ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
20 Mayıs 2024, Pazartesi 09:48   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  BohemianRhapsody> Forum Mesajları
    BohemianRhapsody'e ait Toplam 1505 Forum Mesajı var
<<123456789101112 13141516171819202122...100...151>>


BohemianRhapsody

BohemianRhapsody resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Aşk Sevdiğim Şehirler Gibidir ...>
  3.Ağu.2008 Pzr 22:21:59
fiogf49gjkf0d

Aşk Sevdiğim Şehirler Gibidir

"Hele bir anla aşkı zamanla
Kışlar bahara döner gibidir
Var mı dünyada aşkından başka
Aşk sevdiğim şehirler gibidir "

                                          Yaşar



"Aşk sevdiğim şehirler gibidir"


Umarım uzun bir yoldur bu...

Ve umanm bugüne dek karşımıza çıkanlardan ibaret değildir yaşam ve yaşamı yaşam kıldığına inandığımız aşk...

Bana aşkı anlat derler...

Kendimizce bir şeyler toparlarız her defasında.

Ama çoğu el yordamı, göz karandır. Ölçüsü yoktur aşkın ya da aşkla dolu dolu yaşamanın. Herkesin kendine göre bir tarifi var sonuçta. Kimisi bol acılısını sevmekte kimisiyse kremalı bir tatlı olarak almayı tercih etmekte...

Yaş değiştikçe tercihler de değişiyor ve evet, gerçekten her tercih bir vazgeçiş oluyor...

Ben galiba bu işi pek kıvıramadım...

Hoş, kıvırdım, büklüm büklüm ettim diyene de pek rastlamadım ama...

Galiba "aşk için söylenen her söze kandım" evet...

Her şarkıda değilse de bazılarında el kaldırdım...

Kimi şairlerin ve yazarların kimi satırlarından sonraysa yazmamak gerek diye düşündüm...

Sizce de her aşkın ortak tek bir noktası yok mu?

Her aşk tek kişilik değil mi aslında...

Bir aşkta iki kişiye yer yok...

Radyoda şarkı tutar mısınız kendinize?

Ben şarkıları tutar ve hep tuttuğum kişiye kendi dilimden bir ileti sayardım...

Yanlış olduğunu söylediler geçenlerde. Tersi olmalıymış meğer, şarkılardan bir mesaj çıkanlmalıymış...

İki kişinin birbirine baka baka sağır dilsiz kalmasına bir çare yok galiba...

Şarkılardan fal tutuyor insan sonunda...

Bana her defasında içinde İstanbul geçen bir şarkı çıkıyor...

O zaman düşünüyorum da... Aşk her şehirde farklı duruyor. Bazı şehirlere aşk pek uygun düşüyor...

Bu sabah saçlarımı boyadım...

Boya kutularının üzerinde renklerin ismini okurken biri ilgimi çekmişti, viyole, bakır kızılı, patlıcan gibi isimlerin arasında koyu bir kızılı tanımlamak için İstanbul demişlerdi...

Aldım ben de...
İstanbul yaklaşık dokuz yıldır eşlik ediyor her inişime çıkışıma...

Herkes gidiyor, şehir kalıyor...

Şehirden sevgililer geçiyor..

Şehirden sevip kaçanlar, şehirden sevmekten korkanlar geçiyor...

Şehir aşk eşkıyaları tanıyor; tüccarlar, üçkağıtçılar, aldananlar, aldatanlar, cesurlar ve suskunlar görüyor...
Sonunda,

Beyaz bir gecede hayal kırıklıklarıyla dolu eteğini toplamış çıplak ayak dans eden bir kadına dönüşüyor aşk...

Ve kaç yaşına gelirse gelsin, kimin bedenine uğradıysa, derin kesikler bırakıp arka kapıdan sessizce çıkıp gidiyor...



İCLAL AYDIN



BohemianRhapsody

BohemianRhapsody resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Doğru Söze Ne denir ?>
  3.Ağu.2008 Pzr 15:39:29
fiogf49gjkf0d

 

Asya da maymun yakalamak icin kullanılan bir ceşit tuzak vardır. Bir Hindistan cevizi oyulur ve iple bir agaca veya yerdeki bir kazığa baglanir. Hindistan cevizinin altina ince bir yarik acilir ve oradan icine tatli bir yiyecek konur.. Bu yarik sadece maymunun elini acikken sokacagi buyukluktedir. Yumruk yaptiginda elini disari cikaramaz. Maymun tatlinin kokusunu alir,yiyecegi yakalamak icin elini iceri sokar ama yiyecek
elindeyken elini disari cikarmasi olanaksizdir. Sıkıca yumruk yapmis el, bu yariktan disari cikmaz. Avcilar geldiginde maymun cilgina doner ama kacamaz Aslinda bu maymunun tutsak eden hicbir sey yoktur onu sadece,
onun kendi bagimliliginin gucu tutsak etmistir. Yapmasi gereken tek sey elini acip yiyecegi birakmaktir. Ama zihninde acgozlulugu o kadar gucludur ki bu tuzaktan kurtulan maymun cok nadir gorulur.
Bizleri de tuzaga dusuren ve orada kalmamiza neden olan sey, arzularimiz ve zihnimizde onlara bagimli olusumuzdur. Tum yapmamiz gereken elimizi acip benligimizi, bagimli oldugumuz seyleri serbest birakmak ve dolayisiyla ozgur olmaktir !!!

Ben, maymuna benzer yanimiz olarak sahip oldugumuzu dusundugumuz her seyin bizim icin birer tuzak oldugunu fark etmiyor olusumuz oldugunu dusunuyorum:

-Cogunlukla konusmaktan fazla bir ozelligini kullanmadigimiz son model cep telefonlarina sahip olmak,

-Ortalama 15 m2´sini kullandigimiz ama kullandigimiz alandan 20-30 kat buyuk evlere sahip olmak,

-Belki bir kez giydikten sonra cok uzun sure dolabimizin bir kosesinde unuttugumuz gunun modasina uygun giysilere sahip olmak,

-Okumadigimiz kitaplara sahip olmak,

-Asla kadranin gosterdigi surate ulasamayacagimiz en suratli arabaya sahip olmak,

-Bize gunde 35 kez zamani, baskalarina surekli zenginligimizi gosteren kol saatlerine sahip olmak,

-Vakit bulup gidilemeyen, gidilse bile dinlendirmekten cok uzak tabiri caizse yorgunluktan hasatimizi cikaracak deniz kenarina yakin bir yazlik, bir dinlence evine sahip olmak,

-Faizi, getirisi zarara ugramasin diye kiyip harcanamasa bile bol sifirli bir banka defterine sahip olmak,

-Dunyalarina ve guzelliklerine katilamadigimiz, asla yeterli vakit ayiramadigimiz basarili ve digerlerininkinden daha guzel cocuklara sahip olmak,

-Vaktimize, nakdimize, aklimiza, cenemize zarar verse bile bir futbol takimi taraftarligina sahip olmak,

-Sagligimiza, duzenimize, beynimize korkunc zararlar verse bile envai cesit ickilerin bulundugu gosterisli, dekoratif bir mini bara sahip olmak,

-Oturmadigimiz koltuk takimlari,

-Izlemedigimiz dev ekran televizyonlar,

Kullanmadigimiz, faydalanmadigimiz daha neler nelere sahip olmak... Ya da sahip oldugumuzu sanmak...

O maymun gibi avucumuzda tuttugunuz surece (faydalanamasak bile) sahip oldugumuzu sanmiyor muyuz? Ve ancak parmaklarimizi gevsetip bunlardan vazgectigimiz zaman gercekten ozgur olup tum yeteneklerimizi kullanabilir
hale gelmeyecek miyiz?
Aslında biz bu dünyaya sahip olmaya değil, şahit olmaya gelmişiz. Ah bunu bir anlayabilsek. .....

 

________________________________________________________________

 


NOT : Mail adresime gelen ve doğru söze ne denir dedirten bir mesaj...



BohemianRhapsody

BohemianRhapsody resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Sakıp Ağanın 48 Öğüdü ....>
  3.Ağu.2008 Pzr 15:30:45
fiogf49gjkf0d

1.Nasıl bir “Güç” arıyorsunuz? Onu Bilin. Güce sahip olduktan sonra ise onu iyi kullanın.


2.Başkasından, özellikle politikacıdan medet, ummayın.


3.Birlik ve beraberlik arayışını her işte ve her fırsatta sürdürün.


4.Karşınızdakilerin “İnsan” olduğunu hiçbirzaman unutmayın!


5.İnsanların birer “Makina” olmadıklarını bilin.


6.Terfi, ödüllendirme ve cezalandırma, başarıya yol açar.


7.Adil olun. Her işte, her konuda, her fırsatta ve herkese karşı adil olun.


8.“Vicdan Huzuru” başarılı olabilmenin temel şartıdır.


9.Ayaklarınız her zaman yere bassın. Hiçbirzaman havalarda dolaşmayın. Kendinizi kimseden üstün görmeyin.


10.Hiçbir işi “Kıyısından Köşesinden Tutmayın”. Yapacağınız iş ne ise, küçümsemeden ona sahip çıkın.


11.Hayata uyun.


12.İyilikleri unutmayın. İyilikleri karşılıksız bırakmayın.


13.Aç gözlü olmayın. “Allahıma Şükür” demesini bilin.


14.Şans, kader ve kısmet, yararlanmasını bilenler için vardır.


15.Hiç ölmeyecek gibi çalışın. Yarın ölecekmiş gibi hazırlıklı olun.


16.Dünyanın sizin etrafınızda kurulduğunu sanmayın.


17.Dostluğa ve arkadaşlığa önem verin.


18.Güler yüzlü ve tatlı dilli olun.


19.Hedefiniz nedir? Onu bilin. Dağılmayın. Lüzumsuz şeylerle uğraşmayın.


20.Sağlıklı olun. Sağlık herşeyin başıdır.


21.Düzenli bir yaşamınız olsun.


22.Manevi dünyanız zengin olsun. Sonra maddi zenginlik gelir.


23.Bilgili olun.


24.Gözünüzü açın.


25.Risk almayı bilin. Cesur olun.


26.Güvenilir insan olun.


27.Hangi işi yapacaksanız, o işi en iyi bilenler ile işbirliği yapın.


28.Yaptığınız iş farklı olsun.


29.Müesseseleşin.


30.İşinizi sevin. İşinize sahip çıkın.


31.Tasarrufa önem verin. Tasarruf yatırım demektir.


32.Borç para vermekte, kefil olmakta dikkatli davranın.


33.“İyiyi” yüreklendirin, alkış verin. “Kötüyü” ayıplayın, ceza verin.


34. Allah herkese “Bölüşmeyi” nasib etmez. “Bölüşmek” ve “Paylaşmak” kutsal ve keyifli bir iştir. Bölüşmesini bilin. Paylaşmasını becerin.


35.Kim akıllı üretir ise onun yanında olun. Kim akılsız tüketir ise ondan uzak durun.


36.Her şeyin bir şeyini, Bir şeyin her şeyini bileceksiniz.


37.Karınıza ve çocuklarınıza vakit ayırın. Ne kadar yoğun proğramınız olursa olsun, karınıza ve çocuklarınıza zaman ayırmalısınız. Bu bir zorunluluk değil bir zevktir.


38.Adınızı temiz tutmaya özen gösterin. Başarı bir bütündür. İsminizi temiz tutun ki, başarı isminizi taçlandırsın.


39.İşbirliği yapacağınız insanları, birlikte çalışacağınız kişileri ve ortaklarınızı seçerken dikkatli olun. Arkadaşlıklarınızı ve dostluklarınızı iyi kurun.


40.Çıkar uğruna, menfaat bekleyişi içinde, belli kolaylıklardan veya imkanlardan yararlanmak hesabıyla, uygunsuz kişi veya guruplarla ilişkiye girmeyin.


41.Kişisel çıkar uğruna, geçici kazanç için kimseyi satmayın.


42.Fikirlerinizden ve değer yargılarınızdan fedakarlık etmeyin. Etmeyin ki önce aileniz ve yanınızda çalışanlar, sonra iş yaptıklarınız ve çevreniz size güvensin.


43.Şeyh uçmaz. Onu müridleri uçurur. Başarıyı yakalamak, başarıyı sürdürmek, başarıyı ileriye götürmek isteyenler ayaklarını yerden kesmemeye, uçmamaya özen gösterirler. Çünkü uçan hiçbir şey havada kalmaz.


44.Hırçın olmayın, hem kendinize hem de başkalarına huzur verin. Hırçınlıklarınızı yenmeye çalışın.


45.Dost olun, arkadaş olun. Dostunuz olsun, arkadaşınız olsun. İnsan sevdikçe ve sevildikçe mutlu olur.


46.Yaşamadan ölmeyin. Yaşayarak ölün. Ölümden söz etmek kötü birşey ama, ölüm mukadder son. Her faninin kaderinde var İnsan bu dünyaya bir defa geliyor.


47.İnsan ölürken yaptıklarına değil, yapamadıklarına pişman olurmuş. Son nefesinizde yapamadığınız şeyler için üzüntü duyun.


48.Eşini iyi seçemeyen, işini de iyi seçemez.

 



BohemianRhapsody

BohemianRhapsody resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >TÜRK İNSANININ ÖZELLİKLERİ ...>
  2.Ağu.2008 Cmt 20:38:27
fiogf49gjkf0d

Türk İnsanının Özellikleri

                       1

İnsanın ilişki içinde olduğu insanları tanıması ve onların kişilik özelliklerini bilmesi, kişiler arası ilişkilerde daha başarılı olmasını sağlayacak önemli bir etmendir. Bu durum insanlarla ilişki kurmayı gerektiren bir meslek olması nedeniyle, hekimler için daha da önemlidir. Evde, sokakta, işte, aynada her gün karşı karşıya olduğumuz Türk insanını tanımak; hekime diğer insanlarla, hastalarıyla, hekim-dışı sağlık çalışanlarıyla, meslektaşlarıyla, astları ve üstleriyle ilişkilerinde daha olumlu sonuçlar almasına yardımcı olacaktır.

Türk insanında genel olarak görülen özelliklere bakıldığında, zaman zaman karşıt özelliklerin (aynı kişide bile) bir arada olduğu görülmektedir. Örneğin Türk insanı hem tembel, hem çalışkandır; hem bencildir, hem içinde yaşadığı toplum için canını bile verebilir; hem otoriteye saygılıdır, hem isyankardır; hem kuralların uygulanması gerektiğine inanır, hem en başta kendisi sık sık kuralları çiğner; hem her şeyin milli olanının daha değerli olduğunu düşünür, hem yabancı olan her şeye hayrandır. Türk insanının değişen dünya ve ülke koşulları içinde kendi kimliğini bulma arayışından kaynaklanan bu durum, her ne kadar bir karmaşa gibi görünüyor olsa da daha olumluya gidişe neden olabileceği unutulmamalıdır. Bu görünüm ergenlik çağındaki bir gencin ruhsal durumuna benzemektedir, daha sonraki yıllarda daha olgun bir yapının oluşması mümkündür. Türk insanı, inandığının yanlış olabileceğini düşünmeye/dinlemeye tahammül edemez. Kendisinin en iyisini, en doğrusunu bildiğine inanır. Bilgi sahibi olmadığı bir çok konuda görüş sahibidir. Fırsat verilse her şeyi en iyi biçimde yapabileceğini (teknik direktörlükten, parti başkanlığından, başbakanlığa) düşünür. Çoğu zaman başkalarının kandırılmış olduğuna, yanlış yolda olduklarına, doğruyu göstermek mümkün olsa doğru yolu bulacaklarına ve kendisi gibi düşüneceklerine inanır. Başkalarının da kendilerine göre doğrularının olabileceğini anlayamaz. Ortak noktaları bulmaya ve birlikte yaşamanın yollarını bulmaya çalışmaz. Acımasız biçimde ve karşıdakine yok etmecesine rekabet eder. Geliştirici rekabet, yarışma, tartışma ve müzakere etme kültürü gelişmemiştir. Anlaşma ve uzlaşma, taviz, yenilgi ya da teslimiyet olarak algılanır.

Türk insanı rahatına ve keyfine düşkündür. Daha 40’lı yaşlarda iken emekli olmanın yollarını bulmaya çalışır. İşe gitmemenin, işi kaytarmanın yolları yaratılır. Mesai saati başlamış olmasına karşın hastalar poliklinikte beklerken uzun sohbetli kahvaltılar yapılır, her fırsatta çay arası verilir, öğle yemeği sonrası kahve keyfi unutulmaz, mesai saati bitmeden ayrılmanın yolları bulunur. Türk insanı hem kendisinin hem toplumun yaşadığı sorunları, onları aşabilmek için neler yapılması gerektiğini bilir; fakat kendi üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmez ve başkalarının yapmasını bekler. Kurtarıcı bekleme eğilimindedir. Yaşadığı sorunları, isteklerini açıkça talep etmez; haklarına sahip çıkmaz, üzerine ölü toprağı serpilmiş gibidir. Ancak kahve köşelerinde ve arkadaş gruplarında söylenir ve dertleşir.

Türk insanı bahane ve mazeret bulma konusunda ustadır. Hiçbir zaman kendi sorumluluğunu kabul etmez; yanlış olan bir şeyde payı varsa, mutlaka kendince bir nedeni vardır. Sürekli yakınacak bir şeyler bulur fakat bunlarda bir sorumluluğu olmadığını düşünür. Birilerinin gelip her şeyi düzeltmesini bekler. Türk insanı yumurta kapıya gelmeden harekete geçmez. Her şeyi erteleme eğilimi içindedir. Yarının işini bugünden yapmaz. Geleceği kurmaktansa, günü kurtarma eğilimindedir; kısa vadeli düşünür. Diğer yandan zorda kalınca harikalar yaratabildiğini gördüğünde buna kendisi bile inanamaz. Karşılaştığı sorunlara pratik ama geçici (Türk usulü) çözüm bulmada ustadır. Değişen ortam ve koşullara (hele çıkarı varsa) adaptasyon gücü yüksektir.

Türk insanı kadercidir. “Böyle gelmiş böyle gider” diye düşünür. Amaçsız, beklentisiz yaşam sürdürür, kendini hayat nehrinin akışına bırakır. Emek ve çaba harcamadan köşe dönmenin hayallerini kurar. Piyangonun büyük ikramiyesinin kendisine çıkacağına (aslında bir şekilde bunu hak ettiğine) inanır. Kendini Allah’ın sevgili kulu, iyi bir insan olarak gördüğü için bunu doğal olarak hak ettiğini ya da çektiği çilenin karşılığı olduğunu düşünür.

Kuşkusuz burada tanımlanan ve daha sonraki yazılarda tanımlanacak olan kişilik özelliklerini genelleştirerek Türkiye’de yaşayan herkesi kapsadığını iddia etmek mümkün değildir; fakat yine de her toplumun kendine özgü özellikleri olduğu bilinen bir durumdur. Bu yazıda her hangi bir araştırmaya dayanmayan fakat kişisel deneyimlerden ve edinilen bilgilerden yola çıkılarak bazı özellikler verilmiştir. Bunlara her zaman bazı eklemelerin yapılabileceği ve eleştiriye açık olduğu akılda tutulmalıdır. Diğer yandan burada yazılanlar, olumsuz bir eleştiri getirme amacı taşımamaktadır; bu özelliklerin iyi ya da kötü olduğu ayrı bir tartışma konusudur. Bu yazıda amaçlanan olanı görmeye, olanı olduğu gibi kabul ederek değişim ve gelişim için kullanmaya katkıda bulunmaktır.
 
                            2
 
Türk insanının yaşam felsefesi “bana bir şey olmaz”, “ben bilirim”, “köşeyi dönme”, “ya tutarsa” ve “Allah kerim” ifadeleri ile özetlenebilir. Bu yaşam felsefesi nedeniyle trafikte karşılaşabileceği tehlikeleri ve AIDS bulaşma riskini kolayca yok sayar. Gelecekte karşılayıp karşılayamayacağını bilmediği borçlar altına girer. Bakamayacağını bile bile çocuk sayısını arttırır.

Türk insanı için devlet malı denizdir. Devlet malını kendisi için kullanmada hiçbir sakınca görmez, başkası için kullanıldığında ise tüyü bitmemiş yetimi anımsatır. Türk insanının %20’si kaçak elektrik kullanır. Vergi kaçırmayan esnaf yok gibidir. Türk insanı, başkasının sağlık karnesini kullanarak ilaç almayı, hak etmediği halde yeşil kart çıkarttırmayı bir hak olarak görür. Kendisine ait olmayan bir harcama belgesini vergi iadesinde kullanmak onun için o kadar doğaldır ki, bunun küçük çaplı bir sahtekarlık olduğunu düşünemez bile. Onun için kendi işinin olması ve kendi gereksiniminin karşılanması her şeyden önemlidir.


Türk insanı duyguludur, duygusaldır. Duygularına göre hareket ettiğinden davranışının ya da yaptığının sonuçlarını göremez. Pire için yorgan yaktığı seyrek görülen bir durum değildir. Kolayca kendisine mantıklı gelen bir açıklama bulabildiğinden, kendisini duygularının yönettiğinin farkında değildir. Türk insanı, otorite ile ilişkisinde ikirciklidir. Türk insanı, bir yandan otoritenin bir parçası olmak için can atarken, bir yandan da otoriteye en ağır eleştirilerde bulunmayı ihmal etmez. Otoritenin bir parçası olduğunda ise bütün eleştirilerini unutur. Otoritenin içindeyken yapılabilenin yapıldığına, yapılmayanın ise zaten yapılamayacağına, kimsenin yapamayacağına inanır. Bu ikirciklilik, Türk insanının iç dünyasında otorite olarak gördüğü insanlara atfettiklerinden kaynaklanmaktadır. Türk insanı iç dünyasında yöneticisini kendisini koruyan, kollayan ve gözeten bir insan olarak tasarlar ve onun gözünde özel ve ayrıcalıklı bir yerinin olmasını bekler. Kendisine ayrıcalıklı ve özel davrandığını düşündüğünde, yöneticisini yere göğe sığdıramaz; fakat en ufak hayal kırıklığında duygu ve düşünceleri kolayca karşıt tarafa kayar. Türk insanı, nasihat etmeyi çok sever; fakat nasihat dinlemeyi hiç sevmez. Başkalarının kendisine akıl vermesini aşağılama olarak algılar. Kendisinin görmediğini ve göremediğini bir başkasının göstermesine tahammül edemez. Türk insanı, Türk filmlerini’ni çok sever. Bunları bıkmadan bir çok kez seyretmesi, bunların aslında “Türk filmi” değil “Türk’ün filmi” olmasından kaynaklanmaktadır. Türk insanı, bir çocuğun masala inanmaya hazır olduğu gibi/kadar inanmaya hazırdır filmde gördüklerine. Film kahramanları ile özdeşleşerek ezilmişliğini, yoksunluğunu, çaresizliğini onarır…

Türk insanı, yönetici olduğunda her kurumu, her birimi ve herkesi kendi denetimine almak ister. Mutlak itaat bekler. Farklı görüşe, farklı düşünceye katlanamaz. Padişahlıktan gelen bir gelenek midir bilinmez; koltuğu hiç bırakmak istemez, herkesin kendi yerinde gözü olduğunu düşünür. İleride kendisine rakip olabilecek olanları etkisiz kılmak ya da ortadan kaldırmak en önemli uğraşlarından biridir. Bırakma zamanı geldiğinde ise yerine kimin geçmesi gerektiğini işaret eder.

Türk insanı, eğlenceye düşkündür. Eğlenmek için hiçbir fırsatı kaçırmaz. İnsanoğlu için eğlenmek, eğlenebilmek güzel bir özelliktir; fakat Türk insanı kendisi eğlenirken başkasının rahatsız olabileceğini düşünemez. Apartman dairesinde, bahçede, sokakta düğün ya da kına gecesi yapmada hiçbir sakınca görmez. Mutlu gününü istediği gibi yaşamayı hak olarak düşünür. Dinlenmeye gereksinimi olan hasta, çocuk ve yorgun insanların olabileceğini aklına bile getirmez. Geç saatlere kadar bütün mahalleye kendi zevkine uygun müzik dinletir. Türk insanı, fırsatçıdır. Eline geçen her fırsatı değerlendirir. Otobüste yanına oturan kişinin doktor olduğunu öğrendiğinde sağlıkla ilgili bütün sorunlarına çare arar. En büyük hayali bir fırsat yakalayıp köşeyi dönmektir. Fırsatı değerlendirirken haksız çıkar elde edenler için “bal tutan parmağını yalar” der. Türk insanı hiyerarşik ilişki biçimine yatkındır. Her şey ast üst ilişkisine göre ayarlanmıştır. Resmi kurumlarda iki kişinin olduğu bir birimde iki kişiden birisi şeftir. Üst olmak emir vermekten başka hiçbir iş yapmamak anlamına gelir. Otoritenin olmadığı yerlerde işler aksar. İç disiplin ve özyönetim güçleri yetersizdir.
 

 
Prof.Dr.Erol Özmen
 Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi
   Psikiyatri AD Öğretim Üyesi



BohemianRhapsody

BohemianRhapsody resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Müzik, Vido Klip, Playlist, Konser >Sevdiğimiz şarkı sözlerini yazalım... :)>
  21.Tem.2008 Pzt 23:24:55
fiogf49gjkf0d
Hakan yeşilyurt - Biz İkimiz

Aylar geçti, yıllar geçti, ayrılık rüzgarı bizimi seçti
Kumlar bitti, denizler küstü, ayrıldık böyle bir akşam üstü
Bilmezdim bu kadar zor olduğunu, denize varmayan yol olduğunu
Anlamsız bir ölüm korkusu her yanım

Biz ikimiz ne ölümlerden döndük
Biz ikimiz ne karanlıklar gördük
İkimiz şimdi bak ne haldeyiz

Bitmez sandım, gitmez sandım, gidersen bu sevda bitermi sandın
Öksüz kaldım sensiz kaldım,kendimi bilmedim derdine yandım
Bilmezdim bu kadar zor olduğunu, denize varmayan yol olduğunu
Anlamsız bir ölüm korkusu her yanım...

Biz ikimiz ne ölümlerden döndük
Biz ikimiz ne karanlıklar gördük
İkimiz şimdi bak ne haldeyiz



BohemianRhapsody

BohemianRhapsody resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >YAŞADIKLARIMDAN ÖGRENDİGİM BİR ŞEY VAR ..>
  21.Tem.2008 Pzt 22:43:37
fiogf49gjkf0d

YAŞADIKLARIMDAN ÖGRENDİGİM BİR ŞEY VAR

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği

İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa
Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
Kopmaz kökler salmaktır oraya

Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin
Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin

İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına
İnsan balıklama dalmalı içine hayatın
Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına

Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
Değişmemelisin hiçbir seyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın

Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana.



ATAOL BEHRAMOĞLU

 

 




BohemianRhapsody

BohemianRhapsody resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Biliyor muydum, Bilmiyorum. ...>
  21.Tem.2008 Pzt 20:29:00
fiogf49gjkf0d

Biliyor muydum , Bilmiyorum ...

Artık daha iyi anlıyorum.

Aslında bildigimi sandığım birçok şeyin bilmediklerim oldugunu. Aramaya çalıştığım bütün gerçekleri tek tek kaybettiğimi. Yeni yeni tanımaya başlıyorum varlıkları. Acımasızlığı. Adaletsizliği. Karamsarlıktan kurtulmanın yollarını, yeni yeni buluyorum bildigim yolların sonunu.

Herkesi kendin gibi sanma derlerdi ya hep ! Gülerdim.

Aslında ben hep kendime gülermişim. Sahte o kadar sahteki gülüşler, karşıdan karşıya geçerken yıllardır tanıdığını sandığın insanların maske dolu yüzlerinden doğan gülücükler,
Her gün biraz daha görmemi sağlıyor gerçekleri... Günüm kötü geçtiğindede iyi geçtigindede düşünebilecek pay çıkarıyorum kendime.


Zaman neler gösteriyor geçmişime, gözleri kapalı ama asla utançlı bir kızarık sarmamışken yanağımı eskiden bir kaç özlem bir kaç yaş olup düşüyor en gerçekçi kalbime.

Ve yine gözlerin gerçekligi,

Hep kendimi gözlerime bakan gözlerde buldum, inanmayı istedigim tek yer orasıydı. Güvenimin boşa olmadığını kanıtlayan sadece derin bir bakış ve gülüşler, O kadar temizdilerki benim için. Hep onlara inandım ben.

Bütün maskelerin göz etrafı kesik, Saramıyor herşeyi sakladığı düşünülen maskeler gözleri, ! Saramıyorlar gerçekleri.

Susuyordum.

Etrafı izliyordum sessizce. Gemiler kıskanır oluyordu sessizliğimi. Saklıyordum kendimi, İyi olmayı başaramayan insanlardan..
Ne oldu bilmiyorum sanırım yine öğrendim birşeyleri, susmamam gerektiğini, insanları tanımak için onların derinlerine inmek gerektigini.

Üzülüyordum.

Küçücük sorunlar gibi gelirdi bazılarına. Oysa öyle büyüktülerki! Bilemedi kimse.. Canımı sıkıyordu yalnızlık. Susmuyordum bu sefer, Ama üzülüyordum. Üzüyordu her düşünce beni, ve yine öğrendim;

İçimde yaşamam gerekenleri dışarıya savurmamam gerektiğini, Anlamayan kimselere anlatmak için kendimi zorlamamam gerektiğini. En kötü zamanımda bile, 

İşte böyle gerçek olmasada gülümsemeyi. Biliyordum çünkü, İnsanlar zayıf mutsuz gördüklerini elinden tutmak yerine, Biryerlerden bir pürüzünü bulup yüzüne vurmayı sabırsızlıkla beklediklerini.

Ve işte yine öğreniyordum.


Aynı değildi herkes. Kalmış olmalıydı bütün karanlıktan sıyrılmış insanlar. Yanında oldugum zaman kendimi mutlu hissedeceğim birileri muhakkak vardı. Belki yakınımdaydılar, Belki çok uzak...
Önemli olan bunu görebilmek değilmiydi. Evet herkez aynı değildi!!
Beş parmağın beşi bir değildi! Birileri vardı . Mutlaka.
Yüzünü gördüğüm zaman yüzümün güldüğü. Gerçeklerini soruşturmadan bana gerçekleri kusturabilen.


Herkez şeytan olsaydı o zaman meleklere gerek kalmazdı. tek renk olurdu dünya. Nerede siyah orada beyaz. Nerede beyaz orada siyah.

Her siyah görünen şeytan, Her beyaz görünende melek olmamalı !

Zaten olamıyordu..

Henüz hiçbirşey bilmiyordum.

Bunu da biliyordum...


 

ALINTI



BohemianRhapsody

BohemianRhapsody resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Çocuğum ve Ben ...>
  21.Tem.2008 Pzt 20:11:47
fiogf49gjkf0d

ÇOCUĞUM VE BEN

 

Birgün, çocuğum doğdu. O dünyaya geldiğinde, yetişmem gereken uçaklar ve ödenmesi gereken faturalarla meşguldüm. Ben uzaklardayken yürümeyi öğrendi. Konuşmayı da öyle.

Ve biraz büyüdüğünde, "Senin gibi olmak istiyorum baba" demeye başladı. "Ben de büyüyünce senin gibi olacağım."

İşyerine telefon açıp, "Baba, eve ne zaman geleceksin?" diye sorardı sık sık. "Ne zaman geleceğimi bilmiyorum oğlum. Ama geldiğimde birlikte güzel vakit geçireceğimizden emin olabilirsin."

Yıllar öylece geçip gitti. Oğlum on yaşına geldi. Ona güzel bir top aldım.
"Top için teşekkürler baba!" dedi, "Haydi oynayalım."
"Bu hafta sonu tamamlamam gereken işler var" dedim. "Bugün olmaz, haftaya, tamam mı?" "Tamam" dedi, fakat yüzündeki gülümseme eksilmedi. "Büyüyünce baba" dedi, "ben de senin gibi olmak istiyorum."

Yıllar öylece geçip gitti. Oğlum önce ilkokuldan, sonra liseden, sonra üniversiteden mezun oldu. Bu durumda, başka birçok baba gibi, benim de söylemem gereken birşeyler vardı. "Seninle gurur duyuyorum" oğlum dedim. "Gel, şöyle biraz oturalım; sana diyeceklerim var." Başını salladı ve
gülümseyerek :

"Arkadaşlara sözüm var baba" dedi. "Sen arabanın anahtarlarını verebilir misin bana? Sonra görüşürüz, oldu mu?"

Yıllar öylece geçip gitti. Emekli oldum. Artık bol bol vaktim vardı. Oğlum ise başka bir şehirde iyi bir iş bulmuştu, orada yaşıyordu. Bir gün ona telefon ettim. "Eğer sence de uygunsa, hafta sonu buraya gel de hasret giderelim" dedim. "Sevinirim baba" dedi. "Bir bakayım, müsait bir vakit bulabilirsem, gelirim. Ama şu sıralar işlerim çok yoğun. Fakat seninle görüşmeyi ben de istiyorum, baba." "Peki, ne zaman gelirsin oğlum?" "Ne zaman olur bilmiyorum, baba. Şimdi bir iş görüşmem var, ona yetişmem gerek. Sonra ararım seni. Geldiğimde birlikte güzel vakit geçireceğimizden emin olabilirsin."

Ve telefonu kapattığımda, oğlumun çocukluk hayalini gerçekleştirdiğini anladım. Çocukluk hayalini gerçekleştirdiğini... Örnek aldığı babasına benzediğini... Büyüyünce tıpkı babası gibi olduğunu...

 

 

ALINTI



BohemianRhapsody

BohemianRhapsody resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Müzik, Vido Klip, Playlist, Konser >Duygu Yüklü Şarkı Sözleri>
  20.Tem.2008 Pzr 20:34:27
fiogf49gjkf0d

Sezen Aksu - Beşik

Buraya bu acıyı çekmeye geldik

Hazdan kendimizden geçmeye geldik

Hayat iksirinden içmeye geldik

Geldik, gidiyoruz

 

Yollar diken, yollar ıtır yasemen

Her lezzeti tattık aynı kaseden

Şeytan gibi bizi tene hapseden

Bizdik, biliyoruz

 

Beşik gibi sallar hayat bizi

Çeker basar vesikalık resmimizi

Gözlerimiz kimlik belgesi gibi

Kayıt tutar, ya buz ya bebek mavisi

Mükemmel teşhisi

 

Aşk koruyabilir bir tek

Kaldıysa eğer hâlâ masumiyetimizi

Biz altında imzası olan aşıklar

Böyle yazdık vasiyetimizi 



BohemianRhapsody

BohemianRhapsody resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Kitapkurtları >Gülün Fethi - Fatih Sultan Mehmed>
  19.Tem.2008 Cmt 16:26:22
fiogf49gjkf0d

 

Fatih Sultan Mehmede :
"İstanbulu niçin fethettin?" diye sormuşlar.
O ise şu cevabı vermiş:

" ÖNCE O BENİM GÖNLÜMÜ FETHETTİĞİ İÇİN."

 

Tavsiyeniz için teşekkür ederim.

<<123456789101112 13141516171819202122...100...151>>