ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
23 Mayıs 2024, Perşembe 06:32   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  FrankfurtYakisiklisi> Forum Mesajları
    FrankfurtYakisiklisi'e ait Toplam 146 Forum Mesajı var
<<123456789101112 131415>>


FrankfurtYakisiklisi

FrankfurtYakisiklisi resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Sanat ve Felsefe >Can Yücel Kimdir ?>
  3.Ağu.2008 Pzr 19:53:08
fiogf49gjkf0d

 

Can Yücel (1926 - 12 Ağustos 1999), dünyaca tanınan modern Türk şairdir. Kullandığı kaba ama samimi dil ile Türk şiirinde farklı bir tarz yaratmıştır.
Can Yücel, 1926 da İstanbul da doğdu. Milli Eğitim Bakanlığı da yapmış olan ünlü kültür adamı Hasan-Âli Yücel’in oğludur.

Ankara ve Cambridge üniversitelerinde Latince ve Yunanca okudu. Çeşitli elçiliklerde çevirmenlik, Londra’da BBC’nin Türkçe bölümünde spikerlik yaptı.

Askerliğini Kore’de yaptı. 1958’de Türkiye’ye döndükten sonra bir süre Bodrum’da turist rehberi olarak çalıştı. Ardından bağımsız çevirmen ve şair olarak yaşamını İstanbul’da sürdürdü. 1956 yılında Güler Yücel ile evlendi. Bu evlilikten iki kızı (Güzel ve Su) ve bir oğlu (Hasan) oldu.

Son yıllarında Datça’ya yerleşti ve her hafta Leman, her ay Öküz dergilerinde yazıları ve şiirleri yayımlandı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel`e hakaretten yargılanan Yücel, 18 Nisan seçimlerinde ÖDP`nin İzmir 1. sıra milletvekili adayı oldu. 12 Ağustos 1999 gecesi ölen şair, çok sevdiği günebakan çiçekleriyle uğurlanarak Datça ya gömüldü.

Yazarlığı ;


Can Yücel, 1945-1965 yılları arasında `Yenilikler`, `Beraber`, `Seçilmiş Hikayeler`, `Dost`, `Sosyal Adalet`, `Şiir Sanatı`, `Dönem`,`Ant`, `İmece` ve `Papirüs` adlı dergilerde yazdı. Daha sonraları `Yeni Dergi`, ‘Birikim`, `Sanat Emeği`, `Yazko Edebiyat` ve `Yeni Düşün` dergilerinde yayımladığı şiir, yazı ve çeviri şiirleri ile tanınan Yücel, 1965`ten sonra siyasal konularda da ürün verdi. 12 Mart 1971 döneminde Che Guevara ve Mao dan çeviriler yaptığı gerekçesiyle 15 yıl hapse mahkum oldu. 1974’de çıkarılan genel afla dışarı çıktı. Dışarı çıkışının ardından hapiste yazdığı Bir Siyasinin Şiirleri adlı kitabını yayımladı. 12 Eylül 1980 sonrasında müstehcen olduğu iddiasıyla "Rengahenk" adlı kitabı toplatıldı.

1962 de İngiltere deyken, 1709 yılından kalma, Latin harfleriyle taş baskısı olarak basılmış bir Türkçe dilbilgisi kitabı bulması geniş yankı uyandırdı.

Şiirlerinde argo ve müstehcen sözlere çok sık yer veren, bu nedenle zaman zaman dikkatleri üzerine çekip koğuşturmaya uğrayan Yücel, ilk şiirlerini 1950 yılında `Yazma` adlı kitapta toplamıştır.

Can Yücel, taşlama ve toplumsal duyarlılığın ağır bastığı şiirlerinde, yalın dili ve buluşları ile dikkati çekti. Can Yücel in ilham kaynakları ve şiirlerinin konuları; doğa, insanlar, olaylar, kavramlar, heyecanlar, duyumlar ve duygulardır. Şiirlerinin çoğunda sevdiği insanlar vardır. Maaile şairin kitaplarından birine koyduğu bir ad. Can Yücel için ailesi çok önemlidir: eşi, çocukları torunları, babası.. Bu insanlarla olan sevgi dolu yaşamı şiirlerine yansımıştır. Küçük Kızım Su ya , Güzel e , Yeni Hasan a Yolluk , Hayatta Ben En çok Babamı Sevdim bu sevgi şiirlerinden bazılarıdır.

Can Yücel ayrıca Lorca, Shakespeare, Brecht gibi ünlü yazarların oyunlarından çeviriler yaptı. Shakespeare çevirileri (Hamlet, Fırtına, Bir Yaz Gecesi Rüyası) aslına tam olarak bağlı kalmasa da son derece başarılıdır. Shakespeare in ünlü to be or not to be sözünü bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin şeklinde türkçeleştirmiştir. 1959 da ilk baskısı yayımlanan Her Boydan adlı kitabında dünya şairlerinin şiirlerini serbest ama çok başarılı bir biçimde Türkçe ye çevirmiştir.

Eserleri ;


* Yazma (1950)
* Her Boydan (1959, Çeviri Şiirler)
* Sevgi Duvarı (1973)
* Bir Siyasinin Şiirleri (1974)
* Ölüm ve Oğlum (1976)
* Şiir Alayı (1981, ilk dört şiir kitabı)
* Rengâhenk (1982)
* Gökyokuş (1984)
* Beşibiyerde (1985, ilk beş şiir kitabı)
* Canfeda (1985)
* Çok Bi Çocuk (1988)
* Kısa Devre (1990)
* Kuzgunun Yavrusu (1990)
* Gece Vardiyası (1991)
* Güle Güle-Seslerin Sessizliği (1993)
* Gezintiler (1994)
* Maaile (1995)
* Seke Seke (1997)
* Alavara (1999)
* Mekânım Datça Olsun (1999)



FrankfurtYakisiklisi

FrankfurtYakisiklisi resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >A dan Z ye Bendeki Sen>
  3.Ağu.2008 Pzr 19:01:33
fiogf49gjkf0d
fiogf49gjkf0d

 

Aşkım...
Bebeğim...
Canım...
Çarem...
Dünyam...
Eşsizim...
Fırtınam...
Geleceğim...
Hayat Arkadaşım...
Işığım...
İlkim...
Jokerim...
Kalp atışlarım...
Limanım...
Mucizem...
Nefesim...
Olmazsa olmazım...
Özlemim...
Pırıltım...
Rotam. ..
Sebebim...
Şansım...
Tılsımım...
Uğurum...
Ümitlerim...
Vazgeçilmezim...
Yaşama hevesim...
Zaferlerim...

 

  Aşkımsın... bunun ötesi yok bunu açıklayacak başka bi kavram da yok.

Bebegımsın... bir anne bebeğinin üzerine nasıl titriyorsa bende sana öyleyim, gözümden sakınıyorum seni.

Canımsın... evet sen canımın canı kanımın kanı yüreğimin yüreği nefesimin nefesisin.

Çaremsin... her derdimi bir şekilde seninle çözüyorum. senin sevgin bana güç katıyor...

Dünyamsın... mutluluğum hüznüm tebessümüm acım hepsini herşeyi sende yaşıyorum sen minicik ama kocaman dünyamsın benim.

Eşsizim... sen teksin işte.

Tekyanem benim... eşsizsin varlığınla ruhunla bakışınla gülüşünle dokunuşunla bi tanesin.

Fırtınam... hayatıma girdiğin ilk zamanlarda sevdan başımı öylesine döndürdü ki fırtınam oldun beni ordan oraya sürükleyip sersemlettin .

Gelecegim... bunca zaman yalnızdı bu ruh... dile kolay 21sene ama artık sen varsın sen geleceğimsin...

Hayat Arkadaşım... bi insanın hayatında anne baba ve kardeşlerinden sonra en önemli şahıstır eşi... sende benim için bu çekilmezi hayatta arkadaşım olacaksın inşallah.

Işıgım... seni ilk tanıdığımda dipsiz bi kuyudaydım sanki. kapkaranlık soğuk bi kuyu Sen benım ışıgım oldun...Hemde Işıkların en guzelisin.Çünkü sadece dogru we guzel olan herseyi aydınlattın bana sewgin we güweninle..

İlkim... sanırım anladın bunu hayatımdaki bütün ilklere sen sahipsin ve unutma! ilkler iz bırakır we iz bırakanlarda unutulmaz...

Jokerim...hayat bazen kafa bulur ya bizimle yada kafa bulduğunu zanneder işte sen kaybettiğimi sandığım o anlarda hep yanımda oldun sayende yeniden kazandım... jokerim oldun.

Kalp Atışlarım... bu kalp sensizken atmaya korkuyor sen benim kalbimin en heyecanlı en hızlı en yavaş ritmisin yaşamam için gereklisin.

Limanım... çaresizce yüzerken hayat denilen bu koca denizde sığınacak bi liman bulama mıştım o amansız fırtınalarda. Ama sen çıkageldin limanım oldun sana sıgındım.

Mucızem... inanılması güç olaylardır mucize ler ve gerçekötesi varlıklar olur o mucizelerde. işte tıpkı sen! hayat bana senin gibi bi mucize sundu anladım ki ben özelim ki seni yolladı Tanrım bana.

Nefesim... sen olmadan bu kalp atmıo demiştim. atmayan bi kalp nasıl nefes sağlar? varlığımsın... gitme.

Olmassa Olmazım..her insanın hayatında olmazsa olmazları vardır. kiminin içkisi kiminin kahvesi kimininse ufacık oyuncağı... sende benim olmazsa olmazımsın.

Özlemlerim... özlediğim herşeyi sende buluyorum. çocukluğumu, yaramazlıklarımı, korkmadan ağlamayı.

Pırıltım... hani her zaman dersin ya gözlerin parıldıyor diye. işte bebeğim bu parıltıların sebebi sensin . iyi olan güzel olan herşeyi varlığınla aydınlatıyorsun.

Rotam. .. nereye gideceğimi bilmiyordum senden önce bi hedefim bi amacım yoktu ama sen rotam oldun ve artık hayatı hedefledim.

Sebebim... herşeyin bi sebebi var ya! benimde şimdi mutlu olmamın başarılı olmamın gülmemin sebebi sensin .

Şahsım... hayattaki en büyük şansımsın seni hakettiğim için şanslıyım.

Tılsımım... sen sihirli bi deynekle geldin sanki bana. aşkın sihrini ölesine güzel yaşattın öylesine döndürdün ki başımı tılsımım oldun.

Uğurum... uğur böcüğüm benim sen benim uğurumsun işte yanımda olmasan bile varlığın bana uğur getiri o senin varlığınla inandığım değerler uğruna savaşıp mücadele ediyorum ve korkmuyorum çünkü sen varsın...

Ümitlerim... beklentilerim hep senin üzerine kurulu hayattaki tek ve en büyük ümidimsin... Unutma! İnsanlar ümit etmeden yasayamazmış..

Vazgeçilmezim... Yardan geçilmez derler ya bende senden geçemem bu yeter sanırım.

Yaşama Hevesim... senin sevginle yeniden tutundum hayata . o çok sevdiğim papatyalara bayılarak yediğim çileklere yeniden gülerek baktım... hevesle sevinçle yaşamayı öğrendim...

Zaferlerim... İşte bu!..Seni anlatan en önemli kelime bu bence... Sende kazandım herşeyi...Aşkımı, Sevgimi, Güveni, Saygıyı, İnancı, Mutluluğu, Hüznü bile...
Kısacası ^^Hayatı^^ Senle sende kazandım..
Seni kazandım...

 

 Ve sen en buyuk zaferimsin..



FrankfurtYakisiklisi

FrankfurtYakisiklisi resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Kitapkurtları >Ölmeden Önce Keşfetmeniz Gereken 5 Sır ( Kitap Tanıtımı )>
  3.Ağu.2008 Pzr 18:43:17
fiogf49gjkf0d
fiogf49gjkf0d

https://kapak2.netkitap.com/600xk/O/olmeden_once_kesfetmeniz_gereken_5_sir_20083161452.jpg https://kapak2.netkitap.com/600xk/O/olmeden_once_kesfetmeniz_gereken_5_sir_20083161452_arka.jpg

 

Eğer Hayatınızın Sonunda keşke Demek istemiyorsanız Bu Kitabı Mutlaka Okumalısınız.

 

"Eğer bu yıl sadece bir kitap okuyacaksanız, lütfen bu kitap Ölmeden Önce Keşfetmeniz Gereken 5 Sır kitabı olsun. Dr. Izzo daha mutlu ve anlamlı bir hayatı elde etmek için gerekli olan temel noktaların sentezini yaparak bize tarihi bir hizmette bulunmaktadır. Bu olağanüstü bilgece bir eserdir.
-Larry C. Spears

"Hayatınızın sonunda Keşke şimdi bildiğimi daha önce bilmiş olsaydım demek yerine, şimdiden de bu bilgiye ulaşabilirsiniz. Bu kitap gerçekten önemli bakış açılarına sahip insanların inanılmaz bilgeliklerini toplayan bir kitap."
-Marshall Goldsmith

"Hangi yaşta olursanız olun, bu kitabı gerçekten daha önceden okumuş olmayı dileyeceksiniz. Buradaki kişisel anekdot ve içten bilgelik yüreğinizi kuşatacaktır."
-Stephen Covey, Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı kitabının yazarı

"Gecelere kadar süren içten bir sohbet gibi, bu kitap hayatın anlam ve amacını arayan okuyucuları büyüleyecektir."
Richard J. Leider

Mutlu bir hayatı yaşamanın sırrını bilmek istiyorsanız, bunu mutlu olmayı başarabilmiş insanlardan öğrenin.
Çoğunlukla yayınlanan televizyon programına dayanan bu kitap, kalıcı mutluluğu elde etmek için okuyucuyu içten ve samimi bir yolculuğa çıkarmaktadır.

Bu kitap için, John Izzo 200 den fazla kişiyle röportaj yapmıştır. Röportaj yapılan bu kişiler 60 ile 106 yaşları arasında olan tanıdıkları tarafından hayatın anlamını ve mutluluğu bulmuş kişiler olarak gösterilen kişilerdir. Kasaba berberinden, Soykırım dan kurtulanlara, kabile şeflerinden, CEO lara kadar çeşitli meslek gruplarında olan bu kişilerin 18.000 yılın üzerinde bir hayat deneyimi bulunmaktadır. Izzo onlara şu tarz sorular sormuştur: Size en büyük mutluluğu getiren neydi? Daha önceden öğrenmiş olmayı dilediğiniz şey nedir? Sizin için tamamen önemli olan ve olmayan neydi? Burada Izzo birçok kişinin hayat hikayesini paylaşmaktadır. Bunların bazıları gülünç, canlı ve düşündürücüdür. Izzo beş sırrı bu insanları dinleyerek öğrenmiştir. Bu kitap ölmeden önce sizin için önemli olanı keşfetmenizde size yardımcı olacak, bazen güldürecek bazen de gözyaşlarınızın dökülmesine yol açacaktır.

 

 184 sayfa, 3. hamur,

ISBN: 9786055943080;

Boyut: 14 x 21 cm;

Baskı Tarihi: Mart 2008


Özgün Dili: Türkçe



FrankfurtYakisiklisi

FrankfurtYakisiklisi resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >Öznesi Kayıp Cümlelerime Kalbimi Pazarlıyorum>
  3.Ağu.2008 Pzr 17:46:36
fiogf49gjkf0d

Bir çocuk taşıyorum göğsümde,
o incinmesin diye, kaç çocuk düşürüyorum ruhumdan?

başı olmayan, sonu bildik masallar yazılıyor gecelerime
okurken üstünü çizdiğim satırlar dikiliyor karşıma, bir daha çiziyorum!
gece benden, masallar çizgilerden bıkmış...
ben hepsinden.






İçimi karıştırıyorum, düşüncemi yakan cümleler eşliğinde..
yüzüm soluyor, kanı çekiliyor günahlarımın.
bir çığ olup aksam, kaç masum can verir toğrağımda?.









İçimi karıştırıyorum, düşüncemi yakan cümleler eşliğinde..
yüzüm soluyor, kanı çekiliyor günahlarımın.
bir çığ olup aksam, kaç masum can verir toğrağımda?.





Düştüm suçluyum,
öznesi kayıp cümlelerime, kalbimi pazarlıyorum...
kimse anlamasın diye, gözyaşlarımı satıyorum şiirlerde....
uykuları haram ediyorum kendime,
adı konmamış sabahlara açıyorum ellerimi...
tenim, gölgeler arasında anlamsız bir bekleyişte
renginden utanıp, yaralıyor kendini..





Adını heceleyerek söylüyorum, her harfe yeni anlamlar yükleyerek
medcezirlere inat -kal- diyorum içimde,
sesimden kan damlıyor, bir çocuk küsüyor bana...
bütün şehirden duyulur mu kalbimin atışı?
korkuyorum....
.




Bir kelebeğe takılıp sürükleniyor gözlerim
vakti az biliyorum, bırakıyorum kendimi gözlerime...
bir çocuk daha düşüyor ruhumdan.



FrankfurtYakisiklisi

FrankfurtYakisiklisi resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Müzik, Vido Klip, Playlist, Konser >Şebnem Ferah Kimdir ?>
  3.Ağu.2008 Pzr 17:04:56
fiogf49gjkf0d
[Resim]
 
Şebnem Ferah
12 Nisan 1972 de doğdu.
Koç burcu
Şebnem Ferah ilkokulu Yalova da okuduktan sonra Bursa Koleji nde 7 sene yatılı ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi nde 2 sene ekonomi öğrenimi gördü.
1996 yılında ilk albümü Kadın ı çıkaran sanatçı 1999 yılının yazında ikinci albümü olan Artık Kısa Cümleler Kuruyorum u çıkarttı.
Aradaki üç sene içersinde aralarında Müzeyyen Senar, Sezen Aksu ve Haluk Levent gibi büyük sanatçıların albümlerine vokalleriyle katkıda bulundu.
Dinleyici kitlesini Lise ve Üniversite gençliği oluşturmaktadır.
En sevdiği yemekler : Yaprak dolması spagetti
Favori içeceği: Kola ve su

Favori restoranı: İskele balık restoranı

Favori tatil yeri: Bodrum

Şebnem 12 Nisan 1972 de Yalova da doğdu. Evin en küçük çocuğuydu ve ona hep ya tiyatrocu ya da şarkıcı olacak gözüyle bakılıyordu çünkü ailesine gösteriler yapıp onları güldürmeye bayılıyordu. 5 yaşına geldiğinde en büyük hayali keman dersleri almaktı ama uygun bir öğretmen bulamadıklarından babası ona küçük bir keyboard aldı ve Şebnem de duyduğu her melodiyi çalmaya çalışarak kendi kendini eğitmeye başladı. İlkokul dönemlerinde ise Yalova da ne kadar müzikal etkinlik ve kurs varsa hemen hepsine katıldı. Sabahları okuluna gidip; öğleden sonraları önlüğünü bile çıkarmadan sokaklarda oynayarak ilköğrenimini tamamladı ve kolej sınavlarına girip Bursa Koleji nde yatılı öğrenci oldu.
Artık daha disiplinli bir hayatla karşı karşıyaydı ve okulu sosyal faaliyetler açısından pek zengin değildi. Bu yüzden derslerinin dışında zamanını paylaşacağı iyi bir arkadaşa ihtiyacı vardı ve işte o yıllarda müzik Şebnem in hayatında hobi olmaktan çıkıp vazgeçilmez oldu.
Önce okulunun müzik grubunda sonra da çeşitli gruplarda solistlik yapmaya başladı. Gitar da çalabilsem keşke... deyip gitar dersleri almaya başladı. Çok hızlı öğreniyor ve öğrendiklerine yenilerini katmak için sevdiği şarkıların gitarlarını çalmaya çalışıyordu. Derken kendi grubunu kurmaya karar verdi. Bu grupta şarkı söyleyecek ve gitar çalacaktı. Fikirlerini, yakın hissettiği ve müzikle ilgilenen bazı arkadaşlarıyla paylaştı. İşte bir çok müzik dinleyicisinin hatırlayacağı Volvox böylece kurulmuş oldu. O dönemlerde kendi yaşındaki kız arkadaşlarının çoğu; ruj,oje gibi şeylerle ilgilenmeye başlamıştı. O ise gitar, gitar amfisi, kablo, distortion pedalı gibi şeylerle haşır neşirdi.
Şebnem o zamana kadar derslerinden hep yüksek notlar alırdı fakat birden bire eskiden 7, 8, 9, 10 aldığı derslerden; 0, 1, 2, gibi notlar almaya başladı. Okul idaresi; ailesini okula çağırıp çocuklarının müzik çalışmalarını derhal bırakması gerektiğini söylediler. Neyse ki Şebnem in anne ve babası çocuklarının toparlanacağına inandıklarını söyleyerek; müziği Şebnem in hayatından çıkarmak yerine kararı kendisine bıraktılar.
Şebnem, özel bir okulda okuduğunun bilincindeydi. Üniversite sınavları da yaklaşıyordu ve ailesini üzmek ya da hayal kırıklığına uğratmak istemiyordu. Ben nasıl olsa bir şekilde müziğime devam ederim! deyip kendini üniversite sınavı sendromunun içine attı. Matematiği seviyordu; işletme, ekonomi gibi bölümlerin kendine uygun olduğuna inanıp tercihini bu yönde kullandı.
ORTA DOĞU TEKNİK ÜNİVERSİTESİ-EKONOMİ BÖLÜMÜ ne girdiğinde okulunu çok sevdi. Ama Volvox taki bütün arkadaşları İstanbul daydı ve bu yüzden biraz buruktu. Olsundu. Sabahları okuluna gidiyor; akşamları eve geldiğinde de her gün sevdiği bir albümü dinleyip gitarlarını ve vokallerini etüt ediyordu. Bu en az 4 saatini alıyordu ve geriye ders çalışacak zaman kalmıyordu. Şebnem ODTÜ deki ilk yılını gayet iyi bir ortalamayla bitirdi. İkinci yıl başladığında ise okulunun müzik çalışmalarına engel olduğu düşüncesine kapıldı! Tüm zamanını müzikle geçirmek istiyordu. Ama ne yapacaktı? Okulu mu bırakacaktı???
Bunları düşündüğü zaman keyfi kaçıyordu, bu yüzden okuldaki ikinci yıl daha zor geçiyordu... Derken bir gece kararını verdi: İstanbul a gidecek,arkadaşlarıyla bir araya gelip müzik yapacaktı. Karar verebildiği için içi rahattı ama ufak bir problem vardı. Şebnem in annesi ve babası müzik çalışmalarına o güne dek hiç ses çıkarmamışlar hatta destek olmuşlardı. Annesini ikna edebileceğini biliyordu ama anlayışlı olduğu kadar otoriter de olan babasına bu durumu nasıl anlatacaktı? Babacım ben ODTÜ yü bırakıp İstanbul a yerleşmek istiyorum. Gitar çalıp şarkı söyleyeceğim. Ne olacağı belli olmaz, hiçbir garantiden sözedemem... mi diyecekti? Ne de olsa her anne, baba çocuğunun geleceğini garanti altına almak isterdi ve bunlar kulağa pek de sağlam gelmiyordu.
Aynı hafta sonu Şebnem düşüncelerini ailesi ile paylaştı. Tahmin ettiği gibi annesi konuya daha ılımlı yaklaştı. Şimdi babasının ağzından çıkan kelimeleri bekliyordu. Hoş... Bir kez kararını vermişti...
Şebnem in babası o kadar değerli ve tatlı bir babaydı ki; insan ancak çok sevdiği şeyleri yaparsa mutlu ve başarılı olur... deyip kızına belki hayatı boyunca alacağı en kıymetli dersi verdi.
Şebnem hiç vakit kaybetmeden valizlerini toplayıp İstanbul a geldi. Volvox la çeşitli rock barlarda çalmaya başladılar. Kendine bir ev tuttu. Hem müzik yapıyordu; hem de kendi ayakları üzerinde duruyordu; çoook mutluydu. Bazen haftada 5 gece çalıyorlardı ama hiç sıkılmıyordu; ta ki kendi şarkılarını söylemek isteyene kadar...
Çocuk denebilecek yaşlarda kurulan Volvox un her bir elemanı hayatına yön vermek durumundaydı çünkü aradan uzun zaman geçmiş; tercihleri, öncelikleri değişmişti. Bazıları müziğe devam etti; bazıları ise hayatlarında yeni sayfalar açtılar... Böylece her elemanı için inanılmaz bir tecrübe ve adeta okul olan Volvox dönemi kapanmış oldu..
İşte bundan sonra Şebnem evine kapanıp yazmakta olduğu şarkıları tamamladı ve ilk albümü KADIN ı müzikseverlerin beğenisine sundu. KADIN; müzikal açıdan bir çok ilki bünyesinde barındırıyordu. Albüm kısa sürede geniş bir dinleyici kitlesine ulaştı. Sahne performansı açısından zaten tecrübeli sayılabilecek Şebnem, bu başarısını albüm konserleriyle daha da büyüttü.
Sonraları; yeni şarkılar yapmaya başladı. Bu şarkılar Şebnem in çıkaracağı ARTIK KISA CÜMLELER KURUYORUM ve PERDELER albümlerinin içeriğini oluşturacak; Şebnem popüler olmak için çabalamak yerine ilk albümünde tanışıp ilişki kurduğu dinleyici kitlesiyle büyümeyi deneyecekti. Bu tavrı zaman içinde Şebnem in kendi kitlesini oluşturmasında etkili oldu. Sadece sevdiği işi yapmak niyetindeydi. Dinleyici kitlesinin beklentilerini karşılamaya çalışırken bir diğer taraftan da bunun kendi özgürlük alanını daraltmaması için uğraşıyordu, çünkü hep içinden geleni yapmak istiyordu ve bunun tüm olası sonuçlarıyla yüzleşmeye de hazırdı. Şebnem in ülkemizdeki müzik endüstrisinin genel gerekliliklerinden farklı hatta aykırı yapısı; aynı zamanda besteciliği ve şarkıcılığı, yine zaman içinde sayısız başarılara imza atan ünlü prodüktör ARİF MARDİN in bile dikkatini çekecek; bu gibi şeyler de Şebnem e hiçbir şeyle kıyaslanmayacak kadar büyük mutluluk verecekti. Çünkü o manevi olarak tatmin olmadığı zaman gerisiyle hiç ilgilenmiyor, ancak içi rahatsa kendini başarılı hissediyordu.
Çok yakından takip edenler bileceklerdir; hayat Şebnem e son yıllarda ailevi açıdan arka arkaya ağır tecrübeler de yaşattı. O da biraz yorgun olduğunu farkedip herşeye bir süre için ara verdi. Durdu. Olanı, biteni idrak edip sindirmeye çalıştı.
Zaman geçti... Yeniden gitarını aldı ve yeni şarkılar yazdı. Stüdyoya girip bu şarkıları arkadaşlarıyla birlikte kaydetti. Albümün adını KELİMELER YETSE... koydu. Artık daha sağlam, daha cesur hissediyordu. Heyecanını, inancını kaybetmeden müzik yapmaya devam edebildiği için kendini şanslı hissediyordu. Müziğin; müzisyenler ve dinleyiciler arasında bir çeşit AŞK ilişkisi olduğuna inanıp; aşkını taze tutmaya çalışan bir sevgili gibi hissediyordu...
Tutku dolu, değer veren...


FrankfurtYakisiklisi

FrankfurtYakisiklisi resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Müzik, Vido Klip, Playlist, Konser >Gökhan Türkmen Kimdir ?>
  3.Ağu.2008 Pzr 16:24:06
fiogf49gjkf0d

 

Resimleri

 

[Resim]

[Resim]

[Resim]

[Resim]

[Resim]

[Resim]



FrankfurtYakisiklisi

FrankfurtYakisiklisi resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >ChatCity Dedikoduları >Nice Yıllara LeCoultre>
  3.Ağu.2008 Pzr 16:18:31
fiogf49gjkf0d
Herşey gönlünce olsun LeCoultre , nice mutlu yıllara


FrankfurtYakisiklisi

FrankfurtYakisiklisi resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Müzik, Vido Klip, Playlist, Konser >Gökhan Türkmen Kimdir ?>
  3.Ağu.2008 Pzr 16:15:04
fiogf49gjkf0d
fiogf49gjkf0d

 

[Resim] 

Youtube da onbinlerce kişi tarafından milyonlarca kez izlenmiş bir şarkıcı ve onun artık dillerdeki şarkısı... Daha bir albümü olmadan şöhreti yakalamış sanatçının hit şarkısı ile aynı adı taşıyan albümü "BÜYÜK İNSAN", AYKUT GÜREL prodüktörlüğünde İremrecords etiketi ile tüm müzik marketlerde...

11 Yıldır müzik ile iç içe olan Gökhan Türkmen "Yan Sen" ve "Dön" gibi yine çok bilinen şarkılarını da seslendirdiği albümü ile hayran kitlesini genişletmeye ve kısa zamanda kazandığı bu sevgiyi büyütmeye hazırlanıyor.

 

[Resim]

1983 te Istanbul da dogdu. 1997 yılında Gitar la tanışan Gökhan Türkmen 2000 yılından itibaren çeşitli mekan ve organizasyonlar da gitari ve sesiyle boy göstermeye basladı. 2003 de Kocaeli Üniversitesi Endüstriyel Yönetim Bölümünden mezun oldu. Mezuniyetinin ardından Gitar ve san derslerine yogunluk veren Türkmen; halen canlı müzik ve stüdyo çalismalarına devam etmekte, müzik camiasin da kalıcı bir yer edinmek adına her geçen gün çalışmalarına bir yenisini eklemektedir.

 



FrankfurtYakisiklisi

FrankfurtYakisiklisi resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >Seyduna Ve Sahrud>
  3.Ağu.2008 Pzr 00:19:05
fiogf49gjkf0d

 

( Kavuşamayan iki aşık ırmağın öyküsü )

 (Yitik öyküdür)

 

 Tarihten iki ayrı coğrafyaya damlayan
İki ayrı yürekte durmadan kanayan
Seyduna’yla Şahrud
Yüreklerin akarken bıraktığı izi
Birbirlerinin gözlerinde aradılar.
Yoktu.
İki iklim farkıydılar
Ne zaman göz göze değseler
Yangın çıkmayacak denli uzaktılar.
Yalnızca aynaların dökülen sırrına yansırdı
Üçüncü bir kente düşmüş suretleri

Şahrud gökyüzü geliniydi.
Yüzüne bulut inse dolardı masal gözleri.
Bir solukluk rüzgarda bile
Usul usul kanardı gelincik bedeni.

Seyduna yeryüzü cehennemi.
Ölüm, çağrılı uçurumlarda sınardı sevdasını
Yalnız ufuk çizgisinde buluşurlardı,
Onu da güneş günde iki kez ateşe verirdi.

İki iklim ayrıldılar.
“Ya Şahrud!” dedi Seyduna
“Gözlerime mermi diye sevdanı sürdüm.
Ardına bakma, gözyaşımla vurulursun.
Su gibi git.”

Şahrud’un yüzüne keder mayın gibi durdu.
Ve zaman gözlerinin su yeşilinde kuruldu.
Hüzün bir Buda heykeli gibi çırılçıplak,
Yüzlerine oturdu.

Rivayet odur ki,
Şahrud vardığı denizlerde hala
Seyduna türküleriyle uyanmakta,
Seyduna, Şahrud’un gözlerinden kalan
Masalla yaşlanmakta.

 

_____________________________________________________

 

Biliyorum! sen yine parmak uçlarında üşüyosun,aramızda kıvrılıp yatan uzaklıga inat,ayaklarınla kasıklarımın kasıgasını,ellerinle yüregimde yaktıgın ateşi düşlüyorsun.sularımız sızıp karışıyor ay karanlıkta ve çırıl çıplak bir ırmaga dönüşüyor yatagımızda apansız,parmakların tıkır tıkır işliyor iştahla,biliyorsun yaşamaktır aşk, geceyle gündüzün sessiz geçişimidir bir uyku bogazında,DELİCE BİR YANGIN PARMAKLARININ BUZULUNDA..



FrankfurtYakisiklisi

FrankfurtYakisiklisi resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> İlanlar Duyurular >Aktivite, Konser, Söyleşi, Tiyatro vs anonsları, hatırlatma >Zeytinli Rock Fest 2008>
  31.Tem.2008 Per 21:47:00
fiogf49gjkf0d

 

Zaman: 14 - 17 Ağustos 2008 


Mekan: Dalyan Sahili - Balıkesir


Fiyat: 23,50 YTL


Bilet: biletix.com


Sahnede:


Pentagram
Tiamat
Kurban
Hayko Cepkin
Ogün Sanlısoy
Moğollar
Nev
Tibet Ağırtan
Yüksek Sadakat
Alev
Badem
İhtiyaç Molası
Zardanadam
Catafalque
Gökçe
Dinar Bandosu
False in Truth
Soul Sacrifice
Buz
Ehl-i Keyf
Nitro
Makine
Marsis
Murat Meriç
Mete Sohtaoğlu
Çağlan Tekil

- Festival 14 - 17 Ağustos 2008 tarihleri arasında yapılacaktır.
- Bütün katılımcıların kimliklerini yanlarında bulundurmaları gerekmektedir.
- Festival alanında, sadece kamp alanı bileti ile ve sadece belirlenmiş alanlarda kamp yapma izni vardır. Festival alanı dışında ve araçlarda konaklamak yasaktır.
- Festival alanına dışarıdan yiyecek ve içecek sokmak yasaktır.
- Festival her türlü hava koşullarında gerçekleşecektir. Her türlü hava koşuluna hazırlıklı olunuz. Bilet iadesi yapılmayacaktır.
- Festival alanına kesici, yanıcı, parlayıcı, patlayıcı ve ruhsatlı/ruhsatsız silah ile lazer ekipmanları sokmak yasaktır.
- Festival alanına profesyonel ses ve görüntü araçları ile video kamera, fotoğraf makinesi sokmak yasaktır.

24 saat x 4 gün = 96 Saat Müzik, Plaj, Eğlence


Bir POEM ORGANİZASYON Projesi olan ZEYTİNLİ ROCK FEST 2008 , 2007 yılında 4 günde toplam 64.000 katılımcıyı ağırladı ve Türkiye nin en geniş katılımlı rock festivali unvanını aldı. ZEYTİNLİ ROCK FEST 14 - 15 - 16- 17 Ağustos 2008 tarihlerinde 4. senesinde de birçok önemli ismi ile sizlerle …

ZEYTİNLİ ROCK FEST 2008 bir ana sahne ve amatör rock gruplarını sizlerle buluşturmak üzere ROCK EXPRESS sahnesi olmak üzere 2 sahnede gerçekleşiyor.

Rock Express Sahnesi
Assault, Çizgi, Düşük Voltaj, Enkaz, Full As, Grup Bütünleme, Hayal Ürünü, Hayalet, Hayalperest, Hayır, İllet, Stuka, Yallah Tazyik, Zıkkım

DJ ler ;
Murat Meriç @ Türk-İş Funk
Mete Sohtaoğlu @ Beton
Çağlan Tekil @ LanethDalyan Sahili

 

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

Geçen Seneki Organizasyonlardan Görüntüler

 




































<<123456789101112 131415>>