ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
29 Nisan 2024, Pazartesi 06:24   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  ExuLLa> Forum Başlıkları
    ExuLLatarafından açılmış Toplam 88 Forum Başlığı var
<<1234 56789>>


ExuLLa

ExuLLa resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Mühim Mevzular >Felsefe, Din, İçsel meseleler >Hayatın İçinden
  19.Oca.2007 Cum 14:28:42
 ÖLÜM YAŞAMI ÖĞRETİR İNSANA..

Size de olur mu bilmem ; her ölümün ardından yaşamın pesine düşeriz...Yakın bir dostu toprağa verir vermez, kabrinin çiçekleri kurumadan daha, ihmal edilmiş kapıları çalar, özlenip gidilmemiş adresleri ararız; eski dostlukların tozunu alır, cam gibi parlatırız. İşi gücü boslar, gecikmiş hal hatır sormaların, dar günde omuz omuza durmaların kapısını aralarız.

      Hele erken ölüm...

   Tuhaftır, yitirilmiş ortak dostların ardından `sesini duymak istedim` telefonları gelir es dosttan da...`hadi kaçıp bir şeyler içelim` davetleri, `sana gecen gün haksızlik ettim` itiraflarına dönüşür; gecikmiş günah çıkarmalar, samimi öz eleştiriler, sıcak dokunuşlar getirir ardı sıra... Anlarım ki herkes benim gibi paniktedir. Bir musalla tasının sogukluguyla ürperir yalnız kalpler ve ısınmak için hayırsız sevdalara koşulur, gündelik telaşta kırıp döktüklerini tamire çıkarır insanoğlu...

   Ölüm, yaşamı öğretir bize; döverek sevmeyi belleten hoyrat bir anne gibi... sevgi doğurur ecelinden... Kalbinize yakın bulduklarınızı çantada keklik sanmayın. Sıkıca asılın onlara, tıpkı hayata asıldığınız gibi... Çünkü onlarsız hayat da anlamsızdır. Hayatınızı asla aşka kapatmayın. Aşkı bulmanın en kısa yolu, aşık olmaktır, korumanın en iyi yolu ise ona kanat takmak... Hayatı çok hızlı koşmayın, nereden geldiğinizi ve nereye gittiğinizi unutmayın. Hayatın bir yarış değil, her saniyesinin tadı çıkarılması gereken güzel bir yolculuk olduğunu aklınızdan çıkarmayın.

     Dün tarih oldu...Yarin bir sır... Bugünün kıymetini bilelim..



ExuLLa

ExuLLa resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >NEYİ ARIYORSAN O SUNDUR
  19.Oca.2007 Cum 14:35:06

"Neyi arıyorsan sen, O sundur" der Mevlana..Zulmün peşindeysen zalimsin,aşkı arıyorsan aşık.Elinden tuttuğumuz her sevgili, bizi sürükleyip,kendi iç dünyamızın derinliklerinde bir kesif gezisine çıkarır.Her ilişki, benliğimizde bir kazıdır aslında, her sevda ruhumuzun bir başka yüzü.Her aşkta kendimizi ararız, o yüzden bulduklarımız benzerimizdir. Resimlerini yan yana koyun sevdiklerinizin ve dikkatle bakin yüzlerine,onların suretlerinden kendi yüzünüz bakacaktır size...

     Aşk denilen kaleydokobun buzlu camına gözünüzü dayadığınızda, binbir cam rengarenk ışıklar saçarak döndüğünde, her seferinde bambaşka şekiller ördüğünü görürsünüz. Her camda, farklı bir renginiz vardır;her şekilde sizden bir parça... Aşklarınız hülasanızdır Sevdiğiniz her adam, beğendiğiniz her kadın farklı ruh hallerinizi elverir;arada bir çevirdiniz mi kaleydoskopu, cam paralar yer değiştirip yeni şekiller alır;hepsi siz... Sevgilinizin gözlerindeki dolunay, siz deki ışığın yansımasıdır aslında;dilindeki sizin ilhamınız, tenindeki sizin yansımanızdır.

     Yoksa halâ bir sevdiğiniz, o henüz kendinizi bulamadığınızdandır...Aşk, narsizmdir. Sevda, çevrildikçe içinizin farklı ışıklarını yakan eğlenceli bir kaleydoskop gibi başımızı döndürüyor.Ve biz, hep baharı takip ederek dünyayı gezen bir gezgin gibi içimizdeki eski baharları arıyoruz. Narcissusu u bilirsiniz;Öyle heybetli ve güzelmiş ki, bakmaya dayanamazmış kendine.Gün boyu ayna karşısına geçip kara gözlerini, incecik burnunu,dar kalçalarını, kıvırcık saçlarını seyredermiş hayran hayran...Bir gün ırmak kenarında gezinirken, sudaki yansımasına ilişmiş gözü.Uzanıp, iyice bakmak istemiş. Tam gördüğünde kendisini,dengesini kaybedip düşüvermiş ırmağa, kapılıp gitmiş suya...

    Yeryüzünün en güzel insaninin öldü günü duyan Tanrı, unutulmaması için Onu her bahar açan güzel kokulu bir çiçege dönüştürmüş,Narcissus, nergis olmuş.Kıssadan hisse, benden size tavsiye, taze bir nergis verin bugün sevgilinize...

     Sonra da, nerede baharsa mevsim, rotasını oraya çevirip içinizdeki eski baharlara koşan bir gezgin gibi "Bahar getirdim sana" deyin.Baharin elinizde olduğunu unutmadan..

    Gözlerindeki ırmağa  baktığınızda kendinizi göreceksiniz;dikkat edin de hayran olup düşmeyin...Düşüp bahar kokulu bir çiçeğe dönüşmeyin... 
                                                                                                       Can DÜNDAR 



ExuLLa

ExuLLa resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Bir firmada calışmak istiyorsunuz karşınızda soru en iyi cvp siz verin ve calışmaya başlayın :)
  19.Oca.2007 Cum 14:43:31
fiogf49gjkf0d
Bir firmada yönetim, sordukları soruyu en uygun cevaplayan kişiyi ise almış. Bu soruda doğru veya yanlış cevap diye bir şey yok, sadece her ferdin nasıl cevap verdiği önemli..

Karanlık yağmurlu bir gece, yağmur yağıyor, fırtına var, gök gürlüyor ve siz sabaha karşı 2 saatlerinde yalnız ve ıssız bir yolda araba kullanıyorsunuz. Araba iki kişilik. Biraz ilerde otobüs durağında 3 kişi bekliyor. Birincisi bir doktor, sizi daha önce geçirdiğiniz kalp krizinden kurtarmış. İkinci kişi, çok yaslı ve hasta nerdeyse ölmek üzere olan birisi. Üçüncüsü, hayatinizin rüyası, her zaman tanışmak için can attığınız birisi. Hava gittikçe kötüleşiyor ve arabanızda sadece bir kişiye yer var.

Soru şu;
Böyle bir durumda ne yapardınız? Soruyu iyice düşünün ve en iyi cevabı verin. Biraz düşündükten sonra aşağıya bakabilirsiniz

Görüşmecilerden bazılarının cevabı şöyle olmuş:

A. Hasta adamı en yakın hastaneye götürürdüm.
B. Doktor daha önce hayatımı kurtardığına göre onu alırdım.
C. Manen düşünürsem tabii ki hasta adamı alırdım fakat kendi geleceğim ve hayatım için, her zaman tanışmak istediğim hayatımın rüyasını alırdım.

Şimdi sıra sizde siz ne cevap verirdiniz   (Alınan tek kişinin verdigi cevabı sonra yazacagım..)



ExuLLa

ExuLLa resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Güzel Sözler >Aziz Nesin den Hayata Dair
  19.Oca.2007 Cum 14:57:39
fiogf49gjkf0d
 Madem ki bir aşkın var, ne güzel tadını çıkar.Her şeye boş ver ve aşkı yaşa...ille de büyük aşk olması gerekmez; yaşanan her aşk büyüktür, yeter ki tadını çıkarmasını bil. 

    Çok büyük umutlar bağlama, yarını hiç düşünmeden, günü gününe sev, sevginin tadını çıkar.Sevgide geleceği düşünürsen aşkı bombok edersin. Sakın haaa. Sonsuz monsuz diye herifin başını yeme.

     Her şeye boş ver; öylesine sev ki, sevdiğin erkeği bile umursama,salt kendin için sev, bencilce yaşa aşkı, bütün maddesiyle Yaşamdan elinde kala kala salt yaşadığın sevgiler kalır sonunda,Asıl olan aşktır yaşamda.

     Dolu dolu, dolu dizgin, zilzurna, saniye saniye aşkı yaşayarak sev.iki yıl, üç yıl sürecek diye umutlanıp enayilik etme.İster sürer, ister sürmez.sen o anı yaşa yeter ki...

     Yitirdiğin zaman; yaşadıklarını kazanmış olacaksın.Sonunda elbet yitireceksin, ama yitireceğini hiç düşünme;çünkü aynı zamanda kazanmışsındır  da.Anılar kazanıyorsun daha ne, iç o zaman, sarhoş ol.    

     Yüce yüce şeyler düşünme severken, sevgiyi berbat edersin;çünkü  sevginin kendisinden daha yüce bir şey olmaz.Aferin sana seviyorsan ,seviliyorsan Sakın kuşkulara kapılma.

    Severken yirmi yıl sonrasını değil, yirmi dakika sonrasını bile düşünme.an an yaşa, derin derin hem de.afferin sana.çok sevindim.

     işe güce boş ver.Keyfince yaşa, sev...sevildikçe sev, sevilmeyince de tastamam boş ver ve o zaman o güzelim yalnızlığına sarıl.o yalnızlık ki, bütün sevgilerden daha güzeldir ve sonunda kollarımızla sararız.o zaman da hiç üzülmeyeceksin. Çünkü nasıl olsa, sığınacak bir yalnızlığımız var; günün birinde anamız bile bizi bırakır gider, ama o yalnızlığımız, biz yaşadıkça bizi hiç bırakmaz...severken bunları düşünme, lütfen yarınsız sev ki, sevginin tadını çıkarasın.Hadi, sevgiyle öperim. Yaşa sen..
                                                                             
AZİZ NESİN



ExuLLa

ExuLLa resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne > and *9829;Sevgi Türleri, Hangi Tür Seviyorsunuz?
  19.Oca.2007 Cum 15:46:19
fiogf49gjkf0d
Sevgi 3 türlüdür..

Dünya da sevilmek istemeyen kişi yok gibidir" diye başlıyor, Masumi Tayotome. "Ama sevgi nedir, nerede bulunur, biliyor muyuz?" diye soruyor.. Sonra anlatmaya başlıyor...

"Eğer" turu sevgi!..

Belli beklentileri karşılarsak bize verilecek sevgiye bu adi takmış yazar...Örnekler veriyor;

Eğer iyi olursan baban, annen seni sever.
Eğer basarili ve önemli bir kişi olursan,seni severim.
Eğer es olarak benim beklentilerimi karşılarsan seni severim.

Toyotome "En çok rastlanan sevgi turu budur." diyor. Bir şarta bağlı sevgi. Karşılık bekleyen sevgi."Sevenin, istediği bir şeyin sağlanması karşılığı olarak vaat edilen bir sevgi turudur bu" diyor yazar...

"Nedeni ve sekli bakımından bencildir. Amacı sevgi karşılığı bir şey kazanmaktır."
Yazara göre evliliklerin pek çoğu "Eğer" turu sevgi üzerine kurulduğu için çabuk yıkılıyor. Gençler birbirlerinin o anki gerçek hallerine değil, hayallerindeki abartılmış romantik görüntüsüne aşık oluyor ve beklentilere giriyorlar. Beklentiler gerçekleşmediğin de, düş kırıklıkları başlıyor. Sevgi giderek nefrete dönüşüyor. Ve maalesef en saf olması gereken anne baba sevgisinde bile "Eğer" türüne rastlanıyor. Fakat aslında insanlar "Eğer" turu sevginin üstünde bir sevgi arayışı içindeler...

"Çünkü "türü sevgi...
Toyotome bu tur sevgiyi şöyle tarif ediyor;
"Bu tur sevgide kişi, bir şey olduğu, bir şeye sahip olduğu ya da bir şey başardığı için sevilir. Başka birinin onu sevmesi, sahip olduğu bir niteliğe ya da koşula bağlıdır. "Örnek mi?..
"Seni seviyorum.Çünkü çok güzelsin/yakışıklısın!"
"Seni seviyorum.Çünkü o kadar popüler,o kadar zengin,o kadar ünlüsün ki.."
"Seni seviyorum.Çünkü bana o kadar güven veriyorsun ki.."

Yazar,"Çünkü" turu sevginin, "Eğer" turu sevgiye tercih edileceğini anlatıyor. "Eğer" turu sevgi, bir beklenti koşuluna bağlı olduğundan büyük ve ağır bir yük haline gelebilir. Oysa zaten sahip olduğumuz bir nitelik yüzünden sevilmemiz, hoş bir şeydir, egomuzu okşar. Bu tur, olduğumuz gibi sevilmektir. İnsanlar oldukları gibi sevilmeyi tercih ederler. Bu tur sevgi onlara yük getirmediği için rahatlatıcıdır. Ama derin düşünürseniz, bu turun, "Eğer" türünden temelde pek farklı olmadığını görürsünüz. Kaldı ki, bu tur sevgi de, yükler getirir insana... İnsanlar hep daha çok insan tarafından sevilmek isterler. Hayranlarına yenilerini eklemek için çabalarlar. Sevilecek niteliklere onlardan biraz daha fazla sahip biri ortaya çıktığı zaman, sevenlerinin, artık ötekini sevmeye başlayacağından korkarlar. Böylece yasama, sonsuz sevgi kazanma gayretkeşliği ve rekabet girer.

Ailenin en küçük kızı yeni doğan bebeğe içerler. Sınıfın en güzel kızı. yeni gelen güzel kıza içerler. Üstü açık BMW si ile hava atan delikanlı, Ferrari ile gelene içerler. Evli kadın kocasının genç ve güzel sekreterine içerler.

"O halde bu tur sevgide güven duygusu bulunabilir mi?"diye soruyor yazar. "Çünkü" turu sevgi de, gerçek ve sağlam sevgi olamaz" diyor. Bu tur sevginin güven duygusu vermeyişinin iki ayrı sebebi daha var...

Birincisi; "Acaba bizi seven kişinin düşündüğü kişi miyiz" korkusu. Tüm insanların en az iki yönü vardır. Biri dışa gösterdikleri. Öteki yalnızca kendilerinin bildiği. "İnsanlar sandıkları kişi olmadığımızı anlar ve bizi terk ederlerse" korkusu buradan doğar.

İkincisi de; "Ya günün birinde değişirsem ve insanlar beni sevmez olurlarsa.." endişesidir.

Japonya da bir kuru temizleme dükkanında çalışan dünya güzeli bir kızın yüzü, patlayan kazan yüzünden parçalanmış. Kız fena halde çirkinleşince, nişanlısı nişanı bozup onu terk etmiş. Daha acısı, ayni kentte oturan anne ve babası, onu artık ziyarete bile itmemişler. Sahip olduğu sevgi, sahip olduğu güzellik Temsili üstüne bina edilmiş olduğundan bir günde yok olmuş. Güzellik kalmayınca sevgi de kalmamış. Ve kız bir kaç ay sonra kahrından ölmüş.

Japon yazar "Toplumlardaki sevgilerin çoğu " Çünkü" türündendir ve bu tur sevgi, kalıcılığı konusunda insani hep kuşkuya düşürür." diyor. Peki o zaman, gerçek sevgi, güvenilecek sevgi ne?

"Rağmen" türü sevgi;
Bir koşula bağlı olmadığı için ve karşılığında bir şey beklenmediği için, "Eğer" turu sevgiden farklıdır bu. Sevilen kişinin çekici bir niteliğine dayanıp, böyle bir şeyin varlığını temel olarak almadığından, "Çünkü" turu sevgi de değildir bu.

Bu uçuncu tur sevgide, insan "bir şey olduğu için" değil, "bir şey olmasına rağmen" sevilir. Güzelliğe bakar mısınız?. "Rağmen" turu sevgi..!

Esmeralda, Qusimodo yu dünyanın en çirkin, en korkunç kamburu olmasına "rağmen" sever. Yakışıklı ve zengin delikanlı da Esmeralda ya çingene olmasına "rağmen" tapar!.. Kişi dünyanın en çirkin, en sefil, en zavallı insani olabilir. Bunlara "rağmen" sevilebilir. Tabii bu sevgiyle karşılaşması şartı ile..

Burada insanin, iyi, çekici, basarili ya da zengin bir konum edinerek sevgiyi kazanması gerekmiyor. Kusurlarına, cahilliğine, kotu huylarına ya da kotu geçmişine "rağmen" olduğu gibi, o haliyle sevilebiliyor kişi.

Bütünüyle çok değersiz biri gibi görünebiliyor ama değerli gibi sevilebiliyor. Japon yazar "Yüreklerin en çok susadığı sevgi budur. diyor." Farkında olsanız da, olmasanız da, bu tur sevgi sizin için yiyecek, içecek, giysi, ev, aile, zenginlik, basari ye da ünden daha önemlidir."

"Bugün yaşamınızı sürdürebilmenizin nedeni "Rağmen" turu sevgiyi su anda yaşıyor olmanız ya da bir gün bu sevgiyi bulacağınıza inancınızdır."

Son sözlerinde biraz umutsuz Toyotome;

"Bugün yaşadığımız toplumda herkesi doyuracak ve mutlu edecek bu sevgiyi bulmak çok zor. Çünkü herkesin sevgiye ihtiyacı var ve başkalarına verecek kadar fazlası kimsede yok!.."      

MASUMİ  TOYOTOME (Japon Yazar)



ExuLLa

ExuLLa resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >C Vitamini :)
  19.Oca.2007 Cum 23:09:56


Bir Bilsen..




Kendimce bir dünya tanıyorum..





Benim dünyam paylaşılabilir..





Senin dünyanı da paylaşabilirim..





Ona da yer acabilirim bak !





Ama paylaşmak istemiyorsan da lütfen dünyamı bana bırak..





Beni yüzüstü bırakıp gitme 
L





Seni kocaman seviyorum..





Seninle olunca keyfime diyecek yok..





Yanımda olmanı, elimi tutmanı istiyorum..





Benim olmanı istiyorum..





Sana sarılıp uyumak istiyorum..


ExuLLa

ExuLLa resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Şeyler >KOLTUK MESELESİ...
  28.Oca.2007 Pzr 00:58:56
KADIN : Hayatım yardım eder misin? Şu koltuğu kaldıralım.

ADAM : ....................

KADIN : Hayatım kiminle konuşuyorum ben?

ADAM : Bilmem. Seni dinlemiyordum. Ama biraz düşünsen kiminle konuştuğunu hatırlayabilirsin.

KADIN : Yardım etsene, kaldıramıyorum!

ADAM : Kaldırma o zaman.

KADIN : Yerini değiştirmek istiyorum, kaldırmadan nasıl yapacağım, söyler misin?

ADAM : Yapamayacaksın, çünkü ben ve koltuk bu değişime karşıyız. Dikkat edersen ikimizde yerimizden kalkmak istemiyoruz.

KADIN : Beni deli etmek istiyorsun yine. Ne var kalksan, iki saniye sürer.

ADAM : İşim var.

KADIN : Ne işin var?

ADAM : Oturuyorum. Üstelik sadece oturmuyorum, aynı zamanda düşünüyorum da. Anlayacağın, çok yorgunum. Başımı kaşıyacak vaktim yokken nasıl koltuk kaldırırım. Benim senden daha fazla yardıma ihtiyacım var.

KADIN : Ne yapabilirim acaba senin için.

ADAM : Mesala başımı kaşı.

KADIN : Sen şimdi kalkmıyor musun?

ADAM : Sevgilim, ben tipik bir kalkmayacak adamım. Kalkacak adam böyle mi konuşur? Zaten o konuşmaz ki, direkt kalkar. Ama ben oturuyor, düşünüyor ve konuşuyorum. Yani bütün kalkan adamlardan daha meşgulüm.

KADIN : Yani bu evdeki bütün işleri ben yapmak zorundayım öyle mi?

ADAM : Hayır yavrum en zor işleri ben yapıyorum. Oturmak, düşünmek, konuşmak ve yazmak. Bunların dördü de senin en beceremediğin faaliyetler ve takdir edersin ki bunlar geri zekalı bir koltuğu gereksiz bir biçimde kaldırmaktan daha ağır işler.

KADIN : Nasıl yani? Ben oturmayı konuşmayı falan beceremiyorum öyle mi?

ADAM : Daha temel birşeyi atladın. Sen düşünemiyorsun. Ama bunu sorun etmeye gerek yok. Bazı insanların işi budur. Mesela Geothe hayatı boyunca hiçbir koltuğu yerinden kaldırmamıştır. Ama isterse bu konuyla ilgili kitap yazabilirdi. Öte yandan tüm hayatını koltuk moltuk kaldırarak geçiren ama tek bir satır yazamayan insanlarda var. Sen hangisiyle evli olmak isterdin.

KADIN : Biraz daha yardım sever Geothe en iyisi olurdu galiba.

ADAM : Bunun yardım sevmekle ilgisi yok, kaldı ki ende yardım severim. Hep birileri bana yardım etsin isterim Ayrıca Geothe Faust u yazdı, daha nasıl yardım bekliyorsun adamcağızdan? Yani adam hem Faust u yazıp hem de taşınmamıza yardım edemez ki.

KADIN : Senin gibisine düşünür falan değil tembel denir.

ADAM : Bütün düşünürler tembeldir hayatım. Senin anladığın anlamda bir fiziki faaliyet yapmazlar ama kafalarının içinde hamal gibi çalışırlar. Mesela sen koltuk taşırken çok rahatsın ama ben o sırada Kürt Sorunu nasıl çözülecek, eşcinsel bir kaplumbağa çevresi tarafından yadırganıyor mudur? Kanguruların karınları guruldadığı zaman karnındaki cepte bulunan yavru durumdan olumsuz etkilenir mi? Ya da bir balığın sesi kısılırsa bunu nasıl anlarız gibi sorunları düşünüyorum. Söylesene hangimiz daha yoğun bir faaliyet içindeyiz?

KADIN : Bak şimdi lafı aldı nereye götürdü.

ADAM : Evet götürdüm ve sen kılını bile kıpırdatmadın. O kadar lafı bir yerden bir yere tek başıma götürmek kolay iş mi zannediyorsun? Ama ben seni yine de bu yüzden tembellikle suçlamıyorum.

KADIN : Güzel... Ama şu anda ciddi bir sorunumuz var sayın düşünür.

ADAM : Nedir?

KADIN : Bu koltuğun pencerenin önüne konması gerekiyor ama ben bunu tek başıma yapamıyorum.

ADAM : Hımmm.... Koltuk ne diyor bu işe?

KADIN : Birşey demiyor. Öyle lök gibi durmuş bekliyor.

ADAM : Güzel, eşyanın tabiatına uygun bir durum. Bir koltuktan da daha fazlası beklenmez zaten. O zaman şöyle yapalım. Koltuk yerinde kalsın. Sen pencerenin önüne git ve bu konuyu düşün.

KADIN : Hangi konuyu?

ADAM : Konu serbest hayatım. Seni sınırlamak istemiyorum. Düşün yeter.

KADIN : Bütün bunları gereksiz buluyorsun, değil mi? Çünkü sen düşünür ve yazarsın. Ama pantolonunun ütüsünde çift çizgi olursa bunu bir kavga sebebi yaparsın. Söylesene hangi ermiş ya da düşünür böyle bir şey yüzünden delirmiştir.

ADAM : Bir kere hemen şunu söyleyeyim: Pantolonunda çift çizgi vardı cümlesi durumu tam olarak anlatmıyor. Pantolonunmda bir karayolları haritası vardı demek daha doğru. Sorun şu, ben o pantolonu Sivas a en kısa hangi yoldan gidileceğini öğrenmek için kullanmıyorum. İznin olursa şık olmak istiyorum o kadar. Ermiş ve düşünür meselesine gelince. Evet bütün iyi düşünürler yaşamın bütün detaylarını ciddiye alır. Çok daha basit şeyler yüzünden delirmiş birçok düşünür biliyorum. Mesela Midyaus, pirinç pilavından taş çıktığı için delirmiş ve elinde kaşığı olduğu halde bütün dünyayı dolaşıp taşsız pirinç aramıştır. Bu da Midyaizm adlı, kısaca gereğinden fazla mükemmeliyetçilik ya da mükemmel üstü mükemmellik arayışı diye tanımlanabilecek bir felsefi akımın doğmasına neden olmuştur. Midyaus un yaklaşık yirmidört yıl boyunca taşıdığı kaşıktan tek bir pirinç tanesini düşürmemesi ise efsanesini daha da yücelten bir etken olmuştur. Öte yandan Midyaus un en iyi öğrencilerinden biri Sikrindis, aynı işlemi bulgur pilavı ile denemiş ancak sadece onbir yıl taşıyabilmiştir. Onbir yıl sabırla taşıdığı kaşıktaki bulgur taneleri, bir gece gördüğü karabasandan sıçrayarak uyandığı sırada yere saçılmıştır. Bunun üzerine Sikrindis in öğrencileri de yeni bir öğretinin yolunu açmışlardır. Onlara göre Sikrindis in gördüğü kabus Tanrının bu olaya direkt bir müdahalesi sayılmalıdır. Çünkü gerçek mükemmellik Tanrıya has bir özelliktir. İnsanlar ancak bunu arayabilir, asla bulamazlar. Yani onlara göre Midyaus bulmaya çalışıyordu, Sikrindis sadece arıyordu. Midyaus imkansızı arayan bir deli, Sikrindis ise gerçek bir ermişti. Anlatabildim mi hayatım?

KADIN : İlginç... Bu anlattıklarının hepsi doğru mu gerçekten?

ADAM : Hayır değil. Yani ben uydurana kadar gerçek değildiler. Ama bundan sonra olabilirler.

KADIN : Vay alçak, demek uydurdun hepsini. Hay Allah! Alem adamsın vallahi. Neyse... Haydi yardım et de şu koltuğu kaldıralım.

ADAM : ?????????????

Yılmaz ERDOĞAN 


ExuLLa

ExuLLa resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Şeyler >Şans :)
  17.Şub.2007 Cmt 13:02:46
fiogf49gjkf0d
Barda, içki bardağına dalgın dalgın bakan bir adam oturuyordu. Neredeyse yarim saattir bu durumu değişmemişti. Derken, kavgacı görünüşlü, azman bir kamyon sürücüsü bardan içeri girip adamın yanına tünedi, adamın elinden içki bardağını alıp bir dikişte dikleyiverdi.

Zavallı adam ne yapacağını bilemeyip birden ağlamaya başladı.

Bunu gören azman kamyon sürücüsü insafa gelip,

"Hey, kes sunu, Sadece saka yaptım, sana başka bir içki ısmarlayacağım, hiç böyle ağlayan bir erkek de görmedim" dedi.

Zavallı adam cevaben:

"Hayır, hiçte düşündüğün gibi değil. Bugün hayatimin en berbat günü galiba. İlkin uyuyakalmışım ve isime geç kaldım. Patronun ters günüymüş, kudurdu ve beni isten kovdu. Üzgün dargın binayı terk ederken, arabamı aradım ancak park ettiğim yerde değildi, çalınmıştı. Polise gidip durumu anlattım ancak bir şey yapamayacaklarını söylediler. Eve dönmek için bir taksi cevirdim, taksiden inip eve girmek üzereyken cüzdanımı ve tüm kredi kartlarımı takside düşürdüğümü fark ettim. Gözden kaybolmakta olan taksiye bakakaldım. Eve girdim, o ne?, karım yatakta bahçıvanımızla sevişmiyor mu ! Hırsla oradan ayrılıp bu bara geldim. Hayatıma son vermeyi intihar etmeyi düşünüyordum. Birden sen çıkageldin ve benim zehirimi içtin."


ExuLLa

ExuLLa resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Şeyler >Seni Öyle Sevirem Ki
  17.Şub.2007 Cmt 13:43:01
fiogf49gjkf0d


            Hani bazen anlatmak isteriz de anlatamayız ya işte ele bişi....

Seni Ele Sevirem Ki!
Seni ele sevirem ki ...
Diyirsen ki, niye?
Ne bilim işte ele!
Seni görende bir hoş olir, ölür ölür ölirem...
Ahşam olir davar , nahır, mal gelir.
Komlar, ahırlar dolir
Sayiram sayiram biri eskig
Bi daha sayiram
Bi de bahiram ki, tamam.
Ama üzülirem;
Çünki sen gelmirsen.
Diyacahsan niye?
Bennam, işte ele!
Yassi olir;
Sekide ekmek yiyeceğam
Civil lavaşi dürüm edir , tam kıtliram,
Sen ahlıma gelirsen, yiyemirem.
Sen ahlıma gelirsen, boğazımda dügümlenir.
Gene diyirsen ki, niye?
İşde ele...
Anam örtüleri sarir...
Gendi gendimi yiyirem.
O da gidir , kalli biçare galiram.
Gözlerim süzülir, uyicağam, uyiyamiram.
Gafam garişir, yüreğim sığışir, yatamiram.
Gene diyirsen niye?
İş de ele!
Guşluğa doğri daliram
Hayal, hülya görirem, sanki yanıbdasan
Sevinir, sevinir bir hoş oliram,
Bir de ayıliram ki, yasdığa sarılmışam
Diyacaksın ki , niye?
Amaan , iş de ele.
Sabah olir, horozlar ötir, gün doğir...
Gahiram tavuhlara, culuhlara yem verirem...
Culuhlari dutir dutir öpirem;
Onlari bile sene benzedirem.
Saggın deme niye ?
Ne bilim , iş de ele !
Gün gibi gelir ,ay gibi gidirsen.
Beni yiye yiye bitirirsen.
Hep ömrümden götirirsen.
Seni sevdigimi de çoh ey bilirsen.
Diyirsen ki, niye ?
Bilirsen , iş de ele!
Babam beni gapiya goymir diyirsen.
Ey helt yiyirsen.
Gomşulara, emin, bibin, ezen gile gidirsen...
Madem ele çıh cama, tırhıca gel!
Yüzün görim, bu da bene yeter
Saggın deme niye!
İş de ele...



ExuLLa

ExuLLa resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Güzel Sözler >Emin misin ?
  18.Şub.2007 Pzr 20:23:54
fiogf49gjkf0d


Yağmurun bir gün dinmeyeceğinden, hiç bitmez görünen hayat ırmağının  bir gün kurumayacağından, seni alıp diyardan diyara gezdiren rüzgârın bir gün duruvermeyeceğinden.


Emin misin ?
 
Hep atan yüreğinin duruvermeyeceğinden, gören gözünün hep göreceğinden, duyan kulağının hep duyacağından.

Emin misin ?


Ben olmazsam olmaz" dediğin işlerin asla sensiz
yapılamayacağından, sen olmazsan dünyanın duruvereceğinden, seslendiğinde titrettiğini sandığın şu dağların hep emrinde olacağından.


Emin misin ?

Sana uzanan ellerin hep yanında olacağından, yüreğini verdiklerinin bir gün sırtlarını dönüp gitmeyeceğinden.

Emin misin ?


Boynuzsuz koyunun, boynuzlu koyundan hakkını alacağı günde; balıklardan kuşlara, ağaçlardan güneşe, üzerindeki mesajları okuyup anlamadığın yaratılmışların senden şikâyetçi olmayacağından.


Emin misin ?

 

Sana hep açık duran ilahî kapıların bir gün kapanmayacağından ve  şaşırıp kalmayacağından.


Emin misin ?
 

Karanlığın içinde kaybolup giden çığlıkları duyabildiğinden,
yüreğindeki ışıktan başkalarına da verebildiğinden.
 
Emin misin ?
 
Güzel bir hayat yaşadığından, yapabileceğin herşeyi yaptığından.
 
Emin misin?
 
Bütün bunlar için bir kere daha fırsatın olacağından.
 
Gerçekten Emin misin ?



<<1234 56789>>