ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
sohbet, okey, tavla, chat
11 Mayıs 2024, Cumartesi 00:50   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  wsirine> Forum Mesajları
    wsirine'e ait Toplam 192 Forum Mesajı var
<<123456 78910111213141516...20>>


wsirine

wsirine resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Haber >Güncel haberler >Guncel>
  28.Mar.2010 Pzr 16:02:54
Türlü


“Kozmik patates”i biliyorduk, şimdi de “hukuki domates” çıktı başımıza.

“Anayasa maddelerini tek tek oylamak yerine, toptan oylarsak, domatesle patatesi karıştırmış gibi olmayacak mıyız?” diye sordular... Başbakan yardımcısı da tarif verdi, “Yemekte domatesle patates birlikte olmazsa, lezzet olmaz” dedi.

 

“Cemil Usta” bi nevi.

 

HSYK’yı ayıklayıp, küp küp doğrayın, hâkimleri savcıları ayrı ayrı haşlayın, bir diş müsteşarı bütün olarak ilave edin, Danıştay serttir, kazıyıp, ortadan ikiye bölün, püre haline gelene kadar rendeleyin, Yargıtay’ın saplarını temizleyip, dilimleyin, sapları atın, Sayıştay’ın çekirdeklerini çıkarıp ezin, Anayasa Mahkemesi’ni yağlayıp, pembeleşene kadar karıştırın, memleketi soyup, ahaliyi ince ince kıyın, iki çorba kaşığı hamaset, üç bardak
çene suyu ekleyin,
üstüne bi tutam davul tozu minare gölgesi serpip kısık ateşte, referanduma sürün...

 

Haklıdır Cemil Usta...

“Türlü”dür çünkü Anayasa.

 

İnanmayan, açsın baksın, 16 ayrı maddesinde “türlü” geçer bizim Anayasamızın...

 

“Türlü” kamu  hizmetlerinden...

“Türlü” araştırma hakkı...

“Türlü” yayın...

“Türlü” haber...

“Türlü” tedbir...

“Türlü” ceza...

“Türlü” antlaşmalar...

“Türlü” denetleme...

Millet hayatının “türlü” tecellisinde... Her “türlü” eyleme
yargı yolu açıktır.

“Türlü” kuruluş...

“Türlü” vasıta...

“Türlü” bilimsel araştırma...

“Türlü” kararlar...

“Türlü” tasarruflar...

“Türlü” haklar vardır.

 

Zaten o nedenle, Başbakanımız her “türlü” öneriye
açığız diyor.

 

Yanına bi de cacık...

Hadi cümleten anayasafiyet olsun.

Yılmaz ÖZDİL



wsirine

wsirine resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >AH BİZ KADINLAR...>
  1.Mar.2010 Pzt 11:52:32
Demişler ki haram nedir
Bilmez hayyam ben haram ile helalı karıştırmam.
Dost ile içilen şarap helaldir puşt ile içilen su bile haramdır..
 
Gurcu :Senin için yazının kime ait oldu çokmu önemli önemli olan içerik değilmi? Evt arkadaş yazıyı dikkatlice okursan kadınlarımızı nasıl sömürüldüğnü ve erkek  egemen dünyası  vurgulanmış..Gurcu bu yazıyı herkim yazarsa yazsın bu yazı sana ne kadar ters de gelse hakaret etme hakkını vermez. Tüm yazıyı görmezden gelip son 2 satır üzerinde iyi kitlenmişsin .Evt bu yazıdan sen bunları çıkartıysan o zaman soruyorum sana ..Din baskısı ,töre baskısı,gelenek baskılarını yok saymak  gördüklerimizi görmezden gelmek  hayıııırr yok bunlar deyip inkar etmek  gözlerimizdeki kara gözlüğü hiiççç çıkartmamak lazım..  aslında sende haklısın be gürcü biz  hiç bi zaman görmeyi beceremedik
 
Kadınlarımızı erkeklerin malı gibi  gören toplumu göremedik..
Kadınlarımızı ikici  sınıf vatandaş gören toplumu göremedik..
Kadınlarımızı aşağlıyan  toplumu göremedik..
Kadınlarımızı  örten  toplumu göremedik .
Kadınlarımızı öldüren tolumu göremedik
Kadınlarımızı namus uğruna  eve kapanları namus uğruna dövenleri sövenleri göremedik..Hep sindirildik hep bastırıldık.
 
 


wsirine

wsirine resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >AH BİZ KADINLAR...>
  23.Şub.2010 Sal 22:17:12

Biz KADINLARI hiç sevmedik! 

Saçlarını sevdik hele bir de sarışınsa daha çok sevdik... 

Ağızlarını sevdik hele bir de şehvetli ve dolgun ise daha çok sevdik... 

Göğüslerini sevdik... 

Bacaklarını sevdik hele bir de sütun gibiyse bayıldık... 

Kalçalarını sevdik... 

Gerçekten güzel vücutlu ve "çıtırsa" daha çok sevdik... 

Yolda, arabada, televizyonda, internette onlara hep "baktık"... 

Her yerlerine iyice ve dikkatle! Baktık... 

Pekiyi görememiş olacağız ki bir daha baktık... 

Bir daha ve bir daha... 

Kadınların her yerlerine baktık ama

GÖZLERİNE ya hiç bakmadık ya da baktığımızda çok GEÇ olmuştu... 

Biz kadınlara çok dokunduk! Onlar istese de istemese de dokunduk... 

Son yıllarda dini motiflerden güç bulanlarımız oldu.. 

Eh yozlaşan toplum ve geç gelen adalet olunca da 

13–14 yaşındaki ÇOCUKLARA bile dokunmaya başladık! 

SAPIK damgası yemeyi göze alanlar bile şaşırdı çünkü 

SAPIK diye haykıran ne kadar azdı!

Kimimiz "araştırmacı" oldu icraata geçemedi! Onlar CD ve DVD ler ile idare etti! 

Hatta SAPIKLARA tepki bile gösterdi... 

ya onlar ne yaptı? 

Gerçek dünyada namuslu olanlar sanal dünyada bu çocukları aradı... 

Aradı. .ve hep buldu! 

Kadınlara "dokunmada" dünya sıralamasında üst yerlere geldik...

2009 itibariyle rakamlar oldukça "umut verici". 

% 40 ını SÜREKLİ DÖVDÜK... 

%45 ine DUYGUSAL ŞİDDET uyguladık (küfür, hakaret, küçük düşürme)... 

%16 sına ZORLA SAHİP OLDUK... 

ve olmaya devam ediyoruz... 

Tüm bunlara maruz kalan HER 3 kadından biri İNTİHARA kalkıştı ama biz hiç oralı olmadık...(bize ne değil mi? Fener ya da CimBom maç kaybedince çok üzüldük ama kadınlar söz konusu olunca pek oralı olmadık) 

% 9 una daha MASUM BİRER ÇOCUKKEN bile dokunduk... 

Ama hep SUSTULAR... çünkü konuşsalar kimse inanmazdı..." 

kim bilir neler yaptın ki sana tacizde ya da tecavüzde bulundu 

AMCAN ya da KOMŞUN" bu da sana DERS olsun...

Ama bu DERS o kadar acıdır ki biz ERKEKLER bilemeyiz... 

Bizlere sorduklarında %25 imiz "bazı durumlarda 

KADIN DÖVÜLÜR" demeyi doğal bir şey gibi dile getirdik... 

İSLAMİ ÖĞRETİ yalanları ile KADINLARI ve KIZLARI bizlerin 

KÖLESİ yapmaya başladık ve bu çabalar sonuçlarını vermeye başladı... 

Artık kadınlar o bildiğiniz kadınlar değil!

% 51 i erkekler ile tartışmayı bile "saygısızlık" sanıyor artık...

%36 sı kendisi para kazansa bile parasını nasıl harcayacağına karar veremeyeceğine inanmış... ya da inanmak zorunda kalmış...

% 52 si "erkek kadından sorumludur" diyecek kadar kadınlığını unutmuş... 

ya da unutturulmuş...

% 49 u "erkek ne zaman isterse bana sahip olabilir benim itiraz hakkım olamaz" diyecek konuma gelmiş,

ya da getirilmiş... 

Kabul edelim biz kadınları KULLANMAYI çok sevdik...

evde, işte, siyasette, okulda kısacası her yerde...Parti kongrelerinde sözde liderler konuşurken arka fonda 3-4 kadın vardı hep...Onlardan VİTRİN yaptık...İMAJ yaptık..

Başörtülü, normal türbanlı, modern türbanlı ve türbansız....Parti çalışmalarında kapı kapı dolaşanlar hep KADINLARDI.. koşturan ve çabalayan hep KADINLARDI.. .

Miting olduğu zaman onları ön sıralara toplayıp KARANFİLLER attık üzerlerine ve iki lafın birinde anam, bacım edebiyatı yaptık....ama "ANANI DA AL GİT" demek bize daha çok yakıştı!

"Cennet anaların ayakları altında" diye diye büyütüldük...

Ama ANALARI hep ayaklarımız altında ÇİĞNEDİK... EZDİK ...TEPİKLEDİK...14 şubat sevgililer günü ya da Anneler Gününde bir kaç saat ara verdik! 

Ama sonra yine ezmeye devam ettik...

İş verirken bile onları hep düşündük! 

İş yerinde gözümüz gönlümüz açılsın ya da malum niyetler ile BAYAN ELEMAN ARANIYOR ilanı vermeyi çok sevdik...

2009 Türkiyesinde KADIN olmanın ne kadar zor olduğunu biz erkekler bilemeyiz... 

Çünkü artık KONUŞMUYORLAR. ...KONUŞAMIYORLAR... 

KONUŞTURULMUYORLAR...

islam dinini sömüren ve kullanan KARANLIK ZİHNİYET kendi kadınlarını yetiştiriyor. ..susan, itaat eden ve kaybolmuş kadınlar...kızlar. ..hatta çocuklar..



wsirine

wsirine resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >AH BİZ KADINLAR...>
  23.Şub.2010 Sal 21:53:40

10 yaşındaki kız gerdek gecesi dehşetini anlattı

22/02/2010 11:28

Yemen`de henüz 10 yaşındayken evlendirilen küçük kız çocuğu, gerdek gecesi dehşetini şöyle anlatı: "Yere bir çarşaf serdi, beni üzerine yatırdı. O şeyden sonra kanama oldu. O günden beri o adamı ölümün kendisi olarak görüyorum."


Yemen’de başlık parası karşılığında yetişkin bir adamla evlendirilen 10 yaşındaki kız çocuğunun yaşadığı “gerdek gecesi” dehşetini anlattı. Kızın dramı, Birleşmiş Milletler’in ajansı IRIN’e konu oldu.

IRIN’in haberine göre, bir gün okuldan alınıp babasının evinden başka bir köydeki hiç tanımadığı bir adamın evine gelin gönderilen 10 yaşındaki Ayşe, yemek pişirmek, temizlik yapmak ve yaşlı kocasıyla seks yapmaktan ibaret olan evliliğinin ilk gecesinde yaşadığı dehşeti şu sözlerle anlattı: “Yere bir çarşaf serdi, beni üzerine yatırdı. O şeyden sonra kanama oldu. Canım o kadar yandı ki ağlayıp bağırmaya başladım. O günden beri o adamı ölümün kendisi olarak görüyorum.”

BAŞLIK PARASINI GERİ İSTEDİLER

IRIN ajansına göre, bir hafta süren dayak ve ağlamalardan sonra damat tarafı Ayşe’nin babasını çağırarak, kızlarını geri alıp 200 bin Yemen riyali (1000 dolar) başlık parasını geri vermesini istedi.

Adı gizli tutulan baba bir ilaç yapıp kızına içirdi. İçtiği ilaçla başı dönen Ayşe’nin tekrar kocasıyla yatması istendi. Habere göre çıkan her sorunda bilinmeyen bir ilaç içirilip sakinleştirilen Ayşe iki yıl sonra evden kaçtı.

EVLENDİRİLDİ BOŞANAMIYOR

IRIN ajansı bugün 12 yaşında olan Yemenli kız çocuğunun, Yemen yasalarından dolayı halen kocasından boşanamadığını yazdı. Yemen yasalarına göre kız çocuklarının 15 yaşından önce evlendirilmesi yasak. Ancak anne babasının rızasıyla evlendirilen çocuklar için herhangi bir kısıtlama yok. Bu çocukların boşanması davası açabilmesi için ise yine 15 yaşını doldurması gerekiyor.



wsirine

wsirine resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >MUSTAFA KEMAL>
  19.Şub.2010 Cum 20:52:37
 


Sen bakınma sağa sola evet sen
bir kilo pirince bir torba makarnaya kandın
bu kadar mı açtın
bu kadar mı sefildin
seni buna muhtaç edip verenin
niyetini hiç mi anlamadın

Sen evet sen yüzü kızaran
bir metre kare yere bin kurşunun düştüğü yerde
şehit düştü atan.
hiç mi o elin titremedi vatan toprağını satana `ev...et` dedi.

Sen ya sen köşe bucak saklanan
gaflet, delalet ve hıyanet içinde olanları görüp susan
adı aydın olan...Sana dokunmadı mı yılan
kır o kalemini kır

Ya sen ya sen ağlayarak bana bakan
okumadın mı gençliğe hitabımı
içerden işgal ediliyor vatan
silkele üstündeki tozu
emdiğin süt haram olmadan

Ya siz ya sizler
silin Cumhuriyet ilkelerimi teker
dolarlarla yatıp dolarlarlarla kalkın
Avrupa Avrupa diye yerlere yatın
cübbelerinizle zafer narası atın
Mehmetçiğe kurşun sıkana
`kardeşlerim` diyenleri meclise alın
kurumları madenleri toprağı
denize döktüklerime satın


size zaten sözüm yok...

HELAL ETMİYORUM HİÇBİRİNİZE
NE ŞEHİTLERİMİN NE DE BENİM HAKKIMI


wsirine

wsirine resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Haber >Güncel haberler >Guncel>
  24.Oca.2010 Pzr 17:55:39
UĞUR MUMCU`ya dair
Aslen, Ankaralı olan Uğur Mumcu, 22 Ağustos 1942 yılında, babasının memuriyeti dolayısıyla Kırşehir`de, dört kardeşin üçüncüsü olarak doğdu. Annesi Nadire Hanım, babası, Tapu Kadastro memuru Hakkı Şinasi Bey`di. İlk ve orta okulları Ankara’da okuyan Mumcu çok aktif bir öğrenciydi. Bu hızlı yaşam Hukuk fakültesinde de devam etti. 1961 yılında baş1adığı Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi`ni 1965 yılında tamamladı. Bir süre avukatlık yaptı; yabancı dil öğrenmek için İngiltere`ye gitti. 1969-1972 yılları arasında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi`nde İdare Hukuku Profesörü Tahsin Bekir Balta`nın asistanı olarak çalıştı. Yazmaya, üniversite öğrenciliği yıllarında, Doğan Avcıoğlu`nun yönetimindeki Yön Dergisinde başlayan Uğur Mumcu, 12 Mart döneminde bir yazısında kullandığı "ordu uyanık olmalı" sözleriyle, "orduya hakaret etmek", "sosyal bir sınıfın öteki sosyal sınıflar üzerinde tahakkümünü kurmak" suçunu işlediği iddasıyla gözaltına alındı. Uğur Mumcu bu davadan dolayı 7 yıl hapse mahkum edildi. Fakat yargıtayca karar bozuldu ve serbest bırakıldı. Bu olaydan sonra, Mumcu askerliğini, 1972-74 yılları arasında Ağrı`nın Patnos ilçesinde, resmi tanımıyla "sakıncalı piyade eri" olarak tamamladı. Patnos`ta, ağır koşullar altında askerliğini yaparken, zaten uzun zamandan beri var olan ülseri yüzünden mide kanaması geçirdi. İlk yazıları 1962`den itibaren Yön, Türk Solu, Devrim, Ant, KIM v.b. dergilerde yer alan Mumcu`nun, 1968-69-70 yıllarında Akşam, Milliyet, Cumhuriyet gazetelerinde zaman zaman çeşitli konularda inceleme yazıları da yayımlandı. Köşe yazarlığına 1974 yılında haftalık Yeni Ortam dergisinde başladı. Daha sonra çalışmaya başladığı Anka Ajansında 1975 yılından itibaren Cumhuriyet`e de köşe yazıları yazdı. 1977 yılından sonra sadece Cumhuriyet için yazmaya başladı. gözlem başlıklı köşesinde 1991 yılının Kasım ayına kadar aralıksız olarak yazdı. 6 Kasım 1991`de İlhan Selçuk ve yaklaşık 80 Cumhuriyet çalışanı ile birlikte gazeteden ayrıldı. Bir süre işsiz kaldı. 1 Şubat - 3 Mayıs 1992 tarihleri arasında Milliyet Gazetesi`nde yazan Mumcu, Cumhuriyet Gazetesi`ndeki yönetim değişikliği üzerine 7 Mayıs 1992`de Cumhuriyet`e döndü. Gazetecilik hayatı başarılarla dolu olan Mumcu 24 Ocak 1993 yılında uğradığı bombalı saldırı sonucu öldü. 
 
Vurulduk Ey Halkım Unutma Bizi

Dağ gibi karayağız birer delikanlıydık. Babamız, sırtında yük taşıyarak
getirirdi aşımızı, ekmeğimizi.

Arabalar şırıl şırıl ışıklarıyla caddelerden geçerken bizler bir mumun
ışığında bitirdik kitaplarımızı. Kendimiz gibi yaşayan binlerce yoksulun
yüreğini yüreğimizde yaşayarak katıldık o büyük kavgaya. Ecelsiz öldürüldük.
Dövüldük, vurulduk, asıldık.

Vurulduk ey halkım, unutma bizi…

Yoksulluğun bükemediği bileklerimize çelik kelepçeler takıldı. İşkence
hücrelerinde sabahladık kaç kez. İsteseydik, diplomalarımızı, mor binlikler
getiren birer senet gibi kullanırdık. Mimardık, mühendistik, doktorduk,
avukattık. Yazlık kışlık katlarımız, arabalarımız olurdu. Yüreğimiz, işçiyle
birlikte attı. Yaşamımızın en güzel yıllarını, birer taze çiçek gibi verdik
topluma. Bizleri yok etmek istediler hep. Öldürüldük ey halkım, unutma bizi…

Fidan gibi genç kızlardık. Hayat, şakırdayan bir şelale gibi akardı
gözbebeklerimizden. Yirmi yaşında, yirmi bir yaşında, yirmi iki yaşında,
işkencecilerin acımasız ellerine terk edildik. Direndik küçücük yüreğimizle,
direndik genç kızlık gururumuzla. Tükürülesi suratlarına karşı bahar
çiçekleri gibi, taptaze inançlarımızı fırlattık boş birer eldiven gibi.
Utanmadılar insanlıklarından, utanmadılar erkekliklerinden. Hücrelere
atıldık ey halkım, unutma bizi…

Ölümcül hastaydık. Bağırsaklarımız düğümlenmişti. Hipokrat yemini etmiş
doktor kimlikli işkencecilerin elinde öldürüldük acınmaksızın.
Gelinliklerimizin ütüsü bozulmamıştı daha. Cezaevlerine kilitlenmiş
kocalarımızın taptaze duygularına, birer mezar taşı gibi savrulduk. Vicdan
sustu. Hukuk sustu. İnsanlık sustu.

Göz göre göre öldürüldük ey halkım, unutma bizi…

Kanserdik. Ölüm, her gün bir sinsi yılan gibi dolaşıyordu derilerimizde.
Uydurma davalarla kapattılar hücrelere. Hastaydık. Yurtdışına gitseydik
kurtulurduk belki. Bir buçuk yaşındaki kızlarımızı öksüz bırakmazdık. Önce
kolumuzu, omuz başından keserek yurtseverlik borcumuzun diyeti olarak
fırlattık attık önlerine. Sonra da otuz iki yaşında bırakıp gittik bu
dünyayı, ecelsiz.

Öldürüldük ey halkım, unutma bizi…

Giresun’daki yoksul köylüler, sizin için öldük. Ege’deki tütün işçileri,
sizin için öldük. Doğu’daki topraksız köylüler, sizin için öldük. İstanbul’daki,
Ankara’daki işçiler, sizin için öldük. Adana’da, paramparça elleriyle, ak
pamuk toplayan işçiler, sizin için öldük.

Vurulduk, asıldık, öldürüldük ey halkım, unutma bizi…

Bağımsızlık, Mustafa Kemal’ den armağandı bize. Emperyalizmin ahtapot
kollarına teslim edilen ülkemizin bağımsızlığı için kan döktük sokaklara.
Mezar taşlarımıza basa basa, devleti yönetenler, gizli emirlerle başlarımızı
ezmek, kanlarımızı emmek istediler. Amerikan üsleri kaldırılsın dedik, sokak
ortasında sorgusuz sualsiz vurdular.

Yirmi iki yaşlarındaydık öldürüldüğümüzde ey halkım, unutma bizi…

Yabancı petrol şirketlerine karşı devletimizi savunduk; komünist dediler.
Ülkemiz bağımsız değil dedik; kelepçeyle geldiler üstümüze. Kurtuluş Savaşı’nda
emperyalizme karşı dalgalandırdığımız bayrağımızı daha da dik tutabilmekti
bütün çabamız. Bir kez dinlemediler bizi. Bir kez anlamak istemediler.
Vurulduk ey halkım, unutma bizi…

Henüz çocukluğumuzu bile yaşamamıştık. Bir kadın eline değmemişti ellerimiz.
Bir sevgiliden mektup bile alamamıştık daha. Bir gece sabaha karşı, pranga
vurulmuş ellerimiz ve ayaklarımızla çıkarıldık idam sehpalarına. Herkes
tanıktır ki korkmadık. İçimiz titremedi hiç. Mezar toprağı gibi taptaze,
mezar taşı gibi dimdik boynumuzu uzattık yağlı kementlere.

Asıldık ey halkım, unutma bizi…

Bizi öldürenler, bizi asanlar, bizi sokak ortasında vuranlar, ağabeyimiz,
babamız yaşlarındaydılar. Ya bu düzenin kirli çarklarına ortak olmuşlardı ya
da susmuşlardı bütün olup bitenlere. Öfkelerini bir gün bile
karşısındakilere bağırmamış insanların gözleri önünde öldürüldük. Hukuk
adına, özgürlük adına, demokrasi adına, Batı uygarlığı adına, bizleri, bir
şafak vakti ipe çektiler.

Korkmadan öldük ey halkım, unutma bizi…

Bir gün mezarlarımızda güller açacak ey halkım, unutma bizi… Bir gün
sesimiz, hepinizin kulaklarında yankılanacak ey halkım, unutma bizi.

Özgürlüğe adanmış bir top çiçek gibiyiz şimdi, hep birlikteyiz ey halkım,
unutma bizi, unutma bizi, unutma bizi…


Bu ülkede aydınlar kolay yetişmiyor. Bugünlerimizin ve geleceğimizin
aydınlık kaynağı olan bilim adamlarına ulusça hep birlikte sahip çıkmalıyız.
Unutulmamalıdır ki, aydınlığına sahip çıkmayan uluslar ilelebet karanlıkta
kalmaya mahkumdurlar.

Uğur Mumcu yu  saygı ile anıyoruz...


wsirine

wsirine resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >AL SANA AÇILIM !!!!!!>
  17.Oca.2010 Pzr 15:36:35

  zZkUmArBaZz· Akp ve Hak

.AKP’nin Kürt açılımının başlangıcında “çağın eşitlikçi” değerleriyle, bu değerleri “kul eşitliğinde” içselleştiren bir dindarlık vardı ama açılım ilerleyince “milliyetçilik” öne çıkmaya, “eşitlik” bir pazarlık konusu olmaya başladı.

Bu ülkenin Kürt vatandaşları var, bu insanlar Türk vatandaşlarla “eşit” haklara sahip değil, hayatın her safhasında eşitsizlik yaşanıyor. 


 

HANGİ KÜRT MAĞDUR SÖYLEYİN
 

HANGİ Kürt kardeşimiz üniversite sınavlarını kazanıp, doktor olmak istedi de ona doktorluk yolları kapandı?
 
Hangi Kürt kardeşimiz mimar, mühendis olmak istedi de, onlar teknik
üniversiteye sokulmadı?

Hangi Kürt kardeşimiz ülkenin herhangi bir yerinde mağaza, dükkan,
 kebapçı açtı da ona izin verilmedi?

 Hangi Kürt kardeşimiz şarkı-türkü okuyup kaset çıkartıp film yaptı
 da onun önü kesildi?
 
Hangi Kürt kardeşimiz Akdeniz`de, Ege`de 5 yıldızlı otel-motel
Hangi Kürt `mağdur`, söyleyin.

Akdeniz`de, Ege`de 5 yıldızlı otel-motel
 yapmak istedi de ona teşvik verilmedi ?
 
Hangi Kürt kardeşimiz banka kurmak istedi de ona izin verilmedi?
 Hangi Kürt kardeşimiz herhangi bir partiden milletvekili adayı oldu
da ona seçilme imkanı tanınmadı?
 
Hangi Kürt kardeşimiz turizm-seyahat acentaları kurdu da ona ruhsat
verilmedi?
Hangi Kürt kardeşimiz askerliği tercih etti de Ordu`da yükselmesinin
önü kesildi?

 Hangi Kürt kardeşimiz geçmişte senato başkanı oldu da ona itiraz
 eden oldu?
 
Hangi Kürt kardeşimizin bu ülkeye cumhurbaşkanı olmasının önü kesik?

 Hangi Kürt kardeşimizin Türkiye 1. Ligi`nde futbol oynamasının
 önünde engel var? 
Hangi Kürt kardeşimize kredi verilmedi, hangisine doktor bakmadı,
hangisine okul kapısı kapatıldı?
 
Hangi Kürt kardeşimize bu ülkenin İstanbul`unun, Ankara`sının,
 Antalya`sının, Mersin`inin, İzmir`inin kapıları kapalı?
 
Hangi Kürt kardeşimize yurtdışına çıkmak istediğinde pasaport
verilmiyor?



wsirine

wsirine resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >AL SANA AÇILIM !!!!!!>
  14.Oca.2010 Per 23:52:24
 
ŞEHİT BABASININ BAŞBAKANA MEKTUBU(!)
Hüseyin Yardımcı isimli şehit babasının Başbakana yazdığı bu mektup


Teşekkürler Sayın Başbakanım…
Bana bu yazının sonunda okuyacağınız şiiri yazmama ilham verdiğiniz için.
Nefret nedir bilmeyen ruhuma son bir yılda nefreti öğrettiğiniz ve her gün seyrettiğim haberlerde artık hiçbir şeyin beni şaşırtmamasını sağladığınız için.
Bu akşam bana televizyonda bir şehit annesinin “Arif’im nerde” diyen feryadını dinlettiğiniz için…
Vatani görevini yapan ve bir bacağını kaybeden bir gazinin protez bacağını çıkartıp benim gururum bu diyerek feryat edip kendisine verilen gazilik belgesini yere fırlattığını görmemi sağladığınız için…
Yüzünün büyük bir kısmı yanık ve parçalanmış olan diğer bir gazinin benim gururum bu diyerek yüzünü gösterirken gözümden süzülen yaşlar için…
“Onları affediyorsunuz elleri kolları serbest dolaşıyorlar benim oğlum toprak altında onu da affedin bana gelsin” feryadını atan “Ana”nın kanlı gözyaşları için…
Bizim vergilerimizle bizden topladığınız paralarla 34 teröriste Cumhuriyet şenliklerini aratmayacak havai fişek ve lazer gösterileri eşliğinde kahraman nidalarıyla kendilerini adam sanmalarını sağladığınız için…
100,000 Kürt kökenli TÜRK vatandaşının zafer nidaları ile dans etmelerini ve yapmış oldukları miting’i Kürdistan Milli Marşı eşliğinde sonlandırırken, PKK bayraklarını TÜRKİYE semalarında dalgalandırdığınız için…
Tüm ŞEHİT ve GAZİLERİMİZİ bu akşam bir kez daha şehit edip gazi bıraktığınız için…
Daha bitmedi sayın başbakanım…
Siz ve diğerleri sayın Öcalan diyor ya merak etmeyin biz o vatan hainine ve size içimizden her dakika sayıyoruz...
                Size kısaca kendimden ve atalarımdan bahsedeyim sayın başbakanım. Ben 400 yıl önce Karaman’dan Yugoslavya ya akıncı olarak gitmiş ve orada 400 yıl yaşayıp Balkan harbinde vatanını korumak için savaşmaya gelmiş babası Boşnak, annesi Arnavut kendisi önce TÜRK sonra Boşnak olan TÜRK vatandaşı Hüseyin’im.
Her şeyden önce vatan ve Türkiye diye büyütüldüm. Türkiye’mi Anamdan Avradımdan, Oğlumdan, Atamdan önde severek büyüdüm ve büyüyorum.
Nazım’ın Kadınlar şiirindeki;
“ Ayın altında kağnılar gidiyordu
Kağnılar gidiyordu Akşehir üstünden Afyon`a doğru”…
Mısralarındaki o kadınlardan birisi benim Büyük Halamdı. Büyük Amcam Çanakkale’de şehit düştü. Dedem bizi İzmir`den Çanakkale`ye savaşmak için 24 gün nasıl yürüdüğünün hikâyeleri ile büyüttü. Bize her zaman Vatan sevgisi aşılandı TEK VATAN... O da TÜRKİYE…
Biz hep önce TÜRK’ tük sonra Boşnak. Biz hiçbir zaman bölünmek, parçalanmak, ayrılmak, açılmak, kapanmak nedir bilmedik. Bunların konuşulduğu yerlerde bulunmadık… Komşum Rum’du, Sınıf arkadaşım Ermeni, En iyi arkadaşım Kürt, Eniştem Giritli, Mahallemizin Teyzesi Kavalalı, İlk Ustam Tatar, Dedem Boşnak, Büyük babam Arnavut, ilk sevdiğim Macar, Evlendiğim Giritli… Ama hepsi ilk önce Türk’tü.
Siz şimdi bizimle paylaşmadığınız bir karara varmışsınız adı "açılım".
Size benim çocucuğumun geleceği ile ilgili kararları alma yetkisini kim veriyor?
Siz hangi güçle bizimle paylaşmadan bu Vatan’ın geleceği ile ilgili bu kadar derin kararları alabilme yetkisini buluyorsunuz kendiniz de?
Size, sizin dilinizde sesleniyorum başbakanım.     Unutmayın sizden büyük ALLAH var…
Siz Hz. Ömer adaletini bilir misiniz başbakanım? Hani birisini hakkı yenildiğinde karar verecek iken kararı hakkı yenilene bırakan Hz. Ömer.
Peki siz bu dağdan inen şaklabanları affederken bu vatan uğruna evlatlarını düğün dernek askere gönderip ALBAYRAK’LI tabutlarla geri alan ANALAR’ DAN, BABALAR’ DAN izin aldınız mı? Siz bu insanların vebalini kaldırabilecek misiniz?
Bu akşam televizyonda Cemal Süreyya’nın şu şiirini okudunuz;
Sizin hiç babanız öldü mü?
Benim bir kere öldü kör oldum.
Yıkadılar aldılar götürdüler.
Babamdan ummazdım bunu kör oldum…
Şimdi ben size aynı soruyu aynı şiiri bir şehit anası ağzından okuyarak sorayım…
Sizin hiç oğlunuz hain bir kurşundan öldü mü?
Benim bir kere öldü kör oldum.
Yıkadılar aldılar götürdüler.
Oğlumdan ummazdım bunu kör oldum…
Şimdi ben size soruyorum; sizin oğlunuz şehit düşseydi aynı kararı bu kadar rahat verip, dağdan inin gelin sizi kucaklayalım oğlumu öldürdünüz ama olsun unutalım der miydiniz?  Gelsinler diyorsunuz kan akmasın bir daha.
Sayın başbakanım biz küllerinden bir vatan yaratmış ecdadın çocuklarıyız. Şehidimizin ardından kan ağlar vatan sağ olsun deriz.
Bırakın o dağlarda kalsınlar o hainler biz onları o dağlarda gömeriz, ardından şehitlerimizin huzur bulmuş bedenleri ile gök kubbeyi başlarına yerle bir ederiz.
Bizim onların dönüşüne ihtiyacımız yok.
Ama durum başka siz merak etmeyin farkındayız…
Dünyanın en pahalı benzinini alıyoruz ağzımızı açmadık…
En fazla vergisini ödüyoruz ağzımızı açmadık…
Deprem oldu özel iletişim vergisi dediler vatan sağ olsun dedik…
Maaşımızdan %49 kesip ortalama yaşam ömrü 71 yaş olan vatanımızda 66 yaşında emekli olacaksın dediniz ağzımızı açmadık…
1,5 lira konuşulan telefon için 24 lira fatura ödedik gık demedik…
Faturalarımıza güneydoğuda kaçak kullanılan elektriğin bedelini eklediniz ödedik…
Kız çocuklarını 14 yaşında satmasınlar diye KARDELENLER dediniz yardım ettik…
Size şimdi bizden…
Bundan böyle bu VATAN’A verilecek evladım yok, ne olursa olsun umurumuzda değil, Kürdistan da kurulsun Amerikalı da gelsin vatanı alsın fark etmez…  Artık hiçbir bedel ödemeyeceğiz… Bundan böyle yurt dışlarında herkese Türkiye ve Türk insanını anlatmayı keseceğiz…
Ya da tüm bu medyadaki açılım şovları ile gaza gelip sokağa çıkıp önümüze gelen Kürt kökenli ya da Alevi vatandaşları öldüreceğimizi, birbirimizi katledeceğimizi…  Bundan sonra ne yaparsak yapalım nafile aman susalım başımıza bir dert gelmesin diyeceğimizi sanıyorsunuz ya!
Biz bu oyuna gelmeyeceğiz Mister President.
Biz sizin ve sizin akıl hocalarınızın ve diğerlerinin ne yapmaya çalıştığının FARKINDAYIZ…
Biz sizin pek tanımadığınız bir kurtarıcının çocuklarıyız ve biliriz ki TÜRK MİLLETİ ZEKİDİR.
Bu yüzden bu defa bizi bize kırdırmanıza izin vermeyeceğiz.
ALLAHIMDAN SİZİN GÖNÜL GÖZÜNÜZÜ AÇMASINI VE ŞEFKAT TOKATINI HAKKIYLA İNDİRMESİNİ DİLER…
SAYGILARIMI SUNARIM…
Hüseyin Yardımcı


wsirine

wsirine resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >ŞİRİN ler Köyüne Yeni Bir ŞİRİN ekleyin. :)>
  12.Tem.2009 Pzr 15:36:18

 

Gözlemci Şirin

Bağımsız Şirin

Dikkafalı Şirin

İçten Şirin

Eşsiz Şirin

Sosyal Şirin

Kafası Karışık Şirin

Gezgin Şirin

 

 



wsirine

wsirine resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Şeyler >En Komik İtiraflar!>
  27.Haz.2009 Cmt 13:19:10

Hepsi süpermiş,ayakta alkışlıyorum.Teşekkürler arkadaşlar  iyi geldi be yawss..Şu bizim çılgın Türlerin devamını getireyim dimi dimiii..;))

Kaza mahalinde elinde cep telefonuyla koşturup "112′nin numarasi neydiiiii ? " diye bağıran sarışına,
——————————————–
Birbirlerine ana avrat küfür eden iki kişinin arasına girip ikisine de birer tokat atan ve "Analar kutsaldır, analara küfür etmeyin, o.çocukları !! " diyen Karadenizli ağır abiye,
———————————————-
Annesine kızıp, buharlı ütünün içine işemeyi akıl eden! Annesini buram buram çiş kokularıyla iş yerine yollayan! Annesi; ancak arkadaşları ”acayip kokuyorsun” dediğinde işi çözen anneye ve çocuğuna,
———————————————-
Banyonun lambası yanmayınca elektrikler kesik zannedip yarım saat gelmesini bekleyen. Beklerken de canı sıkılmasın diye televizyon seyreden kişiye,
————————————————–
Ailecek televizyon izlerken üst komşu küçük oğlunu göndermiş. Çocuk, anneme ”X teyze, annem dedi ki, bari haberleri açsınlar da, biz de dinleyelim”. Biz de kırmadık, açtık. Ailecek çok iyi niyetli olduğumuzdan, televizyonları bozuk sandık. Yüksek sesten dolayı bize laf soktuklarını anlamamız çocuğun ikinci gelişinden sonra oldu. Bu olayı yaşayan aileye,
————————————————–
Lisedeki Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenimiz AIDS’in açılımını yapıyor: (A)llaha (İ)syan eden (D)eyyusların (S)onu… diyen hocaya,birer alkış istiyorum

Ayrıca aşşadakiler de birer tebrik hakediyor ;)


Acı Kaybımız:

3 ay önce ailemize katılan, "Necmi" ismini verdigimiz kaplumbağamız dün vefat etmiş. Aile arasında sade bir törenle evin arka bahçesine gömdük. Hayvancağız durduk yerde can verdiği için gidip, Necmi’yi aldığımız dükkanın sahibine sebebinin ne olabileceğini sorduğumuzda ”Abi onlar kış uykusuna yatar” cevabını almış bulunmaktayız. Hepimizin başı sağolsun. Bu vicdan azabıyla ben de çok yaşamam herhalde.
————————————————–
Annemin Maceraları:
Shrek’in fragmanlarını gösteren bir televizyon kanalında, el ele
tutuşmuş Shrek ve Fiona’yi gören annem, ‘Bunlar Süleyman ve Nazmiye Demirel çifti mi?’ diye sordu! Seçememiş gözleri o mesafeden.
————————————————–
Alfabe:
Ben de bu yıl okula başlayan torunum için kuvvetli bir moral alkışı istiyorum. Daha ikinci gün: ‘örrrtmenim, taa evden buraya tel çizmeye mi geldik, hep yumarlak mı yapcaz, harf felan öretmicen mi?’ deme cesaretini gösterdiği için,
————————————————–
Annem:
"Bu taraf bitti" diye CD’yi arkasına çeviren ve sonra da "CD çalar çalışmıyor!" diye feryat eden anneme alkış az geliyor!
————————————————–
Modem:
Yemek masamın üstünde duran modeme uzun uzun bakan anneanem "Bu ne?" diye sordu. Ben de kolay anlasın diye "Hani benim bilgisayarım var ya, onunla internete giriyorum. İşte internete girmek için o kutu zorunlu" diye uzun uzun açıkladım. Anneannem dinledi beni ve "Yani modem bu" dedi ve konu kapandi…
————————————————–
Yaz Okulu:
Bir alkış da annesine yaz okulunu kazandığı müjdesini veren üniversite ögrencisine gelsin. Bu yaratıcılıga şapka çıkarılır.
————————————————–
Beyin Göçü:
Tikky olduğu her halinden belli olan kızımız Beşiktaş-Taksim
midibüsünde yanındakı arkadaşına dert yanmaktadır. ”Şekerim dördüncü kez girdim ÖSS’ye, ama yine kazanamadım, gidicem sonunda Amerika’ya o olucak. Böyle böyle beyin göçü oluyor işteeaa!” Sen git, masrafları ben karşılıyorum.
————————————————–
Alman Yazar:
Bir alkış da lisede edebiyat dersinde okuduğu şiir bitince sınıfa dönüp "Bu şiiri ünlü Alman yazar Goethe yazmıştır" diyen hocaya, "Niye, kağıt bulamamış mı?" cevabını veren arkadaşa gonderelim.
————————————————–
Düz Mantık:
Eğer bir sokakta yürüyorsanız ve camında ”Bu ev kiralıktır” yazılı bir evin yanından geçip birkaç adım sonra önüne geldiğiniz bir başka evin camında ”Bu da” yazısını görürseniz, bilin ki Trabzon’dasınız.
————————————————–
İngilizce Yazılısı:
Bir alkış da İngilizce sınavında "Nice …….." şeklindeki boşluğu
"Nice mutlu yıllara!" biçiminde dolduran, dahi mi yoksa aptal mı olduğunu henüz anlayamadığımız öğrencime istiyorum.
————————————————–
Hugo’lar Beşledi:
Bir alkış da lisede edebiyat kitabından bir metni tüm sınıfa sesli olarak okurken V. Hugo’ya "Beşinci Hugo" diyen arkadaşımıza gelsin.
————————————————–
Ne Zaman?
Kardeşim karne almıştı; fakat birçok zayıf notu vardı. Annem, babamla beni kenara çekip uyarıları sıralıyordu: "Sakın çocuğun moralini bozmayın, sakın kötü bir şey söylemeyin" uyarılar özellikle babama yönelikti: "Hele de sen, sakın çocuğun gururunu kırma". Babam daha fazla dayanamadı ve sordu: "Karne için ne zaman özür dileyeceğiz?"
————————————————–
Havale:
Bankada gişenin önünde işlemimin yapılmasını bekliyorum. Yanımdaki gişede işlem yaptıran yaşlı teyzeye, işlemini yapan kadın soruyor: "Parayı kim alacak teyze? Alıcısına ne yazalım?" Teyzem cevap veriyor: "Bu paranın hayrını görme inşallah yazalim" evladım.
————————————————–
Lamba:
Dün gece evime giderken yolun tenhalığından olsa gerek kırmızı ışıkta geçtim. Ardından yurdum polisine alkışı hak ettiricek anons: "Bacım o geçtiğin gece lambası değildi; çek sağa".
————————————————–
Hacim nedir?
Öğretmen bir arkadaşımdan naklen: 5. Sınıfların Fen Bilgisi sınavının 2. sorusu: "Hacim nedir? Bir örnek vererek açıklayınız". Öğrencimizden gelen cevap: "Hacdan gelenlere hacim denir. Örnek: Nasılsın hacim?"

 
<<123456 78910111213141516...20>>