ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
sohbet, okey, tavla, chat
30 Nisan 2024, Salı 18:29   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  Nehir> Forum Mesajları
    Nehir'e ait Toplam 2574 Forum Mesajı var
<<12345678 9101112131415161718...100...200...258>>


Nehir

Nehir resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Hangi Mevsimin Kadınızsınız ?>
  13.Şub.2008 Çar 09:30:44
fiogf49gjkf0d
Dört mevsim var. Ama kendinizi sadece bir mevsimde daha mutlu, huzurlu ve canlı hissediyorsunuz. Çünkü siz, o mevsimin kadınısınız.

Kimimiz güneş gökyüzünde yerini aldığında kabımıza sığamayız. Kimimiz ise hüznüyle sonbahara aşığız. İlkbaharda Nisan yağmurları altında ıslanmaktan zevk alırız.

Ya da yeryüzünü beyazlarla örten kışı severiz. Siz de ait olduğunuz mevsimi belirleyerek, kendinize uygun olan makyaj stillerini uygulayın...


KIŞ KADINI DİNAMİK...

Kendinizi kışın mutlu ve dinamik hisseden kış kadını için düz saçlar, topuzlar, örgüler en uygun modeller.

Fondötende bej tonlarını tercih edin. Allık için pembe ve fuşya, size gidecek en iyi renkler.

Allığınızla doğru orantılı bir ruj kullanın.

Kıyafet seçiminizde ise canlı mavi, kırmızı, gri, fuşya ve mor gibi renklerden vazgeçmeyin.

Sizin için renk seçimi kadar rahatlık da çok önemli. Çünkü kış size huzuru ve mutluluğu çağrıştırıyor.



YAZ KADINI SICAK...


Sıcak, cana yakın, masum...

Tıpkı yaz mevsimi gibi!

Bu tip kadınlara dalgalı saç çok yakışır.

Özellikle de saçının ve teninin rengine uygun yapılan bir röfle güzelliğe güzellik katar.

Allıkta pembeyi tercih edin.

Ruj seçiminde de canlı pembe ve mercan tonları.

Kıyafetlerinizde pembe ve mavi renklerini kullanın

. Çünkü yaz size mutluluk ve canlılık verdiği gibi, içinizi de ısıtıyor...



SONBAHAR KADINI KARAMSAR,...


Hüznü ve karamsarlığı ifade eden sonbahar kadını için bukleli, lüleli saç stilleri çok uygun.

Makyajda; bej, dore tonları gibi ten renginize yakın saydam renklerde seçeceğiniz bir fondöten kullanın.

Allığınızı kızıl kahve ve somon renklerinden seçin.

Kıyafetlerinizde ise koyu yeşiller, kırmızılar, turuncular, petrol ve pas rengi size en çok yakışacak renklerdir.



İLKBAHAR KADINI İDDİALI...

Bu mevsimin kadınları iddialı güzellikleriyle dikkati çeker.

Saç renginde küllü renklerden ve koyu kestane tonlarından kaçınmalısınız.

Erkeksi kesimler ya da doğal görünümlü ve hareketli saçlar sizin için en uygunu.

Fondötende saç ve ten renginizi gözardı etmeyin.

Allık ve rujda koyu tonları tercih etmelisiniz.

Kıyafetlerinizde turuncu ve kayısı renkleri ideal seçim


 

 

                               Renk Değişir mi?
                               Sen değişir misin?
                               Ovunca gözlerini ben değişir miyim?
    



Nehir

Nehir resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >Gözü Doymayanlar İçin (Pırlantalı Lens)>
  13.Şub.2008 Çar 09:28:40
fiogf49gjkf0d

 

 Alınmadım RONAhaklısın desem bir türlü ,haksızsın desem bir türlü neyse bir şey demiyeyim en iyisi . 

 

                         

                               Renk Değişir mi?
                               Sen değişir misin?
                               Ovunca gözlerini ben değişir miyim?
  

                         



Nehir

Nehir resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >Gözü Doymayanlar İçin (Pırlantalı Lens)>
  13.Şub.2008 Çar 09:18:59
fiogf49gjkf0d

       Allah insanın önce gözünü sonra gönlünü doyursun

 

                         

                               Renk Değişir mi?
                               Sen değişir misin?
                               Ovunca gözlerini ben değişir miyim?
  


Nehir

Nehir resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >Sizi Sevenleri Asla Terketmeyin,Unutmayın Onlar !>
  13.Şub.2008 Çar 09:09:31
fiogf49gjkf0d
Bu aşağıda anlatacağım hikaye Japonya da yaşanmış gerçek bir olaydır.
Evini yeniden dekore ettirmek isteyen Japon bunun için bir duvarı yıkar.
Japon evlerinde genellikle iki tahta duvar arasında çukur bir boşluk
bulunur. Duvarı yıkarken, orada dışardan gelen bir çivinin ayağına battığı
için sıkışmış bir kertenkele görür. Adam bunu gördüğünde kendini kotu
hisseder ve ayni zamanda meraklanırda kertenkelenin ayağına çakılmış çiviyi
görünce. Muhtemelen bu çivi 10 yıl önce, ev yapılırken çakılmıştı.
Nasıl olmuştu da kertenkele bu pozisyonda hiç kıpırdamadan 10 yıl boyunca
yasamayı başarmıştı? Karanlık bir duvar boşluğunda
hiç kıpırdamadan 10 yıl boyunca yaşamak çok zor olmalıydı. Sonra bu
kertenkelenin 10 yıldır hiç kıpırdamadan nasıl 10 yıl yaşadığını düşündü.
ayak çivilenmişti!!
Böylece çalışmayı bırakır ve kertenkeleyi izlemeye baslar, ne yiyor acaba?
Sonra nereden çıktığını farkedemediği başka bir kertenkele gelir ağzında
taşıdığı yemekle...
inanılmaz!!! Adamı sersemletir gördüğü manzara. Bu nasıl bir sevgi? Ayağı
çivilenmiş kertenkele, 10 yıldır diğer kertenkele tarafından
beslenmekteydi...
Bu hikayeyi ilk duyduğumda çok etkilendim ve aralarındaki muhtemel ilişki
turunu düşünmekten vazgeçtim: es, arkadaş,sevgili, abi, kızkardes.......
Teknoloji ilerledikçe bilgiye ulaşmamız hızlandıkça hızlanıyor. Fakat
insanlar arasındaki mesafe, o da ayni hızda birbirine yaklaşıyor mu acaba?

SiZi SEVENLERi ASLA TERKETMEYiN, UNUTMAYIN ONLARI.
Alıntı
 
                               Renk Değişir mi?
                               Sen değişir misin?
                               Ovunca gözlerini ben değişir miyim?
  


Nehir

Nehir resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >Müzik Aletleri ama Biraz Değişik>
  13.Şub.2008 Çar 09:04:35
fiogf49gjkf0d

 

                        

                               Renk Değişir mi?
                               Sen değişir misin?
                               Ovunca gözlerini ben değişir miyim
 ?  



Nehir

Nehir resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Neden Yarın>
  13.Şub.2008 Çar 08:52:13
fiogf49gjkf0d

     Neden hep yarını bekliyoruz, eski radyolara saklanmış olan arkası yarınlarda mı mutluluğumuz, uçsuz bucaksız bir deniz gibi yaşam, içinde kaybolmaktan, yaşadığımız günde olacaklardan korkmamalıyız, yüzmeyi bilmeyebiliriz ama nefes almayı ve yürek çarpıntısını iyi biliriz. Eğer hırsın maddiyat üzerineyse sevindiğin anlar kazandığın anlardır, hasetlik üzerine haz alıyorsan, senin sevincin başkasının hüznüdür ama seven bir yürekle yaşamak istiyorsan yaşamın her anı anlamlıdır. Önemli olan ayakta durabilmeyi bilmek, hayatın sıkıntılarını diğer gözünüzle yani yüreğinizle görebilmek. Eğer ararsan hayatın içinde yok sayamayacağımız o kadar çok şey var ki ama bunlar bile bazen bana anlam katıyor, hislerime duygularıma tercüman oluyor. Hergün bir evin içinde birlikte yaşadığımız, bir ofiste aynı stresi kokladığımız, iyi iletişimiz olmasına rağmen bir müsabakada ayrı taraflarda oturduğumuz onlarca, yüzlerce insanla aslında aynı havayı teneffüs edip resmi olarak aynı lisanı paylaşmamıza rağmen aynı dili konuşamıyoruz. Konuşulanlar sanki farklı bir dil, anlamış gibi görünüp geçiyoruz. Bu geçişler ve gökyüzünün gün değişimleri arasında duygularına yön vermeye çalışmak nafile, geleceğini seçemezsin ama kalabalık içerisinde kendi duygularının aldığı yolu uzaktan izler gibi görebilirsin. Ben şimdi öyleyim duygularımdan bir adım geride duygularımın hayatıma yön vermesini izliyorum. Yaşamın içinde bir izi takip ederek kat ettiğim yolda hayatımızın şekillenmesinde tesadüflerin inanılmaz oranda payı olduğunu görüyorum. Sadece karşımıza çıkan ve bize görünenler arasından seçim yapabiliyoruz herhangi bir konuda bin seçenek olsa ama bize en fazla beş seçenek sunulmuşsa, elimizde olmayan şeylerin elimizde olanlara göre kat kat fazla olduğunu görüyoruz. Ama değişemiyoruz da, her sabah uyanır uyanmaz bu gün farklı olmalı diyoruz, kendimden anlatmak istersem gözlerimi açtığım anda yaşamın içinde kapılıp uçtuğum, bazende peşinden koştuğum sevgi rüzgarının bana doğru esmesini istiyorum. Akşam olacağını hiç düşünmüyorum, radyolarda değil ama nefes alışların harflere dönüştüğü bir anda bir arkası yarını daha dinlemek istemiyorum.

 

                      

                               Renk Değişir mi?
                               Sen değişir misin?
                               Ovunca gözlerini ben değişir miyim
 ?  



Nehir

Nehir resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >Şevkatli Kollar>
  13.Şub.2008 Çar 08:43:45
fiogf49gjkf0d

 

                               Renk Değişir mi?
                               Sen değişir misin?
                               Ovunca gözlerini ben değişir miyim
 ?  



Nehir

Nehir resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >küçük omuzlarda büyük umutlar>
  13.Şub.2008 Çar 08:25:41
fiogf49gjkf0d

 

   O, küçücük omuzlara binen onca yükü fark etmeyip,yaşamayanların ve de hepimizin bu gerçeği göz ardı ettiğimizi anlatan harika resimler...Duygulanmamak elde değil teşekkürler Manolya

 

                    

                               Renk Değişir mi?
                               Sen değişir misin?
                               Ovunca gözlerini ben değişir miyim
 ?   



Nehir

Nehir resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Mahalle Maçları>
  13.Şub.2008 Çar 01:46:49
fiogf49gjkf0d

Mahalle maçlarında baska hiç bir resmi müsabakada rastlayamayacagınız kurallar ve terimler vardir. Iste bazıları:

ATAN ALIR SPOR:
Mahalle maçları genellikle caddelerde yahut bahçelerde yapıldıgı için topun kaçma olasılıgı olan çok yer vardır. Top bir yere kaçtıgında topu kaçıran takımın karsısındaki takım hemen,"Atan alır" der.Top onların sahasında auta çıkmıs oldugu halde karsı takım topu almak zorunda kalır.

ELIN AVANTAJI OLMAZ:
Takımlardan biri ataktadır. Defans oyuncusu topu elle keser fakat pozisyon devam eder ve gol olur. Golü yiyen takım el var diye mızıldar. Karsı takım, "Avantaj olmaz." der. Hemen akabinde kaleci "Ulan elin avantajı olmaz." diye haykırır. Bir yere varılamaz. Kısır döngüdür.

ADAMIN GOL DIYO:
Gol atılır fakat yiyen takım saymaz. Hep bir agızdan "Direk ulan." diye anırmaktadırlar. Fakat içlerinden biri, "Gol abi." der. Karsı takımdan bunu duyan biri direk atlar ve, "Ulan adamın gol diyor." diye serzeniste bulunur. Gol sayılır, adam dövülür.

ABANMA YOK:
Genelde küçük çocuklar arasında yaygındır. Kaleciler abanma yok derler. Aralarından yasça büyük olanı Laf karımısınız." dese de abanma olmaz.

GÖNÜL ALMA:
Büyüklerle küçüklerin ortak oynadığı maçta büyüklerden biri gaza gelip küçük bir çocuga sert girince direk penaltı olur. Nerede olursa olsun. Küçük çocuk sevilen bir simadir ve faulü yapan abidir. Penaltı kullanılır, genelde gol olmaz çünkü kalede bir ayı vardır ve penaltıyı atan küçük çocuktur.

KALECI DEGISTIN 2 PENALTI:
Herhangi bir penaltı pozisyonunda kaleye hemen forvetin etkili silahlarından biri geçmek ister çünkü o her mevkide iyidir.Buna karsılık karsı takıma teselli olarak ekstra bir penaltı verilir. 1+1=2.

3 KERE SEKTIRME:
Kaleci degaj kullanırken eger yanında bir rakip forvet varsa topu 3 kere sektirir ve, "Açılsana ulan üç kere sektirdim işte." der, rakip açılır.

1 E 1 ATIS:
Çift penaltı sisteminde eger birinci penaltı kaçarsa ikinci sans vardır ama gol olursa ikinci sans kullanılamaz. Bunun mantıgını hala çözebilmis degilim.

SAGLIK ÖNLEMLERI :
Bazen top insanın pek münasip olmayan bir tarafına gelir, herkesin reaksiyonu aynıdır: "Ise ise!." Uygun araziye çis edildikten sonra maca devam edilir.

Mahalle maçlarinda her zaman saçı ince telli ve uzun olan kisiler vardır. Bunlar geriden topu alıp bütün güçleriyle ileri kosarken kafalarını ileri dogru atarlar. Amaç gol atmak ya da rakibi çalımlamak degil, saçların rüzgarda ahenkle dans etmesini saglamaktır. Bu kisiler büyüyünce Fenerbahçeli Aykut gibi olurlar.

TOP KURTARMA OPERASYONU:
Top zırt pırt araba altına kaçar. Böyle durumlarda, sahadaki en çelimsiz ve en hop-zıp kisi, en iri iri kisi tarafindan topu almaya gönderilir. Arabanın altına kaçan toplar tam ortasında durur bazen, kimse yetisemez oraya. Bu sefer tas atma ve sopayla itekleme faslı baslar. Arabanın egzozuna vurulan birkaç darbeden sonra top yuvarlana yuvarlana çıkar bir taraftan; artık kosarak maca geri dönme zamanıdır.

AT BAKIIM ABININ KILLI GÖGSÜNE...
Ya ne igrenç bişiydi bu. Sen takımını kurmuşsun, paşa paşa maçını yapıyorsun. Muhtemelen yasça ve boyutça senden büyük olan eleman damlar, bu gereksiz cümleyi sarf ederek maça dahil olur, tadımızı tuzumuzu kaçırır.

GOL DiiL OGLUM BEL ÜSTÜ :
Minyatür kale maçlarda elle tutulmasına engel olunmak için getirilmis bir çözümdür ancak bel üstü gibi kişiden kişiye değisen ve ıspatı zor bir kriter getirdiği için nice kavgaların çıkmasına, nice başların yarılmasına sebep olmustur.

Iyi güzel de bütün bu kavramlar kitabı olmadan, televizyon olmadan nasıl herkes tarafindan bilinebiliyor? Ben diyorum ki gizli bir örgüt var, her mahalleye bir adam gönderiyor  bilmem kimin amcaoğlu olarak bilmem kim de örgütten. Sonra mesela hem gol hem penaltı olunca ağızlara kolayca yerleşecek "giren gole penaltı olmaz" cümlesini söylüyor, pozisyon geçiyor, çocuk evine dönüyor ama ifade baki.

Oynayacak kisi sayısının tek olması ve kimsenin oyundan çıkarılarak kalbinin kırılmak istenmemesi durumu sözkonusu olur sıkça. bu durumda futbol kariyeri en berbat durumda olan fasulyeden tabiri ile adlandırılarak birinci devre bir takımdan ikinci devre bi takımdan oynatılarak ufacık yüreklere ve beyinlere adaleti yerine getirmis olma duygusu zerk edilir. Aksam herkes eve gidip yattıgında da hep o günkü maçı, varsa attıgı golleri, kaçırdıklarını, bir sonraki maçlarda yapmayı planladıgı hareketleri hayalleşerek uykuya dalar. Bu planlanan ama becerilemeyen hareketlere girmiyorum. ben mahalle maçı kurallarının nasıl bilindigi sorusuna ise kalıtsal diyorum.

Bazen küçükler kendi aralarında oynarken eli torbalı bir iş dönüşü adamı maça dalıp topu küçüklerin ayagından alır ve aptal aptal şeyler yapmaya başlar. Eger adam yetenekliyse bi iki numara yapıp çocukların aklını alır. En konunda topa hızlıca vurur. Çocuklar topu yakalayamaz ve top uzaga gider. Eli torbalı iş dönüşü adamı yaptığı ufak hareketten mutlu bir halde evinin yolunu tutarken çocukların "hay ., top ta ..gitti, kim alcek laf topu?" dedikleri duyulur.

ELDEN GOL OLMAZ :
Pasa pasa oynuyoruzdur, adamın tekinin eline çarpar top, biz dikeriz topu, hemen bi mahalle maçı oyun kuralları uzmanı pörtler oradan bi yerden ve der ki, "Elden gol olmaz"! Ulan niye olmasın hasta mısın sen? El kararı verilmişse, bunun sonucu frikiktir. Herkes de kabullenmistir elden gol olmayacağını, hatta baraj bile kurulmazdı bazen. Ben de büyüyünce ögrendim elden direk kaleye çekilip gol atılabileceğini. Ögrendim de ne oldu, o canım frikikler geri mi geldi?

ÜÇ ADIM AÇILMAK:
"üç adım açılmak" denen olayı atlamak senelerini betonda top oynayarak, dizinde o çok derin olmayan ama sürekli yanan yaralarla dekore eden birçok mahalle topçusunu üzecektir. Top frikik noktasina dikilir ve rakip barajın üstüne dogru adeta onlar orda dizilmiscesine yürünür . Kocaman üç adım atılır ve baraj gögüsle itmek suretiyle uzaklastırılır. Adımların büyüklügünden sikayet edenler iki kere "o-ha" der.

TEKNIK VURMAK:
Penaltı vuruşlarında en biçkin forvet oyuncusu sahne alacağından kalecinin gözü korkar. Hemen içi rahatlatılır: "korkma olm, teknik vurcam".

KALECI DÜZENI:
Mahalle maçlarında rastlanan pek çok tatsız durumdan sadece biridir kalecisizlik. Herkes kendisini ispatlamak ve golleri yagmur edip yağdırmak Istediginden kimse kaleye geçmeyecektir. Adil düzen ilk "kalede son" diye bağıranı kayırmaktadır. Hemen arkasından gelen "son bir", "son iki".. gibi çigliklarin sonunda artık son kaç olduğunun bir önemi kalmayan ağır kanlı arkadas kaleye geçer. Kaleci gerek iki golde bir, gerekse Dakka ayrıyla eldivenleri bir sonraki arkadaşına teslim edebilir. Nizam böyle emreder.

Arkadasin biri iyi orta gol getirir diye bağırır o da iyi bi orta yapmaya çalışır ve ortasını yaptıktan sonra düşer. Arkadasın dizi kanıyodur ama farkında değildir birisi oradan "olm dizin kanıyor" der ve olan olmuştur dizi kanayan çocuk ağlamaya başlar ...

alıntı

 

                               Renk Değişir mi?
                               Sen değişir misin?
                               Ovunca gözlerini ben değişir miyim
 ?   



Nehir

Nehir resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >80 leri Hatırlayanlara>
  13.Şub.2008 Çar 01:08:51
fiogf49gjkf0d

OTOBAN SERISI Sehirlerarası otobüslerde çalan Otoban-1, Otoban-2 diye habire devamı çıkarılan bir kaset serisiydi. Dönemin uyanık bir yapımcısı popüler arabesk-fantezi sarkıları toplamıs aralarına da embesil fıkralar dösemisti. Fakat dönemin de embelissiliginden kaynaklanıyor olsa gerek pek bir tuttu bu seri. Sehirlerarasi yolculuklarda otobüslerde sürekli bu kasetler çalardi.SAVSAK TURIZMIN YAVSAK YOLCULARI
Dönemin en popüler esprilerinden biriydi. En alakasiz yerde bile yapılıgında kimse yadırgamaz topluca kahkahalar atılırdı.

ARKADASLIK KARTI
Bu da seksenlerin kitschliklerinden biriydi. Vapurda, trende veya kalabalık bir otobüste bir kadınla karsılastınız. Çok hoslandınız. Arkadaslık teklif edeceksiniz ve fakat konusamıyorsunuz kalabalıkta. Kolayı var. Arkadaslik kartı. Kartın üzerinde "merhaba bayan, sizden çok hoslandım acaba arkadas olabilir miyiz? Eger cevabınız evetse kartın sag tarafını, hayırsa kartın sol tarafını yırtıp kartı iade ediniz" yazardı. Ve kartın her iki tarafında üzerinde "Evet" ve "Hayır" yazan iki kulakçık bulunurdu. Kadın bunlardan birini keser size geri verirdi.Bu kartlar piyasada acaip satardi. Bu karta en son 95 de rastlamıstım.

AGLAYAN ÇOCUK POSTERI
Özellikle kamyoncular asıktılar o çocuga... Hemen hemen her kamyonda bulunurdu posteri.Önce önden bir resmi vardı. Çok tutunca çocugu yandan çizdiler , saga sola bakarken çizdiler.Onlar da çok satti.

PESIN VEREN VERESIYE VEREN
Posterlerin Kralıydı. Bütün bakkallarda bulunurdu. Çok kötü çizilmis bir yagliboya tabloydu.Çelik kasasının yanına kurulmus,pahalı bir koltukta oturan sisman adam purosunu tüttürerek keyifle gülümser (Pesin Veren) hemen yan tarafindaki karede ise fareler oynasan dükkanında borç senetleriyle bogusan bir deri bir kemik yoksul esnaf (Veresiye Veren) hüzünle bakardı.En son bir varos bakkalında gördüm. Bakkaldan istedim ama satmadı.

BU MEKTUBU EN AZ YEDI KISIYE DAHA YOLLAMAZSANIZ KIÇINIZ KURUR
Seksenlerde en sık rastlanılan salaklıklardandi. Daha çok frenk icadi olan bu toplumsal paranoya müsebbibi mektuplar memlekette de çok tutmustu. Sürekli insanlardan bu tür mektuplar gelirdi.Söyle baslardı mektup; "Bu mektubu alıp da yollamayan bilmem kimin kizi öldü, bir digerinin difransiyeli patladı, biri canına kıydı, biri bir günde iflas etti.Onlarin yasadiklarini yasamak istemiyorsan bu mektubu en az yedi tanıdigına gönder" Mektubu alan aman benim de basıma böyle seyler gelmesin diye hemen kopyalayıp yedi kisiye daha postalardı.Böylece o mektup bütün ülkeyi dolasırdı.

TUVALET KAPAGI
Yine bir seksenler klasigi... Özellikle gecekondu semtlerindeki evlerde, alaturka tuvaletler koku yapmasın diye delige kapatılan, ve üzerine bir agırlık düstügünde açılan anlamsız bir kapaktı. Çok anlamsızdı çünkü kakanız o kapagın üzerine düser ve kapagı yıkamak falan için ayrıca bir ugras gerekirdi.

SSSSSSSWEEPS
Sweps hos içimli bir gazozdu ve fakat toplumsal hayatımıza gazoz olmaktan çok bir "sözle taciz"malzemesi olarak girdi. Sokakta bir kadının arkasına takılır ve uzun bir süre "ssssssss..."diyerek gidilirdi. Tam kadın dönecegi sırada yüz baska bir tarafa çevrilir ve "...ssssweepssssss"denirdi. Böylece hem laf atılmıs hem de bir sekilde yırtılmıs olunurdu.

SENIN ANANA BACINA LAF ATSALAR IYI MI OLUR?
Dönemin en popüler kadın lafıydı. O zamanlar sokaga hangi kadın çıksa manyagın biri mutlaka dayanamaz paspasın olayım temennisiyle laf atardı. Ve kadınlardan gelecek cevap hiç sasmazdı!"Hayvan! Senin anana bacına laf atsalar iyi mi olur?"

ULUSAL VIDEO
Seksenlerin sinema estetigi... Sinemalar mortu çetktigi için video furyası baslamıstı.Özellikle Türker Inanoglu nun Ulusul Videosu ortalıgı kasıp kavuruyordu.Almanya piyasasi için yapılmıs, video kamerasıyla çekilmis, kötü ısıklı anlamsız filmlerdi. Evde videosu olan herkes video tembellige alısmasın mantıgıyla onları kiralar izlerdi.Hala bazen gündüz kusagı filmlerinde rastlıyorum. Dönemin video yıldızları Yunus Uyanık ise kayboldu ortalıktan. Vefasız!

ASKER ÇAKMAGI
Erotik çakmak da denebilir... Çok popüler bir seydi. Çakmagi yakınca çakmaktaki kadın resmi yavas yavas soyunur ve siz sigaranızı yakana kadar bedavaya striptiz izlemis olurdunuz.

ANKARA GAZOZU
Güzel içimli bir gazozdu. Sonradan içinde fare ölüsü bulunmus geyigi çıktı. Kimse içmemeye basladi. Fabrikası kapandı...

KIBRITTEN EV
Bir de bu mevzuu vardı. Bu da yetmislerden seksenlere devretmis bir mirastı. Her kasabada ya da mahallede mutlaka bir manyak çıkar bir iki yıl ugrasır kibrit çöplerini birbirlerine yapıstırarak kocaman bir ev yapar ve "bakın psikopatım ben" der gibi dükkanının vitrinine koyardı"Çakar çakmaz çakan çakmak devriyle birlikte kibrit evler de yok oldu.

alıntı

                                Renk Değişir mi?
                               Sen değişir misin?
                               Ovunca gözlerini ben değişir miyim

<<12345678 9101112131415161718...100...200...258>>