ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
sohbet, okey, tavla, chat
12 Mayıs 2024, Pazar 08:08   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  istemi1016> Forum Mesajları
    istemi1016'e ait Toplam 222 Forum Mesajı var
<<1234567 891011121314151617...23>>


istemi1016

istemi1016 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >Kopulası Şeyler >Artık kız bulmak zor değil hacı!!!>
  21.Oca.2010 Per 11:36:35
      Bu programı ben yazdım. Bul butonuna tıklatıldığı anda, odana kızlar doluyor hacım  


istemi1016

istemi1016 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >Kopulası Şeyler >Bir kadının suratını acayip bi hael sokmak içi>
  16.Oca.2010 Cmt 01:54:26

         Eğer aşağı yazacak olduğum şeyleri   (yeri geldiği zaman) arkadaşlarının arasın söyleyip arkadaşlarını gülmesini sağlarsan.O kız senden etkilerin suratı değişik bir hal alır 1 gün sadece aklında sen olursun

**Kafandaki perukmu?neyse güzel görünüyor
**Saçların ....(aşağıda/yukarıda)  daha güzel olurdu
**Sen bu saç stiline nediyorsun? Tost? (gülümseyin)
**Gözlerinde çapak var .Yoo, ovalama ben gözlerdeki çapakları ço severim
**Ne sevimli...Konuşurken burnun sallanıyor.
**ıhhhh Üstüme tükürdün
**Gözlerini çok fazla kırpıyorsun
**Güzel tırnaklar.Gerçeklermi.Hmm...Neyse güzel görünüyorlar
**O eteği beğendim,bu günlerde çok popüler
**Güezel gözlerin var dokunabilirmiyim
**Ellerin erkeğinkilere benziyor
**Oeteği beğendim.Birkaç dakika önce aynısını bir kızın üstünde gördüm
**Ayakkabıların rahat görünüyor



istemi1016

istemi1016 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Videolar, Klipler, Resimler, Karikatürler >en harika kopya çekme yöntemimiz>
  16.Oca.2010 Cmt 01:41:02
sen dedin diye bulucam  inan bana


istemi1016

istemi1016 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Felsefe, Din, İçsel meseleler >gerçek yaşama gidiş (ölüm)>
  15.Oca.2010 Cum 21:10:07
``mezardakilerin pişman oldukları şeyler için
dünyadakiler birbirlerini yiyorlar!..`` 


-GOETHE-



 Bir
anda uykudan kalktim

çok ilginç bir ışık
gördüm

ama
odanın ışığı kapalıydı


bir baktım saat 3:30 gece 

 facir vakti

peki
gördüğüm bu kadar ışık nerden


-----

birden şaşırıp kaldım baktım ki elimin yarısı duvarın içinde

hemen elimi çıkardım korku içinde oturup elime bakıyordum

tekrar elimi duvara dogru uzattım yine elim duvarın içine giriyordu!!!!!!!!



--

bir gülümseme sesi duydum



Yüzümü kardeşime dogru çevirdim, yatıyordu

korku içinde yatağımdan kalkıp kardeşimi uyandırmaya gittim

ama cevap vermedi

annemin odasına doğru gittim

babamı uyandırmaya çalıştım



birilerinin bana cevap vermesini istiyorum ama kimse cevap vermiyordu



annemi uyandırmak üzereyken, baktım ki annem
uykudan uyandı



uykudan uyandı ama benimle konşmuyordu

---

bismillahirrahmanirrahim diyordu ve tekrarlıyordu



babamı uyandırdı, kalk kalk bir bakalım çocoklara
dedi annem



şimdi zamanımı bırak uyuyayim yarın ola hayrola
dedi babam



ama annemin ısrarı üzerine babam kalkıverdi
şaşkınlık içerisinde beraber odamıza doğru geldiler



---

başladım bağırmaya, anne, baba ama hiç birisi cevap vermiyordu!!!



annemin elbisesini çekiyor beni dinlemesini
istiyordum ama annem beni hissetmiyordu
!!!



başladım annemin arkasından yürümeye ta bizim
odaya kadar




odamıza girdi ve ışıkları açıverdi

ama
benim için fark etmiyordu çünkü benim için her taraf ışıktı




tam o
sırada çok ilginç bir şeyle karşılaştım


---

kendi
vücüdumu
 
gördim!!!



evet kendi vücüdumu



 



oturup kendi kendimi seyredıyordum, iki taneydim



kendi kendime soruyordum kimdir bu acaba?
Nasılda bana benziyor!!!



başladım kendi kendimi uyandırmaya, bu kabustan
kurtulayım diye



ama uyanamadım

---

babam dedi ki bak yatıyorlar işte hadi yerimize gidelim



 



ama annem sakin olamadı ve benim uyuduğum yatağa
doğru gelerek



beni uyandırmaya başladı kalk muhammed kalk bana
cevap ver



ama cevap veremiyordu!!!

 



bir kaç defa uğraştı ama yok. Birden baktım ki
babamın gözlerinden yaşlar dökülüyor



o babam ki şimdiye kadar onun göz yaşlarını
görememiştim



bağırışmalar başladı oracık yerden .. kardeşim
uyandı ve sordu ne oldu?



annem ona bağırarak, abin muhammed olmüş çok acıklı bir
şekilde ağlıyordu




---

bağırmalar
fazlalaştı



anneme giderek, anne ağlama ben burdayım bak
bana!!



ama kimse bana cevap vermiyordu, neden?



oturup bağırmaya başladım, burdayım bakın işte



ama
kimse cevap vermiyordu



başladım bağırmaya ya rabbi, ya rabbi ne olur
beni bu rüyadan ve olduğum durumdan kurtar



---


uzaktan bir ses duydum ve geldikçede yükseliyordu



bu ses allah`u taalenin bir ayeti idi

((andolsun
sen bundan gaflette idin, derhal biz senin perdeni kaldırdık. Bugün artık gözün
keskindir))



birden iki kişi beni tuttular, ama insan
değillerdi



çok
korktum

!!



başladim bağırmaya, bırakın beni, siz kimsiniz? Ne istiyorsunuz?



kabire kadar senin gardiyanlarınız dediler

----

ben ölmedim, daha yaşıyorum dedim



neden beni kabire götürüyorsunuz? bırakın beni!!
Ben hissediyorum, konuşuyorum ve görüyorum, ben ölmedim




bana
gülümseyerek cevap verdiler




dediler ki, ey insanlar sizzler çok ilginç yaratıksınız, sanıyorsunuz ki ölüm
hayatın sonudur ama bilmiyorsunuz ki asıl olan sizin yaşadığınız hayat bir
rüyadan ibaret olup öldüğünüz zaman uyanıyorsunuz.



beni kabire doğru çekiyorlardı hala



 



yoldayken baktım ki benim gibi insanlar ve yanlarında da aynı
o iki yaratıktan var, kimi ağlayor kimi gülüyor ve kimi ise bağırıyordu




onlara
sordum neden böyle yapıyorlar?





dediler ki, bu insanlar şaşkınlık içerisindeler, nereye gittiklerini
biliyorlar, kimisi dalalettedir.. korku içinde sözlerini keserek sordum:



ateşe gidiyorlar mi yani?

evet
dediler

`



konuşmalarına devam ederek, o gülenler ise
cennete gidiyorlar



hemen sordum onlara, peki ben nereye gidecem??



dediler ki, sen bazen iyi gidiyordun, bazende
kötü




bazen tövbe edip ertesi gün günah işliyordun ve izlediğin yol tam olarak belli
değildi



ve hep öyle yitik kalacaksın



sözlerini korku içerisinde keserek sordum:



yani ben ateşemi gidiyorum yoksa?



 



Onlarda, Allahın rahmeti geniştir ve yolculukta
uzundur dediler




---

yüzümü çevirdim korku içerisinde baktım ailem, babam, amcam, kardeşlerim ve
akrabalarım hepsi



Bir sandık içinde beni taşıyorlardı



Onlara kosarak gittim ve onlara dedim ki benim
için dua edin lütfen



Ama kimse bana cevap vermiyordu

kimi
ağlıyordu kimi ise hüzünlüydü



 



Kardeşime giderek, dikkatli ol dünyanın fitnesi
seni kandırmasın



Beni duymasını çok isterdim



O iki melek beni kabirdeki cesedimin üzerine
bağladılar




baktım ki babam toprak atıyor üzerime



Kardeşlerim topak atıyor



Ordaki insanlar hepsi üzerime toprak atıyordu



----

dedim ki, ahh keşke onların yerinde olsaydım Allaha tevbe etseydim



dün sabah namazımı kılsaydım



 



Keşke her gün rabbime dua etseydim



Keşke her gün tevbemi yenileseydim



Keşke kötülüklerden uzak dursaydım



Başladım bağırmaya, ey insanlar dikkatli olun
dünya hayatı sizleri kandırmasın


en
azından birisinin beni duymasını çok isterdim



istemi1016

istemi1016 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >Merak Edilenler >Mutlu Olmanızı Sağlayacak Tek Şey !>
  15.Oca.2010 Cum 19:16:36

         Sadece karşındakinin mi bağışlamasını istiyorsun?... Özür dilediğinde ilk kendini bağışlamış olursun.Özür dilemenin önemini yazmakla bitiremem.1 Kitap çıkabilir bu konuda.Ama inanın ki özür dilemek kendinizi affetmektir.Şevkat duygusunu güçlendirir.İyi bir insan olduğunuzu tetikler ve bu yola devam etmenizi sağlar.Asık suratlarınız yerini gülümsemeye bırakır,gülümsemek te insanları kendinize çekmenizi sağlar.Özür diledikçe acıma duygunuz daha belirginleşir,bencilliğiniz ortadan kalkar.Ama ilk olarak kendimize acıyıp özür dilemeliyiz.Gurumuz sürekli bizi kandırıyor ,tabiiki gurur bizim herşeyimiz fakat aşk ve özür dileme gibi konularda gurur kenara çekilmeli.Siz özür dileyin.Büyüklüğü siz yapın.

         Ayrıca katmak istediğim bir konu var.Eğer sokakta bir kedi veya köpek görürseniz mutlaka onu sevin,pis olduklarını düşünmeyin onların pislikleri sizi öldürmez korkmayın.
        Sevigi tıpkı kas geliştirmek gibi geliştirilir.Evinizdeki masa örtüsünü bir bardağı bile sevebilirsiniz onlar sevginizi geliştiricektir...Sevgisi az olan insan gülme problemi yaşar.Onlardan olmayın...  

Ben herşeyi severim,nedenini bilmiyorum ama güzel kadınları daha çok severim  



istemi1016

istemi1016 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >Oğuz Kağan Destanı>
  13.Oca.2010 Çar 16:33:55


Olsun dediler.
Onun resmi işte budur
Ondan sonrada yine,sevinç,neşe buldular

Yine günlerden bir gün
Aydın oldu gözleri, renklendi ışık doldu,
Ay Kağan`ın o günde, bir erkek oğlu oldu
Gömgök, gök mavisydi, bu oğlanın yüz rengi,
Kıpkızıl ağzıyla, ateş gibiydi benzi
Al al idi gözleri,saçlarıda kapkara,
Perilerden de güzel kaşları var ne kara!
Geldi ana göysüne, aldı emdi sütünü
Pişmemiş etler ister,aş yemek ister oldu.
Etrafdan şarap ister,eğlenmek ister oldu!
Ansızın dile geldi,söyler konuşur oldu.
Kırk gün geçtikten sonra, yürür oynaşır oldu.
Öküz ayağı gibi,idi sanki ayağı,
Kurdun bileği gibi idi sanki bileği
Benzer idi omuzu sanki samurunkine
Göğsü de yakın id koca ayınınkine
Bir insan idi fakat tüylerle dolu idi
Vücudunun her yanı kıllarla dolu idi
Güder at sürüleri tutar atlara biner
Daha bu yaşta iken çıkar avlara gider!
Geceler günler geçti, nice seneler doldu
Oğuzda büyüyerek yahşi bir yiğit oldu.
Bu çağda bu yerde, Bir büyük orman vardı.Oğuz yurdundan içre
Ne nehir, ne ırmaklar, akardı bu orman içre.
Ne çok av hayvanları, ormanda yaşar idi
Ne çok av kuşları da üstünde uçar idi.
Ormanda yaşar idi, çok büyük bir gergedan
Yer idi, yaşatmazdı, ne hayvan nede insan
Basarak sürüleri yer idi hep atları,
Zahmet verir insana alırdı hayatları
Vermedi hiç bir defa insan oğluna aman,
Öyle bir canavar ki, işte böyle çok yaman.
Oğuz Kağan derlerdi ALP bir kişi vardı.
Avlarım gergedanı, diye o yere vardı.
Kargı, kılıç aldı kalkan ile ok ile
Dedi gergedan kendisini yok bile!
Ormanda avlanarak, bir geyiği avladı
Söğüt dalıyla onu bir ağaca bağladı.
Döndü gitti evine, sabah olmadan önce,
Tanın ağarmasıyla geyiğine dönünce,
Anladı ki gergedan geyiği çoktan yuttu
Geyiğn yerine yeni bir ayı tuttu,
Çıkararak belinden hanlık altın kuşağı
Ayıyı astı yine o ağaçtan aşağı,
Yine sabah olmuştu, ağarmıştı artık tan,
Geldi baktı ki ayısını almış gergedan.
Artık bu durum onu can evinden vurmuştu
Ağaca kendi gidip, tam altında durmuştu.
Gergedan geldiğinde Oğuz`u görüp durdu
Oğuz`un kalkanına gerilip bir baş vurdu!
Kargıyla gergedanın başına vurdu Oğuz
Öldürüp gergedanı kurtardı yurdu Oğuz
Keserek kılıcı ile hemen başını aldı
Döndü, gitti evine iline haber saldı.
Yine bir günde gitti, gördü orada bir sungur
Konmuştu gergedanın barsağını yer durur,
Yayıyla bir ok attı,ok sunguru öldürdü,
Kesti başını sonra, kendi kendine dedi,
Gergedan hem geyiği hem de ayıyı yedi,
Öldürdü kargım onu çünkü bu bir demirdi,
Koskoca gergedanı bir küçük sungur yedi,
Ok yay öldürdü onu, çünkü bu bir bakırdı,
Yine günlerden bir gün
Oğuz Kağan Tanrı`ya yakarırken.
Karanlık bastı birde, bir ışık düştü gökten
Öyle bir ışık indi parlak aydan güneşten
Oğuz Kağan yürüdü yakına ışığın
Oturduğunu gördü ortasında bir kızın
Bir ben vardı başında, ateş gibi ışığı
Çok güzel bir kızdı bu sanki Kutup yıldızı
Öyle güzel bir kız ki, gülse gök güle durur!
Kız ağlamak istese, gökte ağlaya durur!
Oğuz kızı görünce, aklı gitti beyninden
Kıza vuruldu birden, kızı sevdi gönülden
Kızla gerdeğe girdi, aldı dilediğinden
Gebe kalmıştı kız, gün geceler dolunca
Gözler aydın oldu, üç oğlancık doğunca
Birinci oğlancığa GÜN adını koydular,
İkinci oğlanaysa, AY adını buldular
YILDIZ olsun üçüncü, diye memnun oldular.
Ava gitmişti bir gün, ormanda Oğuz Kağan
Gölün ortasında bir tek ağaç uzuyordu.
Ağacın kovuğunda bir kız oturuyordu
Gözü gökten daha gök, bu bir Tanrı kızıydı
Irmak dalgası gibi, saçları dalgalıydı
Bir inci idi dişi, ağzında hep parlayan
Kim olsa şöyle derdi, yeryüzünde yaşayan
``Ah! ah! Biz ölüyoruz! Ey vah,biz ölüyoruz
Der,bağırır dururdu
Tıpkı tatlı süt gibi, acı kımız olurdu.
Oğuz kızı görünce, aklı başından gitti
Nedense yüreğine, kordan bir ateş girdi.
Gönülden sevdi kızı, tutup aldı elinden
Kızla gerdeğe girdi, aldı dilediğinden
Birinci oğlancığa,GÖK adını koydular,
İkinci oğlanaysa, DAĞ adını buldular
DENİZ olsun üçüncü, diye memnun oldular.
Oğuz bunu duyunca, ilinde soy soylattı
Toy yaptı,şölen verdi,çok büyük bir toy toylattı
Yarlık verdi iline...
(Sayın Bahaddin Öğel`e göre bu arada eksiklik var)
Emir vedi Oğuz Kağan kendinin iç iline
Toplandı halk sözleşti, koştu onun eline
Oğuz kırk masa ile sıra dizdirmişti,
Türlü şaraplar ile aşlar pişirtmiş idi,
Halk oturdu sofraya, ne kımızlar içtiler
Ne şaraplar içtiler, ne tatlılar yediler,
Toy bitince Oğuz Han, verdi şu buyruğunu:
``Ey benim beylerimle, ilim ey budunu!
Sizlerin başınıza ben oldum artık Kağan,
Elimizden düşmesin ne yayımız ne kalkan!
Damgamız olsun bize, yol gösteren bir buyan!
Alp`ler olsun savaşta, Bozkurt gibi uluyan!
Demir kargılar ile, olsun ilimiz orman
Av yerlerimiz olsun, vahşi at ile kulan
Yurdumuz ırmaklar ile denizler ile dolsun
Gökteki güneş ise yurdun bayrağı olsun
İlimizin çadırı yukardaki gök olsun
Dünya devletim olsun, halkımızda çok olsun``
Ayrıca buyruk yazdı, dört tarafa Oğuz Han,
Bidirdi elçilerle, öğrendi bunu her yan
Oğuz bu bildirisinde, buduna şöyle dedi:
``Mademki Uygurların, benim büyük Kağanı,
O halde sayılırım ben bir dünya Kağanı.
Bana bağlıdır artık, dünyanın her dört yanı,
Bana itaat etmek, sizlerden dileğimdir,
Benim ağzıma bakıp, durmanız isteğimdir.
Bana kim baş eğerse alırım hediyesin,
Dost tutarım onu ben, her zaman bana gelsin!
Kim ki ağzıma bakmaz, baş tutar olur bana
Ordumu çıkarırım, o düşman olur bana
Derim, bir baskın yapıp, ezeyim bastırayım,
Yok edeyim ben onu, ezeyim astırayım,
Yine o çağda idi;
Altun Kağan adında başka bir kağan vardı,
Elçisini gönderip, Oğuz Kağan`a vardı,
En nadir yakutlarla, altın gümüşler sundu,
Mücevherler gönderdi saygı gösterip durdu.
En iyi hediyeyi, sunarak dostluk kıldı,
Baş eğip Oğuz Han hem de mutluluk kıldı.
Urum Kağanı derlerdi, ulu büyük bir kağan
Oğuz`un komşusuydu, sol yanında oturan.
Kentleri çok çok idi sayısız orduları,
Dinlemezdi Oğuz`dan giden buyurtuları,
Gitmez idi ardından, direnir durur idi,
``Sözünü tutmam`` Tutumam diye, söylenir durur idi.
Yarlık gönderdi Oğuz, yarlığın dinlemedi,
Oğuz başına koydu, yok edeyim ben dedi!
Oğuz yola çıkarak bayraklarını açtı,
Muz-Dağ eteklerini, kırk günden sonra aştı,
Çadırları kurup, derin uykuya daldı.
Tan ağarıyordu ki, çadıra ışık daldı
Bir erkek kurt göründü ışıkta soluyarak,
Bir kurt ki gök yeleli! Bir kurt ki gömgök tüylü!
Bakıyordu Oğuz`a ışıkta uluyarak
Döndü bu kurt Oğuz`a, tıpkı bir insan gibi,
Ağzından sözler döktü, tıpkı bir insan gibi
Dedi: ``Ey, Ey Oğuz ey! Bilirim ne dilersin!
``Urum illerinde savaş yapmak istersin!
Ey Oğuz askerlerini ben kendim güdeceğim,
Ordunun en önünde, bende yürüyeceğim``!
Toplattı çadırını, Oğuz duyunca bunu,
Ordusuna gidince, hayretle gördü şunu;
Bir büyük erkek kurt, askere öncü gibi,
Gök tüyü, gök yelesi, yol veren izci gibi,
Yürür durur önlerden,
Nihayet durdu, bir gün neçe sonra günlerden,
Duruverdi, Oğuz`un ordusuda ardından,
Bir nehir vardı burada, İdil-Müren adında,
Savaş başladı birden, nehrin kıyılarında,
Ok ile, kargı ile, Kara Dağ sırtlarında,
Askerler arasında çok çok vuruş oldu,
Halkın gönlü bunaldı, kalplere kaygu doldu,
Bu vuruşma döğüşme öyle yaman oldu ki,
İdil-Müren suyu kıpkızıl kanla doldu.
Oğuz Kağan başardı, Urum Kağan da kaçtı,
Kağanlığını aldı, halkı iline kattı.
Oğuz Kağan`ın Otağı ganimetlerle doldu,
Ölü diri ne varsa onun tutsağı oldu.
Uruz adlı kardeşi vardı, Urum kağan`ın,
Uruz beyin oğluda kurtarı verdi canını,
Uruz bey göndermişti, oğlunu bir şehire,
Dağ başında kurulmuş, gizlenmiş bir şehire,
Uruz beg dedi ona: ``Kenti korumak gerek``
``Vuruş bitinceye dek, şehri saklamak gerek,``
Vuruş bittikten sonra, halkını al gel! `` dedi,
Oğuz bunu duyunca ne yedi, ne de içti.
Oğuz aldı ordusun, hemen bu şehre yetti,
Uruz beyin oğlundan Oğuz`a elçi gitti,
Çok çok altın gümüşle, hediye inci geldi
Dedi: ``Ey Oğuz Kağan! Sen benim kağanımsın,
Bamam bu kenti verdi dedi: Sen benin oğlanımsın!
``Sakla bu kenti bana, bunu korumak gerek,
Vuruş bitinceye dek şehri saklamak gerek!
Savaştan sonra kentini al emrine bana gel!``
Bu Uruz beyin oğlu sözüne devam etti:
``Düşmanı ise eğer Oğuz Kağan `ın babam,
Beni hiç suçlamayın, suçluysa eğer atam,
Ben seninleyim her an, emrine bağlanmışam,
Emrini emir bilip, sana bel bağlamışam!
Kutumuz olsun sizin, kutlu devletinizin,
Soyumuzdandaır bizim, tohumu neslimizin,
Tanrı buyurmuş size, yeryüzünü al diye,
Başımla kutumu da, veriyorum al diye
Hediyeler gönderip vergimi sunacağım,
Dostluktan çıkmayacak, karşında duracağım!
Bu yiğidin hoş sözü Oğuzu sevindirdi.
Uruz beyin oğluna, gülerek yarlık verdi.
Dedi: ``Bana çok altın, çok hediye sunmuşsun,
Şehri kentide çok iyi korumuşsun.
Kentini saklayarak, iyi korudun diye
SAKLAP adını verdim, sana ad olsun diye,``
Dostluk kıldı Oğuz Kağan, Sonra ordusun aldı,
İdil nehrine gelip kıyılarında kaldı,
İdil denen bu ırmak, çok çok büyük bir suydu
Oğuz baktı bir suya, birde beylere sordu;
``Bu idil suylarını nasıl geçeceğiz biz?``
Orduda bir bey vardı, Oğuz han`a çöktü diz.
Uluğ ordu bey derler, çok akıllı bir erdi
Bu yönde Oğuz Kağan`a yerinde akıl verdi,
Baktı ki yerde bu Beg, çok ağaç var çok da dal
Kesti biçti dalları, yaptı kendine bir sal,
Ağaç sala yatarak, geçti İdil nehrini
Çok sevindi Oğuz Kağan, buyurdu şu emrini:
``Kalıver sen burada oluver bir sancak Beg
Ben dedim öyle olsun, densin sana ``KIPÇAK BEĞ``
Oğuz, orduya geldi, yol erlere göründü,
Yürmeye başlarken Kurt onlara göründü.
Bir Kurt ki erkek bir kurt!
GÖK TÜYLÜ, GÖK YELELİ!
Bu Kurt döndü Oğuz`a, bakmadan sağa sola,
Dedi: ``Ey Oğuz! şimdi ordunu çıkar yola,
Halkını, beylerini, atlandır çıkar yola,
Baş çekip göstereyim, doğru yol nerede ola,
Oğuz Kağan baktı ki erkek kurt önde gider
Ordunun öncüleri Boz Kurdu gözler gider.
Oğuz bunu görünce ne çok sevinmiş idi.
Alaca aygırına severek binmiş idi,
Apalaca aygırını Oğuz severdi özden.
Ama at dağa kaçtı, kayboldu birden gözden,
Bu dağ buzlarla kaplı, çok büyük bir dağ idi.
Soğuğun şiddetinden başı da ap ağ idi.
Çok cesur, çok Alp bir beğ ordu içinde vardı
Ne Tanrı, ne şeytandan, korku içinde vardı,
Ne yorgunluk, ne soğuk, erişmez idi ona,
O beg dağlara girdi, dokuz gün erdi sona,
Aygırı yakaladı, memnun etti Oğuz`u
Atamadı üstünden dağlardaki soğuğu
Olmuştu kardan adam, kar ile sarılmıştı,
Oğuz onu görünce, gülerek katılmıştı,
Dedi: ``Baş ol Beğlere, sende artık burada kal,
Sana `Karluk` diyelim, ölmeyen adını al!``
Çok mücevher ile hediye verdi ona,
Soyurgadı Karluk`u, devam etti yoluna
Oğuz yolda giderken ağzında kaldı eli,
Çok büyük bir ev gördü, gümüşten pencereli,
Duvarları altından, demirdendi çatısı,
Anahtarı da yoktu, kapalı idi kapısı,
Tömürdü Kagul adlı bir er arana durdu,
Becerikli bir er idi, Oğuz ona buyurdu,
``Sen burada kalacaksın, kapıyı açacaksın,
Eve girdikten sonra orduma varacaksın,``
Bu ere de Oğuz Kağan, dediği için ``Kal aç!``
Böyle uygun gördü, adına dedi ``KALAÇ``
Yine günlerden bir gün;
Gök tüylü, gök yeleli, Bozkurt kaybolmuş idi,
Oğuz bunu görünce o yerde durmuş idi,
Anladı ki, bu yerde otağı kurmak gerek
Tarlasız çorak yerde, düşmanı vurmak gerek.
Çürcet adlı bu ilin, çok büyük otlakları,
Çok malı, çok sığırı, vardı pek çok atları,
Çok altın, çok gümüşler, vardı Çürcet Kağan`da,
Sayısız mücevherler, bulunurdu hep onda,
Çürcet Kağan`ı aldı, halkıyla ordusunu,
Geldi karşılamağa, Oğuz Kağan ulusunu
(Eksik)
Ok ile kılıç ile, döktü düşman kanını
Baş geldi Oğuz Kağan, bastı Çürcet Hanı`nı,
Oğuz öldürdü onu, kesti hemen başını,
Böldü ganimetlerini,tabi kıldı halkını
Oğuz`un askerleri, halkıyle mahiyeti
Aldılar, topladılar, sayısız ganimeti.
Az geldi atlar ile, öküz katırları
Yüklemeye taşımaya savaşda alınmışları,
Oğuz`da bir er vardı, akıllı tecrübeli,
Barmaklığ Çoşun Billiğ, yatkındı işe eli,
Yapıp koydu içine, bir kağnı arabası,
Savaşta ne alınmışsa, Oğuz`un bu ustası.
Kağnıyı çekmek için canlı öne koşuldu,
Cansız ganimetler de üzerine konuldu,
Oğuz`un begleri ile halkı şaşırdı buna,
Onlarda kağnı yaptı benzeterekten ona,
Kağnılar yürür iken, derlerdi ``Kanga, Kanga!``
Bunun içinde dendi bu halka artık KANGA
Oğuz bunu görünce, güldü kahkaha ile,
Dedi:``Cansızı çeksin, canlılar kanga ile!
Adın Kangalug (Kanglı) olsun, belgenizde araba (Kağnı)``
Bıraktı onları da gitti başka tarafa,
Gök tüylü, gök yeleli göründü kutsal Bozkurt,
Hin,(Sindu), Tangut, illeri de oldu Oğuz`a bir yurt
Oğuz yürüyüp gitti, Suriye (Şagam) nın yoluna,
Baş kesti savaş yaptı, kattı kendi yurduna.
Söz dışında kalmasın, bilsin bunu da herkes
Güneyde, Barkan adlı, bir il vardı bu kez,
Oğuz`da bir er vardı, akıllı tecrübeli,
Vahşi hayvan yurduydu, havası sıcak idi,
Mücevher gümüşü çok altını da paradır,
Halkın yüzünün rengi, Tanrı`dan kapkaradır,
Bu yerin kağanının adına derler Masar,
Oraya giden Oğuz, yaman vuruşur basar,
Savaşı kazanınca, Masar kağan da kaçar.
Alıp onun yurdunu kendi yurduna katar.
Sayısız at mal alır, dostları hep sevinir,
Döner evine gider düşmanları yerinir,
Söz dışında kalmasın, bilsin herkes bu işi,
Oğuz Kağan`ın yanında vardı bir koca kişi
Sakalı ak saçı boz, çok uzun tecrübeli
Asil bir insan idi akıllı düşünceli,
Ünvanı, Tüşümel idi, yani kağan veziri,
Uluğ Türük (Türk) Oğuz! un seçme eri,
Altundan bir yay gördü uyur iken uykuda
Yayın bulunuyordu üç gümüşten oku da
Ta doğudan batıya; altın yay uzamıştı,
Üç gümüş ok kuzeye sanki kanatlanmıştı.
Anlatdı Oğuz Kağan`a uyanınca uykudan,
Rüyayı tabir etti içindeki duygudan
Dedi: ``Bu düşüm sana, dirlik, düzenlik versin
Kağanıma inşallah, birlik güvenlik versin!
Rüyada ne gördüysem, Gök Tanrının sözüyle,
Seni de öyle yapsın , Tanrı kutsal özüyle
Yer yüzünün ki hepsi, dolup taşar boyuna
Tanrım bağışlayıver Oğuz Kağan soyuna!``
Oğuz Kağan çok beğendi, Uluğ Türük`ün (Türk) sözünü,
Öğüt ver dedi bana, tuttu onun öğüdün.
Sabah olunca gördü kendinden büyükleri
Çağırtarak getirdi kendinden küçükleri
Dedi: ``Hey! gönlüm benim, avlansana haydi der,
Başa geldi ihtiyarlık, cesaret, in hani? der,
Gün, Ay ve Yıldız sizler, gidin gün doğusuna
Gök, Dağ ve Deniz siz de gidin gün batısına``
Oğuz Kağan oğulları, bunu hemen duyunca,
Gitti üçü doğuya, üçü de batı boyunca.
Av avlayıp, kuşlanan, Gün, ile Yıldız ve Ay,
Buldular yolda birden, som altından tam bir yay.
Sundular Oğuz Kağan`a, Kağan sevindi hem güldü,
Aldı ve altın yayı kırarak üç böldü.
Dedi: ``Ey! Oğullarım kullanın bir yay gibi,
Oklarınız erişsin, göğe değin bu yay gibi!``
Av avlanıp, kuşlanan, Dağ ile Deniz ve Gök,
Buldular yolda birden, gümüşten tam üç ok,
Sundular Oğuz Kağan`a, Han sevindi, hem güldü
Aldı üç gümüş oku kırarak üçe böldü,
Dedi: ``Ey! Oğullarım, sizlerin olsun bu ok,
Yay atmıştı onları, olun sizde birer ok,
Bunu diyen Oğuz Kağan, çağırdı kurultayı,
Bey geldi, halkı geldi, selam verdi otağa
Herkes geldi oturdu, Oğuz Kağan büyük otağa
(Eksik)
Oğuz Kağan, kendi büyük otağına
(Eksik)
Kırk kulaçlık bir direk, sağa dikip sağladı,
Direğin üzerine altın bir tavuk koyup,
Direğin altına da bir ak koyun bağladı,
Kırk kulaç, bir direk de, sola dikip solladı,
Direğin üzerine, gümüş bir tavuk koyup
Direğin altınada bir kara koyun bağladı.
Sağ yanında Bozoklar, Sol yanında Üçoklar,
Oturup eğlendiler kırk gün kırk geceden çok,
Yediler hem içtiler, erip muratlarına,
Oğuz böldü yurdunu, verdi evlatlarına
Dedi: ``Ey! Oğullarım,
Ne vuruşmalar gördüm, ne çok sınırlar aştım,
Ben ne kargılar ile, ne okları fırlattım,
Ne çok atla yürüdüm, ne düşmanlar ağlattım,
Nice dostlar güldürdüm,
Ben ödedim çok şükür,
Borcumu gök Tanrıya
Veriyorum artık ben, sizin olsun bu yurdum.``



istemi1016

istemi1016 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >Merak Edilenler >En sevdiğiniz dua hangisi>
  12.Oca.2010 Sal 21:03:36

İlk ben söölim
Allahım Sen büyüksün bir çuval altın ver Ya Rabbii

 

 

 

 

 




istemi1016

istemi1016 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> İlanlar Duyurular >Arıyorum >ram bellek>
  12.Oca.2010 Sal 16:44:57
1 gb ddr2 ram im var ayrıca pentium 4 işlemcim var.Alıcı varsa göndeririz


istemi1016

istemi1016 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >Geçmişin en tehlikelilerinden>
  11.Oca.2010 Pzt 18:43:41
       Arkadaşlar Hasan Sabbahı duyanınız vardır belki,bilmiyorum ama ben anlatayım siz de okuyun.
Hasan Sabbah,aleviydi sonra ateist oldu.Düşüncesi şuydu "Eğer allah varsa beni durdurur" .Ve din yoluyla çok sayıda insan kandırıp  intihar saldırıları gerçekleştirdi.
İlk olarak evliya olduğunu söyledi,sonra peygamberliğe terfî etti.Peygamberliğini kanıtlamak için  İnsanlara dünyada cenneti vaad etti.Alamut kalesini cennete dönüştürdü hesapta süsledi püsledi uzak doğudan havai fişekler getirtti oraya güzel kadınlar koydu. ("Alamut Kalesi" Bu romanı da okuyun)
       Sonra intihar saldırısını yaptıracağı kişinin suyuna haşhaş koyup onu kendince geliştirdiği cennete götürdü,tabi intihar saldırısı yapıcak kişide kafa 1 milyon ya adam sabah haşhaşın etkisi geçtip ayıldığında "Ben cenneti gördün" deyip inanıyodu.Hasan Sabbah da "Ne de olsa cennete gidiceksin.Gideceğin yeri gördün hadi bakalım" deyip intiharcı kişiyi gönderiyodu.
      Hasan Sabbaha o kadar güçlü inanmışlardı ki şuradan atla dese hiç tereddütsüz atlıyorlardı.Cenneti görüyorlarya hesapta Cennete gideceğini sanıyorlar ve her dediğini yapıyorlardı.Hasan Sabbah çok  sayıda devlet büyüğüne suikast düzenlşemiş olup çok ta peşinden koşturmuştur.Selçuklu devlet Hasan Sabbahı yakalamak için elinden geleni yaptı ama İnanırmısınız bilmem ama Hasan Sabbah eceliyle öldü...
Ölürülemedi 
☺ Bu alemde bir Hasan Sabbah birde Adolf Hitler☻


istemi1016

istemi1016 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Videolar, Klipler, Resimler, Karikatürler >Trabzon Yaylaları Görüntüler>
  10.Oca.2010 Pzr 17:20:26
HAYAT BENİ 61 KENARA
<<1234567 891011121314151617...23>>