralamasının son sıralarında yer alacak. Çünkü kullanıcılar, BTK`nın belirlediği 4 internet filtresinden birini seçmek zorunda bırakılacak. Filtreyi aşmak suç sayılacak. Penguen de "Arama Motoru Müdürlüğü" başlığıyla internet yasaklarını yıllar önce espirili bir dille kapağına taşımıştı. Resmi Gazete`de yayımlanarak yürürlüğe giren Elektronik Haberleşme Sektöründe Tüketici Hakları Yönetmeliği’nin 10’uncu maddesi hükümleri kapsamında, BTK tarafından hazırlanan “İnternetin Güvenli Kullanımına İlişkin Usul ve Esaslar Taslağı” 22 Şubat 2011 tarihinde yürürlüğe girecek.
22 Ağustos`ta devreye girecek sistemde internete "BTK" tarafından belirlenen Aile, çocuk, yurtiçi ve standart paket adıyla 4 filtre tipinden biri seçilerek girilebilecek.. Filtreyi aşmak ya da aşmaya çalışmak suç sayılacak. internet servis sağlayıcıları filtrelerin aşılmasını engellemekle sorumlu tutulacak. Aksi taktirde büyük para cezaları verilecek.
Bu tür filtre sistemleri işletim sistemleri, internet servis sağlayıcılar ya da internetten bulunabilecek programlar sayesinde isteyen kullanıcılar tarafından zaten istenildiği zaman kullanılabiliyor. Yani zaten kullanıcı böyle bir opsiyona sahip. Ancak BTK`nın uygulamasıyla bu durum bir opsiyon olmaktan çıkıp zorunluluk haline geliyor.
BM desteğiyle Freedom House tarafından Nisan 2011 de yayınlanan İnternette Özgürlük Raporu’na göre, Türkiye’nin “kötü puan’ını 42`den 45`e yükselterek” internete erişim özgürlükleri konusunda geriye doğru gitti. 22 Ağustos`tan itibaren yerimiz Çin, İran, küba gibi ülkelerle yanyana olacak.
DNS DEĞİŞTİRİLEREK GİRİLEMEYECEK
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Youtube’un yasaklı olduğu dönemde, ‘Ben giriyorum. Siz de yolunu bulun girin demişti. Yani YouTube kapalıyken önceden DNS ile girebiliyordu. Ancak bu paket altında erişimi engellenmiş YouTube`a da girmek mümkün olmayacak.
DAVA AÇILDI
IPS İletişim Vakfı-Bianet, 13 Nisan 2011 tarihinde “yürütmenin durdurulması” talebiyle, söz konusu usul ve esaslara karşı Danıştay’a iptal davası açtı. Vakıf, Danıştay’a yaptığı başvuruda BTK’nın aldığı yeni kararın yasal dayanaktan yoksun olduğunu ve Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle tanınan temel hak ve özgürlükleri ölçüsüz şekilde kısıtladığını belirtti. Vakıf adına başvuruda bulunan avukat Ayşe Altıparmak, BTK’nın keyfi bir şekilde yasaklı siteler listesi hazırlayabileceğini, çocukları zararlı içerikten korumak için ebeveynlerin yerine devlet eliyle karar verilmesinin doğru bir uygulama olmadığını belirterek, “Gerek Avrupa Birliği gerekse Türkiye’nin de üyesi olduğu Avrupa Komisyonu çocuklar gibi zarar görmesi mümkün grupları korumak için yasal önlemler almaktansa özdenetim yollarına gidilmesini teşvik etmektedir. Bu nedenle, üye ülkeler ev ve okul bilgisayarları ile internet kafelerde filtre programlarının kullanılmasını teşvik etmeli ama devlet düzeyinde filtreleme girişimlerinden her ihtimalde kaçınmalıdır” açıklamasında bulunmuştu.
TWİTTER’DA DÜNYA TRENDİ OLDU
22agustos Türkiye`de trend olarak listeye girerken konuyla ilgili tweet yağdı. Hızla artan tweetlerle birlikte 22 Ağustos dünyada da 1 numaralı trend oldu.
| |
wsirine
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Geyik Muhabbet >Fıkralar >Bir deli fıkrası da benim aklıma geldi :D> 16.Nis.2011 Cmt 02:51:01 | | Bir akıl hastanesinde bir deli öteki deliye:
“Ben bir roman yazdım, al oku, bakalım beğenecek misin?“, demiş ve kendisine kalınca bir kitap vermiş…
Öteki deli, bir hafta boyunca romanı okumuş…
Sonunda arkadaşı deliye: ”Romanın çok ilginç, yalnız biraz kalabalık, çok isim var içinde“, demiş…
Kitabı veren deli: “Al, ikinci cildini de oku“, demiş ve kalınca bir kitap daha vermiş…
Yine aradan bir zaman geçmiş…
Romanın ikinci cildini de alan deli: “Bunu da okudum, gerçekten çok ilginç ama, bu da çok kalabalık; çok isim var içinde“, demiş…
O sırada akıl hastanesinin doktoru gelmiş ve: ”Verin bakayım o telefon rehberlerini… Ne zaman aldınız bunları?… Ben de kaç gündür onları arıyordum“
| |
wsirine
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >BUGÜN İÇİN SÖZÜM BU...> 19.Mar.2011 Cmt 12:36:18 | | ``Basın, hiç bir sebeple baskı ve etki altına alınamaz.``
Mustafa Kemal ATATÜRK | |
wsirine
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Haber >Güncel haberler >Guncel> 19.Mar.2011 Cmt 12:30:07 | |
Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ethem Derman, bu akşam saatlerinde Ay’ın dünyaya açısal boyut olarak en büyük ve en parlak konumda olacağı “Süper Ay’a ilişkin “Dünya’daki çok şiddetli depremlerin tarihi ile Ay’ın konumu arasındaki hiç bir bağlantı yoktur” dedi. 19 Mart’ta meydana gelecek doğa olayı için son günlerde medyada çıkan haberlerde kıyamet senaryolarının yazıldığını söyleyen Derman, Ay’ın 27.3 günde bir Dünya’nın çevresinde bir tur attığını, bu süreçte bir kez en yakın bir kez de en uzak konumda bulunduğunu anlattı. Gökbilimde en yakın olduğu noktaya “enberi”, en uzak olduğu noktaya da “enöte” dendiğini belirten Derman, Ay’ın tam enberi noktasına geldiği anda dolunay evresinde olduğunu, enberi noktasında iken de Ay’ın açısal boyutu normal boyutundan daha büyük olduğunu dile getirdi. Yeryüzünde yılda yaklaşık 500 bin deprem meydana geldiğini ve bunların 100 bininin insanlar tarafından hissedildiğini ifade eden Derman “Bu çok şiddetli depremlerin tarihi ile Ay’ın yeniay ve dolunay tarihlerini karşılaştırdığımızda, aralarında hiçbir korelasyon yani bağıntı olmadığını görürüz. Japonya depremine baktığımızda da Ay’ın dünya üzerindeki gel-git etkisinin minimum düzeyde olduğu bir tarihte meydana gelmiştir.” Prof. Derman, bu akşam bu güzel gökyüzü olayını izlemelerini tavsiye ederken, “Güneş battığı sırada doğudan yükselen tepsi gibi Ay, herkesin ilgisini çekecektir. Sakın yanındaki parlak cisme uçan daire diye bakmayın o güzel halkası ile bilinen Satürn gezegenidir. Eğer bu sırada ülkemizde veya başka bir ülkede bir deprem olduysa bunun nedeni o güzel görünümlü Ay’ımız değil, yeryüzündeki kıtaların kayması sonucu oluşmuş bir olaydır, tesadüfen o güne, o ana rastlamıştır” ifadelerini dile getirdi.
Işığıyla kitap bile okuyabilirsiniz ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Ajansı (NASA) tarafından yapılan bir açıklamaya göre, Ay bu gece tam 18 yıl aradan sonra, Dünya’ya en yakın mesafede ve dolunay olarak görülebilecek. “Süper Ay” olarak adlandırılan bu olay son zamanlarda Japonya’da meydana gelen felaketler yüzünden herkesi korkutsa da bilim adamları “endişelenmeye gerek yok” uyarısında bulundu. Yaklaşık 1 saat sürecek bu doğa olayı, TSİ 21.00’de görülebilecek. İşte bu geceyle ilgili bilinmesi gerekenler; - “Süper Ay” süresince dünyanın birçok yerinde oluşan dalgalar normalden 15 santim yüksekliğe kadar çıkacak ancak su baskınları yaşanmayacak. - Ay normalden yüzde 14 daha büyük ve yüzde 30 daha parlak olacak. Eğer yanınızda bir kitap varsa oluşacak ışıkta onu bile okuyabileceksiniz. - Akşam saatlerinde yaşanacak bu doğa harikası olayda, 18 yıl aradan sonra Ay dünyaya 356 bin 577 kilometre mesafede olacak. | |
wsirine
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >DÜNYA KADINLAR GÜNÜN KUTLU OLSUN> 8.Mar.2011 Sal 22:16:09 | | Töre cinayetine kurban edilsek de korunmak için sığındımız devlet tarafından kaale alınmayıp kurbanlık koyun gibi kasabına teslim edilsek de uğradığmız tecavüz davasında nerdyse suçlu ilan edilsek de Cennet ayaklarımızın altın da olduğu söylense de .. bir kuru kutlama yter mi?
Kadına yönelik şiddet araştırmasına göre her üç kadından biri fiziksel şiddete maruz kalıyor. Aile içi suçların % 90’ı kadına karşı işlenen suçlardan oluşuyor. Lise ve üstü eğitimli kadınların % 40’ı işsiz. Kadınların %20’si okuma yazma bilmiyor. 40 görücü usülüyle evleniyor. %20’si nikahsız yaşıyor. 100 kadından 2’si yüksek okula gidebiliyor. Yılda 2500 kadın anne olmak isterken ölüyor.
"Ey kahraman Türk kadını! Sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın" Mustafa Kemal Atatürk
Hepimizin 8 mart dünya kadınlar günümüz kutlu olsun..
| |
wsirine
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Sanat ve Felsefe >alesta83 ün Sayfası...> 27.Oca.2011 Per 00:55:34 | | Bir Karım Olsun İstiyorum
Karılar olarak sınıflandırılan insanlardan biriyim. Aynı zamanda bir anneyim. Bir süre önce karısından yeni boşanmış bir arkadaşıma rastladım. Bir çocuğu vardı ve tabii ki çocuk eski karısıyla yaşıyordu. Yeniden evlenmek istediğini söyledi. Bir akşam evde ütü yaparken bu arkadaşım aklıma geldi ve birden benim de bir karım olsa hiç fena olmaz diye düşündüm. Neden bir karım olsun istiyordum? Kendimi ve bakmakla yükümlü olduğum diğerlerini destekleyebilmek için yüksek öğrenimimi bitirmek isterim. Karım ben okulu bitirene kadar çalışıp bana bakar. Çocuklarımıza da bakar. Onların doktor-dişçi randevularını kollar, iyi beslenmelerini sağlar.
Her zaman temiz ve bakımlı olmalarına dikkat eder. Karımın çocuklarıma her zaman sevgi göstermesini, okul ve sosyal ilişkilerinde basarılı olmalarını sağlamasını isterim. Ben derslerimden zaman ayıramayacağım için çocukları gezdirmek, hasta olduklarında bakmak, özel ilgi gerektiği zamanlarda ilgilenmek karimin görevleri arasında olur.
Karımın gerektiği zaman işten izin alabilmesi mümkün olmalı, ama bu, işten atılmasına neden olmamalı. Bu izin almalar, maaşından kesintilere yol açabilir, ancak o kadarına göz yumabilirim.
Karımın benim fiziksel ihtiyaçlarımı da karşılaması gerekir. Evimi temiz tutup benim ve çocukların arkasından toplayıp düzeltir. Giysilerimi temiz ve ütülü, eşyalarımın da aradığım anda bulabilmem için yerli yerinde olmasına özen gösterir. Karimin iyi bir aşçı olmasını, yemek alışverişini ve pişireceği yemekleri iyi planlamasını,yemekte bana ve çocuklara güler yüzlü davranmasını, yemekten sonra da benim ders çalışabilmem için bulaşıkları yıkamasını isterim. Hasta olduğumda bana bakıp sevgi gösterir, kaçırdığım dersler için beni avutur. Tatile gittiğimizde dinlenebilmem için çocukların beni rahatsız etmemelerini sağlar.
Karımın görevlerinden yakınmamasını isterim. Ancak çalışmalarımda karsılaştığım sorunları anlatmak istediğimde beni ilgiyle dinlemesini ve gerektiğinde yazdıklarımı temize çekmesini beklerim.
Karimin sosyal hayatımın ıvır zıvırıyla ilgilenmesi gerekir.Dışarı çıkacağımız zamanlarda çocuk bakıcısı bulmasını, arkadaşlarımı eve davet ettiğimde özel yemekler yapıp ikram etmesini, ancak ben ve arkadaşlarım ilgimizi çeken konularda konuşurken sözümüzü
kesmemesini isterim. Çocukların beni ve konuklarımı rahatsız etmemeleri için karımın onları erken yatırmasını isterim.
Konukların küllükleri temiz mi, tabakları boşalmış mı, içkileri var mı, kahveleri tam istedikleri gibi mi? Bu gibi ayrıntılara özen göstermesi gerekir.
Karımın cinsel gereksinimlerim konusunda da duyarlı davranması gerekir. İstediğim zaman tutkuyla sevişmeli ve beni doyuma ulaştırmalı. Ve tabii eğer havasında değilsem benden cinsel ilgi beklememeli. Başka çocuk istemediğimden karımın doğum kontrolü konusunda tüm sorumluluğu alması gerekir. Bana sadık olması,entellektüel hayatımın birtakım kıskançlıklarla kesintiye uğramaması bakımından önemli. Ancak benim cinsel ihtiyaçlarım monogamiye katı bir bağlılığı gerektirmeyebilir. Bunu anlayışla karşılayacak bir karım olmalı.Eğer bir rastlantı eseri şimdiki karımdan daha uygun biriyle karsılaşırsam, karımı yenisiyle değiştirme özgürlüğümün de olması gerekir. Yeni bir hayata başlayabilmem için karımdan çocukları almasını ve benim de yüzde yüz özgür olabilmem için onların tüm sorunlarıyla ilgilenmesini beklerim. Okulu bitirip de işe başladığımda karımın kendini tam anlamıyla görevlerine adayabilmesi için işini bırakıp evde oturmasını isterim.
Tanrım kim bir karısı olsun istemez ki??
Judy Syfers`in ünlü erkek egoizmini anlatan güzel makalesi: )) | |
wsirine
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >ChatCity Dedikoduları >Yeni Yılınız Kutlu Olsun Tüm Chatcity Ailesi...> 31.Ara.2010 Cum 22:06:53 | | 2010 yılını acılarımızla, sevinçlerimizle 2saat sonra geride bırakıcaz. 2011 daha fazla umut, daha fazla sevinç, daha fazla mutluluk getirsin. Yaşamında güzel yıllar, mutlu yarınlar, gerçek dostluklar hep sizinle olsun. Yeni yıl tüm cclilerin ve tüm sevdiklerinize sağlık, mutluluk, neşe, başarı, çok çookk para, sevgi ve huzur getirmesini dilerim..
| |
wsirine
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >BUGÜN İÇİN SÖZÜM BU...> 21.Kas.2010 Pzr 16:38:19 | | "kitabın tamamından sorumlusunuz." -Tanrı | |
wsirine
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >BUGÜN İÇİN SÖZÜM BU...> 5.Kas.2010 Cum 01:29:59 | | İnsana yapılcak en büyük kötülük,onu bir umudun içine hapsetmektir.. | |
wsirine
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >RAKI> 5.Kas.2010 Cum 00:14:53 | |
Dünya Rakı İçme Günü 11 Aralık Cumartesi..
Bektaşi ye sormuşla rakı harammıdır helalmidir diye,içen ağza göre değişir demiş..
Rakıyı güneş battıktan sonra, yavaş yavaş ve muhabbet eşliğinde içmeli... Rakıdan küçük küçük yudumlar alınır... Bülent Ersoy öyle içiyor diye bir dikişte bir duble rakıyı içmek makbul değildir... Buz gibi şişeden bardağa çevire çevire dökülür ve o nefis kokunun daha fazla yayılması sağlanır... Bardağa konulan rakının yarısı kadar su konması makbuldür... İlk yudumu aldıktan sonra ağızda bekletip, dişlerin arasından derin bir ne...fes alınırki akciğerler de nasibini alsın... Masada yaşça en büyük kişi rakı kadehini tokuşturmak için kaldırmadan rakı kadehleri masadan kalkmaz... Rakı sofrasında planlı, programlı ciddi işler konuşulmaz. Geyik muhabbeti yapılır, memleket kurtarılır, anılar tazelenir, dedikodu yapılır... Sigara küllüğüne zeytin çekirdeği, sıkılmış limon kabuğu konmaz... İçilen kahve fincanında, tabağında sigara söndürülmez... Rakı kadehine önce rakı, sonra su, daha sonra da (konmasa daha iyi olur ama) buz konur... Bu sırayı bozarsanız, anason kadehin üzerine çıkar, rakının hem tadı hem keyfi kaçar... Rakıdan anlayanların,Antalya meyhanelerinde garsonluğa soyunanlara bunu anlatması gerekir... İcmeye başlamadan önce aperatif birşeyler yenmelidir. Favori zeytinyağlılardır. Zeytinyağı, mide dolmaya başladıkça üste çıkarak,alkolün genzinize doğru gelmesini engeller... Rakıya buz koymak yanlıştır. Buz rakının içindeki suyla alkolü aynı oranda etkilemediği için daha seyrek olan alkol üste çıkar. İdeal karışım bozulmuş olur. En uygunu rakıya soğuk su koymaktır... Rakı sofrasında kadeh yalnızca bir defa tokuşturulur. Hadi bakalım hoşgeldiniz vs. falan diye... Bundan sonra kadeh tokuşturulmaz sadece kaldırılır... Masaya yeni birisi eklendiğinde ise tekrar kadeh tokuşturulabilir... Mezesiz rakı içilmez. Ben akşamcıyım, öyle bir kadehlik keyfim var diyorsanız gidin bira filan için... Şişe numarasının önemi yoktur. Zira ilk damıtılan rakı, 01 numaraya denk gelmez... Rakı masasına avuç içiyle ya da yumrukla vurulmaz... Bağıra çağıra, Böğüre öğüre konuşulmaz... Sakin olmak, efendi takılmak gerek... Önce kendine gel, sonra meyhaneye Kalender ol da gir kalenderhaneye Bu yol kendini yenmişlerin yoludur Çiğsen başka bir yere git eğlenmeye Rakı bardağı boş beklemez... Evet masadan kalkarken bile dibinde biraz bırakılır... Usul, adap bilen en genç kişinin saki olması adettendir, büyüklere (ki büyüklük kavramı orada anlam bulur) sakilik yaptırılmaz... Ev sahibi olsa bile... Şişede kalan son rakı damlasına kadar eşit paylaştırılır, daha da içmek isteniyorsa bu paylaştırma ritüeline girilmeden yenisi sipariş edilir... Rakı sizi ne zaman sarhoş edeceğini zamanında söyleyen bir içkidir,bunu farkettiğiniz zaman yanınızdakilere söylemeli, ya da izin isteyip kalkıp gitmelisiniz, ama eğer sizin kalkmanız masayı dağıtacaksa ölseniz bile orayı terketmeyin... Çünkü rakı masasından tuvalete gitmek için bile zar zor kalkılır, hoş karşılanmaz... Rakı masasında bira, şarap gibi başka alkollü içecekler (masada sosyetik hanımefendiler olsa dahi) olmaz...Ben illede şarap derim Her nevi ızgara balık (çupra, levrek, istrongilos) uğurlu yemeği,hususi nihavend ve rast makamından sanat musikisi eserleri uğurlu nağmesi, akordeon, keman ve ud da uğurlu çalgısı olan rakının, uğurlu cl`si 70`dir... Rakı yanlız başına içilen bir içki değil, meze ile birlikte yavaş (sindire sindire) içilen bir içkidir... Mide ve beyne belirli bir etki yaptıktan sonra insan keyiflenir ve güzel sohbetlere yönelir... Yani hem anlatır hem dinler... Böylece rakı sofrası en az iki kişinin katıldığı toplu bir eylem, karşılıklı konuşmalara dayandığı için demokratik bir forum, evrensel ve kişisel sorunların ortaya getirildiği, fikir alıp verilen, insanın kendisi ile yüksek sesle düşünerekhesaplaştığı bir tür psikolojik grup terapisi olmaktadır... Unutulmamalıdır ki rakı sofrası saygın bir cemiyettir... Buraya katılan hem bu meclise kabul edildiği için saygı gören bir kişiliğe sahip demektir hem de diğerlerine karşı saygılı olmak zorundadır... Herhangi bir marka rakı içilirken başka bir markayı övmemek önemlidir,aksi yapıldığında, o an yudumlanan nimete hakarette bulunulmaktadır,yanlıştır... En büyük mezesi muhabbettir... Muhabbet konusu "bi kız vardı, 5 yıl sevdim, yüzüme bile bakmadı" gibi duygusal ağırlıklı olabileceği gibi,"bu güneş niye hep doğudan doğuyo batıdan batıyo?" gibi yarı-felsefi konular da olabilir... Tam yağlı koyun peynirinin üzerine kırmızı toz biberle renklendirilmiş sarımsaklı zeytinyaği süslemesi... Turşu gibi ekşi mezelerde yine rakının kendine has tatlı nefasetini dengeler, damarlarınızı büzer anasonla dost olur, buna misal olarak dağ lahanası turşusu verilebilir... Yarasın;=)
Eğer ki ucuzlarsa,maaşıma zam olursa, ülkede yolsuzluk biterse,eğitim sistemi düzelirse, halkı düşünen siyasetçiler ülkeyi yönetirse yada kırmızı kar yağarsa söz şarabı bırakıp rakı içeceğim | |
| |