ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
sohbet, okey, tavla, chat
27 Nisan 2024, Cumartesi 01:23   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  manolya41> Forum Mesajları
    manolya41'e ait Toplam 9827 Forum Mesajı var
<<12 3456789101112...100...200...300...400...500...600...700...800...900...983>>


manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >KADINA ŞİDDET UYGULAYAN ERKEĞE NE DENİR?>
  28.Kas.2014 Cum 23:38:36
KADINA  ŞİDDET UYGULAYAN  ERKEĞE   NE  DENİR ?


manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >Hangi Padişah Nereye Gömüldü?>
  21.Kas.2014 Cum 23:56:45









































































Süleyman Şah-Naaşı Caber denilen yere defnedilir.
Halen Suriyesınırları içinde bulunan bu mezarın olduğu yere,
Caber Türk Kalesi denilmekte olup, anlaşma gereği,
Türk Bayrağı ile süslüdür.


manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >xxxx yıldız ajanlıga talibimxxxx>
  21.Kas.2014 Cum 23:35:18
·ILEDEBOURBON· :

 

 

  Sizlerin destegiyle yıldız ajanlıga talibim, kim bu görevi verecekse baştan belirteyim, boyum 182 kilom 78,
Üstün zekayım, alt zeka ile alay ederim, kumralım, yakışıklıyım, takipçi sayım rekor düzeyde, devamlı takip edilirim, tek kusurum geceleri alemlere akarım

 

 

 

[Resim: 5469e3dd.gif][Resim: 5469e3dd.gif][Resim: 5469e3dd.gif][Resim: 5469e3dd.gif][Resim: 5469e3dd.gif]



[Resim: 5469e3dd.gif][Resim: 5469e3dd.gif][Resim: 5469e3dd.gif][Resim: 5469e3dd.gif][Resim: 5469e3dd.gif]





 

 

 

[Resim: 5469e3dd.gif][Resim: 5469e3dd.gif][Resim: 5469e3dd.gif][Resim: 5469e3dd.gif][Resim: 5469e3dd.gif]




[Resim: 5469e3dd.gif][Resim: 5469e3dd.gif][Resim: 5469e3dd.gif][Resim: 5469e3dd.gif][Resim: 5469e3dd.gif]




 

 

 

 

 

 



manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >Atatürk ü Son Gören Kadın>
  21.Kas.2014 Cum 23:15:41

61 yıl sonra <BR>ortaya çıktı

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Atatürk’ün naaşının Etnografya Müzesi’nden Anıtkabir’e taşınmasında teknik sorumlu olan Cafer Tanyeri, belki de hayatının en önemli 6 gününü kendi el yazısıyla kaleme aldığı 11 sayfalık notta anlattı. 61 yıl sonra ortaya çıkan bu notlara göre, Atatürk’ün yüzünü son gören 6 kişi içinde sürpriz bir kişi de vardı: Kefenleme sırasında sütunların arasından çıkan ve imamın “Namahremdir” sözlerine aldırmayan bir Türk kadını...

1953’ün 4 Kasım’ı... Günlerden çarşamba... Atatürk’ün naaşının bulunduğu Etnografya Müzesi’ndeki hareketlilik sabah 08.00’de başlıyor. Naaşı çıkarma işinden sorumlu Ankara Erkek Teknik Yüksek Öğretmen Okulu ile Yapı Enstitüsü öğretmen ve öğrencilerinin önünde, eski Millet Meclisi Başkanı Abdülhalik Renda, eski Katib-i Umumi (Cumhurbaşkanlığı Genel Katibi) Kemal Gedeleç’e soruyor: “Protokolü imza eden, eskilerden, kimler var?”
“Galiba sizinle ben” diyor Gedeleç ve devam ediyor: “Şükrü (Saraçoğlu) hasta imiş, Refik (Saydam) gitti (öldü), Fevzi Çakmak gitti, Nevzat Tandoğan gitti, Celal (Ata’nın yaverlerinden) gitti. Dediğim gibi ikimiz kaldık. Protokolü ikimiz imza edeceğiz.”
Bu konuşmayı uzun bir sessizlik takip ediyor. 15 sene içinde bu kadar çok arkadaştan ayrılmanın meydana getirdiği üzücü bir sessizlik. Saat 09.30. Önde Meclis Başkanı Refik Koraltan ile Başbakan Adnan Menderes, hemen arkalarında Genelkurmay Başkanı Nuri Yamut ile Renda, onların arkasında sırayla eski ve yeni Katib-i Umumiler, Ankara Valisi Kemal Aygün ve Belediye Reisi Atıf Benderlioğlu. Ağır ağır merdivenleri çıkarak muvakkat kabre doğru ilerliyorlar. Bir dakikalık saygı duruşu yapılıyor. Herkesin yüzünde büyük bir heyecan. Benderlioğlu, Menderes’e yaklaşıp izin istiyor ve ekip başına işareti veriyor: “Açınız.”

 

430 KİLOGRAMIN SIRRI

Beyaz mermerler yavaş yavaş kaldırılıyor. Bütün bakışlar derinliği 120 santimetre kadar olan bir çukur ve bu çukurun üstündeki kızıl renkli toprak tabakasına çevriliyor. Lahidin yan duvarları sökülüyor. Mermerler duvara öyle kaynamış ki. Balyozla parçalanan beton duvarın demir armatürü ancak oksijen kaynağı ile kesiliyor. Sıra toprağın alınmasında. Kalınlığı 40 santimetre olan toprak, evvelce hazırlanan torbalara dolduruluyor ve müzenin yan odalarına taşınıyor. Anıtkabir’e konulacak. Toprağın altında çok paslanmış, sactan üç kapak görünüyor. Demir bir şasi üstüne konmuş ve kaynak yapılmış kapaklar büyük bir titizlikle oksijenle kesiliyor ve dışarı çıkarılıyor. İşte Ata’nın tabutu...
Çevrede sanki kimse nefes almıyor! Sadece bir kenarda oturmuş yaşlı gözlerle çalışmaları izleyen, Ata’nın kardeşi Makbule Atadan’ın hıçkırıkları duyuluyor.  Tabut üstündeki atlas bayrak iyice yapışmış, köşeleri siyaha dönüşmüş ve rutubetten çürümeye yüz tutmuş... Herkeste bir an önce Ata’yı görme arzusu...
Birkaç öğrenci, oldukça geniş olan çukura iniyor. Bir demir şasi üzerine oturtulmuş tabutu yukarıya çekmek için şasinin dört ucundaki halkalara caraskalın kancaları takılıyor. Ve tabut ağır ağır yukarıya çekiliyor...
Bütün eller Ata’ya uzanıyor. Tabut oldukça ağır. Kulaktan kulağa 430 kilogram lafı dolaşıyor. Yorumlar anlamlı: Ata’nın kişiliğinin ağırlığı...

 

HERKES AĞLIYOR

Atlas bayrak yırtılmasın diye yavaş yavaş üzerinden çekiliyor. Altından yeşilimsi bir küf tabakası ile örtülü sanduka çıkıyor. Küfler temizlenmek üzereyken Makbule Hanım ayağa kalkıyor, sendeleyerek tabuta kapanıyor ancak kendisinin duyabileceği sözlerle tabuta sarılmaya, öpmeye başlıyor ve hıçkıra hıçkıra ağlıyor. Saatlerdir gergin olan sinirler bir anda boşalıyor. Devlet büyükleri de gözyaşlarını tutamıyor. Gizlemek için arkalarını dönseler de mendillerinin ıslak uçları kendilerini ele veriyor.
Başbakan Adnan Menderes, çok yorgun ve bitkin görünen Makbule Atadan’ın koluna giriyor ve birlikte kapıya doğru yürüyorlar.

ATLAS BAYRAK VE ÇİÇEKLER

Cafer Tanyeri o dönem naaşı çıkarma işinden sorumlu Erkek Teknik Yüksek Öğretmen Okulu’nda hoca. Protokol müzeden ayrıldıktan sonra sıra Tanyeri ve ekibine geliyor. Zaman dar, bütün işlerin o gün tamamlanması lazım, zira ertesi gün katafalk halkın ziyaretine açılacak. Ekip elini çabuk tutuyor. Tabutun rutubetten çatlayan veya aralanan tahtaları onarılıyor, cila ve vernik sürülüyor. Limon küfü rengindeki okside olmuş kulplar silinip keçelerle parlatılıyor. Boş mezarın üstüne ağaçtan bir podyum yapılıyor, tabut da onun üzerine konuluyor. Üzeri de Kız Teknik Yüksek Öğretmen Okulu öğretmen ve öğrencilerinin özel olarak işledikleri yeni bir atlas bayrakla örtülüyor. Ve Tanyeri’nin çizdiği projeye göre çiçeklerle donatılıyor.

TABUT İÇİNDE TABUT

Sonraki gün... Ata’nın tabutu açılacak. Ata’nın vefatından sonra tahnit işiyle uğraşan doktor, asistan ve hazırladıkları rapor aranıyor. Doktor ölmüş fakat Ankara’da yaşayan asistanı Münevver Hanım bulunup getiriliyor ve protokolün yanına oturtuluyor. İçeride çok az kişi var. Tam bir sessizlik hâkim. Tabutun kapağı yavaş yavaş kaldırılıyor. O da ne? Tabutun içinde kurşuni renkte bir başka tabut var. Çinkodan yapılan bu ikinci tabut, tahta tabutun içine kenarlarından bir parmak aralıkta oturtulmuş. Herkeste, şimdi ne olacak kaygısı... Okul öğretmenlerinden Sami Sert, elinde sac kesme makasıyla verilecek emri bekliyor. Protokolden biri kulağına bir şeyler fısıldıyor. Sami Bey elindeki makası bırakıp bir matkap alıyor ve çinko tabutun her yanında birer küçük delik açıyor ve içini kokluyor. Yüzündeki ifadeden naaşın bozulmadığı anlaşılıyor. Bu sefer makasın ucunu yaklaşık 2 milimetre kalınlığında olan levhaya daldırarak baş taraftan ayak ucuna doğru kesmeye başlıyor. Levhanın üç boyutu kesildikten sonra bir yana yatırılıyor, aynı anda havayı etere benzer çok keskin bir ilaç kokusu kaplıyor. . En üstteki çürümeye yüz tutmuş iki kontraplak parçası kaldırılınca altından çok dikkatlice sıkıştırılmış ince testere talaşından oluşmuş bir tabaka çıkıyor. Ata hâlâ görünürde yok! Talaşlar yumuşak fırçalarla temizlenince Atatürk meydana çıkmaya başlıyor. Evvela burnu, alnı, yanakları ve çenesi... Sessizliği her an kalp krizi geçirecekmiş gibi renk değiştiren Münevver Hanım’ın çığlığı bozuyor. Bir anda yerinden fırlayan Münevver Hanım, Ata’nın meydana çıkan yüzüne kapanarak ağlıyor. 15 yıl önce toprağa verilen Atatürk mışıl mışıl uyuyormuş gibi duruyor. İşlemler geç saatlere kadar sürüyor. Ata yeni yapılan tabuta yerleştiriliyor.

SON BİR KEZ GÖREYİM

Ve büyük gün geliyor. Cafer Tanyeri yanında öğretmen arkadaşı Ömer Er olduğu halde önce evinden imamı alıyor. Ardından Numune Hastanesi’nden iki yardımcı ile birlikte müzenin yolunu tutuyor. Müze girişindeki birinci hole iki masa konuluyor. Atatürk tabuttan çıkarılıp diğer masaya konuluyor. İmam kefenleme işini bitirmeden önce o an görevli 5 kişi Atatürk’ün yüzünü son kez görmek için açıyor. İmam, iki yardımcısı ve iki öğretmen gözyaşlarıyla Ata’yı seyrederken sütunların arasından bir kadın geliyor:  “Ben de görmek istiyorum, ne olur; son bir kez göreyim, ne olur?” diyerek ekibin arasına giriyor. İmamın “Olmaz, namahremdir” sözleri duyulmuyor bile. Ve Atatürk’ün yüzü ebediyete kadar örtülüyor.

 

Çalışanlardan biri miydi

PEKİ Atatürk’ün son gördüğü 6 kişi içindeki o Türk kadını kimdi? Cafer Tanyeri notlarında bu anı “Ne büyük rastlantıdır ki Atatürk’ün son gördüğü 6 kişi içinde onun çok değer verdiği bir de Türk kadını vardı” sözleriyle anlatıyor. İsim vermiyor. Oğlu Yücel Tanyeri şu yorumda bulunuyor: “Herhalde orada çalışanlardan biri, müstahdem bile olabilir yani. O cesareti kendinde bulup atıldığına göre ortaya... Önemli birisi olsaydı babam zaten zikrederdi onu.” Bazı kaynaklarda müzede asistan olan Halide İntepe’nin de Atatürk’ü son görenler arasında olduğu yazıyor. İntepe bir röportajında şunları söylüyor: “Tabut kapanmadan en son gittim baktım. Başı yana doğru eğikti. Yüzü hiç bozulmamıştı. Azıcık sakalları çıkmıştı. Hani insan hasret giderek ölürse, gözleri aralık kalırmış ya, öyle aralıktı gözleri... Ama bir ölü yüzü yoktu. Uyuyor gibiydi...”

 



manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >Anime karakterlerle öyle pozlar verdi ki>
  20.Kas.2014 Per 22:59:25

japon animeleri

 

Japon anime fanalarının birçoğunun hayali o gerçek dışı dünyaya girmek. İşte 3 boyutlu görsellerle gerçek dünyadan ayrılamayan çizimler...

 

 

japon animeleri

 

 

japon animeleri

 

 

japon animeleri

 

japon animeleri

 

 

japon animeleri

japon animeleri

 

 

japon animeleri

 

 

Anime karakterlerle öyle pozlar verdi ki

 

 

Anime karakterlerle öyle pozlar verdi ki

 

Anime karakterlerle öyle pozlar verdi ki

 

Anime karakterlerle öyle pozlar verdi ki

 

 

Anime karakterlerle öyle pozlar verdi ki

 

Anime karakterlerle öyle pozlar verdi ki

 

Anime karakterlerle öyle pozlar verdi ki

 

 

Anime karakterlerle öyle pozlar verdi ki

 

Anime karakterlerle öyle pozlar verdi ki

 

Anime karakterlerle öyle pozlar verdi ki

 

 

 

 

 

 

 

 



manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Videolar, Klipler, Resimler, Karikatürler >Birbirinden komik Canan Karatay capsleri>
  20.Kas.2014 Per 22:45:22

Birbirinden komik Canan Karatay capsleri

 

Birbirinden komik Canan Karatay capsleri

 

Birbirinden komik Canan Karatay capsleri

 

Birbirinden komik Canan Karatay capsleri

 

Birbirinden komik Canan Karatay capsleri

 

Birbirinden komik Canan Karatay capsleri

 

 

Birbirinden komik Canan Karatay capsleri

 

Birbirinden komik Canan Karatay capsleri

 

Birbirinden komik Canan Karatay capsleri

 

 

Birbirinden komik Canan Karatay capsleri

 

 

Birbirinden komik Canan Karatay capsleri

 

 

Birbirinden komik Canan Karatay capsleri

 

Birbirinden komik Canan Karatay capsleri

 

Birbirinden komik Canan Karatay capsleri

 

Birbirinden komik Canan Karatay capsleri

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 



manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Videolar, Klipler, Resimler, Karikatürler >Mahmut Tuncer capsleri...>
  20.Kas.2014 Per 22:35:39

Mahmut Tuncer capsleri...

 

Mahmut Tuncer capsleri...

Mahmut Tuncer capsleri...

 

 

Mahmut Tuncer capsleri...

 

Mahmut Tuncer capsleri...

 

Mahmut Tuncer capsleri...

 

Mahmut Tuncer capsleri...

 

Mahmut Tuncer capsleri...

 

Mahmut Tuncer capsleri...

 

 

Mahmut Tuncer capsleri...

 

Mahmut Tuncer capsleri...

 

Mahmut Tuncer capsleri...

 

Mahmut Tuncer capsleri...

 

Mahmut Tuncer capsleri...

 

Mahmut Tuncer capsleri...

Mahmut Tuncer capsleri...

 

Mahmut Tuncer capsleri...

 

Mahmut Tuncer capsleri...

 

Mahmut Tuncer capsleri...

 

Mahmut Tuncer capsleri...

Mahmut Tuncer capsleri...

Mahmut Tuncer capsleri...

 

Mahmut Tuncer capsleri...

 

Mahmut Tuncer capsleri...

 

Mahmut Tuncer capsleri...

 

Mahmut Tuncer capsleri...

 

Mahmut Tuncer capsleri...

 

 

Mahmut Tuncer capsleri...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 



manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >Ünlülerin ölmeden önce yedikleri yemek>
  20.Kas.2014 Per 22:22:29

Ünlülerin ölmeden önce yedikleri yemek

Türk tarihinin en önemli karakterlerinden bir tanesi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk’ün son olarak ne yediği tam olarak bilinmemekle birlikte son isteğinin enginar yemeği olduğu biliniyor.

 

Ünlülerin ölmeden önce yedikleri yemek

 

Tarihin bilinen en büyük sivil direnişini gerçekleştiren ve barış sembolü olarak bilinen Gandi, 78 yaşında vefat etmeden önce haşlanmış sebze ve portakal yemiş, bir bardak da keçi sütü içmiş.

 

Ünlülerin ölmeden önce yedikleri yemek

 

The Blues Brothers ile hafızalara kazınan ve güçlü mimikleri ile unutmamıza imkan vermeyen John Belushi, 5 Mayıs 1982’de son olarak şifa niyetine mercimek çorbası içmiş.

 

Ünlülerin ölmeden önce yedikleri yemek

Afro-Amerikan Hareket’in baş savunucularından bir tanesi olan ve “I have a dream!” sözü ile akıllarda kalan Martin Luther King, kurban gittiği suikast öncesinde mısır ekmeği ve kızartılmış tavuk yemiş

Ünlülerin ölmeden önce yedikleri yemek

 

Amerika Birleşik Devletleri`nin 16. Başkanı, 5 Dolar’ın üzerinden bizlere gülümseyen Abraham Lincoln, 1865 yılında hayata gözlerini yummadan önce kestane ile doldurulmuş ördek yemiş.

 

Ünlülerin ölmeden önce yedikleri yemek

 

Theodore Roosevelt’ten sonra göreve en genç yaşta başlayan başkan olan ve başkanlık koltuğunu devraldıktan 2 yıl sonra bir suikast sonucu öldürülen Kennedy’nin son öğünü kızarmış ekmek, marmelat ve yumurta olmuş.

 

Ünlülerin ölmeden önce yedikleri yemek

 

Dünya tarihindeki en etkili kişilerden bir tanesi olarak görülen, Roma İmparatorluğu’nun kurucu ve “Sen de mi Brütüs?” sorusu ile geyik yapılmasına neden olan Caesar, haşlanmış kuzu yiyerek tarihteki görevini bitirmiş.

 

Ünlülerin ölmeden önce yedikleri yemek

 

8. Napoléon Bonaparte

Ünlü Fransız Devrimi’nin siyasi lideri, Fransa İmparatoru ve İtalya Kralı gibi binbir başarıya sahip Napoleon Bonaparte, 1821 yılında son olarak ızgara domates ve sarımsaklı ekmek yemiş.

 

Ünlülerin ölmeden önce yedikleri yemek

 

9. Kleopatra

İsmi efsanelere konu olmuş, güzel miydi çirkin miydi konusunda açık oturumların yapıldığı Kleopatra, ölümünden önce humus ve incir yediği söyleniyor.

 

 

 

Ünlülerin ölmeden önce yedikleri yemek

 

10. Büyük İskender

Savaş tanrıları arasında yerini alması gereken Büyük İskender, uzun ve içkili bir eğlencenin ardından hastalanmış ve 10 gün sonra da vefat etmiş. Ölmeden önceki son yemeği ise ballı incir olmuş.

 

Ünlülerin ölmeden önce yedikleri yemek

 

11. Leonidas

Hafızalarda Gerard Butler ile birleşen ve savaşma yetenekleri ile göz dolduran Sparta İmparatoru Leonidas milattan önce 480 yılında jübilesini yapmadan önce savaşçılara layık bir yemek olan tavşan çevirme yemiş.

 

Ünlülerin ölmeden önce yedikleri yemek

12. Frank Sinatra

Her ülkeden, her yaştan insanın şarkılarını duyduğu zaman eşlik edebildiği Sinatra, 1998 yılında geçirdiği kalp krizinden önce son olarak peynirli tost yemiş.

Ünlülerin ölmeden önce yedikleri yemek

 

13. John Lennon

Gelmiş geçmiş en iyi müzik grubu ünvanının sahibi The Beatles’ın kurucularından olan John Lennon, son yemeğinde biftekli sandviç tercih etmiş.

 

Ünlülerin ölmeden önce yedikleri yemek

 

 

14. Marilyn Monroe

Ailemizin büyük fertlerinin hayallerini ve duvarlarını süsleyen Marilyn Monroe hayata gözünü kapamadan önce mantar ve köfte yemiş.

 

Ünlülerin ölmeden önce yedikleri yemek

 

15. Prenses Diana

Tarihin en bilinen ve sansasyonel prensesi olarak görülen Diana, 31 Ağustos 1997’de dünyanın pek çok noktasından sevenlerini yasa boğmuştu. Geçirdiği trafik kazası öncesinde son yemeği ise omlet ve balık olmuş.

 

Ünlülerin ölmeden önce yedikleri yemek

 

16. Michael Jackson

6 yaşındayken Jackson 5 ile müzik hayatına giriş yapan, Pop’un Kralı sıfatının dahi yetersiz kaldığı Michael Jackson`ın son yemek tercihi ızgara tavuk göğsü ve salata olmuş.

 

Ünlülerin ölmeden önce yedikleri yemek

 

17.Elvis Presley

Rock`n Roll ile müzik dünyasında yepyeni bir sayfa açarak milyonları peşinden sürükleyen Elvis Presley 11 Ocak 1978’de hayata gözlerini yummadan önce kurabiye ve dondurma istemiş.

 

Ünlülerin ölmeden önce yedikleri yemek

 

18.James Dean

Oynadığı ilk başrol ile Oscar’a aday gösterilen sayılı aktörlerden bir tanesi olan ve karizması ile genç kızların gönlünü fetheden James Dean 24 yaşında ölmeden önce Elvis Presley gibi tatlı tercihinde bulunmuş ve elmalı turta ile süt.

 

Ünlülerin ölmeden önce yedikleri yemek

 

19. Brittany Murphy

Spun ve Sin City’deki rolleriyle kendisini sevdiren ancak genç yaşta hayatını kaybeden Murphy’nin son tercihi sevdiği bir Tayland yemeği olmuş.

 

Ünlülerin ölmeden önce yedikleri yemek

 

21.Ernest Hemingway

Amerikan Edebiyatı’nda önemli bir yeri olan ve Kayıp Nesil akımının içinde yerini alan Hemingway, 2 Temmuz 1962 yılında aramızdan ayrılmadan önce son olarak Sezar Salata, biftek ve fırınlanmış patates yemiş.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 



manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >TV, Medya, Podcast, TikTok-Youtube videolar >Zeki Müren`in hiç görmediğiniz fotoğrafları>
  20.Kas.2014 Per 22:08:29

Zeki Müren`in hiç görmediğiniz fotoğrafları

 

"İşte Benim Zeki Müren" sergisi açıldı. Sergide, sanatçının çocukluğundan son günlerine kadar gündelik hayatına ışık tutan belgeleri ve kostümleri yer alıyor.

 

Zeki Müren`in hiç görmediğiniz fotoğrafları

Yapı Kredi Private Banking ve Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık işbirliği ile hazırlanan “İşte Benim Zeki Müren” sergisi, Zeki Müren’in 18 yıldır Türk Eğitim Vakfı ile Türk Silahlı Kuvvetleri Mehmetçik Vakfı arşivinde bulunan fotoğraflarını ve özel eşyalarını gün yüzüne çıkarıyor. Sergi 20 Aralık 2014’e kadar ziyaret edilebilecek.

 

Zeki Müren`in hiç görmediğiniz fotoğrafları

 

Zeki Müren`in hiç görmediğiniz fotoğrafları

 

Zeki Müren`in hiç görmediğiniz fotoğrafları

 

Zeki Müren`in hiç görmediğiniz fotoğrafları

 

Zeki Müren`in hiç görmediğiniz fotoğrafları

 

Zeki Müren`in hiç görmediğiniz fotoğrafları

 

Zeki Müren`in hiç görmediğiniz fotoğrafları

 

Zeki Müren`in hiç görmediğiniz fotoğrafları

 

Zeki Müren`in hiç görmediğiniz fotoğrafları

 

Zeki Müren`in hiç görmediğiniz fotoğrafları

 

Zeki Müren`in hiç görmediğiniz fotoğrafları

 

Zeki Müren`in hiç görmediğiniz fotoğrafları

 

Zeki Müren`in hiç görmediğiniz fotoğrafları

 

Zeki Müren`in hiç görmediğiniz fotoğrafları

 

Zeki Müren`in hiç görmediğiniz fotoğrafları

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 



manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >Hiç hesapta yokken>
  20.Kas.2014 Per 21:39:23


Hiç hesapta yokken


peri masalı gibi hayatıma girmeni sevdim


 

önce yüreğime dokundun
sonra yüreğimden aktın kan yerine damarlarıma,


 

tüm hücrelerime hükmetmeni sevdim...
sen varsın diye kalbimde bu değersiz bedenide sevdim...






bir sevdalı masalına asılı kaldı yüreğim


anlayamadan bu büyüyü
her şeyde sen renklenir oldun


 

kime baksam buğulu gözlerin,kenetlendiğim ellerin
birde baharı kıskandıran kokunu duymazmıyım...


 

burnumun direği sızlamaz mı...
sevda yüklü bakışlarında kaybolmayı sevdim ...





sabahları ilk aklımda olmanı
dudaklarımda tatlı bir gülüş tadını sevdim.


 

gözlerime güneş yerine doğmanı


 

içimde kelebekler uçuşturup
kırçiçekleri açtırmanı aniden.


 

teninin tenime deymesini
ve yüreğimde titremeni sevdim...





birde geceyi duysan şahittir ezanlar
hep yüreğimdesin kıskanır geceler


seni anlatıyorum her geceye
ne kelimelere sığdırabiliyorum


 

ne içimden dökülmene engel olabiliyorum


 

kelimeler yetersiz gelip
şiirlerime saçıyorum seni


gözlerinin gecelerime yıldız olmasını sevdim ...





ne zaman aklıma gelsen güller açar yüzümde
yıldızlar düşer gözlerime


 

unuturum leyla mecnun masallarını


 

ne aslı olurum ne züleyha.
öyle bir sevgi coşarki yüreğimde


 

nice keremler kıskanır,nice yusuflar ağlar.
içimde çağlayan olan sevgine vurulmamı sevdim...





yokluğunsa ateşten bir gömlek
kaç cemreler düşürür can evime


kaç yağmur bulutu özlemin kucağına savurur gözlerimi


 

kaç hazan vurgunu sözler dolanır çocuksu duygularıma
kaç alabora olmuş gemiler vurur yüreğimin kıyılarına


 

ve hüzünden hüküm giyer renklerim.
sensiz gözlerimin hüzne açmasını da sevdim...





bir bilsen sevdiğim
kaç gül yaprağına adını yazıyorum


 

güller değdiğinde tenimin sen kokmasını seviyorum.
sen benim solmayan baharım,bitmeyen mutluluğumsun.


gülüşümü gülüşüne takmamı,seni bulutlara çizmeyi sevdim...
hayatımın özü olmanı ,sevginde kelimelerin yetersiz kalışını sevdim.


 

tüm benliğime kibrip çakıp seni yüreğime ekmemi sevdim...
suskun bir çığlığa dönüşen göremeyişimi bile sevdim...


sevdim gelmenle mevsimlerin bahar oluşunu
sevdim içimin içime sığmayışını


 

sevdim,tüm yollarımın sana çıkmasını,
dönüp dönüp sana kanat çırpışımı






sevdim kelimeleri yüreğime saplarcasına suskun kalışımı


 

sevdim her damlası sen olan gözyaşlarımın yüreğimi ıslatmasını
sevdim gülüşünün yüzüme vuran rüzgarını..



 

sevdim aşkta tek hakkım olmanı sevdim
sevdim sana sevdalanmamı sevdim


 

sevdim... sevdim işte


sevdim...gerçeğe dönüşen düş olmanı sevdim...
en çokta beni sevmeni sevdim


 

bizi sevdim...


 

sevdim işte sevdim...
nedeni yok aslında,sadece sevdim


 

sevdim işte...
sevdim seni canım..


 

seni sevmek çok güzel de sevdiceğim
tarafından sevilmek tarifsizmiş...



 

<<12 3456789101112...100...200...300...400...500...600...700...800...900...983>>